SON POSTA ücadelede Teşkilâtı 11-4-986 Garsona bir A veren Hintli efsanevi bir kıymet almıştı kapıyı açmış; etrafa göz gezdirdik - geçen TER L aa oynuyan iki kişiden birine ":'_'_".:'.ıy.üı. Az gelir misin?.. Efendi, başını kaldırmıya lüzum cevap vermişti. mazurum. .. görmeden musun?.. Dama oynuyo- E söylemekle Za -| — Görmüyor di kapıyalım bu bahsi. Yeri dekil..- rum. Manı gelirse, kulağına fısıldarım. — v D Jlanmıştı. kat şimdi bütün masalarda, kulaktan H yak ulan gu damayı.. Hindliyi A- i'!öıhümhwqmıd_ Helâlin - —HMMM“._,_ dan bir altın alacaksın... Ah benim bu - hazretleri isminde büyük bir .,.ı.ı*ı.hı-viıh S .ıııhlı'-"'ı....;ı-uı—mıu,-uıı..ç. (yamıştı: Diye ğ Keşki | sonra, otelin antresine geçerek: p 1' oe(ınüı.lıı-lhbqvü namazındadır. Abdestsiz yere basmaz, ne zaman emrederseniz, hizmetinize hazırdır. Sagir Efen- | — Diye İsmail Efendiyi Mus'afa Sagire ta- — Hindistandan, Mustafa 5 dim_hü-ud.ıhuk deıwu,._üıdıhwinnh- *a oteline inmiş. b b m__“.—"_j,._aiud;'de':ıyüdü& Patron ifrit kesilmişi rakibinin _-ı.ıöi-îhkı tesbih vardı. ?îı _PM. n çi « talibin bu hutfuna uğrayıp uğramadı itmiş- | karken İsmail Efendiye iğilmiş: Garson otele dönlince, palronuna heber vermişti: Tenmek için doğruca Bursa a Siz, benden bi radım ileride gidiniz. & Cımîyt İ'AM kw.ın*.' .?uh. - — Merhaba, kâtip. Tüma çekmek ile meşeni olmak âdetimdir. — Morhaba Rıza — Bize bir müşteri geldi. size inmiş. Görüşmek İstiyor. veriver. i — Hangi numara acaba?. * e N:.Üıı»ııı bilmiyorum. "wmk. dan geldtiş. Gayet zengin bir herifmir di da Müstafa mi imiş.. Ne Tpi e — ni yok azizim... Amma, gz Vakti Yalova otelinin önünden "“'s__"' lll Tabadan inen bir müşteri gördüm. olmasın. b Bir saat zarfında, bütün Sirkeci bütün birbirine girmişti. Eğer Jstanbulun Di 'Puntularla bu havadisi yazmyt GÜ tene bu kadar mühim bir alâka husule #6 | , tiremezdi. Demişti. İsmail Efendi: — Başüstüne, efendim. — öne geçmişti... Ve ar- doğru, yola düzülmüş- Arkadaşı da Şunu baber Dedikten sonra tık, lerdi. Mostafa, Sasi kıpırdıyordu. Ka larında selâtı selâm ile en küçük bir münarebeti yoktu. — Hiç şüphesiz ki, zibninden, yen başka şeyler ge * ve beyaza meyyal :':: gözlüklü, mütevazi, iş olan bu müşteri, ihi dür evvel gelen müşteri idi: fakat temiz gi - buçuk saat ka- kendi - i karşılıyan olel Htübi, şimdi onu görür görmez bamen Vi Fihden fırlamış; fesini düzeltmiz; =""l'ıx karşısında el pe E i — Bir yere mi teşrif bu! yazılar Nafıa Bakanı Ali Türk düşmanı Morgen - ü '1 fendi hazretleri. Araba falan lâzım '“" duğunu öğrenmiş ve — Dai miış b YT Biz, Mok*:y'_f“" dır — Haupt Caraee BAD Nu Eakal kâtip elen î_".:.g:ı"açaııem başlarına ü : istemiş! z de ..ı.;:ı :öı.i,ırl;': el v davaya bakan mi TöRrü ver kalenderleri ğ Yadır. Vükıl henüz deftere kaydınızı YöP” KPAEİEE Briç — a amma, Zzalı a -:Fılll"'u" ma — Kadın — — Kiüfi, evlât. , Mustafa Efendi diye bilap ederiit la da o süretle geçirirsin. D—ıyı.. Ve sonra, yüksek sesle ilâve Bo ji şeriinde kıl- kaplıcaların X ndiyi, Ayasotya aa e a l May N erilecektir Mak istiyorum. Sevabına e ma İ önsetl de camiye yayan gi arsu eĞir beşte şefler encer, . N fiatlar Fiket, yolu bilmiyorum: Adaba: ö Bi S bir mevsim ek bir ı.'.ıı."bulı-üf“i' 37;_::_., K :ı::. da ihaleleri yul bergün en bir altm veririm. E::mn u: olurum. | meleri görmek için fakir olursa, daba, , — Hay, hay... Bir kişi di #i hazır, Diyen eğil... On ki nııııı'ıi. z v j Müşteri, hafifçe şülümsemis: | — |. kâtip, derhal, otelden kahveye kil. Vagnerin «Parsifale operası, Son Postanın Tofrikası : 36 gümüş mecidiye bahşiş yebilmek için Sirkeci otellerine inmiş his- sini vermek. 2 — Şahsı hakkında bir alâka ve dedi- kodu husule getirmek. ( Arkası Bu Akşamki Program İSTANBUL 18: Dans musikisi (plâk), 19: Çocuk asaati, hikâyeler, 19,30: Çocuk — musikisi (plâk), 20: Triyo: Stüdyo sanatkârları ta- rafından, — 20,30: Stüdyo — orkestraları, 21,30: Son haberler, Saat 22 den sonra Anadolu ajansının dikte servisi verilecektir. 21,15: Dini musiki, 22,30: Haberler, 24: Kilisedeki paskalya âyinini nakil. BUD. z 18,30: Yaylı kuartet, 20: Kilise çanları, 20,10: Org musikisi, 21,40: Örkestra (şar- kih), 23,15: Çingene — musikisi, 24,10: Plâk. VARŞOVA 17,15: Koro, 20: Şür ve musiki, 20,30: Plâk, 21,15: Kora ile org, 21,45: Paskal- ya neşriyatı 22,30: Piyano (Besthoven, Sensen, Glük, Paderevaki), 23: Senfoni, 24: Plâk. MOSKOVA 18,30: Yabancı bir Kisanla verilecek o- pera piyesini nakil, 22: Yabancı dillerle nakiller. BERLİN 19,15: Bando mizıka, 20: Müsikili hmikrofon skeçi, 20: Haberler, 21,10: Şen 23: Fansttan musiki (Sopran ve tenor seslerle), Haberler, 23,30: Plâk, 24.30: sahneler. VİYANA 18,40: Org musikisi, 19: Operadan na- 24,05: Kuartet konseri, 12 Nisan Pazar İSTANBUL 12,30: Muhtelif plâklar ve Halk musi- kisi,*18: Dans — müsikisi, 19: Haberler, 19,15: Muhtelif plâkfâr' ve senfonik mu- siki, 20.30: Stüdyo orkestraları, 21: E - minönü Halkevi gösterit kolu. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile- cektir. AYNAK Bugün — çıkan 7 mnumaralı sayısında güzel ve merakla okunacak vardır Çetin Kaya ile bir mülâkat — Eski tav şimdi Türklerin nasıl insan ol— Türklerin lehinde bulunmaya başla- 3,460,000 kilo kâğıt masıl harcanmakta- manın elektrikli sandalye karşısında yaşadığı Mahmut Yesarinin Nar Tanesi romanı — gelenler — Aynı saatte 22 ahkemeler — Meraklı şeyler — Münev- le başbaşa — Hikâye — Tuhaflık — Sine- Avcılık — ve saire ve saire. Fiyatı her yerde 5 kuruştur. | mesi Diretörlüğünden: Akay lşıedt. Üç kardeşler Gazinosu bir mevsim için açık arttır- ir. İhalesi 13/Nisan/936 Pazartesi günü saat On inde yapılacIktır. Setbaşı lokantasiyle tuhafiye dükkâ. haddi lâyıkında görülmediğinden bun- î:mh yazılı gün ve saale uzatılmıştır. İsteklilerin şartna- levazım şefliğine arttırmaya iştirak için de ya- saatte yüzde 7,5 muvakkat pey akçeleriyle şefler encümenine ——— ——— Üç numaralı kibar dostu ben tanı- bir arkadaştan mıyorum. Macerasını dinledim. Bu arkadaşım bir büyük tüicaret evi- nin direktörüdür. Geçen gün lokanta- da buluştuk. (Kibar dostlar) 1 oku - muş. Masaya otururken: — Bir tane de ben de var. Fakat be- nimki artık profesyonel oldu. İstersen anlatayım ! dedi. Va bana' da 'İştiha Veten bir neşe İla yemek yerken anlattı: — Exski bir mektep arkadaşı, zeki, bilgili, şeytan gibi bir şey. İki yıl önce Kibar Dostlar yorum. Fakat o kadar da mahçubum ki! Dünkü iyiliğini unutamıyacağım, Palto biraz büyük gelmişti. Terzi ba e na göre düzeltmek için iki lira... ” — Anladım, üzülme! Ve hemen iki lira verdim, gitti. Bir hafta görünmedi. Bir gecâ Beyoğlunda bir sinemadan çıkıyor e dum. Karlı bir gece idi. Önümde par « tal pabuçlarını sürüyen bir gölge gör« düm. Ceketinin dirsekleri - patlamiş, yağlı yakası yağmurdan, kardan ensee sine yapışmıştı, Eğildim. Beni görünce irkildi. Kenara çekilk morfine mi, kokaine mi neye alışmış | di. bilmem. Parlak bir işi vardı, biraktı. Önce yakın arkadaşlarından işe baş - ladı. — Bu ne hal, dedim. Hani palton3) Soğuktan pantalonunun cebine soka tuğu ellerini çikardı, ellerime sarıkdi; Bütün kibar dolandıncılığa başlı -|O civa gibi kaynıyan zekâsı ile banâ yanların numaralarını yaptı Hasta çocuğuna süt parası, insafsız ha- bitirdi. İvereceği cevabı bir anda buldu: — Sorma kardeşim. Anam hasta « giz memuruna vergi borcu, merhamet-Janmıştı. Ona ilâç parası bulmak içiri, siz alacaklılara birikmiş faizi, doğura- cak karısının ebe, doktor masrafı fa- lan filân. Bütün bu bahanelerle eşi dostu vurduktan soara tam bir sefa- lete düştü. Geçen kiş yırtık bir ceketle titriye titriye bana geldi. Bir şey söylemeden karşımda durdu. Acımamak kabil de- ğgil, Düşün bir kere. Eski bir. mektep arkadaşı. Tanınmış bir ailenin çocu - ğu. Zeki, bilgili, bir kaç ecnebi dilini su gibi konuşur, yazar... Sokaklarda binlerce değersiz insanlar kürklere sa- rınmış, otomobillerde gezerken bu se- — Sattın değil mi? İnsanı inandıran, acındıran bir ü « mitsizlikle ellerini açtı, boynunu büke tü. n Kaşlarım çatılmıştı. Yüzümdeki e cılığı sezince hemen değişti, toplan « di; — İyi bir iş buldum. İki güne kas dar başlıyacağım, Bu sefaletten kur « tulacağım ingsallah.. Onunla beraber ben de: — İnşallah! dedim. Onun sahiden bir iş bulduğunu duy« falet düşkünü arkadaşa acımamak ka-|dum, bu işin içinde ne işler olduğung bil mi? Yazıhanede eskice bir paltom vardı. Verdim, teşekkür etti, gitti. Ertesi gün gene karşımda idi. Boynunu büktü: — Nasıl teşekkür deceğimi bilmi - yarın yemeğe bana gel de anlatayım. Masadan kalktı. Acele acele gitti, Yarın buluşacağız. Ben de size öbür« gün anlatırım. H 6 Nisan Emirgân Bürhan Cahid , ——— Fen, senelerle sık sık yaptıran makyajdan yüzde yaşın ilerlediği izler belirir. Bu ise bir genç kız teninin güzelliği için tehlikelidir. Fakat bu gibi hallerde cild, Biocel tabir edilen gençleşürici ve ihya edici unsurlarla beslendiği lak- dirde derhal tazeliği, güzelliği ve yumuşaklığı iküsap eder. Bu kıy- metli cevher, Viyana üniversilesi profesörü döktör K. Stejskâl ta- yafından hususi bir usul daire- sinde genç hayvanlardan istihsale muvaffak olmuştur. Bu cevher, pem- be rengindeki Tokalon kremi terki- binde mevcuttur. Akşamları yatmaz- gdan evvel kullanıldıkta siz uyurken Bir mütehassıs diyor ki: Fazla Maki Cild için zararlıdır. Va Yapılması lâzimgelen | elldfh zayıflamış ve sok müş adalelerini sıklaştı. Tar ve boşereyi besler va gençleştirir. Sabahleyin beyaz Tengindeki (yağ- Tokalon kremi tatbik ediniz.$ Çünkü beyazlatıcı ve mukavvidinr, İşle bu suretle makyaj ve solmuş bir ten yeni ve 'cazip bir güzellik tabakasile kuşanır, sız. Hamiş: Vaki külliyetli talep karşısında mevcut nümünelikler hitmiştir. Yenileri hazırlanımakta olduğundan henüz nümuneliklerini almamış olunların birkaç gün daba sabretmeleri rica olunur.