Fikrimizi neden Söylemiyoruz? Yazan: Muhittin Birgen eçenlerde, Celâl Bayat, Yalo- vada gazetecilerle bir arada yemek yerken bazı - iktısadi “fikirlerden bahsetmiş ve bu fikirlerin hayata geçi- rilmesi hususiinda gazetelerin de ban vazifeleri olduğunu söylemişti. Celâl Ba- yar, bir takım esasları itibarile yeni olan ba iktisadi fikir!ei, kendi zihnindeki bir takım ölçülerle ikiye ayıriyordu: Olmuş, yani pişmiş ve kurtarılması lâzım gelen fikirler ve' henüz olmaya muhtaç, tedkik halinde bulunan tâsavvurlar. Buntardan birincilerini hemen gazete- İsr vası'asile crtaya atmak ve gerek mü- tehassıslar, gerek umumi elkâr tarafın- dan bunların tedkik, münakaşa ve ten- kid edildiğini görmek istiyordu. «Zamanı gelince,"bu projeleri, henüz tamamlar- mış bir proje halinde ken size göndere- ceğim. Bu bakımdan bana yardım edi- Biz» diyor ve demokrat, liberal bir devlet idamı sıfatile, bunlar umumi efkâr tara- fından tedkik ve münakaşasını arzu edi- yordu. * Çok geçmedi. Sigortalar hakkındaki kanun projesi gazetelere geldi; neşredil. di. Celâl Bayarın güzel maksadına ta tuk imkânı vermek için, Son Posta proje hakkında bir anket açmak iste-| d' ve bu ankete memur olan arkadaşımız da en evvel suallerini bana sordu. Tedki- kimin henüz sathi olmasına rağmen, peel jenin prensiplerini çok güzel bul için umumi fikirlerimi söyledim ve ğerlerini de sonraya bıraktım. Arkadas. mız, yanlışlıkla olacak, bir de asabiye doktorunun fikrini sormuştu. Doktor da ğum di- her sorulan suale revab vermeğe alışmış | olduğu için suale bazı cevablar verdi. Fakat, arkasmdan bu işle nazari ve a- meli surette alâkadar olan insanlara mü. Yaraat ettiği zaman, gâh lâstikli cevablar aldı, gâh ta insanla deği), duvarla konus şuyormuş gibi, kat'i bir süküt ile zarı Jaştı. Meselâ, İktısad Fakültesinin de- kanı: — Bizim beyanatta bulunmaya salâh yetimiz yoktur! Dedi. Diğer bir iktısadcı profesör de başka bir bahane ile muharriri atlattı ve sigortacılara müracaat ettiğimiz n da her biri bir türlü sözle atlatma Bu tuttular! x İktısad Fakültesi dekanınn cevab ver» mekten imtina etmesinin sebebini oku- yucularım bilirler; Üniversite demökrâ- $inin aleyhindedir. Orada söz ve fikir hürriyeti ancak mutlakiyetçi bir bürek- Tasi elindedir. Gazeteci ile Üniversite a- rasındak! her temas, mutlaka rektörlük vasıtasile yapıhr. Bir İktısad Fakültesi dekanı, Üniversiteyi alâkadar etmiyen ilmi bir sigorta meselesi gibi bir baht dahi şahsan düşündüğünü söyliyemez. Bunun için, içimizi çeke çeke, haydi, di- yelim ki Üniversitenin başında böyle bir derd vardır; ya ötekiler? Kendilerine müracaat ettiğimiz diğer alâkadarlardan bir çoğu bizi atlatmayı tercih etmiştir. Neden? Çünkü bizler, fi- kirlerimizi açıkça söylemekten “çekinir insanlarız. Neden? Çünkü, bü fikirlerin hoşa gitmemesinden korkarız. Zânnede- Tiz ki fikir mutlaka hoşa gitmek iğin söylenir. Şu halde hoşa gidip gitmiye- ceğini tayin edemiyeceğimiz şeyleri söy- lemekten çekinmek te tabii olur. Halbuk: Celâl Bayar, bazı projeleri kanun haline getirmezden evvel müna- kaşa meydanına atarken mutlaka huşa gidecek fikirlerin izharını istemiş değil. di. O projeler hakkında, alâkadarlerın a- çıkça fikirlerini söylemelerine — vesile vermek ve bu yüzden memlekete umü- mi bir fayda temin etmek gibi halis ve samimi bir gaye takib ediyordu. Meğerse muhit onunla hemahenk değilmiş! * Ben bu memlekette söylenemez, süy-|f— İenmesinde - bittabi siyasi - mahzur olan fikir tanımıyorum. Söylenemiyecek fi- kir, ancak rejim aleyhinde ve propagan- da maksadile söylenecek fikirdir. Çünkü Tejim henüz gençtir ve uyuyan > köhne düşmanları yok değildir. Bunları hare- kets geçirecek propagandalara müsaade edilemez. Bunun haricinde 'Türkiysde her nevi fikir söylenebilir ve bunların hepsi de hoş görülebilir. Yalnız söyler- ken #amimi olmak ve rejim! samimi ola- zak sevmek kâfidir. Bu şartın hududu içinde ben her türlü fikri söyliyebilece- En zekisinden, en gabisine varıncıya lar içinde doğru yola ayak basmak istemiyen, bunun için çalışmıyan yoktur, fakat insenm Zzekisi | yolu kendi ışığı ile kendi haritasında arar, ayni noktadan, İ ayni niyetle harekete başlıyan insanların başka başka ne- #icelere varmalarının sebebi budur. | Dokuz aydanberi Buz üstünde Yasayanlar e Geçen mayısta kutupta bir istasyon ku- ran Sovyet âlimleri 3000 kilömetee me. İsafe kattedip bir buz dağı üzerinde kal- dıktan sonra geçenlerde kurtarıldılar. Yukandaki resimde kendilerini dokuz aydanberi üstünde yaşadıkları buz dağı- nın Üstünde görüyorsunuz. ğime ve söylemekte olduğuma da ka- rim. İçinde yaşadığımız rejim, bugünkü dünyanın en muvaffak olmuş bir “eji- midir; o bunu ön beş senelik vukuatı ile isbat etmiştir; bunun için, bu rejimin hududu içinde samimiyetle İzhar edile cek her kanaate dikkatle kulak vers lecek ve kabilse bundan milli fayda çıkarabilecek bir mevkide ve manevi kir kuvvettedir. Şu halde neden fikrimizi söylememeli? Başvekil Celâl Bayar, mühim bir ikti sadi mesele hakkında hükümetin düşün- müş olduftu bir rejimi, iktısad meselele- tinin nazik ve ince İşler olduğunu bile. rek, hayata geçirmezden evvel tenkid ve münakaşa meydanına almakla ne yap- tığını bilen bir devlet adamı gibi hâre- İket, ekti, Fakat, mubit, ona, onun istediği gibi, mukabele etmedi. Çünkü bu muhit, demoğzratik bir terbiyeden mahrumdur ve çok yanlış olarak zanneder ki devle- tin karşısında ancak «hoşa gidecek» şey- ler söylenir, Hayır, iş öyle değildir. Devletin karşı- sında objektif olarak söylenen her fikir, samimiyet ve kanaatle söylendiği zaman, mutlaka hoşa gidecek bir fikirdir. Çünkü bütün Türk milletine vermek refah ve saadet nizamının, cürmüne ve derecesine göre, az veya çök kiymetle bir unsurudur. Türk vatandaşları ve hattâ Türkiyede yaşıyan her cenebi bu hakikati bilmelidir. e Muhittin Birgen alış veriş etmekte olduğumuz mağaza; sorduk: — 200 küruş cevabını verdiler. — Fakat hükümet kolonyalık ispirto 80 kuruşa indirdi, ispirtoyu karıştırıp | İSTER İSTER İNAN, Dün bir mikdar kolonya #lmak istemiştik. Ötedenberi ğınıza göre sizin 50 kurustan fazla bir tenzilât yapmanız lâzım. Halbuki gene eski fiatı İstiyorsunuz. SON POSTA M Akil akıldan üstündür. kadar bütün insan- İnsan kendisine de, gabisi de doğru nudur, m aid işi kendi kararı ile halletmeli, iyiyi kötüyü kendi muhakemesi ile bulmalı, hüviyetine her va- kit sahib olmalıdır, fskat kararı verirken, muhakemeyi yürütürken mümasil vaziyetlerde başkolarının ne yaptık- larmı da görmelidir, akıl akıldan üstündür, derler. Bu, hükmü hiç bir zaman bozulmıyacak olan bir hayat kanu - Z ARASIN *| Amerikada yapılan ERGUN BIR FIKRA Paşa maşa - kürk mürk Sadrazamlardan birinin bir kâhya- sı varmış. kâöhya da eski paşalarden biri imiş. Bir gün sadrazam kâhyasi- le konuşurken: — Hepimiz lâf arasında, paşa maşa; kürk mürk, tâbirlerini kullanırız. bu maşaların, mürklerin ne manası var- dir? Kâhya, cevab vermiş: — Vardır paşam. Meselâ ikimiz de püşamz ama siz paşasınız, ben maşa sayılırım. İkimizin de kürkü var &ma sizinki kürktür. Benim sırtımdeaki yirtik pırtık ta mürktür, | * Fransızlar muazzam Fransızlar fennin son terakkiyatının Geniz tayyaresi yapmağa başlamışlardır. | Tayyare sekiz tayfasından başka 20 yol- cu ile üç ton ağırlığında eşyayı konaksız 3500 kilometre mesafeye kadar götürebi- lecektir, Bü çok büyük yeni deniz tayya- | beygir kuvvetindedir. Tayyarenin gövk İdesi iki kathdır, İçinde barı, salonu, ya- tağa tahavvül eden yirmi kamarası var. dır. Her kamarada ayrıca tuvalet ve yâ- zihane bulunmktadır. 1937 senesinde böyle muazzam tâyyâ- reler ile Atlantik denizinde 27 hava se- feri yapılmıştır. Bu tayyarelerden altısı Amerikan, onu İngiliz ve on biri de Al rünndır. 78 sene çelik ceket içinde yaşıyan kadın 18 seno evvel merdivenden düşerek a- mudu fıkarisi zedelenen Mis Dorothea Antel, bu müddet zarfında doktorların rdiği, çelik ceketi çıkaramadan son günlerde Nevyorkta ölmüştür. Dorothea, Bir tayyare yapıyorlar. bir nümumesi olacak olan yeni bir yolcu | resinin ağırlığı 66 tondur. Motörleri 9909! bastalık neticesi, en ufak bir ihtizazdan bile müteessir olduğundan odasına giren- lere yatağına dokunulmaması tavsiye e- dilmekte idi. m ömrünü yatakta geçiren ve en ir el sıkışı bile kendisini öldüre- ceğini bilen aktris, yatağından muhtelif işler idare etmiş, neşriyat müesseseleri kurmuş ve en son olarak ta telefonla ida- İce ettiği bir dükkân açmıştı. İSTER İİ — Evet çünkü e ya uğradık, fiatını fiatıni 140 kuruştan çoğaltarak kullandı» ey okuyucu $#en: İNAN, İSTER binaenaleyh fiatımızı İğakul 6 aylık bir müddet için gene eski surette muhafaza etmiye mecburuz, dediler. Biz bu küçük dükkânın elinde altı aylık İspirto bulun durduğuna değil, hükümetin halk lehine yaptığı bir feda körliği kendi lehine kulanmak istediğine inandık, fakat İNANMA! amaa Garib bir Propaganda Bazı Amerikalı film yıldızları son zâ- manlarda Amerikanın milli armasındaki kartalı bir hind! ile değiştirmek için pro- paganda yapmaktadırlar. Bu mesele et- rafında şimdi hararetli münakaşa vuku- bulmaktadır. Uyumıyan adam nihayet iki saat uyudu 24 senedenberi bir dakika bile gözüne uyku girmiyen Peşte memurlarından ©- lan Pol Kren geçen gün iki saat müte - madiyen uyumuştur. Kre'nin macerası pek malümdur. 1914 dünya muharebe- sinin ilk günlerinde başından yaralanan bu adam o vakittenberi uyku yüzü gör- memişti. Bununla beraber Kren tam sih- hat içinde bir adam gibi görünmektedir. Bütün gecelerini okuyup yazmakla ge - girmekte, gündüzleri akşama doğru ha- ff bir yorgunluk hissetmekte idi. Kren son günlerde Peştenin maruf doktorla- rından birisine müracaat etmişti. Doktor yirmi dört senedenberi uyku uyumağı u- nutmuş bulunan bu adamı az bir müddet içinde ipnotize etmiş, bunun Üzerine Kren yirmi dört senedenberi açık bulu- nan göz kapaklarını kapatarak iki saat derin bir uykuya dalmıştır. Bu biçare a- damın uykusuzluktan kurtarılması için İpnotizm tecrübelerine devam edilecek» tri NANMA! limizde eski fiata alınmış İspirto var, Sözün Kısası ' Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı Valinin beyanat! (Baştarafı 1 inci sayfada) : ruş indirilmesi hakkında ittihaz © dilmiş olan karar, martın birinci münden itibaren filiyat sahasında hekkuk etmişsbulunacaktır. Halkımızın iy! beslenmesi bakımında Yök bir ehemmiyeti halz olan bu gıdi desine hükümetimizce ciddi sureste sb EL nulmuş olması ve kasaplık hayvan Hihanl mintakalarından istiklük nal gelinceye Xadar bittin seyrü bnzekei önünde bulundurularak ilk kamlede SE larindan on kuruş düşürülmesini Ğ müstehlizleri hiç şüphesiz minnet ve gis ranla karşıJayacaklırdır. Bu tenzilât kasnplık hayvanın kadermelerinden geçerken, istihsal maji İnzimam eden unsurlar üzerinde hükümetimiz çimax üzere İstanbul si ve bu ticaretle alâkadar vatandağy yapmış oldukları fedakârliklarla elde #Ğİ miştir, ek Bu tenzilât işinin tahakkukuna çal - edi rür edildiğini işittiğim bir dedikoduyu da bilhassa mevauuhahs etmek istiyoru” xi menfi ruhlu adamlar: P 4— Et fiatları muayyen bir zamanği li ten düşecekti, bu Itibarla iddia olunan g gilâl bu Gat sukutunun tabii bir ie ” ken kulağımıza gelen ve ötede beride ei » yumalıdır» yolunda şurada burada bafi ler sarfetmektedirlor. Halbuki vaziyet > böyle değildir. Bizim yapmış olduğumu “a zilâk, istihsale ve normal arsa Yi ” bu itibarla bunlarla perakende satış (AÜ rasındaki mesafeyi açan unsurlar üzerini” dir, Bu tenzilât payı datmi olduğuna ai 1 Maritan sonra İlân olunacak fiatlar, in zilâttan evvel teşekkül etmesi lâzım flatlardan dalma on kuruş aşağı ri tir. Şüphe yok kl bu müdahale eti dali “, rette muayyen ve müstakar bir fiat seviyesinde tutmak maksadını gütmek Eda Eildir, Bütün tüccar mallarının tâbi dahalemiz bu norma! temevvücatın. « salası olan flat üzerinden her mevsi ufo! bütün şartlar altında kilo başına on indirmek esasına müsteniddir. gi Pekâlâ biliyorsunuz ki İstanbul gibi kuvvetli bir istihiâk merkezine memleif Bu İniiksi releri yani bir mıntaka mahsulünün a ğa yüz tuttuğu ve diğer mzmte keler flatları böyle bir vaziyet arzeder. İstanbulda tatbik olunacak et tayin eden komisyon bu fiatları hayvan sasile mezbuha toptan satış fiatları zerine tesbit etmiştir. Bu komisyon her toplansrak ffatlarda bir değişiklik takdirde tekrar fint tayin edecektir. Komisyonun köyduğu fiatlar azami tır, Bu flatlardan ucuza satılacak olgrsf dahale edilmiyecektir. ei İlân edilen fiatları behemehal tatbik “y ceğiz. Bütün zabıtal belediye memuris” « hususta katl talimat almışlardır Tes lunan fistlarda (et vermeyenler e nevi üzerinde oynamak isteyenler derbi zalandırılacaktir. mi? Bu moktayı işa ederken muhtereni Tre kımızdan da bir ricamız vardır: Bu y sirf halkın doğrudan doğruya enes tihdaf etmekle olduğundan et alış halkımızın da dikkatli ve hassas sı, resmi makamat ve memurların çok kolaylaştırasaktır. Herkesin aldıği, cinsini ve mahiyetini dikkatle ze parayı ona göre vermesi kasaplarda. yapi men İlân edilen fiatları araması bu esasından halledecektir. i TAKViM >