Hergün Köylünün dünya fiatlaril, Satması için dünya fiatlar. İle almasını temin Etmek lâzımdır — Yazan: Muhittin Birgen ugünlerde, Türkiyenin ihracat iş leri en mühim meselemizdir. Tür- kiye, her sene mayıs ayından itibaren ha- rice mal satmıya başlar. Eski mecelle kaidesine göre «madumun bey'i batık da olsa, bir taraftan hayat, bir taraftan ye- ni kanunlar bizi henüz meydanda olmı- yan mahsulleri, bilâhare de teslim edil- mek üzere, « â iivrer « satmıya icbar eder. Halbuki haziran nihayeti gelmek üzere bulunduğu halde, bizim ihracat piyasa - b *mız büyük bır durgunluk içindedir. Ge- çen gün bahsettiğim gibi, dünya piya - saşındaki fiatlara göre mi satacaklar, yok sa Almanya İle aramızdeki mübadele mü- yasebetlerinin, her türlü hesap ve tah - min haricinde yaptığı inip çıkmalara mı uyacaklar? Bunun gibi, karşımızda bulu- nan muhtemel alıcılar da tereddüt için - dedirler: Hangi fiatla alacaklar? Bunu bilmiyorlar. Almanya, Türk mahsulleri - nin alıcısı sfatile, piyasaya müdahale €- decek mi ?Müdahelenin tarzı ve hududu ve olacak? Bu nokta, taayyün etmeden ve bizimkilerin satması, ne de ötekilerin alması kolay değildir. Temenni etmek 1â- zmdır ki bugünkü tereddüde ve keşme- keşe bir an evvel bir nihayet gelsin ve ben temenni de ediyorum ki netice, dün- ya piyasalarındaki fiatlarla satmak ka - tarına vâsıl olsun! * Türkiye iktisadiyatının bir harp ikti - sadiyatından çıkarak bir sulh iktisadi - yatı olması, yani Türkiyenin mübadele ve geçim hayatı tabii bir cereyan alması için dünya fiatlarına uymamız lâzımdır; bu bakımdan ihracat mallarımızın dünya piyasalarında mevcut tabii flatlarla sa - tılmıya başlamasını istemek çok tabii o- Jur. Fakat, buna mukabil, bir de mühim mesele var: Köylünün dünya flatlarına #atabilmesi için kendisine lâzım olan is- ünya atlarına da a- Jabilmesi lâzımdır. İş buraya gelince, dış| piyasa ile iç piyasa arasında bir fark, bir nisbetsizlik ve ahenksizlik meydana çıki- yor. 'Türk müstahsili dünya piyasasının üstünde fiatlarla sattığı zaman iç piya - sada kuvvetli bir alıcıdır. Fakat, nor - mal fiatlarla sattığı zaman dahilde hem kendisi bizzat zayıf bir alıcı olur, hem de dolayısile bizim mili piyasamızda tica- ri hareketin durmasına sebebiyet verir, Şu halde mahzur, hattâ dert büyük de »- meklir: Sade dış piyasada hormal fiatla satmak meselesini değil, iç piyasada da normal bir fiat seviyesi vücuda getirme- ği düşünmek icap ediyor, Hiç şüphesiz, sanayileşme politikası Türkiyenin iç piyasasını pahalı bir se - viyede tutuyor. Bu hal bugün böyle oldu” ğu gibi, bugünkü şartlar devam ettikçe yarın da böyle olup gidecektir. * Dahildeki fiat seviyelerini tedricen indirmek ihtiyacı, Türkiye iktisadiyatının normal bir yatak içine girmesinin bi - rinei şartı olarak görünüyor, Mademki, bizim fiatlar üzerinde tesir yapan ka - munlarımız, ve nizamlarımız ve tarifele- rimiz hariçte mer'i değildir; şu halde bunları dahilde değiştirmek te bir zaru- Tet halini alır. Görüyoruz ki hükümetin her vesilede söylediği sözler ve çıkardığı işler bu is - tikamettedir. Ancak, bu hareketin kâfi derecede sür'atle inkişaf ettiğini de iddia edemeyiz. Benzin ve petrol fiatları düş- müştür, Şeker fiatları, kömür fiatları düşmüştür. Fakat, ne bunların düşme badleri kâfidir, ne de henüz diğer bazı maddeler üzerindeki" düşürülme ihtiyacı zail olmuş denebilir. Daha ileriye git - mek, daha radikal olmak lâzımdır; ke - reste ve çimento gibi mühim istihlik veaddelerinin o ucuzlatılması (o Jâzumdir. Bunları diğerlerinin takip etmesi ve ni- hayet tedricen iç piyasanın dış piyasa ile, bir dereceye kadar olsun, ahenktar bir hale getirilmesi icap eder, Bu iş gittikçe bir zaruret ol zannedersem, bugünlerde Pi la hiç yok denecek bir halde bulunan aliyre satışların yakında meydana koyacağı İ ——,.; ©“ Bü istatistiğe mazâran bu maddeler için bir | ski kuruş otuz para ile yaşamıyacağına göre biz bu istatisti İldan şebrimize gelmişlerdir. BU “Ne. müşküller, bu zaruretin en canlı ve en yılde sarlettiğimiz para 6,5 milyon liradır. İstanbul şehrinin | ğin doğruluğuna inanmadık, fakat ey cl ii eyler or Mİİ ii Yat'i ifadeler! şeklini alacaktır. i STER i NAN i STER i NANMAT dim ile birlikte bugünlerde Terli g Muhittin Birgen i yeket ederek beynelmilel turi: i gresine iştirak “eyliyeceklerdir imei a ea liği ki in a eldeli ndaki ie bain ünal PE i Resimli Makale: SON POSTA Ş v 54 4 NA İnsan her zaman için okumıya, okuyarak bilgisini arttır- maya muhtaçtır, fakat bir çoklarımız vazife ve işte olduğu gibi okumakta da kolayını, eğlencelisini seçeriz, elimize daima bir roman alırız, kendi kendimize bir hayal âlemine dalarız, geceleri de okuduklarımızın tesiri altında kâbusla dolu bir uyku Içinde bunalırız. MN Gelin ve güveylere Konfeti yerine Pirinç serpiliyor fi miş: «Kavuklu Aliyi Bizim eski düğünlerimizde, koltuk) $$ merasiminde damadlar çil paralar ser- perlerdi. Avrupada ve Amerikada, bu gibi vesilelerde gelin ile damadın ba - şından konfeti serpmek âdettir. Şimdi bu konfetinin yerini pirinç, evet bizim pilâv yaptığımız pirinç almaktadır, Açık gözlerden biri, kırıntı pirinçle- ri muhtelif renklere boyayarak, müşte- rilerine satmaya başlamış, bu suretle kâğıt fiatlarının gittikçe pahalılaştığı bu günlerde hem ucuz konfeti temin et- miş, hem de hiç bir işe yaramıyan kı - rıntı pirinçlere mahalli sarf icat eyle- miştir. Genç kızlara dair iddialar İngilterede maarif meselelerine da- ir yapılan bir münakaşa esnasında; A — Kollejde okuyan genç kızların hareketlerinde tamamile serbesti ta - rafdarı oldukları. B — Daha ziyade bugünkü edebiya- *© istedikleri, klâsiklerden fena halde sıikildıkları,. C — Sinema artistlerini, kendilerin- ce birer kahraman şeklinde telâkki et- tikleri. D — li ile 18 yaşındaki kızlardan İmiştir. Amerikada tir. SOZ ARASINDA HERGÜN BİR FIKRA Kavuklu Aliyi cennete almamışlar Gazeteci arkadaşlardan biri geçen- lerde meşhur Kavuklu Aliye.rastgek — Yahu, demiş, geçmiş olsun. Bü- yük hastalık geçirmişsin. Kavuklu cevap vermiş! — Evet, tâ cennetin kapısına ke * dar gitim Cennetin kapısında bana kim. olduğumu sordular. !» dedim. «Olmaz, dediler, seni almayız, biz meşhur bir adem bekliyorduk». Bu söz üzerine geri döndüm, Yeri- me Abdülhak Hâmidi gönderdim. Dünyanın en Garip makinesi Amerikada yapıldı Vesnighavs kumpanyasınin atölyelerinde yeni bir makine yapılmaktadır. Bu makinenin kutru 10 metre, yüksekliği 12 buçuk metredir, Armut şeklindedir. Ve a - tomları parçalamak için kullarılacak- yüzde 33 ünün okumayı, yüzde 50 si- nin sinemayı ve yüzde 17 sinin de rad- yoyu tercih ettikleri tebarüz ettiril - ÜRN NR NN N NN Fukat zabıta Hakikatte tarih te bir romandan ibareti romanlarının hayali vak'alarına mukabil içi bizden evvel gelip geçmiş insanların hayat hikâyeleri ile doludur, hem eğlendirir, hem öğretir, hem de bizi, geçmiş nesillerin tecrü- belerinden istifade ettirir. İyi kitap bir hazinedir, fena kitap ise bir zarar kaynağı telâkki edilir, —*| Bizim eski Entariler Avrupada moda Ben de; adam elektrik lan bu adam, bu yeni müsabakada mağ de çıldırıvermiş. Zavallının çılgınlığı disini tufup timarhaneye koymuşlar. le menetmişlermiş. İSTER İNAN İstanbul şehrinde İstanbul halkının bir yıl içinde et, mey- va ve sebze için ne kadar para sarfettiğini gösteren bir ista- İSTER İNANMA! içinde 650,000 nüfus bulunduğuna göre adam başına yılda 1000 kuruş, ayda 83, günde 2 kuruş 30 para düşer. Bir adamın memleket ne kader ucuz olursa olsun günde Bu sene uzun etekler moda.. Avru- pa kadınları arasında bizim eski kılap- tanlı entarilerimizi hatırlatan roblar o kadar çok yayılmıştır ki fabrikalar ye- ni orijinal desenli kumaşlar çıkarmak için var kuvvetlerile çalışmaktadırlar. Satranç yüzünden çıldıran Lehistanda Gkdingeu şehrinde bir kaç hafta evvel bir şatranç müsabaka- si yapılmış, bu müsabakaya Loç şehri- nin Satranç şampiyonu da iştirak et - miş. Fakat kendi şehrinde şampiyon o- Vâp olmuş, Bu mağlübiyet içine işle - miş, düşüne düşüne bir kaç saatin için- gün geçtikçe artamaya başlayınca ken Zaten şampiyon bundan bir müd - det evvel gene bu oyun yüzünden has- talanmuış ve doktorlar Satrançı şiddet - —— ez | Sözün Kısası ı Tahassür.. E Talu üstü sweak günlerde, sizi akşam evine davet eden bayan, yers”” ve bitkin halinize &ciyıp ta ikramda bu Tunmak istedi mi, Soruyor: — Viski ms alırsınız, yoksa bir KOK teyl mi? Ve cevabınizı beklemeden, beys£ — lüklü, dantel verbendli hizmetçinin deki gümüş tepsiden kaptığı kadehi, Bikürlü ellerile size sunuyor. a Ağza alirken gerçi serin olan, fakat a denize iner inmez yakıcı tesirini gö9 yabancı mâyi içinize, bekl lığa bedel öyle bir rehavek Bİ şınıza öyle bir sersemlik veriyor Ki, cak dalgasınm boğucu tesirini büsö tebarüz ettiriyor.. * Ah, eski dünyanın, elmastraş billür # dehleri, misafirlere peşkeş çekilen şerbelleri, Vakit oluyor ki ben, bunlüfiğ hasretini, meşukasını ebediyen kaybet © miş, mehcur bir üftade gibi çekiyo! Eski kadınlar bunların envaımı Yatı. lardi: Vişne, frenk üzümü, ahududu, Bi turunç, portakal, çilek, kara düt, rüyend kaysı... Mevsimine göre, büyük kalaylı kaf” lar içerisinde bunlar, ev hanımının ib miz ellerile, ve son derece dikkat VE #imamla kaynatılır, şişelere doldurül ağızları tülbent parçalarile sımsıkı tılır, kilerin rafına istif edilirdi. Sonra, misafire, yahut ki yaz minde bilhassa akşam yemeğinden ev halhına ikram olunurdu. gr Ecdadımız her bir şurubun ay” bâssasına iman etmişlerdi: Portakal BÜ ğüs nezlesine, karadut ağız ağrı”. irenk üzünü mayasıla, turunç iştihöfÜ lığa karşı birer deva oldukları gibk git ve râvend şuruplarının da ieyyin hassi'a Jarı meşhurdu. Kan bozukluğuna nar şurubu, gmlığına gelincik şurubu tavsiye edili? Bu şifalı hâssalir bünlarda hakiki sonla ve denildiği kadar mevcut mu idi? BİL mem., Fakat bildiğim hir şey varsa, © bardak temiz ve leziz şerbetin, bugü" yüksek marka viskide, ve en mahir, tertip edilmiş kokteylde bulunmağığ” * Kışın bu şerbetlere bedel, bir fine kahve fle beraber, ev kadını misafizle” ne tatlı ikram ederdi. Ah, o sakızlı çevirmeler, o hakik ağaçkavunu lokmaları, o misk kokulu © ne tane çilekier, yakut gibi vişmelef* ö Bunlardan bir kaşık alıp, ari billâr gibi Karakulak suyunu içiniz bundan sonra kölü söz söylemeğe 5” dahi etmiş olsamz, imkân bulamazdı" Eski zaman ev kadını kilerile, kile t Mtihar gul : yeni muhteviyatile bihakkin Bir çoğu, anun kendi emeğinin olan.bu temiz, gözel, sıhhi şeyler 8 ei iktisadiyatına da yardım eder, m : #imde toplar alınarak, hanımın dak? ve idaresi altında sarfedilen erzak bereketli olurdu. ie Kilerin Tüzk evinden kalkması ŞOĞ ya, na oldu. Buna belki sosyal hayatı evden apartımana intikal etmesi olmuştur. Fakat, en dar apartıman“” çe le bir köşe bulup, ev hanımının vaki zamanı ile hazırlıyacağı, yığacağı €* meşrubatı orada muhafaza etmek, > ram olduktan sonra, yapılmaz bir $9” gildir. Hele, yorgun argın gelen misafir! mem hangi alafranga zehiri e, bi ta 13 sun sa, evde kaynatılmış nefis bir barda şerbet ikram etmek - riya bertsraf halde daha çok makbule geçer. İyi Turizm kongresine gidecek murahhaslarımız Maliye Vekâleti varidat umum p dürü İsmail Hakkı, Emniyet umu” dürlüğü muavini İzzettin dün zeyil - soğuk Nİ a eğ e me GE Rİ diilim vi e e