5 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

5 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ $ Patlıyacak muthış İıarplerın önüne geçmek için zihniyetlerideğiştirmeli! Eskiden ıın..mlann azı siyasetle alâ- kadar olur, çoğu siyasete Jâkayt kalır- lardı. 1914 den önce insanların çoğu siyasetle alüâkadar oluyoör, fakat siya - setle meşgul olmuyor, yani siyasele karşı seyirci kalmakla iktifa ediyor ve söyaseti tehlikeli bir oyun sayıyordu. Meselâ bu çeşit ifsanlar, İlalyatı - Ha- beş harbi karşısında ne İtalya, ne de Habeş taraftarı oluyorlardı. Çünkü me| selenin kendilerini doğrudan doğruya alâkadar etmediğine inanıyorlardı. 1919 dan sonra vaziyet biraz değişti ve herkes yeni bir devrin doğmakta ol duğuna inanmağa başladı. Meselâ 1919 dan sonra Milletler Ce- miyeti teşkil olunmuştu. Herkes bu ce- miyete büyük ümtiler bağlamıştı. An- cak bugün maziden tevarüs ettiğimiz hükümetlerin gene ayni hükümetler ol. duklarını, bu hükümetlerin memleket içinde asayişi muhafazadan âciz olduk ları kadar hariçte harp tehlikesine kar- gı gelmekten de âciz olduklarını anla- mağa başladık. Bundan başka Milletler Cemiyetinin birkaç gayri memnunu ihtiva eden ga- Hpler cemiyeti olduğunu, bu cemiyetin sulh hakkındaki düşünce ve gayesinin galipler tarafından kazanılan herşeyi korumaktan ibaret olduğumu anladık. Milletler Cemiyetinin teşekkülü, “harp sebeplerinin ortadân kaldirilması- na yardım edecek bir mahiyette değil- di. Dünyada mesafe kaydı kalkmış. ser- hatlerin bir değeri kalmamış, iktusadi ve mali tazyikler dünyanın her tarafın- da işsiz bir gençlik vücude getirmeğe -başlamıştı. Bu işsiz gençliğin çoğalma, m, her cemiyeti harp ve ihtilâle sevke- decek en mühim âmildir. Ve bu bakım- dan Nazistler ile Faşistler ve Komünist Jer arasında hiç bir fark yoktur. Bugün bilhassa iki düşünce çarpış - maktadır. Bunların biri modern libe » Tal bir düşüncedir ve bütün insanların nihayet bir insan cemiyeti teşkil ettiği- ni söyler. Diğer düşünce milli hâkimi- yete istinat eder ve varlığınmı korumak için milli hâkimiyete istinat eden di- |birliğini söylemişler, ger cemıwıler!ı mücadele eder, Bu ikinci düşünce birincisinden da- ha eskidir. Ona mahsus an'aneleri bu- lunduğu gibi tarih te onu beslemekte- dir. Bu düşünce insanın kafası içinde yerleşmiş ve son derece tabil görülür olmuştur. Fakat bugün bu düsünce za- manımızin maddi icabatına uygun gel- miyor. Bu iki"düşünce yirmi beş aşırdan be- ri çarpışmakta ve her biri diğerine üs- (tün gelmek için uğraşmaktadır. | Bütün beşeriyetin bir tek varlık ol- duğu fikri doğmadan evvel, bütün dün- ya kabileci, ırkçı, milliyetçi, impara - torlukçu, ve bütün leşkilâtı bakımın - dan harpçi idi. Fakat dünyanın bütün büyük mürşitleri, bu düşüncenin aley- hinde bulunmuş ve bütün insanların birçok insanlar bunlara inanarak hak ve adaleti her şe- ye üstün saymıştır. Hülâsa insanları bir tek cemiyel say- mak düşüncesi ile harpçi cemiyet dü- şüncesi eskiden beri çarpışmaktadır. ,, Son yirmi beş asrın tarihi, bu müca- dele bakımından yazılabilir. Bir asır evveline kadar mücadele sürüklenip gi- diyordu. İnsanların kuvvetlerine göre mmesafeler bir hayli genişledi. İnsanla- rın yaşayış şeraiti, âlemşümul bir cemr- yetin kurulmasına miâniydi. Fakat son iki asır zarfında insani ya- şayışın maddi şeraiti değişti ve insan- hğı harpçi cemiyetlerden çıkararak &- lemşümul cemiyetin kurulmasma saik olacak vaziyete getirdi. Bugün bütün insanlar, maddeten komşu sayılırlar. 1736 da Odesadan kalkıp Petresburga gitmek güçtü, bu - gün bütün dünyayı dolaşmak, daha çok kolaydır. Modern harp, harp cepheleri lanımi- yor, sivil halkı ilga etmiş bulunuyor. Bundan başka madern harbin makul neticeler elde etmesine imkân külma - miştir. Hepimiz de bunu bildiğimiz halde vaziyetimizi bugünkü şeraite uydur - mak için hiç bir teşebbüste bulunmu- (GÖNÜL İŞLERİ |C Henüz çecuk sahibi — Olamıyan genç evli Adını yazmıya lüzum görmediğim ©bir kadın okuyucum bana (Yeni - şehir) den bir mektup yollamış. Di- yor ki: — «Beş yıl önce evlenmiştim. Ço- cuğumuz olmadı. Zaten birbirimizi sevmiyorduk. — Kolaylıkla ayrıldık. Altı ay evvel ikinci bir erkekle ev - lJendim. Şimdi seviyorum ve mes'u- dum. Yalnız çocuğumuzun olacağı Ha dair bir eser görünmemesi bu saadeti eksiltiyor. Kabahat bende ol- duğü için kocam çocuktan bahset - tikçe çok müteessir oluyorum. He - nüz bir çareye baş vurmadım. Da - nışacak kimsem de yok. Sizden rica ediyorum. Bu ilâçla tedavi edilebi - lecek bir noksan mıdır ve kime mü- Facaat edeyim?» d Bu okuyucumun üzülmekte hakkı vardır. Çocuk ailenin evvelâ kadın ile erkek arasında bir zinciri, sonra 4a yuvanın direğidir. Mutlaka lâ - ozamdır. Fakât okuyucum kabahatin kendisinde olduğunu nereden keş - fetmiştir? Bunu anlıyamadım. Er - keğin de erkek olmakla beraber ço- cuk yetiştirme kabiliyetinden mah - rum olması pek mümkündür. Fakat şimdi bu noktayı bırakarak işe sade- ce kadın bakımından bakalım: Kadı- na ait kusur ekseriya rahmin ters dönmesinden veya ters yaratılma - sından doğar. Bunun için yapılacak şey küçük bir ameliyat geçirmektir. Üç beş dakikalık bir iştir. Fakat bir hafta hastanede yatmıya tevakkuf e- der, eğer böyle uzvi bir ârıza yoksa © zaman ilâçla tedavi edilecek başka bir kusur aramak iâzım, Okuyucuma tavsiyem: Ankarada bir nümune kadın hastanesi vardır, Oranın da çok mütehassıs bir dok - toru bulunduğunu biliyorum.. — Adı; Halildir. İstanbula gelmiye lüzum bırakmadan meseleyi halledebilir. ... Ankaradan K. K. imzasile mektup yazan okuyucuma: Mektubunuz ve cevabınız gazete- de çıktı, şu sön günlerin nüshalarına bakınız. Hanım Teyze hiç bir müra- caati ihmal etmez. Mıiteesslr ulma « yınız,, ? TEYZE SON POSTA Cüzzam nasıl anlaşılır? üzam yani miskinlik illetine tu- tulanlardan iki- kişi miskinler tekkesinin bir odasında yirmi yıl otur- muşlar. Ancak ©6 zaman aynı yerde o- turmaktan usanç duymuşlar. Biri diğerine demiş ki: — Kardeş, ben biraz hava yapmak istiyorum. — Ben de yapsam fena olmaz. Fakat nasıl? — Kolayı var. Sen benim yerime gel, | beıı de senin yerine geçeyim, — Hay Allah razı olsun. Bu iş epey- ce güç ama, ne yapalı Hemen o gün yerli üzere hareket etmişler. İki miskin birbirlerinin yerine geçe- rek yerleşinceye kadar yedi-yıl geç - miş... tebdili değiştirmek ... Romanyada bir cüzamlılar köyü var- miş ve geçenlerde bunlar, kim bilir ni-| çin, hükümete baş kaldırmışlar; Bük - reş üzerine yürümüşler. Bu haber üze- rinebütün Romanva heyecana düş - müştü. Eminim ki Atillâ'nın Hün ordu- sunun yürüyüşü haber verilseydi bun- dan çok korkulmazdı. Bazı kitaplarda okunduğuna göre bu hastalık kana giren ve insanı uyuştu - ran bir mikroptan olur. Bu mikrobun ilk önce nereden geldiği bilinmiyor. Yalnız sağlam bir adamın kesik bir ye- rine ve yarasına bir cüzamlının yarası veya eli değerse hastalık hemen geçer ve bir daha şifa bulmaz. Sıcak memle - ketlerde, Okyanos adalarında daha çok olan bu hastalığın kesin tedavisi de yokmuş. Bugün bir adamın cüzam hastalığına tutulmuş olub olmadığını anlamak |- çin ne yapıldığını yazmayı doktorlara birakıyorum. Fakat eskiden bir adamda bit bulunursa önda cüzam hastalığı ol- madığına inanılırdı. Cüzamlıda bit bu- lunmazmiş. Büna dair Osmanlı tarihin- de bir misal de vardır: Kanüni Sültari Süleymian kizını Rüs- tem paşaya verecekti. Fakat ona: — Rüstem paşanın bir Xılç:mnda cüzam vıırdıt Dediler. , Padişah kendisine yapılan — tavsiye üzerine haremdeki en güvendiği adam- larından birisini Rüstem paşanın hiz - meline verdi. Bu adam bir gün vezir Rüstem püşü- nin çamaşırlarında bir bit gördü. Bir- denbire büyük bir sevinçle ellerini çır- parak paşaya koştu ve bağırdı: — Çok şükür, senin temizliğin sübit oldu. Padişaha damad olmağa lüyık bu- lunduğun anlaşıldı. Zamanın şairlerinden biri bunun ü- zerine şu beyti söyledi: Olucak bir kişinin bahtı kavi, talil yar, Kehlesi dahi mahallinde ahın işe yarar... Türan CAN graren erarenerkereA saneke e akA YAY AreR AA eAAe e beme AAA ArLEmnAn. yorüz. Halbuki bugünkü vaziyeti muhafa » zayâa imkân yoktur, Çünkü insanların harbe takati kal- madı. Umumi bir felâketle bitecek bir harbe girmeden evvel dünya sulhünü sağlamlamak icap ediyor. Bu yolda âşılmaz güçlüklcrle karşı- laşmaktayız. Sebebi, bütün -kollektif teşkilâtm harpçi hükümetler idaresinde bülundu- ğudur. Harpçi hükümet, inhilâlden korun - mak için teşekkül etmiştir. Bu hükü- met halka vatanperliğini organize eder ve hef köllektif hareketi inhisar altı - nâ alır. Finans, istihsal, bütün iküisadi hayat, münakale, terbiye, hep onun e- lindedir, Harpçi hükümet bunların bey- nelmilel bir mahiyet almalarını ister. Milletleri biribirine — bağlamadan, bir dünya sulhü vücude getirmeğe im- kân bulunmadığı için Milletler Cemi - yeti muvaffakıyetsizliğe uğramakta - dır, Bunun bir çaresi yok değildir. Fakat çaresi bugünkü hükümetlere itimat ile olmıyacaktır. Bilâkis hükümetleri ten- kit etmek, ve mümkün sür'atle millet- leri harpçi hukümetlerden kurtarmak Vâzımdır. - Bır doktor ke fett' di kederi kald öir ç . « âb Balıklasın lisanını keşfeden bir doktor, onlara emirler veriyor, Hünsalık meselesinin içyüzü nedir? —a aa e Bostaonda doktor Abraham Meyer - (lanlar fazlalaşıyor. Meselâ Çekoslü R son yeni bir ilâç keşfetmiştir. Bu ilâcın | vakyanın meşhur p— ismi Benzedrine - | rekortmeni Ma - ©i dir. ve faydası da |dam Zdenek Kov- şudur.A MN bek küçük bir Bu ilâç âsap - /cerrahi ameliyat- F tan gelen bütün|la Mösyö Kovbek 5İ derileri, — mide |oldu. Mary Wes - r felçlerini, —uyku |ton güzel bir mis ş hastalıklarını te -piken erkek olu - ı davi ettiği gibi, | verdi. Hattâ Al - yi bir tablet Ben - zedrine alan — bir insan bütün ke - Gderlerini unutür, ve kalbine !er.ıhıı( ve inşirah gelmiş, Doktor Meyerson bu ilâç sayesinde en bad Nevrasthenie buhranını — bile |iyi-edebileceğine kanidir. Meyerson bt llfı:.le dünya yüzünde intiharların ö - nüne geçeceğini iddia etmektedir. Benzedrine ağır tesir etmekte, fa - kat tesirini de uzun müddet muhafaza etmektedir. Meyerson — gazetecilerden birine verdiği bir beyanatla beşeriyeti kara düşüncelerden kurtararak bu ilâç sayesinde herkesi şen ve şatır edebile- ceğini söylemiş, dünyayı cennete çevi- receğim demiştir. Balıkların lisanı W. Dışardan düdükle kumanda veriliyor Fransızların bir tabiri vardır. Balık gibi sağır derler, balıkları herkes sa - ğir ve dilsiz zanneder, halbuki Ameri - kada çıkan -Popular Science gazetesi bunun aksini iddia eden yeni bir na » zariye ileri atmıştır. Balıklar işitiyor- lar ve konuşuyorlarmış. Viyanalı daktorlardan Frich bu me- seleyi uzun uzun tetkik etmiş, balık « ların işitmemek şöyle dursun, konuş- tuklarını bile tesbit etmeğe muvaffak olmuştur. Bu mesele hakkında gazete şu izahatı vermektedir, Balık kuaklarının ne şekilde oldu - ğunu bilir misiniz? O kulakların harici kısımları, ses ve hecaları almak için bususi tertibatı haizdir. Kudağın iç tarafında ise hususi ci - hazlar vasıtasile balık müvazenesini temin eder, Bu cihaz ayni zamanda reseptörlük eden cihazdır. Doktor Frich 242 çeşit balık üzerin- de yaptığı tecrübelerde mi ve do sas « lerinin balıkları su üzerine çıkardığı- nı, si ile le sedalarının ise onları de - rinliklere götürdüğünü, bazı hafif di- yezli ve besollu sadaların ise balıkları sağa veya sola sürüklediğini tesbit et - miştir. Şimdi. doktor elinde bir düdük ha - vuzun başında muhtelif sesler çıkara- rak, balıkları bir sağa, bir sola sevke - diyor, muzaffer bir kumandan edasile neferlerini talim ettiriyormuş. * Erkekleşen kadınlar meselesi Bütün dünyada kadınken erkek o - ea OA Liman muhasebe talimatnamesi Liman Umum Müdürlüğü Liman Dairelerinin muhasebe işlerine aid bir talimatname hazırlamıştır. Liman İda- resinde bir toplantı yapılarak bu tali » matnamenin tatbikatı etrafında görü- şülmüş ve tetkik ödilmek üzere Vekâ- lete arzına karar verilmiştir. Yeni mu- hasebe talimatnamesile Liman İdare- sinde işler sür'atle görülecektir. Tali * matname yapılırken bu hususta ban- balıklarda berto Brey adın - da bir genç kızla evlendi hile. Bu — değişiklik sade halk tabakalarım değil, ilim fen âlemini de alâkadar ediyor. Bi #limler bu hüdisenin fevkalâde ah den doğmadığını, bütün insanlarda dınlık ve erkeklik uzviyetinin mevv olduğunu ve o0 zamana kadar hâkimi lan uzviyetin zıyaflaması neticesin #ksi temayülün meydana çıktığı idd sındadırlar, Biolöjistler ve anatomü ler bu noktada müşterektirler, Me! anatomistler, kadın ve erkek uzviyet lerinin teşekküllerinde ani, gelen sarsıntıdır diyorlar. Uzviyetleri arasında bariz bir hâkitl yet göstermeyen insanlar da doğrudi doğruya hünsadırlar. Bir İngiliz dak torunun 17 yaşında bir kız üzeritl yaptığı bir tecrübede erkekle kaümli arasında garip bir takım ârüz gösle bu kızda mevcut erkeklik uzviyct bir ameliyatla iptal ederek 8 ay şo! gayri tabiiliğinin izale edildiği gbı l müştür, Madam Kovbekin ameliyalı çok bi sit olmuştur. Hafif bir et tabakası & tında bulunan erkeklik uzviyeti mu vaffakiyetle , e Fakat bu ameliyat her kolay neticeyi vermez. Bir Âmer' doktorunun anlattığına göre 19 yaşıl da bir mektepli kızda birdenbire andil mal bir değişme başlamış. Kızın evve sesi kalınlaşmış, sonra da vücudund kıllar peyda olmuş. Muayene eden do torlar, bu hastanın erkek uzviyetini! inkişaf halinde olduğunu tesbit etmil ler. Fakat, bu hastanın fizik kuvvt bir cinsiyet değişikliğine müsait ol dığı için, inkişaf halindeki yeni u7 yet iptal edilmiş, bu suretle def yavaş yavaş tabii hale avdet eti C İşin garibi şu ki, gayri tabii ariâ gösteren her insan ekseriya önce kadil sanılmaktadır. Bu suretle uzun müd det bir kadın terbiyesi alarak yaşıy hastalar, neden sonra hâkim uzviyetlll bariz inkişafile cinsiyet — değiştirn mecburiyetinde kalmaktadırlar. Maamafih bir çok âlimler, kadınla da erkek uzviyetinin daima mevcu: ? duğunu, inkişafından evvel iptal: su retile sonraki ihtilâtlara meydan ve rilmemenin imkân dahilinde bulundü ğunu iddla etmektedirler, Şehirde her tarafa otohus işletilecek Belediye şehirde vesaiti nakliye buh? ranına karşı tedbirler almaktadır. tedbirler meyanında tramvay işley! her yere ayrıca bir de otobüs servisi ilif das edecektir. Belediyenin bu teşebbüsü — üzeri! muhtelif firma — tekliflerde bulun * muştur .Belediye fen heyetinde teşel kül eden bir komisyon bu teklifleri tet” kik etmektedir. Heyetin teklifler üze rinde hazırlıyacağı rapor yakında ri sete arzedilecek ve bu suretle en m! vafık teklifte bulunan firma ile mü: kerelere başlanacaktır. Üç kumarbaz Beşiktaş odun iskelesinde 9 numi' ralı Hamzanın kahvesinde Hayreddirir Osman ve Hilmi isminde üç kafadaf kalarda tatbik edilen pratik ve seri u -|kumar oynarlarken cürmümeşhüd suller de gözönünde tutulmuşlur. linde yakalanmışlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: