Nişanlısını vuran Divrikli Mehmed tevkif edildi Suçlu “ Onu isteyerek yurmadım, elimdeki bıçağı almak istiyordu, kaza ile yaralandı ,, diyor , Çarşıkapıda Simonun çorab fabri - kasında nişanlısı Zelihayı bıçakla ya - Talıyan — Divrikli . : Mehmed adliyeye | verilmiştir. Müd - deiumumllik suç« fuyu, sorgusu ya- * pılması için, 4 ün cü sorgu hâkim « liğine göndermiş.- tir. Nişanlısını vu ran genç hâdise - de bir suçu olma- — Divrikli Mehmed dığını söylemekte ve vak'ayı şöyle an- latmaktadır: — Daha 17 yüşındayım. — Zeliha ile ikimiz ayni fabrikada çalışırız. Zeliha- yı sevmiştim ve sevgim — mukabelesiz kalmıştı. Bir gün kızın ailesi vaziyeti öğrendiler, Bizi nişanladılar, çok mes- udduk. Fakat nişanı müteakib, Zeliha: nın anası benden elimde olmıyan şey- ler istedi. Bana: — Bir ev satin dlacaksın.. orada ço- cuklarıma, hepimize bakacaksın.. yok- sa, kızımı sana vermem, dedi. Kendisine bu istediklerini rım haricinde olduğunu, bir amelenin bunları yapamıyacağını söyledim. Bu- nun üzerine kızı benden ayırdılar. Kız da, anasından tarafa çıktı. Çok müte - essirdim. Hâdise günü elimde bir bı - çak vardı ve gene Zeliha ile konuşu - yordum. Zeliha elimde bıçak bulunu - şunu bir başka şeye hamletti ve elim. den bıçağı almak isterken kazaen yara- Tandı. “Atatürk Ankaraya avdet ettiler (Baştarafı 1 inci sayfada) Atatürk istasyonda İbrahim Necmi Dilmene: — Nasıl hazır mısın, demişlerdir. Büyük Şef Dil Cemiyeti umumi kâ - Jbinden bir dil bahsi hakkında emretliği hazırlıkları tamamlayıp ta- mamlamadığını öğrenmek istiyor. — Hazırım. Cevabını alınca: — © haide, hemen şimdi sizi dinliye - | seğim, emrini verdiler. Biraz sonca, Büyük Önder, otomobili- nt binerken ayni mevzua avdet ederek İbrahim Necmi Dilmen ile görüşürken Mmevzuun — «Diyarbakır» ile alâkadar öl- duğu anlaşılmıştır. * Atatürk Afyondan Ankaraya — avdet kararmı — verince, — Ankaraya — geç vârmak ihilmali karşısında vekillerin ve hiç kimsenin gara kadar gelerek rahat - sız olmamalarını istemiş ve bu arzuları buraya bildirilmiştir. Buna rağmen garı büyük bir güzide kalabalık doldurmuş- tu.. Büyük Önder garın kendilerine ald sa- Ionunda refakatlerinde bulunan Başve- kili, vekilleri ve maiyeti erkânı ile kon - dilerini kazşılamağa gelenleri ve küçük âlküyü etrafına toplıyarak bir Razete fo- toğrafçısının objektifi önünde durmak lü- tüfkârlığını göstermişlerdir. Resim çe - kildikten sopra gülerek: — Bu da lâzım, buyurmuşlardır. * ğ Atatürkün ilk fırsatta İzmiri şereflen- dirmeleri ihtlmali kuvvetlidir. * «Diyarıbekir» isminin «Bakıreli» olarak tesbiti kararı verilmesi muhtemeldir, Konyadan geçerken Konya 20 (A.A.) — Reisicumhur Ata- Hürk bu sabah 5,40 da Konyadan geçtiler. Habersizliğe ve sabahın çok erken saa - fine rağmen kalabalık bir halk kütlesi is- lasyonda toplanmış ve merasim hazırlığı yapılmıştı. Fakat Önder uykuda oldu - | Sorgusu neticesinde kifine karar verilm Bir tavuk hırsızı mahküm oldu Dün Beyoğlu mMmüddelumumiliğ bir tavuk hırsızı verilmiştir. Anado - ludan gelen ve komisyoncu — Münip'ı nid tavuklar, kafeslerle Tophane İtımına bırakıldığı esnada o civarda ça lışan Panayot İsminde bir hamal kim- se yökken kafeslerin yanına sokulmuş ve bir kafesi kırarak iki tavuk — aşır - mıştır. Fakat biraz sonra da yakalana - rak polise teslim olunmuştur. | — Suçlu Beyoğlu sulh mahkemesinde |yapılan — duruşmasında- 2 ay 10 gün müddetle hapse mahküm olarak, tev - kif edilmiştir. Şüpheli bir ölüm hâdisesi Müddelumumilik bir ölüm hâdise - sinin tahkikatile meşgul olmaktadır. Geçen salı günü Bakırköy doğum evi- ne, Fatma isminde bir hasta müracaat etmiştir. Fatma, Bakırköyünde, Mah - mud bey nahiyesinde oturan Ahmed isminde birinin karısıdır. Evde 12 gün evvel ağır bir dolabı çektiğini, sonra rahatsızlanarak, çocuğunu düşürdüğü- nü söylemiştir. Hastanede tahtı teda - viye alınan hastanın dün ölmesi üze - rine, vaziyet şüpheli görülmüş ve müd deiumumiliğe bildirilmiştir. — Cesedi dün adliye doktoru Salih Haşim mu ayene etmiştir. Rahimde hariçden m dahale edildiğini gösteren bazı raslanmış, ceset Morga kaldırılmıştır. dün gece suçlunun tev - ğundan görülemedi, selâmlandı. Afyandan geçerken Afyon 20 (ALA.) — Atatürk, refakat ve maiyetindeki zevatla birlikte saat 13 de Afyonu — şereflendirdiler. — Güzergâhda istasyonlarda — selâmlanan ve âalkışlanan Atatürk, Afyonda trenlerinden — inerek, vali, komutan, ve diğer karşılayıcıların e'lerini sıkmışlar, kendilerini selâmlıyan askerin, izci ve mekteblilerin önünden ge. çerek iltifatta bulunmuşlardır. Atatürk otomobil ile istasyondan şeh - re inmişler ve doğruca belediyeye gele - rek belediye parkını gezmişler ve anıtı tedkik ettikten sonra bir müddet bele - diyede kalmışlardır. Atatürk belediyeden sonra şehrin Ü kilometre haricindeki asrt mezarlığa git- mişler, buradan doğru vali konağına gel- mişlerdir. Müteakiben. istasyona avdet buyuran Büyük Şef, Ankaraya mütevec- cihen saat 14 de Afyondan müfarakat bu- yurmuşlardır. Atatürk geliş ve gidişlerinde — coşkun tezahürat ve alkışlarla karşılandılar ve top atılmak suretile selâmlandılar. Eskişehirden geçerken Eskişehli 20 (Telefonla) — Doğu se - yahatinden avdet eden- Âtatüfk ile, re - fakatlerinde bulunan zevatı hâmil - olan katar saat 17,50 de Eskişehire mutşsa'at etmiştir. Atatürk iİstasyonda vali, ku - mandan, betediye relsi ile, binlerce kişi- Hik büyük bir halk kütlesi tarafından kar- şılanmışlır. Katar Eskişehirde 10 dükika tevakkuf ve saat 18 de hareket etmişti: Bu duruş müddeti içinde Atatürk vali ile, belediye reisini ve kumandanı hu - zurlarına kabul etmişler ve kendilerin - den muhtelif meseleler hakkında izahat almışlardır. Tren istasyondan halkın coşkun teza- hüratı ve «Varol» nidaları arasında ha - reket etmiştir. Kadıköyde kanalizasyon inşaatı Kadıköyde yapılacak kanalizasyon inşaatına ald her türlü hazırlıkları be- lediye ikmal etmiştir. Kanalizasyon in şaatına Kurbağahderedn itibaren ilk - baharda başlanacaktır. 80N POST HÂDİSELER KARSISINDA Maaş yoklaması Bir ecnebi dostumla konuşuyordum. Söz sözü açtı, inkılâbdan bahsettik, rakkiden bahsettik. Dünkü Türkiye ile bugünkü Türkiyenin mukayesesini yap- tık. Ecnebi dostum bir aralık: — Her şey fevkalâde mükemmel, de- di, yalnız hastanelerinizde hastalara iyi amele edilmiyor. Şaşırdım: — Ne gibi, nami? — Evvelki gün gördüm. Binanın has » ane u muhakkaktı. Kapısının ö nünde bir çok ihtiyarlar, yürüyemiye - cek kadar halsiz biçareler bekliyorlardı. — Olabilir, fakat hepsi girmiş, muaye- neleri yapılmış, hastanede yatırılacaklar alakonulmuş, ötekiler de dönmüşlerdir. — Hayır, bunlar kapıda saatlerce bek- iler. Tek tük içeri girip dışarı çıkan - dü amma.. Bir çoğu da gire - | ardı, Ertesi gün gene ayni yerden Bi ordum. Gene ayni ihtiyarları, ayni | mecalsiz bastaları gördüm. Bir gün evvel muayene olamamışlar, bir gün sonra tek- rar gelmişlerdi. Taşların üzerine oturan- |lar, kapı önünde kapıcılara yalvaranlar sayısızdı... — Vallahi inanamıy mezsem inanamıyacağım. Ecnebi dostum beni inandı yordu. gözümle gör- mak isti - | — Beraber gidelim, görürüz, dedi. Be- raber gittik ve gördük, Hakikaten onun söylediği gibi İdi. Hattâ onun tarifinden daha acınacak vaziyette olanlar vardı. Ü- zün zaman beklemiş oldukları hallerin - İden belli idi. Bekliyorlardı. Vaziyete ba- kılırsa daha da çok zaman bekliyecek - lerdi.. EFenebi dostum: — İşte, dedi, burası hastane, ve bun - lar muayeneye, tedaviye gelmiş hastalar ârâza | değil mi? Cevab verdim: *> Bunlar, dedim, tedaviye gelmiş de- Bil, belki tedaviye, istirahate Ihtiyacı o- lan insanlar, Fakat burası hastane değil» e— Ya ne? — Maaş yoklaması yapılan yer! İsmet Hulüsi Franko İngiliz plânını Kabul etti Londra 20 (Hlususi) — San Sebastıenı meden bildirildiğine göre General Fran - ko, gönüllüler meselesi hakkında ademi müdahale komitesi taralından tasvib e . dilmiş olan İngiliz plânını ve plânda dor. piş edilen tahkik komisyonlarının İspan- yadaki muhasım saflarına gönderilmesi- ni kabul etmiştir. Maahaza General Franko, İngiliz plâ- ni hakkında bazı ihtirazi kayıdlar ilerl sürmüş ve bir kaç nokta hakkında mü - temmim malümat verilme istemiştir, Ayni plânın Valens hükümeti tarafın. nüz hiç bir haber yoktur. Londra 20 (Hususi) — İspanya hükü. metine aid 35 tayyare bugün Frankocu - larım elinde bulunan Sarağosa — şehrini şiddetle bombardıman etmişlerdir. Birçok binaların harab olduğu, 37 |kişinin yaralandığı ve baziı kimselerin de öldüğü haber verilmektedir. Hükümet kuvvetleri Madrid cephe- |sinde de bir hücum yapmışlardır, fa - kat Frankocuların iddiasına — göre bu hücum ger! püskürtülmüştür. Londra 20 (Hususi) — Odesadan İspanyaya gitmekte olan — «Âfrican Mariner» adlı İngiliz gemisi, Akdeniz. de karakol vazifesini yapan İngiliz tor pidoları tarafından çevrilmiş, ve Mal- “|taya götürülmüştür. İspanyaya silâh taşıması İngiliz ge- milerine k edilmiş olmasına rağ - men, «African Mariner» in silâh nak - letmekte olduğu anlaşılmıştır. Gemi ve hamülesi şimdi Malta li - manında alıkonulmuşlardır. v Salamanca 20 (A.A.) — Frankist ma - kamalı Polonya ve Yugoslavya da dahil olmak üzere Avrupa ve Amerikanın bazı devletlerince Francb hükümetinin fiilen ve hukukan tanınmasını beklemektedir- ler. İkinciteşrin 21 |dRCS) SPOR Gi Bugün Galatasarayla Beşiktaş karşılaşiyor Ankarada lig maçlarına dün devam edildi, Altınordu « Çankaya 4 - 4 berabere kaldılar İstanbul lig maçlarının üçüncü haftası oyunları bugün Kadıköy, Taksim ve Şeref stadlarında yapılacaktır. İki haf - tadanberi yapılan oyunlara nazaran ta - mların aşağı yukarı ne kuvvette olduk- ları anlaşılmış, mevsim gonunda alına - cak sıra pek kat'i olmamakla beraber tah- min edilebilecek bir şekle girmiş bulun- maktadır. maçları için her klüb azamt gayret sar- federek puvan kaybetmemeğe dikkat et- tiğinden, maçlar ilerledikçe oyunların harareti de her hafta bir parça daha zi - yadeleşmektedir. İstanbulspor - Topkapı Lig maçlarının en talihsiz takımı olan 'Topkapı birinci hafta başlıyan mağlü - biyetini geçen hafta daha acı bir surette hissetmiş oldu. Sür'atli ve canlı oyna » ması büyük takımlar karşısında ona lâ - zam olan neticeyi vermedi. İstanbulspor Beykoza karşı hâkim oöy- namış, sahayı mağlüp terketmişti. Bu maçta her iki takıma da kazanmak şartı vermek lâzımdır. İstanbulspor, takımı -« nın hakiki kuvvet ve kıymetini bu maçta anlamağa çalışacaktır. Eyüp - Güneş Güneş-takımı henüz iyi bir derece al- mış değildir. İki haftadır kaybettiği pü- vanları bü hafta teli çin çalışacaktır. Takım iyi futbol oynamakla beraber ek- seriyeti yaşlı oyuncular teşkil ettiği için netice alması güç oluyor. Eyüb takımı için bu müsabaka kolay atlalilir bir oyun olmıyacaktır. Maçın sür'atli olması ihtimali çok fazladır. Henüz göz kamaştırıcı bir oyun yapma- muş olan Güneş takımı, bu maçta küçük bir ihmâle bile sapmamalıdır. Süleymaniye - Vefa Kuvvetleri ve hemen hemen öyün €İdan kabul edilip, edilmediğine dair he- | tarzları birbirine çok benziyen bu iki tâ- |kımın karşılaşması haftanın sayılı oyun -« larmndan biri olacaktır. Şimdiye kadar | yaptıkları bir çok maçlarda müsavi şans- ll:ı.—ln sahadan ayrılmış olan her iki takım |için kazamılacak puvanın ligdeki vaziyat- |leri üzerinde büyük bir tesiri olacaktır. !Yalmı Süleymaniye lüzumsuz derecede sert oynuyor. Hücum hattına nisbetle mü- dafaası zayıf olan Vefa için, oyun ka - zanma şantı daha fazladır. Fenerbahçe - Beykoz Mevsimir en sağlam takımı olarak ile- Bir buçuk ay sonra nihayete erecek lig | Geçen sefer yapılan Galatasaray - Beşiktaş müsabakasından bir intıba bir vaziyette değildir. Durup dinlenmâ den çalışması lâzım olan hücum hatlı an: cak bu sayede müdafaasının aksaklığını telâfi edebilir. Bu maçın muhtelif şekil « lerde neticelenmesi beklenebilir. Galatasaray - Beşiktaş Lig maçları fikstürü çekildiği zaman en küvvetli üç oyunu üstüste rastgelen Be « şiktaşa herkes büyük talihsizliğinden do- layı cidden acımıştı. Henüz takımını lig maçının hiç bir oyununda tecrübe etme- den, onun aksıyan yerleri Üzerinde es29« h bir fikir yürütmeden, ilk ağızda en kuvs vetli bir takım olan Fenerbahçeye, onum yorgunluğunu savmadan Güneşe ve nds hayet ligdeki son kozunu da oynamak Ü- zere Galatasaraya karşı çıkmak, insafla söylemek lâzım ki biraz değil, uzun boylu talihsizliktir. e Bu oyun nasıl bir netice verecektir? Her iki takımın yaptığı son oyunlar gö- ze alınırsa haklı olarak Beşiktaş lJehine bir netice ile bitecektir ve bitmelidir hülte m'ine varılır. Bugün mevcud on takımın hiç şüphe yok ki en sağlamı Beşiktaş olarak göze çarpmaktadır. Buna mukabil takımının her oyununu bizim gibi tribünde oturup seyreden Galatasarayın ceza müddetle « rinin dolmasını bekliyen oyuncuların « dan Mmahrum, zayıf bir kadrosu gözümnü- ze ilişip durmaktadır. Her sporda ve ta- bi futbolda da manlığa yer verilmediği içindir ki maçın bütün bu tahı leri yüe Tütenleri şaşırtabilecek bir netice ile sona ermesi Ümidi de hâlâ içimizde mevcud- dur. : Tek kale oynıyan bir takımın her an galebesi beklenirken beri tarafta kaşile topa dokunan bir oyuncunun takımını ga lib getirdiği 0 kadar çok görülmüştür ki bunlar bütün evdeki hesabları altüst e « debilir. | Beşiktaşın hücum hattı. bilhassa sal.ta- rafı cidden çok kuvvetlidir. Galatasaray | hücum hattı da yabana atılacak bir hal- | de değildir. Şu halde iş iki taraf müda- faasının omuzlarına yükleniyor demek « tir. Ömer Besim #nkarada İig maçları Ankara, 20 (Hususf muhabirimizden )— | Liğ maçlarına bügün şehir stadında Altın « ordu - Demir Çankaya takımları arasındâ devam edildi. Tribünler oldukça kesif bir seyirei kütlesi ile doluydu. Takımlar saat Ti sürülen Beykozün hakiki kıymeati Fe-|2:20 de sahaya çıklılar, Demir Çankaya şu | nerbahçe ile yapacağı maçta belli olacak- tur, Bütün bir mevsim çimen üzerinde fut- böl uymyan Beykozun, Fenerbahçe ile Kadıköyde karşılaşması ona büyük bir a- vantaj verecektir. Hemen her takıma kar- $t büyük bir sür'at ve enerji ile maç yap- mak hasletine malik olan Beykozun yal- niz Fenerbahçe için değil, bütün takım- şeklide 1di: Hayati, Gazi, Wüseyin, İbrahim, Kâmil, Hilmi. Zekeriya, İbrahim. Arif, Fethi, Ke « mal Şefik, Altınordu da şu şekli almişti: Cuhid. Mehmed. Nihad. Rauf. Sedad. Tur« gud. Hasan. Orhan. İskender. Necmi, Ta « ceddin. $ Hakem: Bay Ömerdi. , Mutad merasimden sonra düdük: 14.30 dâ ) çalındı. İlk dakikada çimenlik sahanın yağs | murdan sonra daha kurumamış — olduğunu lara tehlikeli bir rakib olduğunu sakla - 'gördük. Epeyce ayak kaydırıcı bir haldey « mağa lüzum yoktur, İstanbul liginde her zamanki parlak mevkiüni ne pahasına olursa olsun muha- fazaya mecbur olan Fenerbahçe de bu kuvvetli hasmını ihmal etmemek zarüre- tindedir. Müdafaasmın dikkati - çekecek kadar zayıf olması yüzünden hücum hattında da kuvvetli bir ahenk kuramıyan Fenerbah- ge takımı. tek buvan dahi — kavbadacek di Maamafih Altınordu hemen — üstünlüğü elde elti. Çankaya kalesi âdeta muhasarâ edilmişti. Oyun hep öonun — nisif sahasınd& oynanıyordu. Fakat bir tarafdan da zemi « nin kayması, diğer tarafdan da topun lâyI* » kile kontrol edilememesi yüzünden netice B* lınamıyordu. İlk gölü oyunun 9 uncu dakikasında Ne0 * mlnin sıkı bir şütü e Altınordu attı. Ve Dü | golü atar atmaz da şevkin verdiği hamle il€ daha ziyade açıldı, hasım kalesini büsbütülü , (Devamı 10 uncu sayfada) *