Trabzon Karadenizin en güzel şehri oluyor Son altı ayda şehirde birçok yollar yapıldı, asri mezarlığın tesisatı biti- rildi. Yer altında 75 tonluk su deposu ikmal edildi. Yakında büyük bir sinema binasının inşasınada başlanıyor i diye varidalı S yılda 111,813 Çiki Güzel Trabzonun Taksim mahallesinden bir görünüş q"hm(umm—mmdm-muxuımyımnımwm- bu yıl geçen yıllara nisbetle |dern bir sinema binası yaptırmaya ka- k karşılanacak mahiyette |rar verdiğinden bu bina için lâzım o - —;:r faaliyeti göze çarpmaktadır. İlan para büdceye konmuştur. İçinde h 250 yataklı hastanenin inşaa- binden fazla seyirciyi bulunduracak o- ç%m'h bir fanliyetle devam eder- |lan sinema binasının projesi — belediye Yeni lise binasının da temelleri a-|mimarı Şadan tarafından ikmal edilip h,m , Belediyemizin — altı aylık |hazırlanmıştır. h Jti geçen senelerin aylarile de -| — Şehrin imar faaliyeti hızla — arttığı S::::"' bile kiyas kabul etmiyecek | gibi ayni zamanda belediye gelir kay- ç *de büyük bir yekün tutmakta -İnakları da günden güne çoğalmakta - ? dır. Geçen Üç yılım büdeelerile bu yılın büdeelerile bu yılın büdcesi mukayese edildiği zaman bu senenin büdcesinin üç yıl evveline nazaran bir misli art - tığı görülmektedir. 1935 'Trabzon belediyesinin varida- ç:hzon belediyesinin altı aylık ça- A, tun bilânçosu çıkarılacak olur- _:ımüddn zarfında, — şehrin imar M:uırhmrık 4000 metre mu - N_ lan fazla parke yol, 40<ıoalıâem 1 mücedded arnavud irı « ::*"dlnnrlı Orta hisar yolu üze - "*h tesviyej türabiye ve kaya kaf - Ş,thılırak güzergih — kurulmuş, .şı_mnle önünde yeni transit yolu âhının da yapılıp — hazırlandığı t.hmr. Gene bu müddet zarfında N Jt inşaat işlerinden üç adet ye - |e 1937 de 165,586 Hira, 1938 yılının gelir büdeesi ise 205,357 liraya yükselmiş - tir. Bütün bu açık hesablar da gösteri- yor ki bir şehirde tmar ve umran ne kadar ileri götürülürse gelir kaynak « ları da o nisbette artmaktadır. Yapılmış ve asri mezarlığın te- Wı edilmiştir. Taksimde yeni olan parkın etrafı muntazam Gelibolu (Husu - sİ) — Her sene öl - ç duğu gibi, Namık B Kemal ihtifali, Ha - ziranın ilk pazarı 0- lan dün yapılmış - tır. Bu gece, bu mü- nasebetle, Halkevi salonunda toplanı! - mış, Namık Kema « Hn memlekete yap- tığı hizmetler, bi « Jraktığı eserler sa - yılıp dökülmüştür. '"Vırlı çevrilmiştir. 0—— burada yer altında yetmiş ton Hıh.b Su deposu yapılmıştır. Tahsisa- 304 lira bedelle Münakasaya Çı- k"îîlıd mezbahanın tesisatı ve nok ikmal edilerek asri bir hüle so- Ve ayrıca da on bin liralık bir l! nşasına başlanılmıştır. Şeh- Ş$erinde bulunan İmaret me - 'dan getirtilen yüzl ti Namık Kemalin yüzlerce çam fi « $ 'jhçlındınlıp; süslenmektedir. ;:;'::r“de: bauî. bütün Gelibolu hal kı ve Keşan, Mal - kara ve civar kaza- lardan gelen büyük bir kalabalık, gün - sinema binası bu günün ih- mhyıı etmediği için belediye caddesi üzerinde — eski ve '.Uırı eziyet veren değnek yasak edildi eli (Hususi) — Trakya Umumi M ÇElği öküzlerin hızlı yürüme - S | şanın türbelerini ziyaret etmişlerdir. için kullanılan ve hayvan - bir ıztırab veren ucu siv - «Nudul» değneğin isti-|okunmuş, Halkevi tarafından — Sıcakların birdenbire , basmasından mı anladın, Hasan Bey?.. Bizan Bey — * t“mı yaz gul;r:ekm:k- , yünmasından mı?., metre mesafede bulunan Doğanlar kö- yünde birkaç gün evvel boğuşma olmuştur, Boğuşmaya kaza - ya bağlı telefon hattının kesilmesi ile başlandığı anlaşılmıştır. Hicesinde bir kişi ölmüş, t 111,813 lira, 1936 — da 125,780 lira, |aört kişi de hafif surette yaralanmış - tır. Vak'a mahalline giden C. M, umu- misi tahkikata başlamıştır. Bu boğuş - manın- hangi-sebebden çıktığı ve kiniim (< / p y00 he D e D Ka marımin dişiA- kimi yaraladığı henüz anlaşılamamış -| da kalan hayatı, bütün kirliliklerile, güç- tır, Bolayırda Namık Kemal ihtifali yapıldı düz, merhumun ve Gazi Süleyman pa-|çelenk konmuştur. Burada, gene merhumun — hayatından |türbelerin ziyaretine halk öküz ve bey- ve eserlerinden bahsedilmiş, — birkaç|girle çekilen arabalarla, kamyonlarla muallim söz alarak hatıralarını anlat- | vesair vasıtalarla kafileye iştirak et - mışlardır. Gene türbe başında mevlüd | mişlerdir. Şehre on iki kilametre olan orada (bu yolu yürüyerek gidenler — de pek İbulunanlara şeker dağıtılmış, türbelere |çoktur. , *w Yoksa bayanların s0- Mardin elektriğe kavuştu Gece'şehir aydınlanınca halk büyük tezahürat yaptı Mardin, (Husust) — Beş yillik belediye plânının başında gelen şehrin elektrik iğinin ilk kısrm ik- mal edilerek Mardin yeni ayın 1 in- de elektriğe kavuşmuştur. Lâmbalar yandığı gece halk bü- yük tezahüratla âdeta bayram yap- mıştır. Gece bütün gokaklar insan kalabalıkları ile dolmuştur. Her ta- rafta neş'eli sesler duyulmuş, 10 yıl marşı ile beraber birçok halk türküleri söylenerek umum? sevinç izhar edilmiştir. İkinci kısım tesi- sat da belediye tarafından eksilt- meye konulmuştur. Müteahhidine ihale edilir edilmez derhal işe baş- lanacaktır. (Baş tarafı 1 inci sayfada) latasaraylıların pilâv günleri de meşhur olduğu için, dünkü toplanışın yüksek manasını bir defa daha izaha lüzum gör- müyorum. »«« | Ben dün Galatasaray lisesini dolduran Galatasaraylıların sayısını da, araların- daki rabıtanın derecesini de biraz daha yükselmiş görünce anladım ki bütün Gülatasaraylılar: — Pilâvdan dönenin kaşığı kırılsın! demişlerdir, ve papazın her zaman yiye- mediği pilâvın lezzetinden artık hiçbir zaman mahrum kalmıyacaklardır. Dün, o meşhur lezzetine ilüveten de- rin bir de mana peydahlıyan bu tarihi pi- lâvı kaşıklamıya koşanlar arasında yet- mişlik ihtiyarlar da, yedi yaşını henüz tü- ketmiş yavrular da vardı! Yani dünkü toplantı, Galatasarayın mazisile istikbalini bir araya getirmişti. Geçmiş günlerin tadını anmak, gelecek günlerin daha mes'ud geçeceğine inan- mak, bütün Galatasaraylılara, tasasız bir gocuk neş'esi vermişti: Nüktenin, kahkahanın binini bir pula Emedin Doğanlar Köyünde korkunç Bir boğuşma oldu. Emed (Hususi) — Buraya 2 kilo - korkunç bir Gece yarısı vukua gelen hâdise ne- iki kişi ağır, içinde, âdeta sarhoş oluyorlardı. Eski Londra sefiri kebiri Salih Münir (Paşa), eski Maskova sefiri Galib Kema- N e: — El bende! oynuyor; Sıçan — Sadi Külbastı Ralfle tıbkı 20 sene evvelki gi- bi güreşiyor, Abidin Daver, mekteb mü- dürü Behcetin ipekli mendilini, ön iki ya- şında bir talebe hafifliği, atikliği ve kür- nazlığile aşırmıya çabalıyordu! Bütün büyüklerin böyle küçülmeleri- ne mukabil, bütün küçükler de büyü- müşlerdi. Ön, on Iki yaşında talebeler, 0- (zadaki büyüklerinin bazı hareketlerini taklid ederek eğleniyorlardı: Meselâ kü- ıçük bir yavru, Salih Münir paşa yı taklid ederek konuşuyor; yanındakine: — Efendim... diyordu, dünyaya şimdi gelmeli imişiz... Öteki çocuk da, Galib Kemaliyi taklid ederek cevab veriyordu: — Doğru paşam... Biz yirmi otuz sene erken davranmışız! olsaydık! Bu ziyaret akşama kadar sürmüş, | datır mıydık? * Antalya (Husu - si) — Antalya lise - Bi son sınıf talebe - leri Halkevi sahne - sinde çok güzel bir müsamere verimiş - * lerdir. Antalya mü- | nevverlerinin hazır bulunduğu bu mü - samerede «Kızıl Çağlayane piyesi muvalfakiyetle' oy - nanmış ve çok al - — kışlanmıştır. Bu pi- yesde Nimet rolün: © de Şehab ve Osman rolünde Şükrü tev- kalâde — muvaffak Hasan Bey — Hayır, be- lediye kömür işini bırakıp plâjlarla uğraşmıya başla- mış tal.. Tarihi tamburun sesi alkışlarla karşılandı Âbideye çelenk konurken Öğle:e doğru, Gıı.ı== tarihf (Devamı 11 inci Antalyada çok güzel bir müsamere pilâv geçti tamburu çalındı. Artık, Galatasarayın pilâvı kadar, Gâ-| Tıbkı birer talebe ilaatile oyunu, şaka- yı bırakan Galatasaraylılar, tarihe karı- şan bu koca tamburun gümbürtüsünü, insana en lezzetli hatıralarını tekrar ya- şatabilen bir tambur, bir keman, bir ney, bir ud, bir saz taksimi gibi dinlediler... Ve bir konser alkışlar gibi alkışladılar. Sönra tabur haline girerek, Toş kori- dorlardan, vaktile içlerinde okudukları dershanelerin önlerinden geçerek konfe«- rans salonuna doldülar... Söz söyliyecek olan arkadaşın sahne- ye çıkmakta birkaç dakikacık gecikmesi- ni fırsat sayan Galatasaraylılar, vaktile ayni salonda gösterilen filmlerin kopuşu- nu protesto ettikleri gibi nümayişe baş- ladılar: — Ho0000000p. Gümmmm! — Ho0000000p. Gümmmm! Fakat o sırada sahneye mektebin en eski mezanu Bay Muhtar çıkınca, bu pro- testo nidaları, aynl çiddette alkışlara ta- havvül ediverdi. Bay Muhtarın, dinleyicileri bazan ka- tıltan, bazan hıçkırtan cümleleri, birçok defalar, dakikalarca uzıyan alkışlarla ko« parildı. Onün sözlerinin pek güçlükle seçtiğim lerile, acılarile unutmanın verdiği '“d“ım güzel parçalarını aşağıya geçirirken, iki sütuna sığmak mecburiyetile bir kıs- manı foda etmiye mecbur kalışımın acısı- nı duyuyorum! Bay Muhtar, sahib bulunduğu kıymetli bir maden koleksiyonunu mektebe hedi- ye edeceğini söyledikten ve bütün arka- daşlarını bu kabil faydalı hatıralar hedi- ye etmiye çağındıktan sonra şu tarihi ve #nteresan hâdiseyi anlattı: — Mektebin tesisinde, Gülbaba adında mübarek bir zatın müessir olduğunu, ge- çen sene söylemiştim. Gülbaba, mektebin şimdi bulumduğu rin tam karşısı bir kalübede otu- İrur, ve yetiştirdiği . .simsiz, nadide güllerle meşgul olurmuş! Zaten, kendir sine Gülbaha denilişi de, bu yüzdenmiş. O devrin padişahı İkinci Beyazıd, av- lanmak için oralarda dolaşırken, nazarı dikkatini celbeden bu kulübeye uğramış, ve Gülbaba ile tanışmış. | Çiçekleri çok seven padişah, Gülbaba- İnın kış ortasında yetiştirdiği güllere hay- — Ayağımız karılaydı da, davranmaz|ran olmuş, ve iİhtiyara, kendisinden bir dilekte bulunmasını emretmiş. Gülbaba, — Öyle paşam... Bilsek kılımızı kıpır- | padişaha, mektebin şimdiki yerini göster- miş, ve o tepede bir irfan ocağı kurulma- sını istemiş! Ve sonra Galatasaray İisesi — öDK olmuşlardır. Yukarıdaki resimde piyesde rol alan gençleri, lisenin kıymetli Direktörü Süleyman Demirle bir arada görüyorsunuz.