İttihat ve Terakkide on sene 16 inci kısım No 27 — Memleket haricinde ittihatçılar Talât, Enwer ve Cemal masıl kaçtılar, nasıl öldüler ? Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Enver paşa, ön safta, arkadaşlarını teşci etmek üzere kılıcını çekerek ayağa fırlamış ve ileri atılmıştı. Fakat Rus mitralyözleri önünde onun düştüğünü gördüler Bana bu küküyeyi anlatan Taşkendl 'rünoce bu suretle kendisini düşmanım Türk, Enver paşanım bu rüc'at esnasın- ateşinin içine #imiş ve düşmüştür. da günden güne ye'se düştüğünü söy-| Şimdi işin bir de Ruslar tarafından lüyordu. Kakurm'in kuvve'leri ve bil- | görünüşüne bakalım: hasma süvarişi tarafından ı7'aç edile €-| Kakurinin bu müfrezeleri, bidayette dile — yapıilan hu — rir'at — Einver(Enver paşa ile çarpışmaktla aiduklarını Paşanan — bütün — kür _kli esna -|bilmiyorlardı. Oralarda eksik tilmıyan sında tapladığı kawweti dağıtmıştı Yeni |bir Basmacı çetesi ile tutuştuklarını bir ikuvwet oürcmde getinmek için #a -i annediyorlardı. Kanlı bir mücadele - map Tâzmd; halbuki Bus ondusu bu |40 şonra, Enver paşânın kendisini a- deia onun peşine takilmış, kendisini rahat barakenıyordu. Bu müşkül vaziyet içinde, Enwer Pa- şa Efgan bududuna yakın yerlere doğ- Ş, Gağlik ve sanp araziye gır- | da alelâde bir basmacı | kanacaktı. Muvakkeat au-| vette müradeleyi Tırakmak — ve İhattâ Efgan hududunu geçerek emniyet dl- tına girmek üstüyordu. | Fakat, Kakurin <e Enver Paşayı va- | bat dıradkmeyordu; © da dağlık araziye girmiş, kuvvetlerini gruplara ayırarak, her tacafı tarıyor ve Enver Paşanın çe- tesini bulr çalışıyordu. Ağustos B-| yanda - Fischere göre 11 agustos 1922 - bu gruplara mensep küçük bir kuvvet,| keşif maksadile, dağlar arasında bin boğaza doğru ilerlerken arada bir top- kamtı görüyor. Ve ona hücum ediyor. Bu wagihan baskına uğrıyan daplantı Bnver Paşanın son kuvvetlerinin yap- tağlı bir toplantıdır. Bizim Taşkendlinin hikâyesine göre, Enver Paşa ibaskına uğradığımı görtünce bemen bir Mmevzi almıştır. Aldığı mevzi, bağazın metha- teşe atmasını müteakip geride sağ ka- lanların dağlara düğrüu kaçmalarile maücadele nihayet bulunca, galipler muharehe meydanını gezmişler ve o- rada kıyafeti ile diğerlerinden ayrılan bir ölü bulunduğunu görmüşler, Fischer göyle söylüyor: « Kızıl askerler, cesetleri tetkik eder- İken orada uzun etekli ve zengin venkli Buhara elbiselerile ve ortu Asyaya mahsus sarıklarile 'bir takam Buhara; hanlarımın cesetleri bulunduğunu gör- düler. Fakat, bunların yanında, ayak« İarında çizme, bacaklarında pantalon, arkasında da sıkça iliklenmiş mavi bir ceket bulunan bir başkası vardı. Bar-! mağında ikiymetli bir yüzük taşıdığı da görülüyordu. Bu suretle dikkati çeken ceset, ayrıca muayene edilmiş, cepleri ikarıştırılmış, üç mektup ile bir muhtı- pra defteri ve bir takım 'küçük kâğıtlar bulunmuştur. Bu mektuplar 'Berlinde bulunan bir kadın tarafından yazilmış- tı. Küçük Kâğıt parçalarının üstünde lindedir. Pekat bu meğhali düşmana)| türkçe yazı ile yazılmış bir takım emir-, kapıyacak ve kendisini emniyet altın- da tutacak Harzda bir mevzi değildir. Baskm © kadar nagihani olmuştur ki zaten Enver Paşa için alınacak mevzii tayin ve intihap imkânı da yakmuş. Böyle rastgele alman bir mevzile iki taraf arasında müsademe başlıyor. Ruslar bidayette kuvvetli değildirler; Sakat, etrafta bu taramo ameliyotma iştirak eden küçük müfrezeler vardır ki onlar da müsademedlen haberdar o- Junca hemen imgdada gelmişlerdir. Hal- buki berl taraftakilerin istimdat ede- cdk kuvvetleri de yoktu. Bu suretle teâricen kuvvetlenen Rus larla ümitsiz ve meyus bir mücadeleye | giren Enver Paşa takimı arasında sa- | atlerce süren bir müsademe cereyan e- | ler bulunuyordu. Bu suretle cesedin Enver paşanın cesedi olduğu tahakkuk ettir Ben bu sıralarda henüz Tıflısta idim. Şeytan Pazarı bu havadisi öğrendiği za- man müteessir oldu. İlk havadis, Mos- kova membamdan we biraz mübhem glarak verildi. İki gün sonra Moskova; mübhem olarâk verdiği havadisi sarih A4ekilde teyit ile 0 müsademede ölmüş bulunanlar arasmda Enver paşanın ce- sedinin de görüldüğünü kat'i olarak ilân etti. Şeytan Pazarı, Moskovadan çikan hiç bir söze inanmadığı gibi önce buna da inanmadı. Fakat, bir müddet sonra Pazar, kendi membalarından da havadis alınca yavaş yavaş herkes gibi inanmaya mecbur oldu. Herkes demek- diyor. Ruslar, tepelere çıkardıkları müt- | valyözler ve iki küçük top sayesin -| de, karşıdakilerin yegâne emin ric'at yollarını teşkil eden boğaz medhalini | kapryacak bir vaziyet alıyorlar. Enver Paşa için boğazdan istifadeye imkân ikakmıyor, Ve ric'at için arkasındaki dağa doğru tırmanmaktan başka çare Börünmüyor. Bu vaziyette Ruslar, kar- | şilerindakini gittikçe duha sıkıştırdık- | ları sırada - Taşkendli. Türk - böyle arilatıyor. Enver paşa, ön safta, arka- Şej etmek Üzere kilicimı çe- kalkıyar we ileri atılıyor. Bu Grada mütralyözler işliyor, Taşkentli onun düştü, görüyor. O zaman o da her şeyin bi k, arkasın- da dağa doğru kaçmıya ba Bnver paşanın bu Basm sunun kurtulan son askerlerinden 'biri olarak Taşkentli, günlerce aç, susuz Gağlarda sürünüyor ve ondan sonra da kimseye kendi sezdirmemek, tanıt- wamak ve yakalanmamak Üzere oradan oraya dolaşa dolaşa 1923 ilk baharında Baküye ikadar gelmiş bulunuyor. O - mun kanastince Enver paşanın son hamlesi bir tücum değil, bir intihar idi. Kurtulmaya imikân kılmadığını gö- - saklayınız. 30 tanesini bir şeri balinde derenlere — bir. mumara verecağiz. Son! munun İstanbul şubesi tarafından tayin olunacak bir günde bu numaralar ara- sında kurla çekilecektir. İlk 23 numaraya yirmişer kilo, müteakıp 25 aumara- ya onar kilo, bundan sonraki 50 Dumanaya deşer kilo, 250 mumaraya da ikişer kilo geker verliccektir. le mübalâğa ediyarum. Hakikatte, u- zun zaman Enver paşanın - öl inanmamış olanlar goktu! (Arkası var) —a a Nöbetçi Eczaneler : Bu gçece uöbetçi olan eczancler şunlar- dır: dİstanbul cihetödekiler : Aksarayda: (Perter), Alemdarda (Bır- fi Asım), Beyazitte: (Belkış), Bamaşyada (Erofilos). Eminönünde: (Beasason), E- yüpte: (Hikmet Atlamaz), Fenerde” (Hü- samettin), Şehremininde; (Hamdi), Beh. zadebaşında: ( Asaf », Karagümrükte: (Suat), Küçükpazarda: (Yorgi), Baklır - köyünde: (İstepan), . Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddezinde: (Kanzuk), Gala- tada: (İsmet), Taksimde: (Nizamettin), Kurtuluşta: (Neodet), Yenişehirde (Pa- zunakyan), Bostanbaşında; ( İtimat ), Beşiktaşta: ( Nall Halit ), Sariyerde: (Nurl). Anadolu we Adalar cihelindekiler: ÜUsküdarda: (Ömer Konanı, Kadıkö » || yünde: (Himmet), (Rıfat), Büyükadada: (Halk), Heybelladada: (Tanaş) er kuponu : ı #xy kadını, taze yemiş mevstmi geçmeden kilerini reçel ve şurupla gdöldur. Bu kuponları $0 gün meşredeceğiz. Onları hergün — kesiniz, biriktirip idaremiğe getirenlere ve gön- Ü ma ulusal — ekonomi ve Arttırma kuüru- | s.r.lcr geliyorlar! diye söylenmiye baş- | vardı. ülne sokmuş.. kılıcının, 801 koltuğu al- l | tındaki kabzasını sıkıyor.. mabedden çı | kacak ve siyaset meydanının kapısına SON POSTA üstem, kılıcının kabzasını sıkarak meydanına götürülecek olan Gi Koçun arkasında duran diğer bir a - dam da, hayvanın boynuna bir ip ge- çirdi. İpin wcunu e- linde tutarak biraz geriledi. Sonra, ipi, birdenbite, çekerek koçu arkası üstü der virdi ve derhal hay- vanın karnına çöke- rek boynundaki ipe bir değnek geçirdi Bu üş bittikten son- ra, elini semayâ döğrü kaldırarak: — Bu koçu Tubi- tiye kurban ediyor rum. Yalan yere ye- min edeni çarpsın!” Derebeyinin vücu - dündeki cini çikar- sıni! Dedikten — sonra, (l koçun — boynundaki değneği sür'atle çe- virmeğe başladı. İp sıkıştıkca, adamın dizleri altındaki koç| bekliyordu; fakat mabedden çıkan.. fki debelendi ve nihayet boğulup öldü. taraflarındaki adamların yardımları 6l- Koşçtan sonra, bir öküz getirildi."O da|masa, yere yıkılacak kadar bitkin ve aynı şekilde, fakat daha çok zorlukla | birer canlı cenazeyi andıran esirleri gö- boğuldu. rünce bir «ohhh» çekti ve bir an ken « Halk, hayvanlar böyle kurban edilir-| dinden geçerek iki tarafına sallandı: ken dualar okuyorlar.. arada sırada,| Bunlardan hiç birisi Giv değildi. Hattâ hayvanların güç, yahud kolay can ver-|Hurap ta değildi. melerinden, derebeyinin vücudündeki| Rüstem.. Givi de, Hurapi da kurtar-| cinin kuvvet we kudretini istidlâi edi-|mış kadar sevinç içinde idi, Ve öyle se- yorlardı. viniyordu, ki ne yaptığım bilmeden ar- Bundan sonra, meydana, ot ve çalı|kasına döndü. Giv hangisi? diye bu pis çırpı yüklü, iki tekerlekli bir öküz ara-|kıyafetli, saçlı sakallı adamlara hayret- bası getirildi. Halk,'bu arabayı görünce |le bakan kızlara: Hayır,. bu adamların heyecanlarıdı ve basamaklar üzerinde | hiç birisi Giv değil; Giv ölmiyecek! de- dalgalandı. Herkes, merakla, biri yakı-|di. lacak, diğeri ikesilecek olan iki esiri| Esirlerin elleri arkasına bağlanmıştı. görmek istiyorlardı. Ortada dönen ri-| Ayaklarında, kalın ipten bir köstek vayetlere göre, esir addedilen ve yakı-| vardı. İkisi de meydanlığın ortasına jlacağı söylenen adam, Zabulistan dere- |getirildi. Birisinin gözleri bir bezle ka- mâbetten siyasel vin görünmesini bekliyord! şı, bir adamın tuttuğu büyük bir rak kaba iğdirildi. Ayakta durami cüsseli, kalın pazulü bir adam, eli tuttuğu keskin kıheı, bir an içinde # kaç defa esirin ensesine indırdi. Bd başını kabın içine düşürdü. Esirin gövdesi, bir - kaç kişi dan sıkı sikı tutulduğu için, can ken bile, pek güçlükle debel du. Bunün için, kanları kaba aktı. min akması azaldığı zaman, kabı tü adam, kan dolu kabla beraber başladı. Meydanlığın kapısından $ Mabedin, dış tarafından, damına merdiveni tırmanmıya başladı. O, ff bedin damına çıkarken, cellâd, öl bir kılıç darbesi ile, maktulün sağ lunu kopardı. Tubiti! diye bağrı havaya fırlattı. Dama çikan adam, kanla dolu /f beyi meşbur kahraman Zâlin torunu patildı. Sonra bir kaç adam Iamfınduı'yın koyduktan sonra, damın or! ve babasından daha şöhretli bir kahra-|kaldırilarak arabanın üzerindeki çalı man olan Rüstemin yeğeni bir gençti. |çırpıların üstüne uzatıldı. İplerle sikı Giv ismindeki bu genç, derebeyinin kı- |sıkıya arabaya bağlandı. zi ile seviştiği için «Azap Kuyusu» na| Birinci esir.. böyle çalı çırpı üzerin- atılmış.. kuyuda, aylarca, aç, susuz bı-|de bağlanırken ikinci esire diz çöktü- rakıldığı halde ölmemis.. bu fevkalâ -|rüldü. Başına şarap serpildi. Sonra, ba- delik, kâhinlerce sihirbazlık telâkki e- Ve dilmiş.. kuyuda Gölmiyeceğine kanast getirilen bu genç, orcadan çikarılarak zindana atılmış.. ve bugün de yakıla- cakmış. Rüstemin arkasındaki basamakta du- ran iki kız, Givin tosun gibi bir deli- jkanlı salduğundan, güzelliğinden, de - rebeyinin kızını çok sevdiğinden, he- yecarılı heyecanlı bahsediyorlar.. onun yakılacağıha acıyorlardı. Kızlardan bi- Ti Güzel San'atlar Akademisine hademe leceklerin Akademiye müracsatları. — Tomris de, onu çok seviyormuş. Genç de derebeyi torunu. Tam birbiri- nin dengi. Derebeyi, andan daha iyi da- mad m) bulacak? Onları birbiri Jle ev- lendirseydi çok iyi ederdi. İkisine de yazık! Deyince, öteki kız, derin derin içini çektiklen sonra, âbenginde içli bir his titriyen bir sesle: — Tomrise daha yazık! Giv ölüp kur- tulacak. Zavallı kız, ölünceye kadar |sevgilişinin hicranı ile yanacak. Dedi, Rüstem..'bu mükâlemeyi içi yanarak dinledi. Hattâ bir defa arkasına döne- rek iki hisli kıza minnetli bakışlarla baktı. Bu sırada, seyirciler arasında bir ha- reket oldu. Basamaklardan bir uğultu gtı. Herkes: Esirleri getiriyorlar! E- HALİL İstanbul Dördüncü İcra 1 — Vahıf Paralar idaresinden 21137 fından borç alınan (4790) liraya mukabil yoğlunda Firuzağa mahallesinde Beyoğ! No. hi hamam arsasile derununa cari tatl miştir. 2 — Borcun 1-0-095 tarihinde baliğ ol faiz, komisyon ve muamele vergisi karşı dilecek ve ayrıca bilümum icra masraf tarafınıza a:d olacaktır. 3--Bu veya bir kısınına v 935/13354 No. li dosyasına yazı içinde borcu tamamen ödemeniz Aksi tahrirde satılacağlı tarahımıza ladı. Halkta, pek heyecanlı bir merak Rüstem.. sağ elini kaftanının gö; doğru ilerliyecek olan Givin görünme- sini, şiddetli yürek çarpıntıları içinde HADEME ARANIYOR Güzel San'atlar Akademisi Direktörlüğünden: mat çıktıktan sonra (18646) lira 78 kuruş olup mezkür tarihten sonra hergün ânın neşri tarihinden itibaren 15 yün zarfında bu borcun tamâl ya yapılan bu takibe karşı bir İtirazınız ve yahut şifahen bildire zamdı r. hci fılirada mdrasi yazılı gayri menkülün'datremiz maf' erase ödeme emari ve senede sureti tebliği makamın? im olmak üzere 45 gün müddetle ilân olunur. da duran paslı bir palayı aldı; kab kana daldırdı. Dualarla, ona kan içif” Sonra, kan kabın: aldı. Damdan 19 Beyirciler arasında dolaşmıya ” we avaz avaz, çöyle bağırıyordu: Ç(Arkası almacaktır. Hademenin okur yazar, £ wik ve erkek ise askerliğini yapmış olması lâzımdır. Hüsnühalini tevsik ede «3962. KARYOLA MEŞHERi 1987 senesi çelik lâmeli İngiliz, Amerika ve Viydaa sistemi somyeleril? son sisten muhtelif şekil ve renklerde karyolalar teşhir edilmiştir. Boyali sabit ve fırında kurutulmuştur. Mallar sağlam ve somyeler gürültüsüzdi Meşherimi görmenizi dilerl, ür: Satış mahalli fabrikada EZER S Karyola ve Madent Eşya Fabrikası İstanbul, Salkımsöğüd Demiryapi Memurluğundan: 'Tünel başında Metro hanında Tramvay Şirketi resim mühendisi İsmail K lin yanında mukim iken halen adresi meçnul Münireye: ikraz No sile babanız Nebil Ziya tf 1 birinci derecede ipotek güsterilen * lu caddosinde eski 1,3 Mü. 5 yeni 1, 8: M ) suyun, borcun müddetinde öde sinden doluyı alacaklı Vakıf Paralar idaresi tarafırıdun paraya çevrilmesi tesif| ıliğı olarak borcunuza 186 kuruş zarmf li Darile takdir olunacak ücreti vekâlet gtt lduğu mikdar, (3589) lira 45 kuruş varsa dairci niz ve yahut 30 r c (3992)