12 Mayıs 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

12 Mayıs 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ 'lla bütün şeh işgal altında £ (Baş tarafı 1 inci sayfada) Türklerin Kemalist olmadığı ve 12 bin :“ Kemalist Türkün hem de Millet- Cemiyeti komisyonunun kararı ile lefet listesine kaydedilmeğe ka- vermiş oldukları yolundaki n Yatı burada oldukca gergin bir hava tmış bulunuyordu. Bu vaziyet kar- Fransanın Hatay'daki delegesi | B Garo'nun ne düşündüğünü öğrenmek 'ste- =nww vaki müracatimi dostca ve 'ııık Dir nezaketle kabul eden Garo, müh- #üallerime aşağıdaki cevabları verdi — Beyahatiniz ve Ankara hakkındaki u- Yuml intibasnız? — Mükemmel. Bir kelime ile hayranlığımı ilirim. İnsanın, kalkınmağa asmet- Kin Bir milletin neler yapabileceğini anlamak lan şeyler ve tahmin kal iyor. Bu sözlerimle bildiklerimle gördükle- :lluuıdıkl büyük farkı anlatmak istiyo- — Temaslarınız ve görüştüğünüz mesele- $ Rüşdü Atas ve Şükrü Kaya ile umumi Möhiyetteki noktalar üzerinde görüstük ve W eloğlu e zeyahatimin mevxuunu eden meselenin bütün noktalarını in- inceye teferrüatile tedkik ettik. Bir- rarlar vetdik. Bunları az zamanda ya- kaç gün içinde tatbik edeceğiz. Size, bu in mahiyeti hakkında sarih malü- k vaziyette değilim. Gerçi bur iyeti hakkında gazetelerde neşciyat . Fakat bunlar tatbiklerinden evvel umumiyeye aksodecek kararlar olma- dan bu hususla —müteessir. olduğumu ©meği Tüzumlu addederim. Bununla be- gimdiden şumu da - söyliyebilirim Vi l t ÜFt â' R Z B E - E : E kat'i olarak bitaraf vaziyete ko Matuftur. halkı ekseriya mahalli memurların bize karşı tarafgirane hiasiyatla diye şikâyet ediyor. Muhak- şey varsa o da, müteaddld hâ- Bulduğu ve bunda birçok me- da siyasi vaziyet almış bulunduk- , Bunlar arasında yalnız Burlya taraf- urlar değil, Türk memurlar da var- bu suretle hareket eden Türk me- adedinin çok daha az olduğunu tes- ZE T PEF işîğ’ F (A ? müzide böyle olmuştur. Çünkü o za- idâre doğrudan doğruyâ Şam'a merbut- Yt Türk ve Arab unsurlar dalma birbiri- Zd ve muhalif idi ve memurların bu an- dahil olması gayri kabili ic- $di. Ben eytülde gelir gelmez radikal 'f! H T tatbikindan daha evvel aldım. lde siyasette en ziyade kompro- BSuriyeli memurları azletilm ve ze- Bitaraflığı temin için hazırladım. Bu- tam bir muvaffakiyet temin etmiş 0l- Övünemem. Paris'e ve Ankara'ya da gibi bu vaziyeti dalma itidalle ve takdir ve o suretle hüküm vermek Eder. Çünkü tam bir idari bitaraflık to- in muhakkak Türk - Arab bütün me- yol yermek lâzımdır. Zira bütün silâhlidir ve bu hal uzun ayların kar- İtimadaızlığının — netlcesidir. Tecavüz lan ileri gelmiştir. Halbuki silâh yasaktır. Hükümet silâhları elinden Kadar topluyor, elinden geleni yapı- ç Bugün Berut'a gideceğinizi öğrendim. ŞeYehat Ankara'da verilen kararların tat- Mi alâkadardır? Ç Bvet, Bugün Berut'a gidiyorum. Bu se- Pransız âli komiserine Ankara'nın tin bildirmek ve bunların tatbikı - Alınacak tedbirleri birlikte i#tihaz etmek AeİR. Sahı günü döneceğim. İlka Gerek Sancak'da, gerek Türkiyedeki a- Anbebile Berut'daki görüşmeleriniz ne- buraya avdetinizden evvel öğrenmek —.'llhıı 'Türk efkârı umumiyesine bildir- Ümldi ile ben de Berut'a gitmeği düşü- . Açaba buna lüzum var mi? yır. Çünkü bu seyahatim tamamen ve nezaket icabıdır. Ankara karar- Daayda ati nazarla bokabillrsiniz. Bunlar aöylediğim gibi çok az zamanda tat- İarge Ülecektir. Esasen Türkiyenin konsolos- Gdatmi temas halindeyim. telif, nizami barışı ve inti- ._llnıı içinde yapılmasını temin için. tlimden geleni yapacağım. Türkiye bilhassa Sancak işini tâkib e- 5—_ meloğlu'nun 'Türk unsüuru üze- Bbu unsarun soğukkanlılığını ve müsel- Yakarını muhafaza ve diğer unsur- Çıkarmalarına vesile vermemesi inu kullanmasına güveniyorum. &e .o'hn Bazetesinin bugünkü neşriyatına Ü '!!İ’E[!”;F”E f v < l vEŞEEE Bu gazete son zamanlarda çok tahrikâ- Yüzlar yazıyor, plreyi deve yapıyor. Bu- b Hiyad haline getirdi. Sebebi anlaşılmıyan übalağalı noşriyatı âl! komlserlik nez- x , SAten protesto etmiş bulunuyorum. Antakya'da gördüğüm bir nevi askerl « Meiyeti hakkındaki mütalcalarınız? Ankaradan avdetimde vaziyeti çok ger- Derhal Berut'a gitmekliğime da bu oldu. Âsâyi$İn muhafarasın- Mes'ul mevkide bulunuygrum. Bu ted- Mühasa mecbur kaldım, Şehri Işgal eden Klta yalnız disiplinle birleşmiştir. » Türk, Arab mühtelif unsurlardan mü- eg £ F » Memurların bu tarzı hareketi | irler bir nevi askeri bulunduruluyor Jrekkebdir. Kıt'a gayet inzibatlı ve hakkani- yetli hareket için emir almıştır. Son vak'ada ölen iki Türk jandarması- n diğer jandarma arkadaşları tarafından |öld kleri söyleniyar? — Aşla, Ben çok mühim olan bu meseleyi ne dramaliye, ne de“ lstlsmar etmek iİstemi- yorum. Eğdise hakkında istediğiniz gibi teh- kikat yapabilirsiniz. Esasen yalan ve yanlış şayla ve haberlerin vaziyetin gerginliğinde her tarafa ve bilhassa Türkiyeye birçok yan- lış haberler göndetiyorlar, Sizden buna mani olmanızı rica edeceğim. — Bir tescil bürosundaki Yunan âzanın ye- Tine bir diğerinin ikame edildiği bildiriliyor. Bu hususta malümalınız var mı? Bunu ilk- defa sizden duyuyorum. Ko- misyondan hiçbir âza da bana bu yolda bir şey söylemiş değildir. Bu beyanalını Hatay'da çıkan türkce gaze- » |telere de tebliğ etmekliğime müsasde eden delegze Garo'ya teşelikür ederek yanından ayrıldım. Tecavüzler Antakya, 7T (Gecikmiştir. — Anadolüu A- Jansı'nın husüusl muhabiri bildiriyor: Kapatılan Yeni Günün yerine bugünden Hiburen İntişara başlıyan sAtayolur gazetesi, Antakyada İşga) kıtasına menaub efrad ta- rafından silâh arama vesilesile vukua geti- rilen bazı dövmek, hakaret vakaları ve bazı sarhoş askerler tarafından atılan taşlardan Kasab Şuayib isminde bir Türkün 13 yaşla- rında kızının yaralandığını kaydediyor. Eti Türklerinin müracaatları İskenderun, 11 (AA.) — Anadolu Ajansı- nn husus! muhabiri bildiriyor: Yirmi yirmibeş kadar Bti Türk reisi, Ata- türke, Milletler Cemiyetine ve âll komisere birer telgraf çekerek bursda intihab serbes- tisi kalmadığım, muhaliflerinin hükümetle b birlikte kendilerine karşı tazyik ve tedhiş hareketi tatbik ettiklerini bildirmişler, mah- rum kaldıkları intihab serbestisinin iadesi 1- çin müdahalelerini istemişlerdir. Hatay gazetesi İskenderun, 11 CAA) — Anadolu Ajansı- nin husust muhabiri bildiriyor: İskenderun'daki Vahdet gazetesi 11 inci yıldönümü olan önümüzdeki 18 mayutan 1- tibaren Hatay adı İle çıkacaktır. Askeri işgal Antakya, 11 (AA) — Anadolu ajansının |'husust muhabiri bildiriyor. Şehirde birkaç gündenberi hâkim olan a4- kert işgal manzarası tedricen hafiftemekti x. Köprü başında artık bir müfreze de$! yalnız nöbetci neferler görülmekte, çarşıda işe normal bir hava esmektedir. Bir cinayet Antakya, 11 (A.A.) — Anadolu ajansının : hattâ bu tedbisleri Sancak sta- 'hususl muhabiri bildiriyor: | Bugün öğle üzeri burada aiyasi bir ehem- |miyeti yok gibi görünen, fakat hakikatte hü- kim olan ruhi haleti tebarüz ettirmesi itiba- rile kayda değer olan tipik bir cinayet ol- muştur. Hisar nahiyesinden Köse Al1 taminde bir Türk, şehrin oldukca kalabalık bir yerinde bisikletle geçen biri tarafından biçakla ya- ralanmıştır. Vak'anın sebebi yoktur. Bisiklet- U adam Alinin elindeki gülleri istemiş, o da ittraz etmiştir. Ali elli beş yaşlarında kasket- Hdir. Yaralıyan feslidir. Yirmi beş yaşların- |dadır. Aliyi tnstanede siyaret ettim. Kendi- sine hastanede polis tarafından birkaç adam gösterilmiş, hangisi olduğu sorulmuş, o da iyi hatırlamıyor. Buna binaen tevkif edilip edilmediğini henüz öğrenemedim. | Garo tayyare ile | Beruttan döndü İskenderun 10 — Anadolu ajansının hususi muhabiri bildiriyor: Delege Garo bu sabah Beruttan tayyare ile dönmüş.- tür, Garo toyyare ile geldikten sonra bütün Fransız memurlarını toplamış, uzun müd- det müzakerede bulunmuştur. Saat 17,30 da başkönsolosumuz kendisini ziyaret etti. Hatay meselesi hakkında şimdiye ka- dar az çok süküneti müuhafaza eden Su- riye gazeteleri hep birden ve güdümlü kanaatini veren bir ağız birliğile taarru- Za geçtiler. “Son Posta,, ıııuhırî;BoIgrıd radyosunda bir hitabede bulundu | (Baş tarafı 1 inci sayfada) kiye Başvekili refakatindeki heyet ve gazetecilere karşı izhar ettiği pek sarni- mi ve asil duygulardan hararetle bah- settikten sonra ezcümle demiştir ki: «— Necib Yugoslav milletinin Türki- yeye ve onun Büyük Yapıcısı Atatür- ke karşı beslediği duygular, muhterem Başvekilimiz Celâl Bayarın bu dost ve kardeş millete yaptığı ziyaret münase- betile, yeni yeni tezahürlere vesile o- lüyor. Türk - Yugoslav dostluğu ebedidir ve Balkan Anlantı çerçevesi dahilinde dalma inkişaf edecektir.> büyük tesiri vardır. Cayri mes'ul membalar | Aranan ve bulunamıyan bir mahküm ağır ceza kaleminde yakalandı (Baş tarafı 1 inci sayfada) Karar temyizce de tasdik olunmuş, fakat gayri mevkuf olan Artin bir tür- lü ele geçirilemediği için, infaz oluna- mamıştı. Nihayet, bir tesadüf Artinin mahküm edildiği mahkemenin kaleminde yaka- lanmasına sebeb olmuştur. Artin baş- ka bir işini takib etmek için, dün Ağır- ceza kalemine gelmiştir. Fakat, kâtib- lerden biri kendisini tanımış, keyfiyet derhal müddelumumiliğe bildirilmiştir. Müddeiumumtliğin verdiği emir ü- zerine, polis Refik tarafından yakala- nan suçlu, neye uğradığını şaşırmıştır. Polise: — Ne oluyor, anlıyamıyorum, diye sormağa başlamış, derhal üç jandar- ma gelerek kendisini teslim almıştır. Artin, hapishaneye sevkedilmiştir. ——— Şam sakin, fakat Berut heyecanda, Ne oluyor ? (Baş tarafı 1 inci sayfada) başladı ve maalesef silâh sesleri, kav- galar, görültüler “arasında irkişaf edi- yor. Manda hükümeti bu münuahe“ue Hataya bir hayli askeri kuvvet götür- üştür. Bu askert kuvvetin vücudüne rağmen de hâdiseler eksik değildir. Şam muhiti Hatay mücadelelerinin bu hararetli safhasına rağmen çok sakin ve az alâkalı görünmektedir. Matbuatta tah- rik alâmetleri yoktur. Bunun Ankara ko- nuşmalarının uyandırdığı sükünet ve dostluk havasının eseri olduğu tahmin e- dilebilir. Fakat Şamın bugünlük sakin görünen havasıta mukabil Berütta Ha- tay işlerine karşı hususi bir alâka uyan- dığı göze çarpıyor. Arada sırırda Türki- ye aleyhinde neşriyat yapan, hiç değilse ikide bir Türklere bir iğne batırmayı mâ- rifet sayan Öryan (Örlent) gazetesi Ha- | mış ve hususi surette oraya 'Tosbath İs- minde bir muhabir göndermiş. Bu muha- birin orada nereden ilham almış olduğu- nu bilmemekle beraber intihab mücade- lesinde Türk davasına karşı aleyhtar bir tavır tutmuş olduğu gözden ü Meselâ, Hatsydaki bütün Türklerin Ke- malist olmadığını ve 12,000 Türkün, ken- dilerini intihab listelerine «Sünni müs- lüman> olarak kaydettirmek 'suretile muhalefet tarafına geçtiklerini söylüyor. Bu haberin doğru veya yanlış olduğunu buradan kestirmek kabil değilse de Ori- ent muhabirinin bu havadisi vermekten zevk duyduğu meydandadır. Ayni muha- bir, Hatayda gerek Türklerin ve gerek Arabların Alevileri kendi lehlerine ka- zanmak için ayrı ayrı gayret sarfettikle- rini, fakat, Türklerin bütün bu gayretle- Te rağmen şimdiye kadar yalnız tek bir taraftar kazandıklarını da memmnuniyet- le ilâve ediyor. Bunun gibi, muhabir, Türklerin kay- bettikleri 12,000 kişiyi telâfi etmek üze- re Anadoludan 150 kişi getirdiklerin! ve bu yüz elli kişinin İskeo lerun sokakla- rında nümayişkârane bir geçid yaptıkla- rını da İstihzalı bir dille anlatıyor. An- lattığı diğer şeylerde de muhabir ayni ruhu gösteriyor. Şimdiye kadar Hatay işlerine karşı bu kadar ciddi bir alâka göstermemiş olan bu gazetenin birden- bire neden böyle harekete geçtiğini an- lamak kabil değildir. Gerek gazetenin, gerek muhabirin bu işlere karşı aldık- ları tavırda füzuli bir propagandacı hali vardır ve propagandayı Hatayda değil, Hatayın haricinde yapmakla meşgul gö- rünüyor. Meselâ Berutun bu tatlı su fren- duğunu gösterecek bir dil kullanırken Arabların «Yaşasın Fransa'» diye hay- kırdıklarını ilâve etmeği de unutmamiış- tır. Muharririn bir taraftan da çekine- rek müzevircesine — yazdıklarından ç- kan umumi manaya göre Türklerin Ha- tayda mütecaviz bir tayır almış oldukla- rını ve Arabların da kendilerini müdafaa yaziyetinde bulunduklarını anlamak — ve bundan dolayı da bir takım bâdiseler çık- masını beklemek lâzım gelecek.Hülâsa bu meselede Berut gazetelerinden çok fazla alâkadar olan Şam muhitindeki sükün ve itidale mukabil bu füzuli gayretkeşin aldığı tavrı pek garih görüyorum ve *Acaba ortada iki tarafa da dönen — bir gdolab mi var?» diye düşünmekten kon- dimi alamıyorum. tay davasına her nedense pek alâkalan- | gi Hatayda Türkiyenin az sempatik ol- Büyük Şef Atatürkün yeni teberrüleri (Baş tarafı 1 inci sayfada) «Atatürk, bugün bir faninin erebilece- ği en yüksek iki mazhariyetle tım: Beni yüksek huzurunuza kabul bu- yurdunuz, sofranıza alıkoydunuz, ehem- miyetini vücude getirilişlerindeki büyük maksada ve kıymeti gelecek nesillerin birbirlerinden daha fazla niibette anla- yıp öveceği büyük ve âlicenab teberru- nuzun tarihi bir safhasında hazır bulun- durdunuz. Bu asil hareketiniz yekpare kendi ya- pınız sayısız hizmetlerinizin ve verdiği- niz yüz binlerce eşer ve direktifleriniz a- rasında bir işdir. Ululuğunu ve yüceliği- ni, eşiğinde bulunan bizlerden çok, iler- ledikçe tarih görecek ve minnet ve şük- ranla övecektir. Ben, şahsan köylüyüm, köylü olarak kendi adıma ve bu memleketin, emriniz- le ziraat işleri başında bulunmak mazha- riyetile, Türk köylüsü ve çiftçiliği adına, şu dakikada hepsinin kalbinin benim kal- bim gibi çarptığından emin, teşekkür et- meyi ve minnet duygularını arzetmeyi en tabii bir borç telâkki ediyorum. Bu- nun da bir ifadesi olarak ellerinizden öp- meme müsaadelerini dilerim.» Ankara namına minnet ve şükran Ankara vali ve belediye reisi Tando- (Baş tarafı 1 inci sayfada) ler, meb'uslar ve Türk, Yugoslav gaze- tecileri hazır bulunmuşlardır. Ziyafet çok samimi bir hava içinde saat yediye kadar sürmüş, villâ ve müştemilâtı ge- zilmiştir. Doktor Stoyadinoviç ve refikası mi- safirlerini kendilerine hâs ince bir zara- fet içinde izaz etmişlerdir. Bu samimi toplantı esnasında iki dost ve müttefik hükümet reisleri gazete- cilerle uzun ve çok dostane görüşmeler- de bulunmuşlardır. Gece de Türk elçiliğinde mükellef bir ziyafet verildi. Ziyafeti süvare takib et- ti, misafirler geç vakte kadar neş'eli sa- âtler geçirdiler. Ercümend Ekrem Talu Başvekilin hitabesi Belgrad 11 (A.A.) — Başvekil Celâl Bayar, bu akşam, Belgrad raüyosundâ Yugoslavya milletine hitaben aşağıdaki | mesajı okumuşlardır: | Biz, Yugoslavyaya, dost ve müttefik asil millete Türkiyenin samimi selâmlarını getirmek için geldik. Gördüğümüz hüsnü kabul ve hakiki döstlük tezahürleri milletlerimizi birbi- rine bağlıyan derin hissiyatın parlak bir bürhanıdır. Memleketinizde her adımda müşahede ettiğimiz muhteşem başarılar ve refah manzarası, bizi hayran bıraktı. Bizim gibi Yugoslavyanın sadık dost- ları için, başında dostumuz başvekil Sto- yadinoviç gibi güzide bir şahsiyet bulu- nan ve kendisini tamamile memleketinin hizmetine vakfetmiş olan bir. hüküme- tin hâkim idaresi sayesinde Yugoslav milletinin elde ettiği gıptaya değer refah | derecesini müşahede etmekten daha bü- yük bir zevk tasavvur edemiyorum. Milletlerimiz için hakiki sulh ve saz- det kaynağını Balkan milletleri arasında kardeşçe işbirliğinde bulacağımıza — ka- niiz. Balkan Antantı, bu kanaatimin en yüksek ve müsbet ifadesidir. Bu idealin umumtfleşmesini ve bütün Balkan milletlerinin ideali olmasını bü- tün kalbimizle temenni ederiz. Atatürk'ün muazzam eseri Belgrad, 11 (AA) — Bütün gazeteler Tür- kiye Başvekili Celâl Bayar'ın Belgradı ziya- retine urun sütunlar tahsis etmektedirler, Gazeteler, dün akşam teati edilen nutukları aynen neşreylemekte ve halkın yaptığı te- zahürlerin samimiyetini bilhassa tebarüz et- tirerek dünkü günün tafsilâtını vermekte- dir. Cazeteler bügün, Başvökil Celâl Bayar ve Hariciye Vekili Dr. Rüşdü Aras'ın Bel- graddaki ikametlerine aid birçok fotogrmf- larla süslenmiş olarak çıkmıştır. Samoprava gazetesi, dün akşam teati e- dilen nutukları tahlil eden yazısında ezcüm- le diyor ki: «B. Celâl Bayar, ve Rüşdü Aras'ın Bölgra- di ziyaretleri, bütün Yugoslavyada çok bü- yük akisler doğurmuştur. Bütün Yugoslav efkârı umumiyesi, Türkün milli kahbraman- hığının, milli viodanının ve manevi yüksekli- Binin sembolü olan Reksieumhur Atatürkün birtnct mesaf arkadaşı B. Celâl Bayarı müt tefikan selâmlamıştır. Türkiye cumhuriyati- karşılaş- | ğan da Büyük Şefe şehir adına minnet we şükranlarını arzetmiş ve Atatürk, Zi- Yaat Vekiline ve belediye reisine muvaf- fakiyet temenni ederak tahassüs ve mem- nuniyetlerini izhar buyurmuşlardır. | Ziraat Vekilinin beyanatı Ankara, 11 (A.A.) — Ziraat Vekâle- tinde kendisini gören bir muharririmi- ze Kurdoğlu aşağıdaki beyanatta bu- lunmuştur: «Atatürk çilicilik sahasında bizlere ve memleket çifteisine en hakiki, en iyi yolu göstermiştir. Bu çiftlikler rcalist düşüncelerden doöğmuş, bu memleket &- çin hakiki nümune çiftlikleridir. Yaltız milli değil, beynelmilel ölçüde, kıymet- te eserlerdir. Mevcud vesait ve şerait içinde azim ile, sebat ile, sistem ve tek- nikle vücude getirilmiş âbidelerdir. Maddi kıymetleri dört buçuk milyona yaklaşır. Manevi bakımdan, mekteb ve model olarak, ülkü olarak kıymetleri- nin ölçüsü yoktur. rk, her sahada ve her işde en yük kıymet, ve hakikat şahikasıdır. Atatürkün ziraat için söylediklerinin |ve fiilen de yaptıklarının eşine dünya tarihinde rastlanmaz. Atatürk her sa hada, bher işde ve her fikirde ulu lider- dir. Ona bin minnet ve şükran..» Belgrad Türk, Yugoslav dostluğunun dün yeni tezahürlerine şahid oldu nin sadık müttefikleri olan blzler için, Ata- türk'ün ismi muazzam bir programı lemsil eylemekto ve Atatürk'ün eseri ise hayranlı- Bimızi mucib olan bir eser olarak gözükmek- tedirs İstanbul caddelerinde 7 saat tek başına Gezen 3 yaşındaki kız Dün saat 17,30 da Gülhane parkı önün. de görenleri heyecan içinde bırakan bir bâdise olmuştur. Sultanahmedden Sirkeci — istikametine gitmekte olan bir tramvay arabası tam Gülhane bahçesi önüne geldiği sırada üç yaşında bir kız çocuğu birden raylarm Üzerine atlamış ve arkasını dönüp tram- vayı görünce can hevli ile kaçıp kurtul- mak isterken ayağı kaymış, rayların a-. rasına düşmüştür, Bunu gören vatman büyük bir soğukkanlılıkla frenleri sıkış- tırmış, tramvay yolcularının feryadları arasında minimininin canını kurtarmağa muvaffak olmuştur. Kaza atlatılıp tramvay yoluna devam ettikten sonra çocuk Gülhaneo bahçesine doğru ilerlemeğe başlamıştır. O sırada tesadüfen oradan geçen bir polis memu- rTu kendisinden nereye gittiğini sormuşsa da daha henüz söylediğini herkese anla- |tamıyacak kadar küçük olan miniminiden bir şey öğrenmek mümkün olmamıştır. 'Yalnız onun son derece sevimli bir sima- ya malik olması ve elbiselerinin temiz- Biği itibarile sokakta annesini kaybetmiş olmasına ihtimal verilerek Alemdar ka- rakoluna getirilmiş ve bütün karakollara mmtakalarında kayıb çocuk olup olma:- dığı telefonla sorulmağa başlanmıştır. Nihayet çocuğun Kumkapıda Tiyatro eaddesinde 68 numaralı evde oturan Tıb Talebo Yurdu memurlarından — Ziyanın kızı olduğu anlaşılmış ve bir — polisle Kumkapıya gönderilerek saatlerdenberi heyecanlar içinde kıvranmakta olan ana- sına, babasına teslim edilmiştir. İsmi Gönül olan bu yaramaz sabahle- yin 10 da kimseye görünmeden tek ba- şına evden sıvışmış, yürüye yürüye Gülk haneye kadar gelmiştir. Kendisine oraya niçin gittiğini soran annesine: — Çiçek toplamağa gittim! iştir. Çok garib Bir haza (Baş tarafı 1 inci sayfada) Urfalı Mehmedin Ayban adındaki a- tına binmiş olan jokey Hüseyinle Cey- handan Atımedin al renkteki atına bim miş olan jokey Seyfi koşu mahallinde atlarını karşılıklı olarak koşturmağa başlamışlardır. Atlar tam karşı karşıya geldikleri sırada birbirine çarpmışlar, her ikisi de yere yıkılmışlardır. Atlar sademenin şiddetinden ölmüşlerdir. Jo- keylerden de Seyfi ölmüştür. Diğer jo- key ağır yaralıdır. cevabını —çaa

Bu sayıdan diğer sayfalar: