14 Mart 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

14 Mart 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K Karşıki evin kapalı duran perdelerinin köşelerinde işlenmiş kalb resimleri var. .SON POSTA İLKBAHAR akın bir yerde bülbül aıüyuı,. Evine dönen evkaf memurunun, elinde pencereye dizilmiş saksılarda çi- gekler yeşil boyunlarımı uzatıyorlar. Gü- neş, köşe başındaki bakkal dükkânının | YSf delikanlı pardesüsünü omuzuna alt- Gnüne aydınlık bir örtü gibi yayılıyor. İşte ilkbahar. İşte ilkbahar, Entarisini, sarı saçları gibi rüzgürda “dalgalandıra dalgalandıra koşan genç kı- za, uçurmasının ipini toplıyan mahalle çocuğu yan bakıyor. İşte ilkbahar. bu çıkara çıkara yalanıyor: İşte ilkbahar. «Mevsim değişti gene, «Bahar geliyor, bahar..» «Erken erken bu sene, «Bahar geliyor, bahar.m p «Kanım coştu damarda» «Görüm vardı o yarda.> «Geliyor haydi vardaş, «Bahar geliyor, bahara Bir ses duydum: — Silivri yoğurdu kaymakhı! İşte ilkbahar.. 'Tekir kedi duvarın üzerinde kamburu- Horoz ötüyor, bir gramofon bağırıyor: |bir demet salata, soğan var. ı Lâciverd bereli kızın peşinden yürü- mMış.. Bayrampaşanın baklasını satan seyyar sebzeci küfesinin kenarlarını kırmızı ge- linciklerle süslemiş... İşte ilkbahar. Hapşu, hapşu, hapşu! q İşte ilkbahar. Öhö, öhö, öhöl İşte ilkbahar. © Ben, ilk kadehte sarhoş olmam ama, ilkbaharda sarhoş oldum. e Ben şuna şaşıyorum: Nasıl oluyor da ağaçların yapraklarla örtündükleri zamanda insanlar soyur.u« yorlar? a Ben ilkbaharda hiçbir insanı kıskanmı- yörüum Ama bizim Sarman'ı kuskanıyo- rum, Ben, ilkbaharda her şeye tahammiül e- derim ama, sonbaharına gelmiş kadına tahammül edemem! e Ben ilkbaharı kadına benzetirim.. bir gün gülerse, öbür gün ağlar. İsmet Bulüsi L Bunları biliyor mu idiniz? — Güzelliğin kilo ile ö çuldııgu yer Afrikanın — bü- ç yük göller mımta- kasile Hind denizi — a&rasındaki minta- K kada bir kabile vardır. Halkı zen« eidir. Bu kabi'enin kadınları güzel sa- yılabilmek — içim, Bon dercce şişman ı — Oolmaları şarttır. Bu şişmanlık, çok defa bu kadınları ayakla tulamıyacak kadar “fazla olur. Kadının kıymeti de, bu sebeb- “'e, o nisbette artar. * Kadın şapkalarına konan tülün tarihi Zaman “Oku yu cularıma Cevablarım  İzmirli okuyucum H, 'T. nin bana — yazdığı mektubu ve mektuba ilâve et. tiği tamıdığı bir genç kızın yazıların! gok dikkatle okudum. — Ona, kısaca 'cevab verebilirim: Se ' owiyorsun, o da seni seviyor, niçin se — < minle evlenmek istiyorum diye açık “bir teklifte bulunmaktan çekiniyor- » gan?, ." Gerçi o sana bunu söylemek cesarc. — $ini vermiyor görünüyor. Fakat o ce- — Bareti vermeyiş tarzında da: — Haydi ne duruyorsun, bana ev- lenmek teklifinde bulunsana! Demek isteyen bir eda var. Bunu — gen anlamadın.. olabilir. çünkü sevi. yorsun.. o da“seni sevdiği için cevab. darını bu tarzda veriyor ya! Sen ona basıl onu sevdiğini söyliyemiyorsan o — Ğa sana söyliyemiyor. Hattâ şunu da — Yüve edeyim ki sevgisini valnız sana — — değil, kendine bile itiraf edemiyor. Oğlum.. l.udqllk. samimi sevgi, mütekabil İ Ai zaman kadın şapkaların- da tül modası lte- kerrür eder. Şap- kalara tül koymak ! pek eski zamanla- | rın bir âdetidir ve menşel on altıncı asra dayanıyor. O vıklller Garbi Av. Bir milyon dolar kıymetinde teç bir altın yapıldı Garabet bu ya! Amerikada bir milyon — dolarlık tek bir altın para yapmak istemişler ve muvaffak ta ol müuşlardır.. Bunun için beheri yirmi dolarlık elli bin al. tın kullanılmıştır. Sekiz santimetre kalınlığı olan bu bir milyon dolarlık tek altının kutru bir metreden fazladır. Ağırlığı ise 809 kilo- dur. Nev'i cinsine mahsus olan bu patra| Şikago sergisinde teşhir edilmiştir. maskeli olarak sokağa çıkarlardı Bunun sebebi şu idi: Beyaz ten modasi. Bir ks. dın ne derece beyaz olursa o derece mak- bul idi. Bu sebeble kadınlar gündüz gü- neşin hararetinden, geceleyin de yüz'ert- ne sürdükleri düzgünü rütubetten muha- faza etmek için yüzlerine maske koyar- lardı. Kıbar kadınlar siyah kadifecen, |* burjuva kadınları satenden maske tavar- destluk sözlerini bir yana bırak. Bır Fransız fikir adamının bir sözü var- dir: «Bir erkek bir kadınla arkadaş ola- bilirler ama, kadın için erkek, dalma erkek, erkek için kadın, daima kadın- dır.. Der.. onun dediği gibi sen onun için gdaima hir erkeksindir. ve o senden dalma: — BSeninle evlenmek istiyorum! Demeni bekler. fazla düşünmeye mahal yok. Madem ki seviyorsun mek- tubunu yaz ve talib ol! * Y. Yalçın imzasile mektub yazan ©- kuyucuma: — Bir insan evlenmiye kalktı mı, bu işi gayet çabuk halletmeli, bir an evvel resmi muameley bitirip evlenme. Jidir. İş uzadıkca yok yere birçok de- dikodular çıkar. -Bu dedikoduların &- nüne geçmek çares; de evlenmek işini tacil etmekle kabildir. mm Saçkıran Neden olur? Bakarsınız bir gün saçlarınız eskisi gibi yerli yerinde durmuyor, Verdiğiniz biçim çabucak bozulüyor, Hele ıslatıp yaptığı -| nız öndülelerin yerinde daha saçınız kü- rur kurumaz yeller esiyor. Siz yatırmak istedikçe saçlarınız alabildiğine kabarı - yor. Dikkat ediniz, bütün bunlar saç " larınızın yağsızlaştığına birer işarettir. Vaktinde davranıp ona muhtaç olduğu | yağı temin edebilirseniz gene eski haline döner. Yoksa çok geçmez saçkıran baş « lar. O kadar ki... Saçkıranın başlamasile bu söylediğim gayri uhıl'iklor arasında geçen zamanı ekseriyet fark bile etmez. Etse de geçici bir şey sanır, aldırmaz. Gayritabillik diyorum, çünkü normal hal- de bulunan saçta bu türlü şeylere rast « lanamaz. Ona bir kere şekil verdiniz mi az çok devam eder, Yağı, tellerinin birbi- rinden ayrılmasını meneder. İşte bunun içindir ki saçların dağınıklığı yağının 2- zaldığını gösterir. Bunun önüne mastl geçmeli; Yağlıya- rak... Madem ki vücudünüz, her hangi bir sebebden, saçınıza muhtaç olduğu yağı veremiyor. Şu hâlde tabiatin veremedi - Bini sun'i surette telâfiye çalışmaktan da- ha makul çare olur mu? Sun'i yağlama bir kaç türlü olur: L Saçlarınızı her gece yatmadan önce, ne pek sert, ne de yumuşak olmiyan bi'r |fırça ile bir çeyrek saat fırçalamalısınız. | Fırça saç diplerindeki tozları temiz!lor, |derinin yağ ifrazını kolaylaştırır. Ve mev cud yağı saçın her yanına yayar. 2. Yıkanacağınız gün saçlarmızı - bir saat evvelden » bol zeytinyağile yağ'a- malsınız. Mutfakta kullanılan alelâde zeytinyağile... Bilhassa parmak uçlarınızı yağlayıp saç diplerine masaj — yapmak | çok faydalıdır. Bir saat o halde durur, son Ta yıkanırsınız, G üşte pek hoşa gltmi yen bu usul, saçı yağsızlıktan ve onun tabii bir neticesi olan saçkırandan kuc - tarmanın en kat'i çaresidir. 3. Zeytinyağı yerine yumurta da kul - Tanılabilir. İki yumurta kâfidir, İylu çal. kalar, saçlarınıza dökersiniz. Fakat ze; tinyağı gibi yıkanmadan önce değil son- » Bunun için bence zeytinyağı daha pratiktir. 4. Saçları çok sık yıkamak da yağsız'ığı arttırır. Haftada bir defadan fazla yıkan- mamak saçın sıhhati için en doğru şey olur. 5. Sık sık yağlı briyantin kullanmak da faydasız sayılamaz. 6. Saçkırana bazan «oksijen» de sebeb olur. Bunun için oksijen kullananlar, arkasından muhakkak bol su dökünmeyi ihmal etmemelidir. TİYATRO Şehir Tiyatrosunda: eEADA Dekorun güzelliği bir anda seyircinin gözünü alıyor. Kuyu, balkon, merdiven, pencere, kı-l Pı, balkondaki saksılar, Duvara iliştiril- ' miş kepçe. çamaşır teknesi, balık 1ska- rası. Daha ne bileyim bir çok ince teler» Tüat, vak'anın geçeceği muhiti büyük bır vuzuhla belli ediyor. Oyun başladı: Piyesin kahramanlarını birer birer tanıyoruz. Üç kocadan bo - şanmış, dördüncü kocayı arıyan şuh bir güzel., İşinden atılmış, çapkın bir deli - kanlı, para için her şeyi yapan bir ka - dın, namuslu bir aile babası, namuslu babanın çamaşırcılık eden karısı, na » Lmuslu babanın iyi ahlâklı kızı, şuh gü « | zelin amcası den'len, fakat hakikatte âşı- ih olan bir ihtiyar, parasile kadın avcılı « gına çıkmış bir başka ihtiyar. Bütün bunlar birbirinden ayrı görüş- te, ayrı yaşayışta tipler. Fakat hebpsiri |bir avluda toplıyan sebebler mevcud.. «Capkın delikanlının adı Yanko - Yanko, temiz ahlük' Tulayı kandırmış. Tula gebe |kalmış, Üç kocadan boşünmüş ölan Eva, Yan koyu İstiyor. Onunla nişanlanıyorlar, Amea artık ihtiyardır. Eva'nın evlenme- isini muvafık bulur, İhtiyar çapkın Yavra - Kiymetli artistimiz Şaziye j ri Kolin çevirdi. Bu eser Fahri Kolinii ilk tercümesi değildir. Şadi ilk defa s4b |neye çıktığı zaman onun tercümesini 0f ($ da, para için her şeyi yapan Katinadan | namıştı. İTulanın kondisina metres olmasına tavas - sutunu İster.> * Birinci perdede hareket var, canlı'ık var. Bütün bir hayat olduğu gibi göste « riliyor. Muharrir hayattan bir tablo yap- mış.. Tahlil kısmı seyirciye kalıyor. * İkinci perde birinci perdenin devamı: eKalina Tula'dan iki bin drahmi almış. Bu parayı; ebaye vermiş, ve Yankodan olan çocuğu düşürtmüş. Katinanın elinde bir &l- Jâh var: Olan biteni Tulanın babasına an- Tatıp iki bin Erahmiyi ondan Inmhlllr.. fa- kat buna Jüzum yok. Tula, Yavrusinin 6 - Yürtea mese'e kalmıyacak. Yavrusi bu para - yı hemen verir. Hayatta iş olacağına varır.. Evanın ağzı durmaz ki o, Tulanin babasına her şeyi söyler. | Tulanın babası kizinın namusu için na - musunu feda eder. Çalıştığı müesseseye nid paralardan iki bi drahmi ayırır ve verir.» * Birinci perdenin devamı olan ikinci perde de biter... O da birinci perde ka - dar canlı ve o kadar realist. * Üçüncü perdede dekor değişti Güzel bir dekor değişmesi: Avluya açılan bir |pencere ve bir kapı vardı, Gene ayni ka- İpı var,ayni pencere var, Biraz evvel di- |şarıdan gördüğümüz kapı ve pencereyi |bu sefer odanın içinden görüyoruz. Se- yircide piyesin eşhasile birlikte odaya girdiği hissi hâsıl oluyor. Oda dekoru da çok güzel, en ufak te - ı(ernıılı kadar dikkat edilmiş. Ne bir fazla, ne bir noksan var. «Namuzlu baba, işinden çikarılmıştır. İntiyar çapkın Yavrusi, Eva ile anlaşmış. tır. Fakat gene hef İş bitmiş sayılmaz. Tu - lanın bir (şaret! üzerine Yavrusi ona döne - cektir. Çünkü bu işler Katinanın elindedir. Baba, Katlnayı görünce ona hücum eder, Yavrusi, Eva, Amca odaya dolarlar. Olan olmuştur. Kimsesiz kalacak 'Tula, Yayrusiye gidecektir. Babanın — kalbi durur ve ölürs * Fidanaki sahnemizde büyük bir mü' vaffakiyetle temsil edildi. Katina rolünde Şaziyeyi gördük. mü' vakkat bir zaman için Ankaraya gitmi olan bu kuvvetli kadın artist henüz döf* memiş olsaydı, ve bu rol ona verilme * seydi, belki piyesin en canh şahsiyeti a sardı. Tulâ rolünde Samiye, Neva T0 * lünde Cahide birbirine aykırı iki şahsi ! yettiler, Ve her ikisi de rollerini o hd*" iyi yapıyorlardı ki. En rııüşkulıı'—'îî'n bir seyirci bile anlayda en ufak bir kusüf İ. Galip Arcan namuslu bir babayı, T& lün ruhuna nüfuz ettiğini belli eden bif | kudretle canlandırdı. j Amca rolünde Kâni, Yavrusi ralünd? Mahmud, Yanko rolünde Talât, Frosa T0* lünde Neclâ çok iyi idiler, İsmet Hulüsi Karadenizde gene fırtına başladı Birkaç gündenberi —mutedil gidet havalar dün şiddetlenmiş, — bir a kar serpiştirmiştir. Hava umumiyet İ * tibarile dün yağışlı ve fırtınalı geç * miştir. Yeşilköy meteoroloji istasyonundi verilen malfunata göre son 24-saat zaf” — fında şehrimize yağan yağmurun fe murabbana — biraktığı su mikdâfi 18,6 kilogram olarak ölçülmüştür. RÖf | gâr şimal — istikametinden 8-10 metre hızla esmiştir. Karadenizde de fırtına şiddetle de* | vam etmektedir. Fırtına yüzünden bi K kısım posta vapurları limanlara iltick — etmişlerdir. Karvdenize hareket — edef bazı ufak vapurlar da açılamıyarak BÜ yükdere önünde fırtınanın beklemektedirler. Dün yurdun Traky? | saniyi Pandeli Horn gören ve gördüğünü gör-|ve Karadeniz kıyıları, Ege ve Orta M düğü gibi anlatan bir muharrir. Onun e-|nadolu mıntakalarında da hava yağ * seri güzel bir eser... Eseri türkçeye Fah- murlu geçmiştir. _mz__——.—.——._—_—-d l Bacaksızın maskaralıkları : Tedbir I | TEğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: