2 'Sayfa e— Hergün Silâhlı Cumhuriyet Gazetelerde okudum. İngiltere 49 savaş gemisi ısmarlamış.. İngiliz tezgâhları, tersaneleri harı! banıl çalışmağa başlamışlar. Kalın pazuları, pasırlı ellerile, çelik- deri döven çalışkan işçiler önünde : Ateş karşısında ter dökerek çalışı - yorlar, Durmadan çalışıy Mi'letlerinin s.lıhuırı u hazırlıyor. - lar. Gene gözeteler İngiltere toplarla çaklar yapıyormuş. Bunlar, hir şehri iki saatte yerin di- bine geçirecek kudrette imişler ! * “ Bahriye Nazırı Hor ve Lord Çurçil göylevlerinde : Bütün bu hazırlıkların, İngiliz nüfu- — zunu arttırmak ye barışı korumak ol- duğunü bildiriyorlar. İngiltere hazırlanıyor ! Bugünü ve yarınları elde silâh bekle- meğe bazırlanıyor. Ve bunda çok haklıdır. * (Almanak Gota) yı kariştırıyorüm. İtalya, Fransa, İngiltere, Birleşik A- merika, Japonya, Rusya.. Bunların bütçeleri.. Ve rakamlar birer korkunç film par- — çaları halinde gözlerimin önünde dö- nvüyorlar. İtalyayla, Fransanın yalnız savaş bütçeleri bizim bülün — bütçemizin en, on iki defa fazlası!. Japonya, Birleşik Amerika, hattâ| Kumünist Rusya dehşet verici bir sür'- atle hazırlanıyorlar. Rus uçakları, toplarla tankları tekerleklerinin arasına kıstı - rarak uzun mesafelere gö Tıpkı kartalların pençeleı:l' arasına sıkıştırdıkları — tavşanları, dağlara kaldırışları gibil. Bütün dünya çalışıyor. Bütün dünya sı'â!hınnor Ve bu, dişinden tırnağini'Radar bir gilâhlanına )ınşıdır Görüyoruz ki : Bütün şu sili takip etmektedir. İşler bir çığır aldı ki : Ne zâaman silâhsizlanmadan, ne vakit insanlıktan söz açılsa; Dünya : Ya yen; bir silâhlanmanın.. letin kurban bayramı arifesindedir!, Çin ve Habeş facialarından önceki|miş... ğ ılıiunlır.ımm yoklamak bunu anlama-|kimse bir şey anlamamıştır. /— Ba yeter. Taştı. Arsıulusal söz, yirminci usırda değe- rini bu kadar kaybetti. -— Eski çağlarda hilenin, riyanın tim - — Bali sayılan (Makyavel) yirminci asra /— parmak isıriyor!.. (Makyavel) pes dedi! D İngiliz Bahriye Nazırı Hor ve Lord lhışan bir adamdı, Arabistanda fevka -| dakir! candan tebrik etmeden bu za-|lâde nüfuz kazanmıştı. O nüfuzunu hiç bir zaman kendi nam ve hesabına is -| mak için muhtelif usuller ileri si Bunlar, İngiliz kavmine yaraşan bir|timal etmedi ve eğer böyle bir işe kal-| Avuca bakmak, gözlere bakmak, ya- dürüstile hakla, hakikatle dolu görüş-| kışsaydı bütün Arapları başına top -| zısını tetkik etmek... Son zamanlar- lıyarak evvelâ Arap impartorluğunu te-|da Avusturyalı bir adam artaya çıka- is edebilir, sonra da o imparatorluğu | rak, şimdiye kadar ileri sürülen usul- myıcılmr Hiç birşeyden endişesi kal- | snüne katarak istilâlara başlar, dün -|lerin yanlış olduğunu söylemiş ve abir insanın mahiyetini anlamak için onun Çurçi — tarları bitiremiyeceğim. K Ieıini aç_ıkçı söylediler. — Miyacaktır.» dediler. Ve bunun için de: Çareyi silâhlan - mada buldular. lilyonlarca borç aldı. Bunu: Kendisini çelik siperler İçine koy - —Mak içın yapıyor!.. Bütün: bunlar karşısında, Türk Cum- hunw:('mızl düşünüyorum. Onu Tanrı gözden esirgesin. (Devamı 3 üncü sayfada) SON POSTA Resimli Makale B NVefsim.ze hâkim olalım! B | Mahmut Esat BOZKUR Te Bir dostumuzla müba - haseye, münakaşaya, ya- müzakereye girdi - z zaman dikkat ede « z ilk nokta asabiye- te kapılmamak, hatiâ Aszabiyete kapılan, hi dete mağlüb alan bir a - dam, denizin ortasında dümenini kaybeden Lır vapura benzer, artık iste iği yolu takib edemez, aların keyfine tâbi - Giriştiği mübahase, mü- nâkaşa, müzakerede mu- vaffakıyet kazanan adam, hiç telâşa, sıkıntıya, asa- Hayatta kınnmık için elzem olan bu vasıflar - dan bir kısmını bize ai « Jemiz ve mektebimiz ve- rir. Fakat en mühimmi 0- lan nefse hâkimiyeti ken- di kendimiz öğreniriz, Bu ima güler yüzle karş'sın- dakini ikna ederek muay- yen lındı.l_ doğru y (SÖZ ARA S—NI—AN DA ÜHERGÜN BİR FIKRA | Valinin cevabı Trabzonun Kadri Bey adında meşhur bir valisi vardı. Râlâ Trab- zonun ihtiyarları bu zâtın idaresini, icraâtmı, menakibini söyleye süyle- ye bitiremezler. Bir gün, Kadri Bey, eşraftâan Ha- KI oğlu Şerif imzasile, mülhak ka - zaların birinden şöyle bir telgrof ul- bile kızmamaktır. Amerikada genç Kızlardan mürekkep İtfaiye teşkilâtı Amerikadaki genç kızların hareket- leri de erkeklerin- ; ki gibi, bizim te - lâkkilerimize uy- Ağzile dört yüz Çeşit çayın cinsini Tı"yln EIIen müleh“sl’ ç'ıcu_k rtuhuünün her türlü tazyika kâaf- Çay merakı Acemlerden ve Rua - lardan İngilizle - re de geçmiş bu - kunuyor. Geçen - İsfaling - ıondı bir müsa - baka yapılmış ve 155 çeşit çayın tadına bakılmış- tır, hakem heye- tinin Teisi Cote müthiş bir çay 7 meraklımıdır, ağzına aldığı çayın hangi memleketin, hangi şehrinde yetiştiğini kadar meleke sahibidir. Cote bir sa - bah dört yüz çeşit çayın tadına bak- miş ve hepsinin doğru olırık mcnşe- lerini bildirmiştir; Y2 ->-> Şurada istitrat noktayı da aydın- «Molla Yunus âdımda biri ne he- ratı, ne de ehliyeti olduğu halde bu- rada kırk senedir İmamet ediyor, ahali namına tebdilini isteriz.e Kadri Rey, bu Halil oğluna dey- kanın bir çok yer- lerinde itfaiyeler | belediyenin de - iildir. Husust şir- ve bedel tmukabilinde yangın söndürürler. İşte bu şirketlerden bir tanesi mün- hasıran genç kızlar tarafından teşkil |* edilmiştir. Kızların hepsi güzeldir, ve » |bütün bu güzel kızlar işlerini çok insa- ni bir spor telâkki etmektedirler. Fu - 'kat işin fenası bulundukları onlar geldiktenberi yanginların arlınar ve «Öyle şaşkın cemdat bulursan seksen sene de sen imamlık et'» eei e B e l a Çüurçilin kızı sahnede Oynamıya başladı Bir Çinli kadını bulana 20000 »| » Adolar veriliyor Çinli kadınlar kocaları sevilmek bakımından hayli talihlidir - ler. Onların erkekleri yanında paha bi- İçilmez kıymetleri vardır. Kadın Bir mizah gazetesi bu münasebetle | |«Halk iki türlü yanıyor, yangın ve gü- zel ilaiye kızları yüzünden» diyor. Çinde söyleyene.. Biri dinleyene..» diye biten Gdeta süs eşyası telâkki eddilir ve gi -| masallardan bile handi ise bucak bucak gibi muamele | kaçacaklar ! İ Yedi lisanda söylenen nutuktan kimse bir şey anlamadı Papalığın maruf bir kâtibi vardır. Bu zat dünyada konuşulan bütün li- sanları hemen hemen bilirmiş. Müte- addit lisanlara vâkıf olduğunu bir iç- timada hiç lüzumu yakken ispata kal- . Möhim bir nutka evvelâ İ- talyanca başlamış, sonra sözüne Fran- sızca devam etmiş, işi virmiş, Lehçe konuşmuş, Almanca an- latmış. Nihayet iki saat — devam eden Yahut yeniden boğazlanacak bir mil-|nutkunun son kısmını Partekizçe söy- ledikten sonra sözlerini Lâtince bitir- renbaha bir gerdanlık Geçenlerde Amerika gazetelerinin birinde şu ilân görülmüştür: «Karımı kaybettim. Amerikaya git- mi şolduğunu söylüyorlar, kendisini gören varsa 20,(M00 dolar mükâfat ve- ririm. Şunu da söyliyeyim ki bütün servetim 21 bin dolardan ibarettri.» 'Bu ilânlar dünyanın her tarafında tekrar edildiği halde Çinli kadını hâlâ bulan olmamıştır. .. uzlanma propaganda- larına, soytarılıklarına karşı devletler alabildiklerine silühlanmaktadırlar. Hert silâhsızlanmta — yaygarclaârının — dehşet verici bir silâhlanma faaliyeti Meşhur İngiliz devlet adamlarından Çuıçihnluzındın geçenlerde bahset -| Amerikada bir yasak ve neticesi Netice itibarile bu nutuktan da|miş ve bu kızın dört İngiliz lirasile| — Amerikalılar da otomobillerde klâk- son kullanmayı yasak etmişlerdir. Yal- .İnız onlar bu yasağı gece yarısından sonra tatbik ediyorlarmış, Maamafih buna tağmen şoförlerin ve bılhuıı hu- sust otomobillerni gene klâkson çalmalarına mâni olamıyor - muş. Nihayet gürültü edenlerden al - İmurgut Rızanın işi birzarur sıhhat memura dıkları para cezasını yükseltmeğe — ve bir klâskon çalandan 400 dolar almağa karar vermişler. Buna fena halde kızan zengin oto- mobil sahipleri şimdi lüzumlu, lüzum- suz klâkson çalıyorlar ve 400 dolar ceza veriyorlarmış.. Bunlar belediye - ler pes edinciye kadar ceza verecekler- Londradan çıkarak Amerikada bulu - - |nan sevgilisine kaçtığını Yalart ve aldatma bu kadar bayağ-| Lâvrens Isteseymiş Napolyon Sou gelen Amerika gazete! olabilir. Lâvrensin ölümünün yıldönümü mümnasebetile bir heykel dikildi ve İn- gilterede merasim yapıldı. Bu münase- betle söz alan eski harbiye nazırı Çur- çil Lâvrens hakkında fnemıvlıı ki: — Lâvrens yalnız İngiltere-için ça-|«Göz kapaklarına ve karşı Bir insanın ne mal olduğunu anla- zir kızının sevgilisi bar artisti ile meş - hur revülerde sahneye çıkarak varyete yapmağa başladığını Resim kızı sevgilisi ile beraber numa - ra yaparken göstermektedir. yazmaktadırlar. tere bugününü ve yarınını ko-| 5; göz kapaklarına bakmak lâzımdır» de- | gi? yada ikinci bir Napolyon olabilirdi. iştir. — İSTER İNAN İSTER İNANMA! Bir müddetler beri Ada, Kadıköy ve Boğaziçi vapurla- | koyulur. rında ayaklı bir reklâm vasıtası peyda oldu. Bu, genç bir | adamdır. Vapur kalkınca bütün yolcuları dolaşarak'elle- rine birer tane kokulu kâğıt verir, işi bittiği zaman da | pul resmine tâbi olup olmadığını düşünmeye başladılar. yüksek bir vere çıkarak İnınbulun en iyi ıtriyat, elbise | Ve aralarında mulabakati temin edemedikleri ıçln de veya *uhafiye mağazasının nerede olduğunu söylemeye İ seyirci kalmakla iktifa eltiler, İSTER İNAN İSTER İNANMA! Yerden göğe kadar haklıdırlar, * taraf bir devlet olan küçücük İsviç- bu yıl millete borçlandı. Bu zat dün gece gene bu şekilde bir konferans veriyor- İşte alâkası olan iki zat, bu ayaklı reklâm vasıtasının Hd K Sözün Kısası Elma ve çocuklar L Talu ransız çocukları arasında geçene lerde bir referendum — yupılmış Bütün çocuklara sormu z — En iyi meyve han| Abınan oevıplır tasnif ı.ı.'hhncı. çok şeftalinin rey kazandığı görülmüş — Şettaliden sonra, en ziyade tercih edi* len meyveler, sırasile üzüm, - armut, portakal, çilek, kiraz, erik, muz, kayısl ve kavundur. Elma ise sonuncu gelmiş ve pek aZ rey almıştır. Çocukların indinde elmanın neden bu derece hakir mevkie düştüğünü kendi kendime izaha çalışlım. Elbette, unlar rey verirlerken, Havva anamızın bir el ma yüzünden günaha girdiğini ve ken- dinden doğacak beşeriyete cenneti kay- bettirdiğini düşünmemiş ve hesaba Lı.- mamışlardır. Bence bu haksız husumetin sehf—hım, ğ isyan etmek temayülünde aramak daha doğrü olur, Birkaç sene var ki, hekimler, elmayı - besleyici ve tedavi edici hassaların- dın dolayı - herkese, ve tahsisen çocuk- — lara tavsiye eder oldular. Elma, balık- yağı gibi, çocuğun neşvünemasına yar- dım eden ilâçlar meyanma girdi. Hergün, her evde, her ana, baba çör cuğuna mutlaka elma yedirmek mera- | kına düştü. Çocuk, büyük insanlar gibi emre, zora itaat etmez. Onun zevki ko- Jay kolay zabtü rabt altına almamaz, Emredildiği, mecburiyet altına girül: ği andan itibaren elma çocuğun gö - zünden düşmüş, nefretini kazanmıştır. Artık onu beğendirmek — meseledir. Aç kalır, gene yemez, Keçi boynuzunu, iğdeyi, dut kurusunu ona tercih eder. Fransız çocuklar bu saydığım şeyleri bilmiş olsalardı. aminim ki elmanın mevkiini biraz daha alçaltmak için, o-, E nun isminden öhce bunları da-zikrede lerdi.. . Vitamine metelik vermiyen cu'—*r;( kısmının — nazarında elma, — tibbin zoru sayesinde öyle menfur birşey ol - muştur ki, gökten'üç elmaa düştü.. Biri izah — Bön Postanın İster inan, ister inanma sü- tununda Trabzonun Maçka kazusında geç- miş bir hâdişeden bahsetmiştik: Bir çocuğun kazacn parmağı kesitmişti, dispansere gittüi, yarayı saracak gazlı bez ve pamuk — kalmamış, Trabaondan istenilmiş is9 de orada da meveudu külmamış olduğu covabuu aldı, demişlik. Sağlık bakanlığının Trabaon müdürlüğünden aldığımız bir meke — tup bu hâdisenin aslını anlattı; Kazada hükümet tabibi yoktur, ecza ve — malzemenin ilmi sclâhiyeti -haiz almıyan - ahat memüurü eliyle sarğı dâ memnudur. Bunun için dispanser — kapalı bulundurul - maktadır. Bu cihetle eli yaralanan çocuk Biliyor musunuz ? ) — Farabi kimdir? 2 — Malatyaya bağlı bulunan Adıya- man kazasının eski adı ne idi? 3 — Fransanın ilk reisicumhuru kims — » (Cevapları Yarın) Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Ahmet Rasimin mezarı Heybeli- kese akçenin bugünkü para ile tuları (500) kuruştur. 3 —. Metreye etas olan ölçü arzı nıs- * finneharın on milyonda biridir. 4 — «Leb rengine bir gül kansuns — diye başlıyan şarkının güftesi ve bes « tesi Ahmet Rasimindir. 4