6 — Sayfa SON POSTA Eylâl 3 £ | Kral Edvar(iı İsta;ıbula 1 ——— — v Avrupadâ sık sık sorulan bir sual “Kral Edvard niçin evlenmiyor ?,, * * * Kral umumi harpten bugüne kadar memleketine pek büyük hizmetler görmüştür. Onun omuzlarındaki ağır yükü bilenler bu suale “ vakıt bulamadı ,, cevabile mukabele ediyorlar İngiltere kralı sekizinci Edvardın nazarı dikkati celbeden hususiyetle - rinden biri de bekârlığıdır. Bu yüzden İngilterenin ilk bekâr kralı unvanını da almı getirecek Nahlin yatı İngiltere kralının niçin evlen- mediğini izah eden mükarriplerinden biri şu sözleri söylemiştir — Kral, bütün hayatını o kadar sı- kı fikı meşgüliyetler içinde geçirdi ki evlenmek meselesini düşünmek için vakit bularnadı, Kral yirmi yaşına bas- tığı zaman büyük harp koptu. Ve yir- mi yaşından yirmi dört yaşına kadar barp ile meşgul oldu, cepheden cephe- ye koştu. Prenslerin kendilerine uy - gun birer gelin aradıkları en münasip sra budur. Fakat bu sıra, bu şekilde geçti.. Muharebenin bitmesi üzerine veni bit çalışma devri açıldı. Harp sephelerinden dönen gençleri yeniden sivil hayata kavuşturmak ve hepsine birer iş bulmak icabediyordu. O da bu işle meşgul oldu. Ve bu işi bir sürü iş- ler takip etti. Kral Edvard, yirmi yaşına kadar tabsil ile meşgul oldu, İngiliz bahri - yesinde çalıştı, daha girdi ve Oksford'da üç: na başlarken harp koptu. Harbi takip eden mütareke devrinin bütün aksülâ- mellerile uğraşan Edvard bunu müteâ. kip, daha çok mühim işlerle meşgul ol- du. Britanyanın bütün döminyonları harp yüzünden fena hırpalanmış, ve bu hırpalanma yeni bir takım düşün - celer doğurmuştu: — İngiltereye bağlı olmak başa felâket ve ıztırap getirdi- ğine göre bu bağı çözmek daha doğru olmaz mı idi? Bu düşünce Britanya imparatorlu - gunun — dağılma tehlikesi geçirdiğini hissettiriyordu. Londra hükümeti bu düşünceyi bertaraf etmek, döminyon- larda imparatorluk bağlılığını canlan- dırmak için çare düşünüyordu. Bulu - nan çare, veliaht Edvardın şahsiyetin- den, şahsiyetinin sevimliliğinden isti - fade etmekti. Karar verildikten sonra veliaht da Kanadaya doğru hareket ve Bu memleketi ziyaret etti. Seyahat bü- yük bir muvaffakiyetle neticelendi. Genç veliaht, İngiltere imparatorlu - ğunun temellerini sağlamlamış, şahsi - yetinin câzibesile gönülleri kazanmış- tı. Fakat bu seyahati Avusturalya, Ye- ni Zellânda, Cenubt Afrika, Hindis . tan, Japonya, Cenubt Amerika, Şimali Amerika seyahatleri takip etti. Veliaht bütün bu seyahatlerile İngilterenin maddi ve mânevi nüfuzunu yapmak ve yükseltmekle kalmadı. İngilterenin ihracatını da arttırmağa hizmet etti. * Bu seyahatler silsilesi ancak 1928 - de nihayet buldu. Veliaht garbt Afri- Kral Edvard umumi harp esnasında Kral Edvard halk arasın da bir nutuk dinlerken kada dolaşırken babası beşinci Corc'- un ağır bir hastalık geçirdiği haberi - ni aldı ve derhal İngiltereye dönmek mecburiyetinde kaldı. Fakat Londraya döndüğü zaman da kendini bir çok büyük ve mes'üliyetli işlerle karşı karşıya buldu ve yine ev- lenmek meselesini düşünmeğe vakit bulamadı. Veliaht 35 yaşına varmıştı. Evlene- cekse vakit kaybetmeden evlenmesi lâzımdı. Fakat siyasi bir takım sebep- leri gözetmesi icabediyordu. Sonra prensin kendisi derin bir değişiklik ge- çirmiş, görüşü ve düşünüşü dernleş - GOÖNÜL İŞLERİA Kıskanclık İki şeye delâlet eder! İzmirli bir okuyucum, Bayan İc- Tâl K nişanlısının şimdiden fazla kıs- kanç davranmakta olmasından kork- muş, bu kıskançlığın ileride aile ha- yatını cehenneme çevirmesi ihtima- Jini düşünmüş, sebep arıyor. Hatıra ilk bakımda iki nokta gelir. Bunlar- dan birincisi şiddetli bir sevgi, ikin- cisi de huysuzluktur. Kıskançlığı doğuran âmil sevgi ise korkulacak bir şey olamaz. Esasen mütekabil anlaşma, karşılıklı itimat artınca şiddetini kaybeder, endişe değil, zevk verecek bir hal alır. Buna mukabil kıskançlığı doğuran ikinci bir âmil yardır ki, doğrudan doğruya huy - suzluk kelimesile tavsif edilebilir. 'Tahammül edilir bir şey değikdir, hayatı cehenneme çeviren asıl odur. Kıskançlığı bu iki âmilden hangisi- bin doğurduğunu nasıl bihneli? Sü. je gözönünde olsa, mazisi, hali, tah- gili, irfan seviyesi bilinse, hüküm vermek bir dereceye kadar kolay 0- Jar. Fakat uzakta oturan, hiç bil - mediğim bir adam hakkında ne di -. yeyim. Bari bana kendisini biraz ta- nıtsaydınız. Tafsilât bekliyorum. * Kırıkkale Bay (K. K. Ö, T.): Sizden mektup alan hir genç kız başkasından da alacak kabiliyette bir mahlük olmak lâzım. Farzediniz ki münasebet ilerledi, bir evlenme sa - hasına girdi. Ona nasıl itimat ede - gceksiniz? Eğer maksat eğlenmek ise bu bahiste söyliyecek sözüm yoktur. TEYZE miş, ve en büyük içtimat meselelerle meşgul olmağa başlamıştı. İngilterenin büyük derdi işsizlik me- selesi idi. İşsizleri devlet beslemekte i- di. Veliaht, memleketin bu sınıfı ile, bu sınıfın çektiği ıztıraplarla yakından alâkadar olmak lâzım geldiğini anlıya- rak işsizlerin davasını benimsedi ve işsizler klüplerini vücude getirdi. İş - siz erkek ve kadınlar, burada yaşıyar, burada toplanıp yiyor, içiyor, eğleni - yor, işsiz ğgeçen uzun günlerin yekna - saklığından kurtuluyor, ve kendini dost ve derde âşina bir muhit içinde buluyorlardı. Veliahtın kendisi de bu klüpleri ziyaret ediyor, orada karçılaş- tığı işçileri izaz ediyordu. Zaten kral Edvardın en belli başlı vasıflarından biri, fakir sınıflarla arasındaki bütün engelleri kaldırmış olmasıdır. Kendisi bu sınıflara göre yepyeni bir adamdır ve yepyeni bir hükümdardır. Kral Ed- vard bunlarla beraber maden kuyu - larının diplerine inmiş, evlerine gir - miş, davaları lehinde bir çok nutuklar söylemiş ve nüfuzunu kullanarak on - lara yardım için çalışmış, ve bunun ne- ticesi olarak İngilterenin içtimaf haya- tını altüst edecek yaman bir * ihtilâle karşı gelmeğe muvaffak olmuştur. Kral Edvard bu şekilde hareket et- mek yüzünden memleketin bütün sı- nıflarını yakından tanımış ve hepsi ile alâkadar olmak, hepsinin — ihtiyacını tatmin etmek, lâzım geldiğini anlamış ve bu yolda hareket etmiştir. Nihayet prens Edvard bir kaç ay ön- ce Büyük Britanya tahtına oturmuş ve| Altı muhteşem salanu, dört ha b sey hane ile salonlardan birini kullanmağa karar vermiştir. Çi kendisini yeni ve sonsuz bir mesal dev- resi karşılamıştır.» Nahlin yatı İngiliz milyonerlerinden Sir Yule'un karısına aittir. Yatı ç ce mükemmeldir. Kral Edvard kendi yatı büyük, ve ilk gittiği Dalma ük ve kullanışlı olduktan başka tertibat ve taksimatı bakımından son ya et 4 A ti 5 l hilleri sığ olduğu için bu yatla seyahati tercih etmiştir. Yat 1574 tonli üK mami vardır. Kral seyahati esnasında bir dâire teşkil etmektedirler. Yat 1930 da yapılmşıtır. ünkü bunlar