GAS AAA YU we —a GYT M P 0 BN O, î;x sefer bana hitap ederek: etmeği unutuyordum e - & od.ın Bu gece evimizde ve si- 4da yakın bir odada bir hasta- Tz Var, Fazla gürültü etmemenizi rica ir Miyim? Bu evde gi k—ıdxm dedi. etmemekliğim lâ - m.n,,îı"ı'f"" ihtar — edişleri, Tarlınla aa aşyordu. Ve her iki defasında Ayni, YT sebebler gösterilmişti. dim. D ':m:ıede Ufak bir hisle ürper- izal A açık söylemiş olmak için "'.:.ı' Ürperen, hakikatte ben ahtelşuurumdu; tahtelşuu- ık dun:"c"' olan, biz uyurken uya- Zimkinden ve bi; Lımkmden başka, bi - Han Whluk.yn hisleri, hafızası bulu- Fını,, alı mpının yani kapalı kalan ka- u “ndusıvık bir hava cereyanı ğ Bümüz methal oldukça tu. Herhalde bu kapalı kapının :ı olmalıydı daha sıcak bir daire mev- lnkul_ıubîc"“ hava cereyanının güzel koku haya olduğunu anladım. Dun Madım, yalnız bu koku- Kibi Oldu, Uma çarnması beni şaşırtır kin tahtelşuur benliğim tanımıştı... | kapinın arkasında mevet olduğunu anlamadan, » açılan kapıdan içeri gir- %hn Xv Üü Wkîpı'ım arkasında bir kori- _llı k"""hlun nihayetinde de h“ h?u kapıyı da geçince | '—qı.,,' r merdivene geldik. Kİ Gğayı 'ı:' nslhalin AğRSİNI di kg,, Tmiz; taşların ayni idi, yal Bu Mtahta idi ve çok eskiydi :'Pı daha a V—“ gıkınca de soan bir 1 Kendimi zifiri karanlık “'mna,n_k “ldum. İçeride bir şeye Deııı. için eşikte durdum. h’üe b fenerini n camını çıkarmış, Tni y kıı..hu demir şamdanın mum- Nıul Mguldu Beki bi anınca, buranın rüslik ve t"lk od“gunu gördüm. Eşya 0- ’?oı. eli kollu şamdandan ve bir Yoktu, Buny Skemleden başka birşey ""yd. dar da gayet basit köylü eş- — Hayarl, ilim beni selâmladı: '“’dlın Jdedl bir gece temenni ederim e- hı' hlh ııı_ın;hn rahat uyuyun, Ya- nail izzat ben uyandırmak olacağım... Fransızcadan tercüme edebi roman jince bir halita! İnin bu iki hecesi, zih * Son Posta ,, mın tefrikası : 12 Tercüme eden: M. V. Yüz direkli #alonda yüz genç adam meşale tuluyordu. Titrek ışıklar işlemeli mermer rütun başlıklarına yükseldikçe soluklaşıyor: renk renk mozayiklerle süslü tavanda sanki milyonlarca minimi- ni kelebekler uçuyordu. Kambiz bir yatak kadar geniş olan al- tın tahtının üstünde gerindi ve mücev- herli altın kadehini uzatarak bir canavar gili hağırdı: — Şaron!... İran hükümdarının uzun beyaz har- maniyeli uzun beyaz külâhlı vezirleri iki taraflı oyakta duruyorlardı. Yerı çıplak — delikanlılar ve yarı çıp- lak genç kızlar hizmet ediyorlardı. Or- tada birkaç gün evvel Mısırdan gelen kırk kız incecik tüller içinde dansedi- irdi. Fiskiyeden havuza dökülen su daml'aları sanki bir elmas yağmuruydu. Kambiz bu kıvrak danslara bakarken de kapalı kapının arasından sızan ko-|dığım bir koku, metresimin, yani Ma> kuyu hatırlatan ve şimdi bütün bu o-|deleine'in kokusuydu... dayı kaplıyan ılık ve canlı, güzel bir ko-| Göğsümü tazyik eden bu müthiş 1z- ku burnuma çarplı. Gerçi aynı koku| tırap içinde iken, zihnime hücum eden değildi. Fakat aynı cinsten başka bir| başka bir fikir, birdenbire bütün soğuk koku, her kadının odasında duyulan, kanlılığımı iade etti. «Şimdi anlıyabil- muhtelif esans kokularile kadın koku- diğim bu hakikati çoktanberi keşfede- unun birbirine karışmasından doğan | mediğim için cidden budala, kör ve deli imişim» diye duşu.ndı.m Bunu çok da- ha evvel tahmin edebilirdim. Şüpheli hareketlerine bir türlü mana vereme- diğim ev sahiplerinin ilk saçma sapan !fınlcmı işittiğim anda anlamalıydım. | | Havayı teneffüs ettim ve kokuyu tahlile çalıştlım. Şimdi duyduğum ko- kuda helyatrop ve gül çeşnisi vardı. Halbuki demin duyduğum müge koku- yakdtk Bilhassa bu kokuyu, o kadar yakıcı ha- tıralar, yaşanmış râşelerle benim ben- liğime nüfuz etmiş olan bu müge koku- sunu, nasıl oldu da ilk ııınşarm:la his sedemedim. Nasıl oldu da üzerime bu imde birdenbi- | kilitler vurulmadan, bu odaya, bu mah- ve bir şimşek ziyası gibi parlamıştı.|bese tıkılmadan, burada âciz bir mah-|derin bir arzu ve heyecan duüyuyor; da- Methalde duyduğum müge kokusu, be- | bus gibi kapatılmadan bu kokuyu anlı-|hs çok içivordu, nim peı( bildiğim, her zaman kokla- ' yamadım. (Arkası W") | — Artanya nerede? ae — a —— —| 5 Diye bağırdı. B.'.d.v.nın Bu, onun son zamanlarda çok bağlı kal- di; i kara gözlü, uzun kara saçlı, iri vücuolu Yuran kızıydı. Yunanlı kez koşarak geldi ve hüküm- darın yanma uzandı. Kembiz şimdi onunla beraber, yanak- O zaman, bütün benliğimi sarsan şiddetli bir sademe ile, şaşkın ve çılgın gıb yerimden fırladım Müge kelimesi- Istanbul Sayın Halkından ricası Şehrin sağlığımı ve temizliğini korumak, gnrak herkesin her yerde ve her zliğine son derece dikkat ederek Belediyenin bu yoldaki çalışmalarına AKLIM BAŞIMDADIR Yazan: Kadircan Kaflı Bir aralık salonun ucuna baktı ve orâe da en çok güvendiği vezirlerden Prek- saspı gördü. Proksasp bir ay önce Persepolis ve e varındaki halk arasına bir satıcı kıyafe. tile karışmıştı. Çünkü Kambiz hergün iş. lediğ. korkunç cinayetler ve korkunç iğ» ler yüzünden halkın soğuduğunu duy- muş: bunun derecesini öğrenmek iste- mişt. Bu işi de Preksasp'dan daha iyf yapacak adam bulunmazdı. Preksasp oraya tam Kambizin son kor- kunç emri verdiği sırada girmişti. Sa- lonun boğuk bırıltılar ve korkunç çığlık- larla karıştığı dakikalarda yerinde mıhla kalmış, kımıldamamıştı. Kambiz'in gözlerinin kendisine baktı- ğını görünce hemen ilerledi. Kambiz öksürdü. Ensesinde topladığı örgü'lü saçları biraz dağılmıştı. Preksasp hem onu düzeltti, hem de hükümdarın arkısına kuş tüyü yastıklar koydu. Kambizin hoşuna gitti ve mırıldandı: — Hiç şüphem yoktur ki sen benim en iyi vezirimsin! Yerlere kadar eğilerek teşekkür eden vezirine sordu: El. Söyle bakalım, benim hakkım- da halk arasında neler konuşuluyor? Tam sırasıydı. Preksasp her zamandan daha cesaretli bir kalp taşıyordu ve hü- etile yarduncı olmasile kabildir. sayın halktan ilk yardun olarak hiç bir vatandaşın şehri ecek, pisletecek bir hareket yapmamasını dilemektedir. Relediye zabıtası atnamesinin 8, 15 24 üncü maddeler! aynen eşağıya yazılmıştır. Madde —8 Cadde ve sokaklara hiş bir şey atılamaz ve dökülemez. Tükürmek ve sümkürmek yasaktır. Süprüntüler temizlik arabasının gelip alması için madeni bir kap içerisinde sabahları dükkân veya ha- larını birbirine sürterek bir kadehten şarap içiyordu. Ayni zamanda bir kolu- mu gerç cari beline doğru atarken mırıldanıyardu teni bana hiç kımse unutturamıyor! Senin eşin yoktur, Hizmet eden genç kızlarla kümdara sarhoşluğunda pek korkunç ebilirdi. Zaten ona da — Doğrosunu söyle! Dosdoğruyu — öğ- mek istiyoruni. Çekinme! Farzet ki ben gözlerimi ve kulaklarımı sana ver- oğlanlara ne önünde bulundurulur. çıkışti Bi Mi? diye beraber uyandırırsınız de- bi — $ Sordum, *Taz % . hattâ belki de... t'üıııı Bişti, Di hyu tabii olarak söylen- — Size 'l'lıı de Allah rahatlik versin, de- Yar V%' ..,,,“_':"i» gitti. Evvelâ merdi- “"“rda akseden ayak KaI)ı'ıın kapandıgı— herab" . Sürgü inin kemi 1eye otu da"k Ucundaki hasır İs- * hüp waşz’ düşünmek, kafamda dö- "::İum Vbnnguşun" sağnaklarına bir t Otu için otur a Urur. oturma; muştum, Fa- &. bir'sey düşün Aiç ümid etmedi- M Üşüncelerimi yarıda kes- h töz "'ıduinur Odanın — dört di Na m. Bu duv: : venkli v ı. v arlar çiğ renkli ly:t kaba bir tarzda kap- kıran_e olan eşya ile yer N büyük hn !ı_ı.ıd teş- Tanın lüzüumsüz ni için kullanıldı- 'da, uzun dürülan yi r..,_k' “""I“ duysa "'Iuddet kapalı ve ere mahsus küf dim, gayet tabii gö- ub; koku yoktu, bilâ- İraz evvel methale — Hani şarap? Kadehte şarap kalma- nı görmüyor musunuz? Şarap yerine kanınızı içmemi mi isliyorsunuz! Eğer duha tatlı olaydı bir an durur muydum? Bu gerç kızlarla oğlanlar şu vezirle- rin ve memlekel büyüklerinin çocukla- mdar sarayında hiz- met etmeleri silelerine şeref veriyordu. ga sön dereceyi bulmuştu. et bir kaçı birbirlerine kor- altılar, rla*ca Kamh;z en küçük Madde — 15 Dükkân veya ev sahipleri veya kiracıları dükkân ve- ya evleri önündeki yaya kaldırımlarını her zaman temiz tutacaklardır. Madde — 24 Boş yerlere ve arsalara süprüntü, gübre ve paçavra ve saire atılamaz ve yığılamaz, Sekizinci maddeye göre herkes tarafından tedariki mecburi olan çöp kapları - l£p çöplerin kapı önlerine dökülmesine mâni olmak ve binaenaleyh so- atmak suçu karşısında kalmamak 'çin bu kapların kapaklı olması Betediyo nizam ve yasaklarına daima tiayetkâr bulunan İstanbulur sayın hal- kının bu maddelerde yazılı hususlara da çok dikkat ve riavet etmeleri rica olu- nur. (81TI) İstanbul Limanı Sahil Sıhhiye Merkezi Satınmalma Komisyonundan : Merkezfmiz ve mülhakatı ile Çanakkale merkezi ve Urla tahaffuzhanesi am- büxl—rn © teslim edilmek şartile 567 ton kriple maden kömürü ile Çanakkale am- sürü kapalı zarf usulile satın alına- İşte gere gözleri döndü. Danseden kırk kıza son defa bakarak yüzünü buruştur- du. Kadehi ortalarına fırlattıktan sonra parmaklarını bir insanı boğazlamak is- ter gibi kıvırarak homurdandı: A — Tuhmin bedeli, Kriple maden kömü tok kümürünün 24 liradır. B — Kömürün şartnamesi Merkezimiz levazımırdan parasız alınır. C — 3 Ağrıstos 807 Salı günü saat 15 de Galatada Kara Mustafa Paşa sokağın- da İstanbul Limanı Sahil Sıhhiye Merkezi Satımalma Komisyonunda yapılacaktır, D — Eks'itme kapâl: zarf usulile yapılacağından iştekblerin eksiltme başlama- dan bir saat evvel teklif mektuplarını Komisyona vermeleri ve teminatlarını ya- tırıp mekbuzlarını almaları şarttır. Aksi takdirde eksillmeye giremezler. F — Kriple ve kok kömürünün muvakkat temins* parası 765 lira 83 kuruştur. ün beher tonu 17 lira 50 kuruş ve ku iİlâcı... İstemiyorum! Hepsini boğun burla Hem de şu havuza atın... Arlanyanın yüzünde korkunç bir za- fer aydınlığı vardı. Hükümdara sokuldu ve Kambiz de onu daha çok sardı. Yüz direkli mermer salonun her tara- fından iri yarı kırk adam çıktı ve çığ- hklar atarak kaçmak istiyen zavallı kırk — Ra ne biçim danstır? Dans değil uy- | dümn. Preksasp anlattı. Sözlerini şöyle bitirdi: — Böylece her yerde büyük hükümda- rımızın methini dinledim. Sizin bütün gelmiş ve geçmiş hükümdarlardan daha zenpin, cümert, kuvvetli, merhametli ol- duğunuzu söylüyorlar. Fakat... , Vezir yutkundu. Kambiz bulunduğu yerde dikkat kesildi ve sordu: Sonrz? — Şaııh:ı biraz düşkün — olduğunuzu |da söy Knmbıı içini cckh ve acı acı küldü. Olduğu yerde doğruldu ve âdeta hü- murdandı: — Biliyorum. Şarap bana aklımı kay- bettiriyor, demek istiyorlar. Fakat... Birdenbire tahtından fırladı. Her za- man başucunda âsılı duran yayla oku al- ı Yayı gerdi ve oku yerleştirdi. Salo- nun titrek meşaleleri altında bir direğe dayanarak ayakta duran on altı yaşla- anda sevimli bir genci gösterdi: — İşte oğlun orada duruyor, Preksasp! Eğer bu okla onun tam kalbine vurursam sec de anla ki ahali yalan söylüyor, Eğer vuramazsam © zaman ahalinin sözü doğ- F — Etsiltmeye girecek olanların kömür tüccarı olduklarına dair Ticaret oda- sının 1837 senesine dit vesikalarının ibrazı sar'tız. — «#170> gLN SA r MOTOR TEKNESİ VEYA KOTRA ARANIYOR cariyeyi birkaç dakika içinde boğarak havuza atlı. Solonu titreteri boğuk hırıltılar kesildi. Fıskıyonin suları esmer ve çıplak vü- cudlu Misır güzellerinin yaptıkları koca yığın üstüne elmas serpintileri halinde akıp duruyordu. Herkes büyük bir korku ile o tarafa baktı. pın gözleri yuvalarından fırlar Fakat, o benim... Diye kekeledi ve hükümdarın tutmak istedi. elini Gone Yunan çalgısı ve Yunanlı cariye- Jerin dansı başlamıştı. Artarya dansedeplerin ortasındaydı. Kambizin neşesi sön dereceyi bulmuştu. 16 beygirlik konacak yeni yapılı bir deniz tenezzüh teknesi veya kotrasına ihtiyaç vardır. Taliplerin tekne fotoğrafisile bir- O İikte Basiret han 3) numaraya müracaatları. Geç kaldı. Delikanlı kanlar içinde yere serildiği (Devenı 13 inci sayfada) a ' BĞ İT D li a b e el le ASA hei Bt an ae GÖkz hai a ülar HĞ