POSTA İfşa eden idam olunur!,, Harb sanayi casusları arasındaki mücadele ora " Danzig yolu üzerinde otomobilimiz kayıyordu. Otomobili 70 - 80 Metre Sür'atle sürdüğü halde bir elilede lâkaydane sigara içen Olanda kimdi? ütün casus kadınlar ona ve oda bütün casus kadınlara benziyordu Pak nün biçare kâşit, meçhul eller tara- By ye e arengiz bir surette öldürül - dan, Year akabinde çalınmış, orta- lin m Pakat bu plânları ça İtem bangi teşkilâta, hangi mil Ondan? olduğu “bilinmiyordu. Fiy Sümen “e diğine gö: bu kâ- gin olduğı, Berta toplarını keşfeden vi Zannolunuyordu ve Şişman in icadından tam 11 sene dan e bu topların meçhul esasların- yerek yeni ve harikulâde bir e a) olan ke muvaffak > yordu, Me ise ki gizli dünyayı ha- Ptin en e düşürmüş, bu sefer dün- b Yük casusları, çarpışmağa > başlamışlardı. Alaa attan Fransizlar bu yeni keşfin Gesualarının. eline geçmiş olma - tere düşmüşlerd!. | Umumi kalâde muvaffakiyetler gös - ür kadın casusu Mata muvaffak olmuş olan sonrada, kl şefi binbaşı La - 1936 senesinde bir Alman tarafından esrarengi? #u- “dü - müdhiş bir faali - diğer merkezi ışıklar o ge €den Meşhur üçüncü, hem de eden dördüncü şubeleri ha- Yaya araştırmaya başlamış- | Ha Sia Alman casusları dahi ayni Öland, gaYMetle uğraşmakta idiler. ta Sasuslarının hattâ katub- e Gönderilmesi suretile ©- Bizli tecrübeler yapılıp ya- iy Aramasını teklif ettikle- Va Barbie Diğer taraftan bütün er- alar harb sanayii keşfiyat lâ- hteriş haya şi bizim profesör gibi Tübeleyş MAZArİYelere göre elektrok tec- Ması emrini vermişlerdi. DA dün k Ya elektron keşiflerini ele YE ma amansız bir boğuş- 4 # # Mig eke fabrikalarında yaz eri bu tedhişlerden biri idi. Mitiş, © İçin tehlike teşki! etme- *trafında dünyanın en müd- Sârpışmakta idiler: Fransız $efi binbaşı Ladu, meşhur VE umumi harbde pek Wrance'in hocası Thomas öy, süsları namına meşhur ka İngilizlerin Black Gölge) dedikleri Dra- en korkuncu Dr. Dol- « EF MESİ Lİ EE 1 Son zamanlarda bu #€- takib etmekte id. Fabri- © profesör Pylsowiç'e idi. / — h yolu üzerinde oto- ordu. Hududu hâdisesiz a ra kadar Avrupanın alarımdan birini teş- (Danzig koridoru) nun Birmiştek, Geceleyin bura- son derece li- dirilmiş olan Lehis âdetâ başını Ak Srasmdan Baltık denizine Yaziyettedir. anzig arâsında ancsk İki doner şimal istikametinde e en Danzige va- alkan diğer bir Ve dolambaçlıdır. Bu tren * Ottlçin - Bromberg yo- büyg albuki bu iki şehri bir nehiriç birhirine “Yhsel hehri, Bu nehir het ik ndan geçerek Danzig İcinge e nizine dökülür, Işte İçin 1 #£ Lİ “ her iki trene binme- Ne Olacağı aşikâr e Vayhsel nehri bo- te idik ve ilk istasyon- deki trene yetişecek- ği Avrupanın son 7 i 1 fi H taraftan Lon -| ziyeti hakkındaki bu heyecanlı izahatı bu yol üzerinde, nehir boyunca ilerliyen vtomebilimizi büyük bir meharetle idare tderken, veriyordu. Ben bazan hafif ışıklık kilumetre san- Ünin 60-70.80 kilometreyi gösterdi heyecanla görüyordum. Olanda ise göz- lerimin kilometre saatine gayri ihtiyari gittiğini gördükçe hafifçe gülümsüyor, o vakit sür'ati biraz azaltıyor, fakat biraz sonra dalarak tekrar açıyordu OO hiç şübhesiz büyük sür'atlere alışmış bir ka» dındı. Veihsel nehri boyunu takib eden yol güzel bir otomobil yolu olmakla beraber ikiğe birde şiddetle sarsılıyorduk. Teker- | E leklerden sıçrıyan taş parçaları bazan camurluklara o kadar şiddetle çarpıyor- du ki'gayri ihtiyari irkiliyordum, benim asabım o kadar gerilmişti ki taşların her ışında bana arkamızdan otomobile $ ediliyor gibi geliyordu. Bana gizli bir dünyanın ihtiraslı âlem- lerini gayet basit bir hikâye gibi bızlı İkiz, kesik kesik cümlelerle anlatmakta İolan bu kadının ne kadar değiştiğine hayretle bakıyordum. Gece, ne olursa, hangi yol üzeri İursa olsun, otomobili kullanmak i | keli olduğu - halde, o 70-0 kilometre ür” iderken bile direksiyonu tek r, bir elinde rahatçı &ige- yer, bir taraftan okanuşuyor, ın en müdhiş hâdişelerini lâkayd tavırla anlatıyordu. Bir saniye içinde onu hakikaten küçü mavi tayyaresinde pilot iskemlesii gördüm: Olanda, umumi harbâr mevi tayyaresile Alman cebhesi aylarca ele geçirilemiyen havalar şe; nı küçük Elizabet olabilir mi, diye düşü- nüyordum. (Baştarafı 6 nc: sayfada) Ve kalemi hokkaya batırmış, zevceme uzatıyordu, zevcem & — Ben buraya zevcimi kurtarmıya geldim. Siz bana onun idam hükmünü imzalatmak istiyorsunuz. Benim imzam altında böyle bir kâğıd sizin elinize ge- çerse onu öldürecekleri muhakkaktır. Eğer sizde biraz kalb varsa, biraz merha- met kaldı ise zevcimi Büyük Dük Mi şehin karısı için yaptığınız gibi yalnız ve nöbetçisiz olarak bir hastaneye kaldır. tnız.. Bu teklife Uriçki soğuk bir mukabele gösterdi: — Büyük Dük Mişelin karısı el'an has- tanede bulunuyorsa, bu, zevcinin firarın- da hiç dahli olmadığına benim kanaat getirmiş olduğum içindir. Bu sebeblerdir k' onu hastanede serbest bıraktım. Zev- İcinize gelihee madam: Hapiskaneys gi- decektir. Parası da müsadere edilecektir. Kardeşleriniz kurşuna dizildiler Karımm mecali kalmamıştı, ağlamıy& başladı, o zaman ben sordum: — Bana söyler misiniz, Vologda'ya sü- rülmüş olan kardeşlerim ne oldular? Hiç sarsılmadan: — Lâyık oldukları cezayı görmüş ol- duklarını tahmin ederim. Kurşuna dizil- miş olacaklardır, dedi. — Ya baldızım Sırp prensesi Helen?. — Ayni âkıbete uğramış olacaktır. Beni hapishaneye tıkmak için icab €- den kâğıdları hazırlarken ben ve zevcem odanm dib tarafına çekildik. Herhangi bir hareketten âciz bir vaziyette karşı karşıya duruyorduk. Daha kim bilir ne azablar çekecektik? İçeriye adamlar girdiler. va-i Evet, O vakitler maceraları aklımda kalabil miş casus kadınları birer birer zihnim- den geçiriyordum: Yoksa Olanda, General Ludendorf'un genç yeğeni, Madriddeki Alman casus teşkilâtının şefi genç yüzbaşı Hans von Korn'un çılgınca metresi olan ve'tam 6 ay bütün ehemmiyetli evrakın Kopyala- rını Fransız casus teşkilâtina gönderme. ğe muvaffak olan o cür'etkâr Marta Ri- şar mıydı? Gene evet. Yahud, bütün harb boyunca Alman lâtında çalışıp ta hiç beli etmeden n €rarı İngisliz casus teşkilâtına bil- diren güzel Florida mıydı?.. Gene evet, Bütün casus kadınlar ons, o bütün ca- sus kadınlara benziyordu. Bana önümde ilk defa perdesini açtığı müdhiş âlem sonsuz bir heyecan. verirken o, narin, kedi yüzlü kadın, dünyanın en korkunç casuslarının isimlerini birer bi- rer ve pervasız bir tavırla sayıyordu. Ehemmiyetsiz bir tavırla (söylediği çeylerin İse resmi dünyanın mağrur fen- n! henüz hiçbir şey bilmiyordu. Bunlar dünyanın en gizli harb sırları ve her biri ayrı ayrı belki de idamı mucib olacak şeylerdi. Bilhassa elektron motörü hakkında söylediği şeyler bende nihayetsiz bir bayret uyandırmıştı. Resm! ilim saha- sında elekiro-tekninin en son nazariye. leri üzerinde çalıştığımız halde hiğbir gün şu Alman askeri tekniğinin garib b'r gergüzeşti mazarile baktığım Parisi dö-| ven Berta toplarının elektron hâdiseleri- le bir münasebeti olacağını düşünme. — Arkası var — Bir Rus Prensinin hatıraları Uriçki: — Romanaf haydi bakalım, dedi. Karım sordu: — Hakikaten hapishaney? mi gide cek? — 'Tabif, size vâdettim. Kurşuna dizi. imiyecek; — Hayır, sualimi yanlış sordum: Bu hasta haline rağmen yaya mı gidecek de- mek istiyordum. — Bayır, aşağıda bir araba bekliyor. Tüfekli bir adam yaklaştı Zevcem on- dan bizi yekdiğerimizden ayırmamasını, kendisinin gelmesine milsaade etmesini rica etti. Ne o, ne de öbürleri aldırmadı. lar, Bitişik odada dışlarına kadar silâhlı on beş deniz askerinin arasında yekdiğe- rimiye veda ettik. O zaman ben Uriçki'nin hakikati söy- leyip söylemediğini bilmiyordum. Filha- kika kardeşlerimin öldürülmüş oldukla- rını sonra öğrendim. Onlarla birlikte Büyük Dük Pol'un oğlu prens Palyef te ölmüştü. Palyef'in annesi birkaç hafta evvel si- yasi polise müracaat ederek zevcinin ve oğlunun hayatlarını kurtarmasını rica etmişti, fakat zevcemin imkân nisbetinde mütevazıane giyinmiş olmasına mukabil prenses elmaslara müslağraktı, arkasına Zibelin kürkünü de geçirmiş ve mudü- riyete muhteşem mevkibi ile gitmişti Bu hareketi ise fenâ tesir yapmıştı. U. ruçki ona: — Çocuğunuzun Büyük Dükten olma- dığını söyleyiniz, hayatını kurtarırsınız, demişti. Fakat prenses çok mağrurdu: — Çocuğum Büyük Düktendir, ceva- bini vermişti ve çocuğu idam edildi. (Sonu yarın) Almanya, İtalya Sayfa $ ve Japonya hep birden taarruza geçiyorlar (Baştarafı 1 inci sayfada) ları da bunu göstermektedir. Mussolıni İspanya işini «çabuk bitirmek» istemek- tedir. Her zaman olduğu gibi, dahili ve harici güçlüklerini bir ileri hareketle ört- mek tasavvurundadır. Teruel, İspanyada faşizm müdahalesine yeni br safha aç- maktadır. «Ocuvres şöyle diyor: «Bunun için | Sonkânundan itiba - ren Avusturya ve İtâlya tarikile Ham- burg ve Münihten şimdiye kadar gö - rülmemiş mikdarda bomba, tank, tay- yare ve mitralyöz sevkedilmektedir.» Aymi gazeteler Franko kıt'aları - ran Teruel önünde hezimete uğrama - ları üzerine Berlin ve Roma hükümet- lerinin İspanya işini bitirmek Üzere Frankoya çok mikdarda silâh gönder « meğe karar verdiklerini çünkü «Fran- konun muvaffakiyetsizliği Mussolini - nin inhitatına sebebiyet verece; bu inhitatın Hitleri. de sürükliyeceği - nis yazmaktadırlar. Mart ayında müşterek hareket Londra 23 (A.A.) — İşçi meb'us - ardan Bâyan Ellen Wilkinson, Sun - day Refere güzetesinde neşrettiği bir makalede, Hitler ve Mussolini'nin mart Amerika Dahiliye Nazırı faşist liderlerine Şiddetle hücum ediyor (Baştarafı 1 inci sayfada) siyasi kanaat dolayısile şiddetli tazyikler yapan milletler, hariçte de bittabi iyi| komşu olamamışlardır. Kendi memleket | lerinde kendi hareketlerini müdafaa et- |9dadan &« meğe alışmamış olan faşist Tiderlerinin dünya efkârı umumiyesine aldirış etme- İmeleri bir tesadüf eseri değildir, İnsanlar, ancak ümidleri kesildiği za- mandır ki hürriyetlerini, yaşamak için boş bir ümid mukabilinde sağ veya &el diktatörlüklere terkederler.> İ İckes, ayrıca, demokrasiyi tehdid eden tehlikeyi de tebarüz ettirerek demiştir ki: «Bu tehlike, diğerlerinin meaisi, ha- yatı ve malları üzerinde tesirini gösteren ekonomik kuvvetin otokratik küçük bir | sınıfının elinde gitgide daha fazla bir su- rette tekâsüf arzetmesidir.» (MA) Yeni Fransız Kabinesinin Kazandığı itimad (Baştarajı $ üncü sayfada) te arzetmek esasen bir zarureti. Nite- kim, Şotandan evvel kabine kurmaya memur edilen sosyalist Leon Blum bile, sırt bu endişe ile halk cebhesi etrafında milli bir temerküz yaratmak maksadile merkez fırkalarını, müfrit sol cenaha bâğlıyan bir kabine formülü düşünmüş, fakat bu tasavvurunu tahakkuk ettire- memişti. İkinci yeni Şotan kabinesi, şu vaziyette, en iş yapabilecek şartlar dahi- linde iktidar mevkiini ele almış bulunu- yör, — Selim Ragıp Emeç , Adapazarında yakacak buhranı kalmadı Adapazarı — Şehrimizde odun, kömür buhranı kalmamış gibidir. Köylerden İher gön odun, kömür gelmektedir. Fiat- lar henüz yüksektir. Kömürün Kilosu 2,5 kuruştur, odunun arabası 3 ve 35 liradan | satılmaktadır. Halk, odun ( arabalarma| belediyenin bir fiat biçmesini ve arabü- tanın eline © yolda bir pusula verilmesini ! istemektedir. Hazer gölünde çlâj yaçılıyor Elâzık (Hususi) — Elâzık * Diyarba- kir demiryolu güzergâhında bulunan eski adı Gölcük olup bu kere yeni bir kararname ile Hazer gölüne çevrilen ve Plâj için her türlü tabii şartları câmi bulunan bu büyük gölün asri bir plâj i haline ifrağı Atatürk tarafından emir | buyurulmuştu. Elâzık, Diyarbakir hat- tâ Malatya halkının istifade edeceği bu plâjın asri bir bale getirilmesi için şim diden hazırlıklara girişmiştir. Hâlen | , mahallinde haritacılar iedkika: yap -' maktadır. Hazer gölü keharındaki Siv- | ra kazası da asri bir kasaba olarâk ku ta İspanyada yeni büyük bir taarruz yapmak üzere mutabık kaldıklarını * bildirmekte ve iki diktatörün bu ta - arruzlarının Japonların İngiltereyi em dişede bırakmak emelile Hong - Kong civarında yapacakları bir taarruz ilg ayni zamana tesadüf edeceği ümidin « de bulunduğunu ilâve eylemektedir. İspanya ile Fransa arasındaki demiryolunum tahribi  Perpignan 23 — Püigcerda'da bom'« bardımandan hasarat vukua Ogelmi; ve söylendiğine göre on Kişi ölmüş ve kır kişi yaralanmıştır. , ii Franko tayyarelerinin esas hedsfİni, İspanya ile Fransa arasındaki demiryo » lu irtibatının katedilmesi teşkil eyled” ği sanılmaktadır. Demiryölunun tahribi edilmiş olduğu söylenmektedir. 4 Şarki Pirene Prefesi, Fransız top « raklarına li bombanın düşmesi üzerine halkın heyecanı karşısında, hükümetten si ahalinin müdafaasını temin husu « sunda lâzım gelen bütün tedbirlerin a « Immasinı eyalete tayyare filolar gön * derilmesini ve hudud boyunca hava müe dafa bataryaları konulmasını istemiş- tir. 4 Gemlik hükümet Konağına ilâve nşaatı yapılıyor Gemlik (Hususi) — Dağınık olan hü- kümet dajrelerinin bir araya toplanması ve teşkilâtın genişlemesi dolayısile dar gelen hükümet konağına yaptırılan iki ü ktedir. Bir Doktorun Günlük Notlarından Mide re 12 parmak Barsağı (Ülser) Meşhur bir profesör, göbek üzerindeki kriz şeklinde olsun, dalmi devam eden şekilde olsun şiddetli sancılar görüldü ğü zaman iki bastalığı düşünmeli demiş- tir. Bunlardan birisi wide veyahud on parmak ülseri, diğeri de karaciğer Ove safra kesesi taşlarıdır. Buralarda gürülen sancıları alelâde mi- de hazimsizlikları ve geçlel gazlardan mütehassıl hafif bir şey gibi telâkki et mek hatadır. Ağrı ve ızlarab olan yerde matlak bir gayri tabillik mevcuddur,. Bu gayri tabillik ya vazifevi veyahud uzvi- dir. Zaten ekseriya da bu birbirine karışmıştır. Bu sebeble bu gibi vaziyet- ler karşısında derhal mide ve barsak röntgeni yaptırmak ve evvelemirde mide ve barsak vaziyetini tesbit etmek lâzım- dır. Eğer oralarda hir şey yoksa o halde safra kesesi taşlarını veyahud o yollarda J bir iltihabı düşünmek mecburiyelindeyiz. | Ona göre tedabir ahnır ve iş vehametj. kesbetmeden önü alınır, ——— ————— (*) Bu notları kesip saklayınız, yahad Bir albüme yapıştırıp koleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanımızda bu notlar bir dokter gibi imdadımıza yetişebilir. . Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Yerebatan, Çütalçeşme sokak, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiATLARI “Abone bedeli peşirdir. Adres değiştirmek 25 suruştur. Gelen evrak geri verilmez. İlenlardar mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektubiara 16 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. Posta kutusu * 74! İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : 20205