İş bulmak ve iş tutunmak |Şekli ve manzarası değişen arzuları Kadıköy okuyucularımızdan Cevdetin sorgusu da şu: — İş bulacak mıyım? Şi İş bulmak arzu- suna, — tutunmak arzularını da ilâve etmek icab eder. Çabuk kızmak, sö- zünü esirgeme- mek, bazı ahvalde dürüstlüğe delâlet sizlik te doğurabi- lir. Daha mülâyim olması tavsiye ©- unabilir. * Neş'e va nikbinlik Kantarcılarda Şeref isimli — okuyucu- Müz soruyor:; — Zengin olacak mıyım? Tip, biz tüccarı andıriyor. — İşinde havai ve derbeder değil; yalnız neşe- li ve nikbin olma- sı lâzım gelmakta. dir. İhtirasını iti- dale sevketmekle asıl kalp zengfhli. ğini elde etmiş ©- Tabilir. * Zenginliğin derecesi İzmit okuyucularımızdan — Sadullahın Sorusu da şudur; — Zengin cak mayrın? Zenginliğinin derecesini — tayin mümkün — değilse de her halde em- taline göre paralı bir adam yolunu tutmuüş — sayılabi« ola- ç * His ve hayallere fazla yer verilmemesi gerekir İstanbul — okuyucularımızdan Yeşilserap — soru- yor: — Sevilecek mi- yim? 'Tahsil çağında olan bir — gencir his ve hayallerine Sedad Dünkü kısmın hulâsası Hatıralarını defterinden — okuduğumuz genç kız ablasından bahsederek — söze başlıyor. İki kız kardeş birbirlerine biç benzemiyorlar, Abla çok güzel, küçük kardeş bir komşu kadının tabirile çir- kin değil amma, ablazı kadar göz ka - maşlırmıyor. Ablası dişi pars, küçük - se hanım hanımcık. Birisi sathi, öteki içli.. Huyları birbirine bütün bütün zid. Küçük kardeş ablasını — seviyor, amma ablanın onu sevmediği mu - Bunu geçen gün oğlum Mazlüm söyledi... Belki bilmezsin, oğlum güç beğenir. Annem yeryüzünden elini eteğini çektiklen sonra biz Bayan Hayriyenin eline kaldık. Bizimle o uğraşıyor, o ö- ğüt veriyor, o azarlıyor, o gezdiriyar. Bayan Hayriye her zaman güler yüzlü- Gdür, öfkelendiği zaman bile dudakları- nın ucundaki gülümseme kıvrımı kay-| ber bolmaz, bizimle beraber gezmekten şe- Tef duyar, «Ben erkek değil, kız evlâd anası ol- mal; imişim» der durur. Kadıncağızın V bizimle beraber gezip dolaş mesafe- motörün mükavemet rekorunu muhak- İ ederse de geçim-| * işlerde muvaffakiyet * Beşiktaşta S. Çelmenin suali şudur: — İşimde muüvaffuk olacak mayım? Yeknesak mahdud işlere pek bağlanamaz. Ça- Bük sikilir ve- bi kar, şekil ve man- zarası değişen iş- Va muvaffak oluri Para kazandıracak işler peşinde dolaşmak lâzımdır Ankaradan Ahmed imzalı okuyucumuz İ soruyor: — Zengin olacak miyım? Umumi vaziye- tinde. parsiı adam- lara mahsus — bir tutumluluk — var. Zenginliği tesadlii- lerden bekliyorsa bu, - piyango ne vinden bir şeydir. Yoksa para kazan- B dıracak işler pe şinde — dolaşmas lâzımdır. * Metin ve girgin olmak lâzımdır Maraştan Bekir isimli okuyucumuzun suali de şudur: — Zengin olacak mıyım? Bazan muvaffa- kiyet — malzemes! hep bir araya ge- lir de gene matlup hâsıl olmaz. Daha metin ve girgin olmak, intizam kayıdlarına riaye- ti Kkadar medeni cesaretlerini art- tırmak icab eder. Son Posta Fotoğraf tahlili kuponu İsim » Adres SŞT GKYAU DİKKAT Folograf tahlili için bu kuponlardan 8 adedinin gönderilmesi şarttır. ben- «Evlâdlarını Allah bağış den bu kadar» deyip savuşurdu. O, bizimle uğraşıyor. Bunun sebebi de, oğluna kafası pek uymadığı için. Mazlum ne de olsa erkek, anasının her dediğini kabul etmiyor, her şeye kendi- Ablam kafasını kesseler kırk yıllık ana sın, ne göre bir hüküm verişi var... Benim de havsalam bunu almıyor: |Neden erkeklerle kadınlar arasında gö- Yüş ve duyuş farkı olsun?... Bir erkekle bir kiz çocuğu aynı çatı altında, aynı kimselerin yanında büyütünüz, aynı öğretmenlerden ders alsınlar, aynı mu- SON POSTA Bugünkü program 15 Ağustos 1987 Pazar İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk muzikisi, 12,50: mm—l dis, 1$,00: Beyoğlu Halkevi gösterit kolu ta. rafından bir temsil. Akşam neşriyatı: 18,30: Plâkla dans musikisi, 20: Müzeyyen ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,30: Ömer Rıza tarafından ierde —daha çok | ArAPCa söylev, 20,45: Muzaffer ve arkadaşları tarafından 'Türk musikisi ve halk şarkıları, (Saat ayaru, 21,15: Orkestra, 22,15: Ajans ve borsa baberleri; 22,30: Plâkla sololar, opt- ra ve operet parçuları, istanbul Borsası kapanış fiatları 14-8- 1937 ÇEKLER Açılıj ei 9,1888 20SS BAD 46138 Atina 65.62385 Cenevre 3,34 Sofya 623894 Amsterdam 14352 Prag NG1B Viyana 4.179) Madrid 13.7084 Bertlin L96iy Varşova 1740 Budapeşle * Bükreş X44975 Belgrad X.59 Yokohama 2115 Moskova Z0 d3s Stokholm 342138 — 3.0736 ı1SHAM Ayaş — Kapauy ::::d" e S T aa 93 A Şim. & 60 vadelij 9000 00 Bamontl - Nektar 0,03) 4.0) Aslan çimento 09 v0, Merkez bankası 00, 00, İş Bankası w,0 — 0,)) Telefon 0. -. İttihat ve Değir. 01097 — Şark Değirmeni W0 e 001 00) K Eende.. e İSTİKRAZLAR » I vadeli » Iİ yadeli 1504 M.6) 4.70 M-6) TAHVİLÂT mem, hep sana yaltaklanamam, diyor, bunu Gönülle Seyim benim yerime va- pıyorlar, Bu sözü Gönülden fazla bana; çünkü ben mütemadiyen ya anneme sokulu- rüm, ya Bayan Hayriyeyi öperim, ya ablamın boynuna sari'ırım. Bir genç kızın, ötekine berikine gev: gisini bu kadar meydana koyması bel- ki de yeni moda değildir, ama ben bu- na kulak asmıyorum, Hayriye teyzemi bol bol ,istediğim zaman boyuna öpü-| yorum. Burada, gene bir parantez açacağım. dostumuza teyze demez. Akrabası ol- mıyanlara hala, teyze veya amca, dayı demek bayağılıkmış, bunu mahalle kız- ları söylermiş... Ben ne mabhalle kızı- yım, ne de bayağıyım, ama annemin çocukluk arkadaşma da Bayan Hayri- ye diye seslenemiyorum, teyze Giyo- hitte yetişsinler; olgunluk çağma var-|TUm: dikları Zaman duygu ve düşünüşleri başka başka olacaktır. Nasıl, ki Maz- lumla Bayan Hayriyenin arasında dağ- lar kadar fark var. Acaba babası sağ Gelelim gene Mazluma, onun hak- kındaki düşüncelerimi de yazacağım. Ben bugüne kadar düşündüklerimi, ak- mdan geçirdiklerimi sonuna erdirme- Olsaydı. onunla da bu derece ayrı dim, ama söylemek bahsinde, Mademki düşecek miydi?.. Ya biz?.., Ablamla M Asümanın boşluğunu incelemek ka- dar güç iş bu... Mazluma geleyim. Mazlüm yirmi beş yaşını bitirdi. Her- kes onun için «seciyeli genç»e diyor. Ba- bugün yazmağa başladım, her aklımdan geçirdiğimi yazacağım. Mazlumu görünce bir an şaşalıyo- rum. Bu şaşalamamda tepesinden tır- nağına kadar dış görünüşünün tesiri var, Boyu uzun, omuzları geniş, beli ya bin kovan e a dört yılda 15 yapılacak Trakyada fennl koyanlar Bdirne (Hususi) —- Trakyanın her farafı- |rla yayılan fenni arı kovanları köylünün bu ,&ebede de yeniliğe doğru büyük. hatvelerle ilerlemesini temin etmekle, şer, yer ümuml Mmüfettişliğin' ve vilâyetlerin çalıştırinakla ol- |dukları arıcılık üusta ve uzmanları fenni işi Küylümüze üğretmekte ve bu sayede Trak. yanın müstetd köylüsü fenni kovanlarla ati- Şelıktak! bilgilerini artırmaktadırlar , Trakya umumi müfettişliğinin ve bölge va- ı;llnrl:ılıı bu bususla çalışmaları neticesi bir veren arıcıilıktan yüksek kazançlar temin e- dilmiş olacaktır, On yıl içinde 15 bin koyan çıkarılacaktır. Adanada çeltik ekimi Adana (Hususi) — Bu sene vilâyetimiz da- hilinde 3039 numaralı çeltik kanunu ve ta- Hmatnamesi hükümleri dahilinde kesik gu- lama ve dalmi sulama usulleri ile 11000 de- |kara yakın çeltik ekilmiştir. Halen merzru- |bereketli olacağı tahmin edilmektedir. | Çukurovanın zahire rekoltesi Adana (Husuzi) Şehifmiz Tlicaret O » |kuç sene sonra Trakyaya tabiatin feyizlerin- ! den hiç bir maarafı istilzam etmeden fayda * Sındırğı Tütün rekoltesi DÖ B | Bindirgi (Hususi) — Kaza aahinde ekilen —j ' stın tenebbüt kuvveti çok iyidir. Mahsulün | tütünlerin tarlalarda tahmin ye tahririne başlanmıştır. Bu seneki rekoltenin bir mil- yon kiloyu geçeceği - tahmin edilmekle - dir. Bu yılki tütünler çok nefistir, İnhisar idaresi ve tütün alıcı kumpanyalar tetkikle- İdasi Çukurova 1937 zahire : reköltesine mt|'* Daylkmışlardır. Buhassa birkaç kampan- tahmin raporunu — naşretmişlir. -Du ;Rüre bu yıl 3588 ton çavdar, 2282 ton misir, 8280 ton darı, 11.870 ton pirinç, 9 ton börül- ce, 14 ton bezelye, 280 ton Bakln, 2000 ton “fasülye, 100 ton mercimek, 733 ton “nohut, 3354 ton patates, 5 ton keten, 728 ton yer fıstığı, 2 ton ay çiçeği, 2395 ton soğan, 417 ton sarmısak istihsal edileceklir. Raporda gösterilen pirinç ve yer fışlığından maada- sı kat'idir. Safranboluda cumhuriyet buğdayı tecrübesi Safranbolu — Bu havali toprakları en çok bire beş buğday mahsulü vermek- tedir. Bu sene bir çiftçi Adapazarından aldığı cümhuriyet buğdayını ekerek bi- teon mahsul almıştır. Tecrübesinde ge- lecek sene bunun bir misli daha artacağı anlaşılmıştır. tanberi beraber büyüdüğümüz için gözlerinin rengini iyice hatırlıyorum,) aydınlık gözlerinin .bakışı gıllığışsız; insana dürüst ve doğru bakıyor, Uzun İkirpikleri, göz kâapaklarının üstüne doğ- ru kıvrılıyor, gölgeliyor. Benim de öy- le kirpiklerim olsun isterdim. Çocukluğumda annem ne zaman Mazlümu görse: — Oğlan, kirpiklerinin birazını Zey- nebe verseydin biraz olsun güzelleşirdi, derdi. Ne o bunu yapabildi, ne de ben gü- zelleştim, Kemikli uzun burnu, yayvanca ka- hn düdakları, sert çenesile, Mazlüm uzun kıvırcık kirpikli aydınlık gözleri- inin kadınlığı andıran ifadesini gideri- yor, güzel erkek, tam erkek oluyor, Tanıdığım erkeklerin en değerlisi, Annesinin: «Benim oğlum lâkayddır.. demesi- nin ne olduğunu anlıyorum. Mazlumün gözü yükseklerde, büyük bir ülkü gö- rüyor ve maksadına erişmek azmile çalışıyor. Mazlumun. yerinde, Mazlum gibi bir erkek olmasını isterdim. Çalışmaktan zevk üuyuyor, sporu se- viyor, benim de ona muhabbetim var, /Mazlum da beni seviyor mu? Zannel- mem; benden nefret etlmiyor ama, alı- cı gözile de bakmıyor. Ne diye baksın? Onun yanında ben sıfırdan başka bir şey değilim, çünkü ikimizin Dbilgisini teraziye koyacak olsalar benim malü- yan Hayriye ise «benim oğlum soğuklince, üniforması da Allah kisvesi gibi|matımı koydukları göz, tepeye çıkar. | leri hesab edecek olursak, en raeşhur/adamdır» diye dövünüyor. Mazlumsa, duruyor, ona o kadar yakışıyor. Güzel|Benimle alay edecek diye onunla uzun annesinin bu sözünü duyduğu zaman: |erkek; bence yeryüzünün en güzel er-|uzun konuşmaktan çekiniyorum. Ç kak kırmıştır. Onun yerinde kim olsal «Anneciğim, diye yalvarır bir dille,İkeği. Aydınlık gözleri var. (Çocukluk- Sohbetlerimiz pek kısa sürüyor, bir |ya mühim miktarda mübayaatta bulunacak- tır. Şimdiden Larlalarda tahminlere başla- nılmıştiır. Resimde tarlada tahmin — yapan eksporler görülmektedir. Kuraklık Malkarâya zarar verdi Malkara (Hususi) — Üç gündenberi fasılalı olarak yağmurlar yağmağa baş- lamıştır. Kuraklık dolayıs'le kazada ü- züm ve mısır mahsulâtı kâmilen mah- volmuştur. Buğday, arpa, yulâf, kuş ye- mi mahsulâtı bir devece iyidir. Cihanbeylide su tetkikleri Cihanbeyli, (Hususi) — Cihanbeyli'de obruklar üzerinde betkikler yapan su iş- leri mühendisi Jeoloğ doktor H. Domer ve arkadaşları Konyaya dönmüşlerdir. Jeoloğ tetkiklerinin neticesin; bir rapor- a vilâyete bildirccektir. iki kelimeden ibaret kalıyor. Bir gün takıldı: «Eski zamanda senin kadar kızlara evde kalmış kız» derlerdi dedi. Ben de biraz açıldım: «Ne yapayım, ben sev- meden, sevilmeden evlenmeği kabul e- demiyorum». dedim, Güldü. Eğer her- kes benim fikrimde — olsaymış, nikâh memurlarının elleri böğürlerinde ka- hrmış, nikâh —memurluklarında sinek avlanırmış... Gönül omuz silkti: «Sevim evde kalmaz,, dedi, kalmaz ama her kısmet bekliyen gibi biraz geç we biraz da güç evlenir..» Bu sözü boşuma gitmedi fakat belli etmedim. Sevda ilk insanlarla başlama- dı mı ?Benim de sevgiyi beklemem ne- den abes olsun? Çünkü ben kısmeti de- ğil, sevgiyi bekliyorum. Mazlumla Gö- nül istedikleri kadar gülsünler, onlar da benim beklediğimi gözlüyorlar, bu- nun çoktan farkındayım... Bir arada, kâh sevişerek, kâh dövü- şerek büyüyenlerin birbirlerine karşı gizli tarafları kalmıyor. Ben de Mazlu- mü avucumun içi gibi biliyorum. ÖN yedi yaşımı bitirdikten sonra ona hay- ran olmağa başladım, o da Gönüle âşık olmağa kayuldu. * Bunda şaşılacak, gayri tabit hiç bir şey yoktu. On yedi yaşıma bastığım gün yıldö- nümümü kutladık. Bana yeni bir elbi* se yaptılar. Annem pudrasından yüzü” jme sürdü, saçlarımı kıvırttılar. Salonü .girdiğim zaman herkes boynuma sari” hp öptü: «Aman ne de güzelleşmişe di eehlüme «İde, (Arkası var) —— I