yan gAY AA AÖT AD AA DŞ A — e ÇöLeear Beğendiğiniz erkek tipleri hangileridir? Mi Hayalimde mezara götüreceğim kadın tipi 36 yâşında olduğum ve vilâyet merkez- lerimizin hemen hepsini gezdiğim halde tesadüf edemediğim ve hayalimde belki de mezara götüreceğim kadın tipini an- latayım da sekiz senelik okuyucunuza siz de acıyınız: Beyaz tenli, uzun boylu, narin (zaif değil). Yalummamış ince kaşlar, ensesi jilet görmemiş kumral saçlı, işgüzar, uy- tal, evini, eşini sever, hassas, ince ruhlu, tiddi , vakur, muti, vitrinlik güzel değil, teşekkülâtı tam pürüzsüz, tahsili yüksek ten az, keman çalmasını bilir bir ev ka- Erkek kadından çirkin olmalı! Beğendiğim erkeğin kaşı siyah, gözleri lâcivert, saçı kıvırcık olsun diye düşü- nenlerden değilim. Eğer bu şekilde düşü- mecek olursam © zaman istediğim gibi güzellikte bir erkek tipini balmumundan yaptırmam lüzım gelecek. Benim fikrime Böre erkek daima aldığı kadından çir- kin olmalıdır. Fazla zençin de istemem Yalnız ailesini kimseye mühtaç etmiyecek kadar yaşatmasımı bilsin. İyi tahsil ve terbiye görmüş ve iyi bir meslek sahibi bulunsun. Yerine göre her şeyden zevk almalı, Ve anlamalı. Temiz giyinmesini bilmeli, böyle bir erkekle evlenmekte hic tereddüt etmem Şunu da söyliyeyim ki, kadın gibi kendine fazla itina eden, kadın gibi kırıtan erkeklerden hiç hoş- lanmam. Kadın okumayı sevmeli Beğendiğim kadın: Kadının G&Iualfıî çirkin danmiyecek kadar olmalı! Tahayyül ettiğim kadımın güzelliği çir- kin denmiyecek kadar olmalıdır. İyi gün dostu olduğu gibi fona gün dostu da ol- mah. Ajle meclislerinde iyi ve yerinde konuşmasını bilmeli. Ortu böylü sarışın- ları tercih ederim. Ankara Belediye karşıstı Mermerci- ler han No. 7 de terzi Hüshü — - — — - Son Posta'nn Tefritası: 21 1T LENBİKLo kadın ve H İK ea Kadının tahsili erkeğin tahsiline müsavi olmalı | İntihap edeceğim kadının tipi şöyle ol- malıdır: Kumral saç, deniz mavisi göz- ler, pembe bir yüz, 160 - 165 boy, 55 - 60 kilo siklet. 'Tabiati: İlk nazarda kendisinin erkek- tahakkümü altında yaşadığını bilme- 'lv:ıikvıdııı*ıknıhüeıymn- 1 — Haricen aradığım ve arzu ettiğim şey, yalnız erkeğin hâkimiyet Hade eden hatlarıdır. 2 — Münevi tarafa gelince, erkek oşi- nin izzeti nefsini kırmadan ona tahak- : icabında kadının rak uysal olmalıdır. 3 — Mazisi her ne olursa ölsun yeter ki yuvasını kurduktan sonra yalnız bir yu- vanın, bir aşkın, bir sevginin erkeği 0l- malıdır. 4 — Kadımı fena düşüncelere, fena ha- reketlere sevketmemek için erkek ihmal kâr olmamalıdır. Karısımı başka gözler- den kıskanmalı ve bu kıskançlık sevginin mahsulü olmalıdır. 5 — Erkek hiç bir şeye karşı ifrat de- recede düşkün olmamah, biraz da kafasi- de hareket etmelidir. Okumaktan zevk duymalı, ciddi kitaplardan hoşlanmalı, bu nunla beraber ruhu tatmin edecek bedil Bgözelliklere bigâne kalmamalıdır. Mü- zikten, eğlenceden, süsten, oyundan ve gezmekten de hâz duymalıdır. 6 — Neşeli olmalı, karısını meşgul et- mesini bilmeli, asabiyet ve titizlik göster memeli. T — Eissizliğin ve cömertliğin fazlası fenadır. Bu cepheden orta derzecede ol- malı. Hizmetçi ve ev işlerile alâkadar olmamalı. 8 — Bilgi hususunda erkek kadından Üstün olmalıdır. Yüksek tahsile ve mev- kie fazla ehemmiyet verenlerdenim. Kadıköy; B. N. (Adresini yazmamıştır) SON POSTA Fuzuli için yazılan Ermenice eser (Baş tarafı 6 ıncı sayfada) ni üstadın ikisi de herkes gibi biraz a- cemce bilirler, fakat acemceleri Acem e- debiyatını tetkike kâfi değildir. Fuzuliyi yazan Bay (Terzi Başyan) ise arabiden başka mükemmel farisi de öğ- renmiş, (Fuzuli) yi anlayabilmek için (Hâfızı) , (Celâlettini Rumi) yi ve (Sa- di) yi baştan başa tetkik eylemiştir. Maamafih bizde böyle tetkikat yapa - cak hiç kimse yok mudur? Hiç şüphesiz vardır. Meselâ eskilerden Darülfünun (şerhi fünun) müderrisi üstat Ferit, bu- gün Edebiyat Fakültesi metinler şerhi do genti muhterem (Ali Nihat) isterlerse ve vakit bulurlarsa böyle kıymetli eserler yücude -getirebilirler. (Ali Nihat) m (Zerdüştün gataları) tercümesi buna bir delildir. Hattâ yeni yetişmekte olan (Sadettin Nüzhet) Türk şairleri Kamusu, Baki di- vam ile bu yolda gitiğini isba etmektedir, Birkaç sene daha geçerse bize çok fay- dalı eserler vereceğini kuvvetle ümit edi- yoruz. Süleyman Sitka Bir evlâtlığın Hatıraları (Baş tarafı 7 inci sayfada) larda sabahı ettik ve ne yalan söyliyeyim, ©o gece sabahlara kadar benim gözlerime uyku girmedi. * Mesclenin aslını ancak bir hafta sonra |öğrenebildim. Meğerse bu bayan çok kıs- kançmış, kocasını başkalarından fena halde kıskanırmış.. Benim oraya ilk geldiğim gece bahçe kapısını vurarak onları misafirliğe ça - | Paran ise komşunun gelinlik çağına gel - | miş kızı imiş ve © zamatı kıyamet de bu- nun İçin kopmuşmuş! Bu evde kaldığım dörl beş ay içinde ben bu kavgaların türlü türlüsünü ve daha pek çok sonturlularını gördüm. Oldukça varlıklı ve cömert bir aile olan bu çocuksuz karı kocanıa bu çeşit kavga- ları en çok akşam yemekleri ile sabah kavaltılarına rastladığı için pek çok se- ferler 0 canım yemekler, kavaltılar ma- sanın üzerinde saatlerle öylece kalır ye- diklerimiz, içtiklerimiz hep ağzımırdan, burnumuzdan gelirdi. Ben orada bulünduğum müddetçe evin genç bayanı, tam iki defa beni de yanına ahp akrabalarının evlerine sayuştu; ora- larda günlerce kaldıktan sonra gene ba- yın oralara gelip yalvarmaları üzerine tekrar eve döndü idi. Nihayet, bir gün, nedense beni kolum- dan tuttuğu gibi götürdü, beni oraya yerleştiren akrabamız kadına teslim etti ve: — Ben artik 6 eve dönmemek üzere yengeme gidiyorum. Alın çocuğunuzu da size teslim ediyorum! Deyip savuştu idi. İşte ondan sonra bir daha ben bu alle- nin yüzünü göremedim. Fakat çok sonra öğrendim ki berikiler gene barışmış, ba- rıştıktan sonra da Boğaziçinden başka bir semte taşınmış, yanlarına da ben yaşta başka bir evlâtlık almışlar. Kimbilir, o zavallı da orada benim gibi neler çekmiştir?. (Arkası var) — Çok!. — Teşekkür ederim doğrusu'. — Hakkım yöok mu?. Olup bitenler - den haberim olsaydı o kadar saygısı & göze alâbilir miydim?.. Sank; b — |Za Zelen..., Haydi felaket demiyeyim a. Yaran: Kemal Ragıp ma, tatsız bir hâdiseyi fırsat bilmiş de! yerlerde tecil Buğday koruma yergisine tabi olan de » Rirmen ve tabrikalar hakkında Maliye Ve- köületince mühim bir karar verilmiştir. Ve- rilen bu karara göre islillâk muhallinden u- zak mesafelerde bulunan fabrikalarda öğü- tülen unların buğday koruma — vergileri te- mibat mukabilinde bir buçuk av müddetle hazinece tecil edilebilecektir. İstenilen te- minat banka leminalı veya kefalettir. İstihlâk mahâllinde veya istihlâk mahal- lne pek yakın yerlerde bulunan fabrikalar- la, un tacirlerinin buğday koruma vergile- ri için tecil kabul edilmemiştir. Bağcılara kükürt verilecek Ziraat bankası, bağıılara ucus kükürt Dün bir Mayıs, ya ni bahar bayramı i- di. Baharın en gü - uiıılay koruma Bahar bayramı neş'e ile MİY L VeR vergisi bazı olunabilecek vermeğe karar vermiştir. Kükürtlerin tordü” sı dört lradan verilecektir. Muamele vergisi Ham veya mamul sanayi maddelerinde alınan muamele vergisinin gümrüklere irell Hakkındu tetkikler yapan mürettişlere Mâa- liye Vekâletinden bu tetkikatın sür'etle b tirilmesi hildirilmiştir. Bu verginin dağrudan doğruya gümrük- lere irdat için bir kanun Hâyihası hazırlaf- maktadır. Lâyiha mali yılbaşı olan hazitaf- dan evvel meclise verilerek kanun halindt gıkarılacuklır. MNt sanayi birliği hey'eti d8 bu hususta hazırlanan profeyi Ankarayü BİLLBİ vakit tetkik odecektir. kutlulandı zel gününe rastlıyan bu bayram şere-|hemen bütün İstanbullular, şehrin Kâ fine resmi daireler, mektepler, hemen | ğrihane, Mecidiyeköy, Boğaziçi gib' hemen bütün hususi müesseseler faa-| mesireliklerine gitmişler, ve bütüş liyetlerin! tatil etmişlerdi. Fatlı köprüsü tamamdandı Niksar (Hususi) — Niksar, Reçadiye yo - muştur. Köprü 22 bin Uraya yapılmıştır. öi ğ İzmir, (Hususi) — Şehir Meclisi âzaları, relzin daveti üzerine itfalye merkezine gide- rek geceleyin yapılan yangın söndürme tec- rübelerinde bulunmuşlardır. Yangın işaretl bizzat itfaiye kumandanı İbrahlm tarafın - dan verilmiş, mermurlar gaz maadolerile bir- Tikte, itfalye binasının en üst katlarından İinerek otuz saniye gibi kısa bir zamanda ateş makinelerine binmişlerdir. Bu sırada bir |yere atoş verilmiş ve bu ateş üç dakika için- de muraffakiyotle söndürülmüştür. Merinos Yetişltirme Cemiyeti Bursa (Hususi) — Merinos Cemiyeti se - nelik kongresini akdetmiş ve adını, Merinos | Yelişlirme Cemiyeti şekline çevirmiştir. — .- — Biz ona darıldık. Barışmayı da yalmız; ben değil, annem babam bile akıllar: hu getirmezler, Üstelik, ne yalan söy - liyeyim, zateh hiç haşuma gitmiyen bu ımşım bozuldu diye o kadar sevinmiş - ken şimdi tekrar düzelmesini düşün - mem bile,.. Siz beni ne zannettiniz, bil- -— l_hyır':qhndüenni rahatsız et -)den bunu bekliyordum. Mmeyiniz. Bülendi soracaktım. Af bu -| — O zaman da arzettim ya, o gece si- yurunuz; kendi adresini bilmiyorum. |zi tanımıyordum da ondan.. Bik sik size geldiğini söylemişti de o -| — Sonra, nun için rahatsız ettim. Bu sabah ta bir şey kalmadı öyle mi?, tanışınca, artık konuşacak |karşılaştığımızı, nası| konuştuğumuzu bu kadar uzun uzun konuşuyoruz?. yanınıza sokulmuş gibi oldum. ——— |mem?.. Böyle bayağılıklara göz yumar, — Belki başkalarının aklına, böylesi' bunları kolay kolay unutabilir miyim?.. gelebilirdi. Fakat sizinle ilk defa nasıl|Hem bilmem ki neden bunun üzerinde bana iki kere telefon etmiş.: beni tanı-' dınız mı Turhan... — Bilmem ki nasıl anlâtayım?, Be - ben biliyorum. Kim ne derse desin!.. — Bilmezsiniz, o gece ben masıl ço -(hususi hayatınıza karışmış oldum , nim o akşam orada bulunuşum bir te-İcukca hülyalara kapılmıştım; neler — Af buyurunuz. Saygesızlık ettim; — Hayır, günlerini büyük bir neş'e içinde geçir Hava fevkalâde müsait olduğu için, 'mişlerdir. ——— KÜÇÜK MEMLEKET HABERLERİ ——— Köy Kalkınması Gümüşhacıköy (Hususl) — Kaymakam lundaki Path köprüsünün inşaatı tamamile | blasat köylü ile temas ederek leşkil odile « bitmiş ve burada son sistem bir köprü kurul- (Cek köy birliklerini, mahallinde yaptığı teb kikler neticesinde 14 mıntakada tesbit et 52 köyden ibaret olan bu on dört birliğin mecmuu 80-100 bin İlra arasın- da alacaktır. Hor köy bu sene köy bütcesi namına 1-15 dönümlük arazi ekmişlerdir. Diyarbekir Vakıflar Müdürlüğü Kırkiareli Evkaf Müdürü Tahir Diyarbekir düm eden hazırlık devresine ait İşlerde 1 beyannamelerini 1ş yerlerine doldurtma ve icap eden inceleme işleri Bdirae, Tekirdağ ve Çanakkale vilâyetlerinde Ikmal edilmiş- tir, Kırklareli vilüyetine ait işler de bu haft içinde sona erecektir. rüştük. O akşam da salon pek sıcaktı; insanın sinirlerini gevşeten bir sıcak- lık... Sonra, ne diyeyim, biraz da li * kör, bir iki viski... O aralık da biz de herkes gibi bir kaç defa dansettik. Şu- radan buradan konuştuk. Hepsi Dü Ne çıkar sanki?. Bu kadarcık bir tanış> ma, birbirimize gücenmek için ne banâ hak verebilir, ne de size!. — Af buyurunuz ama, burasını pek iyi anlıyamadım. Sadece viski, deyip geçmekle, vakıâ, çok nazik davranmış oluyorsunuz. Fakat sanki, nası, söyli” — Â... Siz miydiniz?, Nasılsınız?. sadüftür. Sizin de ne için bulunduğu -|kurmuştum!. — Teşekkür ederim, siz nasılsınız?|nuzu bilmiyordum. Davetlilerden biri- Geçen akşamki yorgunluğunuz - geçti mi?.. — İyiyim, teşekkür ederim. Fakat ben de size sitem edeyim bari: Demek ki Bülend sizi Bramazsa, siz de bizi sor- myracaktmız?.. Yalnız onun içi l te- lefon ettiniz?, ADi? — Doğrudan doğruya sizi rahat- sız edebilirdim?, Her R — Geçen akşam hiç de böyle çekin - gen değildiniz!. Birdenbire ne oldu - nüz, Allahaşkına.. © gece neler söylü- Si sanıyordum. Sonra... — Sonra?.. çin geldiğinizi öğrenince... — Rica ederim, bunların ne Tüzumu var?.. defa görür görmez, sağımı solumu dü- — Şimdi?.. — Şimdi, hiç birisine imkân ka'madı- ehemmiyeti ü yok... Ben nişanlansam ne olacak, buY*YiM, o gece ben sarhoşmuşum amâ, ülşka: borüldü dök he olaçak2'0r < |Siz şimdi bunu benim yüzüme vürmıya — Fakat benim maksadım o değildi Pek de lüzum görmüyormuş gibisiniz!. ğını görüyorum. Nişanlınızla aranızda |ki... — Sonra, kim olduğunuzu, oraya ni-|geçen tatsızlık elbet unutulur; elbet gene bir gün birbirinizle barışırsınız. — Bilseydim, size bu kadar sokul -« mMazdım, demiyor muydunuz?, Sokül - — Benim üstüme neden böyle şeyler|mazdınız, çünkü nişanlım olacak genç, yoruyorsunuz?.. Bana düşmanlığınız/ bunu benden ziyade kendisine karşı ya- — Lüzumu olmaz olur mu?, Sizi ilkİneden?.. — Neden düşmanlık olsun?.. Pek ta-İnacak; ondan cüameden, saçma sapan neler söyle - |bil bir netice diye tahmin ediyorum. dim!.. — Uzaktan uzağa, kendi kendinize — Demek ki bütün o söylediklerinizi İsiz, istediğiniz gibi tahminlerde bulu- şimdi saçma buluyorsunuz?.. nabilirsiniz. Fakat işin içyüzü hiç delmak için telefon etmediniz?. pilmış bir saygısızlık diye üstüne alı - söylüyordunuz değil mi?.. Yoksa...... — Fakat, rica ederim... — Ne ise... Her halde buniarı konuş- Bülend yordunuz, hiç durmadan nasıl konuşu-| — Muhakkak ki onların bepsini can- | böyl Fdi i isin bi aa D e B böyle değildir. Bir kere nişanlımla...|için bir emriniz vardı, galiba... Bana yor dı.uluı?jı Eğcn de öyle nnfetı:m ki dın. yurdchn söylüyordum. Fakat dü- | Bana nişanlıyacakları adamla aramızda | söyleyini.: iği gA vaz ertesi günü hemen telefonu açacaksı -İşündükce kendi kendimden utanıyo -|öyle dediğiniz gibi bir tatsızlık filân| yim. nız, o gece hğ_ıfgı ayrıldıktan sonra ne Tum; ne kadur ulu orta gittiğimi şimdi | olmadı. Onun nasıl yaradılışta bir adam| — Sizi boş yere gücendirdim. ’“'Y”l“f S'İ"?"î"mr de uzun uzün an-|snliyorum. olduğu, kimlerle yaşadığı o gece Allah-| — Neden güceneyim?.. Ne var orta- latacaksınız!. Ne yalan söyliyeyim, siz-| — Pimşan oldunuz demek?.. tan olacak, kendiliğinden ortaya çıktı.|da?, Şimdiye kadar yalnız bir defa gö- 'Teşekkür ederim; pek lütüfkârsınız. .- Yalnız, ne yalan söyliyeyim, biraz da üzüldüm, doğrusü.. kendimi kaybede * cek kadar, sizin üzerinizde böyle sar * hoş bir âdam tesiri bırakacak kadar vis” kilerinizi — içtiğimi * hatırlayamıyorul. Belki bir baş dönmesi vardı; tatlı bi baş dönmesi... Onu da içkiden bulma * i Hayır, boş lâflara V€ yira ki, ben sarhoj * — Ben size sarhoş demedim; o gevt” nön baş döndürücü havası içinde herk$$ birbirine kim bilir, neler fısıldıyor. Sİf de onlar gibi...... (Arkası var)