'heâ] hi Be — "—nı Hataydan gelehey et| Atat rke Hataylıların şükranlarını arzetti, (Baş tarafı 1 inci sayfada) İle Adanadan buraya geldi. Payas is - i 3-Wulznda nahiye müdürü vesair ba- ze dı huı Vaf tarafından karşılandı, istasyon- ir kahve içip biraz istirahatten son- & İsk 1Enderundan gelen iki otomobile €rek İskenderuna gitti. Öğrendiği * işl Zöre Adanada Hatayın müstakbel tı:l'lne ait bazı konuşmalar yapmış - be İSIîE.'ndarundan gelen mevsuk ha - hı: €re göre Ermeniler arasında yeni hareket başlamıştır. Bu hareket, Eı.'m?mlerıın Türklere karşı bir dostluk | %Ymelen şeklinde tecelli ediyor. niley diyorlar ki: «Türkler gayet imi insanlardır. Fransız müstem - 'İı. Ecilerinin bize yapmadıkları kalma- kü Vaktile Türkiye topraklarından çe lt““eklerım bize ancak yirmi dört sa- heîmel haber verdiler ve o zamana dar bizleri istedikleri gibi kendileri- et ettiler. Biz Türkler içinde bü - Ük, 'Türklerle'dost olacağız ve dost Yız. Bizi bu hale getirenler ıçı - m'zdekl politikacılarla bizi kendi po - uler kalarına âlet olarak kullanan ecne- Be Yenı Hatay rejiminin kabülünden çe Ermeniler arasında bu fikirler he- —h hemen umumileşmiş gibidir. Hatay hey'eti şehrimizde Dün, Hataydan gelen üç kişilik heyet Mn şehrimize muvasalat etmiştir. » Bu heyet, Şeyh Marufun oğlu Abdul- tİlrdevu müteşekkildir. Bu Zevat evvelâ Ankaraya - gitmişler, “ıda, hükümete, teşekkürlerini ve min- %n arzettikten sonra İstanbula eıüruuhşle:rdir B:L"tayhler heyeti dün, İç İşleri Bakanı | ' 3 Şükrü Kaya vasıtasile; Ulu, Önderir "ize de arzı tazimatta bulunmuştur. ReYEİ, burada birkaç gün daha kaldık- Cilliden; Mehmet Dervişten, ve Sup- | tan sonra, Hataya donecektır S Hataylılar, dün, Galata rıhtımında kar- şıladıkları Hariciye Bakanı Tevfik Rüştü Arasla, ve Numan Menemencioğlu ile u- zün uzun görüşmüşlerdir. Hataylıların, bu konuşmadan edindik- leri intibadan çok hoşnut oldukları, göz- lerini dolduran sevinçten kolayca anla- şılıyordu. Dün bir muharririmiz Hataylılarla gö- rüşmüştür. Hataylılar heyetinin — mensuplarından birisi, muharririmizin suallerine, ŞU -söz- lerle karşılık vermiştir: ! «— Buraya, bizleri istiklâlimize kavuş- turan Büyük Şeflerimize teşekkürlerimi- zi ve minnetlerimizi arzetmiye geldik. Bugünleri idrak etmekten duyduğumuz sevinci tarife, tasvire kelimeler kadir de- ğildir. Hatay, saadeti payansız bir bayram içinde çalkanmaktadır. 1 haziran tarihi, «Hatay bayramı» ola- rak kabul olunmuştur. Bugün Hatayda, her şeyden ehemmi- | yetle telâkki edilen işi, dil meselesidir. Hatayda konuşulan lisan türkçedir. Dilimizi daha fazla umumileştirmek için, azami fedakârlıklara katlanmakta- yız. Mekteplerıımzde dil işıne, daha büyük bir hız verilmiş bulunuyor. Çocuklar, yeni harfleri büyük bir ko- Jaylıkla zihinlerine yerleştirdiler. 'Atamızın nurlandırdığı medeniyet yo- lunda, yarım adım geri kalmadan ilerle- mekteyiz. Kadınlarımız ve erkeklerimiz arasında, şapka giymiyenler, parmakla gösterilebi- lecek kadar azalmıştır. Hatay bayrağı etrafındaki tereddüdler | de kalmamıştır Bugünkü aynen muhafa:'.a edildesi, memesi sureti kat'iyede miştir,>» bayrağımızın kararlaştırıl- — İki babalı ıgocuk IZI’nir £ (Hususi) dı%an küçük Şadi, Bucadaki evinde ken- İ ziyarete gelen mektep arkadaşla- Evmden dışarı çık- AArtık roman kahramanı oldum. Hiır- ::lr"k Malı gibi kendi evim içinde korka ka dolaşıyorum, diyor. Ok zeki bir çocuk olan küçük Şadi, dir rşlyaka orta okuluna devam etmekte- zluye kalmadan ikinci sınıfa geç- % Bir iki gün için huzuru kaçan kü- delikanlı şimdi işi alaya vererek gü- 'üp eğlenmekle vakit geçiriyor. Ursalı fabrikatör Bay Mehmet dün khah Bursaya hareket etmiştir. Fabri- | Tün Bursaya gidişi, bazı şahitlerin hiy iyle alâkadardır. Davasında rol oy- j Yacağını iddia ettiği iki şahidi alarak eç getırecek ve ıiadeleri tesbıt edi- deâîöe e'hemnrnyet verilen şahitler- H“ı Hüseyin isminde bir zattır. Hü- B'Gca hâdisenin iki muhbirinden biridir. da, Bay Azizin adını fabrikatöre ha- ]Gr Veren bu zattır. Muhbirin bazı şey- "hn ildiği zannediliyor. İddiaya göre Hü- kabi hiç İzmire gelmemiştir. Buna mu- 1 İzmirin Buca nahiyesinde, Dutlu Wğmda bir baytar Bay Aziz olduğunu, İn, Üt 13 yaşında bir çocuğu bulunduğunu înesı tamamen tesadüf eseri sayıl- hĞ“'*ill Bay Mehmet tekrar İzmire ge- Ye kadar buradaki şahitlerin ifade- €n evvel İzmirdeki ve Bucadaki mhwu'in ifadeleri tesbit edilecektir. Hâ- hği İzmir Cumhuriyet Müddeiumumi- din de el koymuştur. Bay Aziz'in eşleri- Y“Cdelerme müracaat edilmiştir. Ba &pılan tahkikata göre Bucalı baytar Y Azizin 922 senesinde Bursaya gittiği ı'“'mş':ır Bay Aziz Bursaya, Ziraat b:%in malümatı tahtında, Karaca- qk a i kurs için gitmişti. An- Mediği tarikten evvel Bursaya gidip git- henüz anlaşılamamıştır. u““mh fabrikatör Bay Mehmedin eşi U söyliyen Bayan Beytiye ile Ba- Emine Bucada kalmışlardır. Bayan yenin Bay Mehmedin eşi ve kaybol- ylener küçük Sadinin anası ol- A anlaşılmıştır. Bayan Beytiye jan-| dafma bölük kumandanlığında Sadinin annesi olduğunu'sövlemiş, yapılan tahki- katta Sadinin hakiki annesinin Bursada rahatsız buliman Bayan Ayşe olduğu an- laşılmıştır. Bayan Beytiye, fabrikatörün yakın tanıdıklarındandır. Bucada, Bay Azizin tanıdıkları ve köm- şuları Şadinin Bav Azizin öz çocüğu ol- | duğu kanaat:ni vermektedirler. Bucalı- lar arasında en ufak bir şüphe bile yok- tur. Bay Azizin ve çocuğu Şadinin fotoğ- raflarının tetkikinden de anlaşılacağı ü- zere baba ve çocuk birbirine çok benze- mekte ve bütün şüpheleri silmektedir. Petrol ve benzin ' Şimdilik inhisar Altına alınmıyor (Baştamjı 1 inci sayfada) : dahili istihlâk vergisi nisbetinin indiril- mesi hakkında hükümetin Meclise ver- miş olduğu iki kanun lâyihası alâkalı en- cümenlerden geçerek Meclis ruznamesi- ne alınmıştır. Dün bütün esaslarını bildirdiğim bu lâvihalarla vergi ve-resim nisbetlerinde vapılacak tenzilât sayesinde benzinde ki- lo başına 10 küsur küuruş, petrolda da 8 kuruşa yakın bir ucuzluk temin edilmiş olacaktır. Bu tenzilât 1937 mali yılında petrol ve benzin ıthalâtı 1936 dakinin ay- ni olacağı farzedilecek olursa gümrük resminde belediye hissesinde istihlâk ve muamele vergilerinde topyekün 5 milyon 367 bin 462 lira kadar bir tenezzül vukua getirecektir. Fakat hükümet ucuzluk ne- ticesinde memleketin şimdikinden fazla petrol ve benzin istihlâk edeceğini ve do- layısile ithalâtın artacağı kanaatindedir. Bu suretle elde edilecek varidat farkı ve bunların sanayi hayatında yapacakları inkişaf sebeblerile hazine için başka yol- lardan elde edilecek menfaatlerin bu nok- sanı yavaş yavaş hattâ fazlasile telâfi edileceğine şüphe edilmemektedir. Hükümet bu lâyihaları Meclise sevke- derken mevzuu bahis maddelerin inhisar altına alınması hakkındaki tasavvurunun tatbikini şimdilik tehir etmiş bulunmak- tadır. Bu mesele belki de Meclisin kış toplentısında mevzuu bahsedilecektir. hiç değiştiril- l Biz aç harnma Adam çalıştırmak İstemiyoruz ,, (Baştarafı 1 inci sayfada) edecek bir mütehassıs fen heyeti tarafın- dan kontrola tâbi tutulacağını ilâve et- miştir. Bu mevzu üzerinde sözüne devam eden vekil fabrikaların ucuz işletilmesi için bu fen heyetinin vereceği raporlardan isti- fade edileceğini söylemiştir, Kâğıt fabrikasına temas eden vekil çok talep karşısında fabrikanın tevsii mecbu- tiyeti hâsıl olduğunu bildirerek bu hu- susta edilecek istitadeleri saymıştır. Vekil, kâğıt fabrikasının çok medeni ve modern esaslara istinaden kurulduğu- nu ve Avrupadaki her hangi emsali ile rekabet ve müsabakaya hazır olduğunu ilâve etmiştir. Vekil fabrikalardan bahsederkeni adâm kayırmak usulü mevcut olmadığını te- barüz ettirerek demiştir ki: «— Bendenizin en büyük tehlike gör- düğüm nokta mazide yaşıyan o sakat ha- yatın bir nevi arpalık hayatının fabrika- larımıza intikal etmesi - keytıyetıdır AL- lah bizi böyle akibetten korusun. Adam kayırmak ve arpalık haline getirmek biz- de kat'iyyen böyle bir şey yoktur.> İkt!sat Voekili Sümer Bankta israf ol- duğuna dair ileri sürülen bir mütaleaya cevaben demiştir ki: «— Bunu bendeniz de işittim. İsraf yok- tur. Fakat bizim işlerimizde yalnız Sü- mer Bankta değil - bunu sarahat ve kat'iyetle söyliyebilirim ki - İktisat Ve- kâletinin elinin altında bulunan işlerin hiç birinde israf yoktur. Yalnız medeni bir zihniyetin hâkimiyeti vardır: Biz aç karnına adam çalıştırmak is- teınıyoruz » 1 İktısat Vekili bundan sonra, selüloz | fabrikasının yapılması lüzumuna kat'i- yetle işaret ettikten &onra pamuklu ve yünlü mensucat fabrikalarile deri fabri- kalarının istıhsalât ve faaliyetlerden e- hemmiyetle bahsetmiştir. Vekil birinci sanayi plânından bahsederken kimya ve kendir sana'yüııin de muvalfakiyetle ba- şarılacağını söylemiştir. Hayvan meselesi Vekıl Celâl Bayar toplantının sonunda şarktaki hayvan meselesinin çok: hayati olduğunu işaret ederek demiştir ki: — Bu hususta hazırlıklarımız var. Hay- van yetiştirmek ve onun sanayiini kur- mak için mesele ele alınmıştır. Bunun yeri Erzincan olmazsa şarkta diğer bir yer olacaktıt.» Vekilin izahatı memnuniyetle tasvip edilmiştir. Yaptığı işlerle herkesi Şaşırtan bir âma Biga (Hususi) — Burada çiçek çıkar- ma yüzünder daha iki yaşlarında iken iki gözü birden kör olan 48 yaşlarında çok zeki ve san'atkâr bir adam vardır. İsmi Hafiz Mehmet Emin olan büu san'at- | kârın yapamadığı, daha doğrusu yapa- mıyacağı bit iş yoktur. Yıllardanberi evinin altında açtığı dük- kânında hergür yaptığı işlerin bazılarını yazıyorüm: Sobacilık ve her türlü saç iş- | deri, fare kapanları, kuş kafesleri, mek- tepliler için PCX'ĞOYİEI' her &ins takunya ve nalin, arabacılık ve arahba tamiri, her nevi rıııaı'zıu'ıg'î'f»"'k türlü çocuk oyuncak-' ları, bastonlar, her nevi şemsiye tamir- leri, mükemmel sandalyacılık ve tamir- ciliği, hulâsa; daha akla gelmiyen türlü işler. ' şMehmet Ersin, Kâmil ismindeki oğlu- nu da kendisi gibi bir san'atkâr olarak yetiştirmiş, cna çarşıda ayrıca bir dük- Zân açmıştır. “Bu zeki adamın yaptığı kuş kafesleri İstanbulun Frenköy ve civarı köşklerinin birer küçültülmüş modelidir. Yaptığı ince işleri görenler, bunların bir kör tarafın- dan imal edildiğine inanmamaktadır. Pek sakin ve hoşsohbet olan bu yüksek kabiliyetli âma, çok güzel yemek ve el- bise dolabları, harman döğenleri, yassı ağaçlar, börek merdaneleri, kanapeler, masalar ve sair binbir çeşit şeyler yap- makta, görenleri hayretleri içinde bırak- maktadır. Memlekette «Kör Haiızı diye yâdedi- len Mehmet Emin, şehrin her tarafını bir gözlü gibi yalnızca dolaşır, nerede atla- nacak bir taş, bir merdiven, bir tümsek, bir çukur olduğunu bilir ve bir gözlü gi- bi buralardan sendelemeden atlar. Onu alışveriş ederken kimse aldatamaz. Çünkü her türlü madeni ve kâğıt pa- raların cinslerini daha birinci temasta farkeder, Madeni metelikleri 25 kuruşluk SŞ KÖRT” eli 'e Iai ) A CK Hozatlı kadın .. (Baş . tarafı 9 uncu sahifede) gözlerini. Galdım mı elim gene böğrüm- de. Onu iyi etmek için paramı pulumu vermiştim. Âz param galmıştı. Bir gün duydum ki Alinin anası Gil gene giıza - nımı benden almıya davranırlarmış, Ga- fam gızdı. Bu köyde bana dirlik yok de- dim, aldım oğlanımı, düştüm yola bir ak- şam. Köyümden çıkınca bir ağlamadır aldı beni.. Bide baktım, oğlan da yüzünü buruşturmuş ağlar. «Nen var ülen?» de- dim. «Ben köyde galmak isterim, ninem Gili isterim» diye, sızlanmıya — başladı. Öyle içli ağlardı ki yüreğim ezilir gibi oldu. Zati oğlanın bana şöyle candan bir sokulduğunu görmemiştim ki.. Goynüm- daki para çıkınını çıkardım. Oğlanın min- tanından içeri sokdum. İki yanağından içim sızlıya sızlıya öptüm: «Havdi köye dön dedim. . Ninene git. Bu parayı sak- lasınlar, büyüyünce harçlık etsinler sa- nas, Oğlan elimden guş gibi gurtuldu, köye doğruü goşmiıya başladı. Bir kerecik argasına bakmadı bile.. Ben de yüzümü köyden geriye döndüm, yürümiye başla- dım, ne gadar yürüdüm bilmem, açlık - tan, susuzluktan dermanım kestlmiş, yo- lun kıyısına düşüvemişim. Gözlerimi aç- tım: Başucumda biadam bana bakar. Yü- reğim hop etti Amma baktim, kötüye benzer yeri yok, ferahladım. Adâam bana yiyecek, su vedi. Sonra «nereye gidecek- tin hatunum”» dedi. «Yerim yok ağam» dedim. «Hangi köydensin?» dedi. Köyüm — Ben onlardan geçmek istemezdim lamma hatunum, onlar beni istemedi de gurbet yoluna düştüm» diye, sözünü bi- tirdi, Yüzü pek solgun görünüyordu. Bü- tün bu maceraları yaşamış gibi yorgun |bir hali vardı. Ben merakla «peki» son- ra ne oldu Hozatlı kadın?» diye sorunca, kesik kesik güldü. — İşte Halil dayı ile evlendim sonun- da be gızanım, dedi. O iyi adam Halil da- yı idi. Köyde ardımdan «uğursuz garı, gaç goöcanın başını yedi» derlerdi amma, meğersem köy bana uğursuz gelirmiş te haberim yokmuş. Bak gaç yıldır Halil da- yı ile gül gibi geçinip giderim işte.. Al- lah öondan razı olsun her şeyi unutturdu bana... Hozatlı kadının yüzüne uzun uzun , baktım. Yalan söylemiyordu. Hepsi ayrı ayrı yüreğine bir yara açan, kimisinden korktuğu, kimisinden iğrendiği kocala - rından çektiklerini, Alisini, kızanını va nihayet köyünden bir sürgün gibi kaçışı- nı unutamamıştı. Bunu gözlerindeki me- yüs, hazin ifade, dudaklarının kenarın « daki acı tebessüm pek güzel anlatıyor “ du. Hozatlı kadın.. şimdi ne oldu bilmiyo « : rum.. öldü mü? Yoksa hâlâ ölümden baş- ka hiç bir şeyin unutturamıyacağı derin gizli ıztırabını çekmekte devam ediyor mu? Kim bilir.. beni istemiyor ki doğru cevap edeyim. «Köyüm de yok ağam» dedim. Adam ba- şını iki yana salladı. Sonra beni atının terkesine aldı, uzun yollar ittik beraber- ce.. : Yarınki nushamızda : Hasta kadın Yazan: A. Coulet - Tessier Hozatlı kalın yüzüme bakmıyarak göz- leri uzaklara dalmış: 4 Çeviren: Nurullah Ataç .—. #a b ÖÜ üü Depozitosu Esas No. Yeri No. su Nev'i ç ğ Yü 245/1 — Galata Kemankeş mahallesi Ha- lil paşa sokağında Manokyan Han. 21 Zemin kat 195,— 157/11 Beyoğlu, Meşrutiyet mahallesi Küçükbahçe sökağında Meşru - , İi S tiyet apartımanı. 5,1,55 l1 No. lı daire 28 — 202 Galatada Bereketzade mahalle- sinde Kuledibinde 1-13,15 Hane ve arsa Tö— Tafsilâtı yukarıda yazılı emlâk 1-3 sen verilecektir. İhale 18/6/937 Cuma günü ve saatte şubemize gelmeleri. — (448) e müddetle ve açık arttırma ile kirayş saat 10 dadır” İsteklilerin bildirilen guı -—— | Beyoğu Vakıflar Direktörlüğü” ilânları” Kiralık Pangaltı Elmadağı caddesi 2 M N » » » > 41 » > » » > » , 45 Yukarıda yazılı emlâkın açık arttırma detle uzatmıya konulmuştur. İsteklilerin 10/6/937 Perşembe günü “Mülhaka kalemine müracaatları. (3055) 43 Emlâk T No.lu &v 25 3 » 35 » 2 » > sında istekli çıkmadığından 10 gün müd- saat 15 de Beyoğlu Vakıflar Müdürlüğü ! Kıymetı Pey akçesi ' o Ş Lira K. Lira _K' 81 33 6 10 Topkapı haricinde eski 7, yeni 25, 27, İlyaszade mahellesinde ve caddesinde 27/1 kapı No. l1 8287 metre murabbâ- ında olan bostandan müfrez 2385 metre yer. 195 00 14 65 sinde eski 97, 99 N tamamı, 268 Si — 20 10 : odanın tamamı. Yukarıda yazılı emlâkin arttırması on Aksaray'da İnebey mahallesinde Mirahor hamamı cadde « o. h ve 39 metre murabbaındaki arsanın Büyükçarşı maha İlesinde Çuhacıhanı üst katta 2 No. o. b gün uzatılmıştır. İhalesi haziranın 17 ci perşembe günü saat 15 de yapılacağında n isteklilerin mahlülât kalemine müra- caatları. — (8272) Molanın ölümü Ispanyada yeni bir hükümetin kurulmasına mani olmuş Saint-Jean-de-Luz 8 (A.A,) — Asi İs- panyadan gelen haberlere göre general Mola, yeni bir hükümet teşkiline memur edilmişti ve dün Franko'nun önünde ye- min edecekti. yeni bir hükümet teşkili mevzuubahs de- gildir. Andujar 8 (A.A.) — Dün asiler, Po- zoblanco'daki bütün mevzilere hücuma kalkışmışlardır. Şiddetli çarpışmalar ol- muş ve nihayet asiler, büyük zayiatla Generalin ölümü dolayısile şimdilik geri püskürtülmüştür. gümüş para yerine sürmek istiyeıîleri dokuma tezgâhları yapar hezarıfen bir derhal anlar. Daha yoklar yoklamaz me- | adamdır. şe kömürile gürgen kömürünü ayırır. Mehmet Emin, son zamanlarda şemsiye Marangozlukta ve arabacılıkta kullandı- | tamirciliğine çok önem vermiş ve bu işi ği ağaçların kayın veya dişbudak oldu- | kârlı bulmuştur. Kendisinin 12 yaşlarm— ğunu- seçer ve çok güzel ıergeirer “bez dıbirâehgıvardır ' hai aa ğ a LK gök A gee 1 K, GU Ka P ae F , Vikr d Blel eai galatik - CK FN AA " .. A | V a Fi Di h kk « aF &ç E p gl BK RL e a