ea 12 Sayfa a SÖON POSTA e © ——— — ——— t '. Çeviren : ; K. Neyyir ; i — Jülyet gene ne yazıp duruyorsun? ş Genç kız, başını kaldırdı, babası gözlü- ğünü taktı. Kızının yanına yaklaştı: — Zavallı çocuğum, gene boş yere göz- lerini neye yoruyorsun bakayım? — Hiç.., Şey... Bir.., Bir şiir! Basık ahnlı, yayvan ağızlı anne, otur- duğu köşeden bu sözlere omuz silkti. E- #in en büyük çocuğunun ev işleri durur- ken böyle saçma şeylerle uğraşması doğ- rusu pok ayıptı. Biçimsiz ağzı, kocaman böynile annesinin küçük modeli, on dört yaşındaki kız kardeşi güldü. En küçük - * Teri olanı haşarı oğlan, istihzayi büsbütün açığa vürdü, islik çaldı - Neye dair şu şitr midir, nedir yaz - diğin şey? züncü yıldönümü Şi m kalan yazıyı aldı, . Okumaya başladı. gi e. «Tek bir mükâfat istedindi sen, şair» «Tek bir mükâfat: Bir defne dalı.» — Bu saçmaları bırakıp faydalı gşey - lerle uğraşsan olmaz mı kızım? * Bu, ilk defa olmuyordu. Jülyet çoktan- dir evdekilerin edebiyat düşmanlığın - pti. Vakat ses çıkarmıyordu. ela nedense kendini mazur göster - mek ihtiyacını duydu: - Bir ..) tiyatrosunda bir (şilr müsabaka) sı yapılacak. En çok beğenilen Hir, halka okunacak, Babanın rengi attı, dudakları titredi. Yumruğile masaya vurup bağırdı: — E artık sen çok oldun. Bu kadarına dayanılmaz. Müsabakaya filân giremez- sin, benim iznim olmadan şuradari şura- y .. 4 — Ben dür. yolladım bile baba, fakat... Babanın sapsarı rengi, bu sefer kıp - kırmızı kesildi: P. —& Yel ye haykırdı, yeter. Demek artık hiç kimseden çekindiğin yok. İzin- siz müsabakalara da giriyorsun. Sus di « yöorüm, izahat dinlemem. Vakit geçirmek — Madem ki bu gülünç işe giriştin.. du a et de ererin lâyık olduğu yeri, kâğıd sepetini bulsun! deki bir arkadaşının işini görmüştü. O da teşekkür makamında, hafta içinde yapı - lacak şiir müsabakası için bir davetiye yollamıştı. Ayni gün şairin bir de piyesi oyhanacaktı. (Şiir müsabakası) hiç koşa gider şey değildi ama (L...) tiyatrosun - daki loca bileti ömürlerinde ilk ve belki de son olarak ellerine geçiyordu. Bütün sile hazırlandılar, loca hatırı için tiyat- roya gittiler. Oyun başlarken Jülyetin heyecanı o kadar büyüktü ki babasile annesi farkına Varıp alaya başlıyacaklar diye ödü kopu- yordu, Piyes bitince sahneye hâkem heyetinin reisi çıktı: yın misafirler, dedi, gelen yüzler- ce şiir içinden hakem heyeti şimdi oku- yacağım parçayı birinci seçmiştir. Birin- ciliği alan şaire bin lira mükâfat ayrıl « mMiştir.> «O, eşsiz şiirlerine», «Tek bir mükâfat istedindi...» için bilmece çözmek, şür yazmak neyse| Jülyetin kalbi göğsünü delecekmiş gi- he ama, yazdıklarını âleme , okutmuya | bi çarpıyor, annenin yayvan ağzı gittikçe |larım duyarlarsa kim bilir beni nasıl a- | açılıyor, gözleri derin bir sevincin tatlı - Jaya alırlar. Süt diyorum, sesini çıkar -| lığı içinde küçülüyor, küçülüyor. Küçük Ma. Kan beynime çıkıyor. Madem ki bu-|kızın ağzi şaşkınlıktan yarı açık. Oğlan gülünç işe giriştin. Dua et te eserin lâyık| sevinçteti yerinde güç duruyor. /— olduğu yeri bulsun. Kâğıd sepetine aâtıl-| — Söhret, şeref ve para... Bir şiir olmuş, sın. Başka türlü de olacağı yok ya! * — |koca sahneden bü küçük locaya akıyor Genç kız, o akşam kavga yatışsın diye | sanki... / sustu. Fakat müsabaka günü yaklaştıkça | — Ne harikulâde çöcuk! — İçindeki heyecan artıyordu. Şiirinin be -| — Ben demedim mi, bu kızda bir baş- / ğenilmesini kendisi için değil, tapındığı İkalık var. Yarın dairede herkes tebrike |büyük şaire lâyık bir şiir yazmış olmak | koşacaklar. Öbür gön Jülyet gibi bir kız İçin istiyordu. — İki ay sonra bir gün baba eve bir loca | kalkışmak olur şey değil. Daire arkadaş - | daha çok yayılıyor, babanın çatık kaşları , -*Son Bir Genç Kızın Romanı I Evvelki günkü ve dünkü kısımların hülâsası Romanın kahramanı İzmir ku lisesi talebesinden Selmadır. Otup biteni onun Ağsından dinliyoruz. Bir gece yemekhanede arkadaşı Eme- lün tabağına tuz doldurduğu için nöbetçi muallimden izinsiz ahyor. Bandam mü - teessir değildir. Fakat biraz sonra mü - direnin kendisini çağırdığını dayanca işin rengi değişiyor. Müdire fena halde hiddetlidir: — Yazık sana Selma, diyor. Ön sene - denberi senl öz evlâdim gibi bağrıma ba- sıp sevmemin mükâfatını bana böyle mi verecektin, sen? Genç kız hayrettedir: — Bir arkadaşımın yemeğine tur koy- mak bu kadar büyük kabahat midir? di- ye soruyar. Müdirenin yüzündeki sertlik acı bir hal alıyor. Gönç kizin hıçkiriklarına raüğmen sesi bir aslık gibi ötüyor: — Sen köşebaşımdaki tütüncü acem va- sıtasile erkeklerle mektuplaştığını bilmi - yör musun? diyor. Genç kızın hayretle - Fine karşı elindeki mektubu uzatıyor: | | Muazzez Tahsin Berkand Beyoğlunda... — sokağında... — numarada Hayri., Genç kiz birdenbire mektubu kapıyor. İçinden çıkam kâğıdi okur okumaz tiz bir sevinç çığlığı keparıyor. Ve derhal mü - direnin boynuna sarılıyor. — Anneciğim, anneciğim.. — kazandım, müsabakayı kazandım.. diyor, Sonra anlaşılıyor ki, bir gazetenin aç- fağı nota müsabakasına gizlice iştirak et- Mmiş.. birinciliği kazanmış. Kendixine 100 liralık bir çek b Müdire her şeyi anlayınca yüzü gülü - yor: — Müsabakada kazandığın *Kuş Cı - vıltiları. isimli besteyi yarın akşam gelip burada çalacaksın diyor. Genç kız da ra- X1 oluyor. (Roman devam etmektedir) BAA — Bu gece bu ,Meseleden arkadaşla- yına bahsetmiyeceksin, Kaşlarım çatılmıştı; — Niçin? — Lüzumsuz yere patirdı ederler de ondahn... Bir iki gün sabretmekten bir — İşte diyor. Adres burada.. Selma ha- | $€Y Çıkmaz. Haydi şimdi git uyu kızım, nima.. bir de arkasındaki adrese ıııı Büyük bir şefkatle saçlarımı okşadı, Bu arada şür bilti. Jüri reisi: «Yazık ki, dedi, bu nefis şiiri yazan şairi tanımak şerefinden mahrumuz. Şair, yazısına ne İmza, ne de adres koyma - mış. Kendisine verilecek bin lirarın da bir hayır müessesesine verilmesini rica etmiştir.> Locadaki heyecan bir yeri delinmiş bir balon gibi birdenbire sönüyor, dudak - lardaki gülümsemeler susuz kalmış çi - çekler gibı soluyor: — Deli m mini yazmadın? sen a çocuk, ne diye is « — İnsan bütün ailesinin yüzünü gül « düreğgk fırsatı böyle teper mi? — Sen hayırsız bir evlidsın, — Parayı almak için ad ve adres ver « mek lâzımdı. Halbuki siz kaç kereler: «Senin bu şiirlerini bir gören olursa â « lem bizimle alaya başlar» dememiş miy- diniz? YARINKİ NÜSHAMIZDA: Hatib Çeviren: Faik BERCMEN Gümeniç muhtarını öldürenler bulundular Balıkesir (Hususi) — İvrendi nahi- Yesine bağlı Gümeniç köyü muhtarı Re cebi öldürmek suçile bu köyden beş ki- Şi yakalanmış ve tahkikata başlanmış- tı. Tahkikat sonunda katillerin oğlu Emin ve arkadaşı Hüseyin — oğlu yetiştiren anne babanın adı bütün tanı - |Halil olduğu anlaşılmış, her ikisi de si-| dıkların dilinde hayranlıkla dolaşacak. |lâhlarile beraber yakalanarak adliyeye biletile döndü. , San'atlar Akademisin -| Bin lira il Posta ,, nn edebi romanı: 3 ilmişlerdir. ben de her akşamki gibi onun Birincikâmı ( 13 — TAM NEŞ.E | KAVUŞMAK eee NEVROZİ kullanmakl suretile çarçabuk Kat'i VE SIHHÂATE Bir ham.cde nezle Ve gripi geçirir. Harareli sür'atle düşürür. Baş, diş, sinir, mafsal, adale ağrıları ancak NEVROZİN almak a kabildir. defedilebilir. Tesir Icabında günde 3 kaşe alınabilir İsim ve markaya dikkat. Taklit erinden sakınınız. Yüksek Mühendis Mektebi Satın Alnma Komisyonundan : Mektebin 937 mali senesi sonuna kadar ihtiyacı olan 35,M00 kilo ekmek pazar- liğa konulmuştur. İlk teminatı 289 lira ve beher kilosunun muhammen bedeli (11) kuruştur. Pazarlığı 15/12/1937 Çarşamba günü saat 14 de yapılacaktır. Şartnamesini görmek istiyenlerin her gün ve pazarlığa gireceklerin belli gün ve saatte Gümüşsuyunda Mekteb binası olunur. — (7943) dahilindeki komisyona müracaatları ilân Şlkiq 1938 YILBAŞI HAVA KURUMU BÜYÜK PiYANGOSU Büyük İkramiyesi (500.000 ) Liradır Ayrıca - 200.000, 150.000, 100.000 - 70.000, — 60.000, — 50,000, 30.000, 20.000, 15.000, Hiralık ikramiyelerle ( 100.000, 400.000 ) liralık iki adet mükâfat vardır. Keşide Yılbaşı gecesi yapılacaktır... Biletler : (2,5), (5) ve (10) liradır. Vakıt kaybetmeden hemen biletinizi alınız. Parmağımı dudaklarıma — götürerek Size misafirlerimi tanitacaktım de - naklarıma ve alnıma sürdükten sönra'susmasını işaret ettim ve kısık bir ses- ğil mi? dudaklarıma götürdüm. — Geceniz hayrolsun anneciğ'm, Kapıdan çıkarken hatırladım ve geri| döndüm: — Bankaya ne zaman gideceğim? — Niçin? — BServetimi bir an evvel cebimde görmek isliyorum da, Müdiremin gözleri gi — Şimdilik paranın tatlı hülyasile yaşa.. Onu da yarın düşünürüz, Koridorlardan ayaklarımın ucuna basarak sıçrıya sıçrıya geçip yatakha- neye girdim, Herkes uyumuştu. Yavaş yavaş soyundum, yatağıma girdim fa- kat bir türlü uyuyamıyordum. Kalbi- min çarpmtısı göz kapaklarımı alnıma doğru çekiyordu. Dayanamadan yerim- den fırladım. Çıplak ayaklarımla ve bir kedi gibi sessiz yürüyüşle Eme'in ya- tağına yaklaştım; ağzımı kulağına değ- Türerek seslendim — Emel... Bu sislem birbirimizi sessizce ve ça- buk uyandırmak için arkadaşlarla ara- mızda bulduğumuz güzel bir usuldü, Şaşkın şaşkın gözlerini açtı.. uykur bakışları etrafı taradı, sonra beni tanı- yınca yorganlarını fırlatarak doğrul- cu — Ne var? Hasta mısın Selma? Yü- zün kıpkırmızı. le ona kalbimi yakan sırrımı anlatma- Ba başladım. Sevgili Emel, sevinçle yatağında ter ter tepiniyordu. Bense, helecanım: ona Beçirmekle sükünet bulmuş gibiydim. Yatağımna döner dönmez uykunun de- Tin uçurumlarına kendirni bıraktım. Mi Bugün «kuş cıvıltılarısnın şerefine arkadaş'arıma bir çay Zziyafeti verdim. Henmr nerede? Müdire hanımın hususi dairesinde.. Misalirlerimi birer birer size tak - dim ediyorum. Bu suretle onları siz de benim kadar tanımış olacaksınız. Hep- si «İzmir kız İlsesi son sınıf talebesir dir. Bu nokla pek mühim olduğu için dikkat etmenizi rica ederim, Aramızda on sekiz yaşından küçük Kimse yoktur, ve bu genç kızların hepsi, bir kaç ay sonra bu yerlerden uzaklara, hayat de- nilen ve bence ismi olub cismi olmıyan mechul bir diyara atılacaklardır. Bana gelince, bu kocaman dünyada yerim yurdum «mekteb>, anam, babam, | 42 alamadım.. Orhat a ğ |Orhan hastalanmı lem ve her şeyim «müdiremedir. Bir kaç ay sonra hang: rüzgârlara kapılıb uçacağımı ve ne olacağımı bilmiyorum. Bunu şimdiden düşünmek de istemiyo- rum, Lüzumsuz yere başıma ağrı veri-abdal kıza söz kâr etmiyor, Geçelim. 'yor bu düşünceler... Başta şüphe yok ki Emel geliyor. Kummral saçlı, yeşil gözlü, esmer kırmı- zı yanaklı, uzun boylu, çok şirin bir 12... Belki de arkadaşlarım içerisinde en çok onu sevdiğim için olacak, bana çok güzel görünüyor. Onun beğendi « ğim bir şeyi de çok içli ve güzel sesi... Arkadaşlar ne zaman bir araya gelsek ona şarkı söyletiriz. Mekteb müsame- relerinde de primadonna rolünü daima © alıyor. Yalnız Emelin ufak bir kusuru var: Üç senedenberi uzak akrabasından bir bahriye zabitine âşık... Bütün nasihat- lerim, alaylarım, tekdirlerim kâr et - miyor, Orhan dedi mi kızın haline bir başkalık çöküyor ve durmadan ondan bahsetmek istiyor. Onun gibi güzel bir kızın, başı veya dişi ağrıyormuş gibi ah, of ederek bir düzüye bir erkeği düşünmesine aklım ermiyor doğrusu, « Ah Selmacığım, Orhandan mek « göreceğim geldi.. , ilâh..» gibi bin bir türlü gülünç ve yersiz üzüntüleri var. İşte bu kusuru olmasa Emeli daha, daha çok seveceğim ama gelgelelim (Arkası var)