10 Sayfa Son Posta'nın siyasi tefrikası : 47 # Talât Paşanın son günleri Yazan : Arif Cemil Mahkemede reis katil Tayliryan'a gayet garip sualler soruyordu. Bir aralık Erme ni meselesinin bütün tefer- rüatı ile meydana çıkarılması gibi tuhaf bir teklifte bulundu ve tarafgirliğini açığa vurdu — Evet, çok iyiydi. — Umumi harbden dolayı müşkülât çektiniz mi? Tehcire kadar hiç bir zarar gör- medik. Yalnız işler biraz fena gidiyor- du. — Kardeşleriniz asker değil miydi? — Evet, bir tanesi askerdi. — O, nerede, hangi cebhede harbe- diyordu? — Cebhede değildi, Harputta bulu- nuyordu. Mahkeme reisinin bu havadan ve ko- lay cevab vermek için hazırlanmış o- lan sualleri, sabık cürüm şerikleri tara- fından katile tercüme ediliyordu! Dün- yanın hiçbir yerinde görülmemiş bir hal! Hâkim öyle soruyordu ki bundan Ermeni meselesi katilin lehine tarif e- dilecek bir şekilde yavaş yavaş mey- dana çıkarılıyordu. Katil ne derse he- men doğru olarak kabul ediliyordu. Reis suallerine bu tarzda devam ederek dedi ki: — Harput da Ermenistan dahilinde miüdir? — Evet, Anadoluda, — Biraderiniz 1915 de evde miydi? — Evet, mezünen eve gelmişti, Reis sordu: — Ertzincanda katliğm âni bir suret-| te mi başladı, yoksa başlıyacağına dclâ-; let eden bazı ahval ile daha evvel kar- şılaştınız mı? Katil cevab verdi: — Katliâmların vukua geleceğini tahmin ediyorduk. Çünkü adam öldü- rülmekte olduğuna dair baberler alı- — Bu katliâmlar hakkında ne düşü- ülüyordu, neden ileri geliyordu, niçin yapılıyordu? | — Her zaman katliâm vardı. Ben ye-| üşken ebeveynimle Erzincana niz zaman da katliâmlar olur-| İ Evvelce de katliâmlar vuku bul-| i? Bunların tarihini bui-W — 1894 de Erıu canda katliâmlar olvı muş. Reis bundan sonra katile katliâmla-| — Katliâm tehlikesi her zaman var-| dı. Sebeblerini bilmiyorum... cevabını verdi. Mahkeme gene bu cevabla iktifa ederek sebeblerini araştırmağa ve bir Türk şahid dinlemeğe lüzum ;,_ormedı Yalnız reis: — Ebeveyniniz bu katliâmların se- bebleri hakkında aralarında hiçbir şey| konuşmazlar mıydı?xdiye sorunca ka-, tü: »— Yeni hükümetin biz, Ermenilere karşı bazı tedbirler alacağından bahse- | diliyordu.. cevi verdi. Ondan son- ra reisle katil arasında aşağıdaki mu- havere cereyan etti: Reis: — Türk hükümeti, askeri sebebleri| ileri sürerek teheiri mazur göstermeğe | filân çalışmadı mı? Hiç bu meseleler| mevzuu bahsolmadı mı? — O vakit henüz pek gençtim, ha- tırlamıyorum. j — Tevellüdünüze bakılacak 18 yaşında idiniz. — O zâamanlar bir yasi sebebler ileri sü Bu sözleri katilin mi, yoksa kendi- sine tercümanlık yapan cürüm şeşik- lerinin mi söylediğini andamak için ermenice bilmek lâüzımdı. Çünkü katil bazan tereddüd ettikçe tercümanla-| rı (!) ona ermenice bazı şeyler söylü- yorlar, katil de kendilerine cevab ve-| riyor, ondan sonra bu cevab almanca-| olursa ni bütün teferrüatile meydana çıkar- mak demekten başka bir şey olamazdı. Mahkemede hazır bulunan Türkler, müddeiumuminin — evvelce — verdiği vâd mucibince buna itiraz etmesini ve icabında muhakemenin tehirini mesini beki ler, Halbuki o yalnız şu sözlerle iktifa etti — Fikrime kalırsa bundan vazgeçil- mesi ve esas muhakemeye başlanması muvafık olacaktır. Tabii mahkeme, bu kısa itirazını hiç dinlemedi. Hâkimn- ler hey'etinin kısa — bir istişaresinden sonra reis aşağıdaki kararı bildirdi: — Maznundan katliâmların nasıl ya- pıldığını ve ailesinin başından neler geçtiğini mufassalan anlatmasını İsti- yoruz. Müddelumumi hiç ses çıkarmadı. Katil de istenilen tafsilâtı vermeğe başladı: (Arkası var) Nöbetcl Ltezaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlar- : (Şeret), Alemdarda: (Esad), : (Asador), Samatyada: (EBro- , Eminönünde: (Bensason), Eyüp- te: (Hikmet Atlamaz), Fenerde: (Bmil- yadı), Şehremininde: (Hamdi), Şehsa- debaşında; (İ Halli), Karagümrükte: (Faad), Küçükpazarda: (Hikmet Cemil), Bükirköyünde: (Hilâb. Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde, (Galatasaray), (Ga- rih), Galatada: (Hidayet), Kurtuluşta: (Kurtuluş), Maçkada: (Feyzi), Beşiktaş- ta: (Nall Halid Boğariçi, Kadıköy, Adalardakiler: Üsküdarda: (Ömer Kenan), Sartyerde: ), Kadıköyünde: (Moda), (Merkez), kadada; — (Halk), Heybelladada: Istanbul Borsası kapanış fiatları 5-10- 1937 ÇEKLER Açılış 421.1$ 0,7888 23.8815 M,99 4.6810 67.0570 343 6872 14244 n.53 4.1816 Kapanız 628.00 0,7885 238950 M, 9840 46774 810215 344268 63.6942 14262 Açdış 0400 13.55 Kapamış 00,00 12625 ya tercüme ediliyordu. | Katilin son cevabı üzerine mahke- me reisi Lehmberg tarafgirlik maksa- dını büsbütüu açığa vurarak dedi ki: — Maznunun şahsi ahvalini meyda- na çıkarmak için işlediği fiile takad- düm edeti hadisata rücu etmek muva- fık olacaktır, zannederim. Reisin bu sözleri, Ermeni meselesi- iste-| » müddeiumuminin | - SON POSTA Son Postanın tefrikası: 61 Hayatımda bir şişe birayı bu kadar lezzetle içmiş olduğumu tasavvur ede- miyorüm. Gırtlağımdan akan sanki bi- ra değil, âbıhayattı... Bu nazik ve misafirperver insanlar- la ancak birkaç saat kalabildik. Maksa- dım «Gran> limanından ayda bir hare- ket eden vapuru kaçırmamaktı. Binaen aleyh müsaadelerini istedik ve saadet taşan yuvalarından ayrıldık. Ancak bizim yerli kürekciler hemen yola çıkmak istediğimizi işitince uyak diremeğe başladılar ve: — Biz çak yorgun, biz biraz rahat e- decek!.. demeğe koyuldular. Bu tembel herifler sanki münhasıran itiraz etmek için dünyaya gelmişlerdi. Ben kat'i bir edâ ve Malezya dili ile: — Hemen yola çıkmamız icab ediyor dedim, biz buradan yüz mil mesafede- i bir İlmandan kalkacak vapura bine- ceğiz. Ancak biz bu limana vardıktan sonra sizlerin ücretinizi vereceğim. Başka türlü benden metelik alamazsı- nız, malümunuz olsun.., Herifler para ve ücret lâfını duyun- ca şöyle bir toparlandılar; - aralarında fiskos ettiler ve kös kös tekneye atla- dılar. Bu sayede biz de o gece saat on bire doğru «Tamanaor koyundan çık- tuk. Memaliki harreye mahsus koskoca- man bir ay denizi ve sahili gündüz gibi aydınlatıyor, her tarafı gümüşlüyordu. Biraz sonra «Mak Koy» un yabancı- lar, gurbetzedeler için bir hayır ve ecir melcei olan köşkünün ışıkları ufukta, eriyor, kayboluyordu. «Gran» limanına doğru rotan zim etmiştim. Hava nefis ve ıl zim «Sohenberge e baktım: Rütubet- ten kendini muhafaza için sucuk gibi branda çuvalına girmiş, horul horul u- yordu. Yerli 'emıcılçr gintine sııld rına ehemmiyet bile vermiye: beriye serilmişler ve «Sohen sanki horultu müsabakasma girişn lerdi. Denizde köpek balıkları gölgemiz gibi teknenin yanından ayrılmıyorlar- dı. | Ertesi günü sabahtan akşama kadar ş yol aldık. Nihayet güneş batmak üzere iken «Gran» limanına girdik ve limanın tahta iskelesine tek- nemizi bağladık. Tekneyi iskeleye bağlar bağlamaz bir sürü yerli halk etrafımızı aldı. Bu yer- ilerden bir ikisinin arkasında ünifor- ma vardı ve bu üniforma Amerikan ü- niforması idi. Artık Sam amcanın (Bir- leşik Amerikanın) himayesi altında bulunuyorduk ve «Gran>» da Amerikalı bir zabitin kumandası altında bir bö- lük Filipin jandarması varmış. Bu jan- darma bölüğünün kumandanı «Malone> isminde bir mülâzimdi. Kendisi de halktan biraz ötede durmuş bizi sey- rediyordu. Ben ve «Sohenberg» güneşten ve tuz- lu südan o kadar yanmış, © derece ka- rarmıştık ki Amerikan jandarma zabi- ti bizi evvelâ yerlilerden âyırd edeme- di, bizi de Malezyalı sandı. Tekneyi iyi- çe bağladıktan sonra bize doğru yavaş yavaş yaklaştı; lâkin gene Avrupalı ol- duğumuzu farkedemedi ve: Siz kimsiniz? Bu ıssız limanda ne işiniz var?.. Nereden geliyorsunuz? di- ye sordu. Ben cevab verdim: — Biz «Sarangi» den geliyoruz. Va- pur bulursak «Manille» e gideceğiz. Bize müstehzi bir bakışla baktıktan |sonra: D — Yabancı olduğunuzu — anlıyorum, |dedi, lâkin talâffuzunuzdan milliyeti- nizi bir türlü bulup çıkaramadım. — Evet Avrupalıyız. Kahkaha ile güldü: — Şayed Avrupalı iseniz buna bin şahid ister... Jandarma zabitinin kahkahalarına ben ve yoldaşım da iştirak ettik ve ken- disine kim olduğumuzu anlattım. Mülâzim eMalone» nin ağzından u- zun bir: Denizlerin Makyaveli Kaptan Bum Bum Çeviren: — Yal. Öyle mi? çıktıktan sonra ef- radına döndü ve kısa birkaç emir ver di ve bana hitab ederek: — Her ikiniz de evime geliniz de bi- raz istirabat ediniz! dedi, bir banyo yap madıkça ve bol bir akşam yemeği ye- medikçe kendinizi topliyamazsınız ço- cuklar... Haydi bakalım arş!... Bu candan teklifi memnuniyetle ka- bul ettik ve hurma ağaçları arasında, zarif bir köşkün yolunu tuttuk. Banyolarımızı yapıp akşam yemeğine oturduğumuz zamanm nazik Amerikan zabiti bizi hüsnü talihimizden dolayı tebrik etti ve ismimin Filipin adaların- da da şöhret kazanmış olduğunu bil- dirdi. Sonra «Gran> dan hareket eden yvapuru kaçırmış olduğumuzu ve üç dört hafta vapur beklememiz icab ctti- ğini de haber verdi. — 18 — ŞAŞKIN BİR KLAVUZLA KAFA AVCILARI DİYARINDA.... Ertesi günü bizim ihtiyar köse tayfa reisi ile görüştüm. Kayığımızı kendile- rine bağışladım, tayfanın parasını da verdim. Bizi «Selebes» ve «Sulu» denizleri gibi tehlikeli ve çırpıntılı sulardan sağ ve salim buraya kadar getirmiş olan küçük teknemiz «Gran>» limanından hareket etti ve geldiğimiz adanın yolu- nu tuttu. Yerli kayıkcılar memleketle- rine dönmekte olduklarını görünce se- vinçlerinden zıpzıp zıplıyorlardı. Mülâzim «Malone» hakikaten kibar ve zarif bir adammış. Biz kendisine ö- rada haftalarca kalıp vapur beklemek- tense karadan şimal taraflarına git- mek arzusunda olduğumuzu söyledik. Kendisi —evvelâ — beyrigle — şehre İnhisarlar Umum 17/9/937 de yapılan muhakemat âmir olanların adları aşağıda yazılmıştır. Tayinleri sır <8773> İmtihana girme Sıra numarası pılacaktır. Adiarı Ahmet Cemalettin Saraçoğlu Arkadaşımla ben o kadar yanmış ve kararmıştık ki jandarma zabiti bizi yerlilerden ayırdedemiyordu kadar gidip oradan bir molör tei darik etmemizi ve bu motörle bir va» pura tesadüf edinceye kadar sahil bo yunda ilerlememizi tavsiye etti. Ben bu teklife yanaşmadım. Zira, «Filipin» in minimini beygirlerinin bo: yunu, bosunu biliyordum: Benim gibi iri yarı bir şişkoyu taşımak için iki ta- ne lâzımdı. n (Arkasnı var) Kartal Sulh Hakimliğinden: : Bay Mehmet ve Bayan Feyziyenin Ruş melikavağında Kavak caddesinde kâin 118 No, lu mutasarrıf oldukları kayıkha- nenin nısıf hissesine 15 eylül 314 tari - hinde vaz eylediği haczin müruru zaman dolayısile fekki hakkında binbaşı Cemal aleyhine ikame eylediği davanın cereyan eden muhakemesi neticesinde 2 eylül 929 tarihinden evvel konup 4 eylül 932 tari- hine kadar bir muamele ve takip yapıl « miıyan mezkür icrai haczin fekkine ve keyfiyetin tapu dairesine tebliğine dair kabili temyiz olmak üzere 21/9/937 tari, hinde gıyaben verilen karar müddeaaleyh binbaşı Bay Cemalin — ikametgâhının meçhul olması hasebile tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur, DİKKAT EDİNİZ Zeycinizden evvel ihtiyarlıyacaksınız Bu hataya düşmeyiniz Krem Poertev kullanarak Yalnız Cildinizin Size yapacağı bu fenalığı önleyiniz. KREM PERTEV ile cildinizin bahar hayatını idame ediniz. Müdürlüğünden: ve memurlukları imtihanında muvaffak sında adreslerine tebligat ya - İmtihana Firme Sıra numarası Adları' Ahmet İhsan Mehmet Ali Opalı THüsnü Pakar Osman Zeki Haydar Gölçil Melâhas Kırgız Bekir Sıtkı Kâzım Elçi Osman Zeki 4 15 18 20 21 Fahrettin Dündar Hafi Seyhan Suat Özengil Cemal Civan Adil Barutçuoğlu Sabri Tamert M. Emin Rifat Kovancı Rifat Atasoy Sabri Ertân Ekonomi Bakanlığından: 1 — Vekâlet kalöriferleri için alımacak olan «275> ton Sömikok ı'nkk Antra- sit» kömürü kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. 2 — Muhammen bedeli <7975> liradır. 8 — İstekliler bu işe aid şartnameyi bilirler. Wekâlet Levazım Müdürlüğünden ala - 4 — Eksiltme 20/10/937 tarihine rastlı yan Çarşamba günü saat «l0» da Anka- rada İktssat Vekâleti binasında toplanacak olan komisyonda yapılacaktır. 5 — Muvakkat teminat bedeli <598,25» beş yüz doksan sekiz lira yirmi beğ ku- rüştür. 6 — Eksiltme «2400. numaralı kanüna tevfikan yapılacaktır. 7 — İstekliler teklif mektuplarını ihale günü saat ona kadar makbuz mukabi- hnde komisyon reisliğine vereceklerdir. Posta ile gönderilecek teklif mektupla- rının iadel! taahhütlü olması ve nihayet bu saate kadar komisyona gelmiş hu « lunmasi Jâzımdır, İhale ssatınden sonra gelecek teklif zarfları kabul ed'lmiyecoği gibi postada vaki sak gecikmeler de kabul edilmi yecektir 8 — Bu iş hakkında fazla izahat almak istiyenlerin Vekâlet Levazım Müdürlü- ğüne mürocast etmeleri. Hava Yolları Idaresindan : 5/10/927 «Dahil» gününden itibaren; <3722, «BT7L Devlet İşletme A — Cumartesi günleri - Ankaradan - İstanbula yolcu tayyaremiz Bankalar Caddesi P. T. den otobüsümüz B — Cumartesi günleri hariç - Haftanın diğer günlerinde İstanbuldan Ankaraya Karaköy P. T. T. den idare otobüsümüz hareket edecektir. Sayın yolcuzarımıza ilân olunur.