B Sayfa şına kafa tutmak için fazla paraya ihti- yacı vardı.. Vakıâ açk izdivacı saadet sıyılırdı ama herhalde para için yapacağı bir izdivac- la Pingulllet'i daha çok çatlatırdı. Bu iz- divacın dış tarafı parlaktı ya, küfi Pinguillet nasıl olsa aralarında değildi. Karısının huysuz, geçimsiz biri olduğunu nereden bilecekti? Bir gün eyaletlerden birinde bulunan büyük bir şatoyu tamir etmek ve ilâve- Sonü hep böyle olur işte! Uzun za- Omandır birbirinden ayrılmıyaa, yedikle- ti içtikleri bir, candan yekdiğerine bağlı Aki dost bir gün gelir araları öyle bozu- lur ki ölünceye kadar konuşmazlar. Bu Ydi dost artık birbirinin can düşmanı ke- gilirler; ve daima birbirlerinin kötülü- ğünü isterler. Pinguilletten nefret eden Vancu hiç te Yena bir adam değildi. Neş'eli, yumuşak tabiatli, muhitinde bulunan herkese hr-l p: lütufkâr, bazan kendisine güzel bir ka- dın bakmadığı zamanlarda bile bir di- lenciye iki sous verecek kadar merha- metliydi. Fakat kendisine Pinguilletten | bahis açtınız mı bütün kanı başına sıç- Yrar, hiddetten gözü dönerdi. Pingmillet bpna ne yapmıştı? Hiç kimsa bilmiyordu. Herhalde bunu anlatmamak doğru bir çık hava ve bol güneş altında çalışırken kendi kendine: Aman yarabbi bana ne- den böyle bir saadet vermedin? Tenha bir köye çekilip çalışsam!, Fakat birden bu düşüncesini kovdu; ne münasebet! Allah göstermesin.. Pin? gulllet'e karşı vaziyeti nasıl olurdu son-| ta, Hayır hayır. Böyle şey istemiyorda. isinin arkadaşlığı, hiçbir dostluk iyi| Küçük bir saraya benziyen bu şatonun | başlamış değildi, mimar olmak üzere|tamiri için birçok mimarlar can atmış-! mektebe beraber girmişler, aşağı yukarı | tılar, bir sırada tahsillerini bitirmişlerdi. Çok | Pakat Vanou bu işi, vicdanını epey ra- Zaman paralarını bir araya getirirler, be-| hatmız edecek dalaverelerle alabilmişti. iTaberce eğlenirlerdi. Neme lâzım? Pingulllet'in bundan haberi 'Akalarının açıldığı tarihten sonra a-| yoktu ya. onun bildiği bir şey varsa şu tölye içinde artık iki asık suratlı adam-|meşhur şatonun mimarlığını kendişinin Han başka bir şey kalmamıştı. Bitbirle-| yapmış olmasıydı. bu kâfiydi'. | rine <Mösyö» diye hitab ediyorlardı. Kim bilir pek yakın bir zamanda res- Bir gün Vanou «Chenavard» adlı mi-|m? ceridede şöyle bir flân görerek Pin- mari mükâfatı kazandı. Bu muvaffaki- gülllet delirecekti: yetinin Pinguillette olan tesirini gördü-| — , n inin şövalye Bü zaman keyfinden çatlıyacak hale gel-| - - el » |rütbesini bu kere meşhur mimar Pierri mişti. O günden itibaren Vanou'nun dü- Vanou'ya vörilmiştir.» Şüncesi şu olmüştu; benim muvaffakiyet- Hu Bülğeyli earlüşlen Blcim bt Terimi duydukça Pinguillet'in alacağı 'ti Gdi öreğk “|nun tesirile hiç sevmediği karısını hara- retle kucakladı. Bunun üzerine: Vancu ailesi zengin olmadığı için haf-| — Ne var, ne oldu? diye karısı çordu. tada bir defa ona pek #z mikdarda harç- | Ne o yoksa nişan mı aldın? lık y yorlardı. Bu para ile kitab alıp âhtiyaçlarını temin etmek şöyle dursun, ancak bilârdo oynar veya bir bardak şa- rab içebilirdi. v Bi i . man ne iyi..nııyi. Gıımıy .MYI Haddl zatında tembel olan Vanou Pin-| ıza Namisın bakalım? Ne ver, ne yok? guillet'i kızdırmak ve çatlatmak için çok Pinguillet ne yapıyor? galışmış, mükâfat almıştı. Fakat ne ya- zık, ki arkadaşının kıskançlıklarımı ya- kından görüp tedkik etmek ona nasib o- Tamamıştı. Mektebden çıktıkları zaman Pinguil- Şet'i iç vilâyetlerden birine istasyon bina- sı inşa etmek üzere yollamışlardı. Tabil bu şeratt altında, taşrada çürüyen bir a- damın meşhur olmasına imkün var mıy- dı. Vanou onun vaziyetini bir akrabasın- dan öğrenmişti. O Herledikçe arkadaşı- nın muvaffakiyetlerini gazetelerde oku- yarak kıskançlıktan çatlıyacağını düşü- nüp keyifleniyordu. Hakikatte de Vanou ilerlemişti. Herkes ona emeşhur genç mimar» diyordu. Evlendi. Bu işde de bir seçim yapmak mecburiyetinde kaldı. Sevdiği bir kadını mı yoksa zengin birini mi almalıydı? U- zun boylu düşünmedi. Her seyden evvel | lışmak ve kamçılanmak için kimden kuv- menfaatini gözetlemeliydi. Hele arkada-! vet alacağını düşündü.. SAA «Son Postar nin edebi remanı: 42 ÇINARALTI Bürhan Cahid ua Yarıbaşındaki Sezai Nevinle konu-|Nişanlı bir kızın başka bir maksadla e- şür vaziyette yatan Nazlı rujunu, pud- |fendisine hediye vermesine imkün var rasını tazelemiş, mahmur mahmur ba-|mı? Buna ihtimal vermek bile Ömer şını çevirdi. Facia ile başlayıp komedi |beyefendiye karşı bilmem, biraz istih- ile nihayet bulan sahnenin kahrama- | za olur. Tabil bunu siz de düşünmezsi- rüna yaklaştım: niz.. onun için biz bu acı hatırayı unut- — Evet efendim, dedim. Jale hanım | turacak yeni bir eğlence tertib etmeyi efendi hislerimi anlattılar, Affınızı di-| münasib gördük. Sizler de burada iken lerim. bu kızı nişanlısı ile evlendireceğiz. Büyük bir hastalıktan kurtulmuş gi-| Jale anlatırken Nazlının göz bebek- bi duüdakları yavaş yavaş açıldı: leri ışıklanıyordu. Teşekkür ederim. Çok naziksiniz| Doğrusu Jalenin avukatlığına ben Ömer beyefendi. de hayran olmuştum. Müdhiş bir kan- Jâle parmaklarile Nazlının saçlarını |dırma ve inandırma kuvveti olan bu okşadı: kadın arzularını kabul ettirmek için Bizim de sizden bir ricamız var |kendini hiç yormuyor. han:mefendi, dedi. Nezaketinizden, ki-| Nazlı birdenbire eski haline dönmek- barlığınızdan bunu beklemek hakkı -|ten çekinir gibi ağır, isteksiz hareket- Mmızdır da.. burada köylüler arasında |lerle mırıldanır gibi cevab verdi: bir âdet vardır. Kadın olsun, erkek ol-| — Bilmem, siz bilirsiniz, nasıl ister- sun münasib fırsatlarla çiftlik beyleri- | seniz! ne hallerine göre hediyeler. verirler, | Bu fikri Nevin de pek hoş bulduğu bahşiş alırlar, Bu kız da bu akşamki |için ısrar edince zaten biraz daha yu- eğlence fırsatı ile patronuna bir çevre | muşatılmak ihtiyacile kıvranan Narzlı hediye etmiş. Fena bir tesadüfle bu, bir hâdiseye sebeb oldu. Halhuki o genç — Almak üzereyim. — Memnun oldum. Rennes'ten teyze- İzaden geldi. — Ne yapacak? Büyüyor. — Ne? O yaşta insan büyür mü imiş.. — Tabif canım. On iki yaşına girdi şimdi.. — Canım ben sana babasmı soruyo- rum.. — Ba, babası mı? O öleli sekiz, on se- ne oldu? — Ne?l! Vanou'nun kolu, ayağı kesilmiş bir hal- de kolluğun üstüne çökmüştü. Sekiz se- nedenberi kendi kendisini bu kadar sı- kıntıya koymuş, hayatını altüst etmişti. Demek bütün bu cozalara ölmüş biz ada- mın gözlerini kamaştırmak için katlan- mıştı? Ne sukutu hayal!. Bundan sonraki hayatı ne olacaktı? Göz ucile hiç ısınamadağı ve sevmodi- Bi karısına bakarak, bundan böyle ça- ve aramızda idi. İ OARKADAŞ. DÜŞMANLIĞI — | ZŞA NNNMAAII N AIDNARAN AAA a. Çevüreze : Faik Berçmer — aai ler yapmak için Vanou taşraya gitti. A- . BON POSTA Kocasının garib vaziyetini gören ka- Fisi: — Ne oldun? Nedir bu halin? Bir ayna # da suratına bak! diye mırıldandı. Andr& Birabeau'dan KARINKİ MÜSHAMIZDA: Meçhul izler İngilizceden çeviren: Neyyir Bir kamyon trene çarptı Şofür Arifin idaresindeki 4251 numaralı kamyon Bakırköy istasyonunda manevra ya parken o sırada İstasyona gelen Banliyö tre- ninin Jokomotifine çarpınış, kamyon ehem- mcyetli surette hasara uğramış, lokomotifin Ge tenerleri kırılmıştır. AKSIRIK, NEZLE Bütün göğüs bastalıklarının Hastalık ihlimallerini GRİPİN alarak yok edebilirsiniz. Gripin, Radyolin müesseselerinde fev- kalâde — itinalarla — hazırlamır. Rahatsızlıkları, Fağrıları — delet- mekte bir panzehir — kudreti gösterir. — Kalbinize, — midenize ve — böbreklerinize — yorgunluk vermez. İcabırda 3 kaşe alınabilir. İsmine dikkat, taklidlerinden sakınınız ve gripin yerine başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz. Haziran 18 . ERKEKLERİ TESHİR EDEREK A c ildim, hemen yarı ölmüş gibi idi, yüzü buruşukluklarla dolu, cildi solmuş, ihtiyarlamıştı, fakat karakte- rim daima gençti, dans, eğlentiyi se- verdim... Fakat kimse beni dansa davet etmi- yordu. Bunun erkekleri gençliği arm- yorlar, Nihayet bir cild mütchassısı ile istişare ettim. Cildimin genç ve taze tutan kıiymetli bir cevher olan Biocel'e Ahtiyacı olduğunu söylodi. Fen, son zamanlarda bu Biocel cevherini, genç hayvanların cild hüceyrelerinden istih- sale muvaffak olmuştur. Bu cevherde bizzat sizin cildinizdeki hayati unsurlar mevcuddur. — Biccel şimdi, cildinizin beslenmesi ve gençleşmesi için ihtiyacı olan tam nisbet dairesinde Tokalon kreminin terkibine karıştırıl- mıştır. Bu kremi her akşam yatmazdan evvel kullanırım ve gayet muvallfakiyetli semereler NASIL MEŞHUR OLDUM... ARTIK Dünya benimdir!.. Bayan Anzara Rals'in yu::rıkl hakiki totografi- lterine bakınız ve gayet baslt olan tedavi şartların! tatbik eden bir kadının edineceği cazip güzelliği nazarı iti. bare alınız. elde ettim. Diğer taraftan her sabah da beyaz renkli Tokalon kremini kullan- dim, bu da siyah benlerimi eritti, açık mesamelerimi sıklaştırdı ve esmer ve sert cildimi beyazlatıp yumuşattı. MÜHİ M : Cild unsuru olan meşhur Tokalon kremleri her yerde satılıt. Muvaffakiyetli semerelori garantilidir. Aksi takdirde para iade edilir. 1668000 Adet 24 x 45 eb'adında şarap mantarı 100000 100000 26 x 48 23 X 35 I — Yukarıda mikdar ve eb'adı yazılı » » » Likör 1768000 adet şarap ve 100000 adat likör mantarı şariname ve nümuneleri mucibince pazarlıkla satın alınacaktır. N — Pazarlık 6/VI1/938 tarihino rastlayan Çarşamba günü saat 11 de Kaba - taşta levazım ve mübayaat şubesindeki 111 — Şartnameler parasız olarak her alım komisyonunda yapılacaktır. gün sözü geçen şubeden alınabilir. IV — İsteklilerin pazarlık için tayin edilen gün ve saatte 96 7,5 güvenme pâ- ralariyle birlikte yukarıda adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur. «33750 BAA I — Cibali fabrikasında Haziran 038 iptidasından itibaren altı ay zarfında te- raküm edecek 150 ton kadar tütün tozu pazarlıkla satılacaktır. KI — Pazarlık 11/VI/938 tarihine rastlıyan Pazartesi günü saat 14 de Kabt* taşta Levazım ve Mübayaat Şubesti Satış Komisyonunda yapılacaktır. TI — Satılacak mallar mahallinde hergön görülebilir. IV — İsteklilerin pazarlık için tayin lariyle birlikte yukarıda adı geçen komisyona müracaatları ilân olunur, men gene çınarlar altında bu yeni eğ-|tim. Kıpkırmızı oldu. Hasan dayının i- lencenin programını hazırlıyoruz. Ben ilk defa ve ilk şart olarak Jale ile Bayrakdaroğlunun düğün oluncaya kadar çiftlikte misalir kalmalarını tek- Hf ettim. Biraz evvel Jaleden çok yardım gö- ven Nazlı da bu defa teklifimi kabul et- meleri için ona ricaya mecbur oldu. Zaten kararlaştırdığımız bu davet çok ısrar görmeden kabul edildi. Sonra dü- ğün için İstanbuldan derhal kumaş ve hediyeler getirilmesi, iki taraf ailesi- nin davet edilip görüşülmesi konuşul- du. Elbise işlerine Jale ile Nazlı ve Su- na karar verecekler, ben derhal ısmar- hyacağım. Bayrakdaroğlu ile Feridun ve ben gelinle güveyin ailelerini ça- Bırıp düğün yapacağımızı söyliyeceğiz. Sabah erken işe başlamak üzere oda- larımıza çekilirken bu heyecanlı gece- nin hatırası olarak Nazlının yüzünde şaklıyan tokadın sesi hâlâ benim kulak- larımda aksediyordu. 5K Bizim korucu Zehir Alinin kimsesi yok, Hasan dayı onu bu mesele için ça- ğırdığı zaman sevinçten ne yapacağını Şaşırmış. Doğrusu aslan gibi delikanlı. Burada gevşeyiverdi, İki dakika sonra ayakta | köylüler iri yarı adamlara çınar gibi diyorlar. Hakikat Zehir Alt de çınar “V”in korucusuna nişanlı imiş.| Şimdi vaktin pek geç olmasına rağ- | gibi delikanlı. Ona kararımızı tebliğ et fadesine göre Zehir Ali evlenmek için biraz daha para sahibi olmak istiyor- muş, Böyle masrafsızca gerdeğe gir- mek fırsatı bulunca ağzı kulaklarına vardı, Gökdereye, Sıdıkanın babasını ça- ğarmak için erkenden atlı çıkarmıştık. Bir saat sonra bize birçok sazan balık- ları da getinen kaplana vaziyeti anlat- lm. Böyle iki çiftlik beyinin kararı ile ve İstanbullu misafirlerin yardımları ile kızına düğün yapılması ihtiyar de- niz kurdunu çok sevindirdi. Birkaç ke- re elimi öpmek istedi. Ona biraz da harçlık verdik ve üç gün sonra hazırlık- ların tamam olacağını müjdeledik. Jale İle Nazlı İstanbuldan getirilecek şeyler için dolgun bir liste vermişler- di. Bunu bizim avukata yolladım ve her işini bırakıp bunları hazırlamasını da yazdım. İçinde neler yok neler. Ka- put bezleri, top top patiskalar, basma- lar, gaz boyamaları, krep damurlar, ne- ler, neler. Üç gün sonra bir otomobil bütün bu siparişleri getirdi. Şimdi İstanbul kibar #leminin bu güzel ve genç kadınları köşkün bir o- dasını, terzi atölyesine çevirmişler, ha- rıl barıl çalışıyorlar, Çok şükür, artık yeni bir hâdise yok. Jale ile Bayrakdaroğlunu benim dai- edilen gün ve saatte 96 15 teminat parâ* «3llde remde misafir etmiştim. Gündüzlefi erkekler at gezintisi yapıyoruz. daroğlu pek hoşuna giden bizim tüfeik” lerle iyi avlar da yaptı. Solucan gibi Nevinin bacakları art” sından ayrılmıyan Sezai bey de ye istemiye bize karışmağa mecbur *” luyor. Sıdıkayı o gecedenberi — görmedilit Biz avda iken çifiliğe çağırıp ölçüsünü Nazlı da müdhiş tokadını yediği Wf için: — Durgun bir kız ama doğrusu mtf” i mer gibi bir teni var... diyordu. Jale: — Sıhhatli bir kız, dedi. Hani erkeİ” ler kadınların yüzlerini şeftaliye, za falan benzetirler ya. İşte bu yanakları sahici birer şeftali. ebrulu ne gürbüz maşallah. 3 Nevin: — Vücudü de fena değil. ıawh" dedi. Onları dinlemiyor görünerek urak” lara bakıyordum. Bayrakdaroğlu dedi kt: — Tabif böyle şatafatlı bir aagönl olacağı için de memnun, değil mi? Üçü birden cevab verdiler: