Hergün Her şeyi İn'r_pînuk ipliğine bağlı olan dünya Yazan: Muhittin Birgen aziran ayı,Avrupada yeni sükün olduğunu rösleren bir takvi gelmekte parçası ©- larak girmişti. Deutsehland hâdisesinin iki günlük fırtması çabuk geçmiş, Al - manya ile İtalya tekrar Londrada ka - rışmama komisyonuna tekrar dönmüş, arkasından büyük Avrupa devletlerinin arularında bır anlaşmıya doğru gittikle - rini gösterir alâmetler belirmiş Ve ni - hayet Von Neurath'ın Londra seyahati haberi ilân edilmişti. Bir aralık, Fran- sada mali vaziyetin birdenbire fenalaştığı göze çarpımı , Blum hükümetinin bu hâdisenin de Hamı hu.ıı ve huzur. devri in n klıı*ı olmak & arışmamak ve hattâ gö- müllüleri n çekmek hususunda tler arasında bir anlaşma vücuda tasavvur etmek dahi kabildi. e uğradığı bir hâlise, Almanya ile İtalya - nn bütün İspanya meselesindeki vazi - yetlerini değiştirmelerine kâfi geldi. Bu devletler deriz ablukasından kat'i suret- te çekilmeğe karar verdiler. Von Neu - L AL » 'Yansa e bile tehir edi 'ile İngiltere ve vaz geçilmedi manya ve İtalya arasında, İsparıya işl kin bir ihtilâf çıkt tında mütekabilen acı ve ağır sözler söy başladı. bu yeni vaziyet üzerinde d dra ile Pari: Berli; kar: yar, Valancla hi-kümetine mukal sözler de etr yandırıyor. eleden Öte taraftan € yeti Avrup mili oldu. Frangın gşısında bulunması sade Frans: dürmekle kzlınıy belki de ün d ya maliyesi bu mesele ile meşguld Fransadan kaçan altın Londra ve Nev- 1 düşür “)leri geçenlerde dört ir.| muhakemenın rüyetine nakz rine | |tekrar b york piyasalarında lüzumsuz bir ağırlık | yapmıya, memleketlerin iktisadi hayat- bu defa larının salir» hareketlerini bozmıya baş ladı, Frangin yeni bir sarsıntıya uğra <|nm“(_.,dm şik masile bozulacak para ahengini yenidon ( ilin fıkdanı dola ne süretle iade etmek lâzım ge düşünen insanler arttı. Demek oluyor k bügünkü dünyada zenginlik, çok altın | sahibi olma bile bir huzursuzluk, rahat- sızlık ve şe sebebidir. Milletler ara- sındaki münasebetler o haldedir ki bun - Jardan biri zayıflıryacak — olsa, diğeri de bundan mütcessir oluyor. Hattâ, birinin fukirleşmesi diğerinin zenginleşmesini Mucip olduğu zaman bile zengin olan ta- rafı «ben bu zenginliği diye düşündü ne yapacağım?> rmeğe sevkediyor. yanın bütün mille hirine bağlı, züle gelecek bi in hayatları bir - in arasında hu- lel ahenk te ancak . hepsi bir pamuk ipliğinin kuvvetile muhafaza adiliyor. Di hik içinde bulunduğu muhakkaktır. Sükün içinde giren ve sükün ve huzurun artaca- ğt vaatlarını geriren haziran ayı fırtına içinde ve ufukta yi hava alâmeti olmı - yan bulutlarla dolu olarak sonuna eri - yor. Elbet bu karanlık ufuktan da teh- Hkesiz çıkmak mümkün olacaktır. Fakat temmuzun — ne Retireceğini, — ağustosun karnında ne yattığını bi lmiyoruz. Vükiâ diplomatlar bağlayıp eklemesini | biliyorlar; fekat ellerinde bu iş için kül- dandıkları vasita bir pamuk ipliğinden başka bir şey değildir>Onu görüyoruz. Biraz sıkıyı gördü mü derhal kopuyor ve derhal bağ çözülüyor! Dünya bu haldedir. 152 İspanyol tayyğırec.;k ahsılı ıçın Rusyaya gidiyor! gazeteleri sının tayyarecilik a gitmek üzere Pire- Gen geçmiş a'duklarını yazmaktadır. tahsili için Ödesay iğine bağlı! Dün- bi anır, karışıklık ve perişan-| tir, |mı daha fazla yemekten alıkaymakta- BON POSTA Resimli Makale : muazzam bir borç bırakarak iflös etmi o kadar iyi tanımıyordu ki münasebette haneler ona yeniden kredi açtılar. Yeniden işe koyuldu. düğü zaman borcunu tamamen ödemiş olmuştu. san Bir in: , bu zat ,,.“s.._u hayatında bütün servetini bir gün i bedebilir, bütün hayatımda çalışarak yaptığı mevkiden bir —— | X En büyük servet.. 'VE inde kay- saniye içinde olabilir, bu gerçi büyük bir felâkettir, fakat bulunduğu ticaret- tekrar milyoner Londra mahkemelerini * Meşgul eden 4 Ayaklı bir suçlu Londra mahkeme- ayaklı bir suçlu ile bir hayli meşgul ol- şlardır. Suçlu bir sonra suçluyu ölüm şlanmıştır. Yeniden bir çnk rah-'lı:r dinlenmiş, tenakuzlar gi bersel klı::ın ves Bunun üzerine bir hayli gündenberi İmevkuf bulunan köpek hemen tahliyı edilerek sahibine teslim olunmuştı Yağ insanı şişmanlatmazmış Deyli Ekspres gazetesinin anlattığına göre Glâskov Üniversitesi profesörle- rinden Cathart zayıflamak için yağlı yemek yememek usülünün yanlış oldu- ğunu isbat eden bir konferans vermiş- tir. Bu profesöre göre yağlı madde mi di ne kadar az giderse insan. doygunluk hissi vermekte ve insa- ır. Binaenaleyh zayıflamak için yapıs lacak şey her yemekte bir kaşık içyağı bununla iktifa etmekten ibaret- Dünyanın en meşgul adamı Londra sandal bedesteninin direktö- rü Bay Nowman bugünlerde dünyanın en meşgul adamıdır. Zira İn, nın taç giyme töreninden arta Kalan bir sürü ufak tefek eşyayı hatıra diye dün- yanın dört köşesine dağıtmak vazifesi bu zata verilmiştir. Her ne kadar bir Londra ticarethanesi bütün eşyayı top- tan satın almıya talib olmuş ise de bu teklif kabul olunmamışt n Hatıralar parça parça olarak İngilizlere satıla-| caktır. HERGON BİR FIKRA | Ben sıfır alırsam Ömer Seyfettin mekteple talebe iken bir gün muallimin sınıfta olma- dığından iatifade ederek, sandalyesine oturmuştu. Muallim biraz sönra sınıfa giriz Ömeri kendi sandalyesinde gördü ve kızdı: — Ömer, bu ne hol?, Ne diye bu ydun, — sana ahlâktan m. d muallimin e c İyeyi sıfır vere! — Yapmayın bunu, sizin vleyhinize olur. —Bu nasil 1 —vıvl'_;nrwı Ben sam, ya siz wrcrmdevu h.—'i oturuyorsunuz.. ne numara alma- lırınız!.. & - Bir milyon voltluk şerare Yukarıdaki resimde gördüğünüz, rüzgârdan uçan Belçika dantelâsının resmi değildir. Teddengton'da, nasyo - letrik tecrübesinde bir milyon voltluk şeraredir. etrafına itimad telkin mutlaka felâket a bir adam için bu felâket mu- tamii — edilebilir. Bir insan için serveti değil, itimadı — kaybet - Zenginler mi, yoksa Fahirler mi eğlencesini Bilirler ? Şu gördüğü - nüz genç kız Lon drada bir mües - seşede — daktilo « dur. Bir gün ak- hbma esmiş, zen « gin bayanlar gibi giyinerek onla - İrın, bir | bay Şi |mak isu—mı;. |isteğine, mües « müdürü de £ ermiş. Genç — daktilo, |gayet — mükellef |bir tuvaletle ev - velâ lüks bir l0 - * kantada yemeği - Ü ni yemiş, sonra bara gitmiş, ora - dan bir toplantı- ya yollanmış, er - tesi sabah da işi- nin başına gelmiş.. Gördüğü rezaletlerden, fena halde iğrenen mütevazi genç kız: «Zengin kadınlar dansetmesini bile bilmiyor - lar. Eğlenmesini hele hiç... Ben gene daktiloluğuma ve kendime gül gibi ye- ten aylığıma razıyım!» demişi sese |rıza Bütçe açığını kapatmak için yepyeni bir usul Çinin Kvantong şehri belediyesi bütçe açığını kapatmak için garib bir usule müracaat etmiştir. Belediye şehir hududu dahilinde yaşıyan her aileye 25 santim kıymetinde bir piliç vermek- » Pilici alan aile besleyip semirt- meye mecburdur, piliç tavuk olup da kıymeti bir doları bulunca belediyeye teslim edilecek ve belediye tarafından caktır. Bu usülün bütçe açığını kapayıp kaptyamıyacağı henüz belli de- ğildir, Almerikada görülmemiş grev Nevyorkta Federal Art tiyatrosunun 12 si kadın olmak üzere 17 dansöz ve dan- sörü yatı grevi yapmışlardır. Yani ne ha- reket etmekte, ne yemek yemekte, ne de konuşmaktadırlar. Buna sebep te, 3000, aktör, san'atkâr ve müsikişinasın kadro | , harici birakılmasıdır. Grevci san'atkâr - lar bu 3000 yoldaşlarını o kadar sever -| yüksi lermiş ki, kadro harici olmalarına üzül - İnal fizik lâboratuvarında yapılan bir ©-| xüş, atroda perde açılıp ta oyun başlıyacağı sırada grevlerini ilân etmişlerdir. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Kiziltoprakta oturan bir arkadaşımız «Geçen gün evim'n suyu birdenbire «nin bu bumaltıcı sıcağında pek sikişık *«ce sağa sola başvurarak bu kesilmenin İSTER anlatlı: | «ve kesiliverdi, hezira- | bir vaziyete dü | sebebini araştırdık, İNAN 1STER öğrendik ki yolda tamirat varmış. «Tam ©o sırada elektri! «aldım. Bu mektupta tar enin 24 ikinciteşrinde kesileceği haber veriliyordu.» İNANMA! şirketinden matbu bir mektop rat dolayısile elektrik cereyanı- mazıran Za ——— ——— Sozün Kısası Edebiyat mutlâka Züğürt harcı mıdır E. Talu eçenlerde, fikir adamlarımızdan biri: Refah san'atkârı öldürür, diye ortaya bir nazariye attı. Meslek - lar. baziları buna kızdılar. Aksle ederek süttun sütün Yeddiye yaz- dıilar. Bazı noktalarda her iki tarafı da haklı bulduğum - bu münakaşaya ben, şahsan seyirci kaldım. Zira, uzun tecrü- bemle pekâlâ biliyordum ki, şu veya bu nazariyeyi terviç etmekle benim ve be- nimle beraber bütün muharrir sınıfının .da vaziyetlerimizde kıl kadar değişiklik olmryacaktır. Her halde, - gönlümü yoklasalardı verim bakımından, birinci hazariy ha makul ve hakfkate daha yakın bul - rdı. Çünkü, züğürtlüğün iklediği bence muhakkaktır. Bunu teyit edici bir misal bize bu so - fer Amerikadan geliyor. Orada, bir iki yıl evvelisine gelinciye kadar Everott Wentvorth Hili adında bir milyoner var- dı. 45 milyondan aşkın olan serveti saye- &inde, rahat rahat yaşıyor, antika .nph » yarak vakit geçiriyordu. Derken birinde feleğin çarkı tersine dö milyon, temmuz güneşine maruz kalmış kar yığını gibi eridi, paralar suyunu çek- ti. Bunun üzerine, Bay Hili, hem de 53 ya- şından sonru şilr yazmağa koyuldu. Şim- di, bu şiirlerini mecmualara satıp ta pa- rasile geçiniyormuş! Vakıâ Amerika bizim gibi değildir. O- rada şiir para eder, Fakat ne de olsa, olur olmaz manzümelere de rağbet eden elbette yoktur. Bu itibarla demek olu- yor ki sabık milyonerin nazmı vasattar ( 166000 kilo: her halde biraz üstün ve gene demek o- Jüyor ki kendisinde bu iİstidat önce de varken, inkişafına servet mâni teşkil e - diyormuş.. Şiirin, edebiyatın mutlaka züğürt harcı olduğuna daha bundan büyük delil ne is- tersiniz?! S Vapur kaptanı kadın Anna Şçetinina, Sovyetler Birliğise uzun seler gemi gâne kadındır. Bayan Şçetinina, senesinde Vladivostok depizcilik mek- tebinden uzun sefer kaptanı diploması- ni almış ve Vladivostok'tan Kamçat- ka'da Petropavlosk şehrine giden bir gemiye kaptan tayin olunmuştur. Vla- divostok - Petrapavlosk seferleri, Ba- yan Şçetinina'nım ilk uzun seferlerini teşkil eylemiştir. Sovyetler Birliği Merkezi İera Komi- tesi, kendisine İş Kızıl Bayrağı nişanın vermiştir. Kapıcı olan milyoner Amgrikanın — Minnepolis şehrinde gökyüzlerine kadar erişen Fosey Buil- ting binasında, dinç bir ihtiyar kapıcı, gelip gidenleri dudaklarında hafif bir tebessüm ile süzmekte imiş ve herkes de bu kapıcıya lâzim gelenden fazla hürmet ediyormuş. Sebebi ise şu im! Fosey isminde olan bu den bu yüksek binanın sahibi zamanlar elli milyon doları varmış. Buhran esnasında o da mahvolmuş, if- lâs etmiş. Alacaklılar, binayı elinden almışlar ve kendisine de lütfen yaşa- ması için kapıcılık mevkiini vermişler- | miş. — Biligor musunuz ? *Dünyanın beş kıt'asında Avrüpada nerikada, Afrikada, Avustral- yüksek dağlar hangileridir, ve leri ne kadardır? ümyanin en büyük nehri olan Mi- o0 nehrinin uzunlukları arasında kaç xilometre fark vardır? 8 — Türktyede ilk parlâmento ne za - man açılmıştır? (Cevapları yarın) Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Edirne Bulgarlardan 1913 de istir- dat edilmişi?r. 2 — Büyük Okyanosun büyüklüğü etre murabbadır. Derinliği de 9400 metredir. 3 — Dünyanın en büyük adası Groen- dır. Genişliği 2102100 kilometre mu-