Ü Hergün Bütçemizin yeni Rakkamları Yazan: Muhittin Birgen «« s on günlerde masraf bütçemizin rakamları neşredildi. Bu raka ları tamam tetkik € daha esaslı ve müfredat Ve bilhassa irat rakamlar hunması icap eder. Bunun için bütçe mizin umumi bir tahlilini, onun mü nakaşasından sonraya bırakmak daha 'akat, yeni bütçenin bize şimdiden gösterdiği bazı şeyler var; bunların ü- zerinde durabiliriz. Gözümüze çarpan en mühim nokta, masraf bütçemizin geniş nisbette art miş bulunmasıdır. Maliye Vekili bu artan masrafı kapamak için yeni ver - gilere müracaat edilmiyı i ve bu- nun artan varidatla karşılanacağını ayni zamanda bütçede açık bulunm: dığını söylemesine göre varidat büt - çemizin de çok ehemmiyetli surette artmış olacağının tahmin edildiği anla- şılıyor. Böyle bir tahmin yapmak art - Ma hâdisesinin ancak bugün filen mev- €ut olması şartile caiz olac ridat bütçemizdeki tahmin da nazari hesaplara değil ra dayanıyor, demektir. dir. * Bu memnüniyetin iki se Biri, bir çok ihtiyaçlar iç: memleketin bu ihtiyaçi türlü sahalarda bir çok işler yapinı - ya mecbur olan bir memleketin, bu se- ne paraca daha genişlik görmesinin bize memnuniyet verecek bir hüdise olduğunda şüphe yoktur. Fakat, bizi asıl memnun eden cihet bu değildir. Devlet varidatında kayde - dilen bu genişlik, memleket işlerinde bu sene bu kadar mühim ifade edilecek derecede bü Hüş olan bir genişliğin, bir inkişaf hareketinin alâmeti olmak itibariledir ki bizi mem- nun ediyor, İşin güzel tarafı buradadır. Demek oluyor ki, bizim geçenlerde'bl sütunlarda yazmış olduğumuz şeyler yanlış değildir: Memleketin iktisadi ha- yatında iki senedenberi tedrici bir su- rette silkinip bir kalkınma, bir can - lanma vardır. Köylü, çöküp — kaldığı noktadan kalkıp yürümeğe başlamış - tır, demekle isabet etmiş olduğumuz şüphesizdir. Belki istediğimiz derece - de bir canlanış ve bilhassa bir yürüyüş değildir; fakat; canlanma, kalkınma, silkinip yürüme hâdisesinin muhakkak olduğu şüphesizdir. Türkiye pazarmın en büyük müşte- risi bugün —de, yarın da — köylüdür. Köylü — mahsui alıyor, sat eline para geçirebiliyorsa — Tür- kiye pazarında hareket var -« dır; bütçeyi giıdalandıran, onu düşü - rüp kaldıran bu harekettir. Bu hare ket olmaksızın bütçe kurur. Eğer bu - gün bütçenin varidat tarafını kendi kendisine kabarır bir halde görüyorsak onun mayasının sağlam olduğunda şüphemiz kalmaz. İşte, bizi sevindiren asıl sebep bu - dur. * Bütçe varidatının hangi kalemlerde daha fazla yükselme hareketi göster - diğini görsek iktisadi inkişafın, ne is - tikamette yürüdüğ belki daha iyi tahmin etmemize imi olur. Fakat, elimizde benüz bu rakamlar bulunma - dığı için şimdilik bir şey söyliyemiye ceğiz. Fakat etrafımızda yapt müşahedelere göre şunu söyliyebi ki kalkınmanın sahası geniş ve ha umumidir. Elimize daha tafsilâtlı rakamlar geç mesine intizaren, bugün gözümüze çar- pan bu vaziyetten çıkaracağımız — bir netice vardır: Memleket kalkınmak istiyor, gay - vetle çalışıyor; çalışma sahası umumi - dir. Hükümet bu harekete bütün kuv- vetile yardım ediyor. Türkiyenin bü - tün calılığının ifadesi olan bu gayret, bu hamle, bu hareket, hi; ıma da- ha muhtaçtır: Ucuzluk. Yeni bir ka * t | ucuzluğu, Resimli Makale: | | Aileniz arasında veya çalıştığınız Muhitte izhar ettiğiniz fikirler pek doğrudur, pek münasip olabilirler. -| Fakat bu fikirlerin derhal «evet e - fendim» kelimeleri İle karşılanma - sını istemeyiniz. Mihracenin (50) bin Türk lirası Kıymetindeki eldiveni Bundan memnun olmak hakkımız - | Hint Mihracalarından Bahabahdor her işde yalnız sağ elini kullanırdı. Sol elini dua etmek için kullanmıya yemin etmişti. Bu elinin üzerindeki eldive - nin kıymeti 50,000 Türk Hrası tutardı. İngilizler mıknatıs hareket- lerini tetkik için bir gemi yaptılar Gemi puslasının inhirafı tabillerini tetkik etmek üzere demir ve çelikten tamamile âri 650 ton hacminde (Rese- arch) isminde bir gemi yapılmaktadır. Gemi baştanbaşa hassas bir sabih lâboratuvar halindedir. 31 kişiden iba- ret olan tayfasının yemekleri tamami- le tahta kâplarda pişirilecektir. Bütün kaplar tahtadan ve bıçaklar miknatıs- h olmiyan gümüş halitasından mamul olacaktır. Gemi hareket etmeden evvel bütün tayfası «Şarlok Holmesı tabir olunan husust bir âletle muayene edilerek üst- lerinde ve yanlarında en ufak bir mık- natısi maden bulundurulmıyacaktır. Geminin teknesi Hint meşesinden ya- pılacak, demir ve çelikten — yapılması mutad olan her şey pirinç veya bakır- dan, demirler ve zincirleri dahi bronz- dan olacaktır. Hint denizinde telsiz- — işaretlerine karşı tamamile gayri hassas — olan ve kör nokta tabir edilen mevki hakkın- ğ bu gemi yapaı Fakat, kâfi değildir. Petroi benzinin, kömürün de ucuzlaması lâ- zımdır. Çünkü ucuzluk milli iktisat ha- reketinin, milli ciro makinesinin y dır. Bu yağı tamam vermek mecburi - yetindeyiz, Her şeyden kısabiliriz, fa. kat, Bu yağdan kısamayız. Bunun için bu ucuzluğu getirmekte ne kadar a - cele edersek kalkınma o kadar sür'atle- necektir. Sade bazı maddelerin ucuz - luğu değil, nakliye ucuzluğu, hareket Hülâsa, bütün etrafile tam ve kâmil bir ucuzluk sistemi! Muhittin Birgen İSTER Bir dostumuz anlattı: nunla bazı iptidaf maddeleri gümrük - len muzif tutan devlet, bu İşle de meş- «— Radyo makinesi mi alacaksınız, elektrik süpürge- üsüne veya mutfak takımına ihtiyacınız mı var? kânlarıma bakınız, ihtiyacınız olan şeyi mutlaka bulur - sunuz. Nasıl olur mu diyorsunuz? Anlatayım: Paraya ih- | batakçılık diyebilirsiniz!. İSTER 'SON POSTA Münakaşa açmak, ortaya atılan fi- kirler etrafında tetkikler yaptırmak fikri ortaya atanın kendi menfaali icabındandır, çünkü düşüncede yan- lışlık varsa önüne geçmiş olur. Ç HERGÜN BİR FIKRA | Hizmetçi kahrı Şair Celâl Sahirin annesi Fehimo Nusrat Hanım hasta imiş, doktoru İbrahim Zati ile ayni otomobilde Bakırköydeki evline — gidiyonmuş. Fehime Nusrat Hanımın bir afay da beslemesi varmış. Fakat biri hanı - mın ilâemı unutmuş, biri hırkasını unutmuş, hiç biri işini tam yapama- miş. Otomobil Yedikuleyi geçince Fe- hime Nusrat Hanım, İbrahim Zati- ye mezarlıkları göstermişt — Bunları görüyorsun ya dok - tor, demiş, bunların yarısı hizmet - İ çi kahrından buraya gelmişlerdir. —D Alsaslören Alınıncıya kadar Eğlenmiyen bir F ransız Bir Fransız ge- D nerali olan Ma « vil'küy.cn Üç yar şından — itibaren Alzas Loren alı - nıncaya kada: tiyatroya, — bara, ve böyle eğlenct yerlerine gitmiye | yemin etmişti, Ye minini tuttu veAl zas Loren tekrar Fransaya geçtikten sonra eğlence yer- | lerine gitmiyt başladı. Habeş atletleri ve 1940 olimpiyadı Japonya 1940 olimpiyatları için #imdiden büyük hazırlıklara başlamış- | tır. Fakat diğer milletler de uyuma- maktadırlar. İtalya atletizm — müsaba- kalarında bu sefer muhakkak büyük zaferler kazanmak ümidindedir. ve bu- |nun için Habeş atletlerini hazırlamağa |başlamıştır. Habeşlilerin dünyanın hiç bir mil- |letinde görülmiyen mukavemete sahip Loldukları için, bilhassa mukavemet ya- rışlarında İtalyanların yüzünü güldü- recekleri zannedilmekte imiş. Siyahlarla, sarılan boy — ölçüşmesi. nin heyecanlı olacağı tahmin edilmek. İtedir. d İstakozlu elbiseler Avrupada son zamanlarda — deniz Münakaşa, fikri ortaya atandan sonra dinliyen için de faydalıdır. , Çünkü bütün hayatında evet efen - dim demekten kurtulmuş olur, çün- kü her şeye evet efendim demiye a - lışanlara benlik kalmaz. SÖZ ARASINDA ) Genleştirme Mütehassısı Voronof Neler yapıyor Maymun güddeleri vağıtasile in4 sanlara gençleştirme ameliyatı yapani meşhur doktor Voronof — 68 yaşımda- dır. Kendisi Fransada Manton kaşaba- İsında şato Grimaldi'de oturmakta ve 100 tane maymunü — bülunan büyük lAboratuvarında çalışmaktadır. Doktor şimdi insan kanı tahlili usulüne tevfi- kan Şimpönze'lerin kKanlarını tahli e mekte ve gruplara ayırmaktadır. Voronofun söylediğine göre son keşiflerine müstenit — olan maymun güddesi ameliyesi sayesinde orta yaş- li bir adamın gençlik devresi on sene daha uzamaktadır. Voronofun son iki sene zarfında kadın müşterilerinin a- dedi yedi misli artmıştır. En genç has- tası yirmi üç yaşında ve en ihtiyar hastası da 83 yaşlarındadır. Doktor Voronof hayatı 150 seneye kadar çı- karmağı ümit etmektedir. Voronof de- miştir ki: «Gençleşmek isteyen kadın- ların vasati yaşı takriben 45 dir. Bun- lar şişmanlamağa — ve hayatiyetlerini ve cazibelerini kaybetmeğe — başladık. larını hissedince tedaviye koşuyarlar. Bir ameliyattan sonra daha genç gö- rünüyor ve daha gençleşiyorlar. Has- talarımın yüzde otuzunu İngilizler teş- kil etmektedir.v Yukardaki resimde Dr Voronofu genç ve güzel karısile bir arada gösttr —e AU —i ğ İarda siyah kumaşlar Ürzerine, kırmazı ıstakozlu elbiseler görülüyormuş ve bu hayvanlarına karşı — büyük bir alâka| gösterilmeğe başlanmıştır. Bu alâka | büyüyerek, kadınların tuvaletlerine ka | dar tesirini göstermiştir. Şimdi salon-' İNAN İSTER İ | tiyacı olanlar bu satın alırlar. Yarı fi ların üzerine müna: İNAN İSTER dırıciliktir mi diyorsünüz? Hayır. Çünkü bu eşyayı alıp satanlar borçlarını muntazaman ödemektedirler, Olsa olsa İNANMA! DÖĞ C n SA S L D GA ĞD A D GA A elbiseleri taşıdıkları için kadınlar fev- kalâde mağrür imişler. Bazı orijinal kadınlar, tuvaletlerinin üzerine ahta- potlar da koydurmuşlardır. NANMA! yı veresiye taksitle tam fiatına latına satarlar, küçük mağaza da bun- sip bir kâr koyarak devreder. Dolan - Sözün Kısası General Zı'î/-(;_NurÜlÜ' Kitapları G eçenlerde ölen kıymetli Üu General Ziya Nurinin bin kitabını alilesi Etibba Odasına yertei Ve şimdi bu kitaplar Etibba Odaî"' husust camekânlar içinde duru)'om“ Sağlığındı emlekete hizmet © olan doktor, öldükten sonra dâ î: memlekete hizmet etmiş oldu. BU mete teşekkür edilecektir. Ğ Meselâ ibba Odası gazetelert şekkür altında yazdıracaği kaç satırla kıymetli doktora ve onüf Hlesine teşekkür ettiğini bildirecek? Doktorlar, konuşurlarken: " — General Ziya Nuri, kıymetli bİf damdı ve © öldükten sonra ailesi Kİ larını Etibba odasına verdi. Bu söl” meye değer bir büyüklüktür. Diyeceklerdir. lsmet Hulüs! |Bakalım ölüm sırası şimdi ki Etibba Odasını -gezenler, Ziya )f; nin kitaplarmı orada görecekler birbirlerine: çi — Herkes önun yaptığını — yapsiğ ne yi ölürdü. diyecek ve Generâl ya Nuriyi ha; n Fakât Etibba Odasının doktorların aralarında kanuşmalarlı tibba Odasını gezip kitapları gi rin hayırla yâd etmeleri, bütün bl, # bu hediyenin karşılığı olmaz. Bunun karşılığını vermeyi gen$ tordan bekleriz. Genç doöktor, Etibba Odasına i: cek, kitapları okuyacak, istifade cek ve diyecek ki: — Ben Etibba Odasına gittim, Geli ral Ziya Nurinin kitaplarını ok“" Ve şunu, şunu öğrendim. Eğer bu genç doktor ortaya Ç'v’ yacak olursa General Ziya Nudn““ tapları yerine masruf olmıyan blfıad , Btibba Odasının mânasız bif olarak kalmaya mahkümdur. İsmet H Biliyor musunuz ? # | — Avusturya ve Macaristanın imparatoru kimdir? < 2 — Rober Folton kimdir? v 3 — Dünyanın en geniş ve nehri hangisidir, nerededir? ) (Cevapları Yarif * Dünkü Suallerin Ceyapları: # 1 — Türkiyede ilk mecmua 1850 çıkarılmıştır. İsmi Vakayii Tıbbiyfly Ayda bir olarak çıkarılırdı. Mecmuai Fünun alır. 2 — Habeşistandaki Danakil ÇÖt nün ismi arapçadır. 3 — Şimdiki Bulgar kralı 3 ga Boristir ve 43 yaşındadır. . Dünyanın en uğursuz mücevheri Hop adını taşıyan bir pırlanta T dır ki iki asırdanberi kimin elind"; lunursa öna mutlaka felâket getir le şöhret kazanmıştır. y ’ Bu pırlanta Fransız Kraliçesi Antuvanet'in elindeydi. — İhtilâl "; sında Antuvanetin kafası kesilin€€ İr lanta François Beaulieu - ismin! zenginin eline geçti. Bu zengin de raları mahvoldu ve açlıktan öldü- " , lantayı Prens Kantovski isminde dam aldı. Bu adam da katledilmek İj retile öldürüldükten sonra pulıın'î', İranlı tacirin eline geçti, Tarih bu lmın da boğularak öldüğünü k-y_*'ş: Bundan sonra pırlanta sahibi b'_' nanlı tacirdir ve o da kazayâ :', rak ölmüştür. Hop — elmasını y&g sonra Abdülhamidin elinde görü! ve onun da hâl'edildiğini biliyort” Dünya gazeteleri Hop !l_ Abdülhamide nereden geldiğini “ha medikler: gibi Abdülhamidden da Dük dö Nevcastle'in eline ne JÖJ le-geçtiğini dahi söylemiyorlar: YE ğ Dük dö Nevcastle'in bu elmasi maz satmakta acele ettiğini r.v yorlar. Dük dö Nevcastle'den 'o':nı” Pırlantayı Bayan Mak Leani - İtÜlGik bir kadın satın almış ve ilk defâ 1934 sergisinde takmıştır. — | Fakat Amerika gazetelerinin .ö tıklarına bakılıran bu kadın BEÇE ğ ta Ohio seylâbı esnasında — ÖNŞ