8 Sayfa o «Son Posta, nın ikâyesi Lewis, Filisfinde gizli bir takım işler ıyapan bir İngiliz ajanıydı. Yerli tediiş- içiler toralından takib ediliyordu. Daha o sabah Hayfa - Yafa - Kudüs arasında, itepelerie çevrili ıssız yola kayalar yığıp ona pusu kurmuşlardı. Bereket yalnız değildi. Düşman üç otomobil dolusu si- Hâhlile karşılaşınca İster istemez Sıvıştı. Lewisle adamları da dağları geçip porta- kallıklara vardılar, Bahçeler urasına sıkışmış şirin bir köş- relere uzun uzun baktı, birisini aradı. Burası küçük nişanlısı Hazelin eviydi. Genç kız nedense bugün ortalarda yoktu. Birbirlerini çok eskiderberi tanıyorlar- dı. Hazel daha minimini bir çocukken Lewis opu mektebe göl p getirir, bir amca, bir dayı gibi yaramazlıklarına, ge vezeliklerine bayılırdı. Aralarında on iki yo; vardı. Nişanlanacakları gün bunu Hazelin babusına açmış, ondan: — Kızım yirmi ikisine girdi. Ne yaptı- ğını bilir. Madem ki sizi istiyor. Yaş mevzwu bahsolmaz, cevabını almıştı O zamandanberi nişanlıydılar ve sevişiyor- Jardı. Baba kız onun gizli bir vazifede olduğunu bilmiyorlardı. Bilmemeleri de Jözumdı, Günüm herhangi bir saatinde kurşunâ kurban gidebilecek bir erkeğin ir kadını kendine bağlaması affolunur Üç ay sonra buradan bütün raya almacağını bilmese za- »ayı hatırından bile geçir- miyecekti, Fakat işte topu topu üç ay zal- Muştu, Bir dişini sıkıp onu da atlatırsa ne mes'ud bir yuva kuracaklardı, k £ Merkeze döndükleri vakit Hazelin kü- çük spor otomobilini kapıda buldu. He- yötanla odasına çıktı. Genç kız orada idi. Yarı endişe, yarı sevinçle: — Nerede kalâm Lewis! dedi, Kaç sa- âttir bekliyorum, — Açele bir iş çıktı sevgilim! Nen var. Neye buraya kadar geldin? — Köpeğimi kaybettim. Sen bulursun im. Bu sabah babamı otomobille aldım. Dönüşte gezinsin diye biraz salı- vermiştim. Bekledim, bekledim geri Bİ İz olamadı. Halâ herkes tarafından fa- Medi, Belki eve gelir dedim. Orayada gelmedi. —Nerede kaybettin? — (S5) nin beş mil kadar uzağında,.. Lewisi kir düşünce aldı. Demek genç kız biraz daha göcikse sabahleyin yollâ- rini kesen haydudlarla karşılaşacakmış. — Neye süstun Lewis? Doğru... Dana yoldan şimdi döndün. Yorgunsun ama... Köpeğimi bulamazsam çok üzülürüm. Ne olur hatırım için adamlarından bir kaçı- Dı al © — Elimde olsa yapmaz mıyım Hazel? — Niçin elinde olmasın, — Ortalık çok karışık. Dediğin yerde bin türlü tehlike var, Ben serbest bir £ Bir Genç dığın dakika her zaman neş'eli ve bir ler var. İstediğim şeyi pek yapamam scv- gilim. — Sen zaten işinden başka şey düşün- mezsin ki... Yaramaz bir çocuktan farlı yoktu 'Lewıs aralarındaki yaş farkını hiçbir 2- man bu kadar acı acı düşünmemişti. ÜZ- memek için: — Bir kere eve telefon et bakalım. Dön- memişse bir çare ararız, dedi. Köpek eve dönmüştü ama genç kızın “Kün önünden geçerlerken Lewis pence-| kırgın'ığı geçecek gibi değildi. — Lewis, dedi. görüyorum ki sen bana hâlâ çocuk gözile bakıyorsun. Halbuki AD İŞARET A s ON P OSTA —— © İngilizceden | K, Neyyir düğünü belli etse ölüm muhakkaktı. Ki- mese İlazeli nasıl kurtarsın? — Hürel, dedi, hani mektebde İken ar- kadaşlarınızla bir kuş dili icad etmişti- niz. Benim tamamile hatırımda. bir şey söyliyeyim, bakalım anlar mısın?. Ve 0 dilde ilâve eti: — Sakın sola dönme. Vuracaklar. «Si- gara getireceğim» diye hemen dışarı « Pencereden bağ, Bahçe kapısında hek- diyen arkadaşım imdada gelir. İ Genç kız önce bunu şaka sandı. Bir kahkaha allı, Sonra nişanlısının gülme- EA A atları. 1 tüfek namlusunü farketti ve titredi. Gür- m Açık Eksiltme Kaimesi ve ima a > Niğde Daimi Encümeninden: Bor - Aksaray yolunun 505ç000— 53 x 000 kilometreleri arasında 3175 Wra deli keşifli sandık açma blokaj kırma taş ferşi 15/2/9898 tarihinden itibaren gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur. Taliblerin 9£ 7,5 teminatla ihale nü olan 7/3/9358 Pazartesi saat 15 e kadar Vilâyet Daimi Encümenine mürsö” “| Bor - Aksaray yolunun 28) 000 365 000 kilometreleri arasında 4380 de deli keşifli yapılacak şoseye moloz taş ihzarı 15/2/938 tarihinden itibare gün müddetle açık: eksiltmeye konulmuştur. Taliblerin 96 75 teminatla (hale Bİ nü olan 7/3/9388 Pazartesi saat 15 şe kudar Vilâyet Daimi Encümenine atları, Aksaray - Bor yolunun 45(5009X 500 kilametreleri arasında 1562 MES mikâp ham taşın nakli, istifi, kırılması 1438 metre mikâp şosede mevcud kırılması, 600 metre mikâp kum nakli ve istifi, 5 kilometre sandık açıl” 6000 metre mikâp silindire) yapılması keşif bedeli 8287 Jlradan ibaret olup ö” işler 15/2/938 tarihinden itibaren 29 gün müddetle açık eksiltmeye Taliblerin X 75 teminatla ihale günü olan 7/3/938 Pazartesi saat 15 şe kai genç kizlar sevdiklerinin dsima kendile- | diğini, şakaklarındân iri ter taneleri dö- İrile meşgul olduğunu isterler. Ben bu! küldüğünü gördü. İşin ciddiyetini anladı deli keşifli yapılacak biokaj taş ihzarı Aksaray - Bor yolunun 454500 —5X 500 kilometreleri arasında 4620 Vilâyet Daimi Ençümenine müracaatları, i vira b “Son Posta, rım edebi romanı: 77 kadar ihmale dayanamam. Ve parmağından nişan hslkasını çıkar- dı. Masanın üstüne bıraktı, * Genç adam o gün çok mahzun ve del- gındı. Bir türlü işile uğraşamıyordu. Pe- reket akşam olmadan barıştılar. Hazel eve ööner dönmez telefon etli: — Lewis... Bu sabahki kabalığımı af- fet. Seninle gene dost kalalım. — Dosttan daha yakın... — Öyle ise bu akşam bize gel. Bıbam anrak gece yarısı dönecek. Yalnızlıktan sıkılıyorum. Bilirim gece sokağa çıkrunk- tan hoşlanmazsın ama... Bir defsuk yi de unu'maâ. Lewis onu bu sefer de kırmamak için! razı oldu, <mehtablı geceler su'kasdler nüsaid zamanlardır» diyemedi. $ın, ne olür, ne olmaz diyecek oldu. Genç kız bunu da bir kahkaha ile kar- şiladı: — Sen herhalde zabıta romanları oku- muş olacaksın... Asabın bozulmuş Lewis. * — Bazellerin hizmetçisi emin bir in- san mı? Hukkında ne imalümat var To- mas? — Şübheli. Takib ediliyor. Tomas, İLewisin en mahrem iş arkada- şıydı. O gece yalnız sokağa çıkmasına tâ- nındığı için kendi otomobiline de binme- ye bırakmadı. Bir taksi tuttular. Köşke varınca Tömas kimsenin haberi olmadan bahçe kapısının yanındaki fidanların a- İ rasına gizlendi. Lewis içeri girdi. Genç kız beyazlar içinde bu gere her zamandan daha güzelâi, Yemekten sonra misafir salonuna geçller. Ay ışığında tatlı bir gece yaşamak için elektriği yak- mak istemediler. Yanyana bir kanapeye / gömüldüler. İlk tanıştıkları günlerden, ! Hazelin-mekteb hatıralarından söz açi» iiar. Neş'elerinin sonu yoktu; Yalnız bir jara Lewis hafif, pek hafif bir hışırtı du- yar gibi oldu. Başımı çevirmeden göz u- öle sesin geldiği yana baklı. İri bir ağa- #an değilim. Üstümde birçok mes'uliyet.! cın gölgelediği yan pencereye dayalı kir ' Kızın Romanı | Muazzez. Tahsin Berkand için. ne clur? Gelirken yüzüğü getire. /İ acak gibi oldu, Fakat olanca ılığını toplamaya çalıştı. — Aklıma geldi, dur gidip sana siğara getireyim Lewis! dedi. Fakat yerinden kalkmadı. Pencere ile nişanlısının arasında oturmakta devam etdi. Cebinden pudralığını çıkardı, açı, | ufak aynaya bakarak yüzünü pudrala- maya başindi. — 'Ne kadar uzun uzun pudralanıyor- san Hazel! — Sigara ile şarab erkeklere kuvvet verirmiş, pudra da bana veriyor, Bu komedyanın faciaya dönmesi için fimal dakikaya bile lüzum kalmamıştı arlık... Lewis şimşek gibi yerinden #iç- radı, Genç Kızı yere atlı, Kendi de ona siper olmak için üstüne uzandı. Ayni da- Kika birbiri arkasından iki el silâh duyu du. Bir kurşun vızlıyarak karşı duvara "çarpı. Kulağı paralıyan bir feryad, ar- kasındın boğuk bir ses duyuldu. — Lewis, Lewis, vuruldun mu? Bu ses, Tomsonur sesi idi, Lewis ver- den kalktı. Genç kızı da kaldırdı. Elek- triği yaktılar. Tomson elinde rovolveri pencerenin önünde idi, — Tam zamanında yetiştin 'Tomson. ,Bir saniye geviksen... — Evet... Tarh zamanında. Sürırım te- tiği çekerken vuruldu. Yanılıp işareti bir saniye geciktirseydiniz... Lewis şaşaladı: — Hanri işareti Tomson? — S: O. S. i canım. İmdad işsretini.. — Sana kim imdad işareti yolladı? Bu suale Hazel cevab verdi: — Ben! Unuttun mu mektebde iken ışıkla işaret vermiye ne kadar meraklı ik m. Sen beni demin o heyecan içinde i sahiden pudralanıyor mu sandın? İşte benim (5. O, S.) im? Gene küçük pudralığını açtı. Pudrala- Yur gibi yapıp synayı ay Işığına tuttu. Pencereden baktılar. Bahçe kâpisıma ya- kınında daire şeklinde parlak bir aksin dolaştığını gördüler, YARINEI NUSHAMIZDAS Ebü Emin Arabesdar çeviren: Faik Bercmen herimle ayni kandan bir insan oldu - gun için sevmeği ben çok tabii ve nor- öl bir his sanmışlım. Ne kadar yanıl- ımişım meğeri ıyır Salma, ben iki yüzlü, komed- yacı ve sehlekâr bir insan değilim... Bunda çok, pek çok yanılıyorsun. Ha- yır, ben seninle küçük bir çocukmuş - Niçin benim Fuad olduğumu anla- ihmal ettim. Fakat sonradan sana karşı! sun gibi eğlenmedim, beni biraz daha tarı bu kadar büyükken, senin taze| yek istemedi 13/2/988 tarihinden itibaren 20 BS müddetle açık eksiltmeye konulmuştur Taliblerin Se 75 teminatla ihale gönü olan 7/3/938 Pazartesi saat 15 şe kadar Vilâyet Daimi Encümenine müracsati” Niğde - Nevşehir yolunun 24)(100-30X000 kilometreleri arasında 9054 Hf” 48 kuruş bedeli keşifli toplama taş ve kum ihzarı 15/2/938 tarihinden taban 20 gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur. Taliblerin 96 7,5 teminatla günü olan 7/3/938 Pazartesi saat 15 şe kadar Vilâyet Daimi Encümenine racaatları. o «928 rr m a papa Baş, &iŞ, nezle, grip, romatizma va bütün ağrılarınızı derhöl keser. İcabında günde üç kaşe alınabilir. g İ Emlâk ve Eytam Bankası İlânları | Depozito. L ARE a Ml YG 2 669 Büyükada, Nizam, Nizam ve Bak- o 1,3 Köşk 100.—3 kel Nizamettin sokağı ğ 670 Büyükada, Nizam, Nizam caddesi 91,21/1 Köşk 800,— ve Bakkal sokağı ui” 671 Büyükada, Nizamda Nizam cad- 19,19/1 Köşk 1 desi ©72 Büyükada, Nizam, Bakkal sokağı 19/219/3 oOKöşk ei Adresleri yukarıda yazılı köşkler açık arttırma usülile ve peşin para #8 lserktir. İhale 14/3/9388 Pazartesi günü saat ondadır. İsteklilerin hizalarında gösterilen pey akçesi, nüfus tezkeresi ve bir İrtegi yes? ie birlikte yazılı gün ve saatte Bankamıza müracaatları. , Cz xi gi Öksürük, nefes darlığı, soğuk alg lığı ve göğüs nezlelerinden sizi kur rocak en iyi ilâç budur. Her eczaneden ısrarla isteyiniz. başka ömiller daha varmış: Bunu ân-|vafakat etmiş olsaydın da gene tük seni başkalarından kıskanmakta ol- İhüviyetimi gizliyeceğimi mi duğumu gördüğüm gün anladım ve pek | Bü nasil olurdu? iyi anladım. z Balat esi i — © , gelmedin, gelmek Ne kadar üzüldüm bilsen Selmâ, DSİ sin ve'iik günleri bön ü bi kadar hırpalandım ve bu hissimle ne sonradan kalbimi büyük bir kadar mücadele ettim! Aramızdaki yaş | o durdu: Senin Si vine iğin hissen başkasın? eg i Tandığır. içindi ve bu başkası da” ak genç kız hayatmı, benim çok yorulmuş, gösterdiğim büyük alâka ve şefkat bu tansaydın. hayatımı biraz yakından bil çuk yaşamış, ve yıpranmış hayatımla dim Selma... yaz havası kadar berrak yüzün birden- | 'hmali sana unutturmak için değil miy- bire bulutlandı ve karardı? Güzel göz- di? «Ben senin kim olduğunu bilmi - lerinin içi niçin zehirli bir yılan yorduml diyeceksin.. hakkın var. An- müş gibi korku ve haşiyetle vahşileşti? | cak ben kim olduğumu biliyordum ve Fuad senin bu kadar büyük bir düşma-| bunun için sana bu kadar yaklaşmış - nın ii Selma? Bilsen bunu düşünmek tım. Küçük Kardeşimin hayatını ya- beni ne kadar hirpalıyor! Ben ki seni| kılan takib etmek için onu her gün bu dünyada herkesten, her şeyden üs-| gidip sörüyer, uzaktan olsun onün öm- tür tutuyorum. rüle albkader olmak istiyordum. Evet, kücük Selmanın bana açilan| Senin yüzünü neş'esiz, gözlerini «0- kollarını iti, evet onan omuzuma de-İ luk sördüğüm günler için için ne kadar yanmak istiyen başını desteksiz bırak-| üzüldüğümü ve kendime ne kadar lâ- tmm; İnkat bunu yaptığım için herkes-|net ettiğimi biliyor musun sen? ten, hattâ senden çok üzülen ve azab| Yemin ediyorum Selma; eğer sana çel gene ben değil miyim? Bu kadar | kârşı gösterdiğim bu büyük şefkatin bir büyük bir cezayı sen kâfi görmüyerİrün benim hayatıma bâkim olacak bir musun? Genç seni ne kadar mer-İduyguya çevrileceğini bilmiş olsaydım, homelsiz ve hain etmiş! Aslında belkilamran'n oğlunu ker zaman için bir çek büvük olan bu kabahati, seneler!düşman bellemeni yüz bin defa tercih gettike nasıl oluyor da unutmuyor-Jeder ve sana yaklaşmazdım. Senin be- son sen? Yeksa «Tatarları soyunun ki-İnim için bu kadar büyük bir tehlike ©- ni kalbinde başka her şeyden üstün)lncsdini nasıl tahmin edememişim! — naliygp? Senin ıztırahınla üzülmeği. senin fü i i.. seni,| sevdin bunu bana söylemiyecektin sen... Bana kalsa, daha İstanbula ayak ba- sar basmaz senden af dileyerek aramız- daki anlaşamamazlığı giderecektim; fa- kat «Tİatarlar» soyunun inadını, kin ve gururunu hevinizden iyi bilen hi Iamız beni bundan menetti, Onun böy- le yapmakla nc kadar haklı olduğunu ancak bugün idrak edebiliyorum. Bak, i üzerinden seneler geçtiği halde hâlâ bana karşı olan ilk hiddetinin izi geç - memiş, hâlâ dalgın, düşüncesiz, meş- gul bir saatimde sana yazmış olduğum mektub için beni affetmiyorsun.. hem aramızda başka bir bağ olduğu bal - de... Affet beni Selma; evet aramızdaki bavku bığden bugün cesaretle bahsede- biliyorum, çünkü bu benim muhayye- lemden çıkmış uydurma bir vehim de- 1 gözle görülen bir hakikattir. Ben bir s#abey gibi sana yaklaştığı- im zannederken kendimi ve hislerimi birleştirmenin ne kadar delice bir fikir olduğunu idrak edemiyecek kadar a-| Affet beni; belki de kendi cerdi ve hedbin miyim ben? itiraf etmek istemediğin bu büy”? g* Fakat insan çok acayip mahlük, (bu-!kikati sena ben söylüyorum. Ey nu sen de bir kaç sene sonra daha iyi İni kim olduğunu bilmeden Yeli anl'yacak ve o zaman bana hak vere -| bunu bilmek ihtiyacını bile başl İseksin) bir taraftan seni sevmeğe bak- |1"f şahsım için beni sevmeğe sari km olmadığını kendi kendime tekrar- | ğını, içimde sonsuz bir saadetle 4 İarken, diğer taraftan senden ayrı'a -|evvel ben görmüş ve unla mıyacağımı itiraf elmeğe mecbur kalı-| siyatımı bilmiş olsaydın bu peri yorum. İşte bu karışık ve içinden çi-İbenim işin ne demek olduğunu kılmaz duyguların tırnakları arasında! dın Selma! çırpındığım bir akşam, sana kendimi e Yi nü tanıtmadan içimin bir sırrını dökmek) Kütüphanene gelen isimsiz Mec istedim ve işte o vakit sana yazdım kü- | veya sâza Yrektublar gönderi çük İspinozum. adam veyahud amcanın oğlu y Ondan sonrasını biliyorsun... Yürü-| öç edam bugün bir tek kalb, bir 5 dülüm bu yolun bütün tehlikelerini| ve bir tek vücudla sana kolları! an güve alarak suna yaklaşmak istemedim! yor, sara «Seni seviyorum Selma yak mi? Senden bir cevab alabilmek için gel! Eskileri unut ve affet!» wi e yalvarıp çırpınmadım mı? Bunu bilir-| varıyor. onun canından kopan ken nasıl bana komedyacı ve iki yüzlü | din'emiyecek, ondan yüz d diyebiliyorsun Selmn? Yoksa sen, ri-| sin? Hayır değil mi? vi