vi | Sözün Kısas * Bugün bın;ı:—ı_— | Sayfamızdadır E. Tahr 2 Sayfa DN Hergün Kalemimize dikkat Edelim arkadaşlar ! Yazan: Müktttin Birgen 'fwlnanyyı&ı) enan Bu BECEYEERTEYYET BETdakun! duğum için, uzuyacağını ğahmin — ettiğim bu mürlakaşânın başında bİrkaç SÜz. söyen lemeği zarurf buluyorum. Yunan Başıve ! -Ankarada k (Baş tarafı J inci sayfada) defteri mahsusu imza etmişletdir. İ ral Metaksas Yunan sefiri ile birlil İ leden evvel Hariciye - Vekilini, Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi ÇAPŞ we Başveki! Vekili Celâl Bayarı #? Gtmiştir. Hariciye Vekili Dr. Rüştü Ğ * - Bir zamatidüfiberi sistematik bir şekils de faşizme hücumlâr Şapan arkadaşımır za her şeyden evvel söyliyeyim ki, kendi- fikirlerine gayet'mütedil bir dille itiraz ederflere kârşı küllandığı dil, Tür , Sırf milli bir ruh U E UŞ NÇ U C eat <t MORER AŞ YDT ON LARN NN FENA , Mi ASAT AAA GüA MAANAAP — Y n &$ « >Mmiştir. zetaciliğin nihayet yerleşmesini istiyen- İeri cidden mütcesşir ededcek derecede lü:_ Yağuz Ve acıdır. Yazılan makâlenin”ais tındâ imza bulunmaması üzerine, derhal muh: yüzüne bir hikab koymaya ve makaleyi <nikablı ksadlarar ..lic(— meğe hiçbir sebeb yoktur. Herkes geref ve yet sahibi olan ile-herhanği bir- fikrin münakaşasına başlarken, ilk söz olarak böyle çirkin âmalarda bulunmak, artık bizim aramnuz- dafi utmığa mecbur olduğumuz kötü bit şey. bir eski âdet, bir Osmanlı âdetidir. Orta yere konulmuş bir meseleyi, objek- tif bir ruhla mütalea etmek varken, bu taraftan gitmeyip te münakaşayı karşık mızdaki'| manevi varlığını incitecek sözlerle açmak, bizim gibi, medeni olduk- larını iddia edenler için çok ayıbdı: hassa, böyle bir dille kendisine * ettiğimiz gazete ve muharrir, bahis mev- zuu olan maddeyi mütalea ederken bize karşı hiçbir fena söz söylememiş ve me- seleyi tamamen objektif olarak mütslea etmiş bulunursa ona bu tarzda muamele etmemiz, ağır başlı bir gazeteciliğe değil, hattâ hafif başlı da olsa, alelâde gazete- tiliğe yakışmıyacak bir şryd'r(:_ S et Bu ciheti bu suretle tesbit ettikten san- ra, meselenin © hakkında birkaç keli- me daha söylemek isterim: Göbels'in nutkunda Türkiyeye taallük eden sözlerin mana ve mahiyetini evvel- cedzah etmiştim. Bu sözlere kasdedilmi- yen manalar verip faşizme, Almanyaya, İtalyaya uluorta hücum etmek büyük bir gaftır. Bu gafın mucib olabileceği bütün fenâlıklardan sarfımazar, bizi birbirimi- ze İdüşürmesi bile kâfidir. Biz de gazeteciyiz; biz de bu memle- ketih çocuğuyuz ve hayat görmüş, dün- ya görmüş bir insamz, Etrafımızda olup bitenleri anlamıyacak, muhitimizde ya- pilân pti pag: ndaları görmiyecek kadar T iliz, Ben, şahsan, etrafımda izm propagandası yapıl» &âkıf değilim. Fakat, her fikir, ken- in propaganda yapmıya yal ol- duğdridan _vıırwılar da 6 kadar f etrafımızd pıldığinı gi rümr Çünkü ben, Türkiy ı sü- ren rejimin-kuvvetine tamamen-inanmış bulunanlardanım. Türkiye rejimi, Ke- malizm, o kadar kuwvetlidir ki ben sağ- dan gelen propagandadan da, zoldan ge- lenden de hiç korkmam. Sağ ile de dost, 801 ile de daşt olmak ve şu karışık dün- yada; aklı başında bir millet gibi, yalnız sulh ve dostlük rolü oynamak istiyen va- tanımın ne abdestinden, ne de dan şüphem yoktur! Türkiyeyi İspanya yapmak - istiyenler bulunabilir; fakat, Atatürk başta olduk- ça Türkiyede ne sağ kımıldıyabilir, ne de soh Çünkü, Atatürkün devleti bir ba- kımdan otoriteli ve şefli bir - devlettir; fakat, Üte taraflan, Atatürk tesamühün ve hürriyetin 'ne “demek olduğunu bilir ve"Kemalizmin dört temeli varsa ikisi de Yonlardır. İşte, bundan dolayı lüzumsuz şa, Tüzumsuz telâşlarla Türkiyede orla bir mücadele havast yaratmıya lü- zum yoktur. imanın- Gazeteci arkadaşlar, kalemimize dik- kat edelim. Millete — matbuat — terbiyesi vermekle mükellefizi — Muhütin Birgen Atatürkle Çin Cumhurreisi arasında Ankata, 19 (Huşysi) — Çin milli bay; rarif münastbetile Atatürkle Cin Cum- buzreisi arasında telgfaflar teati edil « |nın en akıllı ve en meşhur hayvanıdır: Hele son çevirdiği Tarzan sohra şöhreti bir kat daha artmıştır. "|lkte film çevirdiği güzel sinema yıl - dızlarından Eleanor Holm'un efini ö - pefken göstermektedir. Şempanzenin ayni zamanda çok da nâ zik olduğuna işarcttir. lerile,-ev kedilerin si için, ev kedilerinin boyunlarına bi Yer çıngırak asılmasına, ve kedi başına, da yüz yirmi kuruş, ruhsatname sı alınmasına karar vermiştir. <& Harb sonu'dünyası kâdının faalı_wı sahasını geniş - letti; kadından döktor, mühendis, hâkim, tayyareci, na- zir, polis, hattâ Amerikada seyyar zabıla âmiri yapta Ge- ledek savüş için kadınlardan da erkekler derecesinde is- tifâdeye hazırlandı, mekteplerde genç kazlara şimdiden askeri malümat vermeye j buşladı. Vefkanaat getirdi ki Müstakbel, muhârebede Snuvatlikiyet,, kadından fizik kuvweti itibarile başarabileceği işde en ziyade istifade et- mesini bilen ve bu suretle nıîfıî»ım n yarısını değil, ta - TüRMİN! mnmbıış miletif glacaktır. Düngaım en m Inı Ve en ııazlîîuı::anır ae geer Alekvandr zi yazacık. Hap MVETTÜŞ. . Jigges adındaki Şempanze; dünya - SilmiAdöei, | Vit v Yukarıdaki resimde, kendisini, bir- Bu da akıllı Amerikada kediler için bir talimatname Nev Jersey belediyesi, sokak kedi » tefrik edilebilme- Jfde edilecekti. Ege manevrâları haşladığı zaman l.ııanhuldn çıknn ne kadar gazete varsa Lepsi de harekâtı,; u;up etmök üzere Aydın havalisine birer heyet gönderdiklerini ilân ettiler. Ve manevraların devamı nıü4detince''de her gün manevra hakkında sütun süfin yözı Yazdilar. 'Adlbuki Cumhuriyet arkadaşımız nam:na harekditi takip etmiş Ahidin Da- ver gazetesinde dün şu fıkrayı anlattı: || «Hakikat şudur ki manevralara lshnhu]dın (den gue-ş steciler gayet mahdu'tu «Gazetemiz nam.na Atatürkün ıwşıd;de_bıynuhırr“— | «miz, ikinci ordu mâfettişliğindndergükıtda da ben ve fo- | " HERGÜ İN BİR FIKRA Yazı karalıyıcık Dumaperin yazılarında hiç karalanmış, silinmiş yer olmaz- sşandr Dumafis ise babası- e yazar, yazdıktan sonra da karalar, tekrar yazarmış. Alektandr Dumafisin yeni yeni şöh- Tet kazanmıya başladığı bir gün Aleksandr. Dumapere: — Oğlunuz her halde sizden çok ya- Demişler, Aleksandr Dumaper ce - -- Benden fezla yazı yazıp yazmı - yacağını bilmem amma her halde ben- den jazla yöze karalıyacak! Almanya ile İsviçre arasında Bir hâdise Son gün!erde Almanya mahkemelerile İsviçre mahkemeleri arasında çok tuhaf | Musolini'ya halisüddem üç beyaz A » göztermiştir. wel “Geçenlerde Alman şirketi Sarelin ya - w İSTER İNAN İSTER İNANMA! Aj z '« Tarihin İlk ve örta çağlarında erkeğin hazb ve sulh ha- yatını tamamen paylaşan ilk kâdın Türk kadınıydı. Son- raları bilgisizlikten gelen bir taassup Türk kadmını evde hapsetmeye çalıştı. Bununla beraber Türk kadını son sa- vaşlarda erkekle birlikte çarpıştı, nihayet — Cumhuriyet devrinde hakkı olan mevkie erişti. Şimdi tamamen ser - besttir. Zekâsı, kabiliyeti. bilgisi ile mütenasip olmak ü> zere her şeyi yapabilir, Fakat bütün bunlar kadın için i- kinci meselelerdir İlk plânda ve her şeyden evvel evinin hanımı, çocuğunun annesi olmasındadır. Bunu yapmı_vın kac.n asıl vazifesini unutmuş demektir. Yemen Kralından Mussoliniye hediye devirlerde *Yemen Kralınm Italyan - Başvekili Almanya rap atı hediye etmiş oldüğunu evvelce TEZAEE İ S ö yrn L Mmahkemeleri vejisörün sağ bulunduğunu kabul etmektedirler, 1993 de bifi İsviçreli, diğeri Alman iki sin&mâ, şirketi arasında yapılan bir mu- kavelöname ile İsviçre şirketi tarafından rejiSör Sarel film çevirmek üzere Alman Şirketine terkedilmiş ve bu şirket tara - İfından da peşin olarak 30,000 altın İs - şöETE frahgi Ücret verilmişti. Mevcut bir şarta göre eğer bü arada Sarel ölürse Mmfükavele mefsuh addedilecek ve para halbuki İsviçre metli atlardan birini görüyorsunuz, hüdi olması dolayısile çalışamadığını gö- terek öldüğünü iddia edip verdiği otuz bin altın markın İsviçre kumpanyasın - dan istirdadı için dava açmıştır. Alman Mmabkemeleri Alman kumpanyasının bu noktai nazarını kabul ederek rejisörün öldüğüne hükmetmiştir. Öbür taraftan İsviçre mahkemeleri de adamın sağ bu- lunduğuna, binaenaleyh mukavelename - bin hükmünün iptal edilemiyeceğine ka- tar vermişlerdir, stoğraf muhabirim!z, «Son Pasta» namına Naci Sadullah “€ve İzmirden vanına "Iğğı bir fotoğrafçı. «Karargâhtaki dört İstanbul gazetecisi ile fotoğrafçısına dİzmirli refiklerimiz€'en (Anadolu) ile (Yeni Asır) ın mu- «habirlerini ve İzmirli Bir fotoğrafçıyı llâve ederseniz top- «yekün hepimiz vedi kişi idi Başka tek gazeteci ve fo - " etoğrafçı yoktu.>” Biz'bu 'fikrayi okuduktan sonra manevralarda hususi su- rette buradan göndertlmiş mubkabir bulundurduklarımı id- din eden diğer-arkâönslerın sözlerine inanmadık, fakat ey okuyuücu sen: İSTFTER"“ İNAN İSTER İNANMA! Genel Kurmay Başkanı Mareşal gak-ve Başvekil Vekili Celâl erale Mukabil ziyaretlerde bul' yan Metaksas da öğleden € yan Celâl Bayart ve Bayan Fevzi maği ziyaret etmiş ve bu ziyareti n Fevzi Bayan Coölâ! Bayar ve Bay maâk tarafından iade edilmi Muhterem misafirimiz öğle yel Hüsusi olarak. Yunan elçiliğinde lerdir. Öğleden sonra başvekil ekselâns Ü ral Metaksas saat 1580 da Büyük Meclisi Reisi Abdülhalik Rendayi ret etmiş ve Abdülhalik Renda bü © reti iade eylemiştir. Bu akşam saat 20,30 da Başvektli kili Celâl Bayar ve refikası tart misafir başvekil ile Bayan Metsl refine Ankarapalas otelinde bir yemeği verilmiş ve bu yemeği saal da başlıyan bir kabül resmi takiö miştir. Celâl Bayarın nutku Ziyafet sonunda, Başvekil Vekili Bayar, aşağıdaki nutku söylemiştir? «— Bay Başvekil, Majeste Elenler krahı hüküm mümtaz reisine, derin bir memnWii hoş geldiniz der ve şahıslarında & müttefik asil Elen milletini Topraklarımıza girdiğiniz da itibaren, Türkiyeye yaptığınız bu | habbetkâr ziyaretin istisnasız hö uyandırdığı derin sevinci Ekselânı halde müşahede etmişlerdir. O ki, Türk milleti ve cumhuriyet h ç İti, yalnız tam bir hissiyat ve kalb berliği üzerine değil, fakat ayni * (da fikir beraberliği ve karşılıklı ! atlerin iyi idraki üzerine müesst$ nan sarsılmaz Türk - Elen dostl yeni bir tezahürü olarak karşılar. Esasen milletler arasında, müşte' selâmi iy ideali-istihdaf eden menfaatler VE fikirler üzerine ibtina eden bir da: daha sağlam bir dostluk tasavvur Vö Maz. İnsaniyet üzerine vahim — endil çökmüş olduğu ve daha iyi bir SÜ için yapılan teşebbüslerin neticesif retler halinde dağıldığı bir zamandi letlerimiz arasında sarsılmaz bir © ğun vücud bulmuş olmasından hakkiyle iftihar*edebiliriz. Balkan Antantı dost ve müttet mizle sıkı bif işbirliği halinde, ihi bir İlerleyişle ikdam ve cesaretle, £ lari Ve Yörrişiklıklari Te tanımmmiş bir takada değişmez bir sulh ve emi nası kurduk. Hemen hemen bütün Balkanlafi hyan bir arazi ve altmış milyoni nüfus kütlesi, bugün, bütün dünyi derece mütecanis ve son derece & bir birlik manzarası arzetmek! Bu muhteşem başarı, daha iyi tikbal aramakta bulunan — herki imtisal nümunesi teşkil edebili hüsnüniyet ve anlaşma zihniyeti? letleri nerelere kadar götürebil gösterir. Bu imtisal nümunesi, | arasında hüküm süren dostluğu! isbat daha gelirerek Türk ve * tandaşlarını mutmait edebilir. N İfikliğini ve hakiktliğini gösteren SÜ Bütün vefah ve saadet un:“'w sında en kat'isinin sulh olduğu Meşbu bir halde, bu sulh ve anti” yasetine azimle girmiş bulunuy? #Milletlerimizi birbitine baği maz rabıtaların inkişafına, © ve heyecanının yardımını ge hiçbir zaman hali kalmamış olafi yakınlarda Türk matbuatı müf rıne göylediği güzel sözlerle bu HH mahi: iyetini tebarüz ettiren ©” KiZ ÂAnkarayı ziyaretlerile, deVÜig «Kküktar bir seyrile ilerliyen PU ğun parlak bir safhasını açmıştir (Devamı 5 inci sa;