p SUN POSTA Perde arasında Ve kulislerde Yazan: Muhittin Birgen ünya politikası ve bilhassa Av - yeniden kalın bir per- tika işleri Milletler Cemiyeti içinde bir dereceye kadar açık olarak konuşulmuyor. Bizzat, Milletler Cemiyeti de dut yemiş, bülbül e düştü. Bundan böyle, politika işleri, sahnede aktörlerin yüksek — sesle söyledikleri sözlerle değil, sahnenin yan- larında ve gerisindeki kulislerde cereyan eden fıskoslarla idare edilecektir. Artık, politika milletlerin değil, kapalı odalar- da hafif sesle konuşan diplomatlarla er- kâmnıharbiyelerin malları olmuştur. Bun- dan böyle, diplomatlar, kulislerde pazar- dik yapacaklar, erkânıharbiyeler de bir ftakım askeri hesablarla uğraşacaklardır. Bu pazarlıkların ve bu askeri hesabların mnelerden ibaret olduğunu da milletler, sonradan, çok geç ve iş işten geçtikten sonra öğreneceklerdir. Avusturya vu - kuâtından sonra Avrupanın girdiği yeni tiyaset devri işte bu devirdir. * -Bu devrin şu günlerdeki harici man - garasına bakarsanız Avrupa sulha doğru gidiyor, diye düşümebilir İngiliz yanın Bulh bekçiliğini yapmakla maruf olma - sıdır. Bütün dünya matbuatımım ağzında her gün İngiltere başvekilinin adı kim bilir kaç defa tekrar ediliyor. Bu, onun şahtan mühim bir adam olmasından ve- yahud işgal eylediği mevkiin yüksekli - iinden değildir. Dünya işlerini yatıştır. Mmak, sulhu ihlâl ettirmemek bakımından - söon haftalarda oynadığı mühim rolden ileri gelir. Fransayı ayaklanmaktan mene- iden odur. Çekoslc aya itidal tavsiye eden, onu sert hareketlere geçmekten —>men için «Ben mes'uliyet kabal etmem!> diyerek daha yol yakınken Ümidsizliğe düşüren odur. Ayni başvekil, bir yan - — dan Almanya ve bir yandanı da İtalya ile konuşup duruyor, Demek oluyor ki İn - Biltere sulh için çalışıyor ve bu uğur - da çalışanlar arasında şampiyonluk ro - lünü de İngiliz başvekili yapıyor. Almanyanın da vaziyeti öyledir. Ora - dan da sulh dastluğuna muhalif tek bir kelime söylendiği yoktur. Fransa ve İtal- ya da sakin görünüyorlar ve bu sükü - “netin devamını, hattâ artmasını ve ya - yılmasını istemek bakımından hayli mü- him faaliyetler gösterip sözler söylüyor- Jar. Şu halde, hükmedebilmemiz lâzım - dir ki Avrupada bir sulh havası esmek. te ve işler düzelmeğe doğru gitmekte - dir, Hattâ sırmalı diplomatlara — sorsak, yalnız her gün etraflarında gördükleri /" geylere dikkat etmekle iktifa eden bu po- Jitika pazarlıkçılarının —<sulh şansları bugün dünden fazladır!» diye bizi teskin bile ettiklerini görebiliriz. Demek, çok şükür, sulha doğru gidi - yöruz! * 'oruz ki iş böyl. Yüdir. Avusturya meselelerile ay: heyecan zail olmuş, siyaset havı Obulutlar sıyrılarak mavi gök g Olmakla beraber, bu manzaranın bizi al- “datmaması lâzımdır. Bugünkü gıında biz etli bir fırtınanın geçt Bakin ve sabit bir sulh ha Obaşladığı devirde — değili liz, ikün, sadrc(- iki !mvza Sra nn c*.moğc b ı—)danda!r 9 ile, ııu, bir perde arasıdır. zerine bir perde inmiş, fa- kat, facia devam etmektedir. Yakın bir iZümanda perde tekrar açılacak ve oyun devam edecektir. hdi ler, yeni olleri için hazırlık yapıyorlar, hazırlık biter bitmez perde tekrar açılacak ve o- iyun devam edecektir. Bu noktada hi ğüphemiz olmasın. Avrupa, perde arka - ında ve kuliste politika dramının yeni ir safhasını haz: — Çok yakın bir za iyeni perde, k. der almış, eski taktır. Kuvvetli bu aktörleri biz pe Hülâsa, Avrupanın elan Avrupanın su millerin bir çoğu meydanda iş olduğu gibi "|giliz Hirası teberrü etmi: *|nikâh bozulmuş olan eski karısına 32 bin | —— ——— 'Telâş, karartız bir vak'a önünde bulunduğunuz zaman kararsız ve mütereddid kalmayınız, İşiniz ve teşebhüsünüz fena gittiği takdirde kendinizi sı- kıntıya terketmeyiniz. — —— tane düşmandır, metaneti € Üç düşman... *& hık, sıkıntı her insanm kalbinde uyuyan üç hükim olan bir insanda bu üş düştnan dalma ayuşuk bir halde kalmaya mahkümdur, fakat metanetimizi kaybettiğimiz dakikada ber üçü birden hare- kete gelerek bizi mahvederler. D:umı metin o.u'ıuı Hind fakirlerinin |? Bayramı İ HERGÜN BİR FIKRA Napolyonun sualleri Napolyon askerlere birbiri arka » sına Üç sual sorarmış: — Kaç senelik askersin? — Kaç yaşındaşın? İ n kimdir? lmiyen Korsikalı as - suale verecekleri ce « mth' Napolyon bir ha ayni sualleri sormuya başlamış, fakat bu sefer ikin- ci sualden buşlamış. İmparatör «Sen kaç senelik askersin!» deyince asker: .73. cevabını vermiş. Napolyon ,a gırmış: — Kaç yaşındasın? — İkil Napolyon kızmış: nladım, sen bir delisin? Asker Napolyonun gözlerinin içine bakmış ve: Geçen 13 martta, Hindistanda Kumb Me- la bayramı tes'id edilmiştir. Hind fakir- lerinin bayramı olan bu bayram, her on Jiki senede bir defa gelmektedir. Yuka - rıdaki resimde Hind fakirlerinin an'ane- ye tevfikan yıkanarak bayramı tes'id et- mek üzere fillerle Ganj nehrine gitmele- ri görünmektedir. , haşmetpenaeh! Londrada görülen Garib bir dava Kadınların yazın çorab — giğm Markoninin mirası tasfiye ediliyor çok taammüm etmi: zden bir otamobil sahibi k tam beş yüz İngiliz Geçenlerde ölen büyük İtalyan kâ; Markeninin İngilterede bulunan serveti İtasfiye olunmuştur. Mikdarı 48529 İngi- İliz lirasına baliğ oluyor. Bu mikdardan |5.228 Hram vergi olarak İngiliz maliye- Geriye kalanlar da | Markoninin vasiyeti mucibince kızı E- lektroya intikal etmektedir. Fakat es karısından olan çocuklarının da bir hi sesi vardır. Markani hâli hayatındı karısından olan çocuklarına on bi bir motosiklete çarpıp yuvarlamıştı tosil Ju ve kaza neticesinde ayak bilekl İsine kalmaktadır. len yaralanmıştı. Yaraları biraz $0 kız mahkemeye müracaat giliz lirası tazminat iştemişti iki sebeb göstererek Birisi ayaklarmdaki yara izlerinin gi n bütün hayatında Ki | yünmemesi neğe mmecbur olacağından bu hu: ki masralının, İngiliz liralık servet bırakmıştır. İkinci | karısına da yaşadığı müddet | etmek şartile ehemmiyetli bir irad br mıştır. i de çorab giyeci ğinden dolayı mod takib perde arasındaki bir fasıla içindeyiz. Pe kısa bir zamanda yeni bir karışıklık sah. nesinin karşısında bulunacağız. Hem de çok yakında! Muhittin Bir, İSTER Bir ailenin geçiminde muhte! sbit etmek m: z İkeme ikinci sebebi reddederek bir İ'ıı kabul etr rab bedeline karşılık olmak üzere iş ve 20 senede giye b üz İngiliz lirası tazminat verilm İNAN, İSTER akat bir yazıya mev! a biz de blara göre İsta v kü !STER ti kendi hesabımı eden aldığımız c: cının yüzde 45 1 . İ a) 4 İNAN, İSTER İ ' Londra- olan lirası Gork bir gün otomobili ile gezerken Mo- etin arkasında bir genç kız oluru. ra iyi olmuşsa da izi geçmediğinden genç ederek bin İn-| Davasında | tazminat istiyordu. etmekten alacağının tazmini idi. Mah- ceği Çço- beş ne | Dolfus'un çocukları İsviçrede 1934 senesinde katledilen eski A - vusturya Başvekili Dolfus'un karısı, sturyanın Almanyaya iltihakı ü - zerine iki çocuğile birlikde evvelâ Ma- çaıî.s'_'m.ı, bilâhare de İsviçreye iltica #Tetmiştir. Yukarıdaki resimde Eva ve Kudi isminde olan çocukları İsviçrede misafir oldukları şatonun bahçesinde ,uynnr'ıen görüyorsunuz. Kıymelı bir anda 5000 tolar artan bir at Amerikada Masaşuşette Framingham şehri sakinlerinden madam Pettit'in gü- zel bir atı varmış. Bu madam her sabah ile gezmeler yaparımış. Bir gün den geldikten sonra atına şeker ve- Tam bu sırada kadının parmağında 5000 dolarlık pırlanta yüzük &- ne düşer ve at bunu da şeker- le beraber yutar. Atı muhafaza altına &- lırlar. Rontgen yapılır, Fakat hiç bir se- mere elde edilemez. Yüzük aigortalı ol- duğundah sgigorta kumpanyası çarnaçar yüzüğün bedi öder. Fakı rir. #ün fiatı nisbetinde artmış bulunmak. tadır, Sun't bal yapıldı Zamanımız terkibi maddeler zamanı . J olmuştur. Almanlar kimya vasıtasile Verkstoffe» dedikleri sun? maddeleri, tabil maddeler yerine ikame etmekle if- tihar etmektedirler, Şimdi de bir İngiliz yageri sun't bal yapmağa muvaffak nüştur. İNANMA! nce ve çocuk melbusat, eği masra- az yer tutan nda biz yeni NANMA! Mart 31 Sözün Kısası / Ana gibi yâr olmaz.. E. Talu skiden, meşhur bir ata sözü vardı: «Ana gibi yâr olmaz, Bağdad gibi di- l» derlerdi. Yirmi beş yıldır yüzünü görmediğim Bağdadın, hâlâ bu mümtazlığını muha- faza edip etmediğini bilmem. Dünyada seyahat imkânları çoğaldıkça ve fennin hergünkü ilerleyişi mesafeleri kısalttık- ça Harünreşidin tlarihi beldesini «ye- günci rüzgâr» addederek ona Bihiştâbâd vaslını lâyik gören gözler, hayran ola- cak daha nice mamureler gördüler. Bu suretle, yukarıki atalar sözünün ikinci nısfı çürüdü, battal oldu. Lâkin bi- rinci nısfı olanca kuvvetini, hakikatini muhafaza ediyor ve haşre kadar da ede- cektir. Bunun en yeni delilini bize Amerikalı bir kadın veriyor. Bu kadım kocasından boşanmıştır. Fa- Kat, mahkemenin babalarına — bıraktığı üç çocuğundan ayrı yaşamağa katlana» madığı için, kendisini terkeden adamın evinde kapıcılık etmeye razı olmuştur. Kadın gururunun ne kadar yüksek, ka- dın izzetinefsinin ne derecelerde hassas olduğunu düşünürsek, analık uğuruna katlanılan bu fedakârlığın manasını ve derinliğini daha iyi takdir edebiliriz. Arada sırada, gayri meşru — çocuğunu boğan, cami kapısına terkeden anaları duydukça beşeriyetin hesabına meyus olmamıza mahal yoktur. Bu mahlükun eks abiatin ezeli n nunu sarsacak mahiyette değildir. Ana, daima anadır ve analık, dünya daki vakıâğlardan hiç birine benzemez. Sanki, kâinatı sevk ve idare eden Ulu kudret, mahlüklarına reva gördüğü bun- ca maddi ve man işkence ve mezali- mi, o mahlüklara birer <ana» vermek su- Tetile tadil etmek, o işkence ve mezalimi unutturmak ve affettirmek istemiştir. ma isyan eden, cefa çekti- hürmette kusur edenleri işit- , hemeinslerimin bu türlüle- olm rinden nefret duyarım. Ana, bize hakkın en büyük, en mu- kaddes vergisidir. Derdlerimizin derma- nmı, hayatın müşkülâtı karşısında müca- dele etmek cesaretini, ruhi buhranları- muazın tesellisini, yıkılacak gibi olduğu- muz anlarda bizi tutacak çefkatli eli an- cak anamızda buluruz. «Cennet, anaların ayakları altındadır'» bükmünü ortaya koyan Arab f bununla en büyük bir hakikati ifade oy- lemiş bulunuyor. Ve ben, cenneti vakit vakit özlüyor. sam, altı yıldır hieranile yandığım cığımın ayak ucuna tekrar erişebi Sİ, İdare hey'etlerinin kararları hakkında tamim Ankera 30 (Hümesi) — Dahiliyo Ve - kâleti valiliklere, idare heyetleri 1937 yılı içinde devlet şürası mülk ce ve | dairesince bozulan kararları ir t atı muha-| altına alır. Şimdi atın değeri yüzü- | üzerine nisbetini göstdren birer cet ve bir tamim göndermiştir. Geçen y lara nazaran ekseri vilâyet idare hoy kararlarının bozulma r etinin daha oluşu memnuniyete şayan olduğu : | dilmekle beraber bazı vilâyetlerde di kat nazarmı celbedecek derecede bu nis betin yükseldiği tebarüz etlirilmekte ve bunun sebebleri izah olunmaktadır. Muharrcm P j İ | Pu