ŞK OAY - e " öğpelai li n SözüKe e Piyango zenginleri ne oldular : 2 20.000 lira çıkınca soluğu] | İra_nda__alan kahveci | , t y ÖŞ Tanıdıklari anlatıyorlar: «O- eli açık âdam talih kuşu başına kon-. daktan sonra öyle hasis oldu ki,.. Borç içinde yüzerken lokanta- dan çıkmıyordu. Zenginleşince simitle karın doyurmaya başladı.» (SON POSTA Şitkette, onu, kondüktör. di.. " beni kahvenin yeni sahibi Ahmet “Oyirmi bin Şraya kavuştuğu günün ha- Son ümit: Keşideden sonra listeleri gözden geçirenler Beyoğlunda, Bursa sokağına girin - kolda küçük “bir kahvehane.,, ; , sigara — dumanından — gözgözü. görmüyor. Âdeta el yördamile ocağın bulunduğu yere doğru yürüdüm: / — İranlı İsmailin -kahvesi - burasıj mı?, Ocak başında güler yüzlü bir adam, beni karşıladı: — Evet, burası... — İranlı İsmaili rTum,.. — İsmail Büradâ yok... — Gel kadar beklerim.. -Sen bana şeker r kahve Yaplı Ocakçı gi sedi: görmek istiyo - — Kahvey ha yapayım am- ma, boöğuna m İsmaili. — Ne oldu ki ... cevabini a - «İsmail sizlere ömü SF <aver «i in İrana geittiğini ha- « — Demek, paraya kavuşünc bulda dtıramadı!.. *—'Durur mu -biç.. bu... Tırıng tırmg eline saydılar.. Ocakçı bunları anlatt tinle tanıştırdı. Ahmet Şirin, İsmailin tıralarını bana şöyle anlathı: — O gün köşedeki ahçı yemek yiyordu. Piyanco ba h: — İsmail! Müjde'. Yirmi bin Jira kazandın! diye bağırarak içeri girdi. İamall, bunu duyunca, ikinci Jokmayı Ağzın& atamadı. Her tarafı sapır sapır titriyordu; hemen dükkündan fırladı Bayile birlikte gidip parayı aldıla: gün, buraya hiç uğramadı. Ertesi gi süklüm püklüm geldi. Fakat sark: o adam değildi. Ağzını sçıp bizimle tek | kelime konuşmadı. Müşteriler, etrafın: | alarak: | Gözün aydın.. Alah mübarek et- tin! Yirmi bi paradır... dedi Ba sallıyo — Bangi yirmi bin Tira yahu.., Alay amı ediyorsunu2! — Canım, sana ; — Ne piyangos İsmafl; aklı sıra, bizi aldatıyordu. Günlerce, Üstüste hep böyle inkâr tü. O kadar hâsisleşmişti ki, kırk pa- Pa alacak için müşterilerle kavga e - diyordu. Yirmi bin liraya kavuşmaz -| Yan evvel, eli son derece açıktı. Farp mun huyunu birdenbire değiştirmişti. Kahveye, hırsız gibi kimseye görün - neden girer, bir köşeye çekilip dertli derili düşünürdü. Meğerse, daha ilk günden memleketine gitmeyi kurmuş.. Amma, bu düşüncesini, en yakınları İlle açmamıştı. Girili t olduğu günlerde yemeğini ah-| fıda yerdi. 20 bin Hraya kavuştrı tahvede, bir bürdak çay, iki sim: tarnını doyurmağa başladı. Piyango vurduğunu, bir hafla kadar | Çizlemeğe çalıştı. Fakat, sonradan in - yü, telâş. ilra, bu zamanda epey | çe İsmali, başmı ik: ya- iyango çıkmadı mı?, târ etmenin faydası olmadığım anla -| di gınca: | gada birakıp burada t 'Yirmi bin lira bilirsiniz... Evlenirsiniz — E... Ne yapalım!.. Kismetinde o - lanin kaşığında çıkar! demeğe başladı. O kadar uğraştığımız halde, öna- bir. findan - kahve - bile : 1smarlatamadık. Kendi de yemeden, içmeden kesilmiş- ti. Karadenisde gemileri- batmış — gibi bir-düşünce, bir- düşünce. .. İsmall, as- len Tebrizli idi. Mer evli idi. Karısım, Üç çoc ti. 45 yaşlarında vardı. Şurada bura - da çapkınlık ettiğin! duyardık amma, metres filân tutmamışti. Son günler - de, paraca büyük sıkıntı . içinde idi. Yalnız vergiye 326 tira borcu birik .. Mnişti. Piyangodan çıkarnı paradan k evvel vekgi borcünü temizled - İstanbuldan Bgideceğine yakın hüyu tekrar değiş - meğe başladı. Üzerindeki- sersemlik Balf geçmiş, eski hasisliğ! de pek kal - 400 — Hraya bana L — İleride paran olduğu zaman ve - rirsin? dedi. Benim asıl şaştığım şudur: 20 bin Ni« ra parayı, yânında götürdü?.. Mülüm ya, dışarıya para Çıkartmiyor - lar, Amma, İsmall kurnax âdamdı O - nun da bir yolunu bulmustur elbette. — İranda ne iş yı şeaba? , bağ, balica alacağı - lira ile Me - olmuştur naşil — Burada ike nı söylüyordu. Yirmi bin ragğanın en zengin şimdil . adamı Yip içİpkeyfine baksınl.. İkide bi — ANlah, biraz para verse de Çoluk çuğun yanına gilsem! diye söylenir- di. Nihayet muradına erdi (Baş tarafı Gıncı suyfada) 'ye tanırlar.. Mahallede kon- doktor diye. Mahallede kendine verilen adi Şirketle verilene tercih e- der: "— Sen ne iş görürsün? Sua Hni sorarsanız: - « — Kondoktorum | —| Der. Fakat bu kelimeyi öy- le telâffuz edar ki «kon> hece- »Bi âdeta güme gider ve geriye edoktors kalir, O bu işe Üç sene evvel gir: miştir. İlk defa arkasında- si- Vil bir. elbiseyle, üç gün y maklık yapmıştır. Bu üç gü hatırladıkçâ “İçine bir üzünlü Çöker, kendisini işe- alıştiran usta “köndüktör, “yolenların gözleri önünde Ona ne hutka- retler etmiştir. — Yanlış bilet kesiyorsun! — Orasını 'çiziliyeceksin! — Gözünü aç, Fatih dedi - leri: £K'yİ —- Sen böyle”gidersen - öm rün” oldukça - kondüktür ola- mazsın! 3 Fakat-o her Şeye rağmen ge ne köndüktör olmuştur. Kondüktör üniformasını ilk defa giydiği gün onu Edirne- kapı, « Sirkeci tramvayların- dan : birinin -romarkuna ver- Mmişlerdir. Amma © gün ne be yecan hissetmiştir Ya para ka Çırızsa.. Ya yanlış zil çalar- sa,.. Bütün bu korktukjarı 'da başına gelmişfir, «Dut> zili'çe Keceğine #hareket» Zi Çekmiş, ve yüz!eden cü"ırğgı'i vekrarlar: ga beş küruş kaçımmıştır. Yüz on beş Kuruş mesele değil! “Onu ödemiştir; | tululmıyucakları için yolcularca Üç -| Amma yanlış zil çekmek baâhsi, izzeti nefsine dokunulmasına sebep olmuş - tur. Bir fhtiyarı tevakkuf muhallinde ön arabanın vatmanı ile. kondüktörü tarafından herkesin gözü- önünde azar işitmiştir. Fakat: ğ C «Elde. istidat olunca kâr gösterir» dedikleri gibi; o da az zaman- da terakki ve tefeyyüz eltmiş, nihayet Şişli - Sirkeci birinci mevki arabası - na kaday terfi; eylemiştir. * — Bilet. Demez: — Bileeet. Der, -< — Tramvay' dolu! Demer: , — Komple! Der, Ve bozdurmak için lira veren - lere, tramyayların tam ortasına, bir İkartona vazılıp 'asılmış olan ve tâfizk mattan evvelki tari' takriri muhüfaza 22 teşrinisani ile 21 könunuevvel gınız... Her hangi, bir, kadını çabucak | ayasında doğanlar: zebun etmek kudretine maliksinizdir. Fakdâi herkes ile.alay edip dururken mubhakkak ki çirkin ve düyak ol - muyan bir kadına, kadınsanız bir er « keğe delicesine tutulursunuz. « 25 eylül ile 21 teşrin evvel ara - sında doğanlar: Aşkı Jİlim ve san'at dereceşine çı'- karmışsipizdir... Sevimliiniz.. . An < cuk hayatta ve çapkınlıkta yorulduk « tan sonra müsterih bir havat yaşıya - - Alenen ilâ. nı #şk edilmesine tahammü) edemez- siniz. Sinsisiniz.., 22 teşrinievvel-ile 21 teşrinisani tası olmaktan e cideli bir adam o- ilmasını istersiniz.., Dell gi- bil sev dersi: Bi, “haşaretinize lmeğı de bilirsiniz... Hedefinize dosdoğru gidersiniz, Mu- hatabınız uzun müddet — tereddütte kulmaz, fikrinizin ne olduğunu, derbal anlar, vazih düşünceli, açık kalblisi » niz, düşündüğünüz ne kadar acı olur-i Verirsiniz. *” saolsun fikrinizi saklamazsınız. Sev - Mgiliniz sizi #açık kalbliliğiniz ve dü » TüÜtlüğünüz için bilhassa sever. 22 kânunucuvel ile 21 kânunu - sani ârasında doğanlar: Sizler beceriksizsinizdir. Biraz züb - beleşmek istersiniz, fakat asıl bu hal » leriniz sizi sevgilinizden soğutur. Ka- dınsanız erkekleşmek, erkekseniz. ka: dinlaşmak hülyasındasınızdır. Soğuk « sunuz... Kehdiniz yüksek meziyet sa- hibi olmadığınız hâlde katşınızdakini istihfafla seyredersiniz... Dedikodu - cusunuz. Bunun için de herkes sizi çe- kiştirir. 22 kânunusani ile 22 şubat ara - sında doğanlar: Dimağınız #i işlemediği halde et - rafınıza münekkit bir insan gibi bakar, | kak -——-_——E__——__———"—_——w———-——— | Doğduğun tarihi söyle, aşka dair ne düşünglğünü bileyim | AY Bİ imsin? | LETÇİSİ tuk Yakâlayabilmek ve kutüsile otun kâfağına bil Te vufmAk | * İzinli ğünlerinde mı ye giden seçtiği Mmeyhanelerin en kalabaliğ dır, Yeiğâha “güçlükle söl . Tedgâha sokulur, ded Çünkü masada oturup içli âdeti değildir. Ayakta düfi ya alişiktir dü., Evinde ötüruyordür. Eile konuştr: Çotuğu sorar: — Baba sehin trarivayti di? y Koltukları kabarır, çocl nun: ü — Senin iramvayın... Ği Si onun, için büyük bir 3i olur, Senih tramvayın! Ğ ya oDun tramvayı, Tramy yin hükimi o değil mi? Çalka yürlür, o zil çalsa O istese trâmvayın Kaj kapayip : — Komplie! h Diye bağırır ve tramvül hiç kimse binemez — Bullif gdüşünürken mutfaktan bir gelir : * — Aman. el Aldırış etmez; - biraz karısı görünür : J — Aman! diye bağırdım yo koşmadıri; tencera devrif eli yandı: F — Aman! dediğini düydül Yakat Kalabılıkla üyağına Bi tılar sandım, Be"r:““i uîg? YA B ö öi , feklike işareti üştür. gela: / Her akçe tebdiline mecburl I.ül;hî şeiİi VM' v bak l a —Bif Ha ü koşardım. M 4 Yemeğe gidiyorlardır; çocuğuna: — — Yürü! K Der. Masanın yanına gşldi_kıırl man da: ü — Dur, dur? reti seyyahalin tamâmen tesviyesi muktczîj » Adamına, göre lâf etmesini de bilir: — Sakallı senin biletin? — Galataya, , - — Galata demezler. Karaköy, hâlâ S y Diye durdurur. —— bunu öğıınemedmkmı? Uyumuştur, gece Tüyâ görür, şirk —— Bayan.bileliniz? tin müdürü çağırmıştır: j — Sişli a — Sen oğlum, demiştir, iyi çalışti — Tramvayı nerede durdurayım | artık kontrölör olacaksın! bayan?: Şalr Nigâr sokağının' başında Uyanır koluna bakar: mu, yoksa, ilerideki istasyonda mı? (Kontrölör) Yirmii beşliğin üstünü, on kuruştan| —Yazılı bandı kolunda göremeyl! arta kalanı vermemezlik elmez amma, | üzülür: bazan unuttuğu olur. — Tatlı bir rüya idi, der, Fakat ünuttuğu zaman hatırlatan o- | inşallahi A — Parânia mi yiyeceğiz, affetmiş *| | Başka bir Tüya daha görüx_: 3 sin sen'ohu, bugüne Bugün ben kos »|. Yolcu ineceği yere gelmiştir. İnef koca kummanyâanın hir memuruyum! |ken parayı vermiştir. Fakat o Bir zevkü vardır. ve bu - zevkerka - |kesmemiştir; tam bu sırada kont vuşabiimişk 'için her gün — tramvayın|tramvaya gelmiş ve bu vaziyete arka bösümağını' datma gözetler. Zev-| olmuştur. Kendisinden istadiği Kof ki şudürey X17 4 ! 4 gi)düktör kağıdının Üzerini tükrüki Basamiktü beleşten 'giden - bir ço «|kopye Kaletoile: Gördüğünü yazü Bu sefer de kanter içinde uyi İbunun bir rüya olduğunu anla Tahat bir mefes âlir. ” z — 'Oh, amma ne Korkulu Hir $ görmüşüm! n Bayağı günlerde teketinin ör yakaya kadar ilikler, pazar ve bayif günleri ise böyle yapmaz. Yakasını çık birakir; çönkü ceketinin içine f göznleği giymiş ve 'görüleğe bir böyü bağı takmıştır. .Ü Böyle günlerde: B .cağl — Kondüktör! z *ö Diye çağırılmıya hzdı!ı_ gibi:” — Kondok! Diye Şapırılndİğa 'da Yozar; kenâ her şey&&ğüdak bükersiniz. Hareketi” niz ölçülüdür. Aşk sizi hiç bir zamân şaşırtmiRğ'Zaten pek te üşik olmaz- sınız, Muhtecis' değilsiniz, hislerinize mağlüp”röolmazsınız, gönlünüzü çelmek çok zordur. Muhite âdeta hissiz tesiri 22 şubat ile 20 mart arasında doğanları - ee Siz deiderbal âşık olursumuz, ayni :umâüwi— kaç kişiye birden vurul- fi hissedersiniz... — Gözünüz yaıhd#içm s'nizdir. Evlendiğiniz za »|. Bay kondüktör, he Man ya çok muti bir kadın, yahut ta| Denilmesini bekler.. BE kılıbık birserkek olursunuz. - Eşinizin B b ö hüsusiyetlerine çabuk uyarsınız, ve e-|, Bay kondüktor, Soruyorum sana; böyle misin?: — D z Hayır! * k Diyorsun., x Pekâlâ; Benin böyle- olmadığıni ” bul edeylim.; ( — Arkadaşlarım da böyle deği mi diyorsun.. Hadi hatırın #çifi nu da'kabu! edeyim ama arkad han arkadaşları arasında böylel hundüğünu da inkâr edemezsin ASA şinizin zorile çok silik bir şahsiyet ola- bileceğiniz.gibi, çok namlı bir şahsiyet Ge olabilirsiniz... At c Beb& Danlels yazısını burada biti - Tiyor. Veğn mütalenları da ilâve edi « K : göhek İ * Tanıdığınız genç kızlarla genç er - keklerin tarihlerini soruşturu « nuz, size tasvir ettiğim tipleri muhak-