erkek tipleri hangileridir? —Ü İ Kadın ufak tefek kabahatlerimi yüzüme vurmamalı! 1 — Her zaman ruha vakın ve sevgisi- ni ölünceye kadar kalbinde taşıyan, ba - lik etinde, yuvarlak çehreli bir esmer Rözeli kadın bütün sevgimi ve alâkamı üzerinde toplıyabilir. Böyle bir kadın makyaj denilen iğrenç nesnelerden uzak bulunmalıdır. 2 — Ev içinde dalma şen ve şakrak o0- lan eşim, bütün hususiyetlerimi ve ahlâ- kuma bilmeli ve ona göre hareket etmeli- dir. Hariçte ve dahilde yaptığım ufak te- fek kabahatlerimi, serzeniş şeklinde da- hi olsa, yüzüme vurmamalı. Daima sır tutmalı, kat'iyyen gevezelik etmemeli, 3 — Orta tahsil hayat arkadaşıma kâfi- dir. Fazlası göz çıkarır. Fatih: Halil ağluRahmi (adresi idarehan e mahfuzdur). -— 18 — Erkek güzel ve afacan olma'ı! İşte benim düşüncelerim: Erkek uzun boylu, geniş omuzlu, ilk hamlede insana güzel ve afacan bir delikanlı tesirini vermelidir. Zekâ fışkıran bir çift iri elâ göz, hafif dalgalı, kumtral saçlar, düzgün bir burun ve hemen konuşmağa ve mu - hakkak iyi şeyler söylemeğe hazır his- sini veren gergin dudaklar, Erkek her şeyden evvel gösterişli ol- Malıdır. Mesleği ,serbe Bi biri olmalıdır. esleklerden her han- Ankara Ö, Sadiye adresinin neşrini istememiştir). —İğl Kadın lisan bilmeli Beğendiğim kadın tipi: ücudü mütenasib, sıhhatli, beyaz tenli, almlı, t orta, lisan bilir, iyi ve var- lıklı bir aile içinde büyümüş, kibar, za- rif, ruhen asil, sinemayı, radyoyu, dansı mutedil derecede sever, her şeyin fevkin- de ev kadını, İzmir Karşıyaka Kemal Puşa caddesi No, 12 de M, Ahmet — 280 — Erkek meri ve cessur olmalı! Zaman her güzelliği öldürür. Fakat ah- lâk güzel olursa, bunu zaman değil, Tan- Kirım kalıcı bile yok Kafasında mazinin örümcekleri ağ kur- Mmamiış, inandığına kafasım verecek ka- dar merd ve cesur olsun, böyle bir erke- &ön her halde tahsili az olmaz. İstanbul: F. A. (Sarih adtez ve isminin neşrini iste - memiştir.) —— Son Posta'nın Tefrikası: 26 ELSİÇTTLENBİKo Lebibe: — Artık bir çayımızı da içmeden gidilir mi?.. — Bir parti de briç oynarsınız, O za- mana kadar ben nasıl olsa dönerim. Bülent kapıdan çıkarken, sanki on- 31'“ başbaşa bırakmak için bu telefon düzenini de kendisi hazırlamış gibi gü- lümsüyordu... Yalnız kalınca gene sustular. Sonra, Söze başlayan gene Turhan oldu: M ği çıkarmak için n.ehane aradığımı iyordunuz. Ya - ”0 gün o kadar değişmiştiniz ki, ne söylersem, öfkeleniyordunuz. Ni - şanlanmanızı hatırlattım, diy: ç yok- tan bana Kızdınız. BELİİS İK yak Ka Bakınız şimdi bile, ne tukaf Tüyorsunuz!. Sanki nişan gesesi bir gü- ü çıktı, bu işbuıu'ıdu.bendeımm için mi, bunu bana hatırlattığın için mi kızdım?.. O n hikâyesini, inadı- niza açıy bir haliniz eğleniyor gibiy- diniz, ben asıl ona üzüldüm, Hele, gene b inız, deyişiniz yok mu, ne yalan iyeyim, beni çileden çıkardı. Sanki, EREMMEİ ST söy- < edbiz İ — 281 — Kadında evvelâ yuvasına bağlılık aranır! Beğendiğim kadın şudur: Oldukça güzel ve sarışınları tercih e - derim. Kadında asıl aradığım — meziyet yuvasına bağlılığı, mümkün mertebe ev işlerile alâkadar olmasıdır. Yorgun argın gelen kocasının bir güntük yorgunluğu- nu bir anda giderecek bir şekilde kar - şılamasını bilmeli, daimi bir sadakat gö termeli, kanaatkâr olmalıdır. Oldukça tahsil görmüş bir kadın olmasını da is - terim. İstanbul E. Oskay (Sarih isim ve adresinin neşrini iste- memiştir). aa M Kadının anlayışlı olması lâzım ! Beğendiğim kadın tipi: Vücut: Orta boy, balık eti, ten ve yüz beyaz, göz yeşil, kaş kara.. 'Tabiat: Ağır başlı, ciddi, asabi ve titiz olmamak. Kocasının gelirine kanaat et- mek, evine bağlı bulunmak. Bilgi derecesi: Orta derecede tahsil kâ- fidir. Yeter ki kendisinde anlamak ka -| biliyeti bulunsun. Ve ev idaresine vâkıf olsun. Zile: H, G. (Sarih adres ve isminin neşrini iste - bitmiş olacaktır. Sizlerden bu resim | larak çıkarıyordu. Tasviri Efkârı Şinasi | — — memiştir). — 33 — Kadının inanma kabiliyeti olmalı 'Tabil bir yüz, beyaz balık etinde bir vücud, orta boy, siyah ve uzun saçlar, ev- velâ asil bir atlenin temiz bir kıı olma- h , Fazla titiz ve kıskanç olması lâzımdır. İnanma kabiliyeti olmah, evine ve eşine bağlı bulunmalı, ev kadını olmalı. Eğlen- ce ve süs zamanını bilerek kocasına lü - zumsuz masraflar çıkarmamalı, neş'eli, güler yüzlü olmalı. İş ve kazanma tarafını bir tarafa bıra- kırsak bence ev kadınının fazla tahsile ihtiyacı yoktur. Orta derecede bir bilgi- ye zsahib olduğu takdirde evini ve koca- sını her vakit çevirebilir. Kilyos Kale caddesi No. 2 de M.E.T. (Sarih isminin neşrini istememiştir). ee T5 a Kadın itaat etmesini bilmeli! Benim sevdiğim kadım şudur: Evvelâ ilk tahsili olması lâzımdır. İta- atkâr bir ev kadımı, orta boylu, sarışın, mavi gözlü, çehre müdevver, dişler be - yaz, dudaklar ince olmalıdır. Çorlu Saray caddesi elbise deposu makasdar H, Aytaç Yazant Kemal Ragıp başımıza bir felâket ğelmiş, siz de beni | teselli etmeğe çalışıyordunuz; arlık| bu kadarına dayanamazdım. Ne ise| bunları bırakalım, şimd!... Madem ki lütfettiniz, geldiniz; barıştık demektir. O gün bir yanlışlık, bir anlaşamamaz - bk olmuştu; hepsi geçti. Turhan, Lebibenin ilk sözlerine birer karşılık bulmuya hazırlanıyordu. Son- ra onun tatlı bir gülüşle: «Artık harış-l tikle dediğini duyunca sevincinden hepsini unuttu. Nüveyre İle öteki briç meraklısı genç kadın da, önların-yanına gelmişti: — Haydi, sizi bekliyoruz. Başlamı ya- cak mıyız?, Diyorlardı. Hep beraber bir masaya da onlar ©- turdular. Bir parti briç oynadılar. Son- ra hep birlikte çay içildi. Yeniden bri- çe oturdular. Turhan da, Lebibe de pek nöş'eli idi. Oyun arasında Nüveyre: — Yeni partönerimiz pek korkulu, diye söyleniyordu. İçimizde onun gibi oyuncu yok!. " Sığ.iz doğru Bülend de geldi. Biraz * GiT S li Tei Bugünkü Program 7 Mayıs 987 Cuma İSTANBUL Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk musikisi. 1250 Hava - dis, 11.05: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 17: İnkılâp dersleri üniversiteden naklen, Hikmet Bayur tarafından, 18,30; Plâkla dana muzikisi, 1930: San'atkâr Naşidin iştirakile Şehir Üyatrosu urtistleri tarafından bir ko- medi, 20: Türk musiki hey'eti, 20,30: Ömer Riza tarafından arapça söylev, 20,445: Vedla Rıza ve arkadaşları tarafından Türk musi - kisi ve halk şarkıları. Saat ayarı, 21,15: Or- Plâkla sololar, opera ve operet parçaları. YARINKİ PROGRAM $ - Mayıs - $87 - Cumartexi İSTANBUL Öğle neşriyatı: 1230: Plâkla Türk mualkisl 1250 Hara « güs. 13.06: Mubtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 1830: Plükia dans muzftisi. 10.20: Kadi - köy Halkevi narmına konferans (Dış Bakımı) Diş doktoru Bedri Gürsay. 20- Fasıl zaz he- yeti 2030: Ömer Rıza tarafından arabea Söylev. 2045: Fusıl saz böyeti, saat üyarı 21 15: Orkestra. 2215: Ajans ve barsa habetle- Ti 2230: Plâkla sololar, opera ve operet par- çaları. “Son Posta,, nın Müsabakası : ( Baştarafı 3 üncü sayfada ) rafını akdık. Her fotoğrafı üçer parça- ya böldük. Bunları birbirlerile karış- tırdık. Bu parçalardan her gün lâalet- tayin üç tanesini neşredeceğiz. 40 gün bitince elimizdeki resim parçaları da | parçalarının her üç tanesini biy sraya | yapıştırarak bir fotoğraf vücude geu'r-f menizi istiyoruz., Bu iş sizin için hiç te Zör olmıyacaktır. Çünkü gördüğümüz gibi bu üç resim parçası ile beraber ladığımız resimlerin asılla rını da neşrediyoruz, Parçaların yanında hergün ian.nmışı bir simanın fotoğrafını bulacaksımnız. Parçalardan diğerler: daha evvel ış L | kacak resimlere | Yapılacak iş şu: Bu ııı'çzıîann': kesip saklamak, yan dakı modelle- ri de kesip ayrıca hıfzetmek resim neş- ri bittiklen sonra modedere bakarak | her üç resim parçasınd Mmeydana getirmek. | Bu suretle elinizde 80 resim olacak, bunları sarih isim ve adresinizle bize yollryacaksınız. İşte müsabakamızın e- sası bundan ibaret'ır. Resimleri gönderme müddeti paze | tede resim neşr. müddeti bittikten sön | ra üç haftadr. Bunu müteaktp netice | ilân edilecek'ir. NaKoNOMİ 1 Umumi mağazalar şirketi tesisi için emir geldi İktısat Vekileti, umumt mağazalar şirketi | tesisi halkkında tlearet odularma — direktif| vermiştir. Umumi mağazalar şirketine 14 cu v Şazalar şirketi vesıtasile tücecar mahmnı ciro Tacak, Hcaret hayatında inkişada yol aça - caktır. Bu hususta İstanbulda da hazırlık - lara başlanmıştır. Tarihi tetkikler (Baştarafı 6 mö: sayfıda) dan ibaret olup birinde el ve transport tezgâhı, döğerinde mürettipler ve diğer ikisinde de muharrirler bulunurmuş Tercümanı Ahvalde Şinasiden başka Ah- met Vefik Paşa ile Savı Tevfik Bey adın- | da bür zat ta yazarlarmış. Tabı makine- | leri körüklü denilen makineler olup ilk | defa kaime (bankmot) basmak için A - miştir.> 1812 de İstanbulda beş gazete — vardı. Bunlar da Ceridei Havadıs. Tercümanı val, Takvimi Vakayi, Elcevaip, Tas- vöri Efkârdı. Elcevaibi Matbaai Amire arapça baş- musahhihi Ahmet Fars Efendi arapça o- Efondi kurmuştu. Gazeteler ondan sonra saltanat idare- | sinin şiddetli tazyiki altında 1908 ihtilâ- line kadar belli başlı bir canlılık göste - rernediler ve ancak cumhuriyet devrin- de garptakilere benziyen bir şekil ala - | bildiler. Turan Can Bütün Amerikagı Alâkadar eden dava (Baştarafı T inci sayjfada) | caksan, bak beni karşıdaki adam çağırı- | yor. Ve sonra elimin tersile sofradaki ka- dehi devirdi, ve bir kahkahs atarak, çıp- İlak sırtının arkasmdan, binlerce hayvan- laşmış nazarlatı sürüklüyerek, başkası - nn yanıma, hayır başkasının — locasına gitti. Muhterem heyeti hâkime, kızımın bu kadar alçalmasına tahammül edemedim, hayvanlaşmış nazarlarız tekâsüf ettik - leri, beyaz sırta iki kurşun sıktım, Kizım hastanede ölmüş... Fred sesi titriyerek anlattıkça — genç | İstanbul Borsası kapanış fiatları 6 -5 - 1937 ÇEKLER Mev-Yark Paris Mülâno Brüksel Atina Cenevre Bofya Amsterdam Prag Viyana 82.58 3,8575 641025 14420 G6 14396 227150 22,n688 42163 MAr25 1.9683 41714 3.3825 1071925 34295 27530 23.555 3185 ESHAM 'Türk borcu I poşin » » K vadeli » » Iİ vadeli Aşliş 2093 20.11$ 2045 TAHVİLÂT KA Anadolu İ pe, » F vadell s Npe » IT va. Anadolu mü, pe Buğday yamuşak Kuşyemi Birinciye bir beşibiryerde alten, ikin | kızlar da gözlerinin yaşlarını mendille - | atyon ince ciye 2,5 liralık bir altın, 3 kişiye birer altın, 10 kişiye yarımşar altm, 20 ki. şiye çeyrek altın ve diğer 165 okuyu- cuya hoşlarına gidecek hediyeler vere- ceğiz <-— sonra da misalirler, dağılmıya başladı- lar. Bülend, Turhanı Bir kenaraçekti: Biz şöyle duralım, belki yemeğe kalhırız. Z — Nasıl olur, canı — Uzatma, işt Lebibe, bir aralık onların yanından geçiyordu: — Yemeği beraber yeriz olmaz nu?.. Bizbize... Annem de rica ediyor... Diye fısıldadı. Misafirler gitti. Biraz sonra Arif pa- şa da sofraya indi. Lebibenin bahası gün görmüş bir adamdı. Avrupanın bir çok yerlerinde senelerce, ataşemiliter olarak dolaşmış, bir kaç dil öğrenmiş- ti. Turhana, ilk önce, pek alıcı bir gözle bakmadı. Her zamanki misafirlerden bi sanıyordu. Anlaşılan Bülendin düşüncelerini ona açan da olmamıştı, Sonra, şuradan buradan konuştukca, Turhanın pek boş bir genç olmadığını anladı. Yemekten sonra bir saat kadar onlarla beraber oturdu, konuştu. Kendi odasına çekilirken, Turkana tekrar tek- Yar iltifat etti. Bülend, bir sırasını buldu; Turhana: Uzun etme, dedi, paşa senden hoş- landı. Gözü tulmasa öyle olur olmaz herkesle konuşmaz!.. O aralık telefon çaldı. Nüveyre gitti; konuştu. Sonra ablasına seslendi: — Fahrünnisa telefon ediyor. Faha- met ile kocası onlara gelmiş. Bizi de rine siliyorlardı. Ak saçlı deniz kurdu, birdenbire eski | iskemlesine çöktü. Başmı iki ellerinin a-| rasına aldı. Hüngür hüngür ağlamağa başladı. Keçt kıhi “Tiftik mal çağırıyorlar. Annesi: — Ben bu akşam biy yere çıkamam, dedi, isterlerse onlar buraya gelsinler, Lebibe atıldı: thmyı çevirdi. Karşıdan açan konuşacaktı?. Sanki bir yanlış muş gibi hiç sesini çıkarma dı. Bir kaç dakika sonra gene İSTİKRAZLAR Kapamış za 36 zu.yü 2065 ' RŞSüSÜLEAAANK ESER £ S&dan dan srran — Hiç nafile kimseyi çağırma... Mi -|dı. Bir daha telefon etti. Bu sefer P& — — safirimiz var, dersin. Bu gece de başı- mızı dinliyelim, Turhanla Bülend on bire kadar otur- Cular. Çıkarlarken Lebibe de, kardeşi de, anneleri de, hepsi: — Artık davete lüzum yok, diyorlar- dı, sık sık bekleriz. Nüveyre, tekrar atıldı: — Bugün ne idi?.. Salı ...Haftaya ge- ne bugün, benim doğduğumun yıldö - l bekleriz. Lebibe: — Elbet daha önce de gelirsiniz, dedi. Yarın akşam, öbür akşam, ne zaman isterseniz... ceği Dedi. Biraz daha ımışnıır.h"' ;1 nümü... Erkenden toplanacağız, sizi de|lar. benin kendisi açtı. Genç kız: — Annemle Nüveyre sofi nim canım Diyordu; böylece, ık: telefon yalnız olduğunu anlattı. Sorır! -© gün Turhan, yazılarını kadar bitirdi. Beyoğluna çıktı nin gideceği sinemaya gi! kit yoktu. Oralarda dolaşmıya dı. Altı buçuğa — doğru onlar ı raae,! FÜĞ istemiyor dâ-- a gu H — Saat dört buçukta simemayt gi ç Lebibt çi T5 başik ça Çıktılar. Turhandan ziyade Bülend| Görünmeden, sekiz on adım Kadaf / . seviniyordu: kalarından yürüdü. Sonra $2! aei — İşler yolunda... Bu gidişle bir aya| denbire rastgelmiş gibi karşıfaTıNİ bi - kalmaz, söz kesilir... Nişan, düğün, hep|tı. Üçü beraber, Taksime kadar si iki ayın içinde... Belki de daha ça - |1 bük! Nüveyre: — Şöyle, dedi, erkesin yemeğe gitmesini bekledi. |run önünde Lebibe: ılmıblı:uıı._ıı V e köştu. ler. Tramvaylar pek kalabalılkil- el bahçenin önümü dar gidelim, oradan bineriz. Nereye geldiklerine dizkat Ertesi gün, Turhan matbaada gene| konuşa konuşa yürüyori ; elit İ A SÖİ veyre idi!. Sıkıldı; durup dururkeft < DK , | İ