——— « ——— —— ——— —: —— —H ——— | tleri ziyarek ettikten ve Alman Cumhurretsi Bi - dırlar. Yakında da Amerikaya gideceklerdir. Beki tla karşılanacağı anlaşılmaktadır. dı canasında hayatını msla sistirabat» le Windsor dükü ve düşesi Almanyayı Oura şimdi Parise gelmiş bulunmakti hgfliz kralının Amerikada çok büyük tezahüra Windeor dükü iştirak etmiş olduğu bir toplan €tçirmek niyetinde olmadığını söylemiştir. Harbi bütün şiddetile devam ıdw.rmmılilnı.wchıwuunyd tasıdır. Muhtemel umııımummmmwnımw sâhlanıyor. Yukarıda- , gram muetbince sür'alle uhmılın. :çııı ı:ı Kabul ıluliu:':en_ indirllişini ve yeni tesis edilen bir tayyare fabrikasını göstermektedir. çe ikinci- Yukandaki resim, önümüzdeki künun ayında, genç Misir krali Farukla evlenecek olan Bayan Peride Zülikarın san resmidir. Akdenizle Atlas denizint Kaplıyan Kor- sanlardan korunmak için, geceleyin #€fer eden gemller, n gösteren bay- rakları projektörle aydınlatıyorlar. SON POSTA Sayra n Şehir Meclisi dün açıldı Vali Muhlddin Üstündağ, dün saat 14.30 da, Şehir Meclisinin Ikinel intihap Gdevresi- nin dördüncü toplantısını, kısa bir söylevle açmıştır. Muhlâdin Üstündağ, Azaların şahısların. da, İstanbal halkını selkmladığını söyledik- ten sonra: — Şimdi, tik işim bina geçmektir! de: Bu söz Üzerine âzalara gizli rey puslaları dağıtılmış, ve intihaba başlanılmıştır. Neticede, Necib Serdengeçti, €2 reyle, Ve l1'u-rıı 'Türe 63 reyle reis vekilliklerine, Ab - dülkadir, Refika Hulüsi Behcet, Feridun Manyasi ve Reşad Yılmaz da, kütipliklere »€ çilmişlerdir Dalm! Encümen âzalıklarına da, 66 rey - le Avni Yağız, 66 reyle Selâmi İzzet, 64 Tey- le“Tevfik Amca, 68 reyle Asım Bilivri, 68 Tey- le Hakkiye Emin, 65 reyle Refik Ahmet, 65 |reyle Hayri Oğuz, ve gene 68 reyle Buphi Br- tel seçilmişlerdir. Bu suretle, Avni, Mehmet AlI, İnsam Namık, Tevfik Amca, Cemli Cem, Cemaleddin Fazıl, Fuad Fazlı, ve Bicandan mütaşekkil olan eski hey'etten yalnız iki  - za encümende ipka edilmişlerdir. sonra muhtelif encümenler â2â- bına başlanmış ve muhtelif - zalar tarafından teklif olunan — hey'etlerin aynen kabulü ekseriyetle muvafık görülerek, â:" rey usülüne müracaattan vazgeçiimiş- divanı riyaset intiha - İntihaplar, tam elli beş dakikada tamam- lanmış, ve saat 15,25 de, Vali Muhiddin Üs - tündağ, yeni seçilen Azaları tebrikle, celat « ye, Istirahat için, beş dakikalık bir fasıla vermiştir. İstirahasten sonra, Necib Serdengeçti'nin riyaseti allında içtima devam etmiştir. Necib Serdengeçti, intihaptâ kazanan AT Kkadaşları namıma ve şahsen âzalara teşek- kür etmiş, ve bu yeni çalışma devresinde meclise muvaffakiyetler dilemiştir. Evvelâ, rahatsızlığı dolayislle, bu devre 1- gin mezuniyet isteyen Mithat Nemlinin ta- lebi kabul edilmiştir. Dünkü toplantıdan bir intıba Onu müteâkib, Hariciye Bakanlığından Meclise gönderilen bir mektup okunmuştur. Bu mektup, İstanbul caddelerinden birisi - nin, <Şehinşah Pehlevi» tesmiye edilmesi - nin dost İran devletinde uyandırdığı mem- nüniyeti meelise bildirmiştir. Bası sokak - isimlerinin — değiştirilmesini isteyen, ve merhum Abdülhak Hümidin doğ- duğu eve bir plâka konulmasını teklif eden marzbatalar, encümenlerine havale olunmuş- lardır. Otobüs talimatnamesinin tadili için da - imi encümenden gelen evrak, — Mülkiye ve Kavanin encümenlerine, muayenesis cüz « dansız hizmetçi kullanılmasının men'ini ls- teyen mazbata dâ sıhhiye ve mülkiye encü- menlerine gönderilmiştir. Guzino ve kahvelerde hiç bir surette bor- berlik yapılmamasını, Falihte çocuk bah - gesi açılmasını, ve laokanta gazino gibi yer « lerde, tarifelerin göze çarpacak yerlere ko - nulmasımı isteyen mazbatalar da, alâkadar encömenlere havale olunmuşlardır. Bütün bunlardan sonra, kısmen hazırlan- maş bulunan yeni zabıta! belediye talimatna- mesinin müzakeresine başlanılmaşı teklif e- dilmiştir. Fakat ekseriyet, henüz nâtamam bulu - İnan bu tallmatnamenin bir kül halinde mü- İzakeresini muvafık gördüğü — için, şimdilik taltmatnamenin tamamen tab'edilmesine in- tizar olunması kararlaştırılmıştır. Yeni mesâlnin başinması münasebetlle, Atatürk'e, Başbakana, Büyük Millet Meclixi Riyasetine ve diğer büyüklerimize tazim tel- grafları çekilmesi ittifakla tensib olunduk - tan sonra, Pergembe günü, saat 14 de top -| | Janılmak üzere, içtimaa nihayet — verilmiş - .. ———L— 'Terfi eden gümrük müfettişleri Gümrük ve inhisarlar vekâletinde bir kısım müfettişler terfi etm Müfetti. emseddin Özel baş müfetl mend, Fethi Keskin, Lütfü i rinci sınıf müfettişliğe, Tevfik Çapa Sinan ikinci sınıf müfettişliğe, £ İ Fikri, Rahmi Özen, Fa Şahingiray, Feridun Tokay, üçüncü ginif müfettişliğe, — Basri Bora, Reşad Girleşmen, Ahmed, Medeni İnceoğlu dördüncü sınıf müfettişliğe terfi etmiş- lerdir, ——.- —a z — Paris Operasını ziyaret Harpten sonr;—gi&inmek hususunda da protokol kalktı. Bir zamanlar sadece tuvalet ve fırakla gelinen operaya şimdi gündelik kıyafetlerle de geliyorlar Yazanr: Muazzez Tahsin Berkand & Wüde Pariste bir aya yakın bir zaman ğim halde operanın dahilini ve © sırada herkesin ağzında çalkalanan «Büyük A- teksandr» balesini göremiyeceğimi düşü- nerek üzülüyordum. On beş günde en aşağı on defa telefon ettiğim halde bir yer bulmak kabil olamamıştı. Nihayet bir pazar akşamı için ancak üst balkonda yer bulabileceğimizi haber alınca hemen otobüse atlıyarak opera meydanına koş- tum. Temsil saat dokuzda başlıyacaktı. Fa- kat çık kadın tuvaletlerini rahatça göre- bilmek için biz sekiz buçukta gittik. Me- ğer bizim meraklılar az değilmiş. Etra- fımda, alt katta ve parterde birçok seyir- «i yerleşmiş; kimisi gazete okuyor, kimi- si elindeki dürbünle etrafa bakıyor. Tam karşımda, sahnenin kapalı perdelerinin üstündeki yuyarlak . içinde bir — tarih: 1862... 'Yavaş yavaş seyircilerin adedi artıyor. Bizim etrafımızda her cinsten ve,her kı- yafette adamlar var, Tam yanımda - bir Çinli kız... Yüzünde ve gözlerinde zeki ve azimkâr bir mana var; arkamdaki 81- tada esmer iki kadın« . Bunların da yö- bancı oldukları besbelli. Çinli kızla ingi- lizce konuşuyorlar ve onun tek başına bütün dünyayı dolaştığına ve fransızca, almanca, italyanca bildiğine şaştıklarını açıkça söylüyorlar. Beyaz tayyörlü, düm- düz kesik Saçlı Çinli, parlak dişlerini gös- tererek gülüyor: — Niçin hayret ettiniz? Çinde benim gibi binlerce kadın var. Avrupaya gel- mek ve Avrupa dillerini öğrenmek bi- Zim için artık çok tabil bir şey.-. Bu balkonda ne karışık halk var yarab- bit Önümüzden geçip daha ilerideki yer- lerini bulmağa giden insanların hepsi başka dilden konuşuyorlar; Bunların a- rasında Yugoslav, Bulgar, Mısırlı ve Bu- danlı talebeler, Ameri seyyahlar, hangi ırktan ve hangi milletten olduğu belirsiz genç ve ihtiyar binlerce kişi var. Yalnız burası başlı başına görülmeğe de- jer bir yer; fakat ben daha ziyade, bül- konun kırmızı kadife kenarına dayana- rak aşağıya bakıyorum, Yavaş yavaş pk i kadınlar gelmeğe başladı. Bun- yın yüzlerini görmek kabil değil, fakat kıyafetlerini kuşbakışı nazarlarla tetkik tu arlarmış ve aşağıdaki localâardan ayırmaz ünlerin ince bir ka ayalı olan elin- an iri bir Sandalyasının konarına e pıril piril Kendi ker Acaba sahici el elmas yüzük ime soruyorum: mı? Hakkım da va kü Rue tedikl e bül okağın eamekânlarındı n dünya x doğduği irkaç gün evvel, güzel ve iri elmi inci diye seyrettiğim taşların yani en meşhur sahte mücevli n markasını görmemiş miyd'n bar kadınlar partere gitmez, |) * |muzalarır Siyahlı bir mösyö, yanındaki kadına yol vermek için eğiliyor. Koyu kırmızı kadifeden uzun gece esvabı içinde bu kadın * uzaktan - ne güzel! En ön sıra- lardan birindeki koltuğa yerleşirken, gü- ya kaza ile olmuş gibi, arkasındaki pöti gri eşarpı öyle bir düşürmesi var ki, h- dın olmasam ben de yanındaki erkek gi- bi aldanıp hemen kürkü tekrar bu nefis omuzların üzerine yerleştirmeğe — şitab edeceğim. Arka arkaya şık kadınlar gelmeğe baş- dadı. Beyaz, yeşil, kırmızı, mor elbisele- rin etekleri, bir alâimi sema gibi 1şıl- dıyor. Fakat niçin büyük harbden sonra, her şeyde olduğu gibi, giyinmek hususunda da: protokol kalktı? Niçin burada — bile yalnız uzun esvab ve frak yok? Niçin alt kat localarda bile tayyörlü, emprime cs- wablı kadınlarla gündelik kıyafette er- kekler var? Her yerde olduğu gibi bura- da du giyiniş hususunda bir teklifsizlik, bit kendini bırakış, ne bileyim bir lâd- balilik var; fakat bütün bu kıyalet kart- şıklığına rağmen ne operada, ne de on- dan evvel gittiğim Öpera Komik, Kazina dö Pari ve başka yerlerde, yüksek sesle konuşan insanlara bile rastlamadım. Bin- derce kişinin birleştiği bu kubbe altında hürmetkâr bir sessizlik vardı. Perde açıldığı vakit sessizlik o kadar arttı ki bir sinek vızıltısını bile işitmek kabildi. Herkes bütün kalbile, gözlerinin ve kulaklarının bütün kuvvet ve kabili- yetile görmek, işitmek ve duymak isti. yordu. Bu yazıda dünyanın en meşhur dansör. rinden Serge Lifar'ın oyunundan bahe sedecek değilim. Yalnız her defa perde kapandıkça halkın coşkun alkışı cidden görülmeğe değer bir manzara olduğunu kaydetmeden geçemiyorum. Bu, ısrarlı, takdirkâr, candan ve yürekten gelen sa- mimi bir el şakırtısından daha manalı ve daha kuvvetli bir tezahürdü. Böyle bir alkışı, hattâ belki daha fevkalâdesini ben birkaç gece evvel Opera Komikte 'Tosca operasını söyliyen İtalyan tenoru ya dinliyen coşkun bir halk kütle« de görmüştüm. * Operadan çıkış, başlı başma r bir mevzu, Merme lma- nerdiven- eteklerini irüyerexk inen t kadınlar, yakından görülmeğe lâyık bir zarafet şaheseri... Hepsinin ellerinde, kollarında, boyun ve göğüse lerinde k herhalde ymetsiz, fakat z alıcı taşlar., hepsinin 0- biçini renk Tenk, biçim kürkler, hepsinin nakları, duc göz kapa imsiyah, $ kına rengi, yası daha pembes ye yakın, fakat saçları 1 hiç birisi Allahın y nasıl an renkleri ve biçimli (Devamı 10 uncu sayfada* elleştirmiş