DEEL SO LT DT SUU N BAA S FU TUN OY UN AÖT y S DA Hai dt L 6 — Sayfa SON POSTA Hava tehlikesine karşı yeni bir icat Şehir üzerine gerilecek görünmeyen perdeler Bir tayyarecinin bulduğu bu yeni müdafaa vasıtası İngiltere tarafından ehemmiyetle tetkik ediliyor Bu taarruzlar, belki fasılasız vuku bu- lacak, düşman gece, gündüz demeye - tek/tayyara filolarini gözderecektir! «Buna karşı müdafaayı yalnız tay- yare toplarına bırakmak, yahut düş - man tayyarelerinin tarassudu ile iktifa çederek gelmek üzere olduklarını haber vermek kâfi değildir. «Ben 1909 danberi tayyarecilikle a- lâkadar oldum. Tayyarelerden askeri bir şekilde istifade edilmesi üzerine &Tişin nerelere varacağını kestirerek bu- na karşı gelmenin çarelerini düşünme- ge başladım. Büyük harptenberi bu iş- le meşgulüm. Nihayet, kendime göre bir müdafaa sistemi tasarladım ve bu sistem üzerinde uzun uzadıya işledim. Bu sistem sayesinde bir düşmanın , veya şehirlerimizden — her hangisini tayyare ile bombardıman et- mesi son derece güçleşmiştir. Buna nasıl muvaffak — olduğumu Tayyare tehli- kesine karşı mü - dafaa vesaitini te- kâmül ettirmek, günün en mühin. | işlerinden — biri - | dir. Her yerde, fen adamları, as- kerlik mütehas - sısları bu işle meş« gul olmaktadır - lar. Bu yüzden hava tehlikesine karşı yeni vasıta. — M. Broonfield ların keşfolunduğuna dair de her ta- rTaftan haberler gelmektedir. . Londra gazetelerinin bu yolda ver- dikleri en son malümata göre demir - yolu idaresi memurlarından biri tay - yareye karşı en tesirli müdafaa vası - tasını keşfe muvaffak olmuştur. önmlirü: ' Marlen Ditrih F ransiıda : Büyük sinema yıldızını vapurda karşılayan gaze- teci neler anlatıyor göründü. Bizi gemiye göüren istimbolla —sarışın bir a- dam, boyuna dürbünle vapura bakıyordu. Galiba ayni yolcayu kargılamağa gidiyor- duk. — Marlen Normandiya uzaktan Ditrih'e mi bakıyorsunuz? dedim. — Evet karımdır. Karşılayacağım. ce- vabını verdi. Tami Rudolf Sieberdi. Ejderha geminin güvertesinde sayısız çehreler arasında ka- rısını arıyordu. Normandiyanın Güvertesinde Merdivenleri ikimiz de dörder dörder çıktık. O uzun zamandanberi — görmediği |karısına kavuşmak istiyor, ben dae okuyu- tularıma, merakla bekledikleri bit rTepor- İtajı yetiştirmeğe gayret ediyordum. Güverteyi baştanbaşa dolaştım, salon- lara girdim, çıktım. Nihayet bir yerde rastgelebildim. Siyahlara bürünmüştü. Ye- gilli siyahlı fötr gapkasının altında — daha soluk gözüküyordu. — Zevciniz de vapurda sizi karşılama- ga geldi, der demez, beni yüzüstü bıraktı ve kocasını aramağa koyuldu! Bu müdafaa vsıtası, gök yüzüne, göze görünmiyen bir perde germekten ibarettir. Bu perdeyi aşmak istiyen her tayyare ile içinde bulunanlar mahvol - maktadırlar . anlatmağa imkân yoktur. Çünkü bu bir sırdır. Ve bu sır hükümete aittir.» Koca hulmü bahanesile Bu perdenin her hangi ölüm şuar' dolandırılan kadın He alâkası yoktur.. Eserin sahibi, C. İzmir, (Husust) — Namazgühta o- A. Broonfield namında demiryolu me-İturan Emine isminde bir kadın müd - murlarından biridir. Büyük harp sıra-| deiumumiliğe müracaat ederek Ayşe sında, Fransanın en büyük tayyare de- |isminde bir kadın kendisine koca bu- posu olan St Ömer'de çalışan bu zat, lacağını vaad ederek kırk lirasını do - bilhassa tayyare makinelerini tamir ile landırmıştır. Ayşe aranmaktadır. Bu meşgul oluyordu. aşk dolandırıcısının bir çok genç kızları Mister Broonfield, harap olan tay -|ayni şekilde aldatarak para kopırdığıı yare parçalarından yeni makineler |anlaşılmaktadır. yapmağa çalışmış ve bu sayede tayya- FNi recilikteki vukuf ve ihtisaşını ileri gö- İ Bt Kuru lızumlo_r işlenmeden ihraç Mister Broonfield miralay Cody ile edilmeyecek İzmir, 25 (Hususi) — Memleketi » birlikte çalışmakta ve tayyareciliğe ait bir çok işler yapmış bulunmaktadır. |mizde istihsal edilen kuru üzümlerin Londra gazetelerinden biri onun |işlenmeden ihracı, İktisat Vekâletinin son ve mühim icadının mahiyetini an- |bir karariyle yasak adilmiştir. Buna lamak için kendisine müracaat etmiş|sebep bazı memleketlerin işçi ücretin- lse de şu cevabı almıştır: «Bir şey söylemek hususunda se - best değilim. Halihazırda hükümet mütehassısları icat ettiğim perdeyi tetkik ile meşgul oluyorlar, «İngiltere, bu sırada gaz maskele - riyle tecehüz etmekte ve her İngilizin bir gaz maskesi sahibi olması için her den istifade, ve Türk tzümlerini işle- yerek kendi damgalariyle başka mem- leketlere ihraca kalkışmalarıdır. İzmirdeki mütekait askerlerin seyahati İzmir, (Husust) — İzmir Askert Marlen Ditrih — Biraz sonra — görüşürüz, yerine getiririm dedi. Bir müddet bekledim. Gelen giden ol- madı. Güverteye gçıktım. Sovtampton'dan isteğinizi şey yapılmaktadır. mütekaitler Cemiyeti Çanakkaleye bir Bunun iyi bir şey olduğu şüphe gö- | vapur seyahati tertip etmişlerdir. Bu türmez. Fakat galiba anlaşılmayan bir |seyahatte, Çanakkalede Türk bayrağı hakikat var. O da gelecek mı?ıarnbe. altına giren eski gayriaskeri mıntakalar hava taarruzlarının sürekli olacağıdır. | gezilecektir. GÖNÜL İŞLERİ ilelebet Adanada kalacak değilsiniz! Za- ten kanun da onu sizinle beraber git - meğe mecbur eder, Bunu da bilirse o vakit razı olmaktan başka çare kalma « dığın) anlar, Bir taraftan dae ailesinin kendisine tesir yapmasını temâne çalış - mak iyi olur, Karım benimle Gelmek . İstemıyor «Yeni evliyim. Karım çok güzel ve İstanbul çocuğu. Ben vazifem icabı A- danaya gitmeğe mecburum. Karım be « nimle beraber gitmek istemiyor. Adana ikliminin güzelliğini bozacağından kor- kuyor. Fakat ben de onu birakıp git - meğe razı olamıyorum. Onu burada yal- mız bırakmak demek, bir müddet sonra boşanmayı göze almak demektir, hal. buki karımı seviyorum. Adanaya git - memezlik edemem. Bu takdirde işimi bı- zakmak Iâzım. Siz bana ne tavsiye eder- siniz? » * €30 yaşında bir bekârım. Bir çok kız- larla tanışıyorum. Fakat bunlardan hiç birile evlenmek nmiyetinde değilim, Ev- ı lenmek istiyorum. Fakat gün geçtikçe müşkülpesent oluyorum. Bu gidişle hiç evlenemiyeceğim diye korkuyorum. İnte- diğim gibi bir izdivaç yapıncıya kadar bekliyeyim mi, yoksa şimdi evleneyim mi? Ne dersiniz? » Nusrat Mademki şimdi evlenmek ihtiyacını duyuyorsunuz, bu baleti ruhiyenizden is- tifade ederek evlenmeğe kalkınız. Yaş ilerledikçe insan daha ziyade müşkül - pesent olur ve daha güç evlenir. İnsan me kadar genç evlenirse o kadar rahat eder. İlelebet bekâr kalmak istemiyor- sanız derhal evleniniz. Nuri Düşüncenizde hakhsmız. Güzel ka - rınızı burada birakıp gitmeyiniz. Fakat mesleğinizi fedaya da lüzum yoktur. Karınıza vaziyeti anlatmak, orada gü - selliğine halel gelmiyeceğini izah etmek ve bunun nihayet muvakkat bir feda - kârhk olacağını göstermek lâzım, — Siz TEYZE beri kendisiyle bir mülâkat yapabilmek i- çin vapurda bekleyen İngiliz gazetecileri etrafını almışlardı. Fransiz sularında ol- duğumuz için çar nâçar, kibarlık etmeğe Olimpiyatların Tarihi Eski Yunanlılar Olimpiyatlara verdikleri ehemmiyeti araba yarışlarında kazanan atların heykellerini yapacak kadar ileri götürmüşlerdi Olimpiyad galibi sitesine vardığı zaman hemşerileri sitenin surlarını yıkarlar ve onu bu yıkık yerden sokarak «Siteyi şan ve şerefle zaptettiğini» İlân ederlerdi. -— 11) sest denilen takriben üç kilogram .ğı;lıı' i ibi ine vardığı za- | ğında üzerleri çivili ve yahut demir levhif Ml:ml:.::;'ıüıı:hıüıni?îîınm yıkarlar |larla kaplanmış kalın eldivenler — giyerle v bu yıkık yerden sokarak eeteyi şan bu müthiş eldivenle silâhlanmış yumrukl Seüm fi ile zaptettiğinite ilân ederlerdi. — |rını rakiplerine insafsızca indirirlerdi. Hatf "gl;ı;;iyıı :lipluiıc verilen bu ehem | bazan hasmının her hangi bir âzasını, kolif miyet, ollmpiyayı ez bir zaman içinde| u, bacağını, yahut baldırını — kavnıya bütün Yunanın en yüksek bir sanal ve bir | tarırlar, kan içinde bırakırlardı. Kemiklerif fikir alamı baline sokmuştu. Herodot, A - ç'.m:ıdıxîı îşıi_ulîı. v;icııllı'ı;uyıı î" y..'ıyııı N gişerdi. Mağlüplar kan tükürerek, yi ğ maksağor, Sokcat gibi ?“DW“; “"?Ş].n GökrE bellela, iyerlese yakikerlür. Gi e m“.’”"'ı" ga Denlerini, nutuk. | dedikten sonra bir enkaz halinde meyd :î'.îk :;::î: “l':p; _:mıu'_“ ka - | terkeder, gâliplere gelince, onlar da y Ka bnrlmadar aha iaiyaaraf da a| GEde ve baükiz ayrılırlardı. Bu müsabal yarlardı. En göhretli ressamlar ve heykek de hüner, başı geride, kolları ileride bu traşlar, teblolarını ve heykellerini orada '_':':ıv';ı;" hw_n»nr:; ıî:::“îğuma::m Haz basaaa LA bitip te berkes| 't Pujlâ dövüşü milâttan evvel 688 v Olimpiyat müsabakaları bil . | Hağklkğan sküe Ple mahlekelre ye ee aa MN çe 4 Haatan baa a aa D a esizlik çöker | — Milâttan evvel 668 tarihinde de olim Ca ggodagla zz kuban kesmeğe |Yat müsabakaları araama Pankras de d Ba dakanei satazcfe mabedindeki| bir güreş konulmuştu. Bunda esas kuvt gölen Tahipler, yaba er e T Daz| di Pehlivanlar ve seyitciler bu gürett Wı'"ılî'.'ı lerdi. büyük bir zevk duyarlardı. Bunda pehli — Öder f vanlar çınıl çıplak karşı karşıya gelirler, # Birinciden on üçüncü olimpiyada ka * reşirlerdi. Bugünkü alaturka küreşten das, yalmcı ei yaya Ygelirı ralkeibükaler ĞD ae ti velede Sermilli yapılırdı. Akletler milenbeka mardağita bir | sikme de Kallamlırd. Her nevi hila başından öbür başına kadar bir defa ko- garlardı. Bu müsabaka çılgın bir heyecan- la tekip edilirdi. On dördüncü olimpiyatta açifte koşu» ilâve olunmuştu. Bu, müsabaka meydanı- me ve çekme serbestti. Galip gelmek #f pehlivanlardan birinin yüksek sesle, elile işâret ederek uamanl» demesi, y ölmesi lâzımdı. Bu güreşte en büyük marifet pehliv: mecbur olduk, ve kenarda bekledik. O onları başından savmağa muvaffak oldu- u vakit esasen bize de Havr yıhtımına gçıkmak sırası gelmişti. Şimdi çatanada idik, müziç almağa başlayan gazeteciler bu sefer de şu türlü sualler soruyorlardı: — Kocanızla beraber ideal bir çift tep- kil ediyor musunuz? — Evlenmeniz hayatınızın yegüâne ma- cerası mıdır? Güzel gözlü dilber yıldız. Mavi Melek mebdeası, kadar çektikten sonra, gazetecilere: — Adâbı muaşeret kelimesinin manâs- ni bilir misiniz diye sordu. Ve etrafa — 20- Huk bir süküt çöktü. Şimdi rıhtıma çıktık, kocası, ve on iki idi, fotografçılardan biri bu sevimli yavranun resmini çekmek istedi o hışımla objektifin yaşındaki yavrusu Marya da yanında önünden kaçtı: — Beni değil, annemi alınız dedi. Parise giderken trende yalmız kaldık. Projeleri Nihayet aklımda tasarladığım — malleri şormağa başladım: — En seon hangi filmi çevirdiniz, dedim. Boyer ile beraber çevirdim. Rejisör filmden ve — Allahın Bahçesi'ni Charle benden çok memnun olduğunu söyledi. Buradan Londraya gideceğim. andre Korda ile yeni bir mukavele imzala- dim. James Hilbon'nun bir eserini filme|du, biz de tatlı tatlı konuşuyorduk. alacaklar. İ ondredim.ksdlen gens Plolinida döne; | dedi ceğim ve Subiç ile Frank Lilyod ile beraber| igarasının dumanını ciğerlerine Alex- | çalışacağım. m bir kere gidip bir kere de dönmekten iba- retti. On beşinci olimpiyatta, yani dört yıl sonra, müsabakalar arasma — «tahammül koşusu» konuldu: Müsabaka meydanına kaba bir kum tabakası döşenir, bu kumun üzerinde muayyen bir izi takip etmek şar - tile meydan 6, 12 ve hattâ 24 defa kate- dilirdi. Bu gayet yorucu bir müsabaka idi. Koşular tenevvü ederler, olimpiyat mü - sabakaları arasına güreş te girmişti. Bu güreşlerde ustalık ve çeviklik kuvvete ter- cih edilirdi. Bir güreşçi, hasmının hamlele- rini süratli ve emin bir nazarla takip eder, kovrak ve sür'atli hareketlerle onu aldat - mağa çalışırdı, kendisinden istenilen de bu idi. Bacak çelmek, hasmının bacağını tu - tup çekmek en mühim hünerlerden sayı - hrdı. Bu güreşlerde, bizim alaturka gü - reşlerde olduğu gibi pehlivanlar zeytinya- #ile yağlanırlardı. Galip gelmek için has - minın omuzlarını üç defa yere getirmek lâzımdı. Puğjilâ denilen yumtuk dövüşüne gelin- ee, bu kanlı mücadele, mağlüp «amanlı deyinciye kadar devam eder, yenilen ye - nildiğini söylemedikçe galibinin - elinden kurtulamazdı. Pujilâ dövüşçüleri, — ellerine bir ayağını rakibinin gerisine koymak, yazenesini kaybettirecek şekilde onu af ) kası üstüne itmek ve hemen o anda b den kavrıyarak yukarıya kaldırmak sonra yere çarpmak idi. Panteti, beş müşkül hareketten mül kep bir müsabaka idi: Koşu, güreş. #4f yıp atlama, disk atma, mızrak fırlatmâ: Hmpiyadın en şerefli galipleri bu mü: kayı kazananlar idi. Araba yarışları eşar» denilen iki tj kerlekli muharebede, yahut zafer alayf mında kullanılan arabalarla olurdu. Olift piyat mürabakalarında ilk araba yart”) dört atlı olarak yapılmıştı. Sonradan iki | veya dört tay koşulu arabalarla da y mağa başlanmıştı. Araba koşuları pek ©| rağbet görmüştü. Bu koşularda hayvif| ların koşmasından ziyade — şahlanmA')) huysuzlukları alkışlanırdı. At yarışlari ise, biniciler hayvanlarını meş'alelerle ” kütüp koştururlardı. Araba ve at yf rında mükâfatı arabacılarla biniciler d araba ve hayvan sahipleri alırlardı. #ürücüsünü ve binicisini düşürdükten başıboş yarışa devam eden ve birif' dlan hayvanların eshipleri de mükülül kırlardı. Müsabakaları pek parlak kâ atların heykelleri yapılırdı. yazı dünkü sayımızdadır. Reşad Ekrem KOt ” — 4 (*) İkinci nam sıkılıyor diye cevap verdi. Herket oluyor- İni suali soruyor. Mesleğim yorucu 0'” beraber ben memnunum, iyi — kazi” memnun — musunuz|rum. Ve aile hayatı yaşıyorum, koc#' K cuğumu — seviyorum, —daha ne İst6XT — Bilmezsiniz bu enale ne kadar ca-|Sıhhatim de yerinde. Kocası Sieber kızıyla meşgul — Hayatınızdan