Genç kızın artık hiç şüphesi kalma - dı; demindenberi bu Na bir türlü inandı- Tamıyor: — Ah Reşki şaka Olsa.. Soğuk, çirkin biş şaka O Diye iç; Şimdi artık kunçluğu, Mulamıy lıkla karşı Mişti. Hü Hin kolunu Birdenbire bıraktı. değişik, — Ncıîrın ama?,. Birdenbire ne oldu? Nim ne suçum, ne Bünahım vardı?.. — Senin — hiç bir Siçun yokl. Bütün Bünah benim!. Ben bulunmaz, îrıı—ınv bir genç gündenberi, eksilmedi, arttı!.. beraber yaşıyamayız... Neden, sorma... Benim yalancılığıma, dö- ğüme verl!. Ne der- n kabahat bende.. Peki ama, ne imiş bu kabahat?.. N © yaptın?. Hırsızlık yapmadın; adam öldürmedin; bizi Sak başka ne olabilir?. Bund. Ulak telek suçun olsa bile, ikceyhepsi unutul ur, he dert — Sorma bunları artık!, Mamt, N Tesem be — Başka bir kadın mı yoksa?. Bir kadın d Hüş ameddin, Bibi sustu. y .ç:k- Yormuş gibi dı.lı arının arasından çı- ân derin bir soluk, Süheylânın sor - duğuna acı bir cevab oldu. Genç kız, tıkanıyor Bibiydi: — Başka bir kadın ha... Demek beni başka bir kadın için bırakıyorsun, öyle Mi? Başka ezilmiş iki yanına doğru sarktı. Göz- leri uzaklara dalmış, dudakları titriyor, Köğsü hırçın bir çarpıntı T 'U. Hüsameddinin söyledikk lâ inanmak istemiyor; içi bir t buna razı olamıyordu. Onun gibi genç, Yakışıklı bir erkeğin hayatına ilk giren Anlata -|? ı | de, Kadın, elbet, kendisi değildi, bunu bi Yördu. Kim bilir, şimdiye kadar kimler: © düşüp kalkmıştı, Fakat ondan sonra, İşte kendisine aıuvııı evlenmek | Kimdi hâle getiren hangi kadın Gıkları istediği za- rabilecek bir kadın | şimdiye kadar, neden ortaya | neden hiç kimseye kendıhi | Hüsameddinin Vardı da, Çıkmamış, üze ütün ftan:c üçük düşürmek ddinin acı lâ kulağında çrhu , başının içinde u"u duyordu. Bir kaç dakika ikisi de suslu. Sonra — Ne dn,ın' timi bilmiyoru duı.umu anlıyamıyorum. A İhanmayı da bir türlü içim istemiyor!, Yanvı bizi birbirimize bağlıyacak yolu tirmekten, yarıda bırakmaktan İse, kim ise o k'ıd n, acaba ondan vaz - |bir fırtına değil İgibi, gençli | macera d Beçsen, olmaz mı?.. Olmaz mı Hüsam?. vnzguçnweı misin?. Unutamaz mısm bu kadımı?.. Hüsameddin, hep öyle donuk, uzak bir sesle: — Anlatamam ki... Nasıl söyliyeyim bilmem ki. Diye ranıyordu. — Ben de seni çok yüksek tanıdım, Hüsam!,, Sen de benim için bütün er - keklerden ayrı, hepsinden üstündü; Üstelik seni o kadar seviyorum ki ne hepsini unutmıya, hepsine göz cağım!., Benden evvel ğan bir kadın varsa, bugün bu ka- dın yeniden karşına çıkmış da seni ben- adetimi hiç kimseye kaplırmamak için mden geleni yaparım. Aylardanberi hazırlanırken, son bu saadeti, bu yuvayı brrakıp da getiye dönmem!.. Belki çok üzülece - Bim; bu üzüntü, belki de yıllarca unu- tulm ne yapayım, mademki bundan böyle sen büsbütün benim olacaksın, ben de artık ge;m iş günlerin hepsine göz yu- marim!.. Vazgeç bu kadından... — Öyle değil, senin bildiği rimizi tanıdı Süheyi gibi değil ğimiz ilk gündenberi sen ben de, ikimiz de yanıldık!, Beni karşında küçük düşüren, ün gibi, gelip geçici Öyle senin, dediğin eski bir â... İşin içyüzü | Zaten bırbi—: » Hiç birisi değil... — Demek, bu kadın, her kim ise, se- diye kedik Jerin ) sak kadar derin olacak; fakat|T BÜYÜK AŞK ROMANI l(. R. Enson Sevmiyorum, sevmedim, diye - mem, Fak:ı( sen büsbütün b: sevi t şimdi anlıyorum!.. eki ka yYorsun, deği Allah aşkına bu kadın?.. ni bu kadar altüst eden, çılgınl, ren nasıl kadın?.. Tanıyor müyum . ikın, Fahamet mi?., Şu, doktor Hamdinin boşadığı ka- din, öyle mi?.. Senin de akraban olu - yor, değil mi?.. Demek 0?.. — Evet... — Peki ama, gene anlıyam tu! Zaten sen de biliyorsun ki kocasın- dan, daha şu son günlerde ayrıldı. O yana kadar aramızda bir tek söz bi le geçmedi — Nası ki böyle y ğ dını seviyorsun, öyle ise neden benim karşıma çıktın? Beni Yarı yolda bıra cak olduktan sonra, gene o kadına dö- necek olduktan sonra, neden benim ha- |yatımı da üst ettin?.. Neden bugüne kıdar yalan söyledin?. Daha bu sabah, öğleyin birdenbire işim çıktı, diyordun Bu yalanlara ne lüzum vardı?. Ma - demki onu seviyordun, öğle y beraber gide Niz, neden ben: aldat tın, niçin?.. Beni son dakikaya kadar, nve diye oyaladın?. Hüsameddinin yüzüne ölüm rengi yayılmıştı. Boş bir bakışla o da gmı' K rini Süheylâdan ayırmıyordu; olur, (Arkası var) mlâk ve Eytam Bankası iliârlaırı - İLÂN Emlâk ve Ey tam Bankası Istanbul Şubesi Direktör- .. ... l konto et r yazıhı olarak g üğün den: tirmekte bulunan mütekaltlerin üzerin- gişelerimizden aldıkları nu- maralarla tayin olunan günlerde bankamıza müracaatları ve bunun hari - cinde vaki olacak dileklerin yerine getirilemiyeceği. 2 — Harp malüllerinin ayın dördüne kadar vaki olacak müracaatları günü gü- nüne icra edilip ondan sonraki müracaatlarının sıraya tâbi olacağı ilân olunur. — (487) İÇVE D IŞ YÜZ.. Yazan : Peride Celâl Bayburtlu «Canım kocacığım: Sen gittin ve ben ayrılığın ne müthiş TeT bir gşey olduğunu anladım. Artık akşam- ları kapımın zili, evimin erkeğinin gel- diğini bildiren sevinçli çığlıklarla ötmü- yor. Sabah kalktığım zaman yanımdaki yastığa dalgın dalgın bakıyorum. O yas - tıkta bir zamanlar sabahları «kalk.. kalk> diye, söylenerek uyandırmıya çalıştığım tup gene yüzünü öbür tarafa çeviren sev- gili bir baş vardı ki şimdi ona hasretim Giderken «bu szadetimiz için lâzım .| Sevgilim, gene seni düşünerek istikbalde | yuvamızın daha iyi, daha ferah bir halde orum» demiştin ve bir çocuk gibi ağlamaktan korktuğunu | r “|söyliyerek teşyie gelmemi istememiştin. Biliyor musun ki seni te: " |için yle gelmediğin Or: arka - şimdi — âdeta seni alıp gölüren — vapurun sında bıraktığın karını görmeni İster - dim. Nasıl ağladığımı görmeni ve göz yaşları ile ıslak yüzümden seni nasıl çıl- gin gibi sevdiğimi anlamanı isterdim. On yıl bu sevgilim, on yıl bir damın altı da yaşadık. Belki birbirimizi incittiği - miz günler oldu. Biz de her karı koca gibi kavgalar ettik, darıldık, barıştık. Fakat muhakkak ki birbirimizi her an için sev- mekten vaz geçmedik. İtiraf edeyim ki pişmanım. . |benim bazı günler sana duyduğum o es- ki, sönmez aşkın sönmekte olduğunu zannettiğim oldu. Fakat sen giderken birdenbire sanki kalbimde küllenmiş bir ateş açıldı ve aşkın benliğimi bir yan- diğini bana isbat etti. Çok zamanlar se- nin de benden bıktığını, artık benim se- nin için ağır taşınması güç bir yükten başka bir şey olmadığımı sanarak şüp - helenmiştim, fakat giderken sapsarı olan muztarip yüzün, ateş gibi yanan ve beni yakan sevgili gözlerin yanaklarına değ- diği zaman buz gibi titriyen dudakların, bütün bunlar bana anlattı ki ben de se- nin için hâlâ on sene evvelki çılgın gibi sevdiğin genç kızım. Bunu anlamak bil- sen benl ayrılık azabı içinde kıvranırken :|ne kadar teselli etti. Seni ne çok gö n geldiğini an - latmıya muktedir değilim. Çok zamanlar sana «ya gel, ya geleyim. çekmek istiyorum. Sensiz yap: , paranın, istikbaldeki saadetin artık beni teselli edemediğini anlatmak istiyo- |rum. Ve kendimi zor susturuyorum, demki sen böyle istedin demek, zamdı sevgilim, senden ayrı kalmıya ta- hammül etmiye çalışacağım ve bu ta - hammülümü yol arttırac Bu « «of ne kadar da uzun ak ma- bu lâ n sa cası, rek mektübü can rine fırlattı ve © sırada *bugün posta nin takvime ilişince ye, mırıldand kâğıt çe ya başladı Sevgili karıcığım: Mektubunu büyük bir sevinçle ve okürken hazretin küstürdüğü kalbim dolarak aydınlandı. Ne güzel Bu ayrılık iki: fadar derin se denemek için üdeta tecrübe oldu. at ben zaten buna e- mindim. Şimdi senin de aramızdaki aş- kı yakından görüp anladığını düşünerek mes'udum. Sevgilim, vapura” gelmediğin için piş- İman olduğunu yazıyorsun. Fakat iyi ki i, Uzun uzun düşünerek yazmı- saadetle göylüyorsun birimizi ne İlattı. Aşkımızı bir ve «bırak uyuyacağım» diyerek sornur -| ğ 4 | ler gın gibi sararak hiç bir zaman sönme -| ğ« |K gelmedin. Çürkü benim ne perişan bir halde olduğumu görecektin. Güzel güze lerinde parlıyan yaşlar beni — yolumdanm adete çıkaracam ta kavuşturacaği durdu. Dudaklarında müstehzi ssüm kıvrılmıştı. Karısına o güm uk gibi ağlamaka rolünü mükems o kadat tan korkuyorum» derker ri ihtiral tebrik ediyordu. Çünkü o gün en muztarip değil, belki en mes'ut gün « a vdiği bir kae rdu. Zaten ahati sırf çılgın gibi sevdiği bu genç kadınla yalnız ve daha serbest ka- lmek için tertip etr O gün karı: sını «bir çocuk gibi ağlamaktan körkü « nden biri mesi de onün öbür kadını yanında gö « rüp her işi anlamasından korktuğu içine di, Saatine baktı ve kaşlarını çatarak gena kalemi eline aldı: «Sevgilim geçen burada bir dos « tumla senden konuştuk. Ona sana olan hasretimi anlattım. Beni teselli iye lıştı ve bir aralık gülümsiyerek: <Ay« rilik büsbütün sevgiyi tazeler, dedi. Ka « rı kocanın bir müddet için birbirlerinden uzaklaşmaları kadar doğru bir hareket Jolamaz. Bu suretle birbi maktan kurtulurlar». Dost dım. Ve bizim sevgimizin böyle bir şe- ye ihtiyaç göstermiyecek kadar kuvvetl! olduğunu söyledim.» Adamın dudaklarında gene müstehzi, deminkinden daha geniş bir tebessüm be. irdi, Mektupta «dostum» diye, bahset « metresinden başkası değildi. Yolda «korkarım bu ayrılık sana karını özle « tecek, yeniden onu sevmiye başlıyacak « sın» diye, Ona takılmıştı. O buna uzun kahkahalarla gülmüş, ve kadını öperek susturmuştu. Şimdi mektubu — yazarkon İbu sahneyi hatırlıyor, gülüyordu. Sonra dudaklarındaki tebessüm sılindi ve gene | ciddileşerek mektubuna eğildi: «Bazan senden bıktığımı, o eski ateşli aşkımın söndüğünü zannederdim diyor- un Sevgilim belki sen bu hislerin te « sirinde kalarak benim de sana karşı ayni hal içinde bulunduğumu düşünüyor ve iyordun. Çünkü ben sana karşı duye ğum sevgiden hiç bir zaman şüphe et medim.» Bird ö Ba ındaki kapının açıldığını duymuştu. Di çevirdi. Eşikte çok şık bir sokakf afeti içinde ola: üzel metresi du.uyordu. Ka: li bir ifade ile çatarak «canım çıkıyoruz: de« E yüzü mütes ne 21 üzüyordu p verdi. Şu m: ordum amma, artık ıkar kap adam telâşli bir hare eğildi. kaç bağlamıştı: » Kadın se« ç gitti ve tle mektubun Üs daha yazdı. «Son — berim ve daima öyle sini zevine bir Sonunu şöyle le İle zarfa koyup kapattı ve üzerine adresi yazaralı tebine koydu. Hemen dışarı fırladı. (Devamı 11 inci sayfada)