ye - luya EBöz açacak vakit bı- Takmıyordu. gğ Şu halde sağ e- linizde bıçak bulun- duğuna göre boğazı- M sol elinizle tut - Muştun b ene bir yan - Bir insan nda bir sia karşılaşır ve a sağ elinde- bıçakla sol tara * '& Yâra açar ama Üa çar am karı değil, dan aş der, Me Müne ağıdan yu yukarı - sebeb olan ya ğ Yarı #azına doğru imtidad etmekte- icumun arkadan yapıldı- in kadma arkasından İ n sonra sağ elile ağzını kâ: udünü vücudüne temas ettir- » Bol elile bıçağı kalbine batırıp | u çÇektiğini gö mıya başla- arı dikkati- aşala Mişti, Bu hal hepim ni celbetti Vinizde : adam ye ize verin, şimdi ayıp bulduralım. — Denize attım. — Bıçakla beraber mi? — Evet, — Bu işi ne vakit yaptınız? Adadan İstanbula dönerken. —— n İstanbula ne ile döndü- — Saati bilmiyorum. Bi gn Takribi olarak da bilmiyor m Sunuz? — Hayır, cinayeti mütcakip derhal dönd ek cinayeli müteakip der- hal & Buna emin misiniz? — Tabit — Osman bey, bu . na Atinizi celbederim. Motörü bulılunuf_ İhsan bey? — İstanbuldan kiraladım. SA — Kiraladığınız motörü bize tekra: Bösterebilir misiniz? : r, çok heyecanlı idim, cevaba nazarı dik- nerede far - secanlı idiniz. Bir ci- Nayet işlemiştiniz. motörün içimi ve Motörü kullanan şahsın eşkâli nğz;ır: dikkatinizi celbetmemiş olabilir. Faka' Ya Adaya giderken... O zaman cinaye- te karar vermemiştiniz. Bu heyecana sebeb ne? İnsan farkında olmaz olur mu? Suçlu bu suali şiddetle karşıladı. Saduilah ısrar etmiyerek ale geçti rle Adadan dönünce ne yap- — Polis müdüriyetine gelerek itiraf- ta bulundum. EADEN — Şu halde buna motörde iken k: Verdiniz. — Evet motörle gelir dim | İhsan bey, dikkat edin, gene ya orsunuz. Bi evvel suç delili * Wwintâre ken karar ver- Diliye karanlık koridorun bir köşesinde siyahlar giyinmiş, yüzünü de siyah tülle örtmüş bir karan! kadın. bekliyordu. de motörde polise teslim olmıya karar, — Bu teferrüat aklımda değil. Yo - verdim, diyorsunuz. İnsan böyle bir ruîdum; Artık suallerinize cevap ver- karar verince işlediği suçun delillerini |miyeceğim. imhaya kalkmaz. Ne diyeceksiniz? Rıdvan Sadullah hafifçe gülümsedi. Suçlunun soğukkanlılığını muhafaza |Sonra müddeiumumiye dönerek: için büyük bir gayret sarfettiği belli| — . 1cvaba bir müddet fasıla vere - rdu. Cebinden mendilini çıkara - |y,, Gcdi Emrediniz de suçluyu tekrar pinandiş kirikee. terleri afiği, İgetirmek üzere dışarı çıkarsınlar. Söyliyeceğim hiç bir şey yoktreve | N nf muavininin işareti HLAM DonN L E İzerine mühendis İhsan dışarı çıkarıla- — Acele etmeyin' Suallerim. Benüz / v e e aa bitmedi. Bize Kristal palastaki 13 nu- ma rn odayı tarif edebilir. misiniz?| Kapı kapanınca Rıdvan Sadullah o- Kapıdar iz pencere ne ta dada bulunanlara göz gezdirdi ve son- avabo nerede? Karyolanın yeri neresi? |ra sordu: zli geçit nereden başlıyo: (Arkası ver) ı Dev.et Demiryolları ve Limanları işletme Umum ıdarazı ilânları İ Ankara - İstanbul arasında seri ve gündüze mahsus devamlı bir yolcu servi- şinin ihdası muvafık görülmüştür. Ankaradan Pazar, Salı, Çarşamba, Cuma günleri saat 8,20 de kalkarak Hay- darpaşaya saat 20,00 rmak ve Haydarpaşadan Pazar, Sahı, Perşembe, Cu- martesi günleri saat 9.00 da kalkarak Ankaraya saat 21,08 de varmak ve 21.19.37 tarihinden itibaren başlamak üzere selere vaz'ı takarrür eden bu gündüz sefe- rinde yolcuların yemek, içmek ve her türlü istirahatleri temin edildiği gibi bu trenle seyahat eden yolculardan da ekspres ücreti farkı alınmıyacağını — sayın yolcuların ıttılama arzederiz. «3BBU> «T044> a Muhammen bedeli 27096,44 lira olan cebire ve travers bulanları 18/11/1937 pa- tartesi günü saat 15,90 da kapalı zarf usulü ile Ankarada idare binasında satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 2032,23 Nralık muvakk ettiği vesikaları ve nafıa müteahhitlik vesikası ve tekliflerini ayni gün - saat 14,30 a kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler 135 kuruşa Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde satılmaktadır. (6920) t teminat ile kanunun tayin wvon Eskişehir, İzmir cer atölyeleriyle muh ve tesviyeci alınacaktır. Taliblerin Ankarada cer reisliğine, Eskişehirde Cer Atölyesi Müdürlüğüne, Haydarpaşada birinci ve Sirkecide dokuzuncu işletme Müdürlüklerine istida ile <3766> — «6857> f depolar için birincl sınıf kazancı müracaat etmeleri. NEOKALMINA GRİP - NEZLE - NEVRALJİ BAŞ ve DİŞ AĞRILARI - ARTRİTİZM Dahiliye Vekâletinden: Vekâletin 987 malt yılı ihtiyacı için «350> ton Sömikok #Türk Antrasiti> ün mübayaası kapalı zarfla eksiltmeye kunmuştur. üçme 3/İkinciteşrin/937 Çarşamba bünü saat 15,30 da Ankarada Yeni- Griçde Vekület binasında toplanacak Satmalma Komisyonunca yapılacaktır. H7 — Mühammen bedel — «10150> liradır. 4 — Muvakkat teminat <761> lira <25> kuruştur. 5 — İsteklilerin bu baptaki şartnameyi Vekâlet Levazımından almaları 14- rırndir. İsteklile ü saat 14,30 za kadar teklif mektublarmı kabilinde vermeleri icab eder. rının altinci maddede yazılı da olacak gecikmeler mutet 3/İkinciteşrin/987T mişyonu Reisliğine makbuz m ile gönderilecek teklif mektubi gelmiş bulunması şat Pe «7045> saatc Hasta başında Yazan: Pierre Milâ — Neren acıyor yavrum, Bu küçük kasabaya deniz tarafından esen buz gibi rüzgâr, meydandaki ağaç- ların son — yapraklarını da döküyordu Madame Bluze oğlunu, biricik oğlu Marco - bu çocuk doğduktan birkaç gün sonra babası ölmüştü - kucağına almış, soruyordu. Neren acıyor, yavrum? Göster, ne- ren acıyor? Çocuğun benzi, korkunç denecek derecede sarı idi. Marco henüz dött bir İçında var, yoktu. Buna rağmen sesi, has tanberi, adetâ bir ihtiyar sesine, da- ha doğrusu bir sarhoş geğirtisine benzi yordu. — Buram... İşte buram acıyor... dedi Boynunu gösteriyordu. Madame Bluze çocuğu soydü, hırkasını, pantalonunu çı kardı, gö ğini kaldırdı. Marco zorla nefes boğuluyor gibi |: bire öksürmeğe başladı. İstifra eder g'bi bir öksürük... Sonra beyaz ve uzun, deri parçasına benzer şeyler tükürdü. O za- man y biraz renk geldi. Şimdi daha Madame Bluze: şi diye nefes alabiliyordu. — Kuşpalazı! Kuşpaları ol bağırdı Hemen hizmetçisini çağırdı — Çabuk. dedi, doktara koş Flichoux'ya, Hemen getir. Elise gitti. Çocuğun hırıllıları tekrar başladı. Hep o boğuk, ahenksiz ses; san- ki bu masum çocuk göğsüne sarhoş bir şeytan girmişti. İkide birde o kirli beyaz deri parçaları çıkıyordu. Kuşpalazı ama ona karşı da serum var, Demek ki kü, Marco'yu da doktor serumla kurtaza- bilir. Sokak kapısı açıldı. Elise nefes nefese çıktı. Madame Bluze — Doktor nerede? diye sordu. — Evinde yokmuş. Hemen gazinı koştum. Bugün orada toplantıları v maş. İçeri haber gönderdim, acele olduğu- nuü söyledim... Madame Bluze, hizmetçinin söyledikle- yordu bile, Onun kula, li yavrusunun göğsünden çıkan h- lardan başka hiçbir ses girmiyordu. Elise de gazinoda gördüklerinden, duy duklarından karkmuştu. Gazino değil adetâ bir kötü meyhane... — İşte geliyor, dedi. Kapıyı açmak için aşağı ind bir gürültü: doktor, ayakları biribir dolaştığı için, şemsiyeliğe çarpmıştı. Bir de küfür savurdu: — Canına yandığımın evi... Zindan gi- bi be! Arkasından da kahkahayı bastı. Ma dlame Bluze titredi. Bu da ne? Duyduğu Doktor odi ne ses, oğlunun çıkardığı 6 boğuk sese ben- ziyocdu...*Doktor da bir taraftan, sende liye sendeliye merdiveni çıkmışt girince — Elise anlattı, dedi. Bir şey deği', hiç bir şey... Teşennücü hançere iltihabı Ö- teki hastalığa benzer ama o değildir, hiç korkmayın... Madame Bluze ter gibi kuryolanın önüne geçti ve sakin oğlunu müdafaa etmek iyice. Sizi affedersiniz. Beyhude telâ Evlâdını müdafaa eden bir a: merdiveni | Çeviren: Nurullah Ataç göster, neren acıyor? gareti, hislerini gizleme kabili gukkanlılığı, sevdalı kadınların! bile bin kat üstündür. Elise'e y — Çabuk git, başka bir doktor bul, de« di. Vörin, Baltusse, hangisi olursa olsun.. Ben bunu kovmanın çaresini bulurum... Hadi, durma, çabuk git... Elise, hanımını o adamla yalnız bırak- maktan korkuyordu. Tereddüd etti. Ma« dame Sonra doktora döndü ve yine deminl sükünu ile — Boş kınız. var, ğil... Biraz bir şurup ya Reçeteyi yazıverin Kalem, kâğıd v Doktorı * korkmuşum, dedi bir & tentürdi. şeyi k ayuruün, ötur aştırmağ |hşiyordu Mad edip yak O kadar da pek fe benz Dispne var, hurltı- lar var... Madame Bluze, bütün gayretine men, bu sefer merakını gizliyemed — © halde kuşpalazı mı, doktor? — Evet, çocuk difterisi... Öyle. Madame Bluze yalvarır gibi kavuşturup: Serum gel rağ- ell & rdiniz mi? dedi. z? Ben doktor Baltus dim, o gelince yapacak mıs: de haber gi parınga ediverirsiniz, değil mi? seramu Flichoux - ? dedi. Bu gençler de se-' bir şey bilmiyor. Ama ge ruma vaktimiz yok... Ben hemen &a ım. Vakit geçirmeğe ge yanımda nelie e. masanın üzerine koyup açlı. r titriyordu ki âletlerden bir n fırlayıp yere düştü. Madame Bluze kolunu yakaladı: F e söyledim ya! E r könsültasyon Dokt Konsültasyor Elleri o ka ikisi elind gelir. m, gezek akrabaları- emeğe hakları var- vak'alarda hekim evin daima hekimi olursa, emrettiği bütün tedbirlere, kimseyi dinlemeden baş vurabilir, buna mecburdur Madame de, bilh tecrübesinin Hastalık da vahim, o ha'de Bi var, doktor. A« ği y m. Biraz diniee yrek saat mi? dedi. Bluze eku ile bakıvı rdi a kadar iş âlet ten geç rine doğr e bağırdı tor, b nim y etmiy kunmanı nim