y 30 - Nisan n tefrikası :8 « Son Posta ,, nt sına Karşı Londra Zabıta -İ- KANLI PAKET (Yazan: Freeman Wille Grofte) altı zabıta gili ü HEREİĞ, Ant * Allington, Tomancısı Mıı-;'_ı:ıy Wille yerinden ynryarak — dü-| Hbün Yar a anladı Hes- i bir kaç defa tekrar et - hony Berkley. ö Father R:,nılıl Knox, Dorethy 5“_ ğ ıli- tübün mutlaka kırılmasını temin ike kahı ü inine bir demir par- TeT eei L Bo ŞaDE yell:!u'd" tillerin keşfini İngilterenin €N zabita müfettişi «Ceorge C0' AŞ bırakıyorlar. Bunlardan F"" ei h Gorlt'un eserine bugün ÜSULLA Hem romanları, hem de ge h Gsinl ıl <». lllüi h vi B maddeyi hazırlamağa . &“ .hm eweli’lbir tübün içi- 'dm“l :ııikdl' hâmızı kibrit koydu. e M kloratı sarı toz- we bunların hepsini l'ıutu- nun içindeki gözlere yerleştirdikten şak bu beyaz to- sonra kutunun kapağını — kapadı. Bu . amamlanması üzerine kutuyu Tezgâhta çalışan ç a İ TEEMOSM BŞ “"’,_";.:TM n a renkli kâğıda sardı, sicimle bağ- p eden maddelerin b"'ıeh; ladı. Nihayet bu kutunun üzerine bir ikat ikincisi daha işi kaldı. Kendi namına l: Y B ..'-iç |cdu:ril edilebilir- 'a;:ı“ bir paketin üzerindeki harflere d'eh KY b':k, baka o harfleri taklit ederek| ü ilaslnv. otomobiline stlıyığş:;n-' ha bir köşede üııünü'b;:ım a di. Siyah elbisesini giydi. z lon şapkasını geçirdi ve siyah nî?n Xe K gözlüğünü taktı. Senrn ya Ü Bişirmek için kullandığı Jâstikleri Blunt'un adresini yazdı. Paketi tartıp posta pullarını yıpıştııdıl':mn sonra kutuyu kasasına koydu. Ve yaptığı i- in bütün izlerini imhaya kuyııkjlu. ;âahve renkli kâğıt tabakalarını, clı_n:, taktığı Jâstik eldivenleri, kutunun i - i HL kullandığı tahta parçalarının tı. İkinci maddeyi satın Sari malinde p: D kapı kapı dolıışlfnklı. îî“ .';îd":im, geride hlnn T)oımla',riıf;; ;:ı:,'; yk: SLE mağazaların üçün Şanı ve diğer her “»ümy“î e külleri- l parıl parlıyan sa- küçük bir şişeyi .al: jşenli etmiyeceğini eli b“ F;::; lıiyr mağazaya uğrayarak h'#:işe daha tedarik, etti. Hı':lır.ıncıküçbeuey DEkİ dıktan sonra üstünü başını dı-ğıııı;u ve her zamanki elbiıelevmı _mydx. di dığı şeylerin biri ve'7.5 santim uzu! z luğunda, 1.5 santim kulrurğı on iki tüp ile on iki Jâstik tıkaç ıd.ı. ll sonra bir garaja uğrayarak bir şişe mızı kibrit tedarik etti. Bunu &hç::ı; tasına yerleştirdikten sonra e renkli bir kaç tabaka kâğat, bir top 8- cim, bir çelik kalem bir şişe mi aldı ve bunların hepsini ayrı ayrı yer- lerden tedarik etti. : Haslar evine gidip aldığı şeyleri ka- sasına kilitledikten sonra ı—hıı bir ne; nef aldı. En büyük ımııl:uluı bertara! etmişti: Yapacağı cihaz için i dağıttı. Tüpleri, :il ı::::; eden pşişckıî, kalemi, mürek- kebi, en yakın nehre ıtt_L'Fîlh..ıl kul- landığı şeylerin bir tek izini bı"nkına; delikle irtikâp edeceği cinayel ='kînoı)likınnndı hiç bir alöka kalma” mıişli. İhzar ettiği bomba, "“:::nd < olursa ne âlâ.. olmazsa buıınııu isi tarafından hazırlandığını & biç bir şey yoktu. m üçüncü ki buldu ve içinde pa' m bir toz bulunan zannettiği gmı kalmıştı. O da len bir çocukta toplu- 1 — Bu yaşa gel a Ki bak luk arzuları çoğalır ve « * ik etmişti. srupa ( her şeyi 't:":ıı: tozu armaktan || L . Oynamak ister. U:_ vr :': tasyumu (l ». Fakat bunlara hâmızı || dahil elan bir çocukta aa L bir gey çakmazıı VA Çüvvetli bir | çekme atmak, kaya ewek L D ibrit te ilâve © vi ve :î:;eieinfilâkiye yvücude gehvdı'. Ken- temasın disi bütün bunları gizlice tedarik et - mişti. CT i in nazarı dikkatini Ce c'â::u:imuyi meraka dşışuımıden ;ilün 'buıılırl tedarik ettiğinden do - Jayı memni y;ıılınk ikinci adım ubı:' yapmak- ll.HlClll.eli'—e’ılku.ı .dımdıı n leri yapmamasını M”ı. tenbih etmek kat etmek ve tenbih ve hatlâ wrar icap eder. 2 — Sırasını beklemeği öğrenmesi lâ- | ükte bir kutu yaptı. çapar .ı:ıklıı; kapanıyor, Ve bir çengel ile i - üzerin- liçtiıiliyordn. Haslar ku'ıunun eç © — Başında nın kendisi tarafından mezaret edilir. FÜ ceklek 7 — Muhtelif tecrübeleri temsil eti l iz bırakmamağa ' . de bir eai a aa a letler “İİ küdretini kazanmışur ve edebilir.. — mek:ı ı':iııı'ınç:ıııın bir iz bırakmasi yü-|| & — Resimli ve resimsiz e den her gi zünden insanları teşhis etmenin müm- kün olduğunu biliyordu. Dıl; ıov:!:. kutunun içine bir yay koydu. Bu yL den kutunun çengeli açılır açılmaz dı- pağı birdenbire açılıyordu. .Bunımdo'. bitmesi üzerine töplerin birine sU C " durdü ve ağzını tıkayarak kutunun 1Ç ne koydu, kutunun kıpciını ü sonra kapağın çengelini kapağın — açılır aç açtı. Ve içinde - SON POSTA 6 Muharrir P'rRi »,.a—i bizzat Blunt'un paketi açması idi. Haslar bunun için zemini hazırladı ve Blunt'un evi için bir saate muhtaç ol- duğunu anlıyarak : — Bana lâzım olmıyan bir saatim var. Masa için mükemmeldir. ya ge- tiririm yahut gönderirim! Demişti. Paketin Blunt tarafından açılacağı muhakkaktı. Paketi açar açmaz bir in- filâk vuku bulacak, Blunt ansızın ö lecek, paket mahvolacak, belki bütün kulübe yanacak ve böylece cinayet ile Haslar arasında hiç bir münasebet kal- mıyacaktı. Haslar şehre inerek yemeğini ye - dikten sonra paketi bir posta kutusuna bıraktı. Paket akşam üstü eve varacak ve © zaman Blunt evde yapayalnız bulu- nacaktı. Her şey yollu yolunda gidersee bu geceyi halâs gecesi saymak icabede - cekti. Haslar'ın düşünüşüne göre, onun paketi postaya bırakmasile Blunt'la ve Blunt'un ölmesile alâkası kesilecekti. Fakat öyle olmadı. Yanılmış olduğu - nu anladı. Çünkü endişeleri bundan sonra başlamıştı. Vaziyeti o kadar fe- na idi ki heyecanını karısından saklı- yamıyacağını anladı. Halbuki karısı- nin hiç bir şeyi sezmemesi İâzımdı. Fakat Haslar'ın elleri titriyordu. Ha- yatında ilk defa katili, katil sahn geri dönmeğe sevk eden âmilleri setti. (Arkası var) RADYO Bu Akşamki Program İSTANBUL 18: Oda musikisi (plâk), 19: Haberler, 19,15: Muhtelif plâklar, 19,30: Çocuk E- sirgeme kurumu namına konferana, — 20: Ekzotik musiki, 20,30: Stüdyo örkestra - ları, 21,30: Son haberler. Sant 22 den sönrü Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile. cektir. - ANKARA 19,30: Hukuk ilmi yayımı, 19,45: Ha- RE müzik plâk yayımı, 20: Karpiç şehir lokantasından. nakil; 20:30: Ajane haber- leri, 20.40: Karpiç şahir lokantasından nakil (orkestra). BUDAPEŞTE 18,30: Örkesira könseri, 19,40: Klür- İnet ve harpa konseri, 20,45: Şan resitalı, 21,35: Senlonik örkesiya, 23,20: Zigan orkestrası, 24,20: Son dans plâkları, BÜKREŞ 18: Hafif konser, 19,15: Hafif konser, 20,20: Plâk, 21,15: Senfonik konser, son- va yeni plâklar. VİYANA 21,10: Süel bando, 21,40: Piyes, 23,10: Halif konser, 24,15: Konserin de- yamı, | dans musikisi, BERLİN 19: Operadan parçalar (plâk), 21,10: Hamburg, 23,30: Şarkılı dans musikisi. MÜNİH 19: Hafif şarkılı konser, 20: Könige - İberg. 20:45: Plâk konseri, 21,10: Klâsik konser, 22,20: Plâk konseri, 23,30: Ber- lin. e ROMA 18: Lirik opera yayımı, 21,35; Opera yayımı. MOSKOVA 17,30: Şimal memleketleri için konser, 22: Ecnebi lisanlarla konferanş, - b Nazik Bir Hasta Yazan: J. L. Sanciaume — Böyle buyurun! Hizmetçi kız, Viktora yol gösterip bir kapı açtı. Viktor içeri girip te kendisinden evvel gelmiş, boyunları bükük, sıra bekliyen on, ©n iki kişi bulunduğunu görünce canı kıldı. Halbuki ne kadar da acele etmişti! Önce bir irkildi, bir tereddüt geçirdi, sön- ya © da boynunu büküp boş duran kol - tuklardı ürine ilişti. Kızmakta ne fayda vardı? Kalkıp gitmekten ne hayır gelebi- lirdi? Ertesi güne bıraksa, gene beklemek tehlikesi yok muydu? Bir an önce işin at hat öğrenmek istiyordu. Kararsızlık, şüp- he, bir kurt gibi içini kemiriyordu. Ne olur, ne olmaz diye yanına bir ki - tap almıştı. Cebinden çıkanp — okumağa başladı. Fakat arası çok geçmedi, bir dok- tor bekleme odasının her hangi bir meş- guliyete biç te elverişli bir yer olmadığını anladı. Gözleri, istemeden, orada bulu - nanlardan ayrılamıyordu: Birbirine ya - bancı ve ancak hepsi de ayni felâkete uğ- radıkları için bir araya gelmiş insanlar... Kadınlar daha kalabalıktı. Üç erkek var- dı: Sinirliliği arasıra kendini belli eden bir delikanlı, sessiz, kederli duran kurklık bir zat, bir de gazetesini okumağa dalmış, iki dirhem bir çekirdek ihtiyarca bir adam, Viktor baktı, ihbtiyarın elindeki gazeteden başka cebinde de bir kaç mecmua vardı. Kapı yarı açılıp doktor gözüktü. Ka - dınlar içinde ilk gelen hemen kalktı ve herkeste bir memnuniyet alâmeti belirdi: Hastalardan her birinin yan gözle kalan - Tarı sayıp kendisine saat kaçta sıra gele « ceğini hesap ettiği belli idi. Fakat Viktor bu gibi düşüncelerle zihnini yormadı. O, kepsinden sonra gelmişti, daha çok bekli- yecekti İstarap, insanlar arasında bir nevi kar « deşlik meydana getirir. Bekleme uzadıkça herkes sanki biribiri ile ahbap olmuş, ko- nuşmağa başlamışlardı. Bir kadın - binbir tafsilât vererek, halini anlattı. On yıl ön- ce gözüne bir şemsiye inmiş, 6 gündenberi de hayatı bir işkence olmuştu. Gözler ö- nünde yıldızlar uçuşması bahsini duyunca Viktor da fenalık geçirdi. O göz rahatsız- lığını âdeta kendi bastalığı imiş gibi hisse- diyordu. Gürültü birdenbire kesildi. Kapı açıl . mıştı. Ö ihtiyarca adam gazetesini yüzün- den kaldırdı, pembe bir yüzü, sâf, parlak gözleri vardı. Çekine çekine: — Rica ederim, önce siz buyurun, de- di. Herkesin gözü, 6 adamcağıza çevril - mişti. Hareketi, son derece tebrike şayan görüldü. Takdir, teşekkür — yağmurundan kurtulmak için hemen gözlerini gazetesine eğdi, böyle dikkati celbetmiş olduğu için Gdeta utanmıştı. Bir saat geçti; zaman sanki uzadıkça u- zuyordu. Bekleme odasında artık altı kişi | kalmıştı. Şöminenin üzerinde, iki çini vazo arasında bir Ambroise Parâ heykeli, bü- tün bu muztarip insanlara, teselliye çalışır gibi bakıyordu. Şimdi hastalar yan gözle birbirlerini süzüyor, sabırazlıklarını mey- dana vuruyorlardı. Viktor, kalkıp gitmek Brzusünü zorla yenebilmişti. Nihayet akıl tarafı galip gelmişti. Hem sırasını bekle - meğe mecbur olmamak büyük bir iİmtiyaz değil miydi? Kim olduğu bilinmiyen © ih- tiyarın hareketi, bir zaaf eseri diye kargı- lanmışti. Hastalar onu sanki aralarından hazletmişler, onunla biç meşgul olmuyor- lardı; kapı açılıp ta doktorun gölgesi beli- » Sıyfa 9 z Çeviren: N. Ataç rince hemen biri kalkıyor ve ihtiyara bit — tey sormağa bile lizum görmeden içeri gh riyordu. Somurtkan yüzlü adam © zamana kası — dar hiç sesini çıkarmamıştı, nihayet içini — gekerek: — Saat tam beş buçuk! dedi. — Üzülmeyin, gimdi sıra sizin. e Yanında oturan kadın onu sabra teşvilğ — ediyordu. Delikanlı öteden atılıp: ü — Hayır, dedi. Şimdi benim sıram! Bes yefendi benden sonra geldiler, yedincidir. Yüzünde tatsız, ukalâca bir gülümsema —— vardı. Hastalar suamuşlar, onun bu halinj sükütları ile ayıplıyorlardı. Herkesin giz. lice kendinden yana olduğunu hisseden sow murtkan zat: — Yanm saat sonra kalkan otobüse binmeliyim, dedi. Sonra gece — buralarda kalmağa mecbur olurum. B O, bu sözü şöyle ortadan — söylemiştik — Delikanlı — anlamazlıktan — geldi. Kadin zehir saçan bir tavırla: — Siz de bu civarda mı oturuyorsunuz)" dedi. ğ — Hayır, ğ Bu cevap buz gibi bir sükütla karşılan- dı. Bir kaç dakika geçti. Fakat kadın mağ: lübiyesf kabul etmek istemiyordu. — Sinsi — sinsi söze atıldı: ; — Beklemek te ne zor şey! Hele in « — san yakınlarda oturmuyorsa... Amma bi tarafhı amıyanlar için pek o kadar da, sıkıntılı olmasa gerek... Delikanlı kadının telmihini anladı. Fas kat herkesin kendisini takbih etmesini de göze almıştı, yerinden kalktı ve sırasını el — Tinden aldırmamak için gitti. kapımn ya nına oturdü. — Pek aceleniz vara benziyor? — Evet, pek acelem var. Somurtkan zat, son bir ok daha fırlat. tiz e — Şüphesiz gözlük için geldiniz? — Hayır, Bir takım ağrılar duyuyorum,' Adam ne diyeceğini bilemedi. Tam o v — rada kapı açıldı ve delikanlı, bu salondam kurtulduğuna pek memnun olduğunu belli eden bir tavırla doktorun yanına girdi. — Ne kaba adam! Bir türlü anlamak is- temedi! Kadının bu sözü tasviple karşılandı. İhe — tiyar bile başım salladı. Hastalar gittikçe azalıyordu. — Nihayet Viktor, gazetelerini ihtimamla birer bireç katlıyan ihtiyarla başbaşa kaldı. Ona dü.r — güncesini söylemekten kendini alamadı: — Cidden hayret ettim. Siz ilk ge « lenlerden biri idiniz, sondan bir evvel gi « receksiniz. Doğrusu nezaketinizi sul ettiler, ben de onlara uymak istemem... a — Çok rica ederim, benden önce bu « — yürün. Benim için beklemenin hiç bir « « © hemnliyeti yok... t Viktor bu garip hastaya bakakaldı. Gö4 zünde gözlük yoktu, saatlerce de hiç yoe — rulmadan okuyabilmişti... İhtiyar bir aç — tereddüt etti. sonra birdenbire halini an « Tattar — Evvelk siz girerseniz bana iyilik etx miş olursunuz. Size kanım siındi; bunun — için size işin aslını söyliyeceğim, fakat İit fen kimseye tekrar etmazsiniz... Viktorun söz vermesini beklernedi, ans — cak bir iki saniye sustuktan &ı ; — Ben, dedi, paramın Faizi ile yaşare — dım; şimdi hemen mahvolmuş bir vazi « yetteyim. Sizi derbal temin edeyim ki göze (Lütfen sayfayı çeviriniz) — — Şönirlere sahip olmak — talihe komanda etmek ve insanın kendi gemisini istediği hedele yürütetil. gnektir. Sağlam ginirler müthiş hayat mücadelesinde muvaftakiyetin en iyi teminalıdır. Binaenaleyh şinirlermizi Bromural .knoli. Hle kuvvetlendiriniz, bunun müsekkin ve mukavvi desiri her j Hiç bir zararı yoklur ve alışıklık vermez. ü W ve n & KnolLAsO, kimyevi waddeler fal İşte görülük kömprimeyi havi tüp. arde eezantlerde teçene De sakılır. *