Başrahib elini kaldırarak : “Hayır, hayır, dedi. Ne derini diri diri yüzdürmek, nede bir kolunu kestirmek istiyorum, hayır büsbütün başka birşey... Şövalye Cemi buraya getirmneni istiyorum!,, Rahible beraber, sofaya çıkmışlardı. Antuvan kapıya doğru yürüyeceği yer- de, derhal duvardaki — salibe doğru ilerlemişti, Diz çökerek hürmetkârane bir surette haç çıkarmış, kısa bir dua etmişti. Ondan sonra, kapının dibinde gdurarak hayretle kendisine bakan ra- hibin yanına gelmiş: — Şimdi, emrinize hazırım dostum. Demişti, e Başrahib, Antuvanı küçük bir hüc- rede kabul etmişti. Ve onu görür gör- mez, yüzü tatlı bir tebessümle gülüm- siyerek: — Evlâdım!.. Manastırımızın sahib ve hâmisi mübarek (Sent OÖgüsten)in müücizesi sayesinde, Ölüm — kulesinde pek uzun zaman kalacağını zannetmi- yerum. Tahmin ettiğime göre, orada Çıkarman lâzım gelen çilenin müddeti, pek uzun sürmiyecektir. Nail olduğun mânevi feyzin eserleri görünmiye baş- ladı. Bunlara hürmeten, elimi öpmeni- ze müsaade ediyorum. Antuvan, baş rahibin önünde hür- metle diz çöktü. Onun uzanmış olan elini iki elile tutarak hararetli bir buse ile öptü. — Manastırınızın büyük sahib ve hâmisi Sent Ogüsten hazretlerinin lü- tuf ve inayetlerine sizin de dua ve bimmetiniz inzimam etlikten sonra; su duvardaki taşların bile harekete ge- leceğinden eminim, muhterem peder. Baş rahib, mağrur bir eda ile sordu: — Kalbinizde ne duyuyorsunuz?.. — Ah muhterem peder!.. Dün gece, rüyama giren büyük bir akkuş; hissi- yatımdan hiç bir ifşaatta bulunmama- mı emretti. Affınıza mağruren arzede- yim ki, bu emre itaata mecburum. An- cak, emrinize itaatimi de göstermiş ol- — Mak için şu kadarcık arzedeyim ki; üç gündenberi, — varlığımın - değiştiğini rum, Sanki, bütün varlığımı bir başka kalıba döküyor- | şiyorum; bambaşka bir adam oluyorum. İşte bu kadar.. başka hiç bir şey bilmiyorum. — Alâ.. bu akşamdan itibaren ye - — meklerinizle beraber bir mikdar da şa- rap verilmesini emredeceğim. — Çok teşekkür ederim, muhterem peder... Fakat, ne çare ki bu lülfunuz- dan derhal istifade edemiyeceğim. — Niçin?. . — Çünkü oruçluyum. — Oruçlusunuz, ha?.. — Evet, muhterem peder, * — Aman yarabbi.. ne çabuk iİstiha - le,.. Hiç bir âziz, n kadar sür'atle © kemale ermemiştir... Biraz daha gay - — Yet etseniz, blalm buradaki emekdar (Çilekeş) lerimiz kadar yüksek merte- beye ereceksiniz. — Ancak, sizin yardım ve himmeti- > hizle... Başrahib, bir kaç saniye süküt et - — Mişti. Ve sonra, biraz daha Antuvana /— yaklaşarak: — Evet, evlâdım. Size yardım, vazi- — femdir. Hayatınızda omuzlarınıza yük- — lenmiş olan bir çok günahlar var ki, — onları kaldırmak için mutlaka bir mür- şid eli lâzımdır. Fakat, acaba bunun Zzamanı gelmiş midir, gelmemiş midir? — Ohnu, ancak siz takdir edebilirsi- — miz, mühterem peder... Arzu buyurur- — sanız, tecrübe ediniz. — A,, bunun tecrübesi, gayet basit « tir... Cenabıhakkın inayeti ile haiz ol- ve ikbal devresi gelmiş de- Dikkat ediyor musunuz? Hem “balâs, ve hem de ikbal... Yalnız, mah- — küm olduğunuz çileden kurtulmuş ©- Harak kalı caksınız, ayni zamanda S chayatta iyi mevki de kazanmış ©- © lacaksınız. — — AÂAh, muhterem peder!. Ne garip 0 şey.. şimdi bana söylediğiniz bu sözle- ri, dün akşam ama giren o büyük kuüş da aynen böyle söylemişti. — Hayreti, — Evet... — Ona ne cevab verdiniz? — Müutlak surette itaat göstereceği- mi vâdettim. — Alâ.. şu halde, iş çok kolaylaşıyor... Bana da cevab veriniz.. kilisenin bütün evamiri âliyesine itaat edecek misiniz?. — Arzu buyurursanız, üç defa aziz Ogüstenin ismini zikrederek şu pence- reden kendimi atıvereyim. Antuvan, bu sözleri söylerken, pen - cereye doğru ilerlemişti. Başrahib, der- hal önüne geçerek, ellerini yukarı kal- dırmış, itiraz etmişti : — Hayır.. hayır... Öyle sert tecrü - belere'lüzüm yok, Sizinle başka pazar- lığa girişeceğim. — Diri diri derimi yüzdürmek.. yok- sa, en küçük bir ıztırab eseri gösterme- den bir kolumu kestirmek mi istiyorsu- nuz, muhterem peder?.. — Hayır oğlum.. hayır, Çıkarınız böyle şeyleri Büsbütün başka bir şey... — Emrediniz, muhterem peder. — Şövalye Cemi.. buraya getirtebi- lir misiniz?., Antuvanın, bütün vücudu sarsılmış- tı: — Şövalye Cemi mi? — Evet, Zeki İspanyol, vazi; ramıştı. Derhal kendi evlâdım... aklınızdan... bir anda kav- Günün Bulmacası SOLDAN SAĞA: 1 — Tophane civarında bir yer, 8 — Arzu - Takkeye benzer şapka, 3 — Liyakatli - Oda oda kiraya verilen yer. 4 — Onu müteakib. B — Bahib olunan şey - İtdöütmek. 6 — İstihkak edilen - Bir isim. 7 — Her şeyi merak eden - Genişlik. 8 — Hariciye Vekilimizin soyadı - zevcem. © — Adavet - İstifham lâhikası - nefer, 10 — Bir meyva - İlâve - Nefi lâhikası. YUKARIDAN AŞAĞI: 1 — Merhabalaşmak - Masdarda maddel intihalye. 2 — Kört - Bravo. $ — Geceler - Hasna. & — Az sıcak - Karışık olmiyan. B — Boyu uzun bir ağaç, © — Bu - İntizar. ? — Abu - Aydınlık. 8 — Taharri edilme, 9 — Rende ile iş görmem. 10 — Mesruat - Bir nota. cle LÜ VS LAİ D İLİ sisls (Kİ7i elalrlalel) Z DF l z y Yazan: A, R. — Ah, muhterem peder.. bir haylı müşkül... — Kabil olan şeyler, müşkül olsa da yapılır. — Vüâkıa öyle. — Müşkül olan cihet, nedir? — Şövalye Cem, bugün yarı mef'üç bir haldedir. Buraya, nasıl gelebilir?. — Siz onu buraya getirecek bir çare işününüz. Onun kolayca gelmesi için lâzım olan vasıtaları biz ihzar ederiz. — Bir sual sormama müsaade eder| misiniz, muhterem peder? | — Hay, hay.... — Dünyada, hiç kimseye zararı do - kunmamış olan bu adamı buraya ge - tirtmekteki sebebi öğrenebilir miyim”, Başrahib, bocalamıştı. Birdenbire, b bulamamıştı. Omuzlarını yu- müşkül. he söy Sizin.. benim.. bepimizin bur olduğumuz evamiri âliye, bazan edemiyeceğimiz derecede Hakkınız var, muhterem pederim. — Meselâ.. işte, bu meselede olduğu « Bu mesele hakkında, bize, sadece ek bir makamdan bir emir veril- ştir. Ve bu emir de, ikimiz tarafın - dan ifa edilecektir. — Yalnız bir noktada tereddüd edi « yorum, muhterem peder. — Nedir? (Arkası var) İdaşları). 20: Sant Ayarı ve arabca neşriyat. Bugünkü program İSTANBUL 30 Mayıs 1938 Pazartesi Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk musikisi, 12.80: Hava- dis. 13.08: Plâkla 'Türk muzikisi. 13.90: Muh- telif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 18.30: Plâkla dans müsikisi. 19.1$: Çocuk- lara masal: Bayan Nine, 1953: Borsa ha - berleri. — 20: — Rifat — ve — arkadaşla - m tarafından — Türk — musikisi — ve halk şarkıları. 2045: Hava raporu. 2046: Ömer Riza tarafından arabea söylev. 21: Fusil saz beyeti: İbrahim ve arkadaşları, (saat âyarı). 2145: Orkestra, 22.15: Ajana haberleri, 22 $0: Son haberler ve ertesi günün programı. . , ANKARA 30 Mayıs 1938 Pazartesi Öğle neşriyatı: 1220: Karişık plâk neşriyatı. 12.50: Plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları, 13.15: Dahili ve haricl haberler, Akşam neşriyatı: 1820: Karişık plâk neşriyati. 18.50: İngi- lizce ders: (Azime İpeki. 10.15: Türk muzi- kisi ve halk şarkıları (Servet Adnan ve arka- 20.46: Türk musikisi ve halk şarkıları (Hia- lük Recal ve arkadaşları), 21: Spor konuş. ması: Nizameddin Kırşan. 2115: Btüdyo ş4- lon orkestrası. 22: Ajana haberleri, — 22.15: Yarınki İstiklâl margı, İstanbul Asliye Mahkemesi Altıncı Kadi: Cins ve mevkli re murabbaı tarla: 11375 metre murabbaı tarla: tarla: de vâki 16650 metre murabbür tarla: di 2/ şartlarını öğrenmek istiyenlerin 38 Perşembe günü saat on beşte Nöbetci eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar-| diri İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Ziya), Alemdarda: (Esad), Beyazıdda: (Haydar), Samatyada: (Rid- van), Eminönünde: (Beşir Kemal), E - yübde; (Arif Beşir), Fenerde: (Bmilya - d, Şehremininde: (Nazım), Şehzadeba- gında: (İ. Halil), Karagümrükte; (Ke - mal), Küçükpazarda: (Hikmet Cemil), Bakırköyünde: (İstepan). V Beyoğlu cihetindekiter: 'Tünelbaşında: (Matkoviç), Yüksekkal - dırımda: (Vingopulo), Galatada: (Mer- kez), Takzimde: (Komâl - Rebull, Şiş - Hide: (Pertev), Beşiktaşta: (Nall Halid), Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (İmrahor), Sarıyerde: (Nu- ri), Kadıköyünde: (Sıhhat, Rifat), Bü - yükadada: (Halk), Heybelide: (Halk), 'Türk Tütünü — Dünden itibaren (Türk Tütânü) isminde yeni ve çok güzel bir mee- mua çıkmağa başladı. Memleketimizin sirai ve iktısadi hayatında Hukuk Dairesinden: Zatiye tarafından Çorlu Hatib mahal- lesinde 16 sayılı evde iken ikametgâhı meçhul bulunan Mehmed aleyhine ikame olunan tescili talâk davasında: tahkikatm muayyen bulunduğu 25/5/938 tarihinde müddeialeyhe yapılan ilânen tebliğe rağ- men mahkemede hazır bulunmadığın - dan, giyaben tahkikata devam olunmuş ve tarafların medeni hallerinin nüfustan sorulmasına ve muameleli gıyab kararı« nın on beş gün müddetle ilânen tebliğine Karar verilerek gıyab kararının bir nüs « hası da mahkeme divanhanesine — talik edilmiş ve mahkemede 25/6/938 cumar- tesi saat 9,30 a bırakılmış olduğundan müddelaleyhin beş gün içinde itiraz et- mesi, aksi halde gıyabında yapılan mua- melelerin muteber tululacağı tebliğ ye - rine geçmek üÜzere ilân olunur. büyük bir ehemmiyeti bulunan tütün, ziraat, ticaret ve sanayil üserinde neşriyat yapacak olan (Türk Tütünü) meemuasının fük gayısı renkli bir kapak ve zengin münderecat taşı- maktadır. Çocuk — Çocuk Hsirgeme Kurumunun çıkardığı bu haftalık çocuk mecmuasının 83 inci sayısı güzel resim ve yazılarla intişar etmiştir. MANON LESKO — İnkılâb Kitabevinin 25 kuruşluk tercüme eserler serisinin 6 not olarak Manon Lesko'yu neşretmiştir. Pikret Adilin, eserin mukaddemesinde söylediği vec- hile, yeni bir tercüme telâkkisile dilimize çe- virdiği Abbe Prevo'nun dünya edebiyatında klâsik olmuş bu eseri sıkılmadan ve yorul- madan okunmaktadır. BAFO — İnkılâb Kitabesinin ucuz tetcü- me eserler serisinin T ncl sayısını teşkil eden ve Muazzea Tahsin Berkand tarafından di- lmize çevrilen Alfons Dode'nin (Safo) ro- manını okuyucularımız todarik #lnolidirler. pattırılarak tehlikenin önüne geçilmesi aksi takdirde belediyece toprak fle döl' durulma suretile kapatılacağı sahiblerince bilinmek üzere tebliğ olurur. Boğaziçinde Balta limanında Fıstıklı tarla Yukarıda cihs ve mevkileri yazılı tarlalar hizalarındaki üzerinden açık arttırma usulile ayr: ayrı kiraya verilecektir. Tediye şeralti il8 — Müdürlüğünde toplanan Komisyona mü racaatları. En hoş ve en güzel dudak ruju, COTY'nin size takdim ettiği MEŞHUR FRANSIZ MARKASI Istanbul Belediyesi İlânları j lıköy Belediye şubesi sınırları içinde, tarla, bahçe, arsa vesair mahallerde çok kuyuların ağızları açık buakılmasından tehlikeli vaziyette olup bu yüzdet — kaza vukuu melhuz bulunduğu anlaşılmıştır. Tebligat için sahipleri çok araı olduğu halde bir çoğunun nerede bulundukları moeçhul kaldığı gibi ikarnetgübi malüm olanlara da yapılan tebl'ğsta rağmen tehlikeyi izale etmemişlerdir. BİE — ay zarfında sahibleri tarafından bu kuyuların ağızlarını sağlam bir surette kâ * —— ğ «B> <3142> AA B ER ŞT RNE OY A GoreEA İstanbul Defterdarlığından : Senelik muhammen kirası Lira kuruş B Kira müddeti — N Feriköyünde Çiftecevizlerde Bulgar hastanesi arka- sında Balmumcu çiftliği müştemilâtından 38100 met- 57T 15 denilen l Ayni yerde Tekservi denilen 48125 metre murabbar 6 Ayni yerde polislikten mütekaid Zihninin evi üstün- » her gün ve m 'ye gireceklerin yüzde 7,5 pey akçelerile Milli (ML) - (2081) Çin İiderleri (Baştarafı 6 mex sayfada) zu ettiğiniz kimse ile görüşmiye ıııl”â sunuz. Müracaat ettiğiniz herkes dedili ” nizi yapacaktır. Fakat benim size vÖYÜ ” yecek hiç bir şeyim yoktur. Nazırlar, ::»—' kerler, generaller, hepai, hepsi sizinle e nuşacaklardır. Fakat ben, ben bir çef ğ söyliyemem. Yahud söyliyeceğim taplâ — men şahsidir. A Şahsi mütaleamı mı istiyorsunuz, ÖY —— leyse dinleyiniz. G Binlerce senedenberi mevcud olan ? hiç bir memlekete harb ilân etmiş M dir, Bu memleket, şimdi, bugüne ll'.;—* maruz bulunmadığı bir tecavüzle K laşmıştır ve buna mukabele etmi; * vermiştir. Muvaffak olmak için sarfti miyeceği zaman, para ve insan Bu hususta sonuna kadar gideceğiz * nun ne demek olduğunu zannederstif hyorsunuz.» Âz sonra 'ç tekrar aşağı kata indirdi. Otomobil ö insan gürültüsile dolu olan sokağa #? bastım, İhtiyar Çinli kadınlar akşafil zetelerinin son tabılarını anlaşılmaz şeyler mırıldanıyorlardı. e V ki bunların hepsi «Sonuna kadar, ji. İ kadar..» diye feryad ediyorlardı. — ——— KT 'd: markası dayanıklı ve olverişli olân güne süt makinesidir. Satış yeri: M. CAMCA Galata, Mahmudiyo caddesi NO- Telgraf: Camcan - İstani kira ve müddetlef — |