İ et İA UÇ ERRAĞTAĞEE VCT KA EbaRNI $Ğ A SS $ İ ıg eĞ A A AA A ö ye y aÜai LAŞ $N S > e— Tei Ti | 4 l | .e ş 2 Sayfa -— — r .. Hergün Tramvay kazaları İhtiyaç ve lüks . “Anlaşıyorlar mı? e Tramvay kazaları ütün İstanbulu mateme boğan tram- | vay facine münasebetile topladığı- maz rakamlar bize dehşet verdi. Bütün fedakârlıklara rağmen bâlâ İs - tanbulda tramvay kazalarının devamı ha- karşı mücadele ile meşgul. Biz bu sahada ellerimizi bağlamış yurtdaşların hayalını mukadderatın eline teslim etmiş bulunu - yoruz. İstanbul çehrinin sokakları dar ve inişli yokuşlu olduğu için, biz her memleketten ziyade kazalara karşı — şiddetli - tedbirler almak ve ihtiyatlı bulunmak mecburiye - tündeyiz. * Lılı ve ihtiyaç nsan ihtiyaçlarını temin etmeden İükse saparsa gülünç olur. Bir adam tasavvur ediniz ki kazancı ancak günlük ekmeğini çıkaracak kadar darda, fakat © bu parayı ekmeğine vereceğine sinemaya, öotomobile, yahut karısının kürküne sarfeder. Bu adam Bizim nazariyemizde ya deli veya hesabı- mı bilmiyen bir aptaldır. Memleket baştan başa imara muhtaç. İmar faaliyetine geçlizimiz zaman o kadar büyük ihtiyaçlarla karşı karşıya geliriz ki, işe nereden başlamak lâzım geldiğini ta - yinde güçlük çekeriz. Fakat biz bütün bu ihtiyaçlara gözlerimizi kapayıp lüka işlere para sarfedersek, bize her halde iyi not vermezler. Dün gazetelerde Urfada — Lelediyenin yaptırdığı modern sinema binasını görünce kendi kendime böyle düşündüm. Urfada tam manasile modem hastane yoktur. As- vi mektep yoktur. Belki yol yoktur, süt yoktur, su yoktur. Fakat belediye — şehrin imanı namına 500 kişi alan modern bir si- nema yaptırmağa başlamıştır. Buna sadece kel başa şimşir tarak tak- mak derler. * Anlaşıyorlar mı? ihayet Habeşistanı paylaşıyorlar mı? Son gelen haberler, üç emperyalist deyletin İtalya - Habeş harbini bitirmek için buldukları çarenin, Habeşistanı kendi aralarında paylaşmak olduğunu bildiriyor. Bu haber henüz tesir etmemiştir. Yalnız Londrada gizli sulh müzakereleri cereyan ettiği gizlenmemektedir. Fakat emperyalist İngilterenin emeli ne Habeşistanı kurtarmak, ne de sulhü temine çalışmaktır. Onun emeli, Habeşistan ve bu vesile ile Akdeniz üzerindeki menfaatlerini korumaktır. Bu gayeye varmayı Habeşis- tanı taksimde bulursa, böyle bir anlaşma yapmakta tereddüt etmiyeceğine — şüphe yoktur. Hayale kapılımıyalım ve vakıaları oldu- u gibi kabul edelim. Biliyor Musunuz? | — Ceb saati kaç tarihinde icat edik. miştir? 2 — İstanbul kaç tarihinde idaremize geçmiştir ) 3 — Tarihimizde «Çeşme deniz vak. — asıs adı altında maruf olan vak'a nedir? 4 — Denizde dünyanın en — kuvvetli | Gç devleti hangileridir? 5 — Fransız hükümdan on altıncı Lü- “ünin idam edilirken söylediği son söz neydi? Cevapları yarın * Dünkü Suallerin Cevapları 1 — Devletin 1935 - 1936 hitçei 195,011,053 liradır. 2 — Nüfusu en az olan vilâyetimiz Ağ- tı'dır. Nülusunun yekânu 98,35 1 dir. 3 — Saylavlarımızın sayısı 399 dar. 4 — Nüfusu 25,000 den fazla olan yirmi bir şehrimiz vardır. 5 — Ankara » Sivas hattının uzunluğu 603 kilometredir. B a e Haâdiseler Karşısında: Kazazedeler serisi SON POSTA Resimli | Makale Biz ötedenberi sigarayı yalnız erkeklere yakıştırırız. Sigara içen kadın bize tuhaf görünür. —ıhdd.y——hııdıhbhüı—ıııüü —-h—_ ı&-dıııah. SÖZ ARASINDA A TüRAdAdE LK ÇEr " DrkE .N HERGÜN BİR FIKRA Şampiyonları İkbal ve idbar Rusya imparatoriçesi ikinci Katerin. uzun müddet Prene Örlöf'la seviştik- ten sonra, bu zata kızmış, — kendisini azletmiş ve yerine de Prens Patemkini dost edinmişti. Bir gün, Prens Patemkin sarayın merdivenlerinden, Çariçenin dairesine çıkarken, © sırada inmekte olan Orlof ile kargılaştı. Soğuk bir selâm — verip geçmektense, bir şey söylemiş olmak için: — BSarayda ne var, ne yok? sorunca, Orlof: — Hiçi dedi. Ne olacak? Siz çıkı- yorsumuz.. Ve ben de iniyorum işte! BULMACA ıi . N ü Geçenlerde gene bu sütunlarda Ameri- kada beş senedenberi uyuyan genç bir kızın hastalığından bahsetmişlik. Avrupa gazeteleri bu münasebetle, kendi kıt'ala- yında gördükleri vak'aları saymaktadırlar. Fransanın Aisne — eyaletinde bir kadın tam yirmi sene uyumuştur. Gesine ismin - de-genç ve güzel bir kız 22 teşrinisani 1886 'da uykuya dalmış, 13 teşrinisani 1903 te uyanarak sapasağlam işine gücüne baş - Tamıştır. En şayanı dikkat vak'a İsveç'te cereyan etmiştir. Karolim gsminde bir kız 1891 senesinde 13 yaşında uykuya dal - maş, 1923 te 32 sene uyuduktan sonra 46 yııııd.ı myanmıştır. Gazeteciler kıza şimdi ne yapacaksınız dedikleri zaman: — Çok geç kalmışım amma, derhal ev- leneceğim! cevabını vecmiştir. * diye Porukanın Menşel Peruka Fransada dalkavukluk zihniye- tinin mahsulü olarak ryevaç bulmuştur. On beşinci asırda Burgonya dukası Filip bir hastalık geçirerek bütün saçlarımı kaybet- miş, bunun üzerine de İngilizlerden gör - düğü perukayı başına geçirmiştir. Kendi- sine tâbi beş yüz asılzade de onu taklit et- mişlerdir. Peruka bilhassa 14 üncü Lui zamanında moda olmuştur. Çünkü bu başmetli hü - kümdar da başında hastalık - olduğu için bütün hayatı müddetince peruka kullar - mıştır. S0 e-tnıxueıs $ Soldan sağa: 1 — İşkence, vapurun yatılacak yeri. 2 — Otamebilin büyüğü, çoğu âşik usan- dırır. 3 — Maskara, görünmeden — gelen, 4 — Marmarada İstanbula yakın kara par- çalari. 5 — Millet kalabalığı, zafer geçidi. 6 — Kopuk. 7 — Kâr değil. & — Kaçır. maz, ışık 9 — Asmaktan emrihazır, sıva yapılır. 10 — Asgari, tok değil I1 — L çilen şey, çocuk karyolası. Yukarıdan aşağıya: | — Rahataz. 2 — Kolay değil, ya- ramazın aksi. 3 — Hlararetli. 4 — Bir renk, an, 5 — Bir N ilâvesile sayı olur, kı- şin yağar, 6 — Başa geçirilen, içine bir . şey konan. 7 — Asmaktan emrihanır, gö- 'Tramvay kazası görünmez kazaya mi - |Sebelere — verilen isim. 8 — Dağa - çıkan sal olabilir. Görünür kazaya da bir misal | Taütehammil hayvan. 9— Valdeler, bir sonu * Çinlerin Bastıkları Köy Fransada köyün birinde halk müçte - mian müddetumumiliğe istida vererek kö- yü cinlerin bastığını ihbar etmişlerdir. Cin- ler evlere girmekte, pancorları açıp kapa- makta, camları kırmakta, dolapları, kon - solları boşaltımakta, kümesleri soymakta, ta- vanlardaki jJambonları yemekte imişler.. Müddeiumumilik bir taraftan tahkikata başlarkan, diğer taraftan cin ve perilerin hışmından köy halkmı kurtarmak mak - sadile dini âyinler tertip etmişlerdir. tım.. Oraya da tramvay kazası girmişti. Denörez aet edatı. 10 — Bir üzüm ismi, tayyare. 11 —| — 1 —— Aynalı çeşme 2 — Viiz, ağı e Tekdir, bir renk. ö 3 — Umk, naş. 4 — Sabavet, ebe, 5 — Tımamvay kazazedelerinin sesleri anto - Dünkü Bulmacanın Halli: İni kâs, ak. 6 — Niza, usul. 7 — Teb, al loji kazazedelerinin seslerini bastırdı. Soldan sağa: 8 — Asü, itab. 9 — Lüpa, rakibe. 10 — Tramvay faciasından inanılmayacak bir iki sahnc: yorlar. Son senclerde bu lchlıld:nnıu alt Üüst oldu. sigaraya da içkiye de alıştılar. Şimdi yalnız evlerde değil, ber Erkeklere has telâkki ettiğimiz vardır ki, | Yerde sigara içen kadınlara rasgeliyoruz. K Ürre ea ND |D ylada sa ön l0i ee yazlşdü Kadbalaır dünte. İzmeldil Ka boş görülecek bir şey değildir. Biz kadın deyince sigaranın pis erkeğe içkiyi tabüi görürüz de, içki içen bir kadın gördüğümüz kokusunu değil, nefis lâvanta kokusunu batırlarız ve kadını öyle | — Avumturalya, 2 — Yama, aaat. İ Yat, kum. 11 — Atatürk, İSTER İNAN İSTER İNANMA! Kaza mahallinde herkes can kurtarmakla meşgul. Zabıla me- murları ve halk tramvay altından yaralıları ve ölüleri çıkarı - Kadınlarımız | Erkeklerin İşlerini Ellerinden | Alan Kadınlar | — Feminizmin zaferini ilân etmek üzere iİngilterede son elli senenin — hâdiselerini İgösteren bir sergi açılacaktır. Yapılan istatistiklere göre bu son elli İngilterede 966 hırdavatçı, 21 çömlekçi, 60 garaj müdiresi, ve 2995 de tütün işçisi kadın vardır. Buna itiraz etmek isteyenlere — karşı, Feminist İngilizler şu cevabı vermektedir- ler: — Erkekler de kadına mahsus bir sürü İişi kadınların ellerinden akcışlardır. Mut- fak işleri, moda dikiş meseleleri, fırm- |eıhk ve ekmekçilik, meslekleri, iplik — do- İkkmağiliğe ll — Beaki © zamanlarda « bayı kadınlara mahsus işlerdendi. Bagün hemen tamamen erkeklerin ellerine geçmiştir. Kadınlar bu cevapla da iktifa etme- mekte ve her mesleği erkek kadar yapa- bileceklerini iddia etmektedirler. * Siyaset âleminde kugu kuşlarının movkil Üçüncü Jorjun başvekili Vilyam Pit, parlâmentoda okuyacağı PHtitah nutkunu gelip hükümdarına anlattı. çünkü metinde, kendisinin kuğu kuşların- dan bahsedildiğini bildirdi. Pit, kralın alay edip etmediğini anla - maak için müşarünleyhin yüzüne baktı. Kral tekrarladı: — Ciddi söylüyorum, benim kuğu kuş- larımdan bahsedeceksin. Bu vaziyet karşısında şaşıran başvekil uzun uzun düşündü, ne yapsın, ne müna- Bir kaç gün sonra kral Jorjun delirdiği öğrenildi. 3 Nikbin, aptal. 4 — Az, Anıt. 5 — Vize, sü. 6 — Ekâbir. 7 — Çanta, tank. 8 — Eza, su, ak. 9 — Şişe, sabıka. 10 — Bavul bu. V1 — Ek, ekl, sama. Yukarıdan aşağıya: Sözün Kısası Büyübt Yürekli Türk Kızı E. Ekrem-Talu- €ce, saat on biri geçiyor.... Sinema* lardan — ve tiyatrolardan — boşaları İstanbul müşterlerini semtlerine götürmek üzere Beyoğlundan bareket eden ikinci mevki bir tramvay arabası, Daire durağı” min az ötesindeki kavsi dönerken, birdeni kızak yapıyor. Hava rutübetli.. İşlene işlene zaten <- Tâ tutmuş olan raylar islak.. Arabanın fi- venleri tutmuyor. İçeride otuz, otuz beş kadar yolcu vaf. Fırtınalı denizde bocalayan — bir geminin kaptanı gibi, o dakika mes'uliyetini müde rik bulunan vatınan, beliren faciayı önler mek için elindeki tekmil — vesaiti — isliyora Nafilel Araba — yaldan çıkiyor.. — Çılgin — bir bamle ile, kaldınmların üzerinde bir — iki sarsıldıktan sonra karşıda bir binanın du- varma çarpıp devriliyor. Tuz ile buz! ? Bir lâhza içinde enkaz yığını haline gelen bu meş'um arabanın altından bir ö“ K, bir kaç iane de yaralı çıkanyorlar. Yar rahlardan bizi, Niyazi adında bir adamdır« Çoluk çocuk sahibidir; fakat henüz çok genç denecek bir yaştadır. Niyazinin ya« rast ağırdır.. İki bacağı birden kopmuştur« Uykusundan kalkıp vuzilesi başına ko* şan doktor bu cani kurtarmak için: «Ames- Kiyat Tüzımcdır. Fakat çok kan kaybetmişe tir., Dayanamaz!» diyor. Kendini tamamiyle kaybetmeyen yaraı h yalvarıyor: — Çacuklarım var! Ölürsem sürünün ler.. Yaşamak istiyorum! e' D akda sin Piliela Ban ç ee lâzım. Doktor etrafına bakınıyor. — Ortalığa bitab ediyor: — Bu adamı, bu çoluk çocuk — sahibl yurddaşı kurtarmak için, ona kendi kanını dan birazını verecek yok mu? Orada bir sürü insan, hergün, her fır« satta; «Erkeğizlm diye övünen bir çok â- dam vazdır. Hepsi susuyorlar. Bir canı ve bir yuvayı tehdit eden #0 ğuk ve korkunç ölümün karşsında hepsl de taş kesilmişler sanki! Bu esnada, incelik bir ses, mütereddit, yükseliyor : — Doktor Bey! Ben veririm — kanırm! Ne kadar lâzımsa alınız! Bu, hastahanede mütevazı bir maiset tet mini için canla, başla çalışan bemşire Sas niyedir! Beyaz gömleğinin altında kadımlığınıt şekli silinen bu büyük yürekli, temiz özlü has ve halis Türk kızı yaptığı harekelit ulvüiyetini müdrik değildir. O, bunu hiç bif menfaat — düşüncesiyle değil, — vicdanının! hazzı, merhamet duygularımın tatmini için mahcube kollarını sıviıyor.. Damarlarına batırdıklari iğnenin ucundaki tertemiz kan damlasın! tahlil ediyorlar.. Öyle ya, zerkedilecek kan, kanına uygun olmalı, değil mi? Yazık! Saniyeninki uygun değilmiş. Za- zarı yok: Yerine Rizyolojik serom tecrübü edilecek. Fakat Jestin güzelliği, feragat ve fazi * letin kıymeti zerre kadar azalmış değildir Eğer kanı uysa idi, genç hemşire onu se“ ve seve verecekti.. Beyoğlu Zükür hastahanesi bemşırelerim den bayan Saniyeyi bütün Türk milletinii takdir ve tebciline arzediyorum! — < izen Talı yaralmın Özlü Sözler: İnsan hayvanların en galizidir. Yaşı kalp gösterir. 3, Erekine Sessiz olan unutulur. Amiel Allahı fotoğrufa çekebildiği zaman M Bu arada tramvay şirketinin memurları da faaliyette. Fakat Koşucu Besim federasyon — kazazedesi Bir erkek için erkeklerle çarpış a kazadan uzun urun tahsedenlek, İ| izerken atlıyor ve kazada şahit olarak bulunmamak için ka - | yaralılara yardım etmekle; veyahut kazanın sebeplerini tahkik- İ|gin karisile çarpışmaktan daha iyidir. T,w_ny B he çat Fadetsoyon kaiü ' çıyorlar. Hayatlarını kurtarmanın diyetini bakikatin meydana | le değil, yarın açılabilecek tazminat davaları karşısında şimdi - Honore de Balzac çıkmasına yardım etmek suretile olsun ödemekten çekiniyorlar. | den anlaşmaya çalışmakla.. Başkalarını sevmek, onları yalnız bü * gına bırakmaktır. Orcar Wilde ğ Savaşın ne olduğunu, barış içinde yö# — yanlar. anlıyamaz. Sehiller Sinin ehemmiyeti unutuldu. * kalyan kazasına uğrıyan Hâile Selâsye- Bin basına gelenlerin yazıldığı sütuna bak- İSTER İNAN İSTER İNANMA!