“ Ben bir tımarhane kaçkınıyım!., . , Bey geliyor? | M'h" Osman yemeklerin tadına baktı. Tepside | B“l“ı tuzlusuna kadar herşey var. Yanımdakine : yemekler güzel, yaşadık!,, dedim. Meğer kazın ayağı öyle değilmiş! Röportajı yapân: Faruk Küçük (Tercüme ve iktibas hakkı mahfuzdur) Z t—1— 94 — 'q“m:— Viyolonist İzzet.. M—[ W_H.:“mudm Komşunun R&ce penceresinin ö- | Çalardı. Demek zaxallılı | keman ben Tarık değium,ı Güştü, 'Tlnk bey, geçmiş olsun, taka Yyapmayın.. ben şizi | 'm’_“fu_ll Siz bir g:ıze!ede" mu ? Yar., benzetiyorsunuz, | | 8e der tli dikkatli beni süzdü. | kHı. Bibi başime salladı, sonra: | N Hayıy CK canım, sizsiniz.. dedi. a ; | a'::m benzetiyorsunuz. T —...İem_ d_ğ_* dikkatki baktı: Olur, At Fakat müşabehet bu ledersiniz. Bay Mazhar Osman uyor. «Bey» beyaz gömleğin üzerine hverengi bir pelerin atmış, başında beyaz bir kapel etrafında bir sürü a- |dam.. maiyeti erkânı arasında etrafına hafif tebessümler saçarak içeri giriyor. Demir parmaklığın yanındaki gardi- yanlar el pençe divan duruyorlar. Ka- dın hastabakıcı bize «Kalkın!» diye işa- A'llıh aşkına sen sa- Bey, yüzümüze bile bakmadan, kü- uşa dalıyor. Gardi yanlar Bu_vlp arka- ız Halil İbrahim| | N v.ğîş_“' Bibi alaylı köfteci de-/ Büzel bir dükkânım Var- k _n’_""'dm. İşler bom!du.l h'“'&n. Çıkarmak için köftecili- | liyor.. n Peki, n ım— şu kapıyı açacağım, a duracaksın.. bir şewx | lenirsin. Beyin geldiğini | ee bağırırsın. Fakat tüye- " Bak karışmam.. Sanım, nereye gideceğim?. Vi ya, Parmaklığı açtı. Beni telefo- Taktı. İskemleye otur - Üüyor, hem etrafa ba- telefon edi — Alo, 22.. Bey bizde, şimdi size ge- un — kapısından bakıyorum » K ğa sola: L Nasılâin evlâdım? diye ültifat sa- ça saça ilerliyor. Bieden karşıki kapı açılıyar. İki elile bir tepsi tutan bir adam içeri giriyor.! Büyük bir tepsi bu. Üstüne beyaz pe- çete örtülmüş. üçük küçük tabaklara belki on beş türlü yemek konmuş. «Bey>» sorüyor: hv“m' — Bugünkü yemek bu mu?.. v rahat edeceğim ga-| — Evet... gün bana bu kadar| Bakıyorum, tepsinin üslünde her şey h(n velevki muvakkat| yar, «Bey» eline bir çatal alıyor; ye- | hiz €sten çıkmak insana 'meklerin tadına bakıyor... Fırsattan | da w"' Equma'gıdıyorı,suhde sokuluyorum, bakıyoı"um_ Bu- mm,::.;'n' hal.. R"'ş;â sün şemekler hakikaten nefis galiba. Banu Hdt âmaî'(') K Börekten tatlıya kadar her şey var... da hâlâ BN Ü ,Bey» yemeklerin lezzetinden mem- Böyleniyoi. ik tabaktan beyaz el bezine lar. demir Ça t r.. münasib.. götürün... Ve iltifat saça saça koğuşun öbür ka-| pısından çıkıyor. Yüksek sesle: - Bugün yemekler güzel.. diyorum. Bözlerimi duyan bir hasta cevab ve- riyor: — Avucunu yala,. öğleyin görürsü! ya patlıcandır, ya nohud... — Ya bunlar? — Sen bakma, Gösteriş o.. rejim ya- zılan dayısı olan haslalarla doktorlara bunlar, «Bey» mü € gidiyor. sesleniyorum: İ hıb:% 14 e gidiyormuş.. ğ Çıktı. Ermeni karısı içeri ktı 14 Şr bince 14, <Bey» bizim koğuşa gel- Şimdiden söyliyes Adamcağızın hakkı varmış. Öğleyin millet gene ber- mütad patlıcanla bulgür pilâvına da- yandı. Saat 11 i geçmiş olmalı. Doktorun 0- dasında hâlâ ikinci hasta. Bu gidişle .;:ş:?mt Beliyormuş: x%_: koşa geliyor, demir ka- 'SON- POSTA Tehlikelerden çekinen bir tip Samrun — okuyu- cularımızdan Nec- det Yılmaz da ka- sakterinin tahli « Tini istiyor: Zekâsımı — ciddi mevzulara — hasre derse daha isabet etmiş olur. İnti - zam — kayıdlarını| da ihmal etmemesi | dâzımdır. Menfaatlerini kolaylıkla elden | çıkarıp dağıtabilir. Teşviklere kanar. Teh | likelerden çekinir, cesarete bağlı işler - den uzak kalmak ister, — l Bir Rus prensinin hatıraları :4 Hayatımı Görkiye borçluyum! Ölüm tehlikes;ı;en kurtuld uktan sonra meşhur muhar- ririn evine sığındık ve orada aylarca gizli kaldık Rus Prensi Gabriel hatıralarını nakle devam ediyor: Karımın bütün yalvarmalarına rağmmen Çeka reisi Uriçkinin beni hapishaneye nasıl attırtlığını anlatmıştım. Bu zat bir| kaç hafta sohnra katledilmek suretile öl- dü Ve hemen arkasından da benim adım «rehine» ler listesine geçirildi. Her va - kitkinden daha fazla tehlikeye maruz - dum. Fakat talih bana bir defa daha yar- daim etti. Bakınız nasıl: İsraftan çokinen Karyabükten E . thin Özdemir ka * #akterinin talhli « bir tip |lini istiyor: Üzerine aldığı işe sarılır, yalnız ; gördüğünü — değil; <ü kendi — fikirlerini j de tatbik etmek is- ter, Elinde az çok para bulunur. İs « raftan çekinir. Başkalarıma kolaylıkla bel bağlamaz. aa Alıngan bir genç kız Konya okuyu - î rularımızdan — Ve- dia da karakteri . nin tahlilini isti - yör: Çehresinde — sa- de ve samimi ifade var. Oldu - l Ku gibi görünür. İşlerine hile ve fe- saâ karıştıramaz, mes'uliyetten korletr, tenkide — gelemez, çabuk alınır ve müteessir olur. L0 A Sebatkâr bir genç Konyadan Mus- tafja Büyükkılıç da şunu soruyor: — Muvaffak ol- mak için nasıl ça- Tışmalıyım? İstidadına uy - gün bir meslek veya san'atla se - bat edip çalışmak- la, okuduklarını anlıyarak, hazmetmeğe alışmakla mu - vaffakiyetlerini temin etmiş olabilir. Pek gözlü bir tip Merşsinden — Sü. R leyman — imzasile goruluyor: — Muvaffak o - dacal: meyem? Mihnete, me - Pakkate olan ta - hammülü ve gö zünün pekliği iti- barile ameli işler - de muvaffak ola - Sebat ve itimad Gönenden — H. Şahir imzasile 80- yuluyor” — Sevilecek mi- yim? Sevgide de S - bat ve. sevgiliye bir | |salonda neler yoktu. Bir cok istatüler, sü- Akciğerlerinden muztarib — bulunan meşhür muharrir Gorki tesadüfen benim doktorum tarafından tedavi ve teşfiye edilmişti. Bu doktor Gorkiyi benim feci variyetime alâkadar etmiye teşebbüs et- &. Benim Madam Hersuny'nin idaresin- Ge bulunan bir hastaneye naklimi temin edecek derecede muvaffak oldu. Fakat ben orada da çok kalmadım. Bir akşam zevcem ve ben Madam Her- guny ile konuşuyorduk. Kapı tıkırdadı. Madam Hersuny kalkarak açtı. Bir asker göründü, 'yüzü kıpkırmızı... Bağırıyordu: — Generalleri, haltâ Romanoflardan birini burada sakladığınızı biliyorum, Bütün hüviyet varakalarını kontrol et miye memurum. Bana bütün hastaları - ya gösteriniz. Madam Hersuny adamın sözünü kes « ti — Hele evvelâ bağırmayınız, burası kastanedir, Ahır değil! Geliniz odama, ötün dosyaları göstereyim ve iste- iz izahatı vereyim. Sonra isterseniz | hastaları da görebilirsiniz. Sararmıştik. Filhakika elimizde hüvi- yet varakası namına hiç bir küğıd yoktu. Ve bu ayni hastanede az zaman evvel Kerenskinin iki nazırını, Koşkin ile Çin- garevi öldürmüşlerdi. Halbuki dostları | onları emniyet altında samıyorlardı. Y. zertlerine dikkat ediyorlardı. Fakat bu ihtimam onları hastane içinde öldürmek- ten Kızıl askerleri menetmemişti. Süphe davet eden misalirler.. Madam Hersüny yarı kapıdan bize heyecanlı — heyecanlı işaretler — yapı - yor, bizi vakit geçirmeden kaçmıya da - vet ediyordu. Kadın elân köpürmekte de- vam eden askeri yazıhanesinde alakorken biz birer şapka bile tedarik etmeden so- kağa fırladık. Nefesimiz tıkanıncıya ka- dar koştuk. Nikola garınâa teveccüh edi - yordük. Nereye gidecektik? Nerede sak- lanacaktık? Nihayet gidip Gorkinin kapısını çal - dık. Bize daha evvel de defalarca yar - dım etmişti. Bir defa daha hiç değilse bir müddet için onun sayesinde kurtuluyor- duk, Gorkinin karısı evde değildi. Muhar - | rir bizi sevimli bir şekilde kabul - etti, biraz şaşırmış gürünmesine rağmen, Kendisine başımıza gelenleri anlattık. | Ölümden nasıl kurtulduğumuzu söyle - dik. Hikâyemiz onun kalbine dokundu. Şah- san geçirebileceği tehlikelere rağmen bi- zi apartımanında misafir etti. Kiymet -| tar san'at eserleri ile dolu olan bir nevi salonu oda olarak emrimize verdi. Bu rahiler, vazorlar, şuraya buraya bol bol zerpiştirilmiş tablolar, san'at eserleri... Sonra yeşil bir perdenin pgizlediği bir ya- tak.. bizim ilticagâhımız.. itimad telkin et « bak bir , içeri... Otur sıraya.. |akşama kadar müayeneye giremiyece- Sür Yerde kir olmasın.. ğiz. Bu — kadar —uzün uuğ_ı;:ı Yor, y"'Iıq_ Bn"“*hı girip sıraya ©-| Muayene de görmemiştim. Elhamdülil- * İşeyi itaz sonra dış kapı açılı- | lâh üçüncüye sıra gel Sıranın üs- SZün boylu birisi giriyor: — |tünde uyukluyorum... Bütün merakım u“.üm, a geliyor.. n muayenede. Şuraya gelmeden evvel kımreik -saçlı Meh- küç yerde müayene oldum.. kaç defa iki gardiyan hemen heyecen hisset fakat hiçbirisinde .hldhry'hk“hh yanına ge'ivnr'ırlh“ kadar yürek çarptatısı duymamış- a Bidiyo; larına koşuyorlar. Bir fı- Um. Yalnız çunu da söyliyeyim ki he- B nüz bilmiyorum ama burada muayene pek sıkı galiba. Kim bilir doktar içeri- de ne kadar ince eleyip sık dokuyor? » Arkası var — selede — tü gi e AYA $ e RR mek Jâzımdır. Sn Po Fotograf tahlili kuponu DİKKAT ) Fotograf tahlili için bu kuponlardan | 5 adedinin gönderilmesi şarttır. Okuyucularımızın Sorgularına Cevablarımız Ankara okuyuculurumudan Ahmede: — Anlaşılıyor ki saatiniz artık tamir kabul etmez bir şekilde bozulmuştur. Bu saatten ümldinizi kesip yeni bir saal te- garikine çalışınız, * 'Tokatta Artin Vartadeşa: — Mektubunub çok karışıktır. Anlıya- madığımızı düraf ederiz. Maksim Gorki Biz aylarca bu odadan ancak yemek salonunda karmnımızı doyurmak için ay- rıldik; Yemekler oldukça itinalı idı. Mütevazi bir aileden çıkmış olan muhar rir elle yemek yiyor ve epeyce içiyor. du. Fakat bize bu ilticagâhı verdiği için kendisine ne kadar minnettardık. Maamafih Gorki de meraktan üzade değildi. Dostu Madam Andreef tiyatro sahasın- da halk komiseri sıfatile yüksek bir Sov- yet memuru idi ve bu itibarla ikisi de ba- zan beyaz Rusların iktidar mevkiine dönmelerinden korkuyozlardı. — Bizzat Gorki resmi noktai nazarı tamamen be - nimsememesine rağmen hüküme! (le çok iyi münasebetteydi. İtiraf etmeliyim ki ben Gorkinin lerini bütün şöhretine rağmen asla ol mamıştım. Kendisinden istedim, — Fakat kendimizin bir cehennem hayatı yaşadi- #imiz sırada mütemadiyen — sefaletlen bahseden bu eserler bana hiç bir zevk vermedi. Yeni rejimin birkaç efendisi Gorki bir çok ziyaret kabul ediyordu Gelenlerin arasında meselâ Zinovlev, dam Stasov ve Jakovlev gibi polis me « murları vardı. Büyük şarkıcı Şaliapin de sık sık gelirdi. (Sonu yarın) Gazi köprüsü ihtilâfı halledildi Belediye' Yollar Şubesi Müdürü Ga lib, Gazi köprüsü müteahhidi ile be » Ö İlediye arasındaki ihtilâfı halledip An - karadan dönmüştür. Nafia Vekâleti be — lediyenin mütaleasını kabul etmiş, mü teahhidin serdettliği mazeretleri red « detmiştir. Buna göre Gazi köprüsünün demir malzemesi belediyenin tayin et- miş olduğu mikdar üzerinden olacak « tır. Dün Fenerler idaresinde tedkikat yapıldı 'Denizbank Umum Müdürü Yusut Ziya Öniş, tedkiklerine devam etmek » tedir. Dün, hükümetce satın alınarak Denizbank'a geçen eski fenerler ida - resinin muhasebe dairesine giderek tedkikler yapmıştır. Ankaradan radyo hakkında — mektub gönderen okuyucumuza : — Arzumnuzu imkân nisbetinde — yerine getirmeğe çalışacağır.. * Okuyucularımızdan Mustafa Alcan'a: — — Bizi tenvir etliğiniz için size teşek- — kür ederiz. * Gebzede Hacı Halil mahallesinde Meh- med Demir'e: ö — Bu meseleyi bulunduğunuz yerin &ü yüzsek resmi makamına haber verirse niz, bir netlce elde edileceğin! Ümli M