p n - larından başka '_ 14 Sayfa SON POSTA OLUMMANGCASI “Son Posta,, nin Tefrikası: 42 Yazan : A.R. Yaver Cemili Bir Kamarasında Taşıyan Vapur, Akşam Kızıllıkları Arasılıda,rYemçnı Yollarına Koyulmuştu Onun beni ne kadar sevdiğini, e-ımazsan, herhalde terfi ederek İstanbu-| sen rüzgârlardan bile nasıl esirgediğini |la avdet edeceğinden emin olabilirsi; tahbmin edebiliyor musun?.. Şimdi,|Şuna şükret ki, büsbütün teveccühü kim bilir o zavallı kadıncağız ne hale İgâhaneden düşmüş değilsin. Nitekim, gelmiştir.. Belki.. Belki de... daha hâlâ zatı şahânenin yaveri sıfatı- Cemil, sözünü ikmal edememişti. İmı haizsin. Başına, bir iştir, gelmiş. Ne üne kapayarak oradaki kır- İçare?.. Herkes mükadderatna razı ol- döşemeli küçük sedirin üs-|malı Ve, fepa talihini iyileştirmeğe ça- tüne çöküvermişti. Bu daracık kamara- |lışmalı,.. Bak oğlum!.. Sana, hem ta- da, acı bir hıçkırık işitilmişti. rafı şâhaneden, hem de kendi tarafım- |— Binbaşı Tayyar Beyle, Yüzbaşı Sa-İdan nasihat veriyorum. Sakın, Yeme- dik efendi; başlarını birer tarafa çe-İne gidiyorum diye, me'yus olup ta ora- wirmişlerdi. da da ağızına gelen şeyleri söylemeğe Bu küçük kamara, bir matem sah- nesine benziyordu. Cemilin hıçkırık- bir şey işitilmiyordu. Ne yapacağını şaşırmış - olan miralay, endişeli nazarlarını Cemilden ayırmı- yordu. Ona, teselli için bir şeyler söy- lemek istediği halde, aklına bir tek — kelime bile gelmiyordu. O esnada, salonda bir takım ayak sesleri işitilmişti. Kapının dışında du- ran öteki yüzbaşı, telâşla başını uzata- rTak: — Çerkes Mehmet paşa, geliyor!. Demişti, O zaman, zavallı miralay, Cemilin Kulağına eyilmiş: — Aman evlâdım. Şu parayi al. — Sonra, ben mahvolurum. Eğer kabul etmek istemiyorsan, vapur kalktıktan Bonra, denize at. Demiş; ve elindeki zarfi, Cemilin ceketinin yan cebine sokuvermişti. O anda; Çerkes Mehmet paşa ka « mara kapısından içeriye girmiş, etrafa göz gezdirmişti. Ve.. Cemilin orada huçkırdığını görür görmez; gözlerini ondan, çevirememişti. Bir dakika, derin bir süküt ile geç- mişti. Ve sonra, Mehmet paşa, gür bir sesle emir vermiş; — Miralay bey!.. Bizi biraz yalnız bırakın. Demişti, Kamara, bir anda boşalıvermişti. O zaman Mehmet paşa, Cemilin yanı- na ilerlemiş; elile Cemilin omuzuna | hafif hafif vurarak: —Oğlum!.. Kalk... İradei seniye teb- liğ edeceğim, Demişti, Cemilin - dişleri, —öfke ile birbirine kenetlenmiş; beyninden bir anda yıl- dirim — sür'atiyle bir çok fena şeyler geçmişti. Derhal yerinden fırlamak., Çektiği istıraplarla eğleniyorlarmış gi- bi kendisine (ihsanı şahâne) lerden (iradei seniye) JTerden bahseden bu adamların üzerine atılmak.. Ve sonra, kapının önünde bekleyen (kanun) lar- | — dan birinin kılıcına (1) sarılarak şu koaca vapurun içini al kanlara boya- mak.. Ondan sonra da, kendisini kal- dırıp denize atmak istemişti. Fakat bir an düşünerek : — Lâkin, bu adamların ne kabaha- ti var?.. Demişti. Ve sanki, gösterdiği zaaftan utan- Ka miş gibi, ellerini yüzünden — çekerek dudakalrında hıçkırık bakiyyeleri titre- ye titreye ayağa kalkmış; bir anda Çerkez Mehmet paşanın omuzlarında parlayan birinci ferik apuletleri gözüne Çarpar çarpmaz; askerliğin ruhuna werdiği temiz ilham ile derhal — (esas — waziyeti) almış; o sırmalarla yıldızları, derin bir selâmla selâmlamıştı. Çerkez Mehmet paşa; sesine büyük bir ciddiyet vererek, söylemeğe başla- Oamıştı: — Oğluml.. Zatı şâhane, seni uzun zaman yemende bırakmıyacağını irade i. Eğer orada etliye, sütlüye karış- «1) O devirde (kanun) çavuşları, #pulet- üz zabit elbisesi giyerler ve siyah kayışlı n Dihç taşırlardı. kalkışma. Kazara insanın ağzından öf- keile Ççıkan bir tek bak başına ne işler açıyor. Eğer istintak e- dilirken söylediğin bir kaç söz olmasa ; herhalde efendimiz seni Yemene göndermezdi. Çerkez Mehmet paşanın — sözleri, birdenbire Cemile hayret vermişti. — Paşa hazretleril.. Ben istintak o- lurken fena bir şey söylemedim ki... — Biliyorum, oğlum; biliyorum. E- fendimiz de biliyor. Sen, daha merkez kumandanlığına gitmeden evvel, ken- dileri derhal evrakını getirtemiş, bizzat tetkik etmiş. Sana isnad edilmek iste- nilen cürümde, tamamen masum ol- duğuna da kanaat getirmiş. — E.. Şu halde, niçin rum?.. — Bir tek söz için oğlum. Onu da gimdi ben, ağzıma alıp tekrar edemem, Nitekim efendimiz de bunun bir daba tekrar edilmemesini istiyor. Ve.. Bir daha ağzına böyle sözler almazsa, ya-| kında onu terfien İstanbula aldırırım, diye irade buyuruyor. — İşte evlâdım. Benden sana nasihat. Ağzını dilini sıkı tut. Yemen, İstanbula bir aylık yoldur. Söylediğimi kim duyacak diye; orada da atıp, tutma oğlum. Emin ol ki, ora- da ft ötsen, burada hamam kubbesi gi- bi gürler... Hadi, allah selâmet versin. Sözlerimi, sakın unutma. Çerkez Mehmet paşa; sözlerini ik-| mal eder etmez, derhal çıkıp gitmişti. Şimdi Cemilin zihnini, biribirine zıd bir takım düşünceler istilâ etmişti. Kendisini ağır yaralı olarak Rume- Hiden getirten, tedavi ettiren, yaverlik veren padişah, bir sözle kend âde- ta mahva mahküm ediyor.. Evinden, barkından, kendisini o kadar seven a- nacığından, ve hattâ.... Burada, Cemilin boğazı düğümleni- yor; Cenan hakkındaki düşüncelerinin birdenbire böyle derin bir uçuruma yuvarlanıvermesi, dimağını muvakka- ten feke uğratıyordu. Ve, bir kaç da- kika, bütün hisleri erimiş ve bitmiş gi- bi kaldıktan sonra, yine zihninden ge- çenlere devam ediyordu: — Evet.. Bütün bunlardan mahrum ederek, beni Yemen çöllerine sürüyor. Ve sürerken de, bana paralar ve ümid vürecek haberler. gönderiyor. Ne;tohaf, SÖZ, sürülüyo- ne garip şey allahıml... Diyordu. Şu anda Cemil; karşısında iki bü- yük düşman görüyordu. | Biri; kendisine iftira eden Halide Sultan. Diğeri de; bu iftiraya kanan ve in- tikama &let olan padişah... Halbuki; padişaha Cemil hakkında maruzatta bulunan Necip Melhame, lokantacı Hacı Nişan Minasyanın dük- kânma devam ödenler hakkitida yapı- lan tahkikat neticesinde Cemilin tev- kif edildiğini söylüyordu. Şu hale na- Zaran, Halide Sultanın bu işde hiç bir alâkası bulunmuyordu. Padişah ise Cemili, korkusundan Yemene sürüyordu. Çünkü, Necip Mel- hamenin sözlerini müteakip Cemilin evrakini getirterek bizzat tetkik eden Abdülhamid; bu cesur ve pervasız İgenç zabitin (eğer padişahı öldürmek z lâzım gelirse, ben böyle kahbece vası- talara tenezzül etmem. Mertcesine ta- bancamı çeker, bir kurşunda onu yere sererim.) diye verdiği ifadeden fena halde korkmuştu... Abdülhamidin' ev- hamı; bu sözleri bir türlü hazmedeme- mişti: — Anlaşılıyor. Delişmen bir deli- kanlı. Böylelerinden korkulur mu, kor- kulur. Ya, günün birinde şeytan ku- lağına bir şey fısıldayıverirse?... Eyisi mi, uzakta bulunsun. ( Arkası var ) Kadıköyünde Yakalanan Arsenlüpenler Biri paşa zade, diğeri de mümtaz bir ailenin çocuğu Kadıköyünde Moda caddesinde Sel oğ- lu apartımanının 4 Üncü katında — oturan mühendis Sıtkının dairesine evvelki gece iki hırsız girerek 250 lira kaymetinde mü- cevherat ile bir takım yükte hafif bahada ağır eşya çalmışlar, kaçmışlardır. Fakat bunlar kapıdan çıkarlarken hiz - metçi tarafından görülmüşlerdir. Hizmetçi bağırmış kimseyi uyandıramadığından hır- sızlar kaçmağa muüvaffak olmuşlardır. Er- tesi sabah polis tahkikata başlamış ve hiz- metçi tarafından verilen eşkâl üzerine bun- latın Hayret Paşanın oğlu Bahri ile Emin adındaki arkadaşı olduğunu anlamıştır. Bunun üzerine her ikisi de çok mümtaz ailelere mensup olan bu delikanlıların ev - leri aranmış ve ikisinin de evlerine uğra - madıkları anlaşılmıştır. Bundan sonra polisin şüpheleri artmış, her tarafta sıkı bir araştırma başlamış, ni- hayet ikisi de Süreyya Paşa — sinamasında yakalanmışlardır. Polis çalınan mücevhe- ratı bunlarin üzerinde bulmuş ve istirdat etmiştir. Dünkü nüshamızda kısaca bildirdiği - miz bu hâdise etrafında yapılan tahkikat İneticesinde bunların on gün evvel de dok. apartımanından — yine çaldıkları tor Etem Vassafın bir miktar para ile tesbit edilmiştir. İki şık delikanlı doktor Etem Vassa- fin evinden çaldıkları 126 liranın 54 Tirası ile terziye birer kostüm ısmarlamışlardır. Polis elbiseleri de terziden almıştır. Bu iki kibar afle çocuğunun yaptıkları bu hırsız. hk Kadıköy muhitinde hayret uyandırmış- tır. Bunların daha bir çok işlerde methal- dar oldukları sanılmaktadır. Konfera , Mi Halkevinde Konferans Eminönü Halkevinden" Cuma günü Evimizin merkez salonunda Dr. Celâl Tabsin Bo - ran tarafından (Türk temaşasının son sal- mücevher eler * verilecektir. açıktır. haları) konulu bir konlera Bu konfarans bütün yurddaşlı İstanbul ikinci iflâs memurluğundan: Müflis S. Hayim masasının müstehikleri Leon Mizrahi ve Alber Hayima — masaca Şiadesine karar verilen 344 ve 18 parça halılar hakkındaki itiraz davaları şifhdiye kadar neticelenmemiş olduğundan halıların muhafaza ve sizorta ve zair mas- ve bu rafları gün geçtikçe artmakta olduğu gibi yeniden açılıp havalandırılmalarına ve sai- reye lüzum görüldüğünden bunlara mahal vermemek ve bedelleri davaların neticele- rine kadar bankada — hıfzolunmak — ürzere merzkür halıların usulen satılmasına idare- ce karar verilmiş olduğundan itirazı olan- ların beş gün zarfında usulen masaya mü- racaatleri ilân olunur. (21778) İstanbul birinci iflâs memurluğundan : Çakmakçılarda Agobyan hanında —üst katta mevcut ve bir. müflise wit yanmış manifatura eğyası bu ayın üçüncü cuma günü saat İ5 te açık azttırma ile satılaca - dandan talip olanların hazır —bulunmaları ilân olunur. (21779) Türk - Fransız ticaret odası 5S0 yaşında İstanbul Fransız Ticaret odası yarın bir toplantı yapacaktır. Bu 50. nci yıldönümü müna- sebetile yapılacak olan toplantı Patrla şilepinde olacak, oda aza- larile Fransız kolonisinden olan herkes bu toplantıya iştirak ede- cektir. Oda azaları Cumartesi günü de Ünyon Fransez'de bir toplantı yaparak odanın bir se- nelik faaliyetini gözden geçire- cekler, meclisi idare raporu oku- yeni heyeti idare seçimi yi dır, Dünkü yangın başlangıçları Dün sabah Kasımpaşa'da Sü- ruri yokoşunda, Paşalimanı'nda, Boyacıköy'de ve Arnavut köyün- de Ayazma caddesinde yangın başlangıçları olmuşsa da itfaiye tarafından sirayetine ve büyüme- sine meydan verilmeden söndü- rülmüştür. Nisan 2 Türk - Yugoslav klering anlaşması şlıt:g:d'ıv daha .:.'“uîılıı Türki- ye- 'ya anlaşma- sından sonra Klerning anlaşması da ayni müddetle uzatılmıştır. Paçavra mahzenindeki cinayet İki gün evvel Sarayburnunda Sinanpaşa köşkünün altındaki bod- rumlarda öldürülan Selim'in kati- linin hüviyeti tesbit edilmiş ve çalınan paçavraların satıldığı yer bulunmuştur. Dün akşama kadar katili tanıyan bir ısla polis memurları katili ınm’:ır, akat henüz bulamamışlardır. Katilin bugün yakalanacağı umulmaktadır. Bir kadının parmakları koptu Bahariyede kontr plâk fabri- kasında çalışan Fatma makineleri &ı;;uleıkı—ıı dğ:rıııılıiırıııı :;--rklın armış, Irma; tur. Mecruh Iııp:tııeyi: kaldırıl- mıştır. Cağaloğlundaki | . . d Şirketi Hayriyeden : Martın 30 ncu Pazartesi günü öğleden sonra saat dörtte Şirketi Hayriye hissedaranının nizamnamenin aşağıda gösterilen tadili için fevkalâde olarak içtiman tekarrür ederek keyfiyet usulü dairesinde ilân edilmişli. Gününde ticaret kanununun 386 ncı maddesinin tayin ettiği ekseriyet hasıl olmadı- ğiından müzakere edilemedi. Binaenaleyh yukarda yazılı madde hükmüne tevfikan mayısın 4 ncü Pazartesi günü Şirketin Fermenetilerde kâin merkezi idaresinde saat on altıda dekrar fevkalâde olarak içlüma aktedilecektir. İşbu içtimaa Ticaret Kanununun bu baptaki hükümleri mucibince bir hissoye malik olan hissedarların dahi iştirake salâhiyetleri vardır. RUZNAMEİ MÜZAKERAT 1 — Şirketin bahri inşaat ve lamirata mahsus fabrikasının teşviki sanayi kanunundan istifadesinini tazammun etmek üzere Şirket mukavelenamesine bir fıkra ilâvesi. ( İâvesi teklif olunan fıkranın şekli:; - Şirketin bahri inşaat ve! tamirata mahsus fabrikası Teşviki Sanayi kanunu ahkâmından istifade oder) | İstanbul Gümrükleri Satış İşleri Direktörlüğünden : M.K.N. Ağırlığı Değeri Cinsi Eşya Marka — No. K A ci B W.G. ISj 5355 - 1095.00 — 16425.00 İpekli Pamuklu mensucat. 1 — Yukarıda yazılı eşya 2490 S. KAN. hükmüne tevfikan ke- palı zarf usulile satılacaktır. 2 — Şartnameler bedelsiz İstanbul Gümrükleri Direktörlüğünden alınacaktır. 3 — Artırmaya ait zarflar 21/5/936 G, saat 16 da Satış Komls- yonu Odasında açılacaktır, 4 — Muvakkat teminat miktarı (1232) liradır. 5 — İsteklilerin Ticaret Odasına kayıtlı Tüccardan bulundukla- rına dair Odanın vesikasını teklif zarflarına koymaları şarttır. 6 — Bu arttırmaya gireceklerin teklif mektupları 2490 S. KAN, 33 cü maddesinde güsterildiği ve yukarıda (3) S. fıkrada yazıldığı üzere saat 15 kadar makbuz karşılığında Satış Direktörlüğüne veril- mesi mecburidir. (1780) İstanbul 7 inci İera Memurluğundan : Emniyet Sandığına (135) lira mukabilinde birinci derecede ipotekli olup paraya çevrilme- sine karar verilen ve tamamına (1160) lira kıymet takdir edilen Beyoğlu Kasımpaşada Bedrettin mahallesinde Yeniyol sokağında eski 8 yeni 8 numaralarla murakkam ahşap bir evin tamamı açık arttır- maya vazedilmiştir. Arttırma peşindir. Arttırmaya iştirak edecek müşterilerin kıymeti muhammenenin *» 7,5 nisbetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hamil olmaları icap eder. Müterakim vergi, tanzi- fat, tenviriye ve vakıf borçları borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 17-4-936 tarihine müsadif Cuma günü dairede mahalli mahsusuna talik edilecektir. Birinci arttırması 11-5-936 tarihine müsadif Pazartesi günü dairemizde saat 14 ten 16 ya kadar icra edilecek birinci 'arttır- mada bedel, kıymeti mubâmmenenin & 75 ini bulduğu takdirde üste bırakılır. Aksi takdirde son arttırmanın teahhüdü baki kalmak üzere arttırma on beş gün daha temdit edilerek 26-5-936 tarihine müsadif Salı günü saat 14 ten 16 ya kadar dairede yapılacak ikinci arttırma neticesinde en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. 2004 numaralı İcra ve İllâs kanununun 126 mcı maddesine tevfikan hakları tapu si- cillerile sabit olmıyan ipotekli alacaklarla diğer alâkadaranın ve irti- fak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren 20 gün zarfında evrakı müs- bitelerile birlikte dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde hak- ları tapu sicillerile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Müterakim vergi, tenviriye ve tanzifiyeden ibaret olan Belediye rusumu ve Vakıf icaresi ile 20 senelik Vakıf icaresi tavizi bedeli müzayededen tenzil olunur. Daha fazla malümat almak istiyen- lerin 934-4447T numaralı dosyada mevcut evrak ve mahallen haciz ve takdiri kıymet raporunu görüp anlayacakları ilân olunur. — (1714)