8 Ağustos 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

8 Ağustos 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

f_ .. Hergün Enternasyonal Diplomasi şatrancı nternasyonal Yazan: Muhittin Birgen E mücadelesini, dünya — milletleri âlemdeki — hayat arasında oynanan büyük, karışık ve )u?l— lektif bir şatranç oyununa benzetebiliriz. Burada oyuncularla oynanan taşlar ayni şeylerdir. Oyuncuların büyükleri ve kuv- vetlileri olduğu gibi, küçükleri ve zayıf- ları da bulunur. Şatranç oyununda ol - duğu gibi şahlar, vezirler, kaleler, rüh- lar, atlar ve nihayet payitaklar ve piya- deler vardır. Oyun, hakiki şatranç oyu- nuna göre daha karışık bir şekilde oyna- nır. Bir kere, söylediğimiz gibi, hem oyna- nan taş, hem oyuncu ayni şeylerdir. Bu Htibarla oyuncular, ayni zamandı bir '- birlerini oynatıyorlar, yahut birbirleriie oynuyorlar, demek olur. İkinci derece - de oyunun ne başı vardır, ne de niha- yeti: Arada bir bunlardan bazıları galip gelirler, karşısındakileri kasmen veya ta- mamen mağlüp veya «mat» ederler, fa- kat, oyun bitmez; parti tekrar başlar, mü- cadele devam eder. İngiltere, Fransayı sürer; Almanya İtalyayı harekete getirir; Fransa Rusya ile kiş der; İtalya, doğru- dan doğruya İngiltereye kiş yapar, Bu Resimli Makale: Bazı aileler çocuğun ıztırab veya kederini dindirmek için ona gelişi güzel vâdlerde bulunurlar. O dakikada belki samimidirler, fakat sonra bu- vâdlerin bir kısmını maddeten mümkün olmadığı için, bir kısmını da ihmal er ilk terbiye bahsinde en büyük hatayı yaptıklarının farkında değildirler ederek tutmazlar, Bu gibi Çocuk anneyi babayı, yük kıymet olarak tanır, onlar ne söylerlerse ona mut- i kuvvet sarsılmıya yüz tutar, görür, kendisi de yalan söylemiye hazırlanır. yi en büyük kuvvet, en bü- 5he yer etmiye başlar, zihninde büyüt- yalan söylendi Güzel bir kadını öyunün da açmazları vardıf; Almanya Çiğnq]en bankerin komünizm davasını ele alıp hücuma baş- Kalbl dufd ladığı zaman Fransayı bir açmaza sok - muştur; buna mukabil, Fransa tle İn - giltere de iktısadi kuvvetlerini birleş - tirince Almanya bir açmaz karçısında kalır. Bu oyun, milletler arasındaki ha- yat mücadelesinin tam kendişi olan bu enternasyonal, büyük ve kollektif şat « ranç, böyle devam edip gider. * Bugün bu şatrancın yeni ve çok ha « raretli ve enteresan bir devrindeyiz: Japonya, elindeki bütün kuvvetleri ha- rekete getirmiş, bütün dünyaya kiş di - yor; buna mukabil, İngilterede bir 0- yun değiştirme hareketi var. Bu hareke- tin adına «İtalyaya yaklaşma, Fransa - dan uzaklaşmama» diyorlar; ayni zaman- da bu harekete İtalya ile Beraber Al - manyaya da yaklaşma, fakat, gene Fran- sadan uzaklaşmama denilebileceği söyle- niyor. Bu, herhalde yeni bir oyundur, bir cephe değiştirmesidir; İngiltere tarafın- dan bakıldığı zaman bunun manası baş- ka, İtalya tarafından bakıldığı zaman başka ve... ilâhtır: Bu oyunda bugün hareket ve teşebbüs kuvvetleri zayıfla - mış olarak Rusya ve biraz da Fransa gö- rünüyor. Bununla beraber, Japonyanın Uzak Şarktaki hareketi karşısında İngi- liz matbuatının gösterdiği sinirliliğe ba. kılırsa, İngilterenin Japonyaya karşı bir oyun hazırlamak istediği hükmüne varı- labilir. Acaba İngiltere, Avrupa mesele- lerini temizlemek, Avrupa kuvvetleri ile anlaşmak ve ondan sonra Uzak Şarkta daha faal bir rol oynamak mı istiyor? İngilterenin bu yeni hareketinin ma - nasını o kadar uzağa götürmenin doğru veya yanlış olduğunu kestirmek güçtür. Fakat, sarih surette anlaşılan bir şey var. dır ki o da İspanya meselesinin halli hu- susunda anlaşamıyan Avrupayı muay « yen bir Avrupa sulhu esası üzerinde an- laştırmak istediğidir. Böyle bir anlaşma tahakkuk ettiği takdirde, İspanyayı ken- di halinde bırakmakta tehlike yoktur. İs- panyanın iki tarafının birbirini kırmak- ta devam etmesi, 0 zaman AÂvrupa için hiç bir tehlike teşkil etmez ve İngiltere de, dünya işlerine rahat rahat bakabilir. Avrupanın sulhunu temin için dört dev- letin . İngiltere, Fransa, Almanya, İ! Yya - anlaşması kâfidir. Bu anlaşmanın, muvakkat zaman için esaslarını bulabi- lirse, İngiltere diğer işlerini daha güzel tetkik ve tanzim edebilecektir. * Görülüyor ki, enternasyonal diplor si şatrancı, günden güne değişen ha ketlerin ve kuvvetlerin elindedir. İşin bü- tün ehemmiyeti, bu oyunda piyade ve paytak rolünü oynamıya mahküm olma- maktadır. Çünkü oyunun, her safhasın- da ilk kurbanlar bunlar olur. Bu dolayıdır ki Balkan paktı Jâzımdır; Bal- kan milletlerinin birbirlerine dayanıma- Tarı ve bu sayede bir Kuvvet olmaları cl- zemdir. Gene bundan dolayıdır ki şark paktı güzel bir şeydir ve her iki paktın da g ilmesi, derinleştirilmesi icap eder. Çünkü enternasyonal ve kol'ektif şatrançta, piyadelerin yalnız başlarına, ötekiler gibi, n | Hr *yği -. Belçikalı bangerlerden btr Brük - selde otomobilile büyük — caddelerden birinden geçerken direksiyonu idare e- dememiş ve arabasmı kaldırıma bin - dirmiş. Bu sırada önüne çıkan üç kişi- yi ağırca yaralamış, kaldırımdan di nüp te caddeye çıkmak isterken güzel bir kadına daha çarpmış ve durmuş. Banker arabadan yere allamış, yerde upuzun ölü olarak yatan kadının ha - rikulâde güzel olduğunu görünce, elle- rini gökyüzüne kaldırmış: — Hey yarabbi, bunu ben mi yap - tım? demiş ve düşüp ölmüş! Boşanma yüzükleri Nişan yüzüğü, düğün yüzüğü boşanma yüzi de... Evet yanlış o - kumuyorsunuz, boşanma yüzüğü de meydana çıktı. Şimdi Paris kadınları, boşanmış ol- (duklarını göstermek için, sağ ellerinin küçük parmaklarına ince plâtinden bir nişan yüzüğü takmakta ve bu suretle gönüllerinin boş olduğunu ilân ötmek- tedirler, venccnni bizzat oyuncu olma kuvvetleri yoktur. Onlar dünya oyununa iştirak edemez - Jer ve sadece hayatları üzerinde oyun oy- nanılan biçareler halinde kalırlar. Bir araya geldikleri zaman ise, onlar da top- Ju halde bir oyuncu olurlar, Türkiy- ha- riciyesinin Balkan politikasında, Şark politikasında senelerdenberi takip ettiği siyasetin nekadar — doğru olduğ suretle buğün bir kere daha an! bulunuyor. Muhittin Birgen Jca bir devletin dava edileceğini aklı - .— x| HERGÖN BİR FİKSA || Ben de gördüm Adamın birine bunun ön ç Demişler, adam boynumu bü — Karıma ra ediyors e olacak, m, hepimiz, her vakit üyoruz. Adam gene boynunu bükmüş; 1 cevab vermiş: — Ben bir türlü inanamıyorum, e- ğer hakikaten sokak sokak gezmiş ol- sa, bir gün de bizim sokaktlan geçer, ben de görürdüm. * 30 senedenberi Vukuat vermiyen Köy! Öbserver gazetesinin yazdı re dünyanın en namuslu ki ristanda Tisz da bulunan Tape köyüdür. 30 senedenberi bu köyde ne bir ci- nayet, ne bir cerh, ne de en küçü hırsızlık vak'ası bili Bu ki | uğraşmakta dına gö-! Maca-| varın” Pire için bir dava Biz bir pire yorgan ) iğını bilirdik amma, bir kaç pire için kosko- | muza dahi getirm | Bundan iki ay kadar evvel Ameri . kaya hariçten bir sirk gelmiş.. Bu ara- |da gümrükten geçerken gümrük me - î.'ııurLın sirkte muh! a-numa- miş, fakat bir kaç gün sonra bir £ ile pirenin vahşi hayvanlardan ma - dut olmayıp bir ev hayvanı olduğunu ileri sürerek gümrükler idaresini dava etmiş. Dava bir kaç gün evvel neticelen - di, Mahkeme hey'eti uzun boylu müza- kerelerden sonra pirenin ev hayvanı olmayıp va ğına karar verdi ve sirk müdürünün RASIN r ıkışıl:m"ım Hint Yakışıklı İhtiyarlar arasında Müsabaka Geçenlerde İngilterede tuhaf “bir müsabaka yapıldı. Bu müsabakanın ha kemleri, genç ve güzel kadınlarla genç kızlardı. Müsabakaya girenler de genç ve ihtiyar bir sürü erkekti. Müsabaka iki esas üzerinde tertip edilmişti. Seçilecek birincilerden biri genç ve yakışıklı bir erkek, diğeri de yar ve yakışıklı-erkekti. Uzunboylu münakaşalardan sonra nihayet genç ve yakışıklı erkek ola - k Cressvill isminde bir delikanlı se- çildi. İhtiyar ve yakışıklı erkek de 65 yaşında bir Fransız intihap edildi. Yukarıdaki resimde jüri reisi ka- dın birinci gelen genç ve yakışıklı er- gin elini sıkarken görülmektedir. Sol tarafında da ihtiyar ve yakışıklı erkek! durmaktadır. Şoförlere ceza olarak hintyağı içiriliyor Vaşington vilâyetine tabi Spokane -|şehrinde son aylar zarfında Hint yağı | £atlarında ehemmiyetli bir tezayüd E“I rülmektedir. Sebebi şudur: Şehrin belediyesi şoförleri sık sık muayene eylemektedir. İçki içtiği an - yağı — içirilmektedir. Belediye nizamnamelerine riayet et - 'miyerek sür'atli | giden — şoförlere de| yağının miktarını belediye hâkimi tes- vuzlar Müdürlüğü tarafından hazı gün büyük merasimle Van gülünde Bu vüpurun adı «Vans dır. «Bitl Ayni tari ISTER İNAN Van 6 (Tan muhabirinden) — «Fabrikalar lanan vapurlar parça halinde buraya getirilerek kuruldu ve birinci vapür bu- » adında ikinci vapur da on beş güne kadar göle indirilecektir.» li bir başka sabah gazetesinden: «Van gölü işletmesi için havuzlarda yapılmakta olan ifiı:'ıasır,ı fî*_id_**_'d'jîâ'_if- Kiz İSTER İ Ha - | indirilmiştir. Ge uskurludur. S: lünde yapılaı e işletmeye indirildi. tr. İbit eylemektedir. NANMA! ismi «Vah» dır. ma' mahreci (150) ton, yük tonilâtosu (50) dir, 118 kişi alabilecektir. Çift dokuz mil yapar. » Montajı Van gö- Biz merasimde bulunamadık, Yazdığımız bu malüma- tı da dün akşam Havuzlar İdaresinden telefonla verdi - ler. İstanbul tersanesinde yapılan bir geminin denize indirme merasimine gazetecilerin davet edilmemesine de gemilerin birincisi bitirilmiş ve dün merasimle denize | teessüf etmekten kendimizi alamadık.» iİSTER hem aynanılan taş, hem de İ İNAN İSTER İN ANMA! İçekilen ye | miştir. Rü Sözün Kısası Yemek yiyenlere Mektep Y evmi arkadaşlarımızdan biri, ge çen gün, memlekette bir hizmet- ci bir de aşcı mektebinin ıçıl.ınılıl'_l--' lüzum gösteriyordu. İleri sürdüğü müta” lea pek doğru ve pek yerindedir. Mem” lekette doğru dürüst hizmet ı—ımcs;nl bilir, hamarat, tirandaz, vazifesini büs” nü ifa etmekle beraber efendilerine say* B gösterir hizmetci nesli günden güne münkariz olup gitmektedir. Bunda, bü” günkü efendilerin de, az çok âmil olduk* ları itiraz götürmez bir hakikat olmaki& beraber, bir hizmetci mektebinin açil- masına ben de şiddetle tarafdarım. Gelelim aşcı meselesine. Bunda arkâr E. Talu | daşımız, iddia ve mütalealarını serdeder» ken, pek öteki kadar isabet göstereme- miştir. Zira memlekette, aşcılığın müne kariz olması, ekseriyeltimizin yemek ye“ mesini ikinci derece ehemmiyette ve İ deta angarya kabilinden bir iş telâkki ct- memizden ileri gelmiştir. Filhakika, yemek yemesini, iyi yemek yemesini k. Önce, Harbıumumide oldu. Sonra, buhra anlarımızın evlerdüş arsti. k manlleri mevklini Geçenlerde, eski büyük kon mür yıprandırmış, hüzarılen bir aşc ile hasbihal ediyordum. Yüksek a; dı, bana son kapısından bahsederek dedi ki: mutfağın ehemmi; k Dokuz üy çalışlım. Bu dokuz uydâ bir kere san'atimi gi moek kıs: iz kompos- pişirmekten, az kaldı bil: i de unutuyordum. Bir iki defa - kendiliğimden yemek ve tatlı pişirip, sofraya gönderdim; bahşiş umarken azatf Bu umumi vaziyet karşısında hangi a dam şevke gelir de aşcılık gi i nefiseden olan bir zanaatı öğrenir? Öğrenip de ne yapacak? Kime satâ- cak? Kadrini kime bildirecek? Aşcılık mektebinden önce, bana kalır" sa, bizlere yemek yemesmi öğretecek bif mektep açmalı; ağız tadı idmanları yap” tırmalı. 'Türk aşcılığı, bu nankör âkıbete aslâ lâyık olmıyan, tarihi bir şöhrete malik- ti ve o şöhreti devam ettiren, yemeğet kıymet veren dedelerimiz, bugün sade |suya perhiz eden bayanlardan az yaşa* madılar. Hem üstelik, onların ömrü, si* nirsiz, endişesiz ve neş'eli geçti. Çünkü onlar, canın boğazdan geldiğine kanı idi- ler.. boğazdan çıktığına değil. T Yeni bir moda İngiliz yüksek sosyetesinde yeni bİF moda hüküm sürmeğe başlamıştır. BU sosyeteye mensup kadınlar mücevhe * ratını elbisesinin üzerine takmak * tadırlar. Bu modaya göre bilezik ve yü zükler eldivenlerin üzerlerine geçiril “- mektedir. Ayaklara çorapların üzerine altın VE ya plâtinden halkalar geçirilmektedir. Londranın büyük bir moda müesse” sesi şapkaların üzerine takılacak mü * tevherat modelleri hazırlatmıştır. Ru modanın Fransaya geçmek ÜZk hayvanlardan sayıldı - Hind yağı verilmektedir. Verilen Hind|"e olduğu sö;-lenmı-kıml_'u.__'__, M | Bd Hava açık olacak n Dün hava tamamen açık olarak B7 | saniyede 5 metre süf l muhtelif istikametlerde esmiştir. F* tazyiki 758 i göstermiştir. En fazla hararet 31, en a7 kaydedilmiştir. Bugün hava ekseriyetle açı! 20 derect

Bu sayıdan diğer sayfalar: