Yazan : Orhan Selim KAN KONUŞMAZ! Son Postanın Edebi Tefrikası: 79 Öğleden sonra mektep yoktu. Ö -|&ıya, denize bakıyordu. mer tramvaydan Beşiktaşta inecek yer| — Süheylâ, Ömere sordu: de Bebekte indi. — Şu vapurun içinde olmak ister Saat bir buçuk. Sıcak. Deniz dur -|misiniz? | gun. Bebek gazinolarından birinde er- er düşünmeden cevab verdi: kenden çalmağa başlıyan bir örkestrar — Hayıt, | war. Sıcak havanm içinde keman, pi -| — Yolculuk etmesini sevmez misi- yano, flüt sesleri, kızgın bir tavaya a-|niz?.. Uzak denizlerde, dillerini, âdet- tilmiş yağ gibi dağılıp eriyorlar. Tram-|lerini bilmediğiniz — insanlar vay durağında taksiler bekliyor. So «|gitmek.. Sergüzeşt, macerü.. kak ve meydan tenha. Ömer ceketini |can.. çıkardı. Gazino duvarının dışına otur-| - Ömer kürekleri bıraktı. Gaz vapu- du, Burası serin biraz.. Kocaman, ko-|ru, küpeştesindeki gemicis'le beraber yu yeşil bir ağacın gölgesi düşüyor Ö- uzaklaşmıştı. Yalnız derinden derine, merin üstüne.. sanki denizin dibinden geliyormuş gi- . Ömer, Romeo Jülyetini açtı. Bir sa- |bi pervanesinin gümbürtüsü — işitili - hife okudu. Sonra kitabı kapadı.|yor. Beklemeğe — başladı. Cebinde ellil — Yolculuk etmesini isterdim Sü- kuruş var. Arasıra gelip geçen kayık-|beylâ Hanım.. Gitmek, görmek iste- çılara ve beyaz fanilâ pantalonlu deli-|diğim bir iki memleket var. Fakat bir kanlılara bakarak mühim — meseleler|gaz gemisinin güverlesinde sergüzeşt düşünmek istiyor. Fakat imkânı yok.|Ve macera aramağı anlamam.. He - — Kafasında yalnız «beklemek» denen | yecan duymak hiçbir zaman gaye ol- gey. ııı&lııı_imi;in...l'lqıaıı&ym- Birdenbire karşı köşeden Süheylâ -|dtin demiyorum.. Çok defa heyecan - nın geldiğini gördü. Yanında iki kız dan daha sertini, keskinini de duy - ve bir erkek arkadaşı var. Süheylânın dum.. Korktuğumu bile — biliyorum.. yanındaki erkek Otellodan bir iki|Fakat bütün bunları ben — aramadım, cümleyi hatırlattı Ömerc.. yolumun üstündeydiler ve onları geç- Süheylâ ve arkadaşları Kollejden tim sadece.. arasına Heye - — geliyorlardı. Tramvay durağına doğru yürüyotlar. Ömer ayağa kalktı. «Ne di- 'ye buraya geldim.. Ama iradesiz he - rifim» diye kızdı kendi kendine: Süheylâ Ömeri gördü. Süheylâ, Ömere hayretle bakıyor. Yüzünün çizgileri, acayib utangaçlı - Bı, sessiz inadı o kadar hoşuna giden bu çocuğun şimdi böyle serbest, ken- idinden emin konuşması bir parça şa- SON POSTA Olimpi impiyat .. .. Köyünde .. .. . Gördüklerim İki metreyi her istediği zaman atlayan Conson banka müdürü gibi boyuna imza atıyor. Yazan: Ömer Besim Olimpişe Dorf ismi verilen Olimpi- yat köyü Babil kulesine taş çıkarta - cak bir spor meşheri idi. 53 milletin renklerini temsil - için toplanan her çeşit sporcunun bir ara- ya gelişi, on birinci Berlin olimpiyat- larinın alâkâ üyüandıran en cazip ta - raflarından biri olarak karşılandı. Bir çok milletlcrin sporcuları mem - leketlerinde kolay kolay göremedik - leri çalışma ve hayat şartlarını Olim - piyat köyünde en geniş bir şekilde bul- dular, 80! Berlin olimpiyatlarında memleket - lerinin renklerini şerefle temsil ede - cek olan sporcular idman kabiliyetle - rini uzun müddet Olimpiyat köyünde bulunmak suüretile muhafaza - ettiler, varlarını, yoklarını orada yaptıkları u- zun idmanlardan sonra muhtelif saha- larda ortaya koydular. İdman kabiliyetinin en yüksek nok- tasına çıkmış olan sporcuların büyük müsabakalardan evvel yabancı bir memlekette — yokluk — çekmelerine mâni olmak için her şey yapılmıştı. E- ğer kuş sütü aradılarsa onu da müt -|,, laka bulduklarına inanmak lâzımdır. Olimpiyat köyünde oturacak spor - cular için her türlü ihtiyaç çok evvel- #Ben düşünülmüş ve gene çok evvelden Çanakkalede (wlüqü) Fener alayında bir de duba bulundu” müteveccih olan bordada resmi selâm: 'rulacak, ve elektriklerle, bayraklar, çi :llnk'cdeecklerdır. Adatepe torpidosun- | çeklerle süslenecek olan bu büyük du aki donanma bandosu evvelâ İngi -| baya, bütün festiya) heyetleri binditi * 'Hz,Bsnfır? 'Türk marşinı çalacaktır. ıleceklcrd'ıı. b d(':in"şkb"ldm çe “'T”_’q Fah-l — Bu heyetler; kuvvetli projektör işik” öirla çkı.îıl;ulend Cğakhgıl :Iî!u;;n' ları altında, bütün oyunlarını oynıya * Hardır. Örgeneral Fal - N : din haşmetlâ misafire Atatürk namı- | Saklar. geç vakitlere - kadar şarkılaf aa 'bcyam höşümedi edecektir. söyleyip, kendi milli çalgılarını çala * Nahlin yatı arkada, torpidolarımız caklar. ı olduğu halde ilk ihraç hareketi yapı-| Bu oyunlardan ve çalgılardan hal * lan Süvlâ limanı önünden geçerek Sed-|kan da istifade edebilmesi için, festiyal dıll::nhnı gidecektir. heyetlerinin içine Gindirilecekleri du * Yolda harpte bir tahtelbahir tarafın-|ba, diğer vapurların ortasına alımacak” dan l:hnlmq olan bir İngiliz gemisi © ' tır, nin battığı yerde Türk Di içel ttağı y denizcileri bir| — Gerek Akay, gerek Şirketi Hayriyt& atacaklardır. Sa Majeste kral .i ğ . paygl Seddilbahirden karaya çıkncalJmt. bu alay için, biletlerinde büyük tenzi Su Majestenin İngiliz mezarlığından lât yapacaklardır. üzerine işlenmiş bir yıldız ile şu cüm- |Püllerle çevrelenecek, ayrıca bu ışiık * leler vardır: lar arasına 2,5 metre boyunda E hatf «Eski düşmanların kahraman ölü - |işlenecektir. Bu harf kral Edvardın # kerine», dının ilk harfidir. Bundan başka köp” Sa Majeste mezarlıkların ziyaretin -|Tü üzerine de ışıktan büyük bir tak ya” den sonra yatlarına dönecekler, öğle | Pılacaktır. Hazırlanmakta olan tenvi * yemeğinden sonra otomobillerle Kil -|Tatın en büyüğü Sarayburnunda ya * -|pulacaktır. Buraya Neon tesisatile 20 Kralm arzu etliği takdirde öğle ye - Mmeğini Seddilbahirde yemesi için ha - zırlık yapılmıştır. Ezine ve Eceabat -|h 'tan keklik, Bozcaadadan istakoz ve ça- şırtıyor Süheylâyı: — Dehşetli hesabt bir var Ömer Bey, diyor. < — Hesabt sözünden ne kasdetti - ginizi bilmiyorum. Bu, eğer insanın her attığı adımda kendi şahst menfa- e *. . ; )atlerini hesab etmesi ise. Hayır.. Ben Ka Sız !?“_mıf'd" dedî. Bir işiniz mi hesabt değilim.. Amma, insan bir bü- — war? Birisini mi bekliyorsunuz yoksa?, yük kavga içinde, o kavga hesabına *f. ÖınııSühıyllnııelinlııhıkmo-h_ü olmalıdır.. Realist olmalıdır nun iri kestane renkli gözlerinin içine (manası varsa sözünüzde.. Evet.. He- bakarak sert cevap verdi: sabiyim.. Z —_ğ:*hmi bekliyordum.. Sizi| - Artık dönüyorlardı. Süheylâ bir - bekliyordum.. denbire iğneli ve hınçlı bir sesle sor« Süheylâ sözde şaşırdı: du: L gşz';' mı;için Tzt — Beni bugün beklemenizde de o B hyl bi çok arl öylenek &5|A BU aa K Dcer “ tedi. Fakat vaz geçti. Sadece: Öner biran bozuldu. Şefaladı Fakat — Eh öyleyse şimdi ne yapacağız? (gendini hemen toparladı: dedi.. * — Hem evet, hem hayır.. Sizinle Ömner Bebeğe gelip Süheylâyi bek-İgörmek istediğim bir hesab vardı ki lemeğe karar vermeden önce bu küçük |beni alâkadar ettiği için, dolayısile... Tramvay kalkmak üzere.. Süheylâ arkadaşlarını tramvaya bin- dirdi. Onlar gittiler.. ; Süheylâ gülerek Ömre doğru yak - iş ahlâkınız en büyük bir itina ile hazırlanmıştır. | yuş üzümü getirilmiştir. harfi olan büyük bir (E) harfi yapı * Japonyadan Berline gelen atlet ne|” — Bütün bu ziyaretlerden sonra İs -| lacaktır. kadar rahatlık hissetti, kendisini nasil| tanbula hareket edilecektir. İstanbul halkı Sa Majeste İngilter? yabancı telâkki etmediyse, İsveçten ge-| Buraya gelen bir habere göre, Nah-| Kralının şimdiye kadar lendeawünhımğıwr.o-uny.uwwmmyerladekuıdiıimgöıhıilmıyı fimpiyat köyü lâyık olduğu takdirilönlerindedir. ve kralın dostlarından | btlün fevkinde bir krali Olimpiyat köyü hastalığı haddi âza-|balik avlamakla vakit geçirmiştir. Moda deniz şenlikleri miyi bulmuş bir adama bile yeniden WM hazırlıklar Altı Eylülda Moda Deniz Klübü hâyat verecek kadar güzel ve bava - y rafından tertip edilen deniz yarışlar! dardı. Her gün çeşit çeşit sporcuların 'Türk kara sularına giren dost| ve Türkiye birincilikleri müsabakala” geşnçqltidmınlımıuhneohıyvr—hxîîîımüünînbiwühıh&% rı mes'ut bir hâdise olarak İngiltert du. Onların bitip tükenmiyen hatırala-|te Edvard Vili, yarın sabah şehrimize Kralı Sa Mazeste Sekizinci Edvard'ın rı spor tarihinin parlak bir sahifesi -| şeref vermiş bulunacaktır. şehrimizi ziyareti. günlerine tesadüf dir. Sa Majeste sekizinci İngiliz kralı Ed- | ©tmektedir. ; Dört yüz metrelik bir pist üzerinde| vardın seyahati için bazı esaslar tesbit| — Geçen ayın toplanan Amerikalılar, gıgîhılır veledilmiştir. Sa Majestenin evvelâ Sey-|koyda yapılan su sporlarının Fenlândiyalıların çil yavrusu gibi ora- |risefain rıhtımına çıkması, oradan İn - | hiş bi ya buraya dağılıp koşuşmaları, yüzme| giliz sefaretine gilmeleri mukarrerdir. havuzunu dolduran yüzücülerin âdeta| Atatürk Sa Majesleyi rihtımda kar - boğuşurcasına en son gayretlerile id -| şılıyacaktır. man edişleri, her biri ayrt ayrı birer| Sa Majeste mütenekkiren seyahat dünya şampiyonu olan gençlerin man- | ettiğinden şehrimizi ziyareti münase - tar gibi oradan buradan bitivermeleri, | betile bir program hazırlanmış değil - çok zaman baş döndüren bir hal alı -|dir. Bu program muhterem misafiri - g yüksek himayeleri altına almak lütful” da bulunduklarını söylemek wıı:; ğ hanıma karşı nasıl bir vaziyet almak, onunla nasıl konuşmak icap ettiğini tasarlamıştı. Her şeyden önce şaşır - mamak, sıkılmamak lâzım, — Elli kuruşum var Süheylâ Ha - nım.. Hava da güzel., Sandala bine - Süheylâ düşündü: — Peki, dedi.. Güneş banyosu yap- mış oluruz. Benim de bir İiram var.. Şurdan üzüm filân da alalım... Sandala bindiler.. Ömer küreklere oturdu. Açıldılar.. Denizin üstü daha | sıcak.. Güneş suya vuruyor, sonra ma- — wi ve sarı bir pırıltı halinde erin — gözlerine doluyor. Süheylânın saçları ışıl ışıl... Üstünde ince bir gömlek var, Ömerin güneşten kamaşan gözleri bu gömleğe takıldıkça delikanlı başını çeviriyor. Süheylâ: — Romeo Jülyeti okuyorsunuz ga- % — Evet.. Siz de okudunuz mu? Boğazdan inen bir gaz vapuru ya- — Tısı suyun üstüne çıkan kocaman per- K wanesile denizin ve havanın durgun - — luğunu muntazam fasılalarla çalan bir davul gibi inletmeğe başladı. — Vapur Ömerle Süheylânın o kadar — yakınlarından geçti ki çocukların san- Süheylâ güldü. tutmadı, gelmiyor (Baştarafı 1 inci sayfada) Cim Londosun Dinarlı ile müsaba- ka yapmak üzere memleketimize gel- mesine şehrimizdeki Yunan konsolo- sunun mâni olduğu hakkında ortada bazı dedikodular dolaşmışsa da dün kendisile görüşen bir muharrirtmize konsoloes bu haberin aslı olmadığını söylemiş ve: — «Cim Londos giderken beni gör- medi. O zamandanberi nerede olduğu- nu bile bilmiyorum, kendisi!e temasa gelmedim. Bu itibarla benim müdaha- le etmekliğime maddeten imkân yok- tur. Kendisinin gelmiyoceğini bugün ben de Festival komitesinden baber aldım» demiştir. Irak Milli Bankası 150,000 İngiliz lirası sermaye ile |- betle Irakla olan titaretimizin daha fazla inkişaf edeceği söylenmektedir. Bankada, ihracatçıların bütün dilekle- rine cevap verilecek şekilde tertibat a- lınmıştır. Nahhas Paşa Pariste yor, insan ne tarafa gideceğini, hangi- sile meşgul olacağını, hele hepsinden bir parça bir şeyler kapmak sevdasına düşerse bu işin içinden nasıl çıkabile - eeğini bir türlü kestiremiyordu. Meselâ bir Öwens deyip geçmemeli, bir çok dünya rekorlarını tarümar e - den yirmi bir yaşındaki bu zenci, bü- mizin teşriflerinden sonra arzuları veç- yette olan krala, resmi istikbal merasi- mi yapılmıyacaktır. , Fakat şehir, yüksek misafirimizin şerefine baştan başa donatılacaktır. Pazar akşamı Viyanaya mütevecci - mürekkep * komite çalışmaktadır. Yarışlar için zf” gin bir proğram hazırlanmıştır. Çok kalabalık olacağı tahmin edilen seyird kitlesinin müsahakaları rahal se, 3 bilmeleri için icap eden tertipler ye tün dünyayi başına toplarmştı. Riyazi|hen hüreket buyuracak olan Sa Majes- | bazırlıklar da bitmiş bulunmaktadır. bir mesele halleder gibi, herkesin mü- nakaşa mevzuu oluyordu. Her diledi- ği zaman, iki metrelik çalıyı aşıveren Conson piste geldiği vakit fotoğraf ve sinema makineleri sporcuyu muhasa - ra ediyor, O yalmız gülüyor, resim çıka- |. rıyor, bir banka müdürü gibi kendi - sine uzatılan defterlere imza atmakla Bu manzara günlerce sürdü ve pek tabildir ki onların yarışları Berlinin belli başlı hâdiseleri oldu. Ve muhak - kak ki dünyanın en nadide şampiyon- larını bir araya toplamış olan Olimpişe Dorf da muhakkak ve mutlak o ha- lile pahası kolay kolay biçiimez bü - atletleri de geliyor 19 ve 20 Eylülda yapılacak olan İs- tanbul atletizm birinciliklerine — bazılrine muazzam bir fener alayı yapıla- Tablisiye U. M. cfradı büyük şehirlerimizin atletlerinin — de katılacağını bildirmiştik. Bu müsabaka-| — B fener alayı saat 21,30 da başlı - Can fül Klüpler lara Yugoslavya'nın en iyi atletlerin- te Kral'a Atatürk, husust — trenlerini tahsis etmişlerdir. Cuma akşamından itibaren, Galata İngiliz ve Türk bayrakları çekilecek - şimdi- ye kadar çekilmiş bayraklardan çok Halkın arzusu üzerine cuma akşa- mı, denizde, Sa Majeste kral'ın şerefle- caktır. yacak, ve gece yarısından sonraya ka- Yarışlara sant 14 de başi B Yarış sahası 800 metre üzerinde tanzif deniz filikaları yarışı takip — Okudum, aslını, ingilizcesini akta büyük bir millt basıka toüs ölü- yük bir kiymet manzarası arzetti. Ğ Bundan sonra da sırasile şu müsabal” — Ben daha biürmedim... Birinci :ni:ıîı. ;)ı'ı h;nk:;;ıracat ve ithalât iş- Ömer Besim |daha büyük olacaktır. Sğa lar yapılacaktır: Ka /— perdedeyim.. lerile de meşgul olacaktır. Bu münase- ısu.llhll' Pî_ymm Yi _B" bayraklar, gece, projektör ışık- Klüpler arasında, iki çilte ylüsik darile aydınlatılacaktır. kandt Profesyoneller arasında 7 çille baş, Amatörler arasında, Pat. '::Ü » Tahlisiye kürek, Deniz milcsseseler l ’ da Dörtlük klâsik, Profesyoneller Bfi, P-— P owmo W ; ' KA ”— — SS 0c'n gönzn—-rşzc vi -e Paris, 2 (Hususi) — Mısır Başveki-|den müteşekkil bir ekipin de ışhn'ıkl li Nahas paşa, bugün meçhul asker â-|alâkadar makamlarca temin edilmiştir. bidesine bir çelenk koymuştur. Hari- Yugoslav ühmı içinde Balkan ciye Nazırı M. Delbos bugün Nahas|ve Yugoslav şampiyocları da bulun- Yü aİR z V üğAmA YA P EYF İ fından Beş çifte almanlar, Amat Ve Aka- m—auwm'm% iştirâk |U. M. efradı tarafından Tahlisiye # terileri, ğ dar sürecektir. Alaya, Şirketi Hayriyenin, yın limandaki bütün merakibi edecektir, — dalları bir dağın dibinde kalmış - gibi oldu. t z VıpumuAırkı tırlıfı_nâı güvertede ae