25 Nisan — — _Efmhat ve Terakkide on sene l ı 14 üncü kısım No. 14 SON POSTA İTTİHAT VE TERAKKİNİN SONU I Talât, Envet r ve Cemal nasıl kaçtılar, nasıl öldüler ? Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Bu hercümerç esnasında kendime saklanacak em K A ANaVL ÇK KMARA eei .’uıı,'şıı-"ı-'-" LELEĞ D | d $ ."!hı MARMARA A İit in bir yer | buldum R A a üa V6 EDAK KAŞTAMONU O ÇANKIR: NKARA * GY li Mesledlee güre Caze alei ae Yazan: Rolan Charmy | Dostlarımdan noter Bourdis'i görmeğe' gitmiştim; fakat ben kapıdan içeri girer -| İHTİYAR KIZ Çeviren: Nurullah Ataç KA *A katen haysiyetine, ahlâkına yedirememiş * * Her ne hâl ise, çocuk bayan Minlar'ın kea baktım e, yanmda #htiyerca, biraz| başına kaldı. Bayan kardeşini çok sever vâ” kanburlaşmış bir kadınla — yazıhanesinden 'onun her kusurunu hoş görürdü. Zaten be çıkıyordu. Kadının yüzünde, buruşukluk - işte çocuğun ne kabahati olduğunu bir türe lara rağmrnen hâlâ bir güzellik, bilhassa tatlılık vardı; fakat buruşuk — içinde gözlerinde de sonsuz bir keder okunuyor. du. Bu kadın zengindi ama hayatta para kâfi bir çey midir?... Notere vasiyetn an çok memnun oldu, çünkü güzel tosun sini yazdırmak için gelmiş ve bütün para-|gibi bir oğlan çocuğu da pek sevmişti. sını Öksüz - Çocuklar Cemiyetine bırakmış, |(Hem her kadın gibi bayan Mislar'da da çünkü hiç kimsesi yokmuş. Size onun ha - 'hir anne kalbi vardı: Çocuğa, sanki kendi yalım anlatayım da dinleyin; ama asl adı-| doğurmuş gibi bakıyordu. m söylemiyeceğim, çünkü anlatacakları - | TUÜDEZ WW ve Türk . Rer kedudu Yetazeş 'e TU d alimdilen el Kenkadenine Hacarsn bepdndi Türü - Nut kodudu —e St Machidesiar göre Türk kudada bagllere. Framse - İinlye aranında. V0 Ağaatar TÜ — aançayem Seee Mrakederine göre beli bedede BT hai aöi l ee lrdlün Te ddi MARE T ELAK GK - 5a — ' ae Tşa — - - Damad Ferid Sevr muahecesini İtilâfcılar hükümeti namına imzalamış, ve vatanımız oıtada görünen beyaz yere inhisar etmişti. kendi başımın çaresine gene kendim | ne gittim. Bir müddet sonra, o da eve|lüm olmıyan bir sürü gün geçirmeğe bakmıya karâr vererek, çayı ödedim. | geldi. mahküm olması, çok acıklı, çok sıkıcı Ve ayağa kalktım. | — Bu hâdise, o feci vaziyette bizi biraz bir şeymiş! Eğer bu halin böylece bir Biraz evvel işittiklerime göre, geçe-. güldürmeğe yaradı. Hayatta, gül müddet daha devam etmesi lâzım gel- teğim kordon tehlikeli idi. Beni kor -|bilhassa böyle zamanlarda lâzım ol - nim için de gidip Bekir ağa utmıyan şey de, o zamanki polisin bu | duğunu öğreniyordum! üğündeki kafileye gönüllü olarak Bibi işlerdeki noksanı idi. Memurların İik saklandığım yer karışmak işden bile değildi. - Bereket büyük bir kısmı itilâfcıların ne olduk ü versin ki günün birinde bana iyi bir hi B Bi çöğle Yi yannia'ün E zit bildikleri için onlara istemiye | | Öp, © gön biz bahea 4. | Paber geldi. İstemiye hizmet ediyorlar ve içlerinde | 9 Dif kaç dönüm geniş bir bahçe Abdülhamidin — Mâbeyn K cex aA Ka çindeki bu evde üç hafta misafir ol -| . , . M Pek çoğu, hattâ, icabında bize yar - d Evi bandilimedin İsdki, b |tipleri Çanakkaleli dımda bile bulunuyorlardı. Bunun için | ur;" x'"[ (ıJ.ı;/;_ıı D Mk.—.blıîlk' Sezai Bey, babamın tesaretli idim .Zaten, dışarda da soğuk |Pi ee de ölmasadka iE, JKadaşı ve dostü, benim de dos- t hürriyetimin elimde olmasından iba -| K e öratederine göre Bağerler Mateka KDT Ve hihfine göre maasıne Emanistan ZDT a Mecehedarine göre hemir Mntkesı ezivman 29 70192T serihii Ankere Hilifemenine F * * ezeen Tötüpe. Si ee — —eoa $ Hasınan PF kertkli Ankara Meskedesine secman bek kedede lü anlıyamamış, onu ortada bırakmağa bir üzlü gönlü rarı olmamıştı. Kalkıp kardeşinin yanına gitti, -AO orada üç hafta kadar kaldı ve dönüşte de çocu« u ahp getirdi. İlk zamanlar bu yaptığın « menin bi Fakat arası çok geçmedi, — nişanlısının mın bir kelimesi bile yalan değildir. —a Geğişti. Nişanlıı önce Mütekait bir bahriye zabitinin kızı" olan | | bayan Mislar, yirmi yaşında iken benin ziyaretlerini eyrekleştirdi, biraz sonra da hiç gelmet Halbuki nikâhın günü bile tayin " lanmuştu. Delikanlının bu — hareketin idi. Şirin, zarif, güler yüzlü idi; musikiden | — » e KA A L Olmuştu? piano Bayan Mialar işi anlamak istedi ve de- Üstelik paramı da vardı. Söylemeğe höcet | ypanlıyı çağırttı. Nişanlım önce biraz sikik yok, ona gönül verenler çok olmuştu; fakat Wd l V ka, | Mtdütüm kozların Bi güpbcüz ea güre & - Yahya mektep ar- olan pek iyi anlar, kendisi de çalardı. | kaçamaklı cevaplar vermek istedi; fa» Yüzgârla karışık, toz balinde bir yağ -| Muür vardı, Paltomun yakasını kaldır - , şemsiyemi açtım, sokağa çıktım. na refakat edecek mekteb arkada - tim - şimdi İstanbul belediyesi koope - Tatif müdürü olan Baha - gelmiş, beni beklioyrdu. Şemsiyemi çehreme siper Bibi kullanarak, etrafa yüzümü göster Miyerek ilerledim ve arkadaşımla ko -| Buşmiya başladım : — Aman, diyordu; ben burada bir takım — şüpheli adamlar görüyorum. mlar hafiyeye benziyorlar. — Evet, dedim; — biliyorum... Sen aldırma, ben geçer vapura binerim. alnız bana bir bilet al. O bileti aldı, getirdi. Ben, şems. Min altından etrafı güzelce tetkik edi - Yordum. Vapur da gelmişti. İskelenin içinde, etrafı gözetliye gözetliye do - n bir adam vardı ki bunu gözüm Tardığı için oradan geçerken tanınmak- ğam, ihtimali vardı. Arkadaşıma, be- Timle meşgul olmamasını, vapurda Veya Üsküdar iskelesinde kendisi ile uluşmamızı söyliyerek ondan aynıl -| im ve bu yolcuların çıktığı yerde bek- im. Orada bilet toplıyan, biraz ev- Vel berber dükkânmdaki memur idi. tkes çıkıp da kapıyı kapıyacağı sı- Tada, ben oradan geçtim ve yavaş ya-' Vat ilerliyerek vapura girdim. Kimsa beni teşhis edemedi Vapurda ikinci mevkide oturdum ve #imdeki gazeteyi okur — gibi yaparak Zene yüzümü kimseye göstermedim. üdara yanaştığımız zaman da, va- Purdan önce çıkmadım, yolcuların gir- Melerini bekledim. Bu defa da yolcu - "mn iskeleye girdikleri taraftan çık - . Kendimi o kadar iyi saklamışım < arkadaşım, benim ne vapura girdi- #imi, ne de çıktığımı görmemiş oldu - u için «yakalandı». diyerek Öşmüş ve bu telâşla, vapurdan çıkan Yolcuların arkalarından koşarak beni a ee İÇ görememişti. Ben de onu göreme- dim, £ telâşa Yal fakat, aramakla meşgul olmuya - ak, arka sokaklardan doğru onun evi> ğ i t idi. N a kottü Biyaa' mükabil branolsa biz. ok <i B SAA Döyi BR. — imdan. / olan heti de vardı: Yalnızlık ve eve girip ea Pey, bir gün bizim eve gelmiş, çıkan yabancılara kendini gösterme . |PSTİ tormuş, saklı olduğumu öğrenin- mek derdi! Arkadaşım, evli ve İstan-| “ İbulda oturduğu için burada hiç erkek İyoktu: arada bir, bizim evden gelenler olur, bana haber getirip haber götü -| İrürlerdi. Her gün gazeteleri ahr, onları okurdum. İttihatcıları birer birer topr| luyorlar, Bekir ağa bölüğüne dolduru -! İyorlardı. Bira aralık Nadiyi de tevkif bıraktılar. Artık itilâfcılar memnundular. İttihat ve Te-| rakki. kökünden - temizleniyordu. Bu tevkif edilenler aleyhine bir muhake - |me açılacak, bu sayede kimi asılacak, |kimi sürülecek, kimi de hapsedilecek- ti! | Hayata, harekete, mücadeleye aliş- İmaş bir adamın, Üsküdarın bir tepe - sinde, yalnız kadınlarla meskön olan ip çıkanlara, yabancılara issettirmeksizin, sayısı ma- | — Aman, demiş; nerde saklanırsa saklansın rahatsız olur. Hiç durmasın bizim Kuruçeşmedeki yalıya gelsin, e- radaki rahatı bir yerde bulamaz! Yer değiştiriyorum Bu haber bana gelince sevindim ve hemen ertesi günü, akşam, - karanlık bastıktan sonra evden çıkarak Beşik- geçtim. ' ettiler, fakat, sonra Dresdner Bank Şubesi Merkezi' Berlin Türkiyedeki şubeleriz Galata - İstanbul - İzmir Deposu: İst. Tütün Gümrüğü * Her türlü banka işi * — —: bir evde, g | kendisini —a aa ae — İstanbul hdaları Mubammen 17629 lira 25 kuruş o'an jandarma telefon — şebekesinin mlâh ve İkmaline ait telefon —malzemesi kapalı zarfla eksillmeye konulmuş ise de belli ihale gününde giren bulunmadığın lan pazarlığa çevrilmişlir. Listesile yart- namesi Levazım Müdürlüğünde sika ve 1322 lira 20 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 3/5/937 pazartesi günü saat 14 de Daimi Encümende bulunmalıdırlar. — (B.) - (2316) * * Satılmak üzere Mezat işleri Müdürlüğü eşya şubesine bırakılan kur'am kerimi ilân tarihinden itibaren on gün içinde sahibi gelip götürmediği takdirde satılacak- tır. (B.) — (2315) Eelediyesi Zeytinburnunda satılık arsa ve hangarlar Istanbul Ziraat Bankasından: Bankarsızın mah olan Zeytinburnunda bir tarafı çimento ve diğer tarafı Zey- tinburnu fabrikaları arazisi ve bir tarafı İstanbul caddesi ve diğer tarafı Marme- ra denizile mahdut ve her türlü bina ve fabrika inşasına müsalt 6552 melre mu- rabbar arazi, üzerinde mevcut üç hangar ve iki oda bankamızca pazarlık — iuretile satılığa çıkarılmıştır. Satış bedeli peşin veya bankamızcx kabul edilecek şekilde taksitle ödenecek- tir. Taliplerin fiat İle tediye şartlarını İhtiva eden — teklif —mektuplarım — nihayet 15/5/937 tarihine kadar Bankamıza göndermeleri ve daha fazla malümat almak | isteyenlerin şubemize müracaatları ilân olunur. «ZI19» görülebi ir İstekliler 2490 N. h kanunda yazılı ve- | ©, hiç birine yüz vermezdi; kendisile ayni yekisde otumu ve bir kireç ve çirsente. fab- | rikasının müdürü olan bir delikanlıya var- | mağı aklına koymuştu. O delikanlı hiç de| parah bayan Minlar'ın kendisini istiyen hali vakti yerinde, hattâ , r adam deği engin denebilecek kimseleri bırakıp onun- | |la nişanlanması hayli hayreti mucip olmuş- | tu. Fakat nişandan sonra herkes: eİyi etti, | Oonun purası ikisine de yeterle dediler. Düğünden sonra kızcağızın talihi tersine döndü. Bundan on yıl evvel ölen bir er - kek kardeşi vardı. Cenup tarafında bir şe- hirde zabitti. Bir çok delikanlılar gibi o da | hayli haşarıca bir hayat sürüyordu. Gerçi fevkalâde mamuslu bir adamdı; ahlâk hu- susunda hiç şakası olmayan bir ailenin oğ- ha olduğu belli idi; fakat o da,, delikanlı- Jarumazan ekserisi gibi, gençliğin — çılgınca | geçmesini hoş görenlerdendi. Mialar böy- Jece çapkınik eder dururdü;: oldukça dü güzel delikanlı idi, çok kadınları baştan çikardı, | Fakat metresleri içinde bir tanesi vardı | ki hiç de sevilecek bir kadın değildi. Nasıl söyliyeyim? Hani hafif kadın derler, işte © cinsten... Maatteessüf 6 kadından — bir çocuğu'olmuştu; fakat onu nikâb etmesine mmkân yoktu, çünkü kendisine sadık kalmı- | |yacağını biliyordu. Kadını almazdı ama çöcüğü tütüp at- İmak kabil değildi. Kadın çocuğuna baka- | miyacağını ve götürüp bir yetimhaneye | | bırakıvereceğini söylüyordu. Mialar onun | Bu aözlerini düyunca hiddetlendi; evlâdı - mm bir yetimhaneye bırakılmasına razı ol- | masnın imkânı yoktu. Kadınım ona bak -| ne pahasına olursa olsun — kabul görünce: — Pekâlâ! dedi, ben bir çaresini bulu- rum ama âen de bir daha evlâdım var de- mezsin, bundan sonra bir kerecik bile yü zünü göstermem. Meseleyi annesi ile kız kardeşine açtı ve onlara çocuğu, büyüyüp mektebe gide- cek yaşa gelinceye kadar yanlarına alma- Tarı için Tica etti. Çocuğun annesine gelin- ce o, başını alıp Paris'e gitmişti. ondan | bir daha hiç bir haber çıkmadı | Mialar'ın annesi biraz zorluk Bir piçe bakamıyac çıkardı. söyledi. Belki , belki de nikâhsız olma bir çocuğa bakmağı haki-' sadece merhamelsizliğinde: kat bayan Mialar'ın ısrarı üzerine mesele nin iç yüzünü anlatmağa mecbur oldu — Herkesin neler söylediğinden habe- İriniz yok mu? dedi. Size anlatmak iste « mezdim ama mademki wrar ediyorsunuz..; Annemle babam sizi almama razı olmu « yorlar... Ben onların izni olmadan da si zinle evlenmeğe kalksam bile artık burada il olmaz. Buradan ayrıldıke tan sonra da ne yapabilirim? İşimi nasıl ür daha böylesini elde etmek liyorsunuz ki zengin de değ- Ben; çalışmadan sizin paranızla da geçin- yaşamamız kal bırakırım ? kolay mı? mek istlemem. — Açık söyleyin... Benim için ne di yorlar? — Söylediklerine göre çocuk kardeşi « nizin değil, sizinmiş. Buradan üç hafta ay- tılmanız onun doğumunuü gizlemek için « miş. Kardeşiniz de ailenin namusunu kur- tarmak için çocuğun kendi çocuğu oldu « ğunu söylüyormuş. Siz de bütün hikâyeyk; pişanımız bozulmasın diye uydurmuşsunuz. Herkes bu kanaaite... Benim için de, sizi alacak olursam, pek şerefsizce bir iş göre müş olacağımı söylüyorlar... Bayan Mialar gördüğü bu hareket kare gısında sapsarı kesildi; ama iradesine hâ « kim bir kızdı; kendini zaptedip: — Herkesin söyledikleri benim hiç w murumda değil, dedi. Benim indimde yak mız bir kimsenin kıymeti vardı, o da sizdi- niz... Fakat siz de benim kabahatli oldu« jfuma kanaal getirmişsiniz, öyle olmasaydı bugün böyle sözler söylemezdiniz. Hâli da İkanisiniz... Veyahut ki dedikodudan kork« muşsunuz. Hepsi bir kapıya çıkar... Buyu: runuz. ! |Bayan Mialar nişanı bozulduktan sonra bit daha nikâh sözünü ettirmedi. Çocuğu bü- yüterek ihtiyarladı... Çocuk da muharebe- de ankere gitti, öldü... O zamandanberi Bayan Mialar'ın kimsesiz kaldı. Her şeyden mahrum olarak yaşadı, bayatında saadet medir tatmadı. Vazifesini yapmış — olmak insani bahtiyar etmeğe kâfi gelmiyar kil.. Yarıncı nushamızda : ÇOCUK Yazan: Peride Celâl