10 Say End SON POSTA an teleine : 20 ülüs Şövalyesi Abdurrahman A, R. Florinda, Kralın odasında sevgilisi Tarif ile kırş;laşmışh bir anda iradesine hâkim olamıyarak “ Allahın büyük hikmeti karşısında hayran kaldım. ,, demişti İhtiyar uşak, tek- rar içeri girmişti Werlere kadar eğile rek: — Kont hazretle ri!.. Pek muhterem madmazel cenapla - rının binecekleri sed ye, emirlerine âma dedir. Demişti. Florinda, hayretler Içi yen uzun — mızraklı, enli kılıçlı, küstah, kaba, her gördükle- ri kadına bıyık bü -« ken muhafızlardan | ) “ Son Posta ,, nın büyük deniz romanı :31 BARBAROS'" -Korsan Peşinde Yazan : Celâl Gengiz Kardinal Kontarino Barbarosun forsaları arasınd — Bu kadın böy- le ıssız bir. yerde dört yıl nasıl yaşa « mış? Ben bu işde he nüz yırtılmamış bir esrar- perdesi gö « Tüyorum... K Diyerek Jüzetta- nın gözlerinin içine baktı, Jüzetta, bir saat önceki saf, müte - vekkil Jüzetta de - ğildi. Ya Salih Re - isin dediği gibi, Bar €ser görünmüyordu. Merdivenlerde, ko|memnuün ve mes'udum... İspanya top- barosa bir oyun oy- fidorlarda, acele acele gidip gelen Ber-| raklarına ayak bastığım dakikadanberi, nuyordu.. yahut esa beri zabitlerine, emir neferlerine, şehir , hep sizin, hep sizin askerlerinizin yük- retlen hürriyete ka- halkından iş sahiplerine tesadüf edili-İsek ve şerefli hizmetlerine dair men * vuşan bir insan se- kürek çekiyordu A yordu. Fiorinda, gideceği yeri bilmediği için bir zabite sormuştu.: — Kumandan Tarif'i nerede görebi- lirim?. Dimdik duran Betberi zabiti, büyük bir vekar ve ciddiyetle cevap vermiş -< tiz — Bu dehlizi, sonuna kadar - takip ediniz. Karşınıza gelen büyük kâpıdan içeri giriniz, Florinda, sür'atle — ilerilemişti. Tam kapinın önüne - gelir gelmez; ©o za - man vücudü hafifçe ürpermiş: — Burayı, tamıdım... O ahlâksız kra- lm dairesi. Diye, söylenmişti. Kapının önünde, bir Berberi neferi durüyor.. kılıcının kayışı ile oynuyor- du... Florinda, ona da sordu: — Kumandan Tarif'i nerede görebi- kabeleyş dinliyorum... Daha bir kaç ay vincile çarçabuk de- evvel, zulüm altında inim igim inleyen gişmişti. halk, birdenbire o kadar değişmiş ki...| — Barbaros, Salih Herkes gülüyor. Herkes oynuyor. Her- Relse; kes saadet ve memnuniy bahsedi-! — Bu muammayı yor. Yalnız insanların çehrelerinde de- zaman — halledecek, dağların, taşların renginde bile bir dedi, şimdiye kadar neş'e görünüyor... Bu kadar az bir za- onun macerasını din manda, koca bir milletin bu derecede ledik. Bundan sonra minnet ve şükraninı kazanmak.. ne bü- |da o bizi dinlesin. Artık cumize düştü. yük iş.. ne büyük muvaffakiyet Tar !:'Bır kadından bize tehlike geleceğini ' sö — E.. bunda; sizin de bir şeref hisse- | düşünmek bile küçüklük olur. niz yok mu, Florinda?..— Bizi teşvik| Geceyi körfezde geçirdiler. eden.. bizi, bu zafer yoluna keyle -| Ertesi sabah yola çıkacaklardı. yen siz değil mi idiniz?,. Hattâ., artık,| Barbaras Jüzettayı kendi kamarası- zamanı geldiği. için bahsedebilirim..|na göndermişti. battâ bana, bir de kıymetli mükâfat| Jüzettanın perişan kılığından da bel- vatdetmediniz mi idi İliydi ki, © bu ıssız körfezde uzun za- Barbaros, Salih Rei: bu sözleri lerken, gemiciler - birbirlerine ba - kıştılar., Güvertede fısıltılar başladı: — Barbarosun gizli bir plânı var.. — Nerden anladın? — Salih Reise, Korsikada görülecek hesaplardan bahsediyor. — Barbarosun hesaplarına akıl er - — Evet.. çok doğru. Hakkınız var.| mandanberi yaşamıştı. mez. |O mükâfata tamamile liyakat kespet -| Genç kadının. sırtındaki elbisesi li-| — Orada ne yapacağımızı biliyor mu tiniz. Ve öyle tahmin ediyorum ki;|me lime olmuştu.. onu bu kiyafette 'sun? gittiğimizi düşünmekte mâna var mi? * Güneş ufuktla denize dalıyor.. Ortalık kararmağa başladı. Sular gittikçe esmerleşiyor. Jüzetta, bir gemici tarafından Ka * maraya getirilen yemeği kendi kendin? yemekle meşgul. Rüzgâr gittikçe artıyor. Gemiciler sevinç içinde.. Kürekçilerin yüzleri gülmeğe baş * ladı.. lirim? mükâfatınızı da derhal isteyeceksıniz.| Romada görseler, bir dilenci diye yü- Nefer, Florindanın yüzüne bakmıyı4 Tarif, gözlerini yere indirdi. )Irve—ııı'mp bakmazlardı. Prensesin asaleti bile lüzum. görmedi, Sükünetle cevap can ve mahcubiyetten titreyen bir ses- | gözlerinden ve konuşmasıydan - dikkat verdi; le cevap verdi: edilince - seziliyordu. — Bü dehlizi sonuna kadar takip! — Hayır Florinda.,, biraz daha sab - B* ediniz. Karşınıza gelen sedef işlemeli tedeceğim. Onu, biraz daha fazla hak Prenses Jüzetta Kor-i'a kapıdan içeri giriniz. etmiye gayret göstereceğim: Faka: on- yolunda.. Florindanın . vücudü, büsbütün titre- dan sonra,. sizden alacağımı, faizile iş- mişti. Tekrar, kendi"kendine: tiyeceğim. | İ J i Te nf ea * — Orası.. kralın odası... Demek şim- Y—bı:h. Tarif. beni korkutuyorsun. neîğ:;î:îfı;—:(:ğî:;rğ”mm_un !ar-wk — Barbaros hize, Cerbeden ayrılır - ;(l:rl;ğîdın (gemici türküsü) söylü -- Ç SA a,benden veremiyeceğim kadar çok a K en: At ğ Bunlari söylerken, ilerlemişti. O, se- | bir Şey istersen?.. saları arasında kürek çekiyordu. ken: (Hepinizin ceplerini altınla dol -| — Jüzetta Türkçe anlamıyor.. def kapının önüne gelmişti. Tam o an- da kapı açılmış.. Florinda, zenci bir kö- le ile karşılaşmıştı. — Kumandan Tarif'i nere de görebi- lirim, — Giriniz. Kumandanla karşılaşa - caksınız. Florinda, sevinç ve heyecandan bo - ğgularak, abânöz üzerine sedef işlemeli kapının kanadını itmişti. Odanm sağ tarafında, büyük bir vazonun yanında, levent gibi boyu ile dimdik durarak elindeki kâğıdı okuyan (Tarif)i görür görmez, şoşırmıştı. Bir anda iradesine hâkim olamıyarak: — Hey kadir Allah... Seni, nerede görüyorum, Tarif?.. Allahın bu büyük hikmeti karşısındâ, hayran kaldım, Diye bağırmıştı. Tarif, elindeki kâğıdı, yanındaki ma- sanım üstüne atmış., ellerini semaya |" kaldırarak: 1 hayrette kalan benim, mad - Mazel,.. Hakikalen siz Mmisiniz; yoksa, hayalinizi mi görüyorum. Diye mırıldanmıştı. İkisi de, birbirlerine ellerini uzat « mişlardı. Artık, hiç bir şey söylemiye hattâ, hiç bir hareket göstermiye kadir olamıyarak derin derin birbirlerinin gözlerine bakmışlardı. Nihayet Tarif, bu sükütu ihlâl et - mişti. — Florinda!.. Şu anda hissetti serretin büyüklüğünü hiç bir şeyle öl- çemem. Ordumuzun kazandığı muvaf- fakiyet hasıl olan sevinci; şiradi bura- ya gelmekle, sen ikmal ettin, Diyebilmişti. 'Tarifin bu sözlari, Florindavı da ha- rel getirmişti. Gül gibi nermin ve pembe elleri!e, Tarifin tunç renklı elle- tini sikarak derhal cevap vermişti: — Yâ,. ben, Tarif... Bilsen, ne kadar m me- — Hâyır.. hayır.. sizi korkutacak ka- dar çök değil... Zaten, parmaklarını - zin ucunu, çok kısa bir müddet için ba- na verecek değil mi idiniz?. — Eyet, — Zamanı gelince; ben bütün elinizi, ebediyen. bana vermenizi rica edece - Bğim. Florindanın, bütün vücudü sarsıl - mıştı. Büyük bir hayret ifade eden de- rin bir nazarla, Tarifin yüzüne bakmiş- tı. Ve sonra: — Ah Tarif.. sen yalnız hir harp kahramanı değilsin. Ayni zamanda, ne- zaket ve hassasiyetinle de, kaiplere hâ- kim olan kudretli bir şahsiyetsin... Ba- na bu zarif ve nazik sözleri nere de söylüyorsun, biliyor musun?.. Ahi bir kralın, kabâ ve küstahca biz har ketfe kadınlık gururuma te Bu elimle onun suratına bir tokar i iş. bu haysiyetsiz krala haddini ildirmiştim.., Şimdi ayni eli, büyük bir meserret ve memnuniyetle sana u- zalıyorum. Bu elin ebediyen senin ol- duğunu söylerken de büyük bir şeref duyuyorum. Diye bağırmış | Tarif, bu sözler karşısında, bir an İmebhut kalmıştı. Ve sonra, 1 larının içindeki o ellei İreye dudaklarına kald mesti içinde, dudaklarına day * Sabık Got krallarının sarayında, şim- di o sarayın hâkimi olan Tarif'in oda- sıriıda bir saat kadar kalan Florinda, büyük bir sevinç içinde avdet ederken, kumandan Tarif sokak kapısının mer- divenlerine kadar - inmiş.. “|lih Reis Barbarosa soruyord Ertesi sabah Alvaro limanından gü- raç almayı da ihmal etmiyecek.. Deniz dalgasızdı.. | Şimal rüzgârı çok hafif esiyor ve ge- milerin yelkenlerini güçlükle şişiriyor- du. Jüzetta kamarada yatıyordu.. Prenses derin bir sersemlik içinde, gördüğü rüyadan henüz — uyanmamış gibiydi.. Alvaro limanından kurtulduğuna seviniyordu. Fakat, saatlı geçtikçe içine bir korku girmişti: — Acaba nereye gidiyoruz? Genç kadının beyninde - derini bu istifham nasıl ve ne zaman Çüzüle- cekti? Kprsan gemileri, deniz çölde giden develer gibi sıralanmışlar- üstünde, Zldı Alvaro Hmanından ayrı en, Sa - — Bu hava ile Korsikaya ne zaman "|varabiliriz? — Ancak kirk sekiz saat sonra.. — Rüzgâr çıkıncaya kadar - Alvaro Umanında kalsaydık fena olmazdı, — Tehlikeliydi.. daha fazla kalmak istemedim. — Buralarda da bizim için bir teh * like var mı? — Şüphesiz. Halkulvad kaiesine sı- ğinan Amirai Alvaronun — bugünlerde buralara uğraması muhtemeldir. Kor - aya gidinceye kadar hiç bir düş - manla karşılaşıp çarpışmak niyetinde değilim. — Ya karşımıza çıkar ve bıze taar - ruz ederlerse?.. — O 'zaman iş değişir. Bize yapıla - cak her türlü taarruza derhal mukabe- le edeceğiz. Fakat Korsikaya hiç yıp - sevgilisini |ranmadan- gilsek çok iyi olur. Çünsü o büyük bir hürmet ve nezaketle- teşyi |rdda görülecek — bir-çok hesaplarımız etmişti (ârkası var) var. altın kaçakçılarının sığındıkları bir a- dadır. Barbaros buradaki kaçakçılara boyunu gösterecek.. duracağım!) dedi. Korsikaya hâlâ niçin — Hayır.. ya sen? — Benim bildiğim — şudur: Korsika| den kürek çeken forsalâr geniş nefes 3* lıyor ve omuzlarını küreklerine dayâ * yıp dinleniyorlar. Sular iyice karardı: Jüzetta geminin arkasında dolaşafi nöbetçilerin seslerini duyuyor . Bir kaç Türk korsanı hazin seslerile — Sade bu kaâdar mı? — Boyunu göğterirken, elbette —ha- (Arkan var) SATIŞ İLÂNI İstanbul Dördüncü İcra Memur- luğundan : 24551 ikraz numarasile Fatma tarafından borç alınan (270) lira mukabilinde vakıf paralar idaresine birinci derecede ipotekli olup paraya çevrilmesine ka - far verilen ve tamamına yeminli üç ehlivukuf tarafından (1050) — lira takdir edilmiş olan Zeyreklte Molla Zeyrek mahallesinin Kilise camli sokağıf” da eski 48 mükerrer yeni G0.No. lusağ tarafı ve arkası Mustafı hanesi, gol V4 rafı Mehmet hanesi, önü Kilise camli sokağı ile mahdut evin evsafı aşağıda Yâ” xılıdir. Gayrimenkul ahşap, bahçeli bir ev olup harap ve tamire muhtaçtır. Zemin kat: Zemini Malta taşlık ve birbodrum ve bir oda ye zemini bir mutfak ve arkada bir bahçedir. Birinci kat: Bir sofa, iki oda, bir helâdır. İkinci kat: Birinci katın aynıdır. Binada elektrik tesisatı vardır. Sahası: 36 metre murabbaı bina ve 12,5 metre murabbaı bahçe olmak üzeft hepsi 48,5 metre murabbaldır. Yukarıda hudut, evsâf ve mesahası yazılı gayrimenkulün tamamı açık #fÜ” tikmaya konmüş olup Şartnamesinin 21/5/937 tarihinden - itibaren — dairemizdt herkes tarafından görüleceği gibi 21/6/937 tarihine müsadif pazartesi dhİ-" 14 (on dört) den 18 Çon a)tı) ya kadar dairemizde açık arttırnin ile satılacak” tır. Arttırma bedeli muhammen kıymetla yüzde yetiniş beşini bulmadığı taki de &n son arttıranın taahhüdü baki kalfnak üzere 6/7/937 tarihine müsadif günü saat 14 den 16 ya kadar dairemizde yapilacak ölan ikinci arttırmasında Mtİ” timenkul gene muhammen kıymetin yüzde 75 inl'bulduğu takdirde en son #T Yana ihade edilecek ve bufmadığı takdirde 22800 numaralı kanun hüldil"w tevfikan satışı: geri bırakılaçaktır. Taliplerin muhammen kıymet?nin yüzde $f7 di büçüğü nisbetinde 'pey akçesini veya milli bir bankânın teminat mektabuf' hâmil bulunmaları lâzımdır. Müterakim vergiler ile vakıf icaresi, ve Belediyey? Aİt tenvirat ve tanzifat rüsumu satış bedelinden tenzil olunacaktır. TaviZ “:; ile d Ni müşteriye aittir. 2004 numaralı İcra ve iflâs kanununun 126 me m dördüncü fıkrasına tevfikan bu gayrimenkul üzerinde ipotekli alacaklılar alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu baklarını ve hususile '::ııd' arife dair olan Jddialarını, ilân tarihinden itibenen (20) yirmi gün Tei evrakı müsbitelerile bildirmeleri, aksi halde hakları tapu sicillerile sabit dıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları cihetle alâkadaranın maddenin mezkür fıkrasına göre hareket etmeleri ve daha fazla mali mak istiyenlerin 935/26T7 dasya numarasile müracaatları ilân ulunur. Koskoca bir gün durup dinlenme * Ş