Bu hafta si göreceğimiz filmler B“"!ıırın arasında geçen sene ölen güzel yıldız Jean Harlow'un da bir filmi var Jean Harlow ve Gary Bu hafta İstanbul sinemalarında gös ilen filmler arasında geçen yaz ölen h #r yıldız Jean Harlowun da bir hl—w Ü Verdır. Melek sinemasında gösterilen | ÖL ismindeki bi Mi yıldıza Gery ktedir, Mevzuu şö; Ame; i harbden evvel zamanda — Ferry tanışıyor, evle » Ünün birinde Ferri çalıştığı ticaret- € sahibesi olan Almanın bir casus öl- farkına | ye a - alan Suzl mmaktan korup ölü san- Ferriyi bırakıp Parise bir arkada « h yanına kaçıyor. Poriş kabarelerinden birinde çalışmı - İA başlıyan Süzi Fransız zabitile tanışıyor. Tanınmış & &ileye mensup olan ire babasının su hilâfıma Suzi ile evle Ferri ölmemiştir. Şimdi ta hı..k Paristedir. Andr& ile ta ? karşısında Suziyi Andr& Âtk bulunca şaşırıyor. Andr& karısını İ &) etmektedir, yeni bir metresi var - 'kı- üzi. bu kadının Ferriyi öldürmek ?ıN' Alman casusu olduğunu farkına ttyor, İSTİKLÂL FEDAİLERİ düyirk sinemasında gösterilen bu film, 1 senesinde Polonyada geçmektedir. k.haııu... Çarlık Rusyasına karşı istiklâl Ni elde etmek için ayaklanan Polen - b,llnn ve bu hâdise içinde cereyan eden aşk ve kahramanlık macerasını gös- &u, SEVC LİDEN GELEN ümerde erilen bu film, Gaby *93. Jean , J. Plerre Aumont fitdan çevrilmiştir. ,.n"l güzel Marieyi sevmektedir. Gü « birinde Marie ile evlenmek üzere isından boşanır, Marievi alır. *Herkesin Kadınım filminde Victot Andrâ Dumont isminde | * :| kar fırtınasına tutuluyor. Kulübeye iltica | Fakatli inemalarda Grant Suzi filminde parasız kalır. Nihayet Afrikada Ouganda da bir vazife kabul ediyor. 18 ay orada kalıyor. Marle ile Nick arasında mu - habere başlıyor. Nicke muavin olmak ü-| , zere Gübert adında bir delikanlı gönde - rilmiştir. Niek delikanlının yanında her an Marieden bahsede öde Marienin ismi delikanlının hafızasında iyice yerleşiyı Artık Marienin hayali Gilberti bir an bi- ' le terketmiyor. Gilbert Parise avdet edi- | i görüyor. Çılgınca âşık olu- ilbertin aşkına mukabele ar tam manasile & yor. Marit ediyor. Bunl: geçirirlerk r. Onları öldü: ı ise Marieyi a her ayat HERKESİN KADINI Hâkim Torkoffın kızı Lidla tede hukuk tahsilini bitirmiş, Üniversi. nişanlısı kürk tüccarı Crigorinin yanına dönüyor. Mallarını satmağa gittiği bir köyden dönmekte olan Grigori yolda büyük bir ediyor. Grigori kadının güzelliği karşısın-| da nişanlısını unutüyor ve Tamara ile| sabaha kadar bir aşk gecesi geçiriyor. Grigori artık nişanlısını unüte muştur. Hert gün — gizlice — gidip| Tamarayı görmektedir. Eski şantöz Paşanka Lidiaya Grigorinin bu - lunduğu yeri haber veriyor. Diğer taraf- tan da Grigoriye Tamaranın her önüne gelen erkekle görüştüğünü söyliyerek bıskançlığını kamçılıyor. Tamaranın kulübesine koşan Grigori arkadaşları Mosilieffi orada kadına sar- kıntılık ederken görüyor, derhal üzerine saldırıyor. Mosilieff silâhını çekiyorsa dâ yere seriliyor. Fakat düşerken başı de - metresi | mir sobaya çarpıyor, kafatası kınlnru a ölüyor. Yakalanan Grigori mahkeme günü ha- pisten kaçıyor. Tamaranın şahadeti saye- sinde beraet kazandığını haber vermiye| giden Grigorinin arkhdaşları Grigoriyi | ne bir v |malılar tarafından «barbarlar» diye |haylice yaydıktan sc SON POSTA Bizim Avusturya dediğimiz memle- ket, kendi kendisine Alman dilile, Ös- terreich - türkçe telâffuzu Österrayh - namını verir, Bu ismin manası «Şark İmparatorluğu» demektir. Biz Avusturyayı vaktile Nemçe diye de Sayfa 7 NİN& TARiHi Harbden evvelkı şanlı ve kudretlı (Şark imparatorluğu) ismi kendinden büyük bir memleket haline nasıl geldi? Yazan : Muhittin Birgen tanırdık. Galiba, bu Osmanlı sarayının | içi ve etrafı Slâvla dolu olduğu zaman- ların eseri idi. Çünkü, Slâvlar Almanla- ra Nimet ve Nimetski derler; hattâ Ma- carlar da ayni Slâv kelimesini kullanarak umumiyetle Almanlara Nemet derler, fa- kat Avusturya devletine de, sonradan bi- zim demiş olduğumuz gibi, «Avusturyar» ismini vermişlerdir. Bu memleketin kendi kendisine «Şark imparatorluğu» ünvanını vermiş olması da gösterir ki onun tarihi iddiası Alman devleti olmak değildi. Bunun için de si- irması - yani ismi - Almanlıkla a- kadar olmamıştır. Fakat, bu, onun ke disini Alman hissetmemiş olması demek ildir. Bilâkis, Avusturya, kendi ken- gini çok kuvvetli bir Alman duygusile duymuş ve hududlarının içinde münha- sıran kuvv * | tereken tam göbek noktasında yerleşmiş olan bir Alman kütlesinin, feodal bir Almı n idaresi altında temeli atorluk kurmasınd Deutsch - Doyç - ismini taşır Alman zümresinin uzak torunlarıdır. Ro- ma imparatorluğunu tahrib eden ve Ro- tav. sif edilen Alman kabileleri bun! Bundan dolayı İtalyanlar da Almanlara Deutseh'ün muharref bir şekli ile Tede- lerdir. Raoma imparatorluğunu tahrib eden bu aralarında ve hattâ biraz da Alplerin cenubunda nüfuslarını ve nüfuz! ra bütün Merkezi Avrupada tedricf surette evv keri derebeylik, ondan bir hayli zaman sonra da bir toprak derebeyliği teessüs etli. Askeri derebeyliğin en yüksek inki« şafı bizim tarihimizin Şarlman diye ta- rıdığ imparatorluk devrinde vukua ge) 4. Osmanlı imparatorluğu ise km Avrupayı bir toprak derebeyliği, bi toprak « kilise asilzadeliği devrinde ta-| nıdı. Bu devirde ne Macar rdır. Belki de Macarlar ve Nem çeliler vardır. O tarihler lar ve Almanlar millet de mişlerdir. Macar aristokra |tokratile, Alman aristok: tokratı ile mücadele ha "ıcı»d r ve Ös- manlı imparatorluğu da bundan istifade ederek kolayca bu memleketleri eylemişti arını 8- istilâ Avusturyada Alman ve Maca Macar milliyetçiliğinin — teşekküllerinde âmil olan sebeblerden biri de Osmanlı imparatorluğunun istilâ hareketidir. sa»k imparatorluğu, işte bu yacının eseri olarak, yava; dan sonra da garbin rTönesans içinde tekâmül eylemiştir. Bu tekâmülün temelini, mayasını manlık teşkil etti. Avrupanın göbeğir 'Tuna bavzasının bütün Merkezi A: yollarını bir tek düğümle düğüml. noktada kurulan bu devlet, en evvel yanan ve en evvel kuvvetlenen Vir .X man kütlesinin şarka ve cenuba doğ yayılan kuvvetini ifade eder. Bu, ayni inkişafı l Francen ve Vera Koren zamanda Alman kültürünü ve Almhan nüfusunu - nüfuzile beraber - Şarki Av- upada enine boyuna yayan bir hareket oldu. Bu harekete karşı gâh Slâv ve gâh "|bine ka sco « türkçe telâffuzu Tedesko - demiş. | Almanlar, Alplerin şimalinde, Alplerin | ve öne| Viyanadan bir manzara ri nı.rh iden veya müş- mu yaptılar. Ös- ich bu mukavemetleri dalma kırdı, | nla bastırdı, her tarafta hâ- |kimiyetini tesis etti. Bir aralık şark ve ga b arasındaki bütün siyasi hareketler- cer küt t a ile hem anlaşarak, hem de bırakmıyarak — Osmanlı virde F rekabeti elden ı ile aratorluğun en şanlı ve kuvvet- K zamanı, en geniş Hududu ve en hâkim rü, Bosna ve Herseğin ve Yenipa- zar sancağının işgalinden sonra 914 har- ar devam etmiş olan kısa bir ta- rih devrine tesadüf eder, Bu devirde im-| paratorluk, ötedenberi pek çok uğraştığı halde bir türlü kıramadığı Macar kuv- vetile ittihad etmiş bir haldedir. Yedi buçük milyon Almanın elile idare edilen mödern zamanın şark imparatorluğu, on İiki milyon kadar Macar kuvvetile ittihad ederek, kilişe kuvvetile, muhtelif milli: yet kümeleri teşkil eden 20-25 milyon ka- | dâar Slâv kütlelerine hâkim olmuştur. | Bununla beraber, Merkezi Avrupa o de- virdeki refah ve saadeti, feyzi ve mede- ni İnkişafı ne evvelce tanımış, ne de son- ra görmüştür! uğraştı * Avusturya imparatorluğunu, 1918 ma; ım-vıu toplan tasfiye etti. Bu tasfiye e eden Fransa, sırf Almanlığın tin! kırmak içindir ki Avusturyayı s: e parçalamakla kalmadı, bunun bir da- habilmesine mâni olmak Üüzere, lf bududlarından geniş hudud- » nüfuslara sa Slâv memleket. 'a ilhak veya iltihakmı menet- üzere de muahedelere bir takım hu- susi ahkâm koydu. Bu muahedelerin ne- ticesinde, başsız, kanadsız, ayaksız Avus- | a, nasılsa hayatta kalmış bir harb l gibi, şaşkın şaşkın hayata çıktı h Avusturya! Düşmüş te olsa es- klüğünü unutamadı. Kendisini S1t devlete taksim eden eski bünyesini afaza etti; bu dört devlet şunlardı: ukarı Avusturya, Garbi Avusturya, Ti- ermark. Bu sayede yeni Avus- | biç değilse, heybetli bir ismi holal kti; dört devletten —mürekk bir devlet, bir devletler Ittihadı mana Jsnı ifade eden Bundesrelch ünvanını da, eski Unvanına ilâve etti! Fakat, burlu yapanlar bir noktada git let ediyorlardı: Avusturya bu ka zaman, geriye kâlacak olan — adı |kendinden çok büyük memleket, yani şa kısâ ömürlü harb sonu Şark İmparatorlu- | er veya geç Almanyanın hududları içine karışmaya mahküm bir memleket olarak kalıyordu. Çünkü yeni Öster. relch'in kendi kendisini tutabilecek ne nüfusu, ne siyaseti, ne ziraati, ne sanayli Ir'l me! î İkıldiğ Böyle bir memleketin kendi ânı olmadığı içim tini bu memle- Viyana idi. kendisine yaşaması Fransa, Milletler Cemiy ket; tutmaya destek olarak kullanmak istedi, fakat bu da bir netice vermedi. Sade Fransa ve onun sevkettiği Millet te|ler Cemiyeti değ lunan bir kısım Avustur tutmaya çalıştılar. Kili: ka elele verip bir Avusturya vatan liği yaratmak istediler. Bu da bu mahküm memleketi içerden tut- maya çalışacaklardı. Fakat, halk kütlesi bunları tutmadı, bunun için Nazi nc: Avusturyada çabuk büyüdü. Kilise, hav- ra ve banka ittifakını Dolfus kurmuştu, halkı yaşatmaya çalıştı; fakat, muvaffak olamadı. havra ve * Harb sonu Avusturyası, bütün küçük Alman feodalitelerini birer birer kendi- sine bağlamış olan Prusya için bugün u | Almanya camlasına bağlanma; M küm yeni bir Alman devletçiği hazıri maş bulunuyordu. İşle, bugün — Prugya, Alman imparatorluğu hududları haricin- de kalmış olan bu son Alman devletçi- ğini d€ kendisine bağlamış bulunuy Avusturya, artık Merkezi Avrupanın ve belki de bütün Avrupanın eski san'at ko- kularile dolu bir kültür bahçesi olmak tan çıkıyor. Modern sanayi Almanya: nın, askerli, bacalı, demirli hudud'arı içi- 'OT. İne karışan bir parkı haline geliyor. y ndir ve kendi kanunların tâbidir. O kendi hükmünü icra odi Belki de bir zaman Avusturya ismi yaşar ve Viyanada bir Avusturya hükümeti bulunur. Nâsıl ki eski küçük Alman kra! lıklarının isimleri ve kadroları Hitler devrinin ilk senesine kadar devam ettiy- se Avusturya ismi de bir zaman yaşaya- bilir; fakat, bu ölmüş bir insanın mozat taşı üstünde yazılı kalan ismi gibi bir şeydir! Muhtttin Birgen Esham borsasının Ankaraya nakli işi Kambiyo borsasının Ankaraya nak- li için hazırlıklar devam — etmektedir. Acentaların Maliye Vekâletile temas etmek üzere Ankaraya — gönderdik |Nedim Akçaer, Fuad Çeltik ve Refik Selimoğlundan mürekkeb hey'et An - karadan avdet etmişti Hey'et Ankarada Vekâlete İstanbul borsasındaki resmi defterlerinin aynen devam etmesini ve Ankarada kâfi de- retede telefon hattı olmadığından tele- fonların temini için tedabire edilmesini arzetmişlerdir. Bu meyanda eşyanın nakl de mevzuubahs ol muştur. Öğ Bimr bu ayın yirmi sekizinci günü İs ve tahvilât borsası acen acılarının eşvası Anka tevessül esham a ve mübay ya sevkedile - kalmıştı. Bütün Avusturyanın üçte biri İcektir,