1 Yazan: SELAMİ İZZET : Bir genç kız, kalbinin. esrarı-| Gönül de Allah için güzel kız. Bunun © ai kolay kolay açığa vuramiyor. Kendiliçin kabul ettiler. Şimdi Gönülün gü- kendime dö kıziyorum. Neden a sanki) zelliği ile övünmek sırası onların. «Ba- durup dinlenmeden kendi kendime 4-İki Türkiyenin en güzel kizını aldı...» i cınıyorum?.. «. İbunu söylemek zevki onlam izdivaca ğ Hem Mazlürmü seviyorsam, kader delrazı etti. Yoksa oğullarına kimin kızı- beni hırpalıyorsa kabahat bende mi?..İni alamazlardı. Gönül içtimai mevki i- re ee ne suçum >: tibarile bulunmaz bir Hind kumaşı de- çum yok, günahım ancak ğil. Nihayet dul bir kadının kızı, Mal herkese verdiğim öğüdü biraz da ken-| diye de are iki kırık dükkân;, dim tatbik etsem olmaz mı?. Bernayı Balıkpazarında dört mağaza, Kuledi. kapisi va onun kadar Meyus| binde de bir viran spartımanı var. An- : le babamdan kalan maaşı il - « Unutmağa gayret et, unut» dedim. De Vi ü. Ni eril (© Mazlüm derdini döktü, onu teseiliye| yor,“ EEE YEL e a seam ve ona da ayni şeyl: tevşiye Bayan Sözerle Gönül, gelin kâynana > efsanesini iflâs ettirecek mahiyette. © mm ma Beyan sl bedi a li ; d Zek *İ görüyor ve kolti rın? rtıyor. Gö- şe) ven alli gayret, etsem, | sülün üstüne ütriyor. Bir ana kızını ah- ; Yirmiyi aşan bir kızım, daha ne ka- cak bu kadar sever. Bir dediğin. İki et- dar zaman yanıp yakılacağını? Daha | 7iYor. Öyle ya, mademki gelin kayna- an yamp Yy ğını : nice bu meyus ohalim < devam) 789nın üstünlüğünü farkediyor, ona GE? > “Ne zain hayattan lâyık bir kadın olacak demektir. Bayan Sözere sorarsanız, Türkiyede bir tek a- zevk oalacağım?... Yer yüzünün tadını ne zaman çıkaracağım?...| vukat var: Oğlu Baki. Esasen daha ev. lenmeden evvel: Bu yaptığım, gençliğimi inkâr elmek- © « ten başka bir şek değil, gençiiğimi an-| — Oğluma varacak kıza ne mutlu! lamadım, çocukluktan -ihtiyarlığa geç-|der dururmuş. " Bütün bunlar âlâ ve mükemmel, Ye- tim. Gençliğin ne olduğunu, gençlik zevklerini, duygularını bilmiyorum... İni karı kocanın istikballeri parlak gö- rünüyor. Kardeşim namma seviniy Bazan böyle düşünüyorum, sonra y kendi kendime: rum. Çok sevdiği hürriyetin: elden ka- » «Aşkım en büyük zevkim diyorum;| çırdı ama, buna mukabil -ben de dahil- yer yüzünde Mazlüma beslediğim sev-| bin bir kızın hasret çektiği bir saadete da kadar güzel, ulvi bir şey yoktur.» kavuştu. Filvaki bu sevgi beni perişan edi - yor, bedbaht ediyor, fakat bu aşkım ol- masa yaşıyabilir miyim? «Hayır... Öyleyse?.» * Gönülle kocası geldiler, yeni apar « | tamanlarına yerleştiler, İ Bayan Sözer, Bâkinin annesi, onlar burada yokken güzel bir apartıman tuttu, döşedi, dayadı, Zevkli kadın, gör- gülü kadın, fevkalâde zeki ve anlayışlı, sapına kadar monden.. Anneme: , — Bana yardım ediniz de çifte kum- rularm yuvasını hazırlıyalım, dedi, | Oğlu ile gelininin oapartımanına Yuvası» diyor. An- * Mazlumdan daha sık mektup alıy: ruz. . Mektubları evvelâ ânnem okuyor, sonra bana veriyor... Mektubların çoğu anneme hitaben yazılmış ama, benim için yazılmış olduklarını anlıyorum. Demek beni unutmamış, yalnız unut » mamış değil, hatırlıyor da... Mektubları tekrar tekrar okuyorum. Mazlum oradaki hayatından bahsedi- yor; çok memnun görünüyor. «Asker- liğin tadını asıl şimdi anladım» diyor, Mazlumun mekiublarına ben cevab veriyorum, Annem; — Mazluma cevab vermek lâzım ge- lince sen benim kâtibliğimi edeceksin! dedi. «Çiliç Kumrular siz benim yardımıma iz, dedi. İstediğiniz gi- Arkası var) bi, istediğinizi t apınınız.... 2 İç Ve itiraf etti; N Eski komiserler — Doğrusu ben biraz eski zaman ka. « dınıyım, buğü bu hem bilmi- yorum, görüp bildiklerim de benim ho- i is şuma gitmiyor. Onun için siz varken e Memur edildiler Apartıman döşendikten sonra Bayan | Sındırgı (Husus) — İki buçuk üç ay Sözerle gidip gezdim ve anneme haklevvel Bigadiçte Boşnak kızı denmekle z e erir üslübu beğen- maruf Hatice öldürülmüş ve cesedi Bi- | liği eğil, işe karışmadığı i dakika mesafede eki | için. Ablamın mala Redmi a | padiçin e De e ri © © Tübun en güzel şekillerini intihab ede- tarlalarının. birinin içerisinde» tesadü- Tek cidden nefis bir yuva kurmuş. Bü- ea işi Bm yoğun ei sl © tün döşemeler, son asrın son zaman üş-|lâ bulunamamıştır. Bigadiçte müallim Jübunun, bütün küstahlığının bir sen-| Nazifin kızını öldürenleri bulan eski tezi... Ama zarafeti münakaşa kabul et.| polis kosimerleri ve şimdi nahiye mü- miyecek derecede... Her şey rahat ve|dürlüğü yapmakta olan Bay Hüsnü ve kullanışlı ama, her şeyde san'at gözet:l-| Bilgi şimdi de bunun katilini aramak - miş. *adırlar, Tabii Gönül görünce sevincinden de- li oldu. Bir iki ufak tefek müstesna, her şeyi beğendi, takdir etti, hayran oldu ve kabullendi, y © — İlk defa kaynanasının şörefine bir zi- yafet çekti. Artık kaynanasının halini, tavrını taklide uğraşıyor. Bizi beğen- © miyor artık, Doğrusunu istersen'z, biz geçimi rahat burjuva sınıfındanız, Sö- zerler ise yüksek mand tabakasına mensub. Gönül âradaki farkı gördü ve bizi bırakıp onları taklide başladı. | Meşhur misaldir: Kestane kabuğundan | çıkmış da kabuğunu beğenmemiş der- ler. Hoş, bu söz doğru olmasaydı, te- rakki ve medeniyet olmazdı. Yeni bir işe Nöbetçi Eczaneler Aksarayda: (Ziya Nor). Alemdarda: (Eş- Tef Neşet). Beyamdda: (Haydar). Ba- matyada: (Eroflios;. Eminönünde: (Be- şir Kemal). Ryübde; (Arf Beşir), Fe- nerde: (Emilyadi). Şehreimininde: (Nâ- zim). Şehzadebaşında: (Üniversite). Ka- ragümrükte; (Kemah. Küçükpazarda: (Hulüsi). Bakırköyünde: CHUAD, Beyoğlu cihetindekller: İstikiâi caddesinde: (Galatasaray). Tü- Şimdi hat rum, Sözerler onu ge-İ| nelbaşında: (Matkoviç). Galatada; (İki- İlin diye pek çabuk kabul ettikleri içinİ| Zapyeç saddemdn ürken) O bile şaşmazdı. Ona sorarsan yoncuda: (Zafiropules). o Firuzağada; — Annesile babası pek istemediler, | dertuğrun; Şişilde: (Asım). Beşiktaşta: *Nall Halid), Sarıyerde: (Nuri), Aaa ve Kartel cihetindekiler: Bana kalırsa, Sözerler -çok zengin|| Üsküdarda: « yep - se ve oldükları için. paraya pula bakmadılar, yi yestemi (TaDAŞ),, e fakat Bâki beni öyle seviyordu ki, 15. rar etti de evlendik, diyor. sadece gelinlerinin güzelliğini SON :POSTA GASPORSE, Sekizinci Balkan atletizm oyunları Bugün Bükreşe hareket edecek atletlerimizden muvaffakiyet bekliyoruz Sekizinci Balkan oyunları, ba geldi, ha gelecek derken, nihayet hakikaten geldi çattı. Balkanlı atletler, iki gün sonra İlk defa Bükreşte karşılaşacaklar. Mevsim zarfında her vesile ile yapr- lan büyük küçük bütün müsabakalarda dikkate değer neticeler elde edemiyen atletlerimiz, on beş gün evvel Macarlar- Ja yapılan müsabakalarda azami formla- rını ortaya koyan derecelerile bize haki- ki vaziyetlerini göstermiş oldular. Bazılarının formlarından düştüğü, ba- zılarının da daha iyi forma doğru gitiik- leri o günden bugüne kadar da gene on beş gün gibi bir zaman geçti. Son günlerde büyük bir dikkat ve ih- timamla hazırlanan atletlerimiz, ümid ve temenni ederiz ki bu kısa zaman zar- fında en yüksek derecelerine vâsıl ol muşlardır. Bugüne kadar müsabakalara iştirak etmiyecekleri kat'i şekilde söylenen Yu- göslavların Balkan oyunlarına girmiye- cekleri tahakkuk ederse, bizim için kuv- vetli bulunduğumuz müsabakalarda da- ha iyi dereceler elde etmek imkânı bir parça artmış olacaktır. Yugoslavların bırakacakları boşluklar rın bir kısmı Yunanlılar ve Romanyalı- lar tarafından doldurulurken bü arada bize de bazı dereceler isabet edecektir. Balkan oyunlarında belli başlı rol oy- nıyan Yugoslavların ikincilik yeri ya Romanyaya ve yahut ta bize kalacağına göre atletlerimizin bu nazik noktayı na- Zarı dikkate alarak fazla gayret sarlet- meleri lâzımdır. İKendi topraklarında yarışacak olan Romanyslılar şayed bu müsabakalarda, her seneden daha iyi derece almuk su- retile ileri atlıyacak olurlarsa, seneler- denberi peşini kovaladığımız üçüncülük doğrudan doğruya bize kalmış olacaktır. Sekiz senedenberi ilk defa slacsğimiz bu üçüncülük yanında hesabımıza bir kaç ta güzel derece kaydedilecek olursa Balkan oyunlarından şerefle dönmek ilk defa bugün yola çıkan takıma nasib öla- caktır. Balkan oyunlarının ortaya çıkardığı heyecinın artık içini, dışını bilen atlet lerimize hayirli yolculuklar dilerken, renklerimizi temsil edecek olan milli ta- kıma da muvaffakiyetler temenni ederiz. Ömer Besim Balkanlar arasında serbest güreş baş pehlivanlığı İstanbul Halkevi, Cumhuriyet bayra- mında Balkan milletleri arasında bir serbest güreş başpehlivanlığı müsabaka- $i tertib etmek üzere büyük bir teşebbü- se girişmiştir. Yugoslav, Romen, Yunan, Bulgar ve Türk başpehlivanlarının gitecekleri bu müsabakaların büyük bir ehemmiyet kazanacağını nazarı dikkate alan müte- şebbisler, şimdiden hazırlıklara başla. mışlardır. Bundan evvel de esasen 10 ve 11 eylülde Türkiye başpehlivanlık müsa- bakaları yapılacaktır. Alman ordusu Fransa Hududunda büyük (Baştarajı 1 inci sayfada) Taftılar ki bir cenebi dil dersinden dola- yı ikmale kalmış yirmi talebeden ikmal imtihanında ancak bir tanesi muvaffak delerine göre, bunlar diğer derslerinden de hep İyi numarâlar almışlardır. Gene ba mektebiilerin iddialarına nazaran ho- dırlar ve hocalarından da şikâyetçi gö- rünüyorlar. Acaba, hakikatte dedikleri şeyler doğru ve kendileri de mağdur mudurlar? Bunu bizim bilmemizin imkâ- men hakları vardır. Bunu bilmek bizce gayri mümkün olmadığı için bu mesele- yi bu bakımdan mülalesya lüzum gör- müyoruz. Fakat, şu kısa ömür içinde ve bu uzun tahsil müddetinde bir sene daha ayni si- nıfta okumanın, hayat bakımından bü- yük bir mesele olduğu muhakkak bulur» duğu için bu mesele üzerinde, sırf akâ- demik bir bahis ve bir prensip meselesi olarak, uzun uzadıya durmaya mahal ol- duğuna kaniiz. Bahsin tetkik edilecek iki noktası vardır. Biri şudur: Acaba, bir mektebin her hangi bir muallimi, herhangi bir sebeb- den dolayı bütün ders senesi içinde an- cak kısa bir müddet derste bulunursa - ki bu gibi hâdiseler bizim mektebleri- mizde dalma görülen şeylerdendir - ta- lebe, o seneki programı yapamamış ol- maktan dolayı, imtihanda mümeyyizlere karşı mes'ul tutulmak lâzım gelir mi, gelmez mi? Bizce talebenin bundan do- layı mes'ul tutulmamaları icab eder. Bu takdirde, o seneki programa göre talebe- nin noksan kalan malümatını tamamla- mak için, maarif nizamlarımız, bizde şimdiye kadar mevcud olmıyan o başka bir usule müracaat etmelidirler, Bu usul de, ertesi seneye yapılacak herhangi bir saat ilâvesi yolile eksiği tamamlamak olabilir. Bundan fazlasını yapmak - hak- hılık veya haksızlık bahsi burada bahis mevzuu olamaz - buyünkü terbiyeciliğin ruhuna münafidir. Hiç değilse biz bu fi- kirdeyiz, İkinci nokta da şudur: Liselerde oku. (Baştarafı 6 inc: sayfada) retle... Tam etrafımla oyalanıp ta kor- kularımı unuftuğum sırada, birden yü» veğim ağzıma geliyor: Çünkü bizim tây- yarenin kanadı, klavuz tayyarenin kana- dina dokunuyor. Bu çarpışmayı hafif atlatıyoruz. Atla- tıyoruz atma, bizim pilot, bu kazadan sonra aklını başına devşirip uzaklaşaca- ğına, ona tekrar sokuluyor ve kanadlar, bir defa deha sürtüşüyorlar, Önümdeki saate bakıyorum: 160 kilo- Metre sür'atle uçuyoruz. Diğer tayyarecilere bakıyorum: Hepsi- nin sırtlarında paraşütleri var, Maazallah, bir kaza koparsa, koca filo- dan karaya sağ inmiyecek bir ben va- rım, Hem, paraşütsüz havaya çıkmak, şem- Bu yerd , am başvekili| Tayyarelerin birdenbire çil yavrusu Musolininin de hazır bulunacağı kuvvet, | 8'Di dağılmaları, ve birbirlerinden uzak- laşmaları, beni bu vehimlerden kurta- riyar, Uçuşlar tamamlandığı için, meydana iniyoraz. Tayyarenin inişi de, her alçalış kadar tatsız. Tayyare alçalırken öyle ya- na yatıyor ki, kendimi çözdüğüme piş- man oluyorum. Yükseklerden inerken, tıpkı yüksek makamından azlolunmuş bir memur gibi insanın başı dönüyor! Karaya iner inmez, pilot Hilmiye, tay- yarenin önündeki cam boruyu gösteri- yorum, — Bizim motörün suyu fena kaynamıştı! Değerli pilot, gülerek verdiği cevabla, yanın mühim merkezlerinde hazırlıklar! yapılmaktadır. Daha şimdiden birçok yerlerde taklar kurulmağa başlanmıştır. Fransız ve İngiliz ordularının manevraları Londra, 2 (A.A) — Royter bildiriyor: Bu ayın 9, 10 ve 11 inde Frünsa büyük erkânıharbiye reisi general Gâmelinin de huzurile cereyan edecek olan İngiliz ordusu omanevralarında (bulunduktan İ sonra, İngilterö harbiye nazırı 13 eylül- de Fransaya geçecek ve Normandiyada icereyan edecek olan Fransız ordusu mas nevralarında hazır bulunacaktır. Harp- ten Sonra ilk defa olarak bir İngiliz har- biye, nazırı Fransız manevralarında res men hazır bulunacaktır. halde Galâta Rıhtım üzerinde yaptırılacak İlatlar isabetli görülmediğinden bura 14 de tekrarlahacağı ilân olunur. poem Dil noksanından sınıf dönen lise talebesi olmuş, diğerleri dönmüştür. Kendi iHa- calarından bütün senede ancak iki ay kâdar ders görmüşler. Eğer işi bu çocuk- lara soracak olursanız, onlar hep haklı- Havada bir röportaj İda... Yazık oldu. İstanbul Liman İşletme İdaresinden: «51817» Yanlarin, münhasıran yabancı dildeki noksanlarından dolayı dönmeğe mah küm edilmeleri doğru mudur, değil mis Gir? Biz bü suale «hayir» cevabını veri" yoruz, Tecrübe ile sabittir ki liseler, s0 de bizde değil, her tarafta, - eğer sırf dil öğrenmek maksadile kurulmuş hususi müesseseler değlise « talebeye dil öğre | temiyorlar. Bu mektebler, yalnız bir hâ- gırlık ve umumi malümat müesseşeleris dir. Yalnız ecnebi dildeki noksandan do layı talebenin döndürülmesi caiz ol maz, Dil öğrenmek biraz da, hususi bit meyil ve istidad meselesidir. Diğer ders- lerinde çek iyi olan bir talebe, resimde, musikide olduğu gibi, dilde de bazan lü“ zumundan fazla geri kalabilir. Bu, onun dönmesini mucib olmamalıdır. — Ya üniversite? denilebilir, Bilhassa bizim memleketimizde yabancı dil bilmis yenin dürüst bir üniversite tahsili yapa» mıyacağına göre oraya girecek talebenin. bir yabancı dile bir dereceye kadar «sa hib» olması iktiza etmez mi? Böyle bir. | sual variddir ve haksız değildir. Fakat, buna karşı da şu tedbir kullanılabilir: Li- se şehadetnamesini gösterip ve baka lorya yaparak üniversiteye girmek isti yenlerden muayyen bir derecede bir dil bilgisi istemek. Böyle bir mecburiyet, bizim memleket için, çok zaruridir; fa- kat, bir mekteb talebesini, bilhassa di- »ğer derslerde iyi olduğu zaman, sırf ya- bancı dil noksanından dolayı döndür- menin - hak ve adalet bakımından de gil - sırf şu asrın çetin hayatının umumi şartlarına intibak etmesi elzem olan ter- biyecilik bakımından doğru olmadığına kailiz, Bahsettiğimiz müracaat vesilesi, bu fikrimizin yazılmasına vesile vermiş ol- du, Üst tarafı kültür erkâniharbiyesinin bileceği işdir. Belediye Emirgânda bir çocuk bahçesi yaptırıyor Belediyenin Emirgânda yaptıracağı çocuk bahçesi en yeni şekilde olacak - tır, Bu iş için Emirgânda metrük cami yanındaki karakol binası yıkılacak, yâ nındaki arsa istimlâk edilecektir. beni, havada duyduğum vehimlerden u- tandırıyor: — Su değil, benzin derecesi o! — Demek bizim benzinimiz diğer tay- yarelerin benzinlerinden fazlaymış! — Öyler.. O sırada, yanımıza, önümüzde giden tayyarenin pilotu sokuluyor ve “Bay Hilmiye: — Yahu, diyor, ne dürtüp duruyordun kanadı? Bay Hilmi tıpkı: «Tam dört defa omu- zunu dürttüm!, der gibi: — Tam, diyor, dört defa kanadına dö kundum. Anlatamadım. — Maksadın ne idi? — Adalara da gidelim diyordum. Bu sefer beriki de esefleniyor: “ — Tuh... Bir türlü anlıyamadım. Keş ki birkaç defa daha dokunaydın kani Onlar konuşurlarkeon anlıyorum ki, bana müthiş bir kaza korkusu duyuran o kanad temasları, tayyareciler arasın- len 150 bin beyannameden bazıları hâlâ havada uçuşuyor. Sigaramı yakarken, bir cesaret taslamak istiyorum: — Yukarıda yakacaktım amma, kibri” tim kalmamış! Bu sözüm, pilot Hilminin gözlerini bü- yütüyor; — İsabet! diyor. Eğer maazallah kibri” tiniz olsaymış, siğaranızla birlikte ikimiz. de-tutuşurduk! Görüyor musunuz? Kibrit almayı U* nutmak... Yan! altmış paralık bir gaflet bazan iki hayat kurtarabiliyor! | Naci Sadullah antrepo için 31/8/9937 de elde edilen sid, pazarlığın 6/9/937 pazartesi saati MMS ger ai AĞAM e ikaz ari NE Gi