10 Sayfa şanın son günleri Yazan : Arif Cemil Cenevredeki komiteden gelen yeni şifrelerde Tahliryana verilen mühletin bitmek üzere olduğu bildiriliyor ve biran evvel Talât paşanın öldürülmesi isteniyordu Gene bir gün ayni telâş ve korku yüzünden odasının camını kırmiş ve kırılan cam parçaları ellerini kesmişti. Bu yüzden bir kaç gün elleri sarılı gez- di. Cenevreden gelen yeni talimat Tayliryan cürüm şeriki Zaharyandan şeni haberler aldı. Cenevredeki Ermeni ihtilâl komitesi merkezinden gönderi- len şifreli yeni bir emirde katil için verilen mühletin bilmek üzere oldu - ğundan bahsedilerek Tayliryana işin bir an evvel başarılması hatırlatılıyor- du. Zaharyan bu şifreli emri Tayliryana uzatarak: — Buna ne cevap verelim? diye sor- iryan kâğıdı başınldan — sonuma kadar akudu. Ondan sonra dedi kı: — Bu sabahki kaza olmasaydı, işi hemen yarın bitirirdim. Fakat, ellerim böyle ılı oldukça cesaret edemem. Ya rovelverimi iyi kullanamazsam ne oluruz? Onun için üç dört gün daha bekliyelim, Zaharyan: — Fakat, dedi. Merkezimizden gelen bu yeni şifrede senin Tirarın için tahsis | edilen on bin markın hazırlandığı ve paranın ne zaman istersen Berline havale edileceği yazılı. Para Paristen gönderileceği için gçnerkezimizi vakti-| le haberdar etmek lâzım. Bu mesele bakkında ne dersin? | Şimdilik hiç bir diyeceğim yok. a kat'i kararımı size bili Bundan sonra üç şerir komitecilik işlerine dair derin mübahaselere dal- dılar, Uzun seneler devam eden men- fur faaliyetleri ünden bütün Er - meni milletinin rahat ve huzumnul bozmuş ve Ermeni milletini felâketten felâkete sürüklemiş olmakla kanaat etmiyen Ermeni ihtilâl komiteleri, Ermeni milleti için yeni felâketler ha- zırlamak emelile hariçteki mesailerini , gittikçe arttırıyorlardı. ! İttihat ve Terakki meşrutiyetin ilâ- nından sonra Osmanlı devleti içinde yaşayan yabancı unsurlar arasında en evvel Ermenilerden yardım - umdu. | Türk ve Ermeni m Ti arasında bir| zamanlar asırlarca devam etmiş olan iyi münasebatı yeniden canlmd:rabile—f ceğini zannetti. Şüphesiz, ecnebi dışv-W letler tarafından çevrilmiş ve çevri. -| mekte olan entrikalar bu iyi münase- betleri pek ziyade bozmuştu. bozukluktan istifade etmeğe çalışanlar adetleri pek az olan bir t perestler, müfrit düşünceliler ve ma- ceraperestlerden sibaretti. Ermeni ihtilâ telerinin ayrılma harekâtının sahteliği ve siyaset noktai nazarından gayri ahlâk! olduğu münev- ver Ermenilerin ekse biliniyordu. Osmanlı inkişafa mazhar olan Ermeni Ş Zziraat erbab: da Ermeni komitelerinin yıkıcı faaliyı in aleyhinde idiler. İttihad ve Terakki bunu nazarı dik- kate alarak Ermeni komiteleri içinde en muntazam teşkilâta malik bulunan 'Taşnak komitesile anlaşmak istedi, Taşnakcılar buna razı oldu! ve Terakki ile bir ittii işde İttihad xve Teral ş ni uysallık gösterdi. Türk meb'usan mec- Jisinde ve âyi alıklarında Ermenile- | rin nüfuslarına nisbetle çok fazla nam-ı zedlikler kabul İş bununla da ka rakki umumi af i Abdülhamid devri işlemiş olan ve £ nadı. İttihad ve Te- n edildikten sonra 1öe birçok cinayetler miftelere mensub bu- Junan ihtilâlcilerin de Türkiyeye dön- melerine ses çıkarmadı. Bunların ara- sında Pys ihtilâlci Ermenilerin de 'Tür- kiyeye girmelerine müssaade etti. Maatteessüf, İttihad ve Terakki Er- menilere karşı takib ettiği niyet ve maksadlarında ne kadar samimi olduy- fük göstermekten ger: durmadılar. Sah- ( ne bir Ermeni istiklâli mefküresine sa- lan Taşnakcılar, meşrutiyet idaresi- nin gösterdiği kolaylıklardan istifude ederek o mefküreyi hakikatleştirmeğe azmetmiş görünüyorlardı. Hürriyet şarabile başları dönen di-| şüphelerle kıvranmaya başladı. Niha- ı, SON POSTA| | nın ı!l TARİHİ | TEFRİKAS — 102 — B M Razim Özgen || ç | l - !ı S üdabe geceyi şiddetli ıstıraplar içinde geçirdi. Ertesi sabah Siyâveş'in gelmesi ümidile süslendî ve beklemiye başladı Fakat akşamın yaklaştığını görünce| derhal payitahta gönderilmesini bildir- içinde yalnız müphem bir hatıra kaldı. di, O zaman, bu hâdisenin neticesinden ğer Ermeni komiteleri de aynı yolu Lrlycl, acı bir hayal sukutu ile karşılaştı- kibe başladılar. Tercihan Taşnakla bir/ğını anlayınca, üstündeki elbiselerini anlaşma yapıldığına kızan Hinçak ko-| yirttı. Vazolardaki çiçekleri ayakları- Rüstem.. hükümdardan aldığı mektu-| memnuniyet duymiya başladı. Oğlu İs- bu okuyunca beyninden vurulmuşa| fendiyar, artık rakibsiz bir veliahddı. döndü; fakat biraz sükünetle düşünün- mitesi de müfret bir meydana atıldı. Bu ihtilâl komiteierine Ermeni kilise, mekteb ve cemaat me- murları vesaire de iltihak etti. Ermeni ihtilâl hareğâtını umumileştirmek için elbirliğile çalışılmağa başlandı. Bir gün Talât paşa bu ahvali anlatır- ken o zamanki vaziyet hakkında demiş- ti ki: — Düşününüz: Ermeni teşkilâtı, dev- let içinde devlet gibi yaşamaları yetiş- miyormuş gibi, kendilerine İttihat ve Terakki tarafından verilen imtiyazları da cemiyetin bir zaafı gibi telâkki etti- ler ve Taşnakcılar, Hinçakcılar, papas- lar, hocalar ,muharrirler ve artistler hararetli bir propagandaya giriştiler. Bu propagandada öyle cesurâne hare- ket ediyorlardı ki böyle bir hal ancak meşrutiyetin ilk senelerinde Osmanlı devleti tarafından gösterilen mürama- ha sayesinde vücud bulabilirdi. Ermeni mMatbuatı, kilisesi, tiyatrosu ve mektebi bu propagandaya açıktan açığa hizmet ediyorlardı. Hiçbir gazete makalesi, hiç bir papas vaazi, hiç bir tiyatro piyesi, hiçbir konferans yoktu ki onda Ermeni | istiklâli mevzuu bahsedilmesin. (Arkası var) Nöbetci ğ Eczaneler Bu gece nöbetci olam cczaneler şutılar- dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım). Alemdarda: (Ab- dülkadir), Beyamıdda: (Cemll), Samat- yada: (Ridvan). Eminönünde: (Aminns- ya). Eyübde: (Arif Beşir). Fenerde: (Vi- tall), Şehremininde: (Nâzım)., Şehzade- başında: (. Hakkı). Karagümrükte: (Su- ad). Küçükpağarda: — (Necati Ahmed). Bakırköyünde: (İstepan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Galatasaray). Tü- nelbaşında: (Matkoviç), Galatada: (İki. yoD. Pındıklıda: (Mustafa Nail), Cum- huriyet caddesinde: (Kürkciyan), Kal- yoncuda: — (Zafiropulos). — Firuzağada: (Ertuğrul). Şişlide: (Amm). Beşiktaşta: (Süleymat Receb). Sarıyerde: (Osman). AŞÇIBAŞI markalı LÜKS ve EKSTRA MAKARNALAR En Iyi makarnalardır. Siparişlerin doğruca fabrikaya verilmesi rica olunur (Dr. A.K. KUTİEL Karaköy Topçular cad. 37 Düzeltme ihtilâlci olarak nn altına atarak çiğnedi. Hazırladığı| |disinden mi kaçmıştı? İçinde böyl şarap tepsisini pencereden bahçeye fır- lattı. Sonra, yatağına atıldı, gözlerin- âen yaşlar boşandı. İnleye inleye ağla- Südabe, geceyi şiddetli ıstıraplar i- çinde geçirdi, pek az uyudu. Uyuduğu zamanlarda da kâbuslarla çırpınıp dur- du. Sabaha kadar azap ve işkence ha- yatı yaşadı. Kraliçe.. sabahleyin gene ümitlendi. Siyâveşin bugün gelebileceğini düşü - nerek biraz müteselli oldu. Gene süs- lendi. Gene odasını çiçeklerle süsletti. Gene şarap hazırlattı. O gün de harem dairesinin tenha kalmasını emretti. Bekledi. Bekliyerek ateşler içinde yan- dı. Delikanlının geleceğinden ümidini kestiği zaman en emin ol: üğü cariye- sini çağırdı. Ona, gidip Siyâveşi ara - yıp bulmasını.. gelmemesinin sebebini sormasımı.. kendisini büyük bir sabır- sızlıkla beklediğini söylemesini emret- ti. Südabe, cariyesinin avdetini gâh ü- Mit tesellileri, güh ümitsizlik ıstırapla- rı düyarak bekledi. Cariye onu rzem- nun edecek bir haber getirmedi, O, Si- yâveşin dairesine uğramış.. odasının cariyelerinden — delikanlıyı sormuştu. ce, hele meseleyi babasile müzakere e- dince işin içinde kadın parmağı oldu- ğünü anladı. Şehzade, kralıçenin ifti- rasına uğramıştı. Niçin? Baba oğul, bu «niçin» e cevab bulabilmek için çok dü- şündüler, Nihayet, Südabenin , kendi oğlu İsfendiyarı veliahd yaptırmak i- çin bu çaraye başvurduğuna kanaat ge- tirı Siyâveş meselesi, Zâlin ve oğlu Rüs- temin hükümdarla aralarını açtı. On- lar, Siyaveşin Zabulistana gelmediğini bildirdikçe Keykâvs aldığı cevablara i- * Aradan on sene geç'i. İstendiyar yir- mi beş yaşına girdi. yaveşi Zabulislana getirmiş. Rüstem de Givi kürtararak memleketine dön- emin o sıralarda payitahta uğra- ması, hükümdarı ziyareti, aralarındaki eski gerginliği epeyce hafifletti; fakat Keykâvs, birkaç sene sonra Siyaveşin Midyadan kaçtıktan sınra Zâl ile Rüs- temin yanına gittiğini.. orada müsteâr bir isimle yaşadığını haber alınca, hid- detinden köpürdü, Aralarında yeni bir Onlar, şebzadenin iki gece evyel atına atladığını, bir uşağı ile beraber dzire- sinden çıkıp gittiğini.. hâlâ avdet etme- diğini söylemişlerdi. Kraliçe, bu haber önünde, bir müd- |det, şaşırdı kaldı. Siyâveş, birdenbire, jnereye gitmişti? Bir işi mi çıkmıştı da ansızin bir tarafa gitmişti? Yoksa, ken- bir şüphe uyanımca çileden çıktı. Onu eline geçirmişken, ne için vaadına kanmış, aldanmıştı? Südabe, o geceyi de ıstıraplar geeil.rdi. Sabah olunca cariyesin: yâveşin dairesine gönderdi. Şehzade avi .' etmemişti. O halde, o gene Rüs- temin yanına gitmişti. Genç kadın, delikanlının bu istiğna sımı tahammül edilmez bir hakaret te-| lâkki etti. Gururunun bütün isyaı I > gene — Benden kaçıyor, öyle mi? Dedi. Fakat düşünmeye iüzum gör-| meden kocasının odasına gitlti. Key - vs, uykudan yeni uyanmıştı. Karyo- (lasında ayaklarını üzatmış. yan tara - | fında duran masadaki şarapla mahmur- luk gideriyordu. Südabe., dört gün evvel, rahatsiz yatarken şehzade geldiğini. | odasında | Siyâveşin | « kendisine hücum etmek is-! ğina rağmen kendi-! ini sonra iki cariye-| sinin yardımı ile delikanlıyı ettiğini.. sevgili kocasını memek için bu rezaleti kat şehzadenin, işin gizli 1 gör- mesinden cesaret alarak kendisine kar- şı yeni bir hakarete kalkışacağından korktuğu için haber vermek mecburi- yetinde kaldığını anlattı. .Keykâvsz, karısını dinlerken kadeh kadeh şarap içti. Südabenin anlattığı şeylerin önünde, bir kaç defa, dişlerini gıcırdatarak, yumruklarını sıkarak; — Vay alçak evlâl! Analığının na - musu ile oynamıya cür'et eden rezil! Diye bağırdı. Karısı, sözünü bftirip de sarsıla sarsıla ağlamıya başlayınca: — Südabe! Kendini üzme güzelim! yapacağımı ben bilirim. Diyerek ayağa kalktı. Çabucak gi- yindi. Harem dairesinden çıkıp gitti. * Keykâvs.. Siyaveşi şehirde arattı. Bulamayınca, Zabulistana, Rüsteme Dünkü nüshamızda çıkan Merkez Ban -| mektub yazdı. Oğlunun ,analığına kar- kasının 11 - 9 - 907 tarihli vaziyotinde eç -| Şi ne süretle hareket ettiğini anlattık- ham ve tahyilât — cüzdanının 548. 30) yazılmıştır. Düzeltiyoruz. - €M fıkrasi|tan sonra bu fenalığın mes'uliyelini o- sa Taşnakcılar da o nisbette iki yüziü-|(38, 108. 364. 30) yerine — sehven (3â. 108. nun verdiği terbiyeye yükletti ve böy- le bir alçağın, cezasını görmek üzere nanmıyor.. oğlunu gizlediklerini, hi- maye ettiklerini iddia ediyordu. Hü- kümdar, son mektublarında Zâl ile Rüstemi tahkire, tehdide kadar vardı. Onlardan da ağır mukabelelere uğradı. Aylardan sonra Siyaveşin Midyada ol duğu haber dığ: zaman, hükümdar- la baba oğul ini o kadar kır- mışlardı, ki.. kırılan kalblerini tâmire imkân kalmamış Südabe.. o zaman, mahrumiyetinin a-|zendran ordusunun hududu geçerek cısını unutamadı. Siyaveşin aşkına ka- İran arazisine girdiği haberi geldi. vuşamadığına yandı. Aylar geçince aş-| Keykâvs, bu haber karşısında, Rüstemi kının harareti azaldı. Delikanlının,| ve Siyaveşi unuttu. İsfendiyarı Mazen- gözlerinin önünden ayrılmıyan hayali| dran ordusuna kâarşı gönderdi. karardı. Siyaveşin mevcudiyetinden, (Arkası var) T. C. ZİRAAT BANKASI İSTANBUL ŞUBESİNDEN: Hangar yaptırılacak İkisi Halkalı Ziraat mektebi arazisi dahilinde ve biri Yeşilköy Tohum Islah İs- tasyonunda olmak üzere beheri 52.5<7.5 eb'adında üç aded ahşab hangar yap- tırılacaktır. Çatıları kiremidle ve cepheleri oluklu saçla kapanacak, direklerin temelleri beton olacaktır. Muvakkat teminat akçesi maktuan 800 lira, kat'i temi- nat akçesi ihale bedelinin 96 15 şidir. Taliblerin bu gibi işleri yaptıklarına dair vesaik ibraz etmeleri lâzımdır. Şartname ve projeleri görmek ve işi almak istiyenlerin teklif mektublarını vermek ve muvakkat teminat akçelerini yatırmak üzere nihayet 22 Eylül 1937 Çarşamba günü saat 16 ya kadar Ziraat Bankası Müdiriyetine müracaat etme- Teri ilân olunur. DAiMON Fenerleri Meraklılarına Müjde: 200 ilâ 600 metre ışık veren DAİMON Fenerleri gelmiştir. İyi oçık almak İçin yalnız DAİMON Pilleri ile DAİMON Ampullarını kullanınız, ve her yerde DAİMON markasına dikkat ediniz. muhabere kapısı açıldı. Hükümdar, oğ- lunun kendisine teslimini istiyordu. Rüstem, vermemekte israr etti. Key- kâvs, bir taraftan karısının da tahrikâ- Üle alevlendikce alevlendi. Oğlu İs- fendiyara, bir kuvv hazırlamasını, Zabulistana gitmesini, Zâl ile Rüstemi te'dip eltikten sonra Siyaveşi yakalayıp irken, Ma- Inhisarlar U. Müdürlüğünden: 1 — Bitliste inşa edilecek" Atölye binası kapalı zarf usulile eksiltmeye kanule uştur. mıllŞlî Eksiltme, 21/1X/$0T tarihine rastlıyan Salı günü saat 15 de Kabataşta İnhisarlar levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır. Hi — Keşğif bedeli 39025.02 lira, muvakkat teminatı 2926,88 liradır. IV — Keşifname, Şartnamo, Proje ve sair eksiltme evrakı 196 kuruş muka- bilinde İnhisarlar İnşaat Şubesinden, Ankara ve Bitlis İnhisarlar Başmüdürlük- lerinden alınabilir. V — Eksiltmeye iştirâk edeceklerin Nafla Vekâletinden verilmiş müteahhit- lik ruhsatnamesini haiz bulunmaları, bizzat Mühendis ve Mimar olmadıkları tak- dirde bunlardan bitisiyle müşterek olmaları voya işin sonuna kadar mes'uliye- tini deruhte edecek bir mühendis veya mimar istihdam etmeleri ve vesikaları- nı İnşaat şubesine ibraz ederek bu işe girebilmek için oradan ayrıca vesika al- maları lâzımdır. VI — Mühürlü teklif mektubu, kanuni vesaik ve eksiltmeye iştirâk vesikasiy- le muvakkat teminat akçesini ihtiva edecek olan kapalı zarflar eksiltme günü en geç saat 14 de kadar adı geçen Komisyon Başkanlığına makbuz mukabilinde verilmiş olmalıdır, «B: :5870>