2 Sayfa Hergün Kömür fialını memleketin | Her tarafında ayni | Seviyede tutaca. Bir tarife lâzımdır Yazan: Muhittin Birgen #rkiyede sanayi işlerinin teozimi sırasında en ziyade themmiyetle| “| dikknte alınacak şeylerden biri kömür - dür. Kömür, her hangi ssnayiin candır. Maliyet Matları üzerinde kömür mühim bir rol oynar. Bunun için, biz de arada $1- rada bundan bahsediyoruz. Yakat, bu meselenin üzerinde ne kadar ısrar edilse azdır. Kömürün hatledilecek iki meselesi var- dır: Biri umumiyetle fiat meselesi! diğe- ri de kömürün nakil tarifesidir. Kömü - rün iç piyasadaki fiatın, indirmeğe ir ——-—— / yy Resimli Makale: : Bir muvaffakiyessizlik. veya bir felâket önünde insanlar üç kün olduğu fikrindeyiz. İktisat Vekdileti nr fasa > dom de — Mai Di yeni bir tetkik yapar mürekkep bir feryat silsilesi işitirsiniz. İkinci kısım insanlar- sa bizim haklı olduğumuzu görecek ve da görülen eser tam bir bisrisliktir. Üçüncü kısmı teşkil fiatları biraz daha indirebilecektir. Hattâ, |eden insanlarda ise ne feryst, ve de bitkinlik görülür, son de- SON POSTA Her hangi bir vaz'vet önünde feryat eden adam çocuğa benzer, hissi sathidir, çok sürmeden geçer. Hemen bitkin ve uyuşuk hale gelen adam ise cansız bir cisim halindedir, hiç bir kıymet ifade elmez. Felâketin ve muvaffakiyetsizliğin al- ından kalkınacak olan odam sekin kalmasını bilen adamdır. Çünkü düşünceye buşlsmıştır, Futuru görecek, tamir ede- dış satış fiatları ile yapılacak vasstiyel. rece sakindirler, hatti hissiz, hattâ lâkey! görünürler, nazaran dahi buna imkân vardır. ae bir tetkikin yapılması, memleket iktisadi. yatının cihan iktisadiyatı ile hemahenk olarak yürümesini temin bakımından, bil hassa temenniye lâyik görürüz. * İkinci mesele, birinciden daha az mü- him değildir. Geçenlerde işaret ettiğimiz veçhile, Türkiyede fabrikaların muhte - bf memleket köşelerine dağılması netice- si olarak, bazı sanayi, kömürü çok pa - halıya maletmektedir. Meselâ, Kayseri bez fabrikasinı ele alalım. Bu fabrikâya kömür 16 ile yirmi arasında tehalüf e- den bir fiatla malolabilir. Bunun sebebi de fabrikanın istifade edebileceği kömür sahalarına uzaklığıdır. Ereğli kömür hat- tu son merhalesine varmış bile olsa ge- ne Kayseri Havzaya uzaktır. Halbuki dev let demiryolları kömürü, bir kuruş kilo- metre tonile naklettiği için fabrika bu ihtiyacını, ne de olsa 15 liradan aşağıya temin edemiyecektir. Buna mukabil, baş-* ka fabrikalar kömürü daha ucuza male- derler. Ayni mabiyette olsunlar, yahut başka başka işler yapsınlar, fabrikalar arasında kömür maliyeti bakımından bir müsavat, hiç olmazsa bir yakınlık göze - tilmesi, memleketin sanayi hayatında te- sisi matlüp olan ahenk bakımından çok cektir. SÖZ ARASINDA Zavallı bir çiftçiyi Timarhaneye Attıran arılar Macar gazeteleri geçenlerde Niren- mühimdir. Bunu mutlaka temin etmek tihazu kasabası ile Budapeşte arasın- Jâzımdır. * Devlet demiryolları yakın zamanlara kadar kendisince kömür için enucuz ton kilometresi maliyetini kırk para olarak tesbit etmişti. Bundan daha ucuz yapa- mıyacağını söylerdi. O zamandanberi dev let demiryollarının her sahadaki nakli- yatı ve bu arada kömür nakliyali ari - mıştır. Binaenaleyh kömür nakliye tari- fesini bir daha gözden geçirirse tarifede küçük bir tenzilât daha yapmıya bulunduğunu görmesi pek mün: Bir taraftan bunu yapmakla beraber, Zonguldak havzasına nisbetle, memleke- tin muhtelif köşelerinde kömülün meli- yet fiatlarıni birbirine müsavi veya yâ kin tutmayı temin edecek bir tarife tan- zim etmek lâzımdır. Mesafe uzadıkça ta- rilenin alçalması ve yakınlaştıkça da yükselmesi esasına istinat edecek olan böyle bir tarife sayesinde memlekette sa- nayiin mühtelif köşelerine dağılmesm - dan mütevellit bütün maddi ve manevi menfaatlerin temini kolaylaşır ve mali- yet fiatlarında büyük tehalüfler vücuda gelmesi gibi mahzurlar da azalır. * Böyle bir tarife siyaseti devlet demir- yollarına hiç zarar vermez. Hâlen ken- disinin nerelere senevi ne kadar kömür naklettiğini bilen devlet demiryolları, bunlar arasında vasat! bir tarife hesap- lamıya ve kendi varidatını değiştirmek « sizin, kömür piyasasını memleketin her tarafında müsavi bir seviyede tutmıya müsait bir vaziyet tesisine muktedirdir. Filân bez fabrikasının kömürü şu finta ve falan şeker fabrikasının kömürü bu fia- ta maletmesi ve saire gibi farklara im- kân kalmamak lâzımdır. Yolcu nakliyatında da devlet demir - yolları ayni şeyi yapmıyor mu? Bir yol- cu demiryolları üzerinde ne kadar uzak! mesafeye giderse o kadar tenzilâttan isti-' fade ediyor. Ayni ruh, sade kömürrie de- Bil, belki de bütün ticari eşya tarifele - rinde hâkim olmalıdır. Zaten bazı İskir maddeler ürerinde demiryolları bunu da yapmaktadır. Meselâ, şibih made ta bir trende geçen gülünç bir hâdi - sıden bahsediyorlar. Kasaba çiftçilerinden Jozef isimli biri arılarının bal vermediğini görün - ce bunlardan bir kısmın: bir kutuya koymuş, ve Peşte baytarlarına göster- mek üzere trene binmiş. Faket trenin kampartımanında oturduğu kanape al- tina koyduğu anlar bir müddet sonra bir mahreç bularak çıkmışlar ve doğru adamcağızın pantalonunun içine gir - mişler. Çiftçi bu feci vaziyet karşısın- .)da kıvranmağa başlamış, karşısında da iki kadın bulunduğu için büsbülün müşkül bir vaziyette kalmış. Nihayet arılar bacaklarımı iğnelemeğe başla - yınca dayanamamış, kadınlardan özür dilemiş, bir kaç dakika için dışarı çık” malarını rica etmiş. Kadınlar çıkınca çiftçi cani havlile panlalonunu bacağın- dan sıyırmış, kompartiman - pencere - sindei silkmeğe başlamış. Faka! bir - denbire pantalon elinden kaçmış, ve uçup gitmiş. Zavallının iç panlalonu da bulunmadığı için büsbütün müşkül vaziyette kalmış. Bu sırada kompartı - man bileiçisi içeri girip te adamsağızı öyle yarı belinden aşağısı çırçıplak gö- rünce; — İmdat, deli varl, diye feryadı bas- miş. Diğer kompartımanlardaki bilet- çiler, garsonlar, kondüktörler de koş - muşlar, herifi «delidirie diye bir yük vagonuna kapamışlar, sonra götürüp Budapeştede bir timarhaneye atmış - lar. Zavallı çiftçi ancak bir hafta sonra marhaneden gülmesi, akıllı olduğunu isbat edebilmiş ve ti 7 İSTER İNAN İstanbul futbol ajanlığı Belgradda Yugoslavya milli takı- | lerdi, içlerinde soyadı yazılan bir tek kişi bile yoktu. Biz he- İ HENGON BIR FIKRA | Berber ve Naşit için bir berbere girmişti. Berber tsraş ederken Naşidin nü acıtıyordu. — Eğer, de züyorsun bu işte çok mahirşin, canımı diyoraan; bu işi hiç bilmiyorsun, çün- kü yüzüm acıyor, Komik Naşit, bir gün traş olmak | Bir arelık Ni > fazla acıtmıyorsun.. Yok eğer, traş e- * A. Bir kuruşluk Alacak için 100,000 Liralık rehin Delaver nehri Amerikanın Philadelphia ve Canden şehirlerini yekdiğerinden â - yırır. Nehrin üzerinde büyük bir köprü vardır, Tıpkı bizde olduğu gibi bu köp- riden geçmek istiyenler birer başında bekliyen memurlara birer kuruş muru - riye vermek mecburiyetindedirler. Amerikada otomobille seyahat eden - ler hirsiz korkusundan olscak, ekseriyet- ie ceplerinde para bulundurmazlar, işle- rini çek ile görürler, Fakat müruriyenin nakden tesviyesi lâzım. O halde ne yap- malı? Amerikada neyin çaresi bulunmaz? He- men bir şirket teşekkül etmiş, köprünün b'r başında muazzam bir emniyet san - dığı binası kurmuş, cebinizde paranız mı yoktu, her hangi bir eşyanızı buraya bi- rakarak bir miktar para alabilirsiniz. Fa- kat bakınız geçen gün ne olmuş? Bir kadın, 25,000 Tira kıymetinde bir Rölls-Royce olomobil!i le köprüye gel- miş, aksilik bu ya cebinde bir kuruşu yokmuş, tahisildar kadına emniyet san - dığını göslermiş kadın oraya gitmiş ve boynundaki. gerdanlığı çıkararak uzat - #riş, muhammen gerdanlığı görünce âz ın düşüp bayılacakmış, çünkü en a- yüz bin lira kıymetindedir ve bu- nun mukabilinde istenileni ödünç para da bir kuruştan ibarettir. Çaresiz emaneti kabul ederek bir ku- Tuşu vermişler, vermişler amma gerdan lığı çaldırıp bilâhare ödemekten korka- rak muhafazası için derhal iki sivil polis memuru tutmuşlardır. Bu kıymetli mücevher bir kuruş borcu verilerek üç ay sonra istirdat edilmiştir. Fakat bu bir kuruşun üç aylık faizinin iki polis memüruna üç ay müddetle ve- rilen maaşı koruduğu bir hayli şüpheli- dir. İSTER İİ mı ile yapılacak temsili maçta memleketimizi temsil edecek olan mulli takımın oyuncularını seçti, antrenman yaptırmak üzere Modada hazırladığı kampa çağırdı. Bu münasebetle gazetelerde neşrettiği listeye baktık. Bütün oyuncular Ali, | Mehmet, Hasan, Hüseyin gibi küçük isimlerle zikredilmiş- İ İSTER İNAN İSTER zerinde bu tarife tatbik ediliyo; (Devamı 3 üncü sayfada) men hergün bir diğer misali görülen bu gibi hâdiselere ba- karak soyadını kullanma âdetinin yerleşmesine kâfi derece- de ehemmiyet vermekte olduğumuza pek inanmıyoruz, İa- kat ey okuyucu sen; İNANMA! Garip bir piyangonun Birinci ikramiyesi: Güzel bir boksör panama Bugünlerde Lehistanda Diska şeh - rinde çok garip bir piyango çekilecek- tir. Bu piyangonun müşterileri tama - mile kadındır, Birinci ikramiyesi de genç bir boksördür. Piyangonun mahiyetine iyice vâkıf olabilmek için Diska şehri sokaklarına yapıştırılan afişleri okumak lâzımdır. Bu afişlerde şu satırlar vardır; «Yalnız kadınlar için emsalsiz bir piyango» Birinci ikramiyeyi kazanan bayan Lehistanın meşhur boksörü Vsipkanm karısı olacaktır. Boksör Vsipka 36 yaşında,, kuvvet- li, yakışıklı, aile hayatını ve çocukları- çok seven bir adamdır.» Piyangonun bütün hasılâtı boksör- le eşi olacak kadının izdivaçlarına tah- sis edilecektir. Yalnız boksörün bir tek şartı var - dır: O da kadının esmer olması... Çün- kü sarışınlardan nefret etmektedir! Şimdi bütün Lehistanda evlenme - miş kızlarla, 36 yaşını geçmemiş dullar bu piyangonun çekilişini o heyecanla beklemekte imişler! NANMA! © — Temmuz Sözün . Kı i İnanmazsanız, / Bir de siz sayınız! /| E. Tal“ ssreddin Hocaya #© fıkralardan biridir: Hoca bir gün bir kusar öylemi yi 1 ci murlengi kızdırmış. Boynunun sına yarlığ çıkmış, Öteki beri girip şefast etmişler. Timur da, olmuş ama bir şartla, Hoca, KE kalındaki kılların sayısını bilecek! Nasredâini, hükümdarın huzur tirmişler. Timur şartını tekrari Hoca, tereddütsüz cevap vermiğ: — Sakalımın telleri 14951 tanedir! | — Ne biliyorsun? Nasraddin, buna karşı: — Biliyorum. demiş. de say! Bugün de, Amerikanın meşhur sörlerinden Dr. Cucto adındaki at kadının başında 160,000 tel saç, bif Bin yüzünde de 25000 tel sakal bö ğunu iddia ediyormuş. Eder a! İnanmıyan varsa #aysın. Eksik, artık zuhur Re “ profesür Custo canabları aradaki kabul ve teslim etmeğe müheyyaği” mazsa, bunun da kolayı var: Dava! İetler Cemiyetinin mütehassıslar tesine havale edip, sayı, bir hakem" Moi ettirilir. Esasen, Milletler Cemiyetinin P& trol komitesi adını taşıyan heyet, PÖÜ saymağa alışıktır. ” | Lâkin, dikkat ediyor musunuz? P gi gittikçe zirzoplaşıyor. En yüksek 150” | vanlarını taşıyan kimseler orlaya “8 öyle marifetler atıyorlar ki bunlari Si " zrg> 21498 : s * s mında bizim Bakırköy pansiyonefi, ğ | «f'al ve ekvali cski Yunan kü duyuyoruz. Acaba, sayın prulesör Ö bu sıcakların tesirile. ve dil oturup ta hemcinslerinin (saçli sakallarım mı sayıyor? PN Yanar dağlarına kar$i mücadele Havay adalarında birkaç yıl p| yük hasarlar yapmış olan Maunalo? , nardıığı tekrar canlanma eserleri # ii » meyr başlıtıştır ve yapılam be iğ göre bu defa Hilo şehrini ve çevresi Mmümen mahvedecektir. zi Bu ruhlemel zararın ve insan #7” Dın önüne nasıl geçmeli? gri isminde bir Amerikali sai si yanardağın oğana betondan ö 5 duvar çekilmesini tavsiye etmiştir" | duvarların yalnız bir menfezi GÜZ da o mıntakanın gayri meskün iği rında açılacaktır. Mühendisin teklifini yapmak gri milyon Türk lirasına ihtiyaç & ac gili tür. Buna rağmen bu masraf ihtiya” © ml i Biliyor musunuz ? vw 1 — Forraosa sdesı nerededir, a ismi nedir? 2 — Dünyada 6 böyük din veri ve bu dinlere mensup ne kadâf vardır? j 3 — Rusyanın Volgadan sonra ©” gö him nehri sayılan Dinyaper gebrini Ni ğer isimleri nelerdir? e! (Cevabları (Dünkü saallerin cevabları): agi 1 — Charles Dickens büyük diplerinden biridir. Bilhassa ri canlandırdığı tiplerin herikuli pi şöhret bulmuştur. En meşhur David Koperi:eld, İki şehrin Pikvik sayfalarıdır. pi a hilmiştir. Bu taş milâddan 1947 yp vel Fravun üçüncü Tutmozis aşağı Mısırda Telyopalise kür. zans imparatoru Murtal lâkabil€ Jülyen tersfından Bizansa » istenilmiştir. Fekat Jülyen bu # ü yerine getirmeden ölüüğü iç? rator Teodos tam İstanbula muvallak claruşlur, 3 — Amerikanın meşhur otom hı Hanri Ford bugün 74 2 — Svltanahmetteki yazılı 390 milödi senesinğa Bizans İ büyük Tenor tarafından Mısırda”