SON POSTA * XEĞ Mayıs 12 » Fransa harici Siyasetinin Yeni inkişafı Yazan: Muhittin Birgen ransanın Avrupada takip etti- ği bütün harp sonu siyaseti geçen sene içinde alt oldu. Hitler bıra- kıp Musolini alarak, Musolini bırakıp Hitler alarak yapılan siyasi hamleler ve taarruzlar, kademe kademe Fransa- nın Avrupa siyasetindeki hâkim ve müteneffiz rolünü bırakarak geriye çe- kilmesini mucip oldu. Hitler hangi ha- vadan çaldıysa, Musolini ona dem tut- tu; İtalyan Führer'inin sazından hangi sesler çıktıysa, Hitler sesini ona göre âyar etti ve nihayet Rusyayı bir taraf- ta, Fransayı öbür tarafta, hiç olmazsa manen tecrübe etmek plânların - da muvaffak oldu. Hattâ Lehistana ve- rilen para, hattâ Küçük Antanta karşi gösterilen cemileler, hülâsa, her şey . Silâhlanan — Almanya, nn bir. istikamete çevirdikleri siyasi hamleleri karşısın- da, bilhassa milli müdafaa — kuvvetini, enternasyonal ihtilâl nizamt üzerine kuran bir siyasetin merkezi ve şarki Ayvrupada mergup bir siyaset olmasına imkân yoktu. Bunun için Küçük Antant, ismi var, cismi yok bir varlık oldu; Balkan mem leketleri: Sana, senden gelir, ber ne gelirse! Düsturunu kendi hayatlarına tatbik zamanının gelmiş olduğuna kanaat ge- tirdiler ve bu suretle son aylarda bil- hassa mânalı şekiller alan siyasi hâdi- seler meydana geldi, * K Fransanın Avrupada — takipettiği harp sonu siyasetinin en büyük hata- sı, bir galip ve cihangir siyaseti olma- sı idi. Fransa, bunu Almanlara karşı, mağlüp olmuş oldukları için böyle tat- bik etti, Diğerlerine de, kendilerini mağlübiyetten ve ölümden kur - tarmış olduğunu ileri sürerek böyle yaptı. Günün birinde Hit- ler, haklı olarak, — «Gleich berech tigung», yani «hukük müsavatı.» diye ortayg atılınca Fransa biyasetinin ma- nevi bir kanadı kırılmış oldu. Bir müd- det sonra, küçük ve orta kuvvetteki milletler de bu işlere baktılar; gördü- ler ki, sulh bir tarafın iradesi ve hâki- miyeti ile değil, umumi bir dostluk, â- henk ve müvazene ile düha iyi temin edilir. Fransa dostluğunu inkâr etme- diler; fakat Almânyaya düşman olma - ları için de ortada hiç bir söbep yoktu. Her şeyden evvel milletlerin kendi kendilerine müstakil bir siyaset sahibi olmaları lâzımdı. O zaman bu siyaset etrafında küvvetli bir cereyan vukua geldi ve nihayet Fransa, kendisine kopmaz minnettarlık bağlarile bağlı ol duklarını zannettiği milletlerin bile, yanından ayrılmış olduğunu gördü. Bu manevi nüfuz kanadının ikisinin de kı- rılmış ölması demekti. Siyasette iinnettârlık, falan gibi hislerin tesirleri pek azdır. Milletler, evvelâ keüdi hayatlarını düşünürler. En güzel siyaset, müşterek ve umumi Menfaatler üzerine kurulan — ve eğer Bulh isteniyorsa, sulhu berkesin ayni miktarda istifade edebileceği bir ni- met haline getiren bir esas üzerine kü- Tulur. Fransa, 918 den sonraki Avru - pada kendisi için bir sulh düşünmüş- tü; milletler ise 936 ve 937 de ssulh herkesin malı olmalıdır.* dediler. * Fransa, geçirdiği gaflet devrini ya- kin zamanlara kadar anlamamıştı. Or- sey rıhtımının Bürokrat unsurları bu Bgaflette son dakikaya kadar ısrar ettij- ler, Bunun delilini Hatay meselesinde gördük. Son dakikada Bay Blum'un şahsi müdahalesi olmasaydı, bu işten bir facia bile çıkabilirdi. Bereket ver- sin ki Blum, yeni bir siyaset devrinin gelmiş olduğunu kavrayıp işi eline a- lan bir insan olmasını bildi. Anladı ve anlattı. Zaten bir zaman- danberi Avrupadaki ahval de kendili- ğinden anlatıyordu ki değişmeğe ve de- giştirmeğe ihtiyaç vardır. Fransuı dıp- lomasisi — bilir ki bu değişme fik - rinin umumi ve müşterek bir fikir ol- masına yardım etmek hususunda Tür - kiye diplomas'sinin de büyük bir hiz- meti olmuştur. Bu diplomasi belki ön. seden Fransaya hoş görünmemiş ola - VSi ci dK Di a Hai e Resimli Makale: İyi iş geç olur, diyene inanmı. —a a Geç olan güç olur, sözü daha doğrudur. SÖZ ARASINDA Efradından hiçbiri Tabii ölümle Ölmiyen bir aile Işbu kaziyye Adamın biri bir ilmisima kitabı o- kuyormuş.. Kitapta şöyle bir bahis -— , | HER GÜN BİR FİKRA . üş: «Her kimin boyu uzun, gözü çakır, Yyüzünün rengi sarı ve sakalı bir tur tam bir parmaksa, o kimse ahmaktır.> Adamın boyu uzun, gözünün ren- gi çakır, yüzü sarı imiş.. Sakalın; da ölçmüş, o da bir tutam bir. parmak gelmiş. — Şunun bir parmağını keseyiml Demiş. Bir tutam. tuzmuş, açıkta kalanı tutuşturmuş. Sekal tutuşunca eli kızmış, elini bırakmış. Bu yüzden de bütün sokalı yanmış. Aymnada suratını cascavlak gördük- İtalyada Mölinella kasabasında em- lök sahibi bir adam tâkriben bir hafta evvel karakola müracaat ederek karı - sini boğduğunu, buna sebep olarak 'da karısının “çocuklarım -sevmediğini söy - lemiştir. Zabıta memurları cinayetin| © vaki öldüuğü eve gittikleri zaman iki küçük çocüğün analarının boğulduğun dan bihaber olarak yanında mışı! mışıl Uyumakta olduklarını — görmüşlerdir. Zabıtanın tahkikatı caninin sevdiği di- ğer bir kadınla evlenmesini temin et - mek üzere zavallı karısını öldürdüğünü ten sonra; biraz evvel kitapfa okudu- u bahsin altına şu cümleyi ilâve &t- miş: «İşbu kaziye : Dbittecrübe sabif ol- müuşlur.> itfaiyenin rolü Fransada Poiteirsde Madam Fuurnier isminde bir ebe bir doğuma çağınlır, Ebe kadım çocuğu dünyaya getirir Iıknl[ Çocuğun nefes alamadığı görülür. Ebe, butun üzerine doktora telefon ederek uzün müddet bekliyeceğine derhal it - faiyeyi çağırır. *"İtfajyede yangın esnasında düman - Doğumlarda İtalyan gazeteleri bu aileye bir müd- dettenberi büyük bir talihsizlik geld. - ğini yazarak iki sene evvel - ötdürü kadının anasını da hırsızların öldür - müş oldukları, bu kadının bir kız kar- TDEİR bi 4 ::Lm:'hîn::"y. kurban gittiğini ruya hava verilir, bütün pyntlı:'re rağ l men yavru kendine gelemez. Bir saat iki saat geçer, nihayet ebe ümidini ke- ser itfajye yüzbaşısına: ü — Artık dirilmez. Zahmet'nize teşek- kür ederim der. Muhatabı çok tecrü - beler görmüş bir kimse oldubıî;uğ;. , Pariste tesbit edilen görüş birliği,| — Ben bir çok dumandan | hizce, enternasyonal siyasetin ;ın. Ğ vak'alarına rastgeldim. Bir tüp d.ıh, görüşünü ihtiva ediyor: Sulh hiç kımsej ttlümba edelim de ondan sonra ümi. için değildir; sulh. herkes. içindir. ve|dimizi keselim! Cevabını verir. — — —- herkes bundan istediği kadar istifade| Ve tam üçüncü tüb ile hava verilmi- hakkını hsiz olmalıdır. «Sulhs fikri, | Ye başlayınca çocuk kendine gelir ve «cebira fikrini nefyeden bir fikirdir. | *8lamıya başlar. , Türkiye, bu fikrin müdafaası ( Yavru şimdi dört aylıkmış ve sıhhati herkesle beraberdir: Fransa, Almanya,|de fevkalâde iyi imiş. lİng Kere, Rusya, kim olursa olsun, şart sız ve kayıtsız olarak... Türkiye, bu va-|ye ile Fransanın uzun zaman yanyana İziyetten, kendi namına da, Avrupa na- | ve dostça çalışmalarını her iki taraftan mına da memnundur. Realiteleri, haki-|da temenni etmek lâzimdir. —— |ki ölçülerile ölçmsini bilen ve kendisi- Muhittin Birgen ne krşı göslerilmiş olan edostça muha- lefetin» samimi ve beşeri mânasını tak dirden aciz olmıyan Fransanın da bu bilir; fakat, netice gösteriyor ki cihan sulhu için en güzel yolun bulunmasın- da, Türk diplomasisinin çok faydalı la- aliyetleri olmuştur. ve. şimdi. Fransa bundan dolayı memnundur. B * Evvelki günkü yazımda kdğıt fiatlarım- dan bahsederken, dikkatsolikle bir yan- vazivetten gayrimemnun — olmıyacağı | leşlik yapmışım: Elli yerina yüz kuruş de- muhakkaktır. mişim. Lüzumsuz bir mübalâğa yapmış Zorla tutulan bir sulh yerine, hak ü- | olmayı istemediğimden tugün tashih edi- zerine kurulan bir sulh lehinde Türki- | yorum. — M. B. Paris halkının Ağzında dolaşan Yeni bir küfür j ı Pariste beynelmilel sergi hazırlıkla- rı devam edip dururken bir hayli de de dikodu oluyor: Sergi işleri gayet ağır gidiyor, serginin resmi küşadı.tehir e- dildikçe ediliyor. Bu yüzden Pariste yeni bir ortaya çıkmıştır. Şoförlerden halka in- tkal eden bu küfür şudur: — Sergi gibi yerinde sayıyorsun, Bizim «balık kavağa çıkınca» dar- bı meşeli de şimdi Fransada; — Sergi — BSergi açılınca! şeklinde söylen » mektedir. 1937 Yılında masumiyetin manası Los Ancelos mahkemesi son günler zarfında verdiği bir kararla masumiyet mefhumu hakkında tuhaf bir dediko - du açılmasına sebep olmuştur. Mesele şudur: 18 yaşında genç bir kız bişanlısı tarafından terkedilip, kız bu arada bir felâkete de uğradığını id- dia ederek 10,000 dolar zarar ve ziyan istiyor, ve tecrübesiz olduğu - cihetle böyle bir felâkete uğradığını iddia e- diyor. mahkemenin kararı şudur: — Bu iddiayı bu kızın büyük anne- si ileri sürmüş olaydı makbul - olabi- lirdi. Radyo ve sinema asrında Ame - rikada |8 yaşında genç bir kızın bu kâdar bilgisiz olması kabili af değil - 'dir. Bu felâkele hakikaten cehaleti yü- zünden uğramışşa, kanun — cehil ve bilgisizlik yüzünden vuku bulan felâket erde ceza vermiyor. Havada uçmak isteyip de kendini balkondan aşağı atanlar gibi... B e e e İSTER İNAN İSTER İNANMA! Bir İngiliz gazetesi Alman balonunun Amerikada uğ - radığı kazayı hâdisenin vukuundan bir saat sonra Lon- dradaki okuyucularına haber vermiş. Müteakıp nüsha- sında da yanan ba'onun radyo ile getirtilen resimlerini peşretmisti. den tehir edildiğini iderek ertesi günkü İSTER İNAN İSTER İNANMA! Bir İstanbul gazetesi İstanbul mahkemesinde görülme- si mukarrer bir cinayet davasının vakit darlığı yüzün - duyamadı, görülmüş olacağını farze- nüshasmda görülmüştür, diye yazdı. Sahir, Haşim, Nazif, Sezai, fon plâklarına ahp da muhafaza ed€ * / mez miyiz? görmüyorum. Yeter ki ahlâf bizim altında kalmıştır. Sözün Kısası Canlı yadigârlar E. Talu eşeriyetin de, tıpkı ferdler B bi, buyunda vakit vakit iyil” ğe veyahut ki fenalığa daha ziyadü temayül oluyor. Bugün nankörlüğü şiar edinen bir camianın yarın son rece vefakâr ve kadirşin. görülüyor. Bu âni değişikliği bazan tek bir hâdisedir. Düne kadar, «putları devirmek» 207 — manımızın ve bilhassa bir kısım gen$” n kat'i hedefi gibi görünüyordi bamidin ölümü bu takip edilen istikameti bizde âz çok değiştirdi; H': fakârlığımızı ve kadirşinaslığımızı denbire nüksettirdi.. Bu bir tâlihayım dır. Bahusus ki, aklımız başımıza gele * rek, yalnız ölenlerin arkasından ağlâ* mağı kâfi bulmayıp, ne zamandır g€t © rektiği gibi dirileri de tevkir ve tebtik © etmeğe başladık. Halit Ziya üstadımıza yaplıan tör c renin fikre hürmet bakımından münâ sı büyüktür. Demek oluyor ki mane * viyatı maddiyattan ayırt ederek, hef — birine lâyık olduğu mevkii vermeğt — başlıyoruz. ' Bir milletin mefahiri o milletin hat yatiyetini tarsin eden şeylerdir. Tür * ikün zindeliği ne derecelerde kavi olur” — 'sa olsun her sahadaki büyüklerini tek" rimden vareste kalamaz. Bu, sali h'ııil'_— için değil, cihan için de böyledir. BUS nu önünde sonunda anlamış, takdir €te miş olmamız bizim hesabımıza bir y& ni şereftir, Bunu memnuniyetle kaydederkefir | hatırıma gelen bir şeyi de burada 087 — Zarı dikkate arzetmek isterim, Şu soll — bir kaç yıl içinde yalnız edebiyat ÜS ' *|tadlarından kaybettiğimiz kıymetâ şahsiyetlerin sayısı epeyoedir. CenâPr; Hâmide yi Bilmem hepsini tam olarak hımlıyı_' bildim mi?. Her ne ise.. Bunlardan bi” 4 | ze yadigâr olarak, gömüldükleri mld' 4€ zarlardan başka belki bit iki delter ©& yazısı, birer yazı takımı, bazı resimlerf — ve bir kaç cilt kitap kaldı. Bunlar Gö: perakende, şunün bunun elinde dağıl” « mağa; bir müddet sonra yok olmağl - mahkümdur. A Halbuki, bütün bunları, daha önd€ — gelmiş geçmiş olanlara ait neler bulü? — nursâ, 'onları da ilâve ederek, İstanbül » üÜniversitesi dahilinde tesis ol bir «edebiyat müzesi» nde mı etmek imkânı acaba yok mudur? Ve" » Bu, ahlâfımıza güzel bir armağan olmâğ ; mı? Sönta, müdemki fen, san'at ve ml:' v kine asrındayız. elimizde en mütekö”, « mil sinema makineleri olduğu gibi gre? mofanlar da var, Varlıklarına kıym" verdiğimiz adamların, aramızda 119: 'canlı Bir kaç filnilerini çekemez, bây ” , ranlıkla dinlediğimiz seslerini gramt0 ©» Bu canlı yadigâtların, ileride naSik-> makbüle geçeceğini söylemeğe luz,g: İ dar kadirşinas olsun! ü Biliyor musunuz ? İ — Meşhur Yunanlı filesol Socrat KAf ür.? iray ae GAŞ sülâlesini inkiraza uğratan kimdir?. — 3 — Fenlandiyanın nüfusu ne İ’“'d dir? Fenlândiya kaç yıl Rusların idt' ( Cevapları yarın) * ( Dünkü suallerin cevapları ) pi 1 — 3 üncü Napolyonun karısı Mf ratoriçe Eugenie Grenade — doğmuf yaşında Madritte ölmüştür. > 2 — Mogollar ilk defa 13 üncü sari? Avrupaya akın yapmışlardır. l;ıu_u* yı geçerek Rusyayı baştanbaşa Mar mişler, Lehistana girmişler, oradan öi caristana, — Macaristandan Bulgaristan sahillerine kadar "".fı; dir. Bu akıncıların. kumandanı hanın toronu Batu idi. 3 — İtalya birgün 69 vilâyetler 'Mr"“*