Sayfa İki bin beş kadınları da erkekler gibiHer yerde şık ve güzel yüz yıl önc asker olan bir millet Çin imparatoru kadın askerlere kumanda eden gözde- lerinin manevralarda Bugünkü Çin kadını (Çin Bugün Çinöler için «muharip miliet> değildir derler. Bu söz belki doğrudur. Fakat çok eski zamanlarda Çin tam ma- nasile muharip bir millet jidi. Bunu o za- manın Çin terihi isbat eylemektedir. 2500 sene evvel yaşamış olan büyük | l Çin âlimi Sun Tsu ayni zamanda mükem- mel bir tâbiye ve askerlik mütehassısı idi. Yazmış olduğu ve on altı maddeden ibaret bulunan <Harp kanunu» asırlarca tatbik edilmiştir. Çin ordusunun nü Sun Tsunun «<Harp ka - nunu» yardım niştir. Yardım-etmiş- tir değil, Çin ordusu onun sayesinde kü- rulşmuştur. O zamanın Çin imparatoru âlim bir &- dam olmakla beraper askerlikten hiç hoş lanmazdı. Askeri disiplin onca işkenceden başka bir şey değildi. Sun Tsu harp kanununu itmam eyle- diği vakit bunu imparatora takdim etti. İmparator: — Sun Tsu! Ben de seni âlim biliyor ydim, dedi. Bu kanun sayesinde her han- gi bir adamın mükemrmnel asker olabile ceğini nasıl da iddia edersin? Saçma şey bul.. Hazır söylemişken: «Kadınlardan da asker yapabilirim» de de işin tamam olsun!.. Açıktan açığa imparatora muhalefet e- dilemiyeceğini bilen Sun Tsu şu cevabı verdi: — Haşmetmeap! Dediğiniz doğrudur. Kadınlardan asker yapılamaz... Fakat ih- das eylemiş olduğum askeri kaldelere o kadar güveniyorum ki müsaade buyu - runuz da bu kanunla kadınlardan ker olup olmıyacağını bir tecrübeye gi Tişeyim...> Çin impatatoru cevabı hoş buldu. Sa- raya mensup kadınların ve en sağlamlarından 180 inin derhal se- çilmesini ve Sun Tsunun emri altına vaze- sinin teşkili: dilmelerini irade etti. İmparator «gi bunların içine katmıştı. Sun Tsu doksanar kişilik iki kıt'a teş kil ve her bir kıt'anın kumandanlığını «gözde» lerden birine tevdi etti. Er gün talimlere, talimlerden sonra da ma- nevralara başlandı. Bir gün imparator talimlerde bulunmak arzusunu izhar et- lerinin ikisini de S Sun Tsu kadınları topladı. Talim yap- tırmak için yüksek ses ile emirler verd Nedimeler işe başladılar. Kumanda - lar birbirini takip etti. Asker gözdelerin emi dı. Fakat ayni şımarıklık ediyorlardı. rışıklığa uğradı Bu hal i gitti. naat getirdi Bibi çıkma: Sün Tsu di ve kadınlar Az sonra da iş ka- paratorun ziyadesile hoşuna Söylediklerin tahakkukuna ka - t işler tahmin edildiği atorun karşısına dikil sle dedi ki ap! Kut bundan — tamamile mes'ul olurlar... Harp vukuunda bu e mirler ordunun inhizamını mucip olabi- emirler - verirlerse içinden en genç| yaptıkları hatalardan dolayı idamlarına razı olmamış, fakat sözünü lir. Bundan dolayı kumandanların teczı - yeleri gerektir. Esasen «Harp kanunum» bunu âmirdir. Vermiş olduğum emirler doğru idi. Kumandanlar bunları anlama- dılar, Tevil eylediler, şaşırdılar.Binaena- tecziye edilmelidirler. Sun Tsunum dediklerini tasvip etti. kral başile «Mes'ul kumandanlar: gözdelerin tü kendileri Sun Tsu bunların derhal  sllm edilmelerini ve kafaları- ın kesilmesini emret İmparator bu emre fevkalâde kızdı. arın bir kıllasına halel gelmemesini irade edince Sun Tsu büyük bir asabi - yetle imparatorun karşısına dikildi ve dedi ki: — Beni ordularınızın başkumandanı tayin eylemiş idiniz. <Harp kânunu> nu tasvip eylediniz. Bu kanun caridir, Ka - nun hükümleri yerine getirilmelidir. As- kerliğin ruhu itaattir. Ciddi itaat, tam bir itaat! Verdiğiniz - emirler Çünkü - disipline başkumandanım. Askerliğe u mirlerinizi yerine getiremiy nu esefle arzederim. Bu genç ikisi de idam edileceklerdir. İmparator bir şey diyemedi. Sun Tsu- nun emri yerine getirildi ve kızlar idam edildiler. İdamdan sonra askeri talimler yeniden başladı. İdamdan ürken asker kadınlar manevraları mükemmel bir su- rette başardılar. Hükmün sertliği imparatorun hoşuna infaz — edilemez. mıyan © « im. Bu- yesinde (Çin) in mükemmel bir orduya malik olabileceğini idrak eden impara » tor ona nişanlar ve yeni asalet rütbeleri verdi ve «Çin ordularının hâkimi mutla: kı» nasbetti! Hayret edilecek bir nokta: Su ©o zamanki «Harp kanunu» çok mo- fikirler ile tanzim edilmiştir asır evvel, bir Çinli; *kuvvai manâ- viyenin bir milletin en mühim müdafaa silâhı olduğunu anlamıştı Sun Tsu ordu ki: «Kumandanların muvaffak olabilme - |leti için milletin onlara tam bir itimat beslemesi icap eder. Milletin itin dına mazhar olduğunu bilen kumandan x ü - hakkak muvaffak olur.» .T Meriçte iki genç Daha boğuldu Edirne (Hususi) — Her mevsi. irneden geçen nehirler beş on nlı kurban verir, Zabıtanın sıkı tekayyüdatına, velilerin tenbih ve nasi- hatlerine râğmen maalesef hiç bir yıl bunun önüne geçilemez. Bu yıl içinde otuza baliğ olan kur- 'Iı:.ııı(.ı sırasına geçen pazar günü Meriç nehrin kanmak üzere giren üç genç- ten i daha iltiha ketti. Yürekler sız- latıcı bu ziya önünde şimdiy hnan tedbirlerin kâfi geln mektedir. İlgili daire ve makamların bu ünde cezri tedbirler almaları icab dar a- iği görül- acı Ö gtmektedir. muhaliftir. Mademki | kızların | gitmemişti, fakat bu azimkâr adamın sa- | KADIN | görünmenin şartları | Evde, sokakta, plüjda, ülüsa her yer- de ve het zaman şık, güzel görünmenin esas şartı: Kendine yaraçanı giymekten ibarettir. Bu, bir para meselesi olmaktan çok bir zevk meselesidir. Her yaraşan şeyin mutlaka pahalı olması lâzım gel « mez, Ucuzca elde edilebilen ne kadar şeyler vardır ki pahalılarından çok ya - raşır, Bunun için şık giyinmenin paraya bağlı bir şey olduğunu sanmak, bütçesi- nin geniş olmaması yüzünden şıklığa ve- da etmenin zaruri olduğunu kabul et - mek bir hata olur. Bütçe darlığı, zevk inceliği ile pekâlâ telâfi edilebilir. Esasen ne sarfederseniz r zevk hâ- kim değilse mümkün değil, şık olamaz - sınız, Şıklığın esası mütevassıt bit bütçe için neyse, zengin bütçe için de odur: Kendine no yakıştığını bilmek ve yal - nız yakışanı giyinmek... Arada yalnız bir fark var: Düşünmeden harcıyabilen in - san birinci elbisede muvaffak olamazsa, ikinci, üçüncüyü iyi seçer. Halbuki öte- kilerin mutlaka ilkinde en büyük mu - vaffakiyeti göstermeleri lâzımdır. Çün- kü: Belki bir ikincisini yapamıyacaklar- dır. Bunun için onlara birincilerden da- ha uzun zaman düşünmek, biraz daha faz la meşgul olmak düşüyor. Fakat neti - cede çok sarfeden de, az sarfeden de çık olabilir: Yani kendine yaraşanı bulabi - lir. ediniz aldığınız eşyaya ince Koyduğumuz resimler buna güzel bir örnektir. Bu üç şapkanın hepsi de güzel Fakat hayalinizde onları giyonleri de - İnkini öbürünün — başma y güzelliklerini tamamile kaybedecekler, Çünkü: Giyenin tipine uymıyacaklardır. Yukarıdan sağdaki kka yüzünün yü- karı kısmından- (alın, kaşlar, gözler) 2- 'ade âğzı ve çenesi güzel olan bir ba- yan içindir. Güzel boyanmış, güzel bi - çi bir ağız hem şapkayı, hem de onu giyeni olduklarından daha güzel göste- riyor. Bunu meselâ: Yanındakinin başına geçirdiniz mi, bütün güzellik kaybolur. Çünkü: Soldaki bayan ellisine yaklaşmış- tır. Çenesi - ne kadar güzel olursa ol - sun . ilk tazeliğini kaybetmiş bulunu - yor, Ağzının kenarları da öyle... Sağda- ki şapkayı giyince yüzünün diğer ta- rafları nisbeten kapanıp, yaşını meyda- na çıkaran bu kısımlar göze çarpacaktır. Halbuki onun seçtiği şapka kendisine çok yaraşmıştır. Küçücük bir tok yüze hem gençlik verir, hem de böyle f ince bir yüzü beyzileştirir. Boynuna bağladığı geniş tafta fiyonga da şapkarın faydalarını tamamlıyor, boynu kapıyor ve yüzü gençleştiriyor. Bu şapka ve fi « yonga yandaki genç kadının en görünme- bilâki pek güzel olmıyan kaş ve gözünü me la si lâzım gelen yerlerini gizler, dana çıkarır. Aşağıdakine gelince, bu geniş (oreol - hâle biçiminde) şapka alnı, kaşları ve gözleri güzel olanlara çok yaraşır. Bu -İgenç kadının da bilhassa gözleri, kn.şlın,ld"— Ainı çok güzeldir. Ona sagtlaki şapkayı giydirinie. Bötün bu güzellikleri kapa -» tır. Boldakini giydiriniz. yüzü Mizumun- dan Yfazla yuvarlaklaşır. Hülâsa burada her şapka tamamen g- yenine uygundur. Onun için güzel görü- nüyor ve gözel gösteriyor. İşte şıklığın esas ve esrarı bundan ibarettir. Kendi ti- pine uyanı bulmak. Tabil yalnız şapka için değil her şey için... Elinizde taşıyaca- ğiniz çantanın, ayağınıza giydiğiniz a - yakkabının biçim ve rengine varıncıya kadar bütün Üstünüze giydiklerinizi kendinize uydurmak ve uygun seçmek.. Evinizi süsliyen Dokuz tane Şık bluz 1 — Bluz gömijle linondan yapıtmli uğarla şüslü. 2 — Emprime keten veya pikeden bi Kenarları fisto şeklinde kesilmiş. | $ — Düz (organdi) den jabolu bluz. 6 — Yıkanır ekoseden jabo ve reve bluz. T—0 krepten bluz. 8 — Bozulmuş dantelle «binon>» kaff) tarılarak yapılmıştı İ 9 — Düz ve işlemeli (Çorgandi) d | bluz. - Paşta) ile süslü lavabli | eerercereAA t sun'i çiçekleri kendiniz yapabilirsiniz Çiçek, modern evin en güzel süslerin - den biridir. Bilhassa tabil çiçekler... Mev- sime göre rengi, kokusu, şekli değişen bu güzel süs eve hem neşe, hem de de - Kişiklik ve yenilik verir, Sun'i çiçekte bu hassalar yok amma o- nun da kendine mahsus iyilikleri ve relü var, Ona koku veremezsiniz, fakat salo- nunuza uyan renk ve şekli vermek e nizdedir. Salonda karanlık bir köşeyi dınlatmak mi İstiyorsunuz? Hemen bir demet açık renk sun'i çiçek koyunuz. Boöş bir köşeyi doldurmak mı istiyorsu « nuz? Gene bir demet sun'i çiçek kâfi Yalnız rengi mabilyenizin rengine uy - mak şartile, Salonunuzun şıklığına artistik bir zevk mi katmak İstiyorsunuz? Orijinal şekil - lerde bir demet sun'i çiçek bulunuz, Hele bu çiçekler biraz kocaman — ve renkleri göz alıcı olursa hoşa gitmeme- leri mümkün değildir. Bunları ya metalden, yahut deriden yapmalıdır. Deri istenilen şekli aldığı için duruşu daha tabii ve yapılışı kolay- ayısı KA" pılmıştır. Biraz deri, çiçeklerin sayısı T4 çe dar, ortaları delik va beyaza boyar” | tahta yuvarlaklar... Biraz siyah yüf —— pek az emekle bu demete sahip 914 lirsiniz. K Nasıl yapacaksınız? «l» numaral! sim çiçeğin hakiki büyüklüğündedir. ». resmin kopyalarını çıkarır, derinin * na yapıştırırsınız. Ve deriyi ona gö rç3 sersiniz. Her çiçek için böyle ÜÇ F“ı’a,,. deri lâzım. Biraz siyah yünü bir Mt vanın üzerine sa! I) sont? sapların bir tar Öbür uçlar. hepsini bir arada bağlarsın ponpeor yapar gibi, (Şekl! - I) tahta topun deliğinde! şekil). Ayni sapa evvelce de parçaları tutturu: Çiçeğe canlılık vermek için rakları sağa sola, doğri bükersiniz. Böyle 6-7 çiçek bif | doldurmıya, bir salon köşesiti s†yeter. geçirir: şini riden kest'P ç ekil) £ y arki