Her Tabiatin müthiş bir İntikamı ve ağaca ürmetsizliğin neticeleri kuyucularımız. Amerikadan — gelen ohbeılae elbet dikkat ediyorlar: Sıcak dalgası ile giddetli kuraklık memle- keti kasıp kavuruyor. Gelen haberlere gö- ve kuraklık yüz milyonlarca kiloluk buğda- yı mahvetmiş ve çok geniş sahaları çölden farksaaz bir hale çevirmiştir. Anlatıldığına nazaran Amerikanın uğ- radığı bu felâket, yalnız tabiatın bir savle- ti değildir. Felâketin anl sebebi, ormanla- dın imhası, devrilen ağaçların yerine genç #ağaçların yetiştirilmemesidir. — Amerikalı- lar, vaktiyle ormanlık olan sahaları tarla yapmışlar, sapanlar bu toprakları işleme- ğe çalışmış, fakat esen tTüzgârların kargı- sına dikilecek, rüzgârların toprakları savu- yup götürmesine mâni olacak ağaçlar, çok- tan imba edilmiş olduğu için, yer yüzüne öz ve bereket veren topraklar da savrulup gitmiştir. Amerikanın bugün uğradığı scak dal- gaları ile şiddetli kuraklıkların en belli baş- b sebeplerinden biri, vaktiyle ağaçlara kar- p gösterilen saygısızlıktır. Buzün tabiat bu- nun intikamını alıyor ve Amerikalıları baş- larının çaresine bakmağa davet ediyor. Amerikalıların karşı karşıya geldikle- ti tehlikeyi bertaraf etmek için ellerinden geleni yapacakları ve muvalfak olacakları güphe gölürmez. Çünkü bu savaşta ilim ve fennin bütün kudretinden istifade edilecek ve bu sayede mazinin ihmali telâfi oluna- gaktır. * Amerikalıların başından geçen bu ma- €era asırlarca evvel, daha başka — memle- ketlerin başından geçmiştir. Eskiden Tarablusgarp ile Bingazi Ak- denizin en zengin, en mahsuldar toprakla- ynındandı. İrak, zengin bir medeniyeti ve kalabalık bir nüfusu — besledikten başka mahsüllerini daha başka memleketlere de Filistin toptakları da ayni derecede verimli ve be- reketliydi. Bütün bunların çölleşmesi, yahut çöl- Jeşmeğe yüz tutmasının en mühim sebebi, bilerek bilmiyerek ağaca karşı — busumet gösterilmesidir. Nitekim Filistinde son yıllar zarlında memleketi ağaçlandırmak için sarfolunan göndermek imkânını buluyordu. himmet, netice vermeğe başlamış ve top- rağın çölleşmesine, çürümesine — karşı ge- Tinmiştir. Ayni himmetin başka — muhitlerde de ayni neticeyi vermesi, bekleniyor. Ağaca karşı saygısızlık — göstermenin verdiği bu acı neticelerin herkesten evvol bizim gârlerimizi dört açması lâzımdır. Anlattığımız misaller, tabiatın, ne yaman i kam ıldıiıııı apaçık ıoı!:nyor Biliyor Musunuz? | — Pus-Pus sedir? 2 — Dömlkteri kimdir? 3 — Dominik cumhuriyeti nerededir? 4 — Şerl Dikens kirndir? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: İ — Anaa Âgripini, kansı , Oktaviyi, bacası filozof Seneki ve üvey kardeşi Bri- tanikusu öldürten Roma imparatonu Ne - İüden 2 — Meşhur Fransız şeiri Alfred Muz> Get'nin n güzel everi Les Nuit «Gacalern dir. 3 — Bir yaz gecesinin tüyas, Romco ve Juliette, kral Lir, Venedikli tacir pi - yeslerini yazan İngiliz şairi Shakespea - vedir. 4 — Şopenhaer Alman — Glozoflarının en büyüğüdür. 1788 de Danzigde doğmuş, 1860 da ölmüştü lnM noıhıı hastaae tayyarasi İngilizler tek kanatlı bir hastane tayyaresi vücude getirmişler, şimdi Resimli Makale Evvelce öleninr ruhu havaya uçar zannedilirdi. Şimdi Azrail hakikaten havadan geliyor. Tayyareler ölüm saçan birer vasıta oldular. Harbin en bü- yük silâhı, en büyük vasıtası tayyare oldu. Havadan karalara ve denizlere ölüm saçabilen bu tehlikeli silâha karşı koyacak hıvvıdı'um'hıııl-ıkıırddir Müh—hmlmn SÖN POSTA W Havadan gelen ölüm Bi mukadderatı hava kuvvetlerine bağlı gibidir. İngiltere bile İtalyaya karşı, tayyarece öslün olamadığı için, kafa tutamadı. O halde hava kurumlarına yardım edelim. Onları kuvvet- lendirelim. Onları kuvvetlendirmek bizim — kuvvotlenmemiz, hN&- önünü alacak tedbir ı—- demektir.. (GGÖZ ARASINDA Seksen yaşında Bir kadın Dr. Voronofu alaurtı k Seksenini bulan bir kadın, doktor | Voronofa giderek gençleşmek istedi Bini söylemiş, doktor ktabul etmiş. Kadın «ne kadar gençleşebilirim» de- yince: — 15 yaşında bir kız- olabilirsiniz, demiş. Kadın kabul etmiş ve 1500 dalara da pazarlık etmişler. Nihayet ameliyat yapılmış, kadın yatakta gözlerini açın- ca, telâşla: — Doktor gençleştim mi? muş. Daokto; — Evet, demiş, tam on beş yaşın - dasıniz. Arası biraz geçince, Veronaf hiz - metinin mükâfatını almak için sabık seksenlik ve lâhik 15 lik bayana fatu- rayı uzatınca şu cevabi almış: — Size vaad &den seksenlik bir ka- dındı O şimdi mevcut değil. Ben ise IS yaşındayım. Sözüm muteber de - ğil... Başınızın çaresine bakm ... Şimdi Voronof evvelâ paraları pe - şin altiyormuş, sonra da ameliya! p- tığı insanalrı, rüşt yaşına kadar il tüyor, ondan fazlasşına gitmiyormuş. ... Kazancını'züppelere medyun müessose Londrada kitap kiralar gibi, dünya- nn meşhur tablolarını kiralayan -bir müessese varmış. Bu müessese, evin- de resmi kabul yapacak, davetlilerine tablo teşhir edecek kimselere bunları ? diye sor- ;kiııhynrmnş. Ve İngilizlerin ağır başlı İV FERGON BIR FAKRA |i öyı. birini hatırlamıyorum! Süleyman Nazif Basra — valisi iken, ci Kü Tedye zANKRİK' damcağız, ufak bir memuriyet istiyor- du. Onu tavsiye eden zat, Nazile: — Hem canım, sen de tanıyacaksın.. diyordu. Ayni mektepte okumuşsunuz.. Orta boylu, kır sakallı birisi.. Nazif hemen atıldı: — Ben, mektepte kır sakallı bir kim- sc ile birlikte okuduğumu batırlamıyo- rumm! dedi. Benim arkadaşlarım — hep genç genç çocuklardı. * ae Zecri tedbirlerin kalkışından kim müteessir oldu? Ticaret dünyasında, İtalyaya karşı tatbik edilen zecri tedbirlerin kaldırıl- masından bir tek müessese memnun Yolmamıştır. Memnuniyetsizliğinin de İsebebi şudur: | Zecri tedbirler her ne kadar İtalya |ile devletler arasındaki ticareti durdut- muş ise de, kaçakçıların da büyük kârlar temin etmelerini teshil etmiş- tir. Belçikada bazı açık gözler, İtalyanın |ibtiyacı olan kaçak eşya imal eden bir fabrika yapmışlardır. Simdi bu fabri- ka kapılarını ka ıp.ıhıı.ık(ü amelelere de İyol vermektedir . Kaçakçı başı, korkmadaân gazetelere |su beyanatta bulunmuştur: | — Bize, Habeş - İtalyan harbinii (aşağı on sene devam edeceği ler. Biz de hazırlıklarımızı ona göre yaptık. Ne yazık ki evdeki pazar çarşı- ya uymadı. , Fransa Dahiliye Nazırının derdi! Fransanın sosyalist hükümetinde Dahiliye Nazırt olan Salengro ameleye kırk saatlik haftanın temin edilmesi uğrunda' galişan insablardasi Biridir; Fakat'bütün hu işleri yaparken, da- tayyareyi Stokholm hava sergisinde | olmalarına rağmen bu müessese çok iyi|ha doğrusu nezarete geldiği gündenbe-| teşhir etmektedirler. Bu tayyare 200| kilometre sür'atle uçmaktadır. İçinde, doktoru, hastabakıcısı ve o- peratörü vardır. Tertibat olmak üzere havada sallan- | maması temin edilmiştir. Kan naklet- mek, oksijen e bava verniek çereleri de derpiş edilmiştir. Yatakhanesindeki zertibat sayesinde motörün gürültüsü, çerden kat'iyyen İ ede beş hastayı barındırmak ve meliyat yapmak mümkündür. iş yapıyormuş. — * ri, bir sant bile istirabat edememiştir. Kadınların erkek Kıyafetine girmelerinin Sozun Kısai Fatma Aliye Ermel D ün, on beş, yirmi kişilik bir cemaat, tarihçi Cevdet nın kızı edip, Fatma Aliye H Feriköy mezarlığına kadar teşyi rek, yeryüzündeki son durağına ettiler. Tulu O büyük adamın bu büyük yetmiş iki yıllık hayatında, yi kültürü ve yabana atılmıyacak metteki eserlerile Türk kadınlığın! met etmişti. Dün, onun tabutunu takip ed rin azlığından anladım ki bu hizil unutulmuş; yahut ki onları - taki den kalmamış. Gerçi, unutmak insanlığın şia Fakat Cevdet Paşanın kızının huı çabuk hemcinslerinin nankörlü hedef olacağını tahmin edemezdi Sosyal tarihimizin son yarım & faslında, Fatma Aliyenin bir pişd mevkii vardır. — Harem ve kafes K Sebep oldığı yanlışlıklar rak sadırmışlar - Bu moda Paris - te yeni taammü - me başlamış. Bir kız Pariste bu kı- yafet ile dolaşı - yormuş. Yaşlı bir İvli adam, kızın ya - &D) nında duran genç ve golf pantalon- ha bir adama sokulmuş: — Kızın böyle dolaşmasına ebevey- İni nasıl razı oluyorlar? diye sormuş. Golf pantalonlu genç cevap — ver - miş: — Kız hakkında çok şeyler söyle - |meyin, benim kızımdır. İhtiyar adam şaşırmış ve kekele- miş: — Pederi olduğunuzu — farketme - dim, affedersiniz. Genç adam atılmış: — Babası değil, annesiyim! ... Kolay doğurma için yeni bir İlâç Leningrad Tıp Enstitüsü Kliniği Di- rektörü profesör Skorbanski, sancısız doğurma için yeni bir ilâç bulmuş ve bu ilâca «D» mustahzarı ismini ver « miştir, Şimdiye kadar 150 kadar vaka- da istimal olunan bu ilâçla tam muvaf- fakiyetli neticeler elde edilmiştir. Müsekkin maddelerden mürekkep € |olan bu ilâç, lohusayı bihuş bir hale sokmakta, doğurmayı kolaylaştırmak- ta ve lohbusayı doğurma anındaki san- cılardan kurtarmaktadır. İlâcın orge nizm üzerinde hiç Bir menfi tesiri yok- tur. Bir kaç Ho düşmüş ve baş ağnlarır na uğramıştır. Mecliste mesaisini tenkit ederler - Keü, tü yakla cerap verimişlir: — Ne gariptir, kırk saatlik haftayı yapayım derken, hafta tatilini bile el- 3 dan kaçırdık. RTEYEE T e D üK A Ki N İ soksun! izbırap çekiyor. STER İNAN İSTER İNANMA! Dün evinde bir kaza neticesi eli yanan bir arkadaşımız hiz- metçisini acele cu yakın eczaneye gönderiyor ve bundan ev- vel gene böyle bir kazadan sonra bir başka eczaneden aldır- dığı yanıklara mahsus basil ve zararsız bir ilâcın acele yaptı- Eczacının verdiği cevap şa: Şimdi bu İlâcın hazırlanması uzun sürer. EHni zeytinyağına Arkadaşımız çaresiz bu tedbire baş vuruyor ve saatlerce İSTER İNAN İSTER İNANMA! rinde, Türk kadınlığı kasten koyt cahalet içinde boğulurken, okur, zar ve yazdığını okutur olarak düşmana gösterebildiğimiz birkaf dının başında o vardı. Çok esaslı bir tahsil görmüş ve| rendiği şeyleri hazmetmişti. Mü mel arapça, farisi, fransızca | İşlenmiş hafızasında Mütenebbinifi sideleri, Hafızın divamı ve Lâfj tine'in Meditations'ları yanyana şardı. Ölümünden pek az evvel, ken? ne Fransız kitapçısında — rastgi tim. Yeni müelliflerin son eserfi karıştırıyordu. Ayak üzerinde olf kika, — bana Maurit Andre Maurois ile mukayesesini 3 François | Otuz, otuz iki sene evvel (Ha lara Mahsus Gazete) de edebi mi |lelerini neşrederken muhakemesi ise, o gün de öyle idi. Ayni kuvv! ayni ciyadet| Fatma Aliye, iki roman neç ti. Biri Muhazerat, öteki de Bunların her ikisi de, içinde kulla! Hsan fazla terkipli ve ağdah © klâsikler meyanına geçecek kıyfi? dir. Ancak o, şöhret için yazmaz. * makla bir zevk ve bir heves tatift derdi. Kendisiyle her şeyden bahsedi? diniz ve bütün - fikirlerinden —i&t mümkündü. Kafası, yaşına ve hf lığına tağmen dinç ve genç kat O kafanın manevi gıdasını '—L’l mezdi. Okur ve okuduğu ı,ız)lc" hakeme ederdi. | Fatma Aliyenin ölümü hem İhem de edebiyat için bir ziyadıf: (Ç < . balı ———