Dünkü nisiulü Hwasası (4008 senelerinde idi. Büyük Türk amirali Barburcs — Hayreddin — öleli den daha baskın olan Turgut reis de hisarından atılan bir güllenin Fırlat- wü—*ww&nm Akhdeniz ufuklarına kapamıştı. Venediklilerle onların yoldaşları sevinmişlerdi. Bu üki büyük deniz <;- İ yorlardı. olan Venedikliler yorlardı. Mertçe yapamadıklarını el altından ve başkaları vasıtasiyle yap- makta devam ediyorlardı. Mora kıyılarında bir sabah, bir Türk tüccar gemisi İstanbala doğru Gi garba gidiyordu. Fakat Venedik ge- mesi yelkenlerini ündirmişti. Kürekle- rini pek yavaş çekiyordu ve direlte- ki vardiya durmadan dört yanı gö - zetliyordu. Bir aralık hayburdı: — Provamızda bir gemi... Wenedik gemisinin güvertesinde bir kımıldanma oldu. Vardiya ilâve etti * — Bir Türk gemisi... © anda yelkenlerin direklere çe - kilmesine emir verildi: — Hissal.. Hissa!.. kasaratı üstündeki Venedik bayrağı- mı görmüştü. Aldırmadı, hattâ barı - şık olduğu bu devletin gemisini se lümlamağa kazırlandı. Lâkin iki gemi bir iki yüz kırlaç yaklaşınca Venedik gemisinin ansızın proovasını Türk gemisine çecirdiği görüldü: ğ — Ne oluyor? Ne iztiyorsunuz? Demeğe vakit kalmadı. » Venedik topları hep birden ateş ettiler. Türkler de dalgın yakalanmalkla beraber aslan gibi dövüştüler. Fakat 4' hem azlık idiler, hem de geminin | İçinde bulunanların hepsi boğgaz - lanarak denize atılıyorlardı. Vene - İ dük kaptanı elinde yalın kedıçla do- | lasıyor, tekrar tekrar haykırıyordu: t — Hiç kimse sağ kalmıyacak ' Hiç bir öz Bırakmayın! ..) | Dediği gibi yapılmış, gemi de a- teşe verilerek suların ve alevlerin a- | rasında yokolmuştu. İspanya, Sicilya ve hattâ İngil - | tereden denize açılan korsanlara bi- | rer adam gönderilerek kandırılıyor, | bol silâh ve bol para veriliyordu. Bunların vazifeleri Akdenizin her tarafından rastladıkları Türk tüc- i car gemilerini yağma etmek, yak - mak ve batırmaktı. |— maçya kıyılarına kaçmışlardı. Bun- lar orada Klisa kalesine yerleştiler. le Türk Emanlarına hücuma başla - dince Zeng-Seya kalesile Velya a- lasına geçtiler. rili ufaklı binlerce ada ile doludur. ları için (sürgünler) manasına ola- Askoklar adını alan bu İslâv 1 az zamanda kuvvetlen - ği a üç yıl önce Maltanın Sen Ancelo| K ,ı. “ Tarlmi L-rllı * - Dalmaçya Korsanları Veneaikmere kata Tutmağa iyermi ü daş olmaşta. Önün yerini| boş bırakmıyan ve atılganlık cihetin-| İ gözlerini hayata v« © hadar seodiği —£ deri yeli lunuz Türülerlü gütek ceki-''© K gi gibi zafer bulamıyacaklarını sanı- €8 4 vla beraber Türklerin en a- Ö ymanı.. düşment Te henüz Girit ile Kıbrısı ellerinde ıu...i | j | İ NE Kuvvetlenince »a Wenedikliler Türk esirlerine böyle işkence ederlerdi Veredikliler bunları da kandıra. iyordu. Bir Venedik kadirgası da çek Türk ticaret gemilerine saldırt- in Suda fimasından çıkmış.| | y.r. Dalmaçya ve Armavutluk ile Mora kıyılarımna sik sik acıklı ha - berler geliyor. Türk gemilerinin, gi- ı decekleri yerlere varmadıkları, kay- bolduki. , öğreniliyordu. Dalmaç ... korsanları büsbütün kuvvetlenince Venediklilere de ka- Sa tutmağa başladılar. Onların da gemilerini yakalıyorlar, yağma e - diyorlar, yahut batırıyorlardı. Wenedikte büyük bir heyecan var- dı. Devleti yaşatan, ordu ve danan- mayı besliyen tacirler ayaklandılar. | Kürekler yavaş yavaş işledi. Gemi| Senatoya hücum ettiler ve: sanki rahat rahat yoluna devam edi-| yordu.. Türk gemisi bu geminin duç | — Bizi bu korsanlardan kurtarı- nız! Diye bağırdılar. Her gün bir kara haber geliyor - O|du. Zengin ve işlek bir şehir olan, üç| 'l ? kiki L Sper J Balkan atletizm müsabakaları Yugoslavya oy]ınlırın Belgratta yapılmasını temine çalışıyor Sofya 30 (Huzusi) — Bu seneki Bal- |kan alletizm — müsabakalarınm — Sofyada yapılmasından var geçilmesi Yugoslar at- letizin heyetini harekete getirmiş ve müsa- |bakaların Belgratta yapılması için teşeb- *|büslere girişilmiştir. Yuzoslavya gazetelerinin yazdığına gö- re İhayet hükümete müracast ederek bu teklifin yerine getirilmesini ve yardım ola- İrak ta (300) bin dinarlik tahsisat ayrıl - Hükümet bu teklifin tet. le meşgüldür. Diğer taraftan Yunan-tenis teşkilâtının masını istemiştir İkuruluşunun 40 incı yildönümü münase - betile Atinada paskalya yortularında yani |bu sayın VI - 19 unda Bülkan tenis maçları yapılacaktır. Bundan sonra yine ÂAtinada — Akdeniz İya ibaşta Türkiye, Yununistun, ve Yuyos- lavya olmak üzere bütün Akdeniz devlet- leri iştirak edecektir. Bulgarlar. yalnız paskalya yartularında Atinadaki Balkan tenis müsabakalarına gi - receklerdir. Çocuklar için futbol Üsküdar Şamsipaşa meydanında futbol o - |yotiları tertip edilmiştir. . Mürsabakalar, Anadoluspor klübü genç- ve bazı mektep takımları arastın- da yapılacak ve 'bu müsabukalari çocuklar parasız seyredeceklerdir. Gülle kaldırma rekoru Leningrad, 31 (A.A.) — Gülle kal- 'dırma şampiyonu Şişin, sol eliyle 86 | kilo kaldırmış ve bu suretle yeni bir dünya wekoru tesis etmiştir. kalktıktan sonra da Adiryatikte Türk gemilerinin kaybolması devam etti. Buna şaşılıyordu. Piyetro Zeno gene filosile denize aa j Z3 nisan çocuk bayramı münasebetile' Yazan: Osman Cemal Bu sefer Hasanın bir başka arka -|lerin altını iskandil ederek asıl kalaba- daşı karşılık verdi: hğın biraz berisindeki böğürtlen yığı- — Burası sizin babanızın yeri mi? |nının gölgesine sığındı. — Babamızın yari, anamızın yeri... Çekilin, defolun oradan! diyorum size) — Çekilmiyeceğiz işte, ne yapa - cuksın ? Uzumca ve esmer kız atıldı: — Aman bırak, Allah aşkma Şa - hinde Hanım teyze, orlar pek arsız, yüzsüz şeyler; uyma şu pislere, onlar şimdi dırlanıp dırlanıp defolur, gider- ler! Kadın çocuklara son bir hamle daha yaptı: — Tuuuh size edepsizler! Çocuklardan biri, ağzından çok fe- du;lıilııkm&—’uhı_ıü-- zerinden birdenbire fırladı; ayaklarına ayakkabilarını giymeden gülle gibi çocukların yanına düştü ve o son sözü ağzından kaçıyanın yanağınn — balyoz indirir gibi bir tokat attı: ) — Ulan, itoğlu it, bu kadar — çolu- , çocuğa, bu kadar kadıma karşı ağ- ki az kalsın yere yuvarlanıyordu. Ken- İdiri güçbelâ soplayıp dağruldu ve afnl afal herifin yüzüne bakarken bu sefer| de öteki yanağına birinciden daha şid- detli ikinci bir tokat indi. Öteki çocuk- Biraz önöe kendisi için: — Ama o bir şey yapmamıştı ki... Onun hiç kabahati yoktu! Diyen kızm sesi hâlâ — kulaklarını okşüyordu. Çömeldiği yerden gizli gizli ceviz- Terin altını gözetlemeğe başladı. De- minki salıncakta gimdi yine kolan vu- ran vurana idi, kazların çocuklamın, hattâ genç kadımların ikisi inip ikisi bi- niyer; hafif hafif türküler, kahkaha- lar, böyle âlemlere mahsus kadın te- kerlemeleri cevizlerin altını çın çın öt- türüyordu. Hasan, bir aralık arkadaş- larından birini dövön ve kendisini de Kızlardan önce 'bir kaç küçük: — Haydi haydi seninle biz sallana- ! Diye onun etrafını sardilar. Fakat ç rerek) ben bu ablalarla sallanmak isti- yorum! Kızlar bir âki gülüşüp nazlandıktan sonra salıncağa sokuldular. Adam nasil ettiyse etti, uzunca lar çoktan çil yavrusu gibi aradan ka- / boylu esmerce kızı bileğinden yakala- çışmış, her biri bir deliğe sinmişti. Yalnız — tokatları yiyen — çocuğun yanıbaşında Hasan kalmıştı. İkinci to- katı yedikten sonra her iki — yanağı pancar kesilen ve gözleri dolu olan çocuk şimdi yarım ağızla ve ağ- lamalı bir sesle yarı yalvarıyordu: — Ne vuruyorsun be, ben venin ak- dolu | yınca salıncağa hoplattı, “kendisi - de karşısına çıktı. Böraz sonra her ikisi yavaş yavaş, öne arkaya kolan vurur- lazkön Hasan içinden : " — Şimdli, dedi, kalkıp gitsem de şu adama: «Be herif desem, kendi evlâ- dın, hattâ torunun yaşındaki bu kızla karşılıklı kolan vurmaya — sikilmiyer .—Ym.uhlhn.haiı'ııl— , iayamazsınız! (Büyükçe kızları göste- Kkıf'anm en güzel mallarımı, — hattâ | açılmıştı. Ragoza, Spatto ve Zara a- |Hindin ve Çinin altın değerinde o 'ıçıklırındı dolaşıyordu. Gemilerin - lan eşsiz mahsullerini bütün Avru- den iki tanesini korsan gemisi şekli- paya satan Venedik telâş içinde idi. ne sokmuştu. Onları Türk gemileri- |Hayat günden güne duruyordu. — 'nin en çok geçtiği yerlere yolladı. | Senato toplandı. Dalmaçya kor - Kendisi oralara yakın bulunuyor - isanları üzerine bir donanma gön -| du. derdi. 1562 de başlıyan harp sene -| Bir Türk gemisi artik korsan kal- lerce sürdü. Korsanlar her tarafta | madığı için rahat rahat yoluna de - yenildiler. Hepsi de kılıç, balta we ' vam ediyordu. Fakat bir burnu he- -ııkıhndıı——luı!ü-ihuılnıkü—nidikivudbu huklarının cezasını kanlı ve korkunç çılgın gibi haykırdı: bir şekilde, ölümlerile ödediler. —| — Korsanlar!.. Reis, korsanlar | Bu korsanların ortadan kaldırıl- yolumuzu kestiler. j mnası için Türkler de bir. kaç defa| “Gemide koşuşmalar, bağrışmalar | |Venediklilere haber yollamışlar, | oldu. Yelkenlere ve küreklere asıl - hattâ son harp sırasında Venedikli - dılar. Kocaman tekne çatırtılar ya- “lere yardım etmişlerdi. parak döndü. Kırbaçlar forsaların Artık Adriyatik denizinde hiç bir |arkalatında şakladıkça 1skarmozlar Türk gemisinin kaybolmaması lâ - gıcırdıyor ve kürekler dörtnal ko - zumdı. Çünkü buraya hâkim olınf,.n bir atın barzı ile denize girip çı - Venediklilerle dost idiler. kıyordu. | Fakat Venedikliler böyle düşün-| Türk gemicileri, karsanlarla boy müyorlardı. ölçüşecek kadar topları ve tayfaları Onlar: v Glimamasına rağmen dövüşmeğe de — Keşki Dalmaçya korsanları bi-|hazır idiler. Fakat dövüşmeden kur- zim gemilerimize ilişmeden Türk - tulmağa çalışmak daha doğru idi. lerin gemilerini vurmakta devam | Korsanlar onu kovalamıya baş - musun? » Bereket versin, Hlasanın zihninde — ÂI sana aktan! birden parlayan bu fikir talaş alevi gibi Deyip onun ensesine bir yumruk çabuk parlayıp söndü. Yoksa Hasan daha savurduktan sonza çocuk yüzü kalkıp bu dediğini yapsaydı belki de î:""" yere tekerlendi ve_yı.eıdcn kal-İorada o kadar insanın içinde hem de r kalkmaz tabanları yağladı. tertemiz, yepyeni elbiseleriyle — dört H-ınhiuııdıöyhpuldhidu-b—_wü*y*m“ REE yuyor, MRrip garip adamın yüzüne ba- | 0 rüsva olacaktı. —( dekemsen ıyordu. Asabi adam Hasana: — Sen hâlâ ne duruyorsun oğlan? Haydi bakayım, çek sen — de arabanı çabuk! Hasan gayet natürel bir seale: ranın miyım, gidip akranıma çatsan a.. Adam: — Ben bir şey yapmadım ki... ; — Yap yapma, defol oradan baka- Damar &Wı.df k. yam, siz hepiniz bi? (....) soyusunuz! || Yenecek gıdalar tistesi Hasan, bir söz daha söylerse anla-|| Sabah kahvaltısı: 'yordu ki tokatı yiyecekti. Meltil melâl || Ac karmına: Bir bardak Afyon ma - den suya, * geriye döndü ve tıpış tıpış caddeyi tut- tu. O, henüz üç, beş adım atmamıştı ki arka taraftan bir kız sesi çınladı: — Ama ©o bir şey yapmamıştı ki, onun hiç kabahati yoktu. Hasan, utancından ve belki e bi- raz korkusundan geriye dönüp — bak- madan bu ince #esin 6, uzunca boylu, 1 — Meyvalar (portakal, mevsimine gö- re kayısı, firenk elması, kavun, üzüm), bisküri, reçel, tereyağı. Öğle yemaği: 1 — Yemekten evvel bir bardak Af-) yon ve yahut iyi memba suyu. 2 — Haşlanımış balık ve yahut tavuk eti. 3 — Havuç haşlaması. 4 — Bezelye ezmesi üzerine yağda az | | dilar. Türkler bu kaleyi de zapte - lerinden gidecekti. mleketlerinden kovulmuş olduk- nuz!.. Bosna ve Hersek Türkler tarafın-| etseydiler, biz de her türlü yardımı dan zaptedilince bir kısım halk Dal-|onlardan esirgemeseydik!.. Diyorlardı. Simdi vurguna uğramıyan “Türk Gemiler yaptılar ve Türk gemileri- gemileri Adriyatikte gittikçe çoğa- lacak Venediklilerin ficaretleri el - Senato buna üzülüyordu. — Bunu bana bırakınız ve susu - Onlara plânını anlattı. Onun sözleri en büyük bir devlet sırrı gibi muhafaza ediliyordu. n Dalmaçya korsanları — ortadan 5» Ö ladılar. Başka bir burnu kıvrıldıkları za- man Venedik filosu ile burun buruna Foft Vemellik genlleri mavük ee -| dilar. Şimdi bir avuç Türk ile bin - lerce Venedikli arasında ümitsiz bir a karışık girintiler ve çıkıntılarla, bıyık altından gülerek şöyle dedi: |birlikte kadın ve çocuklar da boğaz-| - ezilerek yavaş yavaş oradan — kaybol- du. Arkadaşları başka haşarılıklar, bel- ki de başka tokatlar yemek için Bay- geldiler. Oulardan imdat istediler. rampoşa taraflarına yollanmışlardı ve | Hasan zaten oanların o tarafa gidec&-ı fını sararak bir anda ortalarına al- İerini biliyordu. Fakat kendisi - öyle| yapmadı; dağruca oraya yakın — olan evine gitti. Annesinden yeni bayram- hk albiselerini, fotinlerini istedi, elini, miktarda mitilmiş tereyağı dökülecek. 5$ — Elma kompostosu, ve at sütlâç. mahallebi, aşure. X Akşam yemeği: Za Koyu şehriye ve yahut bezelye, mer- cimek unu çorbas. Yazım kilo yoğurt şekerli. Bir bardak su. İki elma. Yatarken: Bir çay bardağı ıhlamur içilecektir. Ve halftada bir gün yelnız meyva ye - AĞ ll İ