ye M re aA AA A a O A A V T a e e A U A —— —e S L S G .N Ai On ikinci kısım bitkin dedi, Erçbergerin, büyük bir samimiyet| — O gün ŞA C ORE A NÖ ve açık dille, fakat, ayni zamanda ku - göre Talât paşa, Berline gelmek üzere, u bir huşunet ve insafsız bir mantık İstanbuldan hareket etmek üzere idi. havası içinde bana Alman demokra - Ben de onun gelmesine intizaren otek sisi namına bukadar kat'i bir lisan kul- 'de istirahat köşesine çekildim ve hâdi- landığı tarihte dahi, Almanyada Tür- ' seleri uzaktan takip ettim. Artık nü şüphe mayişler sıklaşmış, dedikodular art- mış, hükümetin değişmesinden bahse- kiyenin ahde vefakârlığından eden, onun «anca beraber, kanca be - taberl» diyerek sonuna kadar ayni da- dilmeğe başlamıştı Vayı gütmekte tereddüt edeceği fik -| — Ayni zamanda garp cephesindeki rinde olan hiç kimse yoktu. Bütün kor 'son Alman taarruzu da durmuş, Marn kular, uzun senelerin sadık müttefiki|nehrini geçen kuvvetler, çok şiddetli olan Avusturya Macaristan üzerinde | bir mukavemete çarparak erimişler, toplanmıştı. Bununla beraber, Alman / geriye çekiliyorlardı. demokrasisi düşmekten kurtulmak i-| — Bu, çekiliş, ayni zamanda memle- Çin safra atan baloncular gibi, Türki-| kette bir taraftan yeis ve Yyeyi feda etmeği ünüyorlardı! Bü-|ve öte taraftan da demokratların ham- İttihad ve Terakkide on sene No. 23 CİHAN HARBİNİN SON PERDESİ, Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Blrgon Berlin sefiri Rifat paşa vaziyette hiç bir tehlike görmüyordu Talât paşa bedbin idi, sade Alm1nyı degıl Bulgaristan da fena halde asıl tehlike orada ,İmiş olmakla beraber ötekiler de, aylar- ümitsizliği | SON POSTA zaman da Fransız - İngiliz - Amerikan cephesi Hindenburg — hatlarına karşı hücuma başlamışlardı. Alman ordusu, cepheyi daraltmak üzere müdafaa mev zilerine çekilirken, bundan evvel yap- mış olduğu gibi bu defa da yeni işgal jetmiş olduğu bütün sahayı taş taş üs tünde durmıyacak şekilde tahrip et- danberi biriktirdikleri kuvvetler ve va» İsıtalarla önlerindeki maniaları aşarak |Hindenburg hatlarına kadar gelmekte |çok gecikmemişlerdi. Öte tarafın ağus- İtos ortalarında başlamış olan bu mu- |kabil taarruzu, bundan #onra mütare- keye kadar hiç fasılaız mütemadiyen Gece yarısı, sokak birden karıştı. Polis ve bekçi düdükleri durmadan ge- cenin sükünetini deliyordu. Vak'a bir bakkal dükkânının önünde olmuştu. Polis komiseri yetişineiye kadar orta- da ölüden başka kimse kalmamıştı. «Son Posta,nın Hikâyeleri tün sebep te Ermeni meselesi idi. Al- Manların kolaylıkla tetkik edebilecek- leri, mahiyetini güzelce anlayabilecek- leri bu meselede Alman demokratla - Tının vazifeleri Türkleri tutmak ve on- ları müdafaa etmek olduğu halde, sırf ngiliz - Fransız matbuatındaki neşri- Yatın tesiri altında kalarak, bizi baştan attıkları takdirde Almanya için müsait | ür sulh etmenin ana şartlarından biri-| hi temin etmiş olacaklarına kani bulu- huyorlardı! Bu, büyük bir gaflet idi. O kadar Üüyük bir gaflet ki, bütün Almanyayı k bir musibet dalgası içinde ihata ettiği © tarihlerden sonra Alman — de- Mmokrasisi kat'i surette ezilip gidince- |* ye kadar muhtelif şekillerde zaman za- i 2D Onun tezahürlerini gördük. Fa- Tihte dahi bu gafletin derecesini gör- niek benim için kabildi. Alman mille- l_mm böyle bir gaflet içinde bulundu- Bünu görmek, neticenin neye varaca- | Bini ve bunun ne kadar yakın olduğu- Bu anlamak için kâfi idi. Bundan doe- 1, ben ertesi gün — zannedersem aBustos iptidaları idi — sefir Rifat par #ayı bir kere daha ziyaret edip konuş- | tuklarımızı kendisine anlatmak im. iste- ? Tehlike yok mu Rifat paşa benim hikâyemi alâka | mürlerinin yarısını, boşbeşuna, h"ha' İle dinledi. Vardığım fena hükümleri! e dinledikten sonra, bu anlatlıkları- Ma bakılınca vaziyetin müşkül oldu- Bünü kabul etmekle beraber işlerin bu | derecede vahim bir safhada bulundu: Bü neticesine iştirâk etmiyordu. Onun fikrince, Almanyada, bir imparator-| 'uk yeğimi hüküm sürmesine rTağmen fikir bürriyeti, İngiltere veya Fransa- dakinden daha eksik değildi. Bu hür-| Tiyet — rejimi içinde bu yolda fikirler de bulunmasımı gayet — tabii go"uyoy. fakat. henüz taarruz* kabili iyetlerini Muhafaza eden Almanyanın Rer'in siyaseti arkasından Zannetmiyordu. «Hindenburg hatlan- | Ha çekilen bir Alman ordusunun uzun | müdafaa kabiliyetini iktisap « 'ceğine göre o kadar telâşa mahal Yoktur.n diyordu. Acaba, beni teselli ve takviye için l Bi bu fikri müdafaa ediyordu? Yoksa, B kikaten bizim — sefarethanemiz de 'çberger gibi gaflet içinde miydi? Be him kanaatimce bu, yalnız — gafletle - Si edimek icap. eyler. Biszim aze Danki — büroferatik 'hf'l'nıı arasında Mizin düştükleri bu nevi gafletler bir n voi fazladır. Ş Erçberger bu gafletini bilâhare ha- '_"ık ödedi. Ben de bizim taraftaki İleıı hiç olmazsa tarihin — karşısına onu bu satırlarla teşhir etmek Bakkal da kepeklerini acele acele in » Erçberger'le konuştuğlumuz o ta- Bçber—w gıdcu—uım diğim haplar, uvkunun insana temin | mediğ devlet — teş-| sefarethaneleri- lelerini arttırmaya hizmet etti. İlk defa 'devam etmiştir. Gerek asker miktarı, olmak üzere aHindenburg hatları» de- nilen müdafan cephesinin kuvveti ve bu müdafaanın devam kabiliyeti ü rinde halk arasında münakaşalar ya- pılmağa başladı. Bütün bunlar peri- şanlık ve işin sonunun gelmiş olduğu alâmeti idi. Talât paşa Berlinde Nihayet Talât paşa geldi. O geldiği diriyordu, Komiser bakkaldan başka- sını göremeyince, onu isticvap etmek mecburiyetinde kaldı. Afallıyan adam- cağız şunları söyliyebildi: — Dükkânımın önünde durdukları zaman kavga etmeğe başladılar. Kavga birden büyüdü. Etraftan birkaç kişi de Bir aralık ağır bir cismin ndığını gördük.. Sonra gerek tahrip vasttaları bakımından c han harbinin en şiddetli ve en müthiş |taarruzunu teşkil eden bu hareket, o |zamana kadar Almanların yapmiş ol- dukları gibi cephenin muayyen bir tar |basına yapıları bir hücum şeklinde de- ğil, belki de bütün müdafaa hattının bir ucundan ötekine kadar yapılan y mütemadi ve fasılasız bir taarruz ha- şunları bağırdı: de icra ediliyordu. — (Arkası var) — Havi Bonofos, sen onu bırak, ka- | | Fenni bahisler (Baştaralı 6 ıncı sayfada) lirse wrıîx.n. h.ısula:ım yorlar. rmıl.ın r nevi lamışı serom istihsal c'mrg.» baş - Uykunun yerini tutan hap Viyanada çıkan Stunole yazıyor: Uyku, insanlara yemek — ve içmek kadar lâzım olan bir gıdadır. Uğku - hattâ ölüme kadar götürür. unla beraber uykunun dünya e hayli düşmenları da - vardır. hkt nakittir darbı meselini en geniş İmâ r, uykuda geçen za- manlara acımaktadırlar. Uyku — ol masaymış, dünya yüzünde lerakki, bir misli artmış bulunacakmış. İnsanlar ö- ediyorlarmış. İşte vaktin nakit ve uykunun da |ziyan edilmiş nakit olduğuna kani o . an Amerikan doktorlarından biri, uy- ]k unun yerini tutacak olan bir hap ter- | |kibi bulduğunu ilân etmektedir. Döktor bu münasebetle yazdığı bir | | makalede şöyle diyor * — «Uykunun fiziyolojik " tesirlerini | İtefkik ettim. İnsana sükünet veriyar, bütün âsap gevşiyor, dimağ rahatlıyor, tefekkür azalıyor, sükünet buluyor. İşte ben bunları insanı uyutmadan ve mesaisine halel getirmeden yapa cağım. Şimdilik muhteviyatını gizle Şettiği Iıydıl manıkken temin ede - |rında göremedim. Yüzleri suzluk (insomme) hastalığı insan: de- | a: ——— | çalım. Ben onun işini bitirdim. İstanbuldan Tahranaa | Yarım saat sonra komiserle iki polis Bonefosların evine gelmişti. Bu aile - CG G AĞA sabıkalı ve serseri bir oğlu| Dillere deslan olan Hıı ü: lini ben ne «caddei ced Razinolarında, ne de si nin esasen vardı isler bızlı hizli kapıyı — çaldılar ne, uykudan kalkarak kapı Karşısında polislerle kormseri beyaz ve düzgün Arap kadınları da - bana, bu ırkın da günden güne bozulduğu zan-| nını; verdirdi. Biraz da yüksek duvarla rın arkasındaki evlere girebilsem ve İhakiki Bağdadlı kadını görebilseydim, bu fikrimden cayardım belki... İbrahim Haoyi y açtı. görünce: sordu. Kamiser cevap verdi: — Oğlunuz Paul nerede? — Uyuyor.. Bir şey mi var ki gene? . — Yatağında bulunduğuna emin mi. siniz? — İsterseniz birlikte bakalım. yüyordu. Gürültü- yü duyünca uyandı. Karşısında pol nce kızdı.. Komiser, niçin gi ni ve c na)c(ı anlattı Bunurı ne del Galatasarayın yeni futbol kaptanı Galatasaray klübü futbol şubesi kaptanı Arif vazifesinden affedil, tir. Yapılan toplantıda eski is - nişe milli ta-|l€ri & 4lunı oyuncularından Muslihiddin itti- ifakla futbol şubesi " kaptanlığına geti- | 7 rilmiştir. Rasih Parise gitli Güneş takımının merkez muhacimi Rasih Fransadaki tahsilin |mek üzere Parise gitmi Kuvvetli bir futbolcu olarak tanm: |mış olan bu sporcunun bir müddet d ha Pariste kalacağı haber verilmek ye bağır - im, kimse adımı ler sizi şaşırt » mi bağırmışlardır. inde ben bardaydım. Ya- |nrmda arkadaşınız polis hafiyesi Rat - |ye de vardı. Paulun bu ifadesi doğru çıkınca onü ar. Fakat bu sefer Bonofos ai - İlesinin küçük oğlu Juvanı tevkif etti - r. Halbuki Jean temiz ahlâklı bir de. dı. Bu darbeden müthiş şaşkın- ğin karşısında ıhıdı—ı' — İyi, ban dı. Katil ben olsa lemezdi orda, dir 'c(-ı ve uzviyet bundın zarar görmiye- cektir Bununla beraber insanlar hiç uyu - | masınlar demiyorum. Avda 24 sant uy- | ku yetişir, Onu da berayi ihtiyat söy- lüyorum ve holki hapların temin ede bazı eksik'e! rdir, uykuyu uıu"ıîu Böür Mahkemeden evvel avukat delikan -| bdan bir şeyler öğrenmek istiyerek; | - Oğlum, dedi. Biliyorum ki ma -| bu |'sumsun. Fakat bir şeyler saklamakta aolduğunu seziyorum. Bana her şeyi diye, num Beyoğu Vıkıhar Du-akmr.ugu ilânları Satıık hisseli mahlüler — — | anlatmalısın! ini çıkarmadı gün avukalır yazıhanesine an: nesi geldi ve avukata şunlı Değeri — Pey parası — Hiç kimseye bir şey söylemiyece- li Kr. L K. #inize dair yemin ederseniz, size bir ——— —— sır tevdi edeceğim. Müerim Pauldür. | 1140 00 86 Tophane Karabaş mahallesinde Topçular cad- | Fakat o, polis hafiyesi Raty& ile olan | desinde esci 3ÜUU yeni 305 No:la iki kattan | dostluğu sayesinde yakasımı - sıyırdıi ibaret odaları bulunan dükkânın V2 hissesi, Jcana gelince masumdur. 6821 00 512 Ualatana Kemankeş Karamustafa pş. mahal- Ve nasıl olsa mahkeme huzurunda lesinde Helvacı sokağında eski I, 2, 4, 6,8, T0, |beraet edecektir. Bunun için biz işi tae 12 ve yeni 2 ilâ 14 No:lu dükkân ve mağaza |bi seyrinde bi a karar verdik. ve banelesin 8/9 hissesi. Bu izahat avukat — kızarak | 23481 20 Galatada Kemenkeş şeftali sokağında 2, 4, İcevap v | 6, 6/1 No:lu odaa dükkânların 1/4 hi sesi, Yukarıda yazılı malların mülkiyetleri peşin para ile ve 31 gün müdet- Te açık arttırmaya — çıkarılmıştır. — İhalesi 21/Mart/937 pazartesi günü sa- at on beşte Komisyonda yapılacaktır. 907,5 pey paralarile Mahlülât kale- mine gelmeleri, (939) bü kararınız hiç te maku y Böyle yapmakla hodgâmlı -' Ş oluyorsunuz. Hayır, müsyö, diye, ganne m: dandı. Pau! cürüm işlemeğe a adamdır, Onu bir daha ırıhı:um eti gee — Bu vakitte ne isliyorsunuz? diye | içir |layım! e nmy_ı ta !ıamnıulum kalmadı ve sizc İdamını isteyen adam Çeviren: Faik Bercmen mekle, gene kendine başka bir cürüm işlemek fırsatı verilmiş olacaktır. Jean ise temiz bir gençtir; mutlaka beraet eder, Avukatının bütün müdafaasına ve iktidarına rağmen, Jean iki sene hapse mahküm oldu. Delikanlı bu iki yılı yat- tı, Çıktı. Aradan bir kaç sene geçmişti. gün avukat şöyle bir mektup alâr «Ben hapishanenin 8 numaralı oda « 'orum. Gelip beni görmenl Bir İmza yok. Avuk.—l 8 aralı odadaki m . Bu Jeandı yakamı bırakmıyorlar. Bu sefer de Amcan:z ne — Hepsine lânet olsun mösyö.. Bü - tün ricalarıma xarşı sağır davrandılar. çenki mahkümiyetimi mkw)l bir şekile de karşıladılar. Şimdi beni dinleyin a- mMmösyö, artık anlıyorum ki l'— 1 ve sakin bir ha yapıştırdılar. ı!cı— r hâdisede beni nlak e- tım bir işkence oldu. Bu ayetten haberim if edildim. Mahke. enen şu € halde tevi olmadığı me huzurunda katilin ben oldu ,—.mu söy etsin m ki beni lama m: , ve bu cefalı hayattan ku! Zira bir gün dahi hapist İdamımdan sonra bi ğumu her tarafa . Ben de intikamım: şu ki: Yarınki nushamızda : | Şöhret Hulyaları Çeviren: F. VARAL n neşesile gülüyor Çünki ağzında şlir kadar En kısı zamanda size de ayni parlak neticeyi kazandırabilir. RADYOLIN