5 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

5 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

« Son Postı Endulus -Şövalyesi Abdurrahman A R Yıı Salih, Tarif ile beraber yeni kuracakları mezhebin esaslarını anlattı ve: “İspanyanın zaptı İişlerile meşgul olabilirim,, dedi Tarif, Kont Cülya- nos'un — sarayından çıktıktan sonra, der- bal — (Sebte) yi de terketmişti. Ancak, bir kaç konak ye » Tinde kısâ istirahat- lerden sonra, geçe gündüz yoluna de - yam ederek; (Tel * Mmesan) a gelmişti.. 'Tarif; teşebbüs etti- ği yeni mezhep işle- Tİ için, bu şehri ken dine merkez ittihaz etmişti. ont — Cülyano sun davelir berdar olan (Hava- büyük bir onu beklemektelerdi. Şim- di, onun geldiğini haber alır almaz, koşmuşlar; etrafını ihata et - vel halka bol bol (adalet) vadedecek - tL.. Şamdan gelen müstebit, ve fuzuli mütaassıpların zulmünden ve haksızlı- ğından bizar olan halk; bu suretle çar- çabuk, ele geçirilecekti... Sonra; na - maz ve oruç hakkında bazi tadilât icra edilecekti. Bilhassa oruç ayı, daha se- rin bir mevsime alınacak; b retle de halk; sıtak günlerde susuzluğun verdi- Bu Hâ arasında, (Sa lih) isminde bararetten kurtarılacaktı bir adam vardı... Zeki, hayalperver, |ların rik'atları, asgari hadlere i fevkalâdeliklere meftun, ica: İikirleri- |cekti. Ancak; gece namazlarına, ne malik olan bu adam; uzun seneler|kit daha ilâve edilecekti. » Mısırda, Mekkede, Medinede dolaşmış- |bayramının günleri de dı ülün esrarına iştirak ettirdiği toklif bu adamlara; Kont C lerini anlatmıştı. edilip edilmemesi Müzakere ve mı.nırxaşa Namaz - di le- il Kurban tirilecekti. tü Dinler hakkında, bir hayli malümat| Müstebitlerin (Hac) zamanından baş- ftoplamıştı. ka bir güne tesadüf ettirilecek.. onlarla Bu yukardaki evsafa malik öolan (Sa-'beraber bayram edilmiyecekti... Cuma lih), ayni zamanda çok kurnazdi. Yeni|namazları, perşembe günü erkenden bir mezhep icadı fikrini evvelâ (Ta -|kılınacaktı. Ve bunda da (halife) na « rif)e o ilham etmişti. Fakat kendisi|mına hutbe okunmayacaktı. -Hutbe, ortada görünmek - istemlemişti. Onun | sadece dini, ahlâki ve felsefi bir takım tertip ettiği plâna nazaran, (Tarif), bu|nasihatlardan ibaret olacaktı... Halkı yeni mezhep (veyabut; din)in riyaseti|namaza davet için, müezzihlerin mina- Mmevkine göçecek.. kendisi de ikinci|relerde ezan okuması - kaldırılacaktı. plândâ kâlarak, ona mülemadiyen il-|Horozlar, en tabil mMmüezzin olacaktı. hami verecekti. Yeni mezhebin sâlikleri, muayyen za- Tarif, Kont Cülyanasun tekl ij|manlarda öten horozların seslerini du- aülatırken, (Sâlih) de vaziyeti sür'atle|Yar duymaz; derhal namaza duracak - Müuhakeme etmişti. Ve derhal şu hük-|lardı. Böyle bir vazife ifa ettikleri için, Mü vermişti: horozlar (mukaddes hayvan) addedile- — Tatift. Kont Cülyanosun bu tek- | Sekti. Horoz, kesilmiyecekti. Horozları İr t Fakat | dünyaya getiren tavuklar da kesilmi - Şu şat ile ki; İspanyayi ilk işgal edecek olan kuvvet, bizden olmalıdır. Yani, istilâ edilecek yerlerin halkı; Araplar- dan evvel bizi, Berberileri tanımalıdır... Eğer bunu temine muvaffak olabilir- sek, bu parlak maceranın en önüne sen atılmalısın.. yeni dinimize geniş bir in- ftişar sahası hazırlamalısın. Demişti. Salihin Bu sözleri (Tarif) e çok mü- lâyim gelmişti. Netekim diğer Hâv ler de, Salihin fikrini kabul etmişle: di... Fakat (Tarif) henüz tereddüt için- de.jidi. Acaba o, harp işlerile meşgul ölürken; yeni mezhebin esasları, kâfi derecede küvvetle - hazırlanabilecekmi idi. Çok zeki, çok kurnaz ve bilhassa Çok hassas olan Salih, (Tarif) in bu düşüncesini derhal keşfetmişti. Hem Tarifi ve hem.de arkadaşlarını tatmin | (, Gvlenilmiyecekti. Bunlardan ne kız. etmek için şu izahatı vermişli: T v ç alınacak; ne de onlara kız verisecekti. A TEni eeei doğrudan doğruya, |Sayet bunu yapan olursa, derhal yeni yeni bir din mahiyeti arzedecekti. Ve | mezhebiri camiasından tardedilecekti... bunün başına geçecek reise de, (Mehdi) | Halkın içtimai hayatını-tama-bir nizam denilecekti... Yeni din, her şeyden ev-| /e intizam altında tutabilmek için, ahi ——— ——— — (üi düsturlara san derecede ehemm y yet verilecekti. Hırs: ve zina,. bun- göbel(? l lar, ec büyük günah addolunacaktı. -En czaneler |ehemmiyetsiz bir şey çalan bir hırsızın Bu gece nöbetçi olan ceraneler şunlardır: bile, derhal kafası ensesinden kesile - İstanbul cihetindekiler: cek; çarşının ortasına asılacaktı, Zina Aksarayda: (Pertev), Bey: yenilmiyecekti... En mühim mesele, kadın işleri idi. (Hazreti Muhammed)yin şerlatı, zevcelerin adedini dörde has - retmişti... Hayır,. bu, doğru değildi. Kesesine ve kuvvetine güvenebilenler, beslemeye muktedir olabildikleri ka - dar kadın - alabileceklerdi. etrafında, hiç kimsenin salâhiyeti tah- dit edilmiyecekti. Ancak şu var ki, alı- nacak her kadın, mutlaka nikâha rapte- dilecekti. Arap müstevlileri gibi, zahi- ren nikâhla dört kadın alındıktan son- ra, yüzlerce odalık ve cariye beslenil - miyecek.; evlerin harem daireleri, birer fuhuş yuvasına çevrilmiyecekti... Am« ca ve halazadeler, üçüncü batına ka « dar, birbirile izdivaç edemiyecekilerdi... Yeni mezhebin saliklerinden başkala- rile (yani, Hazreti Mühammedin şeri « ki lle âmil olan müslümanlarla) kat'i İ- ettikleri sabit olanlar *se, yarı bellerine Tlnükee » — cünüYEde İkadar toprağa gömülerek, halk tarafın- (Nâzım), Karagümrükte dan recmolunacaklardı. da: — (Erofilos). Şehzadebaşında: || ğ 2 v t (Asaf). Eyüpte: (Hikmet Atlamaz). E - || — Salih, bu izahatı - veri k'e". SOLA: nde: (Hüseyin Hüsnü). Küçük - || F 1 hazırlı (kur'an)dan : (Hikmet Cemil). Alemdarda: || da bahsetm Berberi Jisanile ya- (Eşref Neşet). Bakırköyünde Beyoğlu cihetindekiler: Tatiktâl caddesinde; (Galatasarayı, (Ga- (İstipan), sek- zılacak olan Salihin bu (kur'an)ı; sen sureden mürekkepti. Ve hepsi birer peygamberin ismile onun şeri, rih). Oalatada: (Hidayeti. Küttülüşta: ğ TKurtuluş). Maçkada: (Feyair Boşlklaş, |İnin » izahına hasredilmişti.:. — Salih; ta: ÇA Rizal (Hazreti Muhammed)e tahsis edilen Boğaziçi ve Adalarda: süreye çok ehemmiyot veriyordu. O - Üsküdarda: (Ahmediye), Sarıyerde: (Os- || nn şeriatının kıymet ve ehemmiye - man). Kadikö; (Sıhhatı, (Rifatı, || tinden — bahsediyordu. Büyükadada: (Halk). Heybelide: (Halk). ğ (Arkası var) | işaret yecekti. Yumurta ise, sureti kat'iyede| Bu mesele| * SON POSTA « Son Posta ,, nın büyük deniz romanı : 24 BARBAROS Korsan Peşinde Yazan : Celâl Cengiz Hüsrev reis gemisile kafıleden ayrılmış ve Başbaşa konuşan gemicilerden — biri Hüsrevin, öteki de Barbarosun adamıy. di, Barbarosun ada- bu biraz sonra orta- dan kaybolmuştu. Hüsrev Reisin Bar barosa ihanet etme- si kimsenin hatırına gelemezdi. Halbuki Hüsrev kaptan hid- detini hâlâ yenemi - yordu. — Gemicinin söyledikleri — yalan değildi. Hüsrev Re- is Barbarosun ya « nından ayrılmak (i « n fırsat kolluyor « du. O gece uzaktan görünen ıssız bir â- daya yaklaşacaklar, geceyi orada geçire- ceklerdi. Barbaros gemilere çekerek: — Şu karşıki ada- ya gideceğiz. Diye emir ver « mişti. Hüsrev hakkında duyduklarını Bar- barosa söylemeğe karar veren yelken « cinin sabrı tükenmişti. Ne olursa ol - suün, kim kızarsa kızsin, o, gemiler ada- ya varmadan bu işi Barbarösa anlata - çaktı. Arkadaşının y dan ayrıldı.. Yavaş yâvaş yürüyerek — güverteden geminin arka târafına gitti: Barbaros bir halat yığınının kenarına dayanmış, dalgin ve'düşünceli.. engin - lere bakıyordu. Yelkenci Barbarösa selâm verdi: — Size mühim bir şey söylemek isti- yorum.. vaktiniz vâr mı? — Söyle bakalım, Receb! Gene for: salar arasındaki geçimsizlikten mi bah- sedeceksin? — Hayır. Hüsrev Reisten bahsetmek istiyorum. Ve elil bir gemiyi gösterdi: — Bakınız ne kadar geriden geliyor ! Barbaros başını çevinr'n-dm cevab veri — Eh.. ne çıkar bundan? O zaten ar- kadan gelen gemilere kumanda edi - yor. Elbette geriden gelecek.. Bu günkü Program 5 - Mayıs - 937 - Çarşamba İSTANBUL Ökle neşriyatı: 12.30: Plükla Türk musikisi. 1250 dis. 1305: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 17: İnkılâb dersleri Üniversiteden naklen; Hikmet Bayur tarafından. 18.30: Plâkla dans musikisi. 19.30: Mandolin orkestrası Berk ve Arkadaşları. 20: Nezibe ve arkadaşları tara- fıhdan Türk rmüsikizi ve halk şarkiları. 20.30; Ömer Rıza tarafından arabca sâylev. 20445 Bimen Şen ve arkadaşları tarafından Türk müusikisi ve halk şarkıları, saat âyarı 21.15: Örkestra. 21.20: Halit Ziya Uşaklıgil'in 55 incl san'at yaldönümü — münasebetlle - Eminönü Halkevinde yapılacak merasimin nakli. YARINKİ PROGRAM İSTANBUL 6 - Mayıs - 937 - Perşembe Öğle neşriyatı: 12.40: Plâkla 'Türk muzikisi. 1250 Hava - dis. 1305: Muhtelif plâk noşriyatı. Akşam neşriya! 17.00: İnkılâp dersleri üniversiteden nak- len Hikmet Bayur tarafından. 1830: Plâkla dans musikisi, 19.30: Spor musahabeleri. Eş- ref Şefik tarafından. 20.00: Sadi ve arka - daşları tarafından Türk muslkisi ve halk şarkıları. 20.30: Örner Rıza tarafından arap- ça söylev. 20.45: Safiye ve arkadaşları tara- fından TTürk müuzikisi ve halk şarkıları, Saat âyarı, 2146; Orkestra. 2148: Bayan Kırıla- yın iştirekile tangolar. 22.15: Ajans ve borma Baberleri. 2230: Plâkla sololar, Opera — ve öperet parçaları. Hava - kaç — İş, bildiğiniz gibi değil, Hızır Bey! Hamıza ile Hüsrev Reis arasındaki ger- ginliğe şimdi bir de kadın parmağı ka- rıştı. Hüsrev Reis geride kalarak ara - mızdari ayrılacakmış.. Barbaros kaşlatım çatatak, sert bir İsesle bağırdı: | — Haydi, işine git: Ben Hüsrevle |Hamzayı Cerbede barıştırdım. Bu söz- leri Hamza hakkında söylemiş olsay - dın, belki tecrübesizdir diye inanıt - dim. Fakat, Hüsrev Reis gibi yaşı alt- mışı geçmiş tecrübeli bir denizcinin böy le bir Çocukluk yapacağına ancak se - nin gibi sersemler inanır! Barbaros, yelkenci Recebi yanından kovmi Receb fazla bir şey söyliyemedi. Zaten bundan başka ne söyliyebi - lirdi? Yavaşca güverteye döndü.. Yelkenlerin başına geçti. Receb gözünü arkadan ayırmıyordu. Hüsrev Reisin gemisinin sancak di reği uzaktan görünüyordu. Receb, ortalık kararınca, gemiyi göz- den kaybetmişti. .. * Balina adasında bir gece.. Bir saat sonra ıssız adaya varmış - lardı. Bu ada Korsika yolunda hiç bir kor- san gemisinin uğramadığı bir yerdi. Deniz ortasında kuru ve kara bir top - Tak yığını halinde duruyordu. küle bu adanın önünden geçen ge- r burada büyük bir balık gör - Müşler.. Balına balığına benzetmişler.. korsanlar arasında (Balina Adası) di- ye anılan bu adada yeşil bir yaprak ve tanlı bir mahlük göze çarpmazdı. İtalyanlar bu ük adayı uğursuz ıkları için önünden bile geçmezler- di. Barbaros bu adanın uğursuzluğu hak- kında bir çok hikâyeler dinlemiş, fa - kat: — Bunlâr Hiristiyanları alâkadar e- der. Biz Müslümanız.. böyle manasız şeylere İnanmayız. Diyerek adanın cenubundaki tabii li- manda gecelemekte mahzur görme - Barbaros limana gelen gemileri göz- den geçiriyordu. O, yelkenci Reubııı sözlerine her ne sa da, içine küçük bir pbe girmişti. Yanındaki dümenciye sordu: — Hüsrev Reisin gemisi nerede? Dümenci etrafına bakındı: — Karanlıkta seçemiyorum.. Diye mırıldandı. mıştı Barbarosun şüphesi biraz daha de - rinleşiyor ve güvertede önüne gelene Hüçrev Reisin gemisini soruyordu. Nihayet dayanamadı: — Bir fişenk atınız.. bütün genei kaptanları kayıklarla (kaptan gemisi) ne gelsin.. onlara diyeceklerim var. Dedi. Güverteden fişenk atarak bük tün kaptanları Barbarosun gemisine ça ğırdılar. Barbarosun gemisine gelen kaptan - lar arasında Hüsrev Reis yoktu. Barbaros arkadaşlarına sordu: — Hüsrev nerede? Limana girmed mi hâlâ?.. Kaptanlar birbirlerine bakişatak: - Onu görmedik.. Belki biraz gee de kalmıştır.. Dediler.. Beklediker.. Saatlerce beklediler.. Hüsrevin gemisi meydanda yoktu. Barbaros © zaman yaptığı hatayı an lamış ve kendisine bu haberi tam vak- tinde veren yelkenci Recebin sözünü dinlemediğine çok Mmüteessir olmuştu. Salih Reis: — Bana müsaade edin de limandan çıkıp onu takip edeyim! Diyordu. (Arkam var) Bir Doktorun Günlük Notlarından Lohusaların Gıdaları Lobusayı iyi beslemeke, gıdamım mükem- mel sürette tanzim etmeğe çok ehemmi - yet vermelidir. Zira kadının ilk ve en mukaddes vazifes! çocuğunu enizirmek- fir. Bunun için memelerinde bol bulunması lâzımdır. Bol süt ise işi ve lüzümlü gıdaları yiyip içmekle kabildir. Yalnız şu noktaya dikkatinizi çekmek ls- verim. İşi yeyip içmek demekle Jobusa - nin bol gida müddeleri alması ieap eder demek istemiyorum. Mutedil yemeli, fa- kat müntehip şeyler yiyip içmelidir. Me- selâ bol et yemek lüzumsuz, hatlâ ma - sırdır. Çünkü fazla et yiyen kadının sütü kazeyin ve yağ cihetinden zengindir. Böyle bir sütün hazmı ise çocuk çin güç- tür. gonra hali tabilden fazla yeyip içen bif anne yatakta bulunduğundan dolayı ha reketsiz gibidir. Binaemnleyh şişmanla - mağa başlar. Halbuki anne şişmanladık- ça çocuk zâyıflar. (*) Bu notları kesip saklayınız, yahut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız Bıkınti zamanınızda bu notlar bir dokter vİhi imdadınıma vetişebilir. Çarşamba €)

Bu sayıdan diğer sayfalar: