Dünkü ve Bugünkü Genç Kız ı Yazan: Osman Cemal Kaygılı l Mercan yokuşu - hün alt başında ara Sira kurulur bir ki- tap sergisi vardır. N, geçen gün ora- n eski püskü bir aP Ve mec - Tışık yaprakları ara- Hindan e) yazıs: ile Sralanmış uzunca T kâğıt çıktı. R*_" Kocaman — bir ŞSTİ oedidi klığıdı - n dört saylasını Tran bu yazı, oski zamanın bi Genç kız yazısına benziyordu. (4 nisan, sene 1321) tarihli o, uzun :.u"“n bazı yerlerini, işte aynen bu - Ya geçiriyorum: geliğii, z Bahar, tablatin baştan başa ik tevablarını giydiği mevsim....Oh, gu '_':""l'hııııı Nazarlarımı ne-tarafa tev- .._':n kendim! vâsi bir düğün evinin or- zannediyorum.. Bahçemladekl gu ağaçların rengârenk ÇI - Şaklerine bakınız! Bunlar, acaba böyle ber h Pembeli kime karşı süslenmişler? Yak- ı Çiların da kalbleri benim gibi bir dildara Teclübtur? h:ıh bahar, ben seni bütün mevsimlerden #eviyorum. Çünkü sen benim hemrâhı "h"'mım ve gırdaşı pürfüsunumsun! İi bahar, benim gibi meftunu bedayi o - B ür, senin bu güna gün gözelliğin kar - y ç Rasıl mest ve hayran olmazlar? .Dku'."k ve şadi içinde daldan dala uçuşan Giçaka gakrak kuşlar ve ey nüzan, hıraman kten çiçeğe konan ipek kanadlı, nermin .:kkkr doğrusu bu güsel baharı ben siz- h,,_ kukanıyor ve sizin gibi ben de şimdi bir ne bir kelebek olup şevk ve şadi içinde dal- ten Gala uçmak, nâzan ve hıraman çiçek - ban lvlwh konmak arsu ediyorum. Ey mini Di mahlükler, emin olun ki ben de sizin e. ablatin bir kuşu, bir kelebeğiyim! Ba- » Bizin kadar benim de perestidei kal - ir. Ne olur, ey çapkın, şakrak kuşlar, ne llıv.'y İpek kanatlı kelebekler, sizinle bir - Map çYK ve gadi içinde daldan dala uçuş- het Ve nâzan, hıraman çiçekten çiçeğe kon- Axıl:uı benl de aranıma alsanız! ——.bım canım kuşların, ah benim cici klerim! Sevgili baharı sirden kıskanıe _"'lm diye sakiın bana gücenmeyinniz. Ben Bir ablanızım, ben de sizin bahar izim! Bilseniz ben de aisin gibi, o n başa bir hüsnü ve melâl mevsimi o- Yetli kışta ne hleranla, ne hüsranlar Melül melül inledim. Beni seviyor, bana acıyorsunuz değil mi, Benim canımın içi, çapkın, şakrak kuşlarım, :'“mh ipek kanath, nermin vücudlu mini mi- barı yebekciklerim! - Öyle ise, geliniz'de ba- beraber sevelim, baharın rengârenk çi- TİN! beraber koklıyalım, sabahları gü- .Mnurıuıııı babar bahçelerine sererken en ber gülüp şakıyalım; akşamları güneş Asına uyumuya çekilip batıar bahçeleri ;:*1 bahtım gibi karanırken beraber ağlı - Mu!“?ımıı ey benim meserret ve ke- ş klarım, olmaz Ka mi ey benlim melek n:ü bahar, gu otlar, şu çimender; şu yap - Ar, gu rengürenk çiçekler, şu kuşlar, şu tabirş Eler, çu kuzular ve -bütün şu: bedayli Gt t karçısında benim tam gülüp eğlene - AnrşaTanım deği! mi ki ben böyle, burada M" yekerek sinemi döğüyorum. Ben ki ga- Ça lkıi. mâsum bir kızcağızını, bahardan ni- bap tediğim gibi nasibedar olamıyorum aca- Ah bahar, ah ıneı;lmhnıı nazendesi, lüyık hu ki gen böyle olanca İetafetirile karşımda didar ederken ben burada kalbi nâlâ - ılı inliyeyim? * bahar, ey baştan başa rengürenk gelin- —mnn de süslenmiş mevsimler gelini. ne olur, ni benim ba kalbi nâlânımı da kendin Bgibi m'utmnx yapraklarla, çiçeklerle süsle, be- v de kendin gibi tablatiın höclegâtında kelebeklerin, kuşların, kuzuların ve gü - " altın ışıkları arasında gelin et K ŞARKI Bı’ bahar, ey mevsimi nâzik eda, 'na olsun her zaman canım feda! Can evimden gelmede bak. bu nida Sana olsun her zaman canım feda! * ©O koskoca eseri cedid kâğıdının Tafına, bundan otuz iki yıl ön- ©T genç kız tarafından yazılmış o- uşgiıîrrlı d,ıı bir yazının en can'a- ltim,' lerini yukarıya aynen 'nak - Gelelim 1937 . i'hç İşte, Gört t ©e bi lan yılı baharında gene bir kız tarafından kaleme alınmış o- 'N bir başka kâğıttaki yazılara,.. ö rBr Bunu da dün akşam Harbiye-Fatih tramvayında bulduğum bir not defte- rinden aynen ve harfiyyen kopye edi- yorum. Birinci yazının sonuna nasıl yâzanın imzasını koymadımsa ikinci yazının da altındaki imzayı tabil mey- dana vurmıyacağım. Yalnız tramvay - da bu lâciverd kaplı not defterini dü -| şüren küçük bayan ne vakit gelip ga- zete idaresine başvurur ve defterin i- çindeki başka notlar ve yazılarla bu - nun kendisine aid olduğunu isbat e - derse defterini tahrir müdü bilir. İşte size bu not defte hara dair bir yazıdan al lar: &. mesDün hava oldukca serindi Ama, yollar gene dehşetli kalabalıktı. Hoş, hava oldukca serin değil, dehşetli soğuk bile olsa bize vi gelirdi ya!. Pangültıdan — sepetli mötosiklete atladık. Bizim Poyraz Hasanın sepetli motasikleti de hemen hemen bir otomobil yavrusu kadar Bahat, Türkân, Filla sepetteler, asan motörde, ben de bir beygire binmiş gibi arkasında... Saat bir buçuktu: Pungaltıdan ok gibi fırladık... İkiye beş kala tasındaki bahçele- ri geçiyorduk... Yöni asfaltta iğne atsanız düşecek yer yoktu... Oradaki ağaçlık bir çeş- menin başında baktık ki berkez bol bol ma- rul siftleniyor... Bizim Filizi bilirsiniz, pek pis boğazdır... Hele marul, salata gibi iç açı- ©1 şeylere hiç yüzü yoktur... Tutturdu: — İlle şurada birer ikişer marul yiyelim! Diye... Poyraz zorla makineyi step etti. Çöşme başına yanaştık... Arabayı bir kı ra çekip çabucak sokiz marul ayıklatıp yı- kattık... Fakat, dört kişiye sekiz marul hayir eder mi?.. Onları oracıkta erittikten sonra | dört daha temizletip ellerimize alarak tekrar yola düzüldük... Lükin böyle ellerimlede İki- şer marulla biz yerde tayyare gibi uçarken herkes hayretle bakıyordu... Topkapı futbol ııwydm“;n'ım ge:rırl;şn küçük bir afacan, sa - Pa aksi bir şüt çektp de topla beni elimdeki İki marulu yere dnı'.imnılpn ml?_şm . Herkesin kahkahaları arasında Filiz bağır- : Hay hinzır yumurcak hay! Poyraz, ma- kineyi durdur da inip şu çapkının yuvasını yapayım! a Poyraz önce işe aldırış efmedi ama, bizim Bayan Filiz, sepetin içinde yaygarayı arttı- rınca zavallı oğlan, durmuya Meobur uldu Oldn ama kaç para eder, Filiz daha sepet- ten atlayıp sakar futbolcunun üÜstüne yü - Tümeğe hazırlanırken 3 koskoca alandaki bir kaç düzine oyuncu hep birden çil yavru- su gibi etrafa kaçıştılar... Aman, siz o zaman bizim Filisdeki hiddeti bir görmeliydiniz!. Az kalsın kızcağız, hld- detini Popraz Hasandan alacaktı... Bereket ıvo'ıin Pdyrat onu yumuşatmasını bildiği için: Gel, dedi, benim yerime geç de buradan öteye de makineyi sen idare et! Aman, aman, aman!.. Ondan sonrasını bir görmeliydiniz... Bizim deli kız, maktneye ge- çince bütün hiddet ve hırsını-ondan almıya kalkışmasın mı?. Bereket ki taş ocaklarını buluncıya kadar o kalabalık yolda bir büyük kaza geçirmedik... Yalnız Gümüşsüyü ile Davudpaşa arasında bir sokak köpeği ve bi- raz daha aşağıda da bir kaplumbağa çiğ - nedik... kine bozulmuştu. Onun için Topkapıdan Fatihteki bir makineciye kadar arabayı leş sürükler gibi biz sürükli- yerek getirdik... Haftaya aynı tertib Boğuza Eyüplü Halit Bursa hapisanesine gönderildi Bursa (Hususi) — İstanbul ceza evin: den şehrimiz ceza evine 20 mahküm gönde- zilmiştir. Bunların arasında bir — vakitler Unkapanı köprüsünü satmağa kalkan E- yüplü Halid de bulunmaktadır. TER e SON POSTA Yüksek Mektepler turnuvası Adliye Vekilinin kupasını Mülkiye mektebi kazandı ——x1 Ankara Yüksek Mektepler tur- nuvasında Ziraat Enstitüsü ve Mülkiye takımları üçüncü defa karşılaştıktan sonra turnuva niha- yet Mülkiyenin 3-0 galebesile sona erdi Ankara 27, (Hususi) — Yüksek mek tepler futbol turnuvası Mülkiye ve Zi- ramt kargılaşmasile sona erdi, Ve ziraat entitüşünü, finalde üç defa berabere kafrlıktan sonra, bugün (340) yenen Mülkiye, yüksek mektepler şampiyonu oldu ve Şi ği Havanın güzel oluşu, aynı zamanda çocuk bayramının üçüncü günü şen * iklerinin aynı yerde yapılması, şehir stadı tribünlerini seyircilerle doldurt virciler arasında Adliye, Zi- üdafaa, İktiset vekillerile bir çok saylavlar bulunuyordu. Mülkiye, Ziraat maçından ziyade kü- çük yavrularının yapacağı hareketleri ve oyunları görmek )çin stada gelen gileler, bu vesile ile çok kardeşçe ve sportmence cereyan etmiş olan Mülki- ye, Ziraat maçını seyrederek cidden iyi bir gün geçirdiler. Büyüklerinin alâka- o Şampiyon Mülkiye takımı sı nisbetind güzel bir oyun çıkaran bu iki temiz teşekkül, maçı seyredenlere çok heyecanlı dakikalar geçirttiler, bi- rinci sınıf takımların oyumlarına hüs teknik ve incelikleri mütekabilen tat- bik eden bu iki takım seyircilerin sem patisini celbetti ve seyirciler iftiharla etadı' terkettiler. Oyuna saat üçte başlandı, hakem İz- mirli Saim idi. Mülkiveliler rüzgârı Jehlerine alarak oyuna baş e Te olmasına rağmen ilk beş dakika Zi- raatlilerin sağlı sollu akınlarile geçti ve beşinci dakikada Mülkiyeliler ilk a- yaptılar, bu akın, Mülkiye le- hine faulle kesildi. Bu fawi cezasını Or ban güzel bir şütle göole lahvil etti, bir sıfır galip vaziyete geçen Mülkiyeliler açıldılar, güzel akınların: gö tidbk, Yürmi beşinci dakikadan itiba- ven havadan oynanan oyun Ziraatin le- bine cereyan etti, Ve birinci devre böy lece bitti. Bu devrede Mülkiyeden Or- hban, Nihad, Necmi, Ta: atten Enver, Semih, Sedadın canlı 0- yanlarını gördük. İkinci devre, rüz « gâr altına düşen Mülkiyenin daha e » nerjik bir oyun tutturmasile başladı. Yirminci dakikada gene Orhan serbest vuruştan Mülkiyenin ikinci golünü yap tı. Oyun büsbütün kızıştı ve on beş da kika kadar üstün bir oyun çıkaran Zâ- raat lehine devrenin otuz yedinci daki kasında bir penaltı oldu, Jâkin bu, şanslı bir gününde olan ve güzel oyna- yan Cahid bunu kurtardı. bundan sonrası tamamen iye lehinde ceteyan etti , 42 inci dakikada Mülkiye sağ açığı Taci şahsi bir inişle üçüncü golü attı ve ayun üç sıfır Mülkiyeliler lehine bitti. Maçtan sonra Şükrü Saraçoğlu saha ya inerek Mülkiye takımı kaptanı Or- hana kupayı verirken «Mektebin lari- bine bundan sonra, yazılacak spor za- ferlerinin ilkâni verdiğimden dolayı çok memnunum,» demiştir. Selim Tezcan İzmirliler hakemlerin memnun İstanbullu idaresinden değiller! “İzmir - İstanbul Milli küme maçlarının İstanbullu hakemlere verilmesi hatalıdır. Mesuliyet Futbol aittir,, deniliyor Federasyonuna ua Galatasaray takımı İxzmirde İzmir 27 (Hususi muhabirimizden)— İzminde binlerce halkın gözleri önünde İstanbullu hakemlerin tarafgit karar- Jarile mağlüp olan İzmir takımları çok haklı bir teeşsüre kapılmışlardır. Doğan #Pör - Galatasaray maçında cereyan e- dan hâdiseden İzmirde futbol federas- yonu mes'ul olarak gösteriliyor. Şimdiye kadar İzmir ve İstanbul ta- kımları arasındaki maçlar daima İstan bullu hakemlere bırakılmıştır. Halbu- Ki müli küme fikstürü hazırlanmadan önce İstanbulda içtima eden üç mınta- kanın futbol ajanları İzmir - Ankara maçlarının İstanbul hakemlerine, İs - tarbul - Ankara maçlarının İzmir ha- kemlerine, İstanbul - İzmir maçlarının | s da Ankara hakemlerine tevdi edilmesi- ni kararlaştırmışlardır. İstanbul - İzmir takımları maçların- da İstanbul hakemleri ne kadar dürüst bir idare gösterirlerse göstersinler, bu vaziyet halk üzerinde daima kuşku u- yandırmıştır. Şunu da söylemek lâzım dır ki şimdiye kadar İzmir klüplerinin hassasiyet göstendikleri bakem mesele sine şimdi seyirciler de alâka gösteri- yorlar. İzmirden hakemlere karşı yükselti - Jen itiraz sesleri İstanbulda, bazı spor muharrirleri arasında belki de yanlış Hefsilere yol açmıştır. Şimdiye kadar İzmir - İstanbul takımları arasında ya- pılan maçlarda İzmir takımları daima tarafgirliğin kurbanı olmuş!lardır. Mes- ul ve en sahibi salâhiyet bir zat bana şunları söylemiştir: İzmir mıntakası körükörüne Ha- kemlere itiraz ediyor vaziyette gösteril miştir; Halbuki Bay Şazi Tezcarlın ve Ankarş mıntakasından Bay İbrahimin — « İmzasız mektubun Muhteviyatına İnanılmaz Alpulludan bir mektub aldık. İçinde Al- pullu şeker fabrikasının kooperatif bak- kaliye mağazası yerine geçmek Üzere ye- ni açtığı kantinden ve bu kantinde pa- ra makamıina kullarılan karneden bah sedilmekte 6 muhtelif düşünceler görmelidir. * v Manisanın Seydi köyünde Bulgarca Manisanın Seydi köyü halkından bir meklub âldık. Bu mektubta küylerine işe kân edilen Bulgar muhacirlerinin bul garca konuşmakta olmalarından şikâyet edilmekte ve bu muhacirlerin bir başkı yere nakledilmeleri için hükümet nezdin- de teşebbüste bulundukları haber veril mektedir. ileri sürülmektedir. Fakat bu mektubta isim ve sarih adros yerine sadece bir M. Ö, im- zası vardır. Bu da gösteriyor ki mektubun gahibi fikrinin doğruluğuna gahsan kall değildir. Bu takdirde mektubunun derce- dilmemiş olmasından dolayı bizi mazur son maçını yapmadan evvel miştır. Bu öki hakeme karşı mıntakanım en ulıkü-(dnabücyoh)u. Hiç bir hakemin hüsnü niyetinden şüphe et * mek hatırımızdan geçmiyor. İzmir * İstanbul takımları ar: maçların İstanbullu hakemlere verilme si hatâhdır. Cumartesi günkü hâdi: nin daha miüessif bir şekil almaması, spordan anlayan halkın nezahetinden ileri gelmiştir. Futbol federasyonunun başında bulunan zevatın halkın spoz zevkini inkisara uğratmaması lâzımdır, Aksi takdirde bütün mes'uliyet fede - rasyona ait olacaktır.» Galatasaray kafilesile birlikte şehrih mize gelen Bay Müuhlis bana şunlari saray takımı her zaman; her sahada İzmir takımlarını mağlüş edecek kadar kuvvetlidir. Doğanspor Ja bir daha karşılaşmak ve İstanbul stadlarından ba da bu maçın tekrarı için Ga zenginlerinden biri 1000 Jira vere Eğer aradaki gol farkı dörtten noksan olursa Galatasaray mağlübiyeti kabu) edecektira Bay Muhlisin beyanatını derhal lâtasaray idarecisi Bay Muslihe dim.”Onun da mütalcasını rica Şunları söyledi: — «Galatasaray takımı böyle bir tax #hhüde giremez. İzmir takımlarını be; ğeniyoruz. Her gün ölraz daha terakki ,ediyorlar.» Galatasaray erkânından Bay Vamılı ta bana şunları söyledi: , — «Üçok takımı Doğanspordan daha şuurlu ve güzel oynuyor. Haf hattı |üç ottası anlaşmıştır.. Bize karşı ni takdir bir oyun çıkardılar.» Ga Lidire ettim 'Türk vatandaşının bir başka dil konuş. tuğunu işitmek gerçi acı bir şeydir, fa « kat bu vatandaşların yıllarça yabancı bir memlekette ve o yabancı memleketin di- lnin tesiri altında yaşamış oldukların, da Unutmamak Jüzimdır. Simdi vazifemiş onları kendi hallerine birakmak değil, a. na dillerini hatırlamaları ve öğrenmeleri için aramızda yaşatmaktır. * Kayserinin sokakları hakkında Kayserlde oturan bir oku muz Bay «bix Son Postanın İster İ İster İnan- ma sütununda Kaysert hakkında çıkan bir fıkrayı okumuş, doğrü bulmuş, diğer bir mesele münaşebetile derd yanıyor. Gazeteye karşı gösterdiği alâkadan do- layı kendisine teşekkür ederiz. Fakat mek tubu maalesef imzasızdir, bunüu İçin ya: zumdan istifade edilemt tir. Yalnız bu münasebetle şunu kayaedi seri bugün, eski devirlerin bır: mal eserlerini henüz tamamen izale ede- - memiş olabilir. Fakat bir endüzirimerke- zi olmak dolayısile pek parlak bir âtiyi namzeddir, ümld ederiz ki şehir gittiker inkişaf edecek, belediye bütçesinin art - « masi nmişbetinde temizlenecek, güzelleşe. a